Azerbaycan
Güney Kafkasya'da bir ülke Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Güney Kafkasya'da bir ülke Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Azerbaycan, resmî adıyla Azerbaycan Cumhuriyeti (Azerice: Azərbaycan Respublikası [ˈɑzæɾbɑjdʒɑn ɾespublikasɯ]), Batı Asya ile Doğu Avrupa'nın kesişim noktası olan Kafkasya'da yer alan bir ülkedir. Güney Kafkasya'nın en büyük yüz ölçümüne sahip ülkesi olan Azerbaycan'ın doğusunda Hazar Denizi, kuzeyinde Rusya, kuzeybatısında Gürcistan, batısında Ermenistan ve güneyinde İran ile komşudur. Kendisine bağlı olan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nin ise kuzey ve doğusu Ermenistan ile, güneyi ve batısı İran ile çevrilmiştir, Türkiye ile 17 km'lik sınırı bulunmaktadır.
Azerbaycan | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Başkent ve en büyük şehir | Bakü 40°25′K 49°50′D | ||||||||
Resmî dil(ler) | Azerbaycanca[1] | ||||||||
Konuşulan diller | Tam listeye bakınız | ||||||||
Etnik gruplar (2019)[2] | |||||||||
Demonim | Azerbaycanlı | ||||||||
Hükûmet | Üniter yarı başkanlık sistemli baskın partili anayasal cumhuriyet | ||||||||
| |||||||||
Yasama organı | Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclisi | ||||||||
| |||||||||
Yüzölçümü | |||||||||
• Toplam | 86.600 km2 (114..) | ||||||||
• Su (%) | 1,6 | ||||||||
Nüfus | |||||||||
• 2023[3] tahminî | 10.127.874 | ||||||||
• Yoğunluk | 117/km2 (99.) | ||||||||
GSYİH (SAGP) | 2024 tahminî | ||||||||
• Toplam | 199,195 milyar $ (78.) | ||||||||
• Kişi başına | 19.328 $[4] (87.) | ||||||||
GSYİH (nominal) | 2024 tahminî | ||||||||
• Toplam | 78,749 milyar $ (82.) | ||||||||
• Kişi başına | 7,641 $[4] (91.) | ||||||||
Gini (2008) | 33.7[5] orta | ||||||||
İGE (2019) | 0.756[6] yüksek · 87. | ||||||||
Para birimi | Manat (AZN) | ||||||||
Zaman dilimi | UTC+4 (AZS) | ||||||||
Trafik akışı | sağ | ||||||||
Telefon kodu | +994 | ||||||||
ISO 3166 kodu | AZ | ||||||||
İnternet alan adı | .az |
Azerbaycan, zengin kültürel mirasa sahiptir. Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkeler arasında opera, tiyatro gibi sahne sanatlarını barındıran ilk ülke olma özelliğini taşır.[7]
Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti 1918 yılında kurulmuştur, ancak iki yıl sonra 1920, 26 Nisan'da Kızıl Ordu sınırı geçerek Azerbaycan'a girmiş,[8] 28 Nisan 1920'de Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti kurulmuş[9] ve ardından Sovyetler Birliği topraklarına katılmıştır.[9] Ülkenin tekrar bağımsızlığını kazanması 1991'de Sovyetler Birliği'nin dağılması ile gerçekleşmiştir.
1991 yılının Eylül ayında, çatışmalı bölge Dağlık Karabağ'daki Ermeni çoğunluk, Dağlık Karabağ Cumhuriyeti'nden ayrılmak istemiş ve SSCB'nin çözülme sürecinde başlayan Birinci Dağlık Karabağ Savaşı 1994 yılında sona ermiştir. Dağlık Karabağ ve onu çevreleyen 7 bölge o zamana kadar uluslararası alanda Azerbaycan'a bağlı kabul edilirken Savaş sonrasında bölge, AGİT öncülüğünde yapılan görüşmeler sonucunda fiilen bağımsız kabul edildi. Dağlık Karabağ Cumhuriyeti, fiilen savaşın sona ermesinden bu yana bağımsız olmasına rağmen, diplomatik anlamda hiçbir devlet tarafından tanınmamaktadır ve Azerbaycan'a bağlı bir de jure bölge olarak kabul edilmektedir.[10][11][12][13] Nitekim 2020 yılında gerçekleşen çatışma sonrasında Dağlık Karabağ ve 7 bölge yeniden Azerbaycan yönetimi altına girdi.[14]
Azerbaycan, üniter bir anayasal cumhuriyettir. Türk Devletleri Teşkilatı ve TÜRKSOY'un etkin üyesidir. 158 ülkeyle diplomatik ilişkisi ve 38 uluslararası kuruluşa üyeliği vardır.[15] GUAM, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nün kurucu üyelerindendir.[16] 1992'den bu yana Birleşmiş Milletler'e üyedir, 9 Mayıs 2006'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kurulan İnsan Hakları Konseyi'nin üyeliğine seçilmiştir.[17] Ayrıca Bağlantısızlar Hareketi, AGİT ve Avrupa Konseyi'ne de üyedir, Barış İçin Ortaklık projesinde NATO ile iş birliği yapmaktadır.[15][18]
Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası'nda resmî din yoktur ve ülkedeki tüm ana siyasi güçler laik milliyetçidir ancak halkın çoğunluğu ve kimi muhalefet güçleri Şii İslam inancına sahiptir.[19] Diğer Doğu Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri ile karşılaştırıldığında Azerbaycan, sosyal ve ekonomik gelişme ile okuryazarlık oranında yüksek seviyelere ulaşmıştır.[20][21][22] İşsizlik ve intihar oranları da düşüktür.[23][24][25]
Bununla beraber 1993'ten beri iktidarda olan, Yeni Azerbaycan Partisi, bireysel hakları sınırlama, siyasal baskı, basına yönelik sansür gibi otoriter ve insan haklarını zedeleyici politikalar yapmakla suçlanmıştır.[26] Azerbaycan, 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde iki yıllık daimi olmayan üyeliğe başlamıştır.[27]
Steingass'ın Farsça sözlüğünde āẕar-ābād, آذر آبادگان āẕar-ābādgān Tebriz şehrinin eski adı olarak kaydedilmiştir.[28] "Āzar" (Farsça: آذر) Ateş, baycan veya orijinal olarak bilinen haliyle "Pāyegān" (Farsça: پایگان) Muhafız/Koruyucu (Āzar Pāyegān = "Ateş Muhafızları") (Farsça: آذر پایگان) anlamına gelmektedir. Adların kökeni Zerdüştlük dönemi Perslerine (İran) dayanır. Müslümanların Pers'i fethetmesinden sonra birçok Farsça söz Arapça yazılmaya başlandı ve orijinal telaffuz şeklini yitirdi; örneğin "G / P / ZH / CH" sesleri Arapçada herhangi bir karşılık bulamadı. Böylece "Azar Paigān", Azerbaycan olarak bilinir hale geldi.
Farklı bir görüşe göre, Azerbaycan adı Ahameniş İmparatorluğu'nda Midya satraplığının yöneticiliğini yapan ve imparatorluğun Büyük İskender tarafından fethinden sonra görevine devam eden[29][30] Pers[31][32][33] Atropat'tan türemiştir.[34][35] Bu adın da Zerdüştlük dini kökenli olduğu düşünülmektedir. Atropat, Atropatena bölgesinde (günümüzde İran Azerbaycan'ı) egemenlik kurmuştur. Diğer bir görüşe göre ise o bölgede büyük bir devlet kurmuş olan ve Hazar Denizi'ne de adını veren Hazarlar'ın (Kazar, Kuzar, Xazar) adından kaynaklanır.[36]
Azerbaycan'daki en eski insan yerleşimleri Taş Devri'ne kadar uzanır, bu yerleşimin bulgularına Azıh Mağarası'nda rastlanmıştır ve Kuruçay kültürü adıyla tanınır.[37] Eski Taş Çağı ve Tunç Çağı ile ilgili kalıntılara ise Tağılar, Damcılı, Zar, Yatak-yeri adlı yerleşim merkezlerinde yer alan mağaralarda ve Leylatepe ile Saraytepe nekropollerinde ulaşılmıştır.
Azerbaycan'da milattan önce dokuzuncu yüzyılda, ilk İskit-Saka yerleşimleri başladı. İskitlerin ardından Manna Devleti (MÖ IX), sonra İranlı Medler Aras Nehri'nin güneyindeki bölgeye egemen oldular (MÖ IIV).[30] Medler, MÖ 900-700 arasında büyük bir imparatorluk kurdular ancak MÖ 549 yılında yıkıldılar ve topraklarına Ahameniş İmparatorluğu sahip oldu. Ahamenişlerin, Azerbaycan topraklarını da ele geçirmesi üzerine buralarda Zerdüştlük yayılmaya başladı.[38] Daha sonra Büyük İskender'in imparatorluğu Azerbaycan'da egemen oldu, devamında Selevkos İmparatorluğu'na bağlandı. Romalılar da Roma İmparatorluğu devrinde buraya yerleşti. Bölgenin asıl yerlileri olan Albanyalılar MÖ dördüncü yüzyılda bir imparatorluk kurdular. Bu devirde Zerdüştlük, Atropatena ve Kafkasya coğrafyasında yayıldı.
Albanya, 252'de Sasani İmparatorluğu'nun vasal bölgesi haline geldi ve Kral Urnayr, dördüncü yüzyılda devlet dini olarak Hristiyanlığı kabul etti. Devlet, çok sayıda Sasani ve Bizans fethine rağmen dokuzuncu yüzyıla kadar bölgede varlığını sürdürdü. Sasanilere itaat ederken kendi monarşisisni de devam ettirebildi. Albanya Kralı, derebeyi olmasına rağmen sadece sembolik bir otoriteye sahipti. Sivil dini ve askeri otorite Sasani askeri hükûmetinin elindeydi.[39] 7. yüzyılın ilk yarısında ise bölgeye Müslümanlar tarafından yapılan fetihler sonucu Albanya da müslüman yönetimin çatısı altına girdi. Emevi halifesi, hem Sasanileri hem de Romalıları, transkafkasyadan çıkarmayı başardı ve 667 yılında, Kral Javashir öncülüğünde başlayan Hristiyan isyanını da bastırdıktan sonra Albanya'yı kendine bağladı.
Abbâsî Halifeliği'nin gerilemesiyle oluşan otorite boşluğunda, Müsafiriler, Sâciler, Şeddadiler ve Büveyhîler gibi birçok yerel devlet bölgeye egemen oldu. 11. yüzyılın başında Orta Asya'dan batıya doğru ilerleyen Oğuz Türkleri, Azerbaycan'ı ele geçirdi;
Bölgeye giren ilk Türk devleti 1067 yılında Selçuklular oldu. Türklerin yerleşimi öncesinde burada Ermenice, Farsça ve Eski Azerice gibi hint-avrupa dil ailesine ve kafkas dil ailesine mensup diller konuşuluyordu. Bunlardan Eski Azerice, zamanla Türkçe ile kaynaşarak günümüzdeki Azericenin ilk formunu oluşturdu.[40][41] Bazi dilbilimciler, bu bölgede konuşulan Tat lehçelerinin de Eski Azericeden türediğini söylemektedir.[41][42] Daha sonra bölgeye hakim olan İldenizliler, bölgesel olarak Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı olmakla beraber kendi yönetimlerini kurdular.
Bölge hanedanlarından Şirvanşahlar, Timur İmparatorluğunun çatısı altında bir devlet haline geldikten sonra, Altın Orda Devleti Toktamış'a karşı savaşta Timurlular'a yardım ettiler. Timur'un ölümünden sonra ise bölgede Karakoyunlular ve Akkoyunlular olmak üzere iki bağımsız ve rakip Türk devleti ortaya çıktı: Kara Koyunlu ve Ak Koyunlular Azerice konuşan[43][44] Türk boylarının bir konfedere devletiydi Şirvanşahlar ise bu süreçte yeniden bağımsızlaşarak ve yerel yönetimlerini güçlendirdiler.
I. İsmail'in Kızılbaş ordusu Azerbaycan seferini gerçekleştirip 1500'de Çabani Meydan Muharebesi'nde Şirvanşah Ferruh Yasar'ın ordusunu yenmiş ve Tebriz'e girip Safevi Devleti'ni kurmuştur.[45] Safevi hükümdarlarının ana dili Azerice idi, devletin yıkılışına kadar Safevi sarayında konuşuldu.[46][47] Devletin feodal beyleri Azerice konuşan Kızılbaş aşiretlerinden oluşuyordu. ve devlet yönetiminde üstünlük onlardaydı. benzer şekilde Safevilerin devlet ordusunu oluşturdular.[48][49][50] Böylece Azerbaycan Safevi egemenliğine girmiştir. Daha sonra da Afşarlar, Zendler ve Kaçarlar tarafından yönetilmiştir. Bölgede o zamana kadar hakim olan Sünniliğin, ağırlığı Şii inancına bırakması da yine bu dönemde gerçekleşmiştir.[51]
Şirvanşahlar, 1538'e kadar safevi egemenliği altında, kendi bulundukları bölgede iktidarlarını sürdürebildiler. Şah İsmail'den sonra gelen oğlu Şah Tahmasb ise Sirvanşahları derdest ederek etti ve bulundukları bölgeyi, Safevi vilayeti yaptı. Vilayetin adı da Şirvan oldu. Osmanlı- Safavi Savaşı sonunda Osmanlı Devleti, kısa süreliğine de olsa bugünkü Azerbaycan topraklarının bir kısmını ele geçirdi ve yönetti. 17. yüzyılın başında, Safavi yönetici I. Abbas, bölgeyi Osmanlılardan geri aldı.
Safevilerden sonra bölge Afşar hanedanı tarafından yönetildi. Nadir Şah'ın (h. 1736-1747) ölümünden sonra, onun eski tebaasının çoğu istikrarsızlığın patlamasından çıkar sağladı. Azerbaycanda çeşitli yarı bağımsız biçimlerine sahip çok sayıda kendi kendini yöneten Azerbaycan hanlıklar[52] ortaya çıktı. Hanlıklar, Orta Asya ve Batı arasındaki uluslararası ticaret yolları aracılığıyla kendi işlerini kontrol ediyorlardı.
1722 ve 1723 yılları arasında süren Rus-İran Savaşı'nın sonrasında, Safavi İmparatorluğu çöktü. Bakü ve çevresi Ruslar tarafından işgal edildi. Kısa bir araya rağmen bugün Azerbaycan topraklarında bulunan Safavi Devletine komşu olan ülkeler, Safavilerin bölgeye gelişinden 19. yüzyıla kadar İranlıların yönetiminde kaldı.[53][54]
Safavilerin ardından, bölge yine Türk kökenli olan Afşar Hanedanlığı'nın yönetimine girdi. Nadir Şah'ın ölümünün ardından ise bölgede kendi yönetimini sağlayan sayısız hanedan ortaya çıktı.[55][56] Bu hanedanların yöneticileri İran Şahının tebası konumundaydı.[57] Hanedanlar aynı zamanda, Orta Asya ve Batı arasındaki ticaret yollarının kontrolünü de ellerinde bulunduruyordu.[58] Bölge ilerleyen tarihlerde Kürt kökenli olan Zendler ve yine Türk kökenli Kaçarlar tarafından yönetildi.[59] 18. yüzyılın sonlarına doğru, Rusya güneydeki komşuları (aynı zamanda rakip devletleri) olan Osmanlı ve İran'a karşı daha saldırgan bir jeopolitik duruş sergilemeye başladı[60] ve büyük kısmı İran'ın elinde bulunan kafkasyayı ele geçirmeye çalıştı.[61] 1804 yılında, Ruslar Ganja kasabasını işgal ederek İranlıları buradan çıkardı. Bu adım 1804 ve 1813 yılları arasında sürecek Rus-Pers savaşının da fitilini ateşledi. Askeri anlamda büyük bir güce sahip olan Ruslar bu savaştan galip çıktı.[62] Savaş sonrasında imzalanan Gülistan antlaşması gereği Kaçarlar; Gürcistan ve Dağıstan ile pek çok hakanlığı bırakmak zorunda kaldılar.[63]
İlerleyen yıllarda, Ruslar Gülistan Antaşması'nı ihlal ederek İran'a ait Erivan Hanlığı'nı da ele geçirdi[63][64] ve iki ülke arasında yeniden savaş başladı. Bu savaş 1826 ve 1828 yılları arasında sürdü. Savaşın sonunda imzalanan Türkmençay Antlaşması gereğince Kaçarlar; Erivan, Nahcivan ve Talış Hanlıkları üzerindeki üzerindeki egemenliklerini yitirdiler.[63] Böylece bugünkü Azerbaycan topraklarından, İran kontrolü altında olan son kısım da yitirildi. Kafkasya topraklarının İran'dan Rusya kontrolüne geçmesiyle beraber bu iki egemenlik arasındaki sınırı Aras Nehri oluşturdu. Bu durum SSCB'nin çözülüşüne kadar devam etti.[65]
Kaçarlar, 19. yüzyılın başında bugünkü Azerbaycan topraklarını da içeren Kafkasya bölgesini Rusya'ya bırakmak zorunda kaldı.
Birinci Dünya Savaşı sırasında 1917 Ekim Devrimi sonucu yıkılan Rus İmparatorluğu'nun ardından, kısa süreliğine de olsa, bugünkü Azerbaycan Cumhuriyeti, Ermenistan ve Gürcistan'dan teşkil Transkafkasya Demokratik Federatif Cumhuriyet kuruldu. 1918 yılında ise TDFC çözüldü ve Mehmed Emin Resulzade tarafından kurulmuş olan Müşavat Partisi öncülüğünde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, bağımsızlığını ilan etti. Yeni Cumhuriyet için kullanılan Azeri ismi, cumhuriyetten öncesine dayanır ve cumhuriyet öncesinde sadece günümüz İran'ının kuzeybatı komşuları için kullanılırdı.[66][67]
ADC, tarihteki ilk müsluman parlamenter cumhuriyet olma özelliğini taşır.[68][69] Bu dönemde, parlamentonun önemli icraatları arasında kadınların oy hakkı yer alır.[70] Bu bakımdan Azerbaycan, kadınlara erkeklerle eşit siyasal haklar veren ilk müslüman ülkedir. Bir diğer önemli icraat ise Müslüman dünyasının ilk modern üniversitesi olan Bakü Devlet Üniversitesi'nin kurulmasıdır.[70]
1920 Nisanında, Geçici Devrim Hükûmeti Ülke genelinde kontrol sağladı ve ülkenin adı Azerbaycan Halk Komiserleri Komitesi Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti oldu. Daha sonra bu isim Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adını aldı, böylece Azerbaycan da Sovyetler Birliği'ne katılmış oldu. Azerbaycan Anayasası'nın kabulünden sonra ise 1921'de Azerbaycan Devrim Komitesi, Merkezi Yönetim Komitesi olarak değişti ve yüksek yasama organı oldu.
13 Kasım 1921 tarihinde Sovyet Rusya, Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye arasında Kars Antlaşması imzalandı. Bu antlaşma sonucunda, Bağımsız Aras Cumhuriyeti, Nahcivan Özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti adıyla, Azerbaycan Sovyet'ine dahil oldu. Diğer yandan Zangezur ve Alexandropol adıyla da bilinen Gümrü Ermenistan'a verildi.[54]
12 Mart 1922'de Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan, bir araya gelerek Sovyet Rusya'nın öncülüğünde Transkafkasya Sovyet Federatif Sosyalist Cumhuriyeti'ni oluşturdu. Bu girişim, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği öncesinde ilk kez Sovyet Cumhuriyetlerinin birleşmesidir. Birlik Konseyi de yine bu 3 ülkenin temsilcilerinden oluşmaktaydı. Azerbaycan Neriman Nerımanov, Gürcistan Polikarpe Mdivani, Ermenistan Alexandr Fyodorovich Miasnikyan tarafından temsil edildi. Transkafkasya Komünist Partisinin ilk sektereri de Sergo Ordzhonikidze’dir.
1922 Aralığında Birlik, Rusya Ukrayna ve Belarus’la birleşme kararı alarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ni oluşturdu. Nitekim Transakafkasya birliği pek de uzun sürmedi. 1936 yılının Aralık ayında çözüldü ve liderler kendini pek çok konuda fikir ayrılığına düşmüş halde buldu. 3 ülke de doğrudan Sovyet Cumhuriyeti oldu.
İkinci Dünya Savaşı sırasında ise Azerbaycan, SSCB’nin statik enerji politikasında kritik bir role sahipti. Savaşın başlarında Nazi Almanyası saldırmazlık paktına uydu ancak 22 Haziran 1941'de Almanya, SSCB'yi işgal edince durum değişti. Savaşın ilk yılında Azerbaycan 23 buçuk milyon ton petrol üreterek kendi petrol endüstrisinin rekorunu kırdı.[71] 1941’in sonuna gelindiğinde ise binlerce Azeri, Gönüllü Halk Birlikleri’ne katıldı. Seferberlik hali hayatın her alanını olduğu gibi petrol endüstrisini de etkiledi. Savaşın başlamasından bir hafta sonra, petrol işçileri, kendi çalışma saatlerini günde 12 saat olacak şekilde değiştirdi, tatiller ve izinler savaş sonuna kadar iptal edildi. Bakü'nün petrol kaynağı olması onu Hitler'in de hedefi haline getirdi. 1942 yılında Almanya güçleri, Bakü'ye saldırdı. Ancak saldırı başarısız oldu. Stalingrad'da yenilgiye uğrayan Alman ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Bununla beraber Doğu Cephesinde kullanılan SSCB petrolünün yüzde sekseni, Bakü’den tedarik edildi. 1942 yılında, Yüksek Sovyet kararıyla Azerbaycan petrol endüstrüsünde çalışan 500’den fazla işçi, madalya ya da nişan ile ödüllendirildi. 130'dan fazlası SSCB’nin en yüksek dereceli onur ödülü olan “SSCB Kahramanlığı” unvanına layık görülmüştür. Azerbaycanlı Tümgeneral Azi Aslanov bu unvana iki kez layık görülmüştür.
