Remove ads
Çin'in batısından, Sibirya ve Doğu Avrupa'ya dek uzanan bir alana yayılmış dil ailesi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Türk dilleri veya Türkî diller, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır.[3][4] Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.
Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda tartışma sayfasında bir yorum yapın.
|
Türk dilleri Türkî diller | |
---|---|
Etnisite | Türk halkları |
Coğrafi dağılım | Orta Asya Doğu Asya Kuzey Asya Batı Asya Doğu Avrupa Güney Avrupa |
Sınıflandırma | Kendi başına bir dil ailesi.[1][2] |
Alt bölümler |
|
ISO 639-5 | trk |
Türk dillerinin coğrafi dağılımı |
Tüm Türk dilleri Ana Türkçe adı verilen varsayımsal anadilden türemiştir. Aile kendi içerisinde Oğuz, Kıpçak, Karluk ve Sibirya kollarını kapsayan Şaz öbeği ile Ogur öbeği olmak üzere ayrılır.
Türk dillerini diğer dil ailelerinden farklı kılan önemli bir özelliği, konuşucularının uzun süre göçebe olarak yaşamışlığı ve buna bağlı olarak bu dillerin sürekli birbirlerinden etkilenmiş olmalarıdır. Türk dilleri çok sayıda aynı anlamda kullanılan ortak sözcüklere sahip olmalarının yanı sıra tümce yapıları da hep aynı kalır. Çağdaş Türk yazı dilleri veya Türk dilinin kolları gibi adlandırıldıklarına da rastlanır. (Bakınız: "Dil" ve "Lehçe" tartışması)
Yüzyıllar boyunca Türk dilleri konuşan halklar özellikle Fars, Slav ve Moğol gibi farklı toplumlarla birçok alanda etkileşimde bulunmuşlardır. Geniş bir tarihe yayılan bu etkileşim sürecinden Türk dilleri de önemli oranda etkilenmiş, benzer şekilde de diğer dilleri etkilemişlerdir. Bu yüzden Türk dilleri kümesi ve içindeki dillerin tarihi gelişimleri kimi yönlerden belirsizleştirmiş, bu yüzden Türk dillerinin sınıflandırılmasının birden fazla sistemi oluşmuştur. Günümüzde en genel kabul görmüş sınıflandırma sistemi, Samoyloviç'in genetik sınıflandırması olmakla birlikte ayrıntılarda tartışmalar sürmektedir.
Türk dili tarihi; çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı sözcükler[5][6] şeklindeki "bilinen" ilk örneklerine rastlanan, coğrafî yayılımda Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar.
19’uncu yüzyıl sonlarına doğru yoğunluk kazanan araştırmalarla Altay dilleri olarak adlandırılan Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri ile Fin-Ugor dilleri olarak anılan Fin, Macar ve Samoyed dillerinin Ural-Altay adında bir dil ailesi oluşturduğu düşüncesi, yeryüzünde genel kabul görmüş bir kuramdı. Ancak 20’nci yüzyılın ikinci yarısından beri yürütülen dil bilimi araştırmalarıyla Ural ve Altay dillerinin bir dil ailesi oluşturamayacağı düşüncesi yaygınlaşmaya başladı. Fin, Macar ve Samoyed dilleri ile Türk, Moğol, Mançu-Tunguz, Japon ve Kore dilleri arasında benzerlikler bulunuyordu ama bu benzerlikler bir dil ailesi oluşturmaya yetecek ölçüde bir kaynak dilden miras kalan ortak dil ögesi içermiyordu.
