Loading AI tools
Türkiye'nin başkenti ve en kalabalık ikinci şehri Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Ankara (/ˈaŋkaɾa/), Türkiye'nin başkenti ve Ankara ilinin merkezi olan şehirdir.[3] Coğrafi olarak Türkiye'nin merkezine yakın bir konumda bulunur ve İç Anadolu Bölgesi'nde yer alır.
Ankara | |
---|---|
Şehir | |
Takma ad: Türkiye'nin Kalbi[1] | |
Ankara'nın Türkiye'deki konumu | |
Koordinatlar: 39°55′48″K 32°51′00″D | |
Ülke | Türkiye |
Coğrafi bölge | İç Anadolu Bölgesi |
İl | Ankara |
İlk yerleşim | MÖ 3000 |
İdare | |
• Tür | Belediye başkanı-meclis |
• Organ | |
• Belediye Başkanı | Mansur Yavaş (CHP) |
Rakım | 938 m |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (TRS) |
Posta kodu | 06XXX |
Alan kodu | 312 |
ISO 3166 kodu | TR-06 |
Plaka kodu | 06 |
• Toplam | ₺667,142 milyar (2021)(2.) |
• Kişi başı | 13,919$ (2022) (3.) |
İGE (2018) | 0,855[2] çok yüksek · 1. |
İklim | Dsb, Bsk |
Resmî site Ankara Büyükşehir Belediyesi |
Ankara'nın 13 Ekim 1923'te[4] başkent ilan edilmesinin ardından şehir hızla gelişmiş ve Türkiye'nin ikinci en kalabalık ili olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayanan ilin topraklarının yarısı hâlâ tarım amaçlı kullanılmaktadır. Ekonomik etkinlik büyük oranda ticaret ve sanayiye dayalıdır. Tarım ve hayvancılığın ağırlığı ise giderek azalmaktadır. Ankara ve civarındaki gerek kamu sektörü gerek özel sektör yatırımları, başka illerden büyük bir nüfus göçünü teşvik etmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze, nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır. Nüfusun yaklaşık dörtte üçü hizmet sektörü olarak tanımlanabilecek memuriyet, ulaşım, haberleşme ve ticaret benzeri işlerde, dörtte biri sanayide, %2'si ise tarım alanında çalışır. Sanayi, özellikle tekstil, gıda ve inşaat sektörlerinde yoğunlaşmıştır. Günümüzde ise en çok savunma, metal ve motor sektörlerinde yatırım yapılmaktadır. Türkiye'nin en çok sayıda üniversiteye sahip ikinci ili olan[5] Ankara'da ayrıca, üniversite diplomalı kişi oranı ülke ortalamasının iki katıdır. Bu eğitimli nüfus, teknoloji ağırlıklı yatırımların gereksinim duyduğu iş gücünü oluşturur. Ankara'dan otoyollar, demiryolu ve havayoluyla Türkiye'nin diğer şehirlerine ulaşılır.
Bilinen tarihi en az 10 bin yıl öncesine, Eski Taş Çağı'na ulaşan[6] Ankara, tarih öncesinden günümüze dek pek çok medeniyeti barındırmıştır. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler, Galatlar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Osmanlılar ve nihayet Türkiye Cumhuriyeti, il topraklarını kontrolleri altında tutmuştur. Tektosagların ve Türkiye Cumhuriyeti'nin başkenti olan Ankara şehri ve Frigyalıların başkenti Gordion, il sınırları içinde yer alır. Yıldırım Bayezid'in Timur'a yenik düştüğü Ankara Muharebesi Çubuk yakınlarında ve Türk Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olan Sakarya Muharebesi ise Polatlı yakınlarında yapılmıştır.
Ankara kara iklimine sahiptir. Şehir dışındaki il topraklarının büyük kısmı tahıl tarlalarıyla kaplı platolardan oluşur. İlin çeşitli yerlerindeki doğal güzellikler korumaya alınmış, dinlenme ve eğlence amaçlı kullanıma sunulmuştur. İlin adını taşıyan tavşanı, keçisi, atı ve kedisi dünya çapında bilinir, armudu, çiğdemi, yerel yemeklerden Ankara tavası ve Kızılcahamam ve Beypazarı'nın maden suyu ise ülke çapında tanınır.
Frigya dili ve Yunancada Ἄγκυρα (telâffuz: Anküra), gemi çapası demektir. Bazı efsanelere göre Ankara, Frig Kralı Midas'ın bir gemi çapası bulduğu yerdir.[8] Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında Anküra'ya MÖ 333'te geldiği kayıtlara geçmiştir.[8] 2. yüzyıla ait ve Ankara'daki Anadolu Medeniyetleri Müzesinde sergilenen bazı paralarda gemi çapası figürü bulunmaktadır.[9][10]
Frigler, Galatlar ve Romalılar tarafından Ἄγκυρα olarak bilinen şehrin adı, Latin harfleri ile Batılı kaynaklara Ankyra ve Ancyra olarak geçti.[11][12] Kentin adı, Türklerin Anadolu'ya gelmesinden sonra Ankara, Engürü ve Engüriye olarak değişime uğradı. Batı dillerine de Angora olarak geçti. 16. yüzyıla ait çeşitli resmî Osmanlı evraklarında Ankara (انقره) adı geçmektedir.[13]
Türkiye Cumhuriyeti devleti, 28 Mart 1930'da yabancı ülkelerden Türk şehirleri için Türkçe adların kullanılmasını resmen talep etti.[14] Bu tarihten sonra posta idaresi Angora olarak adreslenmiş mektupları Ankara'ya ulaştırmadı.[15] Böylece zamanla Ankara adı evrenselleşti.
Ankara ilinde keşfedilmiş en eski tarih öncesi kalıntılar Eski Taş Çağına[16][17] kadar uzanmaktadır. Bu döneme ait çeşitli eserlere Gâvurkale, Ergazi, Lodumlu ve Maltepe'de rastlanmıştır.[6] Bunlar dışında Ankara'nın Polatlı ilçesinde, MÖ 3000 yıllarına ait insan yerleşmelerine rastlanmıştı.[18]
Hint-Avrupalı bir kavim olan Hititler (MÖ 1660-1190), Anadolu'ya boğazlar yoluyla gelmişlerdir. Hititlerin Anadolu'ya göç tarihleri, kesin olarak bilinmemektedir.[19] Ankara ve çevresinde Hitit dönemine ait yerleşkelerin kalıntıları; Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan, Gâvurkale ve Külhöyük höyükleridir.[20] MÖ 2000'in sonlarına doğru Hititlerin siyasal olarak çöktüğü ve yerini Friglere bıraktığı görülmektedir.[21]
MÖ 2000'in sonlarında bölgede, hızla büyüyen bir Frigya kasabası vardı.[17] Frig Krallığı'nın başkenti olan Gordion kentinin kalıntıları Polatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında bulunmaktadır. Gordion, en parlak dönemini Frigya Kralı Midas zamanında (MÖ 725-675) yaşamıştır.[22] Ankara'da, Frigler dönemine ait kalıntılar arasında bulunan Yumurtatepe Tümülüsü'nün bulunduğu yerin, kurulduğu dönemlerde çok önemli bir yerleşim olmasa da stratejik bir noktada olduğu düşünülmektedir.[11] Frigler, MÖ 700'lü yıllarda Kafkaslardan gelen Kimmerler tarafından ortadan kaldırıldı.[23]
Tunç Çağı'nın sonlarında Frigler ile birlikte Anadolu'ya gelen ve Batı Anadolu'da varlıklarını sürdüren Lidyalılar, Friglerin ortadan kalkmasını fırsat bilerek bugünkü Ankara ilini de kapsayan Kızılırmak yöresini ele geçirdiler. MÖ 7. yüzyılda Anadolu'ya hâkim oldular ve 140 yıl hüküm sürdüler.[24] Lidyalıların sikkeyi icat ettikleri kabul edilir.[25] Lidyalılar döneminde Anadolu'da ticaret gelişmiş, tahıl üretimi, hayvancılık, zeytinyağı ve şarap üretimi ilerlemiştir. Orta Anadolu'nun ana ulaşım yolu üzerinde bulunan Ankara ili toprakları da bu gelişmelerden istifade etmiştir.[24] Medler ve Perslerle savaşan Lidyalılar, komşuları Ahameniş Pers Hükümdarı Kiros ile MÖ 547'de Kızılırmak kavsi içinde yaptıkları savaşı kaybederek tarih sahnesinden silinmişlerdir.[24]
Persler, MÖ 545'ten itibaren Anadolu'ya egemen olarak, Anadolu'daki Helen kültürüne son verdiler.[26] MÖ 5. yüzyılda Herodot, Pers İmparatorluğu'nun ordu, ticaret ve posta hattı olarak kullanılan Kral Yolu'nun Ankara'dan geçtiğini yazar. Kral Yolu, Efes'te başlıyor, Sardes şehrinden Lidya'ya, sonra Gordion, Ankyra ve Kızılırmak'tan geçerek, Kapadokya üzerinden Kilikya'ya, oradan Fırat ve Dicle nehirlerini geçip Asur'dan Susa kentine ulaşıyordu.[27]
Ankara ili toprakları MÖ 334'te[17] Makedonya Kralı Büyük İskender tarafından Ahameniş İmparatorluğu'ndan alınana kadar; tarihi boyunca Frigler[28] ve Hititler'in[28][29][30] haricinde Hattiler, Lidyalılar ve Ahamenişler egemenliğine girmiştir. MÖ 3. yüzyılda Anadolu'ya gelen savaşçı bir kavim olan Galatların Tektosaglar boyuna başkentlik etmiştir.[17] Strabon, ünlü eseri Geographika'da, bugün merkezde bulunan Ankara Kalesi'nin Tektosaglar tarafından inşa edildiğini söyler.[31] Daha sonra bölgede siyasal birliği kuran[32] Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus, MÖ 25 yılında Ankara'yı ele geçirmiştir.[17]
MS 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce Ankara Doğu Roma (Bizans) sınırları içinde kaldı. Ancak il toprakları üzerindeki Doğu Roma hâkimiyeti zaman zaman kesintiye uğradı. MS 654 yılında Müslüman Araplar kısa süreliğine bölgenin kontrolünü ele geçirdiler. 833 ve 842 yıllarında Abbasi Halifesi Mutasım ve Türk komutanı Afşin Ankara kentini kısa süreliğine ele geçirdi. 871 yılında Pavlikian mezhebinden Hristiyanlar Ankara kentinin kontrolünü yaklaşık bir yıllığına ele geçirdi. Bu kesintilerden sonra her seferinde Doğu Romalılar kenti geri alarak otoriteyi sağladı.[33]
Güçlü istihkamı sebebiyle 1071-73 yılları arasında Türk akınlarına karşı koyan Ankara'nın Artuk Bey veya Dânişmend Gazi tarafından Türk hakimiyeti altına alındığı ifade edilmiştir.[34] Ankara'nın Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun eline geçmesi, Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra 1073 yılına rastlar. 12. ve 13. yüzyıllarda Selçuklu Sultanlarının da çabasıyla transit ticarette gelişme gösteren Ankara'nın merkezi, önce Ahiler'e, ardından 1304'te göreli özerklik verilerek Osmanlı İmparatorluğu'na bağlandı. İlin güneybatı ilçeleri bu dönemde Germiyanoğulları'na bağlanırken, güneydoğu ilçeleri Karamanoğulları'na bağlanmıştır.[35] I. Murat zamanında kesin olarak Osmanlı topraklarına bağlanan ilde, 1402 yılında Büyük Timur İmparatorluğu İmparatoru Timur ile Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Yıldırım Bayezid arasında Ankara Muharebesi yapıldı.[36][37] Yıldırım Bayezid'in savaşı kaybetmesi ve Timur'a esir düşmesi sonucu Osmanlı Devleti, Fetret Devri denen bunalım ve iktidar boşluğu dönemine girdi. Ankara Muharebesi'nde bölge büyük ölçüde harap olmuş, Anadolu birliğini yeniden kuran II. Murat zamanında yeniden onarılmıştır.[11] 1841 yılında Anadolu Eyaleti kaldırılıp yerine vilayetler kurulunca il bir vilayet oldu.[38] Ankara, Çorum, Yozgat, Kayseri ve Kırşehir sancakları bu vilayete bağlandı. Ankara Vilayeti 1922 yılına kadar varlığını sürdürdü.[38]
Osmanlı hâkimiyetinin sonlarına doğru Ankara 1917'de 3 gün süren büyük bir yangın geçirmiş[39] ve yangın 1900 kadar hanenin yanması ile sonuçlanmıştır.[40]
Ankara ilinin Türk Kurtuluş Savaşı'nda merkezî bir yeri olmuştur. 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelen Mustafa Kemal, şehri Anadolu'daki direniş hareketinin yönetimi olan Heyet-i Temsiliye'nin merkezi olarak seçti. Şehir, coğrafi olarak Anadolu'nun ortasındaydı, demiryolu ile İstanbul'a ulaşılabiliyordu, Batı Cephesine yakındı ve halkın millî mücadeleye olan desteği tamdı. İstanbul'un İngilizler tarafından resmen işgalinden iki gün sonra, 18 Mart 1920'de, İstanbul'da bulunan Meclis-i Mebûsan kendini resmen feshedince, 23 Nisan 1920'de Ankara'da Büyük Millet Meclisi kuruldu. Ankara ili, Türk-Yunan Savaşı'nın en yoğun muharebesinin gerçekleştiği yer olmuştur. 1920 yazında Yunan birlikleri, Ankara şehrini ele geçirmek amacıyla Sakarya nehri kıyılarına kadar ilerlemişti. Ancak 23 Ağustos - 13 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi sonucunda Yunan birlikleri püskürtüldü. Polatlı yakınlarında meydana gelen zorlu muharebe Kurtuluş Savaşı'nın dönüm noktası olmuş, Mustafa Kemal Atatürk ünlü "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır" sözünü bu sırada söylemiştir. Birkaç hafta sonra Fransa ile yapılan Ankara Anlaşması ile, Türk-Fransız ihtilafı sona ermiştir. Kurtuluş Savaşı sonucu toprakları üzerindeki egemenliğini kanıtlayan Türkiye, 1922 Lozan Barış Konferansı ve 1923 Lozan Antlaşması ile uluslararası toplulukta millî sınırlarını tescilledi ve bağımsızlığını onaylattı. Türkiye Büyük Millet Meclisi 13 Ekim 1923'te Ankara ilinin merkezi olan Ankara kentini başkent ilan etti.[41][42][43]
Ankara, 1984 yılında çıkarılan 2972 sayılı kanun[44] ve 195 sayılı kanun hükmünde kararname[45] sonucu İstanbul ve İzmir ile birlikte büyükşehir unvanı kazandı. Aynı yıl çıkarılan 3030 sayılı kanun ile büyükşehir ve ilçe belediyeleri statüleri netleşti.[46] Başlangıçta beş ilçe Ankara Büyükşehir Belediyesinin sınırlarına dâhil edildi. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 50 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[47] Bu sınırlar içinde kalan 16 ilçe, büyükşehir ilçe belediyeleri hâline geldi.[47] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[48]
Ankara şehrinin ortalama rakımı 938 metredir. Bitki örtüsü İç Anadolu Bölgesi'nin tipik bitkisel örtüsü olan bozkırdır.[49]
Ankara şehrinde yarı kurak karasal iklim (Köppen iklim sınıflandırması: Bsk ve Dsb) hüküm sürer. Kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları sıcak ve kurak, sonbaharları ılık ve kurak ve ilkbaharları serin ve yağışlıdır. Ankara ikliminin diğer bir özelliği ise mevsimlerin geç başlaması ve geç bitmesidir.[49][50] Ankara'da gece ile gündüz, en az kış mevsiminde ve en çok yaz mevsiminde önemli sıcaklık farkları bulunur. En sıcak ay temmuz ve ağustostur ve ortalama en yüksek gündüz sıcaklıkları 30 °C'dir. En soğuk ay ise Ocak ayıdır, en düşük gece sıcaklıkları ortalama -3 °C'dür. Yağışlar en çok mayıs, en az temmuz veya ağustos ayında düşer. İlkbaharda ve yaz başlarında, kırkikindi olarak adlandırılan konveksiyonel yağışlar görülür. Ankara'da yıllık ortalama toplam yağış 415 mm'dir.[50][51] Ankara son yılların en soğuk gecesini -22 ile 26 Ocak 2016'da gördü.[52]
Ankara iklimi | |||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Aylar | Oca | Şub | Mar | Nis | May | Haz | Tem | Ağu | Eyl | Eki | Kas | Ara | Yıl |
En yüksek sıcaklık (°C) | 16,6 | 20,4 | 27,8 | 31,1 | 33,0 | 37,0 | 41,0 | 40,4 | 36,0 | 33,3 | 24,4 | 20,4 | 41,0 |
Ortalama en yüksek sıcaklık (°C) | 4,4 | 6,6 | 11,6 | 17,3 | 22,2 | 26,6 | 30,2 | 30,3 | 26,0 | 19,8 | 12,9 | 6,6 | 17,8 |
Ortalama sıcaklık (°C) | 0,4 | 1,9 | 6,0 | 11,3 | 16,1 | 20,1 | 23,6 | 23,4 | 18,8 | 13,0 | 7,0 | 2,6 | 12,0 |
Ortalama en düşük sıcaklık (°C) | −3 | −2,2 | 0,9 | 5,6 | 9,7 | 13,0 | 15,9 | 16,0 | 11,8 | 7,2 | 2,4 | −0,7 | 6,3 |
En düşük sıcaklık (°C) | −24,4 | −22,2 | −19,2 | −6,7 | −1,6 | 3,8 | 4,5 | 6,3 | 2,5 | −5,3 | −13,4 | −18 | −24,4 |
Ortalama yağış (mm) | 42,1 | 36,6 | 40,3 | 46,5 | 52,0 | 36,7 | 14,2 | 10,9 | 18,7 | 29,1 | 32,0 | 43,1 | 366,2 |
Kaynak: Meteoroloji Genel Müdürlüğü[53] |
Ankara, başkent olduktan sonra hızla kalabalıklaşmıştır. Özel ve kamu sektörü yatırımları başkent ve yöresine yoğunlaşmış, bunun sonucu ortaya çıkan çalışma olanakları büyük bir nüfus akımına yol açmıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim altyapısının gelişmişliği, suç oranının düşük olması, kişi başına kamu yatırımının ve kişi başına mevduatın yüksek olması gibi nedenlerin[54] göçü teşvik ediyor olması muhtemeldir. Cumhuriyet tarihi boyunca ilin nüfusu ülke nüfusunun iki katı hızda artmıştır. Ankara'nın nüfusu hiçbir zaman tam olarak hesaplanamaz. Memur ve öğrenciler ağırlıkta olduğu için net nüfus bulunamaz. TÜİK verilerine göre nüfusu 5 milyondan fazla iken gayriresmî nüfusu 8 milyondur. 1927 sayımında nüfusu 404 bin olan il Türkiye nüfusunun %3,2'sine sahipken bugün 8 milyon nüfus ile bu oran %6,3'tür. 2007-2008 yılları arasında ise nüfus artış hızı (%1,83), ülke nüfus artış hızının (%1,32) bir buçuk katı olmuştur.[55] Bu büyümenin başını çeken Ankara kenti aldığı göçe rağmen, 2008'de Ankara'da işsizlik oranı (%11,8) Türkiye genel işsizlik oranına (%11,0) yakındır. İstihdam edilenlerin %72'si hizmetler, %26'sı sanayi, %2'si tarımda çalışır (bu oranlar Türkiye için sırasıyla %49, %27 ve %24'tür).[56] 2023 yılı itibarıyla 5.782.285 kişidir. Bu nüfus; 25 ilçe ve bu ilçelere bağlı 1425 mahallede yaşamaktadır.
Ankara, başkent olmadan önce İç Anadolu bölgesinde yer alan bir kasabaydı. Cumhuriyet döneminde başkent olduktan sonra, tarım ve sanayi hızla gelişmeye başladı. Günümüzde Ankara, İstanbul'dan sonra Türkiye'nin ikinci ekonomik merkezi olarak yer alır. Söğütözü ve Çukurambar semtlerinde birçok iş merkezi ve finans kuruluşu yer alır.
Ankara ilindeki müzelerin büyük çoğunluğu Ankara şehir merkezi sınırları içerisinde kalır. İlde çeşitli kurumlarca işletilen 53 müze bulunmaktadır.
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in kuruluş yıllarına ait önemli eşyaları Ankara'daki müzelerde bulmak mümkündür. I. Türkiye Büyük Millet Meclisi Binası'nda bulunan Kurtuluş Savaşı Müzesi, Anıtkabir'deki Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi, II. TBMM Binası'ndaki Cumhuriyet Müzesi, Devlet Mezarlığı Müzesi bu tarihî müzelerin başlıcalarıdır. Bunların yanı sıra İsmet İnönü ve Mehmet Akif Ersoy'un evleri de birer müze olmuştur. Ankara'nın başkent olmasından dolayı doğal olarak Türkiye'nin ilk belli başlı müzeleri (Etnografya Müzesi, Devlet Resim ve Heykel Müzesi gibi) Ankara'da oluşturulmuştur. Çeşitli devlet kuruluşları da başkentte bulunmaları nedeniyle müzelerini burada kurmuşlardır, Ziraat Bankası Müzesi, Türk Hava Kurumu Müzesi, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün Tabiat Tarihi Müzesi gibi. Yakın yıllarda kurulan ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi, Feza Gürsey Bilim Merkezi, Çengelhan Rahmi Koç Müzesi, Ulucanlar Cezaevi Müzesi, Altınköy Açık Hava Müzesi, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi gibi yeni müzelerle Ankara'nın müze seçenekleri zenginleşmektedir.
1997'de "Avrupa'da Yılın Müzesi" seçilen[58] Anadolu Medeniyetleri Müzesi, ziyaretçi sayısı bakımından Türkiye'de onuncu, Ankara'da birincidir.[59] Müzede Paleolitik Çağ'dan günümüze Anadolu'nun arkeolojik hazineleri sergilenir.
Ankara şehri dışındaki en önemli müze, Kral Midas'ın tümülüsünün de bulunduğu Polatlı'daki Gordion Müzesi'dir. Bu müzede bölgede keşfedilmiş, Tunç Çağı ve Frigya döneminden kalma arkeolojik eserler sergilenmektedir.
İlde birçok arkeolojik alan vardır. Buralarda keşfedilmiş kıymetli eserler Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi'nde sergilenmekte, yapılar da ziyarete açık tutulmakta, Ahlatlıbel, Etiyokuşu, Karaoğlan ve Kocumbeli höyüklerinde taş ve bronz çağlarından yapıtlar bulunur. Hititlerden kalan çeşitli kalıntılar arasında Balıkhisar, Ballıkuyumcu, Bitik, Karaoğlan ve Külhöyük höyükleri ve Gâvurkale taş oymaları sayılabilir. Yine Ankara Kalesi, Galatlar zamanında inşa edilmiş ve sonraki yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlerce kullanılmıştır.
Başkentte Roma döneminden kalan önemli kalıntılar vardır. Roma Hamamı 3. yüzyılda Septimius Severus'un oğlu Roma İmparatoru Caracalla tarafından Sağlık Tanrısı Asklepios adına yapılmıştır.[60][61][62] MÖ 2. yüzyılda Frigya tanrısı Men adına yapılmış olan Augustus Tapınağı zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galatya hükümdarı Amintos'un oğlu Kral Pilamenes tarafından Roma İmparatoru Caesar Divi Filius Augustus adına bir bağlılık nişanesi olarak yaptırılmıştır.[63] Jülian Sütunu, 362 yılında Roma İmparatorluğu İmparatoru Julian'ın Ankara ziyareti onuruna dikilmiştir.[11] Başkent dışında, Kalecik'teki Kalecik Kalesi Romalılardan kalmadır. Bir dağın içine oyulan Güdül'deki mağaralar ise ilk Hristiyanların Romalılardan saklandığı çok katlı bir yerleşim yeridir.[64]
Ankara ilinde Selçuklular ve Osmanlılardan kalma pek çok eser vardır. Yenimahalle ilçesindeki Selçuklu yapısı Akköprü, Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad zamanında yaptırılmıştır.[65] Alaaddin Camii, Ankara Kalesi içinde yer alır ve 1178 tarihlidir. Samanpazarı'nda bulunan Arslanhane (Ahi Şerafettin) Camii 13. yüzyılın başında yapılmıştır.[66][67]
Osmanlı dönemine ait önemli eserler arasında 15. yüzyıldan kalma Hacı Bayram Camii, Karacabey Camii, Kurşunlu Han kervansarayı ve 16.yüzyıldan kalma Cenabi Ahmet Paşa Camii sayılabilir. Osmanlı son dönem mimari özelliklerini taşıyan Ankara Kaleiçi, Beypazarı, Ayaş, Güdül'deki tarihî evler korumaya alınmıştır.[67]
Ankara yöresinin geleneksel halk müziğinin başlıca telli çalgısı bağlama, başlıca nefesli çalgıları çeşitli düdük ve kaval tipleri, başlıca vurmalı çalgıları da davul ve deftir.[68]
Sosyal ortama bağlı olarak çeşitli halk müziği gelenekleri vardır; divan sazı adı verilen yaylı bir sazla çalınır, başka çalgı olmaz. "Efe başı" denen yaşlı ve iyi saz çalan kişi ortaya oturur, daha az tecrübeli olanlar onun etrafında bir halka oluştururlar. Efe başı grubu idare eder, onu ardından herkes sırayla çalardı. Divanların özelliği tasavvufi bir hava içinde çalınır, terbiye edici, ibret verici türküler söylenir, oyunlar oynanırdı. Bunun ardından Kırat, Muhabbet havaları, Zil Havaları, Oyun Havaları ve Bozlak ve Ağıtlar gelirdi. Divanların sonunda bir Cezayir havası olurdu.[69][70] Bunlardan Kırat, kahraman bir atın hikâyesini işleyen türkülerdir. Bozlaklar içli ve ince duygulu şarkılardır. Aşk, ölüm, isyan, üzüntü gibi duygular, doğaçlama olarak, vezinsiz söylenir. Ağıtlar ise üzüntülü ve acılı konuları işler.[71] Topluluğun cinsine göre Muhabbet veya Oturaklar da olurdu. Muhabbet, yaşlı kimselerin oluşturduğu içkili topluluklarda çalınırdı. Saz parçaları arasında topluğun en yaşlısı konuşur, geçmiş öyküler ve fıkralar anlatır. Oturaklar, daha çok delikanlılar ve bekâr erkekler tarafından yapılır. Para ile tutulan kadınlar içki ve meze servisi yapar, oyun havaları başlayınca kadınlar ortaya çıkıp oynarlar.[68]
Ankara halk oyunları zeybekler ve düz oyunlar olmak üzere iki bölümde incelenir:
Zeybekler, yiğitlik ve mertlik teması üzerine kurulu oyunlardır. Sazla oynanır ve ağır bir melodisi vardır. En az iki kişi tarafından oynanır. Zeybek oyunlarında dikkat edilecek husus, oyunun vermiş olduğu karakteristik hava ve melodiye göre jest ve figürleri ayarlamaktır. Yani duruş, kasılış ve poz zeybek oyununun gösterişini ortaya koyar. Zeybek oyunlarının başlıcaları, Ankara zeybeği, mendil zeybeği, Karaşar zeybeği, Seymen zeybeği, Seymen alayı ve Yağcıoğlu zeybeğidir.[73]
Oyun havaları eşliğinde oynanan Ankara düz oyunlarının ahengi farklı, ritmi yumuşaktır. Sazın sesi bazen hareketli, bazen duygulu, bazen de coşkuludur. Düz oyunların figürleri ayak oyunlarıyla süslenmiştir ve birbirine çok benzer. Hepsi saz eşliğinde ve grup halinde oynanır. Bu oyunların en meşhurları, misket, fidayda[72] (hüdayda), mor koyun, yandım şeker, name gelin, sabahî, yıldız, çarşamba ve Arap oyunudur.[73]
Eski Ankara evlerinde aşhane veya ayşene de denilen mutfak, evin en büyük kısmını meydana getirirdi. Mutfakta çork denilen bir ocak ve tandırın yanı sıra, iki katlı, müsandere denilen bir kiler bulunurdu. Mutfağın bir köşesine yakmak üzere odun istif edilirdi. Yemek genellikle mutfakta yere serilen sofralarda yenirdi. Mutfak eşyaları da yöreye has isimlerle adlandırılırdı. Örneğin fıçıya bodu, sofra bezine boğ, bıçağa eğri, oklavaya oklağaç, rafa terek, tepsiye tıngır denirdi.[74]
Günümüzde çağdaş mutfaklar ve adlar yaygınlaşmakla birlikte, eski Ankara mutfağına has birçok yemek ve tatlı hâlâ yaşatılmaktadır. 2008'de yapılan bir araştırmaya göre, 93 çeşit yöresel yemek, tatlı ve içecekleri ile Ankara ili, Gaziantep ve Elâzığ'dan sonra üçüncü en zengin mutfağa sahiptir.[75] Bunların arasında, tutmaç ve miyane gibi çorbalar; Ankara tavası, alabörtme, calla, ilişkik, sızgıç, siyel, siyer, bici, pıtpıt pilavı, mucirim köftesi, tohma, şirden dolması, papaç, yalkı, carcıran, göter, kaile, topaç, cızlama, öllüğün körü gibi yemek ve hamur işleri; kargabeyni, köyter, omaç, perçem, tiltil helvası, zerdali boranası ve Beypazarı yöresine ait 80 katlı baklava gibi tatlılar ile bazlamacın, gizleme, çerpit, kartalaç, kömbe, kete, saçkıran, şerit ve yarımca gibi ekmekler sayılabilir.[74][76]
İlde geleneksel hale getirilen birçok şenlik vardır. Bunlar içinde en önemlisi kısaca Beypazarı Festivali olarak bilinen Uluslararası Tarihi Evler, El Sanatları, Havuç ve Güveç Festivali'dir. Bu şenliğe Türkiye'den ve dünyadan birkaç kent katılır. Şenlik her yıl Ekim ayında gerçekleştirilir.[77][78] [79]
İldeki bir başka şenlik, Kızılcahamam ilçesinde düzenlenen Kültür ve Su Festivali'dir. Geleneksel hale getirilen bu şenlik, her yıl Ağustos ayında gerçekleştirilir.[79][80]
Başka bir şenlik de Çubuk ilçesindeki Turşu ve Kültür Festivalidir.
Prof. Dr. Leyla Karahan'ın Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması adlı çalışmasına göre Türkçenin Ankara ilinde kullanılan şivesi Batı Anadolu ağızları içindedir ve Balâ, Haymana, Niğde, Şereflikoçhisar, Çubuk, Kalecik, Kırıkkale, Kızılırmak, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Kayseri, Şarkışla, Gemerek bölgelerinde konuşulan ağız ile aynı alt sınıftadır.[81]
Ankara, Türkiye dışından gelen turistlerin çok tercih ettiği bir il değildir. Türkiye'ye gelen yabancıların sadece %1,5'i (2007'de 383 bin kişi) Ankara Esenboğa Havaalanı'ndan giriş yapar. Bunların çoğu mayıs-eylül döneminde gelir ve %38'i Alman vatandaşıdır.[82]
Ankara ilinde arkeolojik sitlere ilgi duyanlar için yabancı gezi rehberlerinde öncelikle görülmesi önerilen yer Anadolu Medeniyetleri Müzesi'dir. Başkent'in Ulus semtinde Ankara Kalesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Ankara Etnografya Müzesi, Roma harabeleri (Augustus Tapınağı ve Julian Sütunu) gibi pek çok turistik yer bulunur. Modern Türkiye'nin tarihi ile ilgilenenler için Anıtkabir ve eski TBMM binası turist kitaplarında sık önerilen yerlerdir.[83][84] Başkent dışındaki başlıca turistik yerler Beypazarı'nın geleneksel evleri ve Gordion'dur.[85]
Yurt içi turizmi bakımından, başta kültür turizmi olmak üzere, kent merkezi ve çevresinde kongre turizmi, Elmadağ çevresinde kış turizmi, Kızılcahamam, Ayaş, Çubuk ve Haymana çevresinde kaplıca turizmi ile Güdül'deki Tuluntaş Mağarası'nda mağara turizmi gerçekleştirilmektedir. Anıtkabir başta olmak üzere birçok müze ve anıt ile Beypazarı ve Kızılcahamam'daki tarihî evler yurt içi turizmine katkıda bulunmaktadır. Ayrıca Evren ilçesi, Hirfanlı Baraj Gölü kıyısında sahip olduğu sahille Ankara ve çevre illere alternatif bir su ve doğa tatili imkânı sunmaktadır.[86]
2008'de Anıtkabir 6 milyon kişi tarafından (%7'si yabancı),[87] Anadolu Medeniyetleri Müzesi de 290 bin kişi (%60'ı yabancı)[59][88] tarafından ziyaret edilmiştir.
MKE Ankaragücü'nün bugüne dek kazandığı 1 Türkiye Futbol Şampiyonası, 2 Türkiye Kupası ve 1 Süper Kupa şampiyonluğu bulunmaktadır. Gençlerbirliği'nin ise 2 Türkiye Futbol Şampiyonası ve 2 Türkiye Kupasışampiyonluğu bulunmaktadır.[89][90]
MKE Ankaragücü ve Gençlerbirliği, maçlarını Eryaman Stadyumu'nda (22.000 kişilik) oynamaktadır.
İl merkezi, İstanbul'da düzenlenen 1959 Avrupa Basketbol Şampiyonası'ndan sonra Türkiye'de düzenlenen ikinci Avrupa Basketbol Şampiyonası'na 2001 yılında ev sahipliği yapmıştır.[91] Bu şampiyonada Türkiye millî basketbol takımı, Yugoslavya'nın ardından ikinci olmuştur.[92]
Türk Telekom, üç kez Cumhurbaşkanlığı Kupasını, iki Kez Türkiye Kupasını kazanmıştır.[93] 2010 yılında inşa edilen Ankara Arena Çok Amaçlı Basketbol Kompleksi 2010 FIBA Dünya Basketbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapmıştır.
Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, il çapında çeşitli amatör spor faaliyetleri düzenler. Atletizm, jimnastik, bisiklet, buz pateni, eskrim, judo, tekvando, karate, hentbol, binicilik, güreş, bisiklet, yüzme gibi dallar için çeşitli tesisler il merkezinde mevcuttur.[94] Elmadağ'da kayak tesisleri, diğer ilçelerde de çeşitli spor salonları ve tesisleri bulunmaktadır.[95]
Uluslararası Yaşar Doğu Güreş Şampiyonası her yıl Ankara'da düzenlenir.
Voleybol lig maçları, Başkent Spor Salonu ve Beştepe Spor Salonu'nda yapılmaktadır.[96]
Hentbol maçları, Prof. Dr. Yaşar Sevim Hentbol Spor Salonu ve THF Spor Salonu'nda yapılmaktadır.[97]
2018-19 Sezonu sonunda Futsal takımı Gazi Üniversitesi SK şampiyon olmuştur. Sezonda Buz hokeyi kadın ve erkek süper liglerinde ikişer takım ile yer almıştır. Sutopu süper liginde ODTÜ vardır.
Büyükşehirlerde merkezi yönetim validen, il müdürleri ve il danışma kurulundan oluşur.
Ankara bir büyükşehirdir. Bu özelliğine göre yönetimi belirlenmiştir. Protokolde ilk sırada yer alan vali, merkezi yönetimi temsil eder ve cumhurbaşkanı tarafından atanır.
Büyükşehir olan illerde, il genel meclisi, yetki ve görevlerini Ankara Büyükşehir Belediye Meclisine devretmiş ve kaldırılmıştır.[98]
Ankara valisi, Vasip Şahin'dir. 6 Kasım 2018 tarihinde İstanbul valisi iken atanmıştır.[99]
Büyükşehir belediyelerinde yerel yönetim, Büyükşehir Belediye Başkanı, Büyükşehir Belediye Meclisi ve Büyükşehir Belediye Encümeni'nden oluşur.
Yerel yönetimi temsil eden Büyükşehir Belediye Başkanı, ildeki tüm seçmenlerin oy çokluğu ile seçilir. Yerel seçimlerde İlçe Belediye Başkanı ve İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanılarak ilçelerin belediye meclisleri oluşur. İlçe Belediye meclislerinden alınan üyelerle (başkan kontenjanı, ilçe nüfusu ve parti oy oranına göre) de Büyükşehir Belediye Meclisi oluşur. Bu mecliste ilçe belediye başkanları da yer alır.[100][101] Meclisin başkanı Büyükşehir Belediye Başkanı'dır. Büyükşehir belediye encümeni, belediye başkanının başkanlığında, belediye meclisinin kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri genel sekreter, biri malî hizmetler birim amiri olmak üzere belediye başkanının her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur. (5216 saylı kanun, 16. madde)
Büyükşehir yapılan illerde, İl Genel Meclisi, yetki ve görevlerini Büyükşehir Belediye Meclisine devretmiş ve kaldırılmıştır.[98]
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, Mansur Yavaş (CHP), 31 Mart 2024 seçimlerinde %60,44 oy oranıyla seçilmiştir.[102]
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üye sayısı 148'dir (Büyükşehir Belediye Başkanı, 25 ilçe belediye başkanı ve 131 üye) Bunların 90'ı CHP, 45'i AK Parti, 10'u MHP, 1 BBP, 1 Yeniden Refah Partisi, 1 de bağımsız üye bulunmaktadır.[103]
Ankara'nın 47[104] tane kardeş kenti vardır. İzmir Caddesi'nde Ankara'nın 2003 yılına kadarki kardeş kentleri için bir anıt bulunmaktadır.[105][106][107]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.