1941 yılında SSCB, İran'da Azerilerin yaşadığı bölgeyi işgal etti. Sovyet Ordusu, askerî birliği Aras'ın güneyinde Azeri nüfusunun etnik kimliğini koruyarak yaşamasına izin verdi. Sovyetlerin bölgedeki hakimiyet süresince Azerbaycanlılar kendi dilini konuşabildi. Fars hakimiyetinde gölgede kalan dil bu süreçte SSCB Azerbaycanı'ndan gelen yazarlar, gazeteciler ve hocalar sayesinde bu bölgede yaşatıldı. 1945'te SSCB'nin geri çekilmesi sonrası özerk bir Azerbaycan Halk Cumhuriyeti kuruldu. Merkezi Tebriz lideri Jaafar Pishevari idi. Azerbaycan'ın seküler kültürü, eğitimi ve kurumları İran Azerbaycanı'nda da kendini gösterdi. Bu durum iki ülkenin SSCB kontrolü altında birleşeceğine dair yorumlara da neden oldu. Oysa sonunda İran Azerbaycanı soğuk savaşın en önemli anlaşmazlıklarından birine ev sahipliği yaptı. Batılı güçlerin baskısı ise SSCB'yi geri çekilmeye zorladı. İran hükûmeti 1946'da bölgede yeniden kontrol sağladı Demokrat Parti liderleri Sovyet Azerbaycanı'na iltica etti.
1960'larda SSCB siteminde yapısal krizler başgösterdi. Azerbaycan'ın petrolü Sovyet ekonomisindeki kritik önemini kaybetmeye başladı. Bunda hem diğer bölgelerdeki petrol kaynaklarının, hem de bu bölgedeki kaynakların tükenmesinin etkisi vardı. Sonuç olarak Azerbaycan yakın zamanın en düşük ekonomik büyümesiyle karşı karşıya kaldı. Azeriler ve Ermeniler arasındaki etnik gerilimler de bu dönemde baş gösterdi. Moskova, gerilimi düşürmek amacıyla Haydar Aliyev'i Azerbaycan Komünist Partisi'nin başına getirdi. 1969'da Aliyev'in icraatları ekonomik alanda yükselmeye sebep oldu ancak bu yükseliş de geçici bir süre için geçerliydi. Aliyev zamanında Azeri kökenli yönetici elitlerin de gücüne güç kattı.
Aliyev 1982 yılında Moskovada bulunan Polütbüro'ya üye seçildi. 1987'de Gorbaçov öncülüğünde uygulanan prestroykaya karşı çıktığı için Gorbaçov tarafından emekliliğe zorlandı.
Soğuk Savaş'ın ilerleyen yıllarında Sovyet ekonomisinde belli sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Askeri alanda gelişim sürerken halkın günlük ihtiyaçlarının karşılanmasında sıkıntı yaşanıyordu. Üretim faaliyeti büyük oranda yavaşlamış ve aksamaya uğramıştı. Bu durumun en önemli sebeplerinden biri işçilerin üretime yabancılaşmaya başlamasıydı. SSCB'de işsizlik oranının yüzde 0 olması, toplumun sosyalist değerlere bağlılığının azalmasıyla birleşince, işçilerin üretim sürecine gereğinden az özen göstermesi sonucu ortaya çıktı. Bu duruma uzun süre çözüm bulunamazken dönemin devlet başkanı Gorbaçov'un 1986'da 27. Parti Kongresi'nde söylediğine göre sorun, üretici güçler ve üretim ilişkilerinim arasındaki uyuşmazlıktan ileri gelmekteydi.[72] Gorbaçov, çözüm olarak işçilerin içinde bulunduğu yabancılaşma halinin sona erdirilmesi gerekliliğini ve Leninizme dönüşü önerdi. Perestroyka olarak adlandırılan ve SSCB'nin çözülme sürecinde kritik öneme sahip olan politikalar dizisi, politikanın da ötesinde bir yaşam tarzı olma özelliğine sahipti.[73] Ekonomik alanda dışarıya açılmayı merkezine alan prestroykanın 4 temel stratejisi vardı: Bireysel çıkarlara önem verilmesinin toplumsal üretimdeki sorunları azaltması, kamusal eleştiri (glasnot) yani işçilerin fabrikalarda işçi meclisleri kurup burada tartışmaları, demokrasi, son olarak da hukuk ve kontrol.[72] Prestroyka yeniden yapılanma anlamına gelmekteydi. İşçilerin yeniden ülkenin sahibi olduğunu anlatmak amaçlanıyordu.
Glasnost ise açılık politikasıydı. İşçilerin fabrikalarda ve bulundukları tüm işyerlerinde söz hakkına sahip olmalarını içeriyordu. Ancak Glasnot bir süre sonra anti-sosyalist politikanın aracısı haline geldi. Zaten SSCB ve kapitalist ülkeler arasındaki temel çatışma noktalarından birini özgürlük propagandası oluşturmaktaydı. Bu politikaların etkisiyle, bağımsız kuruluşlar ve siyasal örgütler ortaya açıkmaya başladı. Bunlardan birisi 1989'da kurulan ve SSCB'den ayrılmayı hedefleyen Azerbaycan Halk Cephesi'dir. Ülkede huzur sağlaması amacıyla öne sürülen bu politikalar huzursuzluğu daha da arttırdı. Büyük bir kargaşa ortaya çıktı. Halka vadedilen özgürlük sadece özel mülkiyet özgürlüğü ile sınırlı kaldı ve demokrasi alanında gerçekleşmedi.[74]
Azerbaycan'daki iç rahatsızlıklar, Moskova'nın ilgisizliğine cevap olarak zaten sıcak çatışmalara dönüşmüştü ve bu çatışmalar bağımsızlık ve ayrılık çağrısına yol açtı; olaylar Bakü'de yaşanan Kara Ocak'ta doruğa çıktı.[75] 1990 yılından sonra, Azerbaycan SSC Yüksek Konseyi, başlıktaki "Sovyet Sosyalist" kelimesini kaldırdı, Azerbaycan Cumhuriyeti Bağımsızlık Bildirisi'ni kabul etti ve devlet bayrağı olarak Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin bayrağını kullanmaya başladı.[76] 18 Ekim 1991'de Azerbaycan Yüksek Konseyi, ülkede yapılan referandum yoluyla Bağımsızlık Bildirisi'ni doğrulattı ve Aralık 1991'de Sovyetler Birliği resmen dağıldı.[77]
SSCB'nin çözülmesi sonrası bu coğrafyada tarihte eşine az rastlanır bir yoksulluk baş gösterdi. Sosyalizmin yeniden doğma ihtimaline karşı çok hızlı bir kapitalistleşme yaşandı. Bu süreçte, daha önce vadedildiği gibi şirket ve fabrika hisseleri insanlara dağıtıldı. (Sosyalizmin bunları tek elde topladığından ve mülkiyetin halka ait olması gerekliliğinden bahsediliyordu) Ancak, birkaç sene içinde büyük değerlere sahip olacak olan bu hisseler, bu dönemde halkın karşı karşıya kaldığı yoksulluk nedeniyle değerinin çok altında fiyatlara satıldı. Ve günümüzün oligarklarını oluşturacak isimlerin elinde toplandı. 1990'ların sonuna gelindiğinde yoksulluk 10 yıl önceye oranla azalmış ve halk normal yaşama dönmeye başlamıştı ama geçiş sürecini oluşturan 10 yılın çok acılı olduğunu söylenebilir.
1993 yılının Eylülünde Azerbaycan, Bağımsız Devletler Topluluğu'na katıldı. 1991 yılında Dağlık Karabağ bölgesindeki çatışmalar büyük bir savaşa dönüştü. 1994'te ateşkes imzalandı ancak anlaşmazlıklar devam etti.[76] 1994 yılında çatışmaların sonunda Ermeniler, Dağlık Karabağ da dahil olmak üzere Azerbaycan'ın yüzde 16 kadarını kontrolü altına aldı.[78][79] Yaklaşık 30.000 kişi yaşamını kaybetti ve bir milyon kişi bulunduğu yerden ayrılmak zorunda kaldı.[80] Dört Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı (822, 853, 874 ve 884), "Ermeni güçlerinin Azerbaycan'ın işgal altındaki tüm topraklarından çekilmesini istedi".[81] 1970 nüfus sayımına göre 510.000 Rus ve 484.000 Ermeni Azerbaycan'da yaşamaktaydı; 1990'larda ise birçok Rus ve Ermeni, Azerbaycan'ı terk etti.[82][83] 25-26 Şubat 1992'de Ermenistan'a bağlı kuvvetlerin Azeri sivilleri topluca katlettiği Hocalı Katliamı, İnsan Hakları İzleme Örgütü de dahil olmak üzere birçok uluslararası örgüt tarafından soykırım olarak kabul edilmektedir.[84]
Seçimle başa gelmiş olan devlet Başkanı Ebulfez Elçibey, Surat Hüseyinov’un başında olduğu ordu tarafından görevden alındı. Bu olay sonrasında bir önceki devlet Başkanı Haydar Aliyev'in siyasal gücü arttı. 1994 yılında Hüseyinov, dönemin başbakanı Aliyev'e de darbe girişiminde bulundu ancak başarısız oldu ve vatan hainliği suçlamasıyla tutuklandı.[85] Ertesi yıl, Aliyev'e karşı bir darbe girişimi daha oldu. Bu sefer başını Rovşen Cevadov'un çektiği OMON adıyla bilinen özel amaçlı polis birlikleri tarafından yapılan darbe girişimi başarısız oldu. Bu olayın ardından Azerbaycan OMON birlikleri dağıtıldı.[86][87] Bu süreçleri, ülkenin devlet bürokrasisi ve yolsuzluklarla dolu kötü şöhreti izledi.[88] 1998 Kasımında Aliyev ikinci dönem için yeniden seçildi. Ekonomide yaşanan gelişmelere rağmen Aliyev'in başkanlığı, seçim hilesi şüphesi, ekonomik istikrarsızlık ve iç yolsuzluk nedeniyle eleştirildi.[89] Aliyev'in ölümünden sonra 2003 yılında oğlu İlham Aliyev, hem Yeni Azerbaycan Partisi'ne hem de Azerbaycan Devleti'ne başkanlık yaptı ve 2013 yılında 3. kez yeniden seçildi.[90] Azerbaycan resmî olarak günümüzde 66 yönetim bölgesine ayrılır.[91]
Azerbaycan, Güney Kafkasya'da yer alan bir Avrasya ülkesidir. Bulunduğu konum, Doğu Avrupa ve Güneybatı Asya'dır. 38° ve 42° kuzey enlemleri ile 44° ve 51° doğu boylamları arasındaki coğrafı bölgeye yerleşmiştir. Sınırlarının uzunluğu 2.648 kilometredir. Bunun 1007 kilometresi Ermenistan, 756 kilometresi İran, 480 kilometresi Gürcistan, 390 kilometresi Rusya ve 17 kilometresi Türkiye sınırlarını oluşturmaktadır.[92] Sahil şeridi 800 kilometre uzunluğundadır ve Hazar Denizi'nin Azeri kısmının en geniş alan uzunluğu 456 kilometredir.[92] Ülke toprakları kuzeyden güneye 400 kilometre ve doğudan batıya 500 kilometre olarak uzanır.
Doğu sınırını oluşturan Hazar Denizi, kuzeydeki Büyük Kafkas Sıradağları ve merkezdeki geniş düzlükler, Azerbaycan'ın en baskın fiziksel nitelikleridir. Büyük ve Küçük Kafkas Dağları ile Talış Dağları ülkenin yüzde kırklık kısmını kapsar.[93] Bazardüzü Dağı, Azerbaycan'ın en yüksek noktasını (4.466 m), Hazar Denizi ise en alçak noktasını (−28 m) oluşturur. Bunların dışında, Doğanın Yedi Harikası listesine eklenmek için aday gösterilen çamur volkanlarının yaklaşık yarısı Azerbaycan sınırları içinde kalmaktadır.[94]
Yüzey suları, temel su kaynağıdır. Ancak, ülkedeki 8.350 ırmak arasından yalnızca 24 tanesinin uzunluğu 100 kilometrenin üzerindedir.[93] Irmakların tamamı, ülkenin doğusunda kalan Hazar Denizi'ne dökülür.[93] 67 km2 büyüklüğündeki Sarısu Gölü, Azerbaycan'ın en geniş gölüdür. En uzun ırmağı ise sınırlar dışındaki uzunluğu da eklendiğinde 1.515 kilometreyi bulan Kura Nehri'dir. Ayrıca ülke, Hazar Denizi'nde yer alan kimi adaların da iyesidir.
1991 yılında Azerbaycan'ın bağımsızlığını kazanmasından bu yana hükûmet, ülkede çevreyi korumak için köklü tedbirler almıştır. Ancak çevrenin ulusal anlamda korunması, Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı'ndan sağlanan yeni gelirlerle devlet bütçesinin artması sayesinde 2001'den sonra gelişmeye başlamıştır. Dört yıl içinde korunan alanlar iki katına çıktı, günümüzde ise ülkenin yüzde sekizlik bir kısmını kapladı. 2001 yılından bu yana hükûmetin yedi büyük rezerv kurmak ve çevreyi korumak için ayırdığı bütçe, ikiye katlandı.[95]
Azerbaycan geniş bir doğa çeşitliliğine de ev sahipliği yapar. Toprakların yarsından fazlası 400-1000 metreye uzanan dağlık alanlardan oluşur. Bazı bölgelerde bu 100-120 metre bazı bölhelerde ise 50 metre civarındadır. Kalan bölgeler ise genelde daha alçak düzlükler ve ovalardan oluşur. Güneyde Ermenistan'ın dağ kütleleri, kuzeyde ise yüksek Kafkas Dağları vardır. Azerbaycan'ın dağları; Büyük Kafkas Sıradağları (4.000-5.000 m) içinde yer alan Bazardüzü (4.466 m), Şahdağ (4.243 m), Pazaryurdu (4.126 m), Tufan (4.191 m), Yarıdağ (4.116 m), Ragdan (4.020 m) dağları, Küçük Kafkas Sıradağları içinde yer alan Kapıcık (3.906 m), Gazangeldağ (3.829 m), Biçenek Aşırımı (2.346 m), Karabağ Volkanik Yaylasında yer alan Delidağı (3.616 m), Murovdağ silsilesinde yer alan Kamışdağ (3.724 m), Hinal dağı (3.367 m), Kepez (3.066 m), Zengezur Sıradağları içinde yer alan Büyük Işıklı (3.550 m), Talış Sıradağları silsilesinde yer alan Kömürköy (2.493 m) ve Kızyurdu (2.433 m) dağlardır. Azerbaycan'ın en uzun ırmağı 1.364 km Hazar Denizi'ne dökülen Kura Nehri'dir. Aras Nehri ise 1.072 km'dir. En büyük doğal gölü 67,0 km2 ile Sarısu Gölü'dür. En büyük yapay gölü 605,0 km2 ile Mingeçevir Baraj Gölü'dür.
Çevresinin dağlar ve yüksek tepelerle çevrili olmasına rağmen Azerbaycan'ın büyük bir kısmı ovadır ve topraklarının en verimli yerleri arasında Kura ve Aras ırmaklarının karıştığı deltadır.
Azerbaycanda ılıman bir iklim vardır ancak Hazar Denizinden içeriye doğru, yüksek dağlarda ve diğer yüksek kesimlerde sert bir iklimle karşı karşıya kalınır. Yüksek kesimlerde kışlar uzun, soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise serin geçer. Ovalarda ise kışlar serin ve yağmurlu ve kimileyin karlı, yazlar sıcak ve kurak geçer.
Azerbaycan ülkesi ovalarda genellikle bozkırdır, %25 ise bir kısmı dağlarda olmak üzere ormanlarlarla kaplıdır. Kuzey ve güney kesimlerinde dağların 2000 metre yüksekliğine kadar ormanlar görülür. Azerbaycan'ın doğal hayatında çoğunlukla bulunan hayvanlar, kızıl geyik, alageyik, karaca, dağ keçisi, karapaça, bizon, yaban domuzu, pars, Avrasya vaşağı, yaban kedisi, boz ayı, kurt, kızıl tilki, dağ faresi, sincap, Kafkas köstebeği Kafkas sivriburunlu faresi.
Azerbaycan iklimi dünyadaki 11 iklim çeşidinden 9'una sahiptir.[96] Yıllık ortalama sıcaklığı 10 °C'ın üzerindedir.
Azerbaycan'da hayvan yaşamının zenginliği ve çeşitliliği ile ilgili ilk raporlar, doğu gezginlerinin seyahat notlarında bulunabilmektedir. Mimari anıtlar, antik kaya ve taşlar üzerindeki hayvan görüntüsü oymaları günümüzde kadar hayatta kalmıştır. Ülkedeki hayvanlar alemiyle ilgili ilk bilgiler ise 17. yüzyılda, doğa bilimcileri tarafından yapılan ziyaretler sırasında toplanmıştır.[93]
Azerbaycan sınırları içinde yaşayan 106 çeşit memeli, 97 çeşit balık, 10 amfibik tür ve 52 çeşit sürüngen tespit edilmiştir.[93] Ülkenin millî hayvanı olan Karabağ atı, bir dağ-bozkır yarış atıdır ve endemiktir; iyi huylu, hızlı ve zariftir. Günümüzde, türü tehlike altında olan hayvanlardandır.[97]
Azerbaycan'da bitki örtüsü içinde 4.500'den fazla yüksek boylu bitkiler bulunur. Bitki örtüsü diğer Güney Kafkasya ülkelerinden farklıdır ve Kafkasya'da yetişen tüm türlerin yaklaşık yüzde 67'si Azerbaycan'da bulunabilir.[98]
Azerbaycan siyasi sisteminin yapısal oluşumu, yeni Anayasanın 12 Kasım 1995 tarihinde kabul edilmesiyle tamamlanmıştır. Anayasanın 23. maddesine göre Azerbaycan Cumhuriyeti devlet sembolleri bayrak, arma ve millî marştır. Azerbaycan'daki devlet gücü sadece iç meselelerle ilgili yasa ile sınırlıdır, ancak uluslararası meseleler için ayrıca uluslararası anlaşma hükümleri ile sınırlıdır.[99]
İcra, Yasama ve Yargı bölümlerinden oluşan Anayasa başkanlık cumhuriyeti olduğunu belirtiyor. Yasama yetkisi, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ndeki tek meclisli Millî Meclis ve Yüksek Millî Meclis tarafından tutulur. Millî Meclis olarak adlandırılan Azerbaycan Parlamentosu, 125 milletvekilinden oluşmakta ve seçilen her üye için 5 yıl olmak üzere, çoğunluk oylaması sistemine göre seçilmektedir. Seçimler her beş yılda bir Kasım ayının ilk Pazar günü yapılır.[100] Parlamento hükûmetin oluşumundan sorumlu değildir, ancak Anayasa, Millî Meclis, Bakanlar Kurulunun onayını ve hâlihazırda Parlamentonun neredeyse 125 sandalyesinin tamamına sahip olan iktidar hükûmeti Yeni Azerbaycan Partisi'ne sadık bağımsızlar olmasının önemli şartlarındandır. 2010 Parlamento seçimleri sırasında muhalefet partileri, Müsavat ve Azerbaycan Halk Cephesi Partisi tek bir sandalye bile kazanamadı. Avrupalı gözlemciler, seçim sürecine ve seçim gününde sayısız usulsüzlük bulmuştur.[101]
Yürütme yetkisi, yedi yıllığına doğrudan seçimle seçilen Başkan ve Başbakan tarafından yerine getirilir. Başkan, hem Cumhurbaşkanı hem de Millî Meclis'e karşı sorumlu olan bir yürütme organı olan Bakanlar Kurulunu kurmaya yetkilidir. Azerbaycan Bakanı öncelikle başbakan, milletvekilleri ve bakanlardan oluşur. Cumhurbaşkanı Millî Meclisi feshetme hakkına sahip değildir, ancak kararlarını veto etme hakkına sahiptir. Cumhurbaşkanlığı vetosunu geçersiz kılmak için parlamentonun çoğunluğu 95 oy almalıdır.[102] Yargı yetkisi Anayasa Mahkemesi, Yüksek Mahkeme ve Ekonomik Mahkemeye verilmiştir.[103] Başkan bu mahkemelerde hâkimleri aday gösterir. Avrupa Adalet Verimliliği Komisyonu raporu, yeni hakimlerin en iyi uygulama olarak seçilmesiyle ilgili Azerbaycan adalet modeline atıfta bulunmakta ve yeni bir demokraside yargının bağımsızlığını ve kalitesini sağlamaya yönelik belirli özellikleri ve gelişim yolunu yansıtmaktadır.[104][105]
Azerbaycan'ın yönetim sistemi nominal olarak iki aşamalı olarak adlandırılabilir.[106] Hükûmetin üst veya en üst kademeleri, Başkan tarafından yürütülür. Başkan, Bakanlar Kurulunu ve diğer üst düzey yetkilileri atama hakkına sahiptir. Yerel Yürütme Otoritesi yalnızca Yürütme Yetkisinin devamıdır. Azerbaycan'daki yerel devlet idaresinin yasal statüsü, 16 Haziran 1999'da kabul edilen Yerel Yürütme Yetkisi Hükümü (Yerli Icra Hakimiyati) tarafından belirlenmektedir.[107] Haziran 2012'de Başkan, Yerel Yürütme Makamlarına ek yetkiler veren ve güçlendirilen yeni Yönetmeliği onaylamıştır. Azerbaycan'ın yerel işlerindeki baskın konumları Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası'nın 9. Bölümü, belediyelerin yasal statüsü, yerel öz yönetim organlarının türleri, temel yetkileri ve diğer resmi kurumlarla olan ilişkiler gibi yerel özyönetim ile ilgili önemli konuları ele almaktadır. Diğer nominal yönetişim kademesi belediyelerdir (Bələdiyə) ve belediye üyeleri her beş yılda bir Belediye seçimlerinde genel oyla seçilir.[108] Hâlen ülke genelinde 1.607 belediye bulunmaktadır. Yerel yönetim alanında ilk kabul edilen Belediye Seçimleri Kanunu ve Belediyelerin Statüsü Kanunu 2 Temmuz 1999 tarihinde olmuştur. Belediye Servisi Kanunu, belediye çalışanlarının faaliyetlerini, haklarını, görevlerini, çalışma koşullarını ve sosyal yardımlarını düzenler ve yürütme aygıtının yapısını ve belediye hizmetinin organizasyonunu ana hatlarıyla belirtir. Belediyelerin Statüsü Kanunu, belediye organlarının rolünü ve yapısını düzenlemekte ve devletin yasal ve mali özerklik garantilerini özetlemektedir. Kanun, sosyal koruma, sosyal ve ekonomik kalkınma ve yerel çevre ile ilgili belediye programlarının kabulü ve yürütülmesine özel önem vermektedir.[109] Azerbaycan, Avrupa Konseyi üye ülkeleri arasında büyükşehir belediyesi olmayan tek ülkedir.[110]
Güvenlik Konseyi, başkanlık altındaki müzakere organıdır ve bunu Anayasaya göre düzenler.[111] 10 Nisan 1997 tarihinde kurulmuştur. İdari bölüm, başkanlık ofisinin bir parçası değildir, ancak hem başkanın hem de ofisinin mali, teknik ve maddi faaliyetlerini yönetir.[112]
Azerbaycan bağımsızlığını kazanmasından bu yana birçok seçim yapmış olmasına ve demokrasinin resmi kurumlarının çoğuna sahip olmasına rağmen, Freedom House tarafından "kısmen özgür" olarak sınıflandırılmaktadır. Son yıllarda çok sayıda Azerbaycanlı gazeteci, blogcu, avukat ve insan hakları aktivisti Başkan Aliyev ve hükûmet yetkililerine yönelik eleştirileri nedeniyle toplanılarak ve hapse atılmıştır. Avrupa Parlamentosu tarafından Eylül 2015'te kabul edilen bir kararda Azerbaycan'ın "son on yılda tüm Avrasya'da demokratik yönetişimde en büyük düşüş yaşadığı" yönünde açıklamalar yapmış ve bundan sonra 17 Mart 2016'da Azerbaycan Cumhurbaşkanı, bazı STK'lar tarafından siyasi mahkûm olarak kabul edilen bir düzineden fazla kişiyi affedecek bir kararname imzaladı.[113]
Bu karar, ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından olumlu bir adım olarak kabul edildi.[114] 16 Mart 2017 tarihinde, siyasi mahkûm olarak kabul edilen başka kişilerin serbest bırakılmasına neden olan başka bir af kararı imzalandı.[115]
Azerbaycan, Havyar diplomasisi olarak adlandırılan bir uygulama olan yabancı yetkililere ve diplomatlara yurtdışındaki nedenlerini desteklemek ve ülkedeki seçimlerini meşrulaştırmak için sert bir şekilde eleştirildi.[116] Ancak, 6 Mart 2017 tarihinde, ESISC (Avrupa Stratejik İstihbarat ve Güvenlik Merkezi) tarafından yayınlanan raporda insan hakları STK'larına ve Azerbaycan'daki insan hakları ihlallerini ve yolsuzluğu eleştiren araştırma kuruluşlarına saldırdı.[117][118] ESISC bu raporda, ESI tarafından hazırlanan "Havyar Diplomasisi" raporunun Azerbaycan'a karşı siyasi bir savaşa girecek ve Avrupa Başbakanlarından oluşan ağın iftira temelinde bir şüphe ortamı yaratmayı amaçladığını ileri sürdü.[119] Freedom Files Analytical Center "Rapor otoriter propagandanın en kötü geleneklerinde yazılmıştır" fikrini öne sürmüştür.[120][121]
Kısa ömürlü Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti, altı ülke ile diplomatik ilişkiler kurmayı başardı ve Almanya ile Finlandiya'ya diplomatik temsilciler gönderdi.[122] Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra kurulan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin uluslararası platformda tanınması ise yaklaşık bir yılı buldu. Azerbaycan'ı 6 Kasım 1996 tarihinde tanıyan Bahreyn, ülkeyi tanıyan en son ülke oldu.[123] Misyonların karşılıklı değişimi de dahil olmak üzere tam diplomatik ilişkiler, ilk kez Türkiye, Pakistan, Amerika Birleşik Devletleri, İran[122] ve İsrail ile kuruldu.[124] Azerbaycan, Türkiye ilişkilerinin önemini özellikle vurguladı.[125][126] İki devlet, birbiri arasındaki ilişkiler için "İki Devlet, Tek Millet" (İki dövlət, tək millət) ibaresini kullanmaktadır.[127]
Azerbaycan, bugüne kadar 158 ülke ile diplomatik ilişkiler kurmuştur ve 38 uluslararası örgüte üyedir. Bu örgütlerden Dünya Ticaret Örgütü'nde gözlemci statüsüne sahiptir. 9 Mayıs 2006 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından İnsan Hakları Konseyi üyeliğine seçilmiştir. Görev süresi ise 19 Haziran 2006'da başlamıştır.
Azerbaycan'ın dış siyasetinin öncelikleri şunlardır: Her şeyden önce toprak bütünlüğünün korunması; Dağlık Karabağ ve çevresinde işgal altında olan yedi bölgenin işgal edilmesi sorunlarının ortadan kaldırılması; Avrupa ve Avrupa-Atlantik yapısına uyum; uluslararası güvenliğe katkı; uluslararası örgütlerle iş birliği; bölgesel iş birliği ve ikili ilişkiler; savunmanın güçlendirilmesi; iç siyaset sayesinde güvenliğin teşviki; demokrasinin güçlendirilmesi; ahlaki değerlerin bilimsel, eğitimsel ve kültürel politikalarla korunması; etnik ve dini hoşgörünün korunması; ekonomik ve sosyal kalkınma; iç güvenliği ve sınır güvenliğini artırmak; göç, enerji ve ulaşım güvenliği politikası.[128]
2007 yılının sonlarında Azerbaycan Hükûmeti, Ermeni işgali altındaki Dağlık Karabağ toprakları üzerinde uzun zamandır devam eden anlaşmazlığın çözülmemesi halinde yeni bir savaşın körükleneceğinin neredeyse kesin olduğunu belirtti.[128] Hükûmet, askeri bütçesini artırma sürecindedir. Ayrıca, Azerbaycan ve Türkiye arasında Gürcistan üzerinden geçmesi planlanan tren yolu ulaşım projesinin gerçekleşmesinin Ermenistan'ı işgal ettiği Dağlık Karabağ'dan çekilmeye zorlayacağını düşünen Ermeni diasporası, Avrupa Birliği ve ABD'deki lobiler bu projenin karşısında olduklarını açıkça dile getirmektedirler.[129]
Azerbaycan, terörle mücadele için kurulan uluslararası koalisyonların etkin bir üyesidir; Kosova, Afganistan ve Irak'ta barışı koruma çabalarına katkıda bulunmaktadır. NATO'nun Barış İçin Ortaklık programına da üyedir. Aynı zamanda Avrupa Birliği ile de iyi ilişkiler içindedir ve bir gün birliğe üye olmak için başvurabilir.[128]
Azerbaycan 14 ekonomik bölgeye ayrılmıştır; 66 rayonlar ve 12'si cumhuriyetin doğrudan yetkisi altında olan 77 şehir. Azerbaycan, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'ni içerir.[130] Azerbaycan Cumhurbaşkanı bu birliklerin valilerini atarken, Nahçivan hükûmeti Nahçivan Özerk Cumhuriyeti parlamentosu tarafından seçilir ve onaylanır.[131]
|
|
|
Not: Merkezî yönetime doğrudan bağlı şehirler italik yazı tipi ile belirtilmiştir.
2019 nüfus sayımına göre Azerbaycanın en büyük idari birimi 2,277,500 kişi ile Bakü, en küçük idari birimi ise 16,400 kişi ile Hızı olmuştur.[132]
Modern Azerbaycan ordusunun temeli, 26 Haziran 1918'de kurulan Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti Ulusal Ordusu'na kadar dayanır.[134][135] Ülke, Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanınca, 9 Ekim 1991 tarihinde Silahlı Kuvvetler Kanunu'na göre, Azerbaycan Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri oluşturuldu.[136] Günümüzde ülkede her yıl 26 Haziran, Silahlı Kuvvetler Günü olarak kutlanmaktadır.[137] 2002 itibarıyla, Azerbaycan silahlı kuvvetlerinde 95.000 etkin çalışan personel vardır. Yarı askerî birliklerin sayısı ise 17.000'i bulmaktadır.[138] Silahlı kuvvetlerin üç şubesi vardır: Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri.
Silahlı kuvvetler, gerektiğinde devlet savunmasına dahil edilebilir ve çeşitli askeri alt grupları kucaklar. Azerbaycan Millî Muhafızlığı, Sınır muhafızları komutanlığı ve İç kuvvetler başka bir paramiliter güçtür. Bu kurum, yarı bağımsızdır ve cumhurbaşkanı emrindeki bir ajans olarak etkinlik göstermektedir.[139]
Azerbaycan, Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması'na bağlıdır ve tüm önemli uluslararası silah anlaşmaları imzalamıştır. Barış İçin Ortaklık ile Bireysel Ortaklık Eylem Planı kapsamında Türkiye'nin girişimleri ile NATO ile iş birliği yapmaktadır. Irak'a 151, Afganistan'a 184 barış kuvveti konuşlandırmıştır.[140]
Ülkenin 2011 yılındaki askeri harcamaları $4,46 milyardır.[141] Savunma sanayisi, küçük silahlar, küçük topçu sistemleri, tanklar, havacılık bombaları, pilotsuz araçlar ve çeşitli askeri araçlar üretmektedir.[142][143][144][145]
1991 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra Azerbaycan, Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası, İslam Kalkınma Bankası ve Asya Kalkınma Bankası'na üye oldu. Azerbaycan'ın bankacılık sistemi Azerbaycan Merkez Bankası, ticari bankalar ve bankacılık dışı kredi kuruluşlarından oluşmaktadır.[146] Ulusal Bankası, SSCB'nin eski Devlet Tasarruf Bankası'na bağlı olan Azerbaycan Devlet Tasarruf Bankası'na dayanarak 1992 yılında kuruldu. Merkez Bankası, Azerbaycan'ın merkez bankası olarak hizmet vermekte, ulusal para birimini, Azerbaycan manatını ihraç etme ve tüm ticari bankaları denetleme yetkisine sahiptir. İki büyük ticari banka UniBank ve Dr. Cahangir Hacıyev tarafından yönetilen devlete ait Uluslararası Azerbaycan Bankası'dır.
Harcama ve talep büyümesinin etkisiyle 2007 yılının ilk çeyreğinde enflasyon oranı %16,6'ya yükselmiştir. Nominal gelirler ve aylık ücretler bu rakama göre sırasıyla %29 ve %25 artmış, ancak petrol dışı sektördeki fiyat artışları enflasyonu teşvik etmiştir. Azerbaycan, enflasyona neden olan ve enerji dışı ihracatı daha pahalı hale getiren hızla büyüyen enerji sektörü nedeniyle sözde "Hollanda hastalığı" nın bazı işaretlerini gösteriyor.[147]
2000'li yılların başında kronik yüksek enflasyon kontrol altına alındı.[148] Bu, 1 Ocak 2006'da ekonomik reformları güçlendirmek ve istikrarsız bir ekonominin kalıntılarını silmek için yeni bir para birimi olan yeni Azerbaycan manatının piyasaya sürülmesine yol açtı.[149]
“ | 2008 yılında Azerbaycan Dünya Bankası'nın İş Yapma Raporu tarafından en iyi 10 reformcundan biri olarak gösterildi. Azerbaycan, düzenleyici reformun 10 göstergesinin yedisinde iyileştirmelerle 2007/08 döneminde dünyayı en iyi reformcu olarak yönetti. Azerbaycan, Ocak 2008'de bir iş kurmanın süresini, maliyetini ve prosedür sayısını yarıya indiren tek duraklı bir mağaza işletmeye başladı. Ticari kayıtlar ilk altı ayda %40 arttı. Azerbaycan ayrıca, kredi sicilinin kapladığı borçluların sayısını iki katından fazla artırarak 1.100 dolarlık minimum kredi indirimini de ortadan kaldırdı. Ayrıca, vergi mükellefleri artık formları dosyalayabilir ve vergilerini çevrimiçi ödeyebilir. Azerbaycan'ın kapsamlı reformları, genel iş yapma kolaylığı açısından 97'den 33'e yükseldi. | ” |
Azerbaycan, 2010-2011 Küresel Rekabet Raporu'nda 57. sırada, diğer Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinin üzerinde yer almaktadır.[150] 2012 itibarıyla Azerbaycan'ın GSYİH'sı 1995 seviyesinden 20 kat artmıştı.[151] Dünya Bankası 2019 İş Yapma Raporu raporuna göre, Azerbaycan, iş yapma kolaylığı açısından 57'den 25'e yükseldi.[152][153][154][155] İnşaat ruhsatı almak için zaman ve maliyet önemli ölçüde azaldı (80 gün zaman ve 12.563 AZN maliyet) gibi daha kolay hale geldi, elektrik şebekesini bağlama süreci ve kredi basitleştirildi.
Azerbaycan'ın üçte ikisi petrol ve doğal gaz bakımından zengindir. Azerbaycan petrol endüstrisinin tarihi eski döneme kadar uzanmaktadır. Arap tarihçi ve gezgin Ahmed el-Belâzürî, Abşeron yarımadasının ekonomisini antik çağda tartışmış ve özellikle petrolünden bahsetmiştir. Azerbaycan'da birçok boru hattı mevcuttur.[156]
Küçük Kafkasya bölgesi, ülkenin altın, gümüş, demir, bakır, titanyum, krom, manganez, kobalt, molibden, karmaşık cevher ve antimonun çoğunu oluşturur. Eylül 1994'te Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile aralarında Amoco, BP, ExxonMobil, Lukoil ve Equinor olmak üzere 13 petrol şirketi arasında 30 yıllık bir sözleşme imzalandı. Batılı petrol şirketleri Sovyet sömürüsünün dokunmasız derin su petrol sahalarına dokunabildiklerinden, Azerbaycan petrol arama ve geliştirme için dünyanın en önemli noktalarından biri olarak kabul ediliyor. Bu arada Azerbaycan Devlet Petrol Fonu makroekonomik istikrarı, petrol gelirlerinin yönetiminde şeffaflığı ve gelecek nesiller için kaynakların korunmasını sağlamak için bütçe dışı bir fon olarak kuruldu.[157]
SOCAR'ın bir yan şirketi olan Azeriqaz, 2021 yılına kadar ülkenin tam gazlaştırılmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Azerbaycan, doğu-batı ve kuzey-güney enerji ulaşım koridorlarının sponsorlarından biridir.[158] Hazar bölgesini Türkiye'ye bağlayacak Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının Temmuz 2017'de tamamlanması bekleniyor. Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı (TANAP) ve Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP) Azerbaycan Şahdeniz'den doğal Türkiye'ye doğal gaz, Avrupa'ya ise gaz temin edecektir.
Ayrıca, 14 Eylül 2017'de SOCAR ve ortak girişimler (BP, Chevron, INPEX, Equinor, ExxonMobil, TP, ITOCHU ve ONGC Videsh) tarafından imzalanan PSA'ya göre Azerbaycan, ACG'nin geliştirilmesi konusundaki anlaşmayı 2050'ye kadar uzattı.[159]
Azerbaycan bölgedeki en büyük tarım havzasına sahiptir.[160] Azerbaycan'ın yaklaşık yüzde 54,9'u tarım arazisidir. 2007 yılı başında 4.755.100 hektarlık tarım alanı kullanılmıştır. Aynı yıl toplam ahşap kaynakları 136 milyon m³'tü. Azerbaycan'ın tarımsal bilimsel araştırma enstitüleri çayırlar ve meralar, bahçecilik ve subtropikal ürünler, yeşil sebzeler, bağcılık ve şarapçılık, pamuk yetiştirme ve tıbbi bitkiler üzerine odaklanmıştır.[161] Bazı bölgelerde tahıl, patates, şeker pancarı, pamuk ve tütün yetiştirmek kârlıdır.[162] Hayvancılık, süt ürünleri, şarap ve alkollü içkiler de önemli çiftlik ürünleridir. Hazar balıkçılık endüstrisi, mersin balığı ve morina balığının azalan stoklarına odaklanmaktadır. En son verilere göre Azerbaycan'da 1,5 milyon sığır, 5 milyon koyun, 30 milyon kümes hayvanı bulunmaktadır. Arıcılık gelişmiştir. 2002'de Azerbaycan deniz ticaretinin 54 gemisi olmuştur.[163]
Daha önce yurt dışından ithal edilen bazı ürünler yerel olarak üretilmeye başlandı. Bunlar arasında Coca-Cola tarafından Coca-Cola Bottlers LTD., Baki-Kastel tarafından bira, Nehir tarafından parke ve EUPEC Pipe Coating Azerbaijan tarafından petrol boruları bulunmaktadır.[164]
Turizm Azerbaycan ekonomisinin önemli bir parçasıdır. Ülke 1980'lerde tanınmış bir turistik yerdi. Ancak, Sovyetler Birliği'nin çöküşü ve 1990'larda Dağlık Karabağ Savaşı, turizm endüstrisine ve Azerbaycan'ın turistik yer imajına zarar verdi.[165]
2000'li yıllar sonrası turizm endüstrisi toparlanmaya başlamıştır ve ülke o zamandan beri turist ziyaretleri ve geceleme sayısında yüksek oranda büyüme yaşamıştır.[166] Son yıllarda Azerbaycan din, spa ve sağlık turizmi için de popüler bir yer haline gelmiştir.[167] Kış aylarında, Şahdağ Dağ Tesisi en son teknolojiyle donatılmış kayak olanakları sunmaktadır.
Azerbaycan hükûmeti Azerbaycan'ın gelişmesini elit bir turizm merkezi olarak öncelikli hale getirdi. Azerbaycan ekonomisine turizmin en büyük olmasa da büyük bir katkıda bulunması ulusal bir stratejidir.[168] Bu faaliyetler Azerbaycan Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenmektedir. Bu ülkeye vizesiz seyahat hakkı olan 63 ülke var.[169] 10 Aralık 2020'de Türkiye ile imzalanan protokol ile iki devlet karşılıklı olarak 1 Nisan 2021 tarihinden itibaren sadece kimlik ile seyahat etmeye başladılar.[170][171] E-vize ise vize alınması gereken ülkelerin yabancılarının Azerbaycan Cumhuriyeti'ne ziyareti için kullanılan çevrimiçi sistemdir.[172]
Dünya Ekonomik Forumu'nun 2015 Seyahat ve Turizm Rekabet Raporu'na göre Azerbaycan 84. sırada yer alıyor.[173]
Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi'nin raporuna göre, 2010-2016 yılları arasında ziyaretçi ithalatında en güçlü artışı gösteren Azerbaycan ilk on ülke arasında yer aldı.[174] Buna ek olarak, yüzde 46.1 oranla Azerbaycan en hızlı gelişmekte olan ülkeler arasında ilk sırada yer aldı.[175]
Azerbaycan'ın önemli uluslararası trafik yollarının kavşağında bulunması, İpek Yolu ve Güney-Kuzey koridoru üzerinde yer alması ülke ekonomisi için ulaşım sektörünün stratejik önemini artırmaktadır.[176] Ülkedeki ulaşım sektörü, yollar, demiryolları, hava ve deniz taşımacılığını içerir.
Azerbaycan hammadde taşımacılığında da önemli bir ekonomik merkezdir. Mayıs 2006'da faaliyete başlayan 1.774 kilometre uzunluğundaki Bakü-Tiflis-Ceyhan Petrol Boru Hattı (BTC), Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye topraklarından geçmektedir. BTC, yılda 50 milyon ton kadar ham petrol taşımak için tasarlanmıştır ve Hazar Denizi'ndeki petrolü küresel pazara aktarmaktadır.[177] Ayrıca 2006 yılı sonunda faaliyete başlayan, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye topraklarından geçen Güney Kafkasya Boru Hattı ise Şahdeniz doğal gazını Avrupa pazarına ek gaz olarak sunmaktadır.
Yapımı devam eden Bakü-Tiflis-Kars demiryolu, Türkiye'nin İstanbul Boğazı'ndaki Marmaray projesini de hayata geçirilmesiyle birlikte Avrupa demiryollarını Kazakistan ve Çin demiryolları bağlantıları ile Asya demiryollarına bağlayacaktır.[178]
21. yüzyılda yeni bir petrol ve gaz patlaması Azerbaycan'ın bilim ve teknoloji sektörlerindeki durumu iyileştirmeye yardımcı oldu ve hükûmet modernleşme ve yeniliği hedefleyen bir kampanya başlattı. Hükûmet, bilgi teknolojisi ve iletişim endüstrisinden elde edilen kârın büyüyeceğini ve petrol üretiminden elde edilecek karla karşılaştırılabilir olacağını tahmin ediyor.[179]
Azerbaycan, 2007-2008 mali krizinden etkilenmeyen büyük ve istikrarlı bir şekilde büyüyen bir İnternet sektörüne sahiptir; hızlı büyümenin en az beş yıl daha süreceği tahmin edilmektedir.[180]
Ülke ayrıca telekom sektörünü geliştirmede de ilerleme kaydetmektedir. İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı (MCIT), hem politika yapıcı hem de düzenleyicidir. Genel ankesörlü telefonlar telefon santralinden veya bazı mağaza ve büfelerden token satın alınarak yerel aramalar için kullanılabilir. Belirteçler süresiz çağrı yapılmasına izin verir. 2009 yılı itibarıyla 1.397.000 ana telefon hattı ve 1.485.000 internet kullanıcısı bulunmaktadır.[181] Dört GSM sağlayıcısı: Azercell, Bakcell, Nar Mobile, Naxtel mobil şebeke operatörleri ve bir CDMA vardır.[182]
21. yüzyılda Elçin Halilov ve diğer temel çalışmalarından esinlenilen önde gelen Azerbaycan jeodinamiği ve jeotektonik bilim insanı, şimdi Cumhuriyetçi Sismik Hizmetin büyük kısmını oluşturan yüzlerce deprem tahmin istasyonu ve depreme dayanıklı binalar tasarlamıştır.[183][184][185]
Azerbaycan Milli Havacılık ve Uzay Ajansı, ilk uydu AzerSat 1'i 7 Şubat 2013'te Fransız Guyanası'ndaki Guyana Uzay Merkezi'nden 46° Doğu yönü pozisyonlarında yörüngeye başlatıldı.[186][187][188] Uydu Avrupa, Asya ve Afrika'nın önemli bir bölümünü kapsıyor, TV ve radyo yayınlarının yanı sıra internet'in yayınına da hizmet ediyor.[189] Bir uydunun yörüngeye fırlatılması, Azerbaycan'ın gelecekte kendi uzay endüstrisi ile ulus olma hedefini gerçekleştirme yolunda hayata geçirdiği ilk adımdır ve gelecekte daha fazla projeyi başarıyla uygulayabileceğinin göstericisidir.[190][191]
Yıl | Nüfus | %± |
---|---|---|
1897 | 1.806.700 | — |
1908 | 2.014.300 | %+11.5 |
1917 | 2.353.700 | %+16.8 |
1926 | 2.313.600 | %−1.7 |
1939 | 3.205.200 | %+38.5 |
1959 | 3.697.700 | %+15.4 |
1970 | 5.117.100 | %+38.4 |
1979 | 6.028.300 | %+17.8 |
1989 | 7.021.200 | %+16.5 |
1999 | 7.953.400 | %+13.3 |
2009 | 8.922.000 | %+12.2 |
2018 | 9.898.000 | %+10.9 |
2019 | 9.981.457 | %+0.8 |
2020 | 10.119.148 | %+1.4 |
Kaynak: Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet İstatistik Komitesi[192] |
Ocak 2019 itibarıyla Azerbaycan'ın toplam 9.981.457 olan nüfusunun %52,8'i kentsel, %47,2'si kırsaldır. Toplam nüfusun %50,1'i kadındır. Aynı yıldaki cinsiyet oranı kadın başına 0,99 erkek olmuştur.[193]
2011 nüfus artış hızı dünya genelinde %1,09 iken, Azerbaycan'da %0,85 olmuştur. Nüfus artışını kısıtlayan önemli bir faktör yüksek bir göç düzeyidir. 2011'de burada -1.14/1.000 kişilik bir göç istatiği görülmüştür.
Azerbaycan diasporası 42 ülkede bulunur ve Alman kültür toplumu "Karelhaus", Slav Kültür Merkezi, Azerbaycan-İsrail Topluluğu, Kürt Kültür Merkezi, Uluslararası Talış Derneği, Lezgi Ulusal Merkezi, Azerbaycan-Tatar topluluğu, Kırım Tatarları topluluğu da dahil olmak üzere Azerbaycan içinde etnik azınlıklar için birçok merkez bulunmaktadır.[194]
2009 nüfus sayımına göre, ülkenin nüfusunun %91,60 Azerbaycanlılar, %2,02 Lezgiler, %1,35 Ermeni (2023 yılında neredeyse tüm Ermenilerin Dağlık Karabağ'dan göçüne kadar, hemen hemen tüm Ermeniler ayrılıkçı Dağlık Karabağ bölgesinde yaşıyordu), %1,34 Rus, %1,26 Talış, %0,56 Avar, %0,43 Türk, %0,29 Tatar, %0,28 Tat, %0,24 Ukraynalı, %0,14 Sahurlar, %0,11 Gürcü, %0,10 Yahudi, %0,07 Kürt ve %0,21'ini diğer azınlıklar oluşturmaktadır.
Azerbaycan'da toplam olarak 77 şehir, 64 daha küçük rayon düzeyi şehirler ve bir özel statülü şehir bulunmaktadır. Bunları 257 şehir tipi yerleşim ve 4620 adet köy tarafından takip edilmektedir.[195]
Azerbaycan'ın resmi dili Azerice olup nüfusun %92'sinin ana dilidir. Azerice Türk dil ailesi'nin Oğuz grubu içerisindedir ve Türkçe, Kaşkayca ve Türkmence ile yakından ilgilidir. Buna karşın Türk Dil Devrimi gibi bir devrim Azerbaycan'da yaşanmadığı için Türkçeye oranla daha fazla Arapça-Farsça sözcük içermektedir. Türkiye Türkçesi ile olan yakınlığı kökensel açıdan etkinliği en fazla olan etken olsa da tarih çizelgesinde Fars ve Doğu dilleri ile olan teması hep yüksek düzeyde olmuştur. Ancak tüm bunlara rağmen halkın konuştuğu dil Balkanlardan Hazar Denizi'ne (klasik Türk-Osmanlı-Azerbaycan Türkleri yayılım alanı) kadar "anlaşılabilirlik" düzeyinde kalmıştır. Rus işgali ile sonuçlanan 19.yy ile birlikte Rusça tüm Kafkasya'da tanınırlık kazanmış ve bu durum Sovyet döneminde hızlanarak artmıştır. Günümüzde Rusça ikinci dil işlevi görmektedir (nispeten azalmış da olsa). Bununla birlikte Rusça ve İngilizce eğitim ve iletişimde ikinci ya da üçüncü dil olarak önemli rol oynamaktadır. Ülkede anadil olarak konuşulan çok sayıda diğer diller de vardır.[196] Avarca, Buduhça,[197] Gürcüce, (2023 yılına kadar) Ermenice, Cuhuri,[197] Hınalıkca,[197] Krızca,[197] Lezgice, Rutulca,[197] Talışça, Tatça,[197] Tsahurca,[197] ve Udince[197] diğer etnik gruplar tarafından konuşulmaktadır. Azerbaycan'da dil toplulukların çoğu küçüktür ve konuşanların sayıları azalmaktadır ve bu yüzden bu dillerin çoğu soyu tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.[198] 2023 yılında neredeyse tüm Ermenilerin Dağlık Karabağ'dan göçüne kadar, Ermenice ise hemen hemen tamamıyla ayrılıkçı Dağlık Karabağ bölgesinde konuşulurdu.
Nüfusun yaklaşık %97'si Müslümandır.[199] Müslümanların %85'i Şii Müslümanlar ve %15'i Sünni Müslümanlardan oluşur ve Azerbaycan Cumhuriyeti dünyanın en yüksek ikinci Şii nüfusu yüzdesine sahiptir.[200] Diğer inançlar ülkenin çeşitli etnik grupları tarafından uygulanmaktadır.[201] Anayasa'nın 48. maddesi uyarınca, Azerbaycan laik bir devlettir ve dini özgürlük sağlamaktadır. 2006-2008 Gallup anketinde Azerbaycan'dan yanıt verenlerin sadece %21'i dinin günlük yaşamlarının önemli bir parçası olduğunu belirtmiştir. Bu Azerbaycan'ı dünyadaki en az dindar Müslüman çoğunluklu ülke yapar.
Ülkenin dini azınlıklarından tahmini 280.000 Hristiyan (%3,1) çoğunlukla Rus ve Gürcü Ortodoks Kiliseleridir. Bir Doğu Ortodoks Kilisesi olan Ermeni Apostolik Kilisesi, 2023 yılında neredeyse tüm Ermenilerin Dağlık Karabağ'dan göçüne kadar, neredeyse tüm Ermenilerin yaşadığı Dağlık Karabağ faaliyet göstermekteydi.[202] 2003 yılında burada 250 Roma Katoliği vardı.[203] 2002 itibarıyla diğer Hristiyan mezhepleri arasında Lüteranlar, Baptistler ve Malakanlar bulunmaktadır.[204] Ayrıca küçük bir Protestan topluluğu da vardır.[205][206] Azerbaycan ayrıca 2000 yıllık bir geçmişe sahip eski bir Yahudi nüfusa sahiptir; Yahudi örgütleri Azerbaycan'da 12.000 Yahudi'nin kaldığını tahmin ediyor.[207][208][209][210] Yehova'nın Şahitleri topluluklarının yanı sıra diğer dini toplulukların taraftarları da burada vardır.[211] Ülkedeki bazı dini cemaatler gayri resmi olarak dini özgürlüklerden kısıtlanmıştır. ABD Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili bir raporda, bazı Müslüman ve Hristiyan grupların katı üyelerinin tutuklandığından ve birçok katı dindar grubun Devlet Dini Organizasyonlarla Çalışma Komitesine kaydolmakta zorlandığı belirtiliyor.[212]
Azerilerin yüksek bir yüzdesi, özellikle bilimsel ve teknik konularda bir tür yükseköğrenim görmüştür. Sovyet döneminde okuryazarlık ve ortalama eğitim seviyeleri, standart alfabedeki iki değişikliğe rağmen, 1920'lerde Arap alfabesi'nden Latin alfabesi'ne ve 1930'larda Latin alfabesi'nden Kiril alfabesi'e geçilmiştir. 1992 yılında ise Latin alfabesine geri dönüldü.
Sovyet verilerine göre, erkek ve kadınların yüzde 100'ü 1970 yılında okuryazardı. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Raporu 2009'a göre Azerbaycan'daki okuma yazma oranı %99,5'tir. Bu oranla, Azerbaycan, Türk ülkeleri arasında en çok okuryazarlık oranına sahip ülkedir.[213]
Bağımsızlıktan bu yana, Azerbaycan Parlamentosu'nun kendisini Sovyetler Birliği'nden ayırmak için kabul ettiği ilk yasalardan biri, Kiril alfabesi'nin yerini almak için değiştirilmiş Latin alfabesi'ni benimsemek olmuştur. Bunun dışında Azerbaycan sistemi çok az yapısal değişikliğe uğramıştır. İlk değişiklikler arasında din eğitiminin yeniden kurulması (Sovyet döneminde yasaklandı) ve Azerbaycan dilinin kullanımını yeniden vurgulayan ve ideolojik içeriği ortadan kaldıran müfredat değişiklikleri yer almıştır. Eğitim kurumları: anaokul, ortaokul, lise ve meslek liseleri dahil olmak üzere binlerce okul içerir. 9. sınıfa kadar eğitim zorunludur.[214]
Azerbaycan'da eğitimin tüm diğer Türk devlet ve topluluklarına göre çok ileri düzeyde olduğu görülür. 1991 istatistiksel verilere göre 4.775 okulda 1.503.000 öğrenci okumaktadır. Bugün okul sayısı 5.000'e, öğrenci sayısı 1.600.000'e ulaşmıştır. Azerbaycan'da 6.500 kültür tesisi, 4.605 kütüphane, 125 müze, 125 müzik okulu, 43 halk tiyatro salonu, 3.680 kültür evi bulunmaktadır.
Bakü-Azerbaycan Devlet Üniversitesi ve bağlı enstitüleri bütün Uygulamalı Matematik ve Ekonomik Sibernetik, Kimya, Jeoloji, Biyoloji, Tarih, Filoloji, İlahiyat, Coğrafya, Gazetecilik, Hukuk, Mekanik ve Matematik, Fizik, Sosyal Bilimler ve Psikoloji, Felsefe, Kütüphane Çalışmaları, Uygulamalı Matematik Bilimsel Araştırma Enstitüsü, Doğu Çalışmaları kollarında eğitim-öğretim yapmaktadır.[215]
Özel ve devlet olmak üzere toplam 49 tane kanuni üniversite mevcuttur ve bu üniversiteler özellikle Türk ve birçok yabancı öğrenciye eğitim vermekte, eski doğu bloğu ülkeler arasında kaliteli eğitim veren ülkeler arasında sayılmaktadır.[216]
Azerbaycan'da 38 devlet ve 11 özel üniversite bulunmaktadır. Bakanlık tarafından yayınlanan raporlar, 2016 yılında 34.224 öğrencinin sınavdan geçtiğini ve bir üniversiteye yerleştiğini bildirdi. Üniversiteler ülkede 11.566 profesör ve 12.616 öğretim üyesi istihdam etmektedir. Azerbaycan kültürü her zaman seküler öğrenmeye büyük saygı duyduğundan, ülke geleneksel olarak eski Sovyetler Birliği Müslüman halkları için bir eğitim merkezi olmuştur. Bu nedenle ve petrol endüstrisinin Azerbaycan ekonomisindeki rolü nedeniyle, Azerbaycanlıların nispeten yüksek bir yüzdesi, özellikle bilimsel ve teknik konularda bir tür yükseköğrenim görmüştür. Birçok meslek enstitüsü, petrol endüstrisi ve diğer birincil endüstriler için teknisyen yetiştirmektedir.
Azerbaycan kültürü birçok etkinin sonucu olarak gelişmiştir. Günümüzde, küreselleşmiş tüketim kültürü de dahil olmak üzere Batı etkilerine rağmen ulusal gelenekler ülkede iyi korunmaktadır. Azerbaycan kültürünün ana unsurlarından bazıları şunlardır: müzik, edebiyat, halk oyunları ve sanat, mutfak, mimari, sinematografi ve Nevruz. Aile tatili olan Nevruz, eski İran Zerdüştlük dininde Yeni Yıl geleneksel kutlamalarından türemiştir.[217]
Azerbaycan nüfusu, yukarıda belirtildiği gibi, Azerbaycanlıların yanı sıra ülkenin çeşitli bölgelerinde sıkıca yaşayan diğer milletlerden veya etnik gruplardan oluşmaktadır. Azerbaycan'ın ulusal ve geleneksel kıyafetleri Çuha ve Papak'dır. Ayrıca, ülkede devlet bütçesinden finanse edilen Rusça, Gürcüce, Kürtçe, Lezgice ve Talışça radyo yayınları var. Balaken ve Haçmaz'daki bazı yerel radyo istasyonları Avar ve Tat dillerinde de yayın düzenlemektedir. Bakü'de Rusça, Kürtçe, Lezgice ve Talışça gazeteler yayınlanmaktadır. Ayrıca, Yahudi toplumu haftalık "Sokhnut" Aziz gazetesini yayınlıyor.
Yaklaşık bin yıllık geçmişi olan Azerbaycan müziği ritmik ve farklı melodiler üretmiş, müziğinin konularını Azeri halkının yaşantıları ve karşılaştıkları sosyal olaylarından konu almıştır. Azeri dili çoğunlukla Türkçe, Arapça ve Farsça kökenli sözlerden etkilendiğinden yapılan geleneksel Azeri müziklerde de Kafkas, Orta Asya ve İran ağırlıklı etkiler göze çarpmaktadır.
Geleneksel Azeri müziklerinde çalgı olarak tar, kemençe, ut, bağlama, balaban, zurna, kaval, nağara, garmon, tütek, tef ve davul kullanılmaktadır. Ayrıca davul, garmon (küçük akordeon), tutek (düdük flüt), daf (davullar) ve nagara çalgılarıda melodilerde sıkça kullanılabilen enstrümanlardandır.[218]
Muğam, Meyhana ve Âşık sanatı Azerbaycan'ın birçok müzik geleneği arasındadır. Muğam genellikle şiir ve enstrümantal araları olan bir süittir. Muğam okurken, şarkıcılar duygularını şarkı ve müziğe dönüştürmek zorundadır. Orta Asya ülkelerinin muğam geleneklerinin aksine, Azerbaycan muğamı daha serbest biçimli ve daha az katıdır; genellikle doğaçlama caz alanı ile karşılaştırılır. UNESCO, Azerbaycan muğam geleneğini 7 Kasım 2003 tarihinde Sözlü ve Somut Olmayan İnsanlık Mirasının Başyapıtı ilan etti. Meyhana, genellikle belirli bir konuda doğaçlama yapan birkaç kişi tarafından gerçekleştirilen bir tür geleneksel Azerbaycan halkının eşliksiz şarkısıdır.[219]
Âşık, şiir, hikâye anlatımı, dans, vokal ve enstrümantal müziği Azerbaycan kültürünün bir sembolü olarak duran geleneksel bir performans sanatında birleştirir. Saz Azerbaycan müziğinin ayrılmaz bir parçasıdır.[220] Bu geleneğin kökeni eski Türk halklarının Şamanistik inançlarından kaynaklanmaktadır. Âşıkların şarkıları ortak üslerde yarı doğaçlamadır. Azerbaycan Âşık sanatı 30 Eylül 2009 tarihinde UNESCO tarafından Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dahil edilmiştir.[221]
1960'lı yılların ortalarından bu yana, Batı'dan etkilenen Azerbaycan pop müziği, çeşitli şekillerde, Azerbaycan'da popülerlik kazanırken, rock ve hip hop gibi türler yaygın olarak üretildi ve popülerlik kazandı. Azerbaycan pop ve Azerbaycan halk müziği Alim Kasımov, Reşid Behbudov, Vakıf Mustafazade, Müslüm Magomayev, Şövket Alekberova gibi sanatçıların uluslararası popülaritesi ile ortaya çıktı.[222] Azerbaycan, Eurovision Şarkı Yarışması'na hevesli bir katılımcıdır. Azerbaycan 2008 Eurovision Şarkı Yarışması'nda ilk övgüye değer yer tutmuştur.[223] Ülke, 2009 yılında üçüncü, ertesi yıl beşinci oldu. Eldar ve Nigar, Azerbaycan'ın 2012'de Bakü'de yarışmaya ev sahipliği yapma hakkı veren "Running Scared" şarkısıyla 2011 Eurovision Şarkı Yarışması'nda birincilik kazandı.[224][225]
Düzinelerce Azerbaycan halk dansı vardır. Genelde resmî kutlamalarda sergilenirler ve dansçılar çuha gibi iyi korunmuş ulusal kıyafetler giyerler. Çoğu dansın çok hızlı bir ritmi vardır. Ulusal dans, Azerbaycan ulusunun özelliklerini göstermektedir.
Bugünkü Azerbaycan topraklarında doğan şair ve filozof Nizami (Gencevî) Orta Çağ yazarları arasında yer alır. Eserleri arasında "Hemşah", "Esrar Hazinesi" "Hüsrev ve Şirin", "Leyla ile Mecnun" yer alır. Azerbaycan'ın erken dönem edebî figürleri arasında yer alan diğer isim de İzzeddin Hasanoğlu'dur. Türkçe ve Farsça gazeller yazmıştır.[226] Farsça gazellerinde takma isim kullanırken Türkçe gazellerde kendi adını kullanır.[226]
Klasik edebiyat ise 14. yüzyılda Tebriz ve Şirvan'a ait farklı lehçelerde şekillendi. Kadı Buhaneddin, Hakiki ve Habibi bu dönemin şairleri arasındadır.[227] 14. yüzyılın sonunda ise Nesimi’nin edebi çalışmaları öne çıkar. 15. yyın başında da etkin olan şair Türk edebiyat tarihinin en önemli divan şairleri arasında yer alır. Aynı zamanda Farşca ve Arapça şiirleri de vardır.[228] Divan edebiyatı ve gazel türünün gelişimine katkı sağlayan 2 önemli isim de Fuzuli ve Hatayi'dir. Hayati Şah İsmail'in mahlasıdır.
16. yüzyılda, Dede Korkut hikâyeleri kopyalanmıştır. Bu hikâyeler Oğuz göçebe geleneğine ait sözlü hikâyelerdir ve 12 öyküden oluşurlar.[229] 16. yüzyıl şairi Fuzuli, de bu süreçte Arapça Farça ve Azerice felsefi ve lirik gazeller yazmıştır. Aynı yüzyılda, Azerbaycan edebiyatında ozan geleneği de gelişmiştir. Koşma adıyla billinen spesifik bir tarz da bu dönemde edebiyata girmiş ve Şah İsmail ile oğlu Şah Tahmasb tarafından geliştirilmiştir.[230]
Azerbaycan modern edebiyatı ise Şirvani lehçesine dayanır. Azerice ilk gazete Ekinci 1875'te yayımlanmıştır.
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
1940'lı ve 50'li yıllarda Azerbaycan'da heykellerin yaygınlığı artmıştır. Önemli eserler arasında Mirza Fetali Ahundov (Pinhos Sabsay, 1930), Nizami Genceviye (Fuad Abdurrahmanov, 1949), Hükûmet Evi'nin karşısında Lenin'e (Celal Karyağdı, 1954), Hurşidbanu Netəvana (Ömer Eldarov, 1960), Üzeyir Hacıbeyova (Tokay Memmedov, 1960), Mikail Müşfik (Münevver Rızayeva, 1968), Kara Karayev (Fazıl Necefov, 1968) gösterilebilir.[231]
Şimdiye kadar Azerbaycan'da 3000'den fazla film çekilmiştir. Bunlardan 300 kadarı uzun metraj sinema filmi, 100'den fazlası kısa metraj sinema filmi, 20'den fazlası uzun metraj televizyon sinema filmi, 30'dan çoğu kısa metraj televizyon sinema filmi, 20 kadarı dizi, 10 kadarı uzun metraj müzikal, 100'den fazlası televizyon tiyatro oyunu, 50 kadarı televizyon sinema-tiyatro oyunu, 100 kadarı çizgi film, 20 kadarı televizyon çizgi film, 50 kadarı uzun metraj belgesel, 1100'den çoğu kısa metraj belgesel, 20 kadarı uzun metraj televizyon belgeseli, 600'den fazlası ise kısa metraj televizyon belgeselidir.
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Serbest güreş Azerbaycan'ın millî sporudur. Azerbaycan bu dalda toplam 14 madalya kazanmıştır. Günümüzde Azerbaycan'daki en yaygın sporlar satranç ve futboldur.
Azerbaycan millî futbol takımı uluslararası arenada düşük bir performans sergilemektedir. Bunun başlıca nedenlerinden birisi Azerbaycan merkezli futbol kulüplerinde oynayan yabancı uyruklu futbolcular olarak görülmektedir. 2009 yılının şubat ayında açılan Azerbaycan Futbol Akademisi'nin gençlerin futbola olan ilgisinin artmasında büyük bir adım atılmasının sağlayacağı düşünülmektedir. Azerbaycan merkezli en başarılı futbol kulüpleri Neftçi, Bakı, İnter Bakü, Karabağ ve Hazar Lankaran takımlarıdır. Neftçi 2012 yılında play-off maçlarında Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin APOEL takımını eleyerek 2012-13 UEFA Avrupa Ligi gruplarına kalarak Azerbaycan futbolunda bir ilki gerçekleştirmiştir. Ülke 2012 FIFA 17 Yaş Altı Kadınlar Dünya Kupası'nın düzenlemiştir. Futsal da Azerbaycan'da popüler olan sporlardan birisidir. Azerbaycan millî futsal takımı 2010 yılında Macaristan'da düzenlenen UEFA Futsal Şampiyonasında dördüncü olmuştur. Azerbaycan takımı Araz Nahçıvan UEFA Futsal Kupasının 2009-10 ve 2013-14 sezonlarında bronz madalya kazanmıştır.
Tavlanın Azerbaycan kültüründe önemli bir yeri bulunmaktadır. Tavla, Azeriler arasında çok popüler bir oyundur. Bu oyunun Azerbaycan'da birçok farklı oynanış tarzı vardır. Sovyetler Birliği döneminde olduğu gibi satranç Azerbaycan'da hâlen yaygındır. Teymur Recebov, Şehriyar Memmedyarov, Vladimir Makogonov, Vügar Haşimov, Zeyneb Mehmedyarova ve Garri Kasparov ülkede yetişen dünya çapında tanınmış satranç oyuncularıdır. Azerbaycan birçok uluslararası satranç turnuvasına ev sahipliği yapmış ve 2013 tarihli Avrupa Takım Satrancı Şampiyonası'nda ipi göğüslemiştir.
Dünya çapında üne sahip olan diğer Azeri atletler şunlardır: güreşte Namık Abdullayev, Tuğrul Askerov, Ruşen Bayramov, Şerif Şerifov, Mariya Standik, Ferid Mansurov, atletizmde Hayle İbrahimov, judoda Elnur Memmedli, Mevlüd Miraliyev, karatede Rafael Ağayev, voleybolda Valeriya Korotenko, Natalya Mammadova, halterde Nizami Paşayev, Intigam Zairov, Serdar Hasanov ve K-1 dövüşçüsü Zabit Samedov.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.