Altay dil ailesi varsayımı için gösterilen kanıtların modern dil bilimsel standartları karşılamaması ve Türk ile Moğol dillerinin zaman içinde ayrışmak yerine yakınlaştığını gösteren bulgular, 1950'lerden bu yana Altay ailesinin dil bilimciler tarafından genel kabul görmemesine yol açtı. Günümüzde Türk dilleri kendi başına bir dil ailesi olarak kabul edilmektedir.[1][2][7][8][9]
Türk yazı dilinin tarihi, VII ve VIII. yüzyıllarda Orhun vadisinde dikilmiş olan yazıtlarla başlar. Gerek Orhun Yazıtları’nda kullanılmış olan gelişmiş ve işlek dil gerekse komşu ülke kaynaklarında yer alan bilgiler, Türk yazı dilinin başlangıcının çok daha eskiye gittiğini gösterir. Yakın dönemde bulunan yeni yazıtların okunması Türk yazı dilinin tarihini daha da gerilere götürmemizi sağlayacaktır. Çin yıllıklarındaki bir Hun ağıtına ait iki dize ile birkaç sözcük MS 4’üncü yüzyıl Türkçesi hakkında fikir vermektedir. Ancak, edebi metin niteliğindeki ilk büyük metinler Tonyukuk (725), Bilge Kağan (731) ve Kül Tigin (732) adına dikilmiş olan Göktürk Yazıtları’dır. Türk dilinin ilk sözlüğü ve dil bilgisi kitabı Dîvânu Lugâti’t-Türk ise 1072 yılında Kâşgarlı Mahmûd tarafından yazılmıştır. Yaklaşık 9 bin sözü içeren eser, yalnızca bir sözlük, yalnızca bir dilbilgisi kitabı değil, aynı zamanda Türk yazı dilinin ve ağızlarının ele alındığı, kültür değerlerinin kayda geçirildiği anıtsal folklorik bir kaynaktır. Kâşgarlı Mahmûd; bu çok kıymetli eserini Karahanlı, Uygur, Oğuz, Kıpçak, Kırgız ve diğer akraba toplulukların söz varlığını bir araya getirerek hazırlamış ve "Dîvânu Lugāt'it-Türk" adını münasip görmüştür. Kâşgarlı Mahmûd'’un yirmiyi aşkın yazı dilini ve ağzını Türk adı altında toplaması; bilim üzere bir gerçekliği ortaya koymaktadır. Büyük ölçüde ortak dil ögelerine dayanan bu yazı dilleri ve ağızlar, zaman içerisinde kendi iç gelişmelerini sürdürerek bugün yazı dilleri ve resmî diller hâline gelmişlerdir.[10]
Tarihçi ve Türkolog Osman Karatay (2022), Ön-Türklerin Moğollar ve Tunguz halklarından ziyade eski Hint-Avrupalılar ve Urallar ile daha yakın bir ilişkisi olduğu sonucuna varmıştır. Zamanla, Türk halkları hem İranlılar hem de Moğollarla uzun süreli temas halinde olmuş ve Orta Asya Bozkırı çobanları arasında baskın grup haline gelmiştir. Karatay, dilsel verilere dayanarak şu sonuca varmıştır: "Proto-Hint-Avrupa ve Proto-Türkçe arasındaki sözlü yazışmalar da oldukça dikkat çekicidir. Ön-diller çağındaki bu yakın ilişki öyle bir gerçeğe işaret etmektedir ki, en erken ya da Proto-Türkler bir tarihte ortaya çıkmıştır. Ural ve Hint-Avrupa çekirdek topluluklarına yakın veya bitişiğindeki alan."[11]
Türk dilleri, Doğu ve Güneydoğu Avrupa, Batı, Orta ve Kuzey Asya gibi büyük bir coğrafyaya dağılmıştır. Bu bölge Balkanlar'dan Çin'e, İran'dan Kuzey Denizine kadar uzanır. Asya'nın yaklaşık otuz ülkesinde en az bir Türk dili, sözünü etmeye değer yaygınlıkta konuşulur. Bunun yanında Almanya'nın yaklaşık %1,8'i Türkçe konuşabilmektedir.[12]
Alman asıllı Rus Türkolog W. Radloff'un dünya dilleri arasında Türk dili kadar geniş bir alana yayılmış başka bir dil daha bulunmadığını söylediği belirtilmektedir.[13]
19’uncu yüzyılda Türkolog Á. H. Vámbéry, Türk dilinin yayılma alanının genişliğini yaptığı gezi sırasında görmüş ve Balkanlardan Mançurya’ya kadar yolculuk yapacak bir kişinin Türk dilini bilmesi durumunda bu yolculuğunu en kolay bir biçimde yapabileceğini; zira bu topraklarda en geçerli dilin Türk dili olduğunu söylemişti.[kaynak belirtilmeli] Bugün bu alan daha da genişlemiştir.[kaynak belirtilmeli] Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren çalışmak ve okumak başta olmak üzere çeşitli nedenlerle sanayileşmiş Avrupa ülkelerine Türklerin göçmesi sonucunda Türk dilinin yayılma alanı Balkanları da aşarak Atlas Okyanusu kıyılarına ulaşmıştır.
Türk dili, yoğunluğu Orta Asya ve Orta Doğu’da bulunan ve en azından son bin yıldır yerleşik halklar hâlinde olan; Türkiye Cumhuriyeti, eski Sovyetler Birliği’nden bağımsızlaşmış Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan gibi Türk cumhuriyetleri, Balkan ülkeleri, Rusya, İran, Irak, Afganistan, Çin gibi devletler içinde konuşma dili veya yazı dili olarak yaşayan yirmi yazı dili koluna ayrılmaktadır.
Orta Çağ ile Yeni Çağı Osmanlı İmparatorluğu ve Altın Ordu Devleti gibi büyük coğrafyalara yayılan siyasi birlikler içinde yaşayan bu Türk toplulukları, 20’nci yüzyıl ilk çeyreğine kadar etkili olan klasik yazı dilleri Osmanlıca ve Çağataycanın birleştirici karakteriyle güçlü bir yazılı edebiyat ve millî bir halk edebiyatı geliştirmiştir. Dil mirasının çok büyük bir kısmını oluşturan sözler, atasözleri, deyimler ve temel kavramlar bu Türk topluluklarının dillerinde ortaktır.
Türk dilinin bu ortak ve bütünleştirici özelliği, konuşma dillerindeki, ağızlardaki farklılıklarına karşın yazılı çeşitli lehçeleri, farklı konuşma dilleri bulunan Arapçanın, Çincenin veya Hintçenin durumu ile benzerlik göstermektedir.[kaynak belirtilmeli] Bu dillerin içinde alt diller olarak gelişen birçok farklı ağza karşın tek bir dilin olması gibi, Türkçe de Sovyetler Birliği’nin özel siyasi şartları altında farkları yapay olarak artırılmış yazı dillerine ayrılmıştır.[kaynak belirtilmeli] Bu yazı dilleri Türkçe, Azerice, Türkmence, Özbekçe, Kazakça, Kırgızca, Tatarca, Başkurtça, Uygurça, Gagavuzca, Karakalpakça, Kumukça, Karaçay-Balkarca, Nogayca, Hakasça, Altayca, Tuvaca, Çuvaşça ve Yakutçadır.
Öte yandan büyük çoğunluğu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve Avrupa Birliği ülkelerine yerleşen yaklaşık 6 milyon Türk kökenli birey bulunmaktadır. Avrupa Birliği üyesi olmayan bazı Avrupa ülkelerinde de önemli ölçüde Türk nüfusu bulunmaktadır. Bu nüfusun önemli bir kısmı, yaşadığı ülkenin vatandaşıdır. Ayrıca Avrupa Birliği’nin yeni üyelerinden Romanya’da, özellikle de Bulgaristan’da bu ülkelerin vatandaşı olarak çok sayıda Türk yaşamaktadır. Makedonya, Kosova gibi diğer ülkelerdeki yerleşik Türklerle birlikte bütün Avrupa kıtasındaki Türk nüfusun 7 milyonu aştığı düşünülmektedir.[kaynak belirtilmeli] Avrupa’daki bu nüfusun tamamının dili Türkçedir. Bu ülkelerde Türkler tarafından yayımlanan gazeteler, dergiler, kitle iletişim araçları Türkçeyi kullanmaktadır.
Çeşitli devirlerde Arabistan yarımadasındaki ve Kuzey Afrika’daki ülkelere; Güney ve Kuzey Amerika kıtasında başta ABD olmak üzere çeşitli ülkelere ve Avustralya’ya yerleşen konuşurları sayesinde, bugün Türk dili dünyanın dört bir köşesinde yaşayan, konuşulan, kullanılan dil konumuna ulaşmıştır. Uydudan yapılan radyo ve televizyon yayınları, ağ evresinde yayıncılık, yurt dışında da yayımlanan gazetelerimiz ve dergilerimiz, öğretim kurumları ve kurslar aracılığıyla bugün Türk dili yeryüzünde etkin bir biçimde işlevini sürdüren dil konumuna ulaşmıştır.
Bugünün dünya siyasi haritasına bakıldığında farklı yönetimler altında ama sınırdaş ülkelerde yaşayan ve birbirine çok benzer dilleri konuşan Türk soylu halkların dil benzerliğinin yanı sıra çok büyük ölçüde kültür benzerlikleri gösterdiği bilinen bir gerçektir.[kaynak belirtilmeli] Anadolu’daki bir halk türküsü Balkanlarda, Orta Doğu’da, Kafkaslarda hatta Orta Asya’da bilinmekte, dinlenmekte ve söylenmektedir.[kaynak belirtilmeli] Türk mutfağının sevilen yemeği mantı, boyutları ve adı değişse de Sibirya’dan Çin’e, Orta Asya’dan Anadolu’ya ortak özellikler gösterir. Nasrettin Hoca’nın ünü ve fıkraları Türk soylu halklar arasında yayıldığı gibi, aynı topraklarda komşu uluslararasında da yaygınlaşmıştır. Ancak Türk dili konuşurları arasında en dikkat çekici benzerlik söz varlığında ve biçim özelliklerinde kendisini göstermektedir.
Dünya da birçok ülkede bağımsız olarak yürütülen akademik Türkoloji çalışmalarının sonuçlarına göre,[kaynak belirtilmeli] bu Türk yazı dilleri, sözlük bilimi ölçeklerine göre sıralanan söz varlığı verilerine göre birbirinin ses dengi hâlindeki sözlere sahiptir. Hiçbiri yabancı dillerden alıntı olmayan temel söz varlığı sayesinde Türk toplulukları araya bir başka iletişim aracı koymadan kendi dilleri aracılığıyla birbirleriyle anlaşabilmektedir.[kaynak belirtilmeli]
Bütün bu yazı dillerinde ve lehçelerde sayı adları, adıllar, fiiller ortaktır. Atlas Okyanusu kıyılarından Çin’in içlerine değin uzanan topraklarda 220 milyon insan bir, iki, üç, dört/tört, beş, altı, yedi/yeddi/ceti, sekiz, dokuz/tokuz, on diyerek saymaktadır. Birkaç sayı adındaki küçük ses değişikliği dışında bütün sayı adları tam bir ortaklık gösterir. Lehçeler arasındaki bu ses farklılıkları genel farklılıklardır ve düzenli olarak diğer sözlerde de görülürler.
Türk dillerinde fiillerde de büyük ölçüde ortaklık olduğu bilinmektedir. Var olan örneklerin yanı sıra,[14] Türk yazı dillerinin sözleri, birbirinden kimileyin tek bir sesin değişkenliği ile ayrılmaktadır. Türk dilinin bu kollarının bağımsız sınırlara sahip ülkelerde yazı dilleri olarak kullanılması, onları birbirinden bağımsız olmayan diller halinde kabul etmemize imkân verir.
Bu dillerin söz dizimi de aynı yapılık özelliği göstermektedir. Tamlamada tamlayan daima tamlanandan önce gelmektedir. Cümlede ögelerin dizilişi de:
özne + tümleçler + yüklem
biçimindedir. Gagavuzca ve Karayca gibi az sayıda lehçe dışında bütün Türk dillerinde söz dizimi benzerliği kendini göstermektedir.
"Ağızlar, yazı dilinin bozulmuş bir şekli değil, onun yanında, fakat ondan bağımsız olarak yaşayan ve nesiller boyu devam edegelen dil değerleridir."[15] "Bugün Anadolu’nun birçok yer, köy, oba, dağ, ırmak ve saire adları, Türk boy, uruğ ve soylarına izafe edildiklerinden bu eski Türk hatıralarını muhafaza ettikleri gibi, eski gelenek ve görenekler de silinip ortadan kalkmamıştır. Hele şive ve ağız malzemesi bakımından, Türk kabilelerin, Türk uruğlarının ve sairenin, Türk dili tarihinde unutulmaz hizmetleri vardır."[16]
Dillerin benzerliğinden ve tarihte birbirlerinden çok etkileşmiş olmalarından dolayı, Türk dil grubunun sınıflandırılması kolay değildir. Ayrıca Türk halklarının geçmişteki göçebe yaşam tarzı coğrafi sınırlar çizilmesini de zorlaştırır. Bu yüzden farklı sınıflandırmalara rastlamak mümkündür. Çoğu, Rus dil bilimcisi Aleksandr Samoyloviç'in 1922'de yaptığı sınıflandırmanın üzerine kurulmuştur. Dil ailelerindeki sınıflandırmaların genellikle genetik bilgilere dayanarak yapılmasına rağmen, Türk dil grubunda coğrafi dağılım daha büyük rol oynamaktadır.
Çuvaşça, çoktan ölmüş eski Ön Bulgar dili ile birlikte diğer Türk dillerine daha uzak kalan Bolgarca dalını oluşturur. Kimi bilimciler, diğer Türk dillerinden farklı olduğu için Çuvaş dilini gerçek Türk dili olarak tanımazlar. Bu büyük farkın, diğer Türk dillerinden daha erken ayrılmasından kaynaklanmış olup olmayacağı sorusu henüz yanıtlanamamıştır. Bu farklardan birisi diğer Türk dillerinde sonu /-z/ ile biten sözcüklerin /-r/ ile bitmesidir:
Çuvaşça, Rusya'nın Avrupa tarafında, Moskova'nın doğusunda Çuvaşistan'da 1 milyon kişi tarafından konuşulur. Başkurtistan ve Tataristan'daki konuşucuları ile birlikte toplam 1,8 milyon konuşanı vardır. Çuvaşlar Hristiyan-Ortodoks'tur ve Kiril alfabesi'ni kullanırlar, Çuvaşça dergiler, gazeteler, radyo ve TV programları vardır. Kendilerini kültürel ve tarihsel olarak İdil Bulgarlarının torunları olarak görürler.
Diğer Türk dillerinden uzak kalan Halaç dilidir. Dil bilimcisi Gerhard Doerfer'in görüşüne göre Halaç, Türk dillerinin Argu grubunun son üyesidir. Türkî-i Kadim'den çok erken ayrılmış ve 13. yüzyılda İran'da, etrafı Farsça konuşanlarla çevrili kalmıştır. (Yani ETHNOLOGUE 2005'te[17][18] iddia edildiği gibi, Azerice ile yakın akrabalığı yoktur). Halaç bugün 40.000 kişi tarafından İran'ın Kom ve Akar illerinde konuşulur ve İran'daki Türk dilleri arasında en ilginçlerindendir. Diğer dillerden ayrı kalması ve Farsçadan etkilenmesine rağmen ana dilden parçalar korumuştur. Ancak sesi Farsçaya benzer.
Türk dillerin öteki dört grubu günümüzdeki coğrafi dağılımlarına göre değil, eski kavimlerin dağılımına göre sınıflandırılmıştır. Böylece;
Yakutça ve Dolganca da uzun süre ayrı kalmalarından dolayı diğer Türk dillerinden farklıdır. Bu diller zamanla daha çok Tunguz ve Moğol dillerine yaklaşmışlardır, diğer dillerdeki Arapça ve Farsça sözcükler bunlarda bulunmaz.
Müslüman Türk halklarının dillerinin benzemesinde, İslam'a geçişle birlikte Arapça ve Farsçadan etkilenmiş olmalarının da payı vardır. Eski Sovyetler Birliği'nde yaşayanlar Rusçadan da etkilenmişlerdir.
Özellikle Tanzimat döneminden sonra Türkçe, Fransızcadan pek çok terim almıştır. Bunların yanında son dönemde İngilizceden de Türkçeye pek çok sözcük girmiştir; ancak Cumhuriyet'in kurulmasından sonra Atatürk tarafından TDK'nin kurulmasıyla birlikte Türkçede öze dönüş süreci başlamıştır.
En son verilere göre [19] Türk dilleri grubunun sınıflandırması şu şekilde yapılır (konuşucu sayıları 2006 yılına göre verilmiştir):
Ana Türk dili
Üstteki sınıflandırmada coğrafi dağılımın yanı sıra geleneksel dil biliminin kriterleri de dikkate alınmıştır:
Dillerin nüfus sıralaması ana dili (birinci dil), ikinci dil, yabancı dil konuşurları bakımından birkaç ölçüt göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Ana dili, birinci dil, ikinci dil ve yabancı dil olarak konuşurlar bakımından İngilizcenin 2 milyara yaklaşan bir konuşuru olduğu kestiriminde bulunulmaktadır. Ana dili konuşurları bakımından yapılan sıralamalarda ise Çince farklı lehçeleri olmasına karşın birinci dil olma özelliğine sahiptir. Birbirinden ses, biçim ve söz varlığı özellikleri bakımından ayrılan sekiz ayrı lehçesiyle Çincenin, pek çok lehçesinin yanı sıra Urduca ile birlikte Hindustânînin tek dil kabul edildiği ve buna göre dünyada en fazla konuşuru bulunan diller sıralamasında Çincenin birinci, Hintçenin ikinci dil kabul edilmesi karşısında Türk dili de 180 milyon insan dolayında konuşuruyla sıralamada tek bir dil olarak kabul edilmelidir. Bu ölçütlerle Türk dili dünya da en fazla konuşuru bulunan diller arasında sekizinci sırada yer almaktadır.
Çin dilleri | Hindistanî diller | İspanyol dili | İngilizce | Arapça | Portekizce | Bengalce | Türk dili | Rusça | Japonca | Almanca | Fransızca |
1.280 milyar | 490 milyon 1 | 410 milyon | 360 milyon 2 | 290 milyon 3 | 220 milyon 5 | 210 milyon | 180 milyon 3 | 150 milyon | 125 milyon | 120 milyon | 110 milyon 4 |
1 (Bütün lehçeleriyle ve Urduca ile birlikte) | |||||||||||
Not-1: Yukarıda "Ana Dili Konuşurlarına Göre Diller ve Türk Dili" alt başlığı içinde yer alan sayısal veriler 25 Ağustos 2013 tarihi itibarıyla İngilizce Vikipedi'de ilgili maddelerden elde edilen verilerle güncellenmiştir.
|
Ana dili konuşurları dışında Türk dili lehçelerinin birinci dil, ikinci dil veya yabancı dil konuşurları da bulunmaktadır. Özellikle Türkçenin pek çok ülkede konuşuru olduğu saptanmıştır. Ethnologue verilerine göre Türkiye Cumhuriyeti dışında 34 ülkede Türkçe konuşucusu bulunmaktadır. Konuşur nüfusunun yanı sıra Sovyetler Birliği’nin dağılması, Körfez Savaşı gibi yakın tarihte yaşadığımız olaylar, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesinde ve dünyadaki önemini artırmış, Türkiye çekim merkezi hâline gelmiştir. Bu gelişmeler, Türkçenin Türk cumhuriyetlerinde ve diğer ülkelerde öğretimi konusunda çeşitli aşamalardaki yeni öğretim kurumlarının, üniversitelerde yeni bölümlerin kurulmasını ve özel dershanelerde kursların açılmasını sağlamıştır.
II. Abdülhamid döneminde başlayan Türkçe eğitimi faaliyetlerinin Osmanlı Devleti'nin yıkılması ve Türkiye kurulduktan sonra da süren bazı problemler sebebiyle 1950 yılına kadar rafa kaldırıldığı, bu tarihten sonra üniversitelerde yeniden bu sahada faaliyetlerin görülmeye başladığı, özellikle 1960 yılından sonra Türkçe eğitimine yönelik yazılmış çok sayıda kitabın göze çarptığı ifade edilmektedir.[20] Yabancı dil olarak Türkçe eğitimine yönelik kurulan ilk kurumun Ankara Üniversitesi bünyesinde TÖMER (1964) olduğu, sonradan birçok üniversite bünyesinde TÖMER kurulduğu, yurt dışında ise Yunus Emre Enstitüleri ve yabancı üniversitelerin Türkoloji bölümlerinde Türkçe eğitimi verildiği bilinmektedir.[20] Türkiye'deki bazı üniversiteler ise Dil Öğretimi ve Araştırma Merkezi gibi farklı birimlerde (örneğin Pamukkale Üniversitesi'nde PADAM'da) yabancı öğrencilere Türkçe eğitimi vermektedir.
Geçmişte Gülen cemaati adıyla bilinen ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra FETÖ adıyla anılan yapılanmanın yurt dışında Türkçe eğitimine yönelik faaliyetlerinin Türkçeyi istismar ettikleri şeklinde yorumlandığı görülmekte[21] ve bu eğitimin verildiği kurumların bir kısmının Türkiye Maarif Vakfı'na devredildiği belirtilmektedir.[22]
Günümüzde yabancı dil olarak Türkçe öğretmenliği yapmak isteyenler çoğunlukla üniversitelerin ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumların açtığı sertifika programlarına katılmakla birlikte bu sahada akademik çalışma yapmak isteyenler bazı üniversitelerdeki yüksek lisans ve doktora programlarına yönelmekte, bununla birlikte henüz Türkiye'deki herhangi bir üniversitede YADOT lisans programı bulunmamaktadır.[23]
Özbekistan Devlet Televizyonu'nda "Türkçe Saati" adıyla bir program yapılması konusunda Yunus Emre Enstitüsü ile iş birliği yapılmasının görüşüleceği duyurulmuştur[24] ve Özbekistan'da Milliy Teleradiokompaniyasi (MTRK) tarafından kurulan Foreign Languages adlı kanalda Türkçe derslerinin yanı sıra Türkçe televizyon programlarına yer verilmektedir.[25]
Ülkelerdeki Türk nüfusun yoğunluğuna ve isteğe göre ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretildiği seksen yedi ülke bulunmaktadır. En az bir ortaöğretim kurumunda Türkçenin öğretildiği bu ülkeler şunlardır: ABD, Afganistan, Almanya, Angola, Arjantin, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Benin, Bosna-Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Burkina-Faso, Burma, Çad, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Ekvator Ginesi, Endonezya, Etiyopya, Fas, Fildişi Sahili, Filipinler, Fransa, Gabon, Gana, Gine, Güney Afrika Cumhuriyeti, Güney Kore, Gürcistan, Hindistan, Hollanda, Irak, İngiltere, Japonya, Kamboçya, Kamerun, Kanada, Kazakistan, Kenya, Kırgızistan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Kosova, Laos, Letonya, Liberya, Litvanya, Macaristan, Madagaskar, Makedonya, Malavi, Maldiv Adaları, Malezya, Mali, Meksika, Moğolistan, Moldova, Moritanya, Mozambik, Nepal, Nijer, Nijerya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Pakistan, Papua Yeni Gine, Polonya, Romanya, Rusya, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Sudan, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tanzanya, Tayland, Tayvan, Togo, Türkmenistan, Uganda, Ukrayna, Ürdün, Vietnam, Yemen
Bazı ülkelerde ortaöğretim kurumlarında Türkçenin öğretilmesinin yanı sıra özel kurslarda da isteğe göre Türkçe öğretilmektedir. Kurslarda Türkçe öğretilen kırk altı ülke saptanmıştır. Bu ülkeler şunlardır: ABD, Almanya, Belçika, Belarus, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Cezayir, Çin, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Hollanda, Irak, İngiltere, İrlanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Japonya, Kırgızistan, Kolombiya, Letonya, Litvanya, Lübnan, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Meksika, Mısır, Moğolistan, Norveç, Peru, Polonya, Portekiz, Rusya, Singapur, Slovakya, Slovenya, Şili, Türkmenistan, Vietnam, Yunanistan
Dokuz ülkede Türkçe öğretimin yapıldığı üniversite bulunmaktadır. Bu ülkeler şunlardır: Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek, Gürcistan, Irak, Kazakistan, Kırgızistan, Romanya, Türkmenistan
Bünyesinde Türkçe öğretilen, Türk dili ve edebiyatı araştırmalarının yapıldığı, Türkoloji bölümlerinin bulunduğu yirmi sekiz ülke vardır. Bu ülkeler şunladır: Almanya, Avustralya, Azerbaycan, Belarus, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Endonezya, Fildişi Sahili, Gürcistan, Irak, İran, İsveç, Japonya, Kamerun, Kazakistan, Kırgızistan, Kolombiya, Kosova, Litvanya, Macaristan, Mısır, Moldova, Romanya, Rusya, Türkmenistan, Ukrayna, Venezuela, Yemen
Sonuç
Bugün Türk dilleri, yaklaşık 12 milyon kilometre karelik bir alanda 180 milyon nüfusun konuştuğu, yüze yakın ülkede öğretiminin yapıldığı, kökleri tarihin en eski dönemlerine kadar uzanan, 600 bini aşkın söz varlığına sahip dünya dilleridir. Özellikle giyim, yiyecek, askerlik başta olmak üzere hemen her alanda çok sayıda Türk dili kökenli sözcük ile tarihte ve bugün Türk soylu halkların yaşadığı coğrafyalardaki Türk dili kökenli çok sayıda yer adı dünya dillerinde varlığını bugün de sürdürmektedir.
Dünyanın hemen her bölgesinde öğretimi yapılan, bilimsel araştırmalara konu olan, dünya dillerine katkıda bulunan Türk dili, en yaygın ve en köklü dünya dillerinden biridir.
Türkiye'de Türk dilleri veya Türk lehçeleri adı altında birçok Türk dilinin bir arada veya müstakil olarak ele alındığı akademik yayınlar mevcuttur.[26] Makaleler dışında birçok Türk dilinin birlikte ele alındığı başlıca kaynaklardan bazıları şunlardır:
Bunlardan Kültür Bakanlığı'nın 1991 yılında yayınlamış olduğu Karşılaştırmalı Türk Lehçeleri Sözlüğü adındaki sözlük Türk Dil Kurumunun resmî sözlük sitesinde[27] çevrimiçi olarak kullanıma açılmıştır. Pamukkale Üniversitesi'nden bir araştırma görevlisi tarafından hazırlanan[28] PAÜ ÇTLE adlı sitede de çeşitli Türk Lehçelerinin sözlükleri ve sözcük öğrenmeye yönelik oyunlar[29][30] çevrimiçi olarak bulunmaktadır.[31]
Türkiye dışında Türk dilleri üzerine yapılan çalışmaların büyük bir kısmı misyonerlik ve espiyonaj çalışmalarıyla yakından ilgilidir.[32] 1823 yılında Hristiyan olan ve Mirza Aleksandr Kazem-Bek adını alan Azerbaycanlı şarkiyatçının Türk dillerinin grameri üzerine Grammatika turetsko-tatarskogo yazıka (Türk-Tatar dilinin grameri) adlı eseri 1839'da Kazan'da neşredilmiş ve eserin J. T. Zenker tarafından yapılan Almancaya tercümesi Allgemeine Grammatik der turkisch-tatarischen Sprache adıyla Leipzig'de 1848 yılında yayımlanmıştır.[33] 150'den fazla eseri bulunan ve Versuch eines Wörterbuches der Türk-Dialecte (Türk lehçelerinin bir sözlük denemesi) adlı 4 ciltlik eser hazırlayan Alman asıllı Rus Türkolog F. W. Radloff'un Çarlık Rusyası'nın Rus olmayan milletleri Hristiyanlaştırma politikasına yönelik Kazan'a müfettiş olarak gönderildiği ifade edilmektedir.[34] Slovar' Altayskogo i Aladagskogo Nareçiy Tyurkskogo Yazıka (Türk Dilinin Altay ve Aladağ Diyalektleri Sözlüğü) adlı eserin müellifi olan Verbitski[35] de bir misyonerdi.[36]
SSCB kurulmadan önce Türk dilli halkların başlıca iki yazı dili vardı: Osmanlı Türkçesi ve Çağatay Türkçesi.[37][38] Bu dönemde Osmanlı ve Azerbaycan sahası dışında Türk dünyasının önemli bir kesimi Çağatay Türkçesini kullanır ve bu yazı diline Türkî Til derlerdi.[39] Bu dönemde ve hatta SSCB kurulduktan sonra da bir süre yabancıların da tasnifte Türk lehçeleri adlandırmasını kullandıkları görülür.[40][41] Esasen Rusların her bir Türk boyuna ayrı birer yazı dili oluşturma gayretleri Çarlık Rusyası zamanında başlamıştır.[42] Bununla birlikte W. Radloff'un Opıt slovarya tyurkskih nareçiy (Versuch eines Wörterbuches der Turk-Dialecte) I-IV adlı eseri de Türk Lehçelerinin bir Sözlük Denemesi ismini taşımaktaydı ve eserde bugün birer yazı dili hâline gelmiş olan Kazakça, Kırgızca, Özbekçe, vd. lehçe olarak tasnif edilmişti.[43] Özbek Abdurrauf Fitrat'ın 1919 yılında yayımlanan Tilimiz başlıklı yazısında kendi dilinden Türkçe adıyla bahsettiği görülür.[44] Azerbaycanlı Mirza Alekber Sabir'in de 1910 yılında “Günəş” gazetesinde Osmanlıcadan kendi diline tercüme yapılmasını Türkçeden Türkçeye tercüme olarak yorumladığı ve eleştirdiği görülür.[45][46] Azerbaycanlı şair, yazar ve aynı zamanda eğitimci olan Abdulla Şaiq'in Türk dili (1924)[47] ve Türk ədəbiyyatı (1924)[48] adlı eserleri de Azericenin Türk dili olarak adlandırılmasına örnek teşkil etmektedir. B. Ercilasun. Türkiye'de Türk lehçeleri şeklindeki tasnifin geçmişten beri devam eden bir uygulama olduğunu ve bunu yapmanın Rusların uyguladığı dil politikası neticesinde ortaya çıkan tasnifi kabul etmemekten ibaret olduğunu iddia etmektedir.[49] Talat Tekin'in de önceleri lehçe tasnifini kabul ettiği, sonradan dil tasnifine yöneldiği görülmektedir.[50]
Türkiye'de Türk dilleri ailesinin adlandırılması ve bu dillerin yalnızca bir dil mi yoksa birçok diller mi oldukları hakkında farklı fikirler yaygındır. Türk Dil Kurumu, yayınlarında önceleri "Türk lehçeleri" adı benimsenmişken sonraları bu ad yanında "Türk dilleri" deyimine de yer verildiği görülmektedir. Ankara Üniversitesi Türk dillerini öteden beri "lehçe" sayar ve "Türk dilleri" deyiminden kaçınır. Türkiye genelinde birçok üniversite lehçe tasnifini kabul ederek Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları ismiyle bölümler açmıştır. İstanbul Üniversitesi ise daha aşırı bir tutumla "lehçe" deyimini yalnız Çuvaşça ve Yakutça gibi öbürlerinden çok farklı iki Türk dili için kullanmakta, bu diller dışındaki bütün Türk dillerini "lehçe"nin de altında bir konuşma türü saydığı "şive" sözü ile adlandırmaktadır. Ancak İstanbul Üniversitesi'nde Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü açılmış olması bu görüşten vazgeçildiğini göstermektedir. Bu durumda Türk dillerinin Türkiye'deki adlandırmalarında artık eskimiş olan üç ayrı görüşle karşı karşıyayız demektir:
Toplam 40 ayrı dilden oluşan, 189 milyon ana dili olarak konuşanı ile Türk dilleri ailesi, Altay dilleri grubunda büyük farkla en büyük dil ailesini oluşturur. Yeryüzündeki bütün dil aileleri arasında yedinci büyük dil grubunu oluşturur ve önümüzdeki on yıllar içