Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz (Farsça: نوروز - Novruz, Kürtçe: Newroz) dünya çapında çeşitli halklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı.[1][2] Nevruz bayramına 4 hafta kala, her salı günleri özel günler olur ki, bunlara çarşamba denir.
Nevruz | |
---|---|
Azerbaycan'da Nevruz kutlamaları | |
Ülke | Afganistan Arnavutluk Azerbaycan Bosna-Hersek Çin Gürcistan Hindistan Irak İran Kazakistan Kırgızistan Kosova Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Kuzey Makedonya Özbekistan Pakistan Rusya Sırbistan Suriye Tacikistan Türkiye Türkmenistan Ukrayna |
Türü | Kültürel |
Önemi | Geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramı |
Tarih | 20, 21, 22 veya 23 Mart |
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 23 Şubat 2010'da aldığı 64/253 sayılı kararla 21 Mart'ı Uluslararası Nevruz Günü ilan etmiştir.[3]
Yazılı olarak ilk kez 2. yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen[4] Nevruz, İran ve Bahai[5] takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder. Günümüz İran'ında, her ne kadar İslami bir kökeni olmasa da bir şenlik olarak kutlanır. Bazı topluluklar bu bayramı 21 Mart'ta kutlarken diğerleri Kuzey yarım kürede ilkbaharın başlamasını temsilen, 22 veya 23 Mart'ta kutlarlar.[1] Aynı zamanda, Zerdüştlük, hem de Bahailer[5] için de kutsal bir gündür ve tatil olarak kutlanır. Kürtlerde, Nevruz bayramının Kürt ve İran[6] mitolojisindeki Demirci Kawa Efsanesi'ne dayandığına inanılır.[7] Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında da Göktürklerin Ergenekon'dan çıkışı anlamıyla ve baharın gelişi olarak kutlanır.[2][8]
2010'da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 3000 yıldan beri kutlanmakta olan İran kökenli bu şenliği, Dünya Nevruz Bayramı ilan etmiştir.[9] 28 Eylül-2 Ekim 2009 arasında Abu Dabi'de hükûmetler arası toplanan Birleşmiş Milletler Manevi Kültür Mirası Koruma Kurulu, nevruzu Dünya Manevi Kültür Mirası Listesi 'ne dahil etmiştir.[10][11][12][13] 2010'dan başlayarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 21 Mart'ı "Dünya Nevruz Bayramı" olarak kabul etmektedir.[14]
İsim kökeni
Kelimenin aslı eski Farsçadan gelir: Yeni anlamındaki nava ve gün ışığı/gün anlamındaki rəzaŋh birleşerek oluşturmuşlardır. Anlamı "yeni gün/günışığı"dır ve günümüzün Farsçasında da hâlâ aynı anlamda kullanılmaktadır. (nev: yeni + ruz: gün; anlamı "yeni gün")[15]
Farsça olan bu kelime geniş kültür coğrafyalarına yayılmış ve kullanım alanı bulmuştur. Çıkmış olduğu kültür çevresine kıyasla Türk kültür çevresinde daha çok kullanılmaktadır. Türkiye Türkçesinde “Nevruz”, Azerbaycan Türkçesinde Novruz”, Başkurt Türkçesinde “Nouruz”, Kazak Türkçesinde “Navruz”, Kırgız Türkçesinde “Noruz”, Özbek Türkçesinde “Navruz”, Tatar Türkçesinde “Navruz”, Türkmen Türkçesinde “Novruz”, Uygur Türkçesinde “Noruz” şeklinde kullanım alanı bulmuştur.[16]
Türkçeden başka bu kelimenin “Novruz”[17] ve Arapça'ya “Neyruz” şeklinde geçtiği görülmektedir. Batı Trakya Türkleri'nde Mevris adları ile anılır.[18]
Yeni gün adı eskiden Türkler arasında “yengi kün” şeklinde Nevruza karşılık kullanılıyordu.[19] “Yengi” ve “kün” kelimelerinin ayrı ayrı Uygurlarda[20] ve Kumanlarda [21] “eski zamanlarda” kullanıldığı görülmektedir. Yeni gün anlamında kullanılan Nevruz On iki hayvanlı Türk takvimine göre yılın başladığı gündür.[18]
İrani dillerdeki Gün anlamına gelen Ruz (Farsça), Ruz (Tatça), Roç (Beluçça), Roc (Zazaca), Roz (Soranice) ya da Roj (Kurmanci) sözcükleri Proto İran dilinde var olduğu tahmin edilen "Rauça" kökünden gelir. Bu da Proto Hint-Avrupa dilinde manası ışık olan *leuk- kelime köküne dayanmaktadır. Rusçadaki Luç, Almancadaki Licht, Yunancadaki Leukós, Latincedeki Lux, İngilizcedeki Light ve Ermenicedeki Luy da aynı köke dayanmaktadır. Proto Iran dilinde Rusçadaki gibi bir k > ç ses ertelemesi ortaya çıkmıştır ve ayrıca 'L' sesi 'R'ye dönüşmüştür.
Eski İran dili olan Avesta dilinde Raôçah zamanında esas olarak Işık demekti. Eski Hint-Aryan dilindeyse(Bugünkü Kuzey Hindistan'da var olan dil grubu) Roçiş kullanılmaktadır.
Nevruz teriminin tarihte ilk yer aldığı kayıtlar, M.S. 2. yüzyıldaki Pers İmparatorluğu kayıtlarıdır, ancak bundan çok daha öncesindeki (yaklaşık MÖ 648 ve 330 yılları arasında) Pers İmparatorluğu altında yaşayan değişik milletlerin Pers şahına Nevruz gününde hediyeler getirdiğine dair bilgiler mevcuttur.[22]
Farsça'da ise Nouruz'dur. Arnavutluk'ta ise Sultan Nevruz olarak isimlendirilir.
Nevruz ve Ekinoks
Nevruz, baharın ilk günüdür ve bu gün kuzey yarım kürede bahar ekinoksunun (gün tün eşitliği) oluştuğu gündür. Güneş ekvatora dik açı ile gelir, gece ve gündüz birbirine eşitlenir. Ayrıca hem kuzey hem de güney kutbu aynı anda gündoğumu hattındadır ve gün ışığı her iki yarımküre arasında eşit olarak paylaşılmaktadır.
Astrolojik olarak 21 Mart, burçlar sırasında ilk olarak yer alan koç burcunun başlangıç günüdür.
2018 yılında, kuzey yarımkürede ekinoks, 20 Mart tarihinde saat 16.15'te (GMT) gerçekleşmiştir.
Tarih ve gelenek
Nevruz geleneğinin tarihin en son Buzul Çağı'nın bitmesinden hemen önceki günlere yani 15.000 yıl öncesine kadar uzanır. Pers Kralı Cemşid, Indo-Iranlıların avcılıktan hayvancılığa ve yerleşik yaşama geçişini temsil eder. O çağlarda mevsimler, insanoğlunun hayatında günümüzdekinden daha yaşamsal bir önem arz ediyordu ve yaşamla ilgili her şey dört mevsim ile çok yakından ilgiliydi. Kışın ardından gelen baharda yeşillenen bitkilerin olması ve sığırların yavrulaması, insanoğlu için büyük bir fırsat ve bolluğun canlanması demekti. İşte böyle bir dönemde bu Nevruz kutlamalarını başlatanın Kral Cemşid olduğu söylenir.[kaynak belirtilmeli]
Bundan 12 yüzyıl sonrasında, MÖ 487 yılında, Büyük Darius, Persepolis'teki yeni inşa edilmiş olan sarayında Nevruz'u kutluyordu. Son araştırmaların sonuçları bu kutlamaların çok özel bir anlam ifade ettiğini göstermektedir. Sadece Nevruz gününde sabah saatin 06.30'unda güneşin ilk ışıkları gözlemevindeki büyük kabul salonuna denk geliyordu ve bu olay sadece 1400 yılda bir gerçekleşiyordu. Bu durum aynı zamanda Babillilerin ve Yahudilerinde yeni yılı ile çakışıyordu ve bu nedenle, bu kutlamaların eski toplumlar için çok uğurlu ve önemli sayıldığı açıktır.[23] Persepolis yerleşkesinin ya da en azından Apadana'non sarayının ve "Yüz Sütunlu Salonun" Nevruzu kutlamak amacıyla inşa edildiği sanılmaktadır. Eski kitabelerde Nevruz'dan bahsedilmemektedir.
İran'da Nevruz
İran'da Nevruz en önemli bayramdır.[kime göre?] İran güneş takvimine göre ilk ay olan Farvardin'in ilk günü olan Nevruz, İran'da 5 günlük resmî tatil olarak kutlanır. Nevruz'un habercisi olan Hacı Firuz Hristiyanlıktaki Noel Baba'ya benzer şekilde bu tarihler arasında çocuklara hediyeler dağıtır.
Afganistan'da Nevruz
Afganistan'da, Nevruz geleneksel olarak iki hafta boyunca kutlanılan bir bayramdır. Hazırlıklar günler öncesinden başlar ve Chaharshanbe Suriden yani Yeni Yıl'dan önceki en son Çarşamba gününden sonra bitmiş olur. Birçok gelenek ve görenek içinde en önemlileri aşağıda sıralananlardır:[24][25]
- Haft Mewa
- İran'da hazırlanan Haft Sinnin aksine Afganistan'da Haft Mewayı yani Yedi Meyve'yi hazırlarlar. Haft Mewa, kuru meyvelardan hazırlanarak kendi şurupları içinde sunulan bir çeşit meyve salatası gibidir. Bu 7 meyve, kuru üzüm, Senjed denilen iğde, antep fıstığı, kuru kayısı, ceviz ve badem ya da eriktir.
- Smanak
- Buğdaydan yapılan bir çeşit tatlıdır. Kadınlar bu tatlıyı özellikle geceleri bir araya gelerek ve sabahın ilk ışıklarına kadar şarkılar söyleyerek yaparlar. Bu şarkılardan bir tanesinin sözleri: Samanak dar Josh o mā Kafcha zanem - Degarān dar Khwāb o mā Dafcha zanem.
- Gul-e Surkh Festival
- Türkçedeki tam karşılığı Kırmızı Gül Bayramıdır (Gül diyerek aslında kırmızı lalelerden bahsedilmektedir. Bu bayram sadece Mezarı Şerif şehrinde ve yılın ilk 40 günü boyunca laleler gelişirken kutlanan eski bir gelenektir. İnsanlar, ülkenin birçok kesiminden bu bayrama katılmak için Mezarı Şerif'e gelirler. Bu bayram Jahenda Bālā denilen özel bir dini törenle birlikte kutlanır. Bu özel tören birçok Sünni Afgan'ın inancına göre dördüncü halife olan Ali ibn Abi Talib'in mezarının bulunduğu mavi camide yapılır. Kutlamalar, yılın ilk gününde yani Nevruzda camiye bir bez afişin asılmasıyla başlar ve değişik kutlamalar ile lale tarlalarında ve caminin etrafında tam kırk gün devam eder.
- Buzkashi
- Diğer kutlamalarla birlikte buzkashi denilen ve at üzerinde oynanarak yerdeki bir kafası kesilmiş keçi ya da koyunu yerden alarak rakibten önce hedeflenen alana bırakmak biçiminde oynanan bir oyunun turnuvası da düzenlenir. Buzkashi maçları daha çok Afganistan'ın kuzeyinde ve Kabil'de düzenlenir.
- Özel yemekler
- İnsanlar nevruz için özellikle de Nevruz arefesinde özel yemekler hazırlarlar. Genellikle, Sabzi Chalaw denen ve pilav ile ıspanaktan oluşan bir yemek hazırlarlar. bununla birlikte, fırıncılar sadece Nevruza has olan ve adına Kulcha-e Nowrozi denen bir çeşit kurabiye yaparlar. Nevruz için hazırlanan yemeklerden bir diğeri de Māhī wa Jelabī yani Kızarmış balık ve Jelabidir ve bu yemek özellikle pikniklerin vazgeçilmez yemeğidir. Afganistan'da, nişanlanmış çiftlerin ailelerinin, Nevruz ve yine diğer bayramlardan olan Ramazan Bayramı ve Beraat Kandilinde, karşı tarafa hediye vermesi ya da özel yemekli bir davet vermesi bir gelenektir.
- Erguvan bahçelerine yapılan geziler
- Kabilliler Istalif, Charikar ya da çevredeki diğer Erguvan çiçeklerinin açtığı yerlere özellikle yeni yılın ilk iki haftası piknik yapmak için giderler.
- Jashni Dehqān
- Çiftçilerin bayramı anlamına gelir. Çiftçiler, yeni yılın ilk gününde tarım üretiminin cesaretlendirilmesi için şehirlerin içinde yürürler. Günümüzde özellikle Kabil ya da diğer büyük şehirlerde şehrin önde gelenlerinin de katılımıyla düzenlenir.
Bahailerde Nevruz
Bahailer bu bayramı (Naw-Rúz derler) sadece bir bayram olarak değil aynı zamanda dini bir tatil olarak da kutlarlar. Ancak bu kutlama sadece Bahai takvimine göre yeni yılın kutlaması değil aynı zamanda tutmuş oldukları 19 günlük oruç’un da bitmesinin kutlanmasıdır.[5]
19 günlük (2 Mart-20 Mart Bahai takvimine göre Alâ ayıdır.) Bahaî orucunun bitimindeki günün, güneş batışından ertesi günün güneş batışı arasındaki zaman Oruç Bayramı’dır. Bugün aynı zamanda Bahaî yılbaşıdır. Bugünle takvimin son ayı olan Alâ ayı sonra ermiş ve Baha ayının ilk günü başlamış olur. Bundan dolayı bugüne nevruz bayramı adı da verilir.[26]
Bayram güneşin koç burcuna girmesiyle başlar. Bu giriş, güneş batışından bir dakika önce bile olsa, hemen oruç bozulur ve bayram tutulur. Bayram toplantısında Nevruz’a ait levih (Bahai inancındaki Tanrı sözlerinin derlendiği kitap[27]) ve dualar okunur.[26]
Kürtlerde Nevruz
Birçok Kürt şair ve yazarın da eserlerinde yer alan[28] Nevruz'u Kürtler 21, 22 ve 23 Mart'ta kutlarlar. Bu bayram ile Kürtler çoğunlukla şehir dışındaki bölgelerde ve açık alanlarda bir araya gelir ve gelmekte olan ilkbaharı kutlarlar. Kadınlar rengarenk elbiseler giyerler ve başlarına pullarla süslenmiş ışıltılı örtüler örterler. Topluluk büyük bir ateş yakar ve bu ateşin etrafında dans ederek ya da üstünden atlayarak büyük bir coşkuyla bu bayramı kutlarlar.[29][30]
Kürt yazar Musa Anter'e göre Nevruz aslında Kürtlerde ilk başlarda 31 Ağustos'ta kutlanıyordu ancak daha sonra Arap Takviminin kabul edilmesiyle bu kutlamalar Mart ayına kaymıştır.[31]
"Nevruz kutlu olsun" Kürt dillerinde şöyle söylenir: Kurmanci: Newroz pîroz be!, Zazaca: Newroz pîroz bo ve Sorani: Newroztan pîroz bêt. Kürtçede; New yeni, Roz ise gün anlamına gelir.
Demirci Kawa Efsanesi
Kürtlerde nevruzun Demirci Kawa Efsanesi'ne dayandığına inanılır.[7] Fars mitolojisindeki Kawa efsanesinin Kürt versiyonuna göre, günümüzden 2500 yıl öncesinde Zuhak (Bazı kaynaklara göre Dehak) adında Asurlu çok ama çok zalim bir kralın altında yaşayan Kawa adında bir demirci vardı. Bu kral tam bir canavardı ve efsaneye göre her iki omuzunda da birer yılan bulunuyordu. Her yıl bu iki yılanı beslemek için Kürtlerden iki genci sarayına kurban olarak getirtip aşçılarına bu iki çocuğu öldürtüp beyinlerini yılanlarına yemek olarak verdiriyordu. Aynı zamanda bu canavar kral ilkbaharın gelmesini de engelliyordu. En sonunda bu zulümden bıkan ve bir şeyler yapmak isteyen Armayel ve Garmayel adlı iki kişi kralın sarayına mutfağa aşçı olarak girmeyi başarırlar ve Kralın yılanlarını beslemek için beyinleri alınarak öldürülen çocuklardan sadece birini öldürüp diğerinin gizlice saraydan kaçmasına yardımcı olurlar.[32] Böylece ellerindeki bir insan beyni ile kestikleri bir koyunun beynini karıştırarak yılanlara vererek her yıl bir çocuğun kurtulmasını sağlamış olurlar. İşte bu kaçan kişilerin Kürtlerin ataları olduğuna inanılır ve bu kaçan çocuklar Kawa adlı demirci tarafından gizlice eğitilerek bir ordu haline getirilirler. Böylece Kawa'nın liderliğindeki bu ordu bir 20 Mart günü zalim kralın sarayına yürüyüşe geçer ve Kawa, kralı çekiç darbeleri ile öldürmeyi başarır. Kawa etraftaki tüm tepelerde ateşler yakar ve yanındakilerle birlikte bu zaferi kutlarlar. Böylece Kürt halkı zalim kraldan kurtulmuş olur ve ertesi gün ilkbahar gelmiş olur.
Türklerde Nevruz
Türklerin Ergenekon'dan demirden dağları eriterek çıkmalarını (Ergenekon Destanı), baharın gelişini, doğanın uyanışını temsil eder. Doğu Türkistan'dan Balkanlara kadar tüm Türk kavimleri ve toplulukları tarafından, MÖ 8. yüzyıldan günümüze kadar her yıl 21 Mart'ta kutlanır.[8][33]
Türkiye'de bir gelenek, Türk Cumhuriyetleri'nde ise resmî bayram olarak kutlanırken, 1995 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti tarafından Bayram olarak kabul edilen bir gün haline gelmiştir.[34] Ayrıca 21 Mart gününü içine alan hafta "Türk Dünyası ve Toplulukları Haftası" olarak da kutlanmaktadır.[35]
Türk Takvimi'nde bir gün 12 bölüme ayrılır, her bölüme Çağ adı verilirdi. Bir çağ iki saat, dolayısıyla bir gün de 24 saattir. Her bir çağ ise sekiz Keh ten ibarettir. Yılbaşı olarak gece-gündüz eşitliğinin yaşandığı 21 Mart, Nevruz günü olarak kutlanır. Bu güne ve yeni yılın başladığı âna Yılgayak denir.
Oniki Hayvanlı Takvim ve Melikşah'ın Celali Takvimi'nde yılbaşı olarak belirlenen 21 Mart, Divânu Lügati't-Türk'te de ilkbaharın gelişi olarak belirtilir. Türk edebiyatı ve musikisine de Nevruz; Nevruz-ı Asl, Nevruz-ı Arap, Nevruz-ı Bayati, Nevruz-ı Hicaz, Nevruz-ı Acem ve Nevruz-ı Seba olarak girmiştir. Tarihte pek çok devlet tarafından bayram ve gelenek olarak kutlanmıştır. Bunların başında Anadolu beylikleri, Eski Mısır, İran, Safavi, Sasani, Moğollar, Selçuklu ve Osmanlı gelir.
Selçuklu ve Osmanlı'da[36] millî bayram olarak kutlanan Nevruz, Nevruziye adlı şiirlere ve şenliklerle ziyafet verilerek kutlanırdı. Özel olarak hazırlanan Nevruziye adlı macun Osmanlı döneminden kalan bir kültür olarak bu gün hâlâ Manisa'da 21 Mart'ta Mesir macunu şenlikleri yapılmaktadır. Alevi ve Bektaşiler arasında da kimi yörelerde eski takvime atfen Mart Dokuzu adi verilerek kutlanan Nevruz'da özel ayinler yapılırdı, yine Zerdüştler ve Yezidiler'de 21 Mart'ı bayram olarak kabul etmişlerdir. Bu şölende yemekler dağıtılıp oyun oynanır ve baharın ilk günü kutlanır.
Ergenekon Destanı
Moğol ilinde Oğuz Han soyundan İl Han'ın hükümdarlığı sırasında Tatarların hükümdarı Sevinç Han, Moğol ülkesine savaş açtı. İl Han'ın idaresindeki orduyu Kırgızlar ve diğer boylardan da yardım alarak yendi. İl Han'ın ülkesindeki herkesi öldürdüler. Yalnız İl Han'ın küçük oğlu Kıyan, eşi Nüküz ve yeğeni ile kaçıp kurtulmayı başardılar. Düşmanın, onları bulamayacağı bir yere gitmeye karar verdiler. Yabanî koyunların yürüdüğü bir yolu izleyerek yüksek bir dağda dar bir geçide vardılar. Bu geçitten geçerek içinde akarsular, pınarlar, çeşitli bitkiler, çayırlar, meyve ağaçları, çeşitli avların bulunduğu bir yere gelince Tanrı'ya şükrettiler ve burada kalmaya karar verdiler. Bu yere "maden yeri" anlamında "Ergene Kon" adını verdiler. Kıyan ve Nüküz'ün oğulları çoğaldı. Dört yüzyıl sonra kendileri ve sürüleri o kadar çoğaldılar ki, Ergenekon'a sığamadılar. Atalarının buraya geldiği geçidin yeri unutulmuştu. Ergenekon'un çevresindeki dağlarda geçit aradılar. Bir demirci, dağın demir kısmı eritilirse yol açılabileceğini söyledi. Demirin bulunduğu yere bir sıra odun, bir sıra kömür dizdiler ve ateşi yaktılar. Yetmiş yere koydukları yetmiş körükle hep birden körüklediler. Demir eridi, yüklü bir deve geçecek kadar yer açıldı. İl Han'ın soyundan gelen Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski yurtlarına döndüler, atalarının intikamını aldılar. Ergenekon'dan çıktıkları gün olan 21 Mart'ta her yıl bayram yaptılar. Bu bayramda bir demir parçasını kızdırdılar, demir kıpkırmızı olunca önce Hakan, daha sonra beyler demiri örsün üstüne koyarak dövdüler. Bugün hem özgürlük hem de bahar bayramıdır.
Kırım Tatarlarında nevruz
Navrez, Nevruz Bayramı'nın Kırım Tatarları arasında söylenen adıdır.
Kırım Tatarları bu bayramda erkenden kalkarlar. Ağaçtan bir dal keserler. Bu dala Çiğdem, Kardelen gibi erken bahar çiçekleri asarlar. Çocuklar bu dalı alıp topluluklar halinde kapıları tek tek gezerler. Kapıda Navrez türküsünü söylerler. Ev sahipleri çocuklara hediye olarak yumurta, şeker gibi yiyecekleri sepetlere koyar, verdikleri mendilleri de dala bağlarlar. Bütün evler dolaşıldığında çocuklar verilenleri kendi aralarında pay ederler.
Kırım Tatarları Sovyet rejiminin baskısı ile bu millî bayramlarını kutlayamadıkları için günümüzde çocuklar bu bayramı bilmemekte ve kutlamamaktadırlar.[kaynak belirtilmeli] Nadir de olsa Kırım Tatarlarının yaşadığı ülkelerde sembolik olarak kutlamalara rastlanmaktadır.
Nevruz türküsü
Nevruz türküsünün çeşitli söyleniş biçimleri mevcuttur. Bir örnek:
|
Ayrıca bakınız
- Azerbaycan'da Nevruz
- Türk kültüründe nevruz
- Demirci Kawa Efsanesi
- Nevrûziyye
- Baal İştar (Baal-aştarti tapınması)
Notlar
Kaynakça
Dış bağlantılar
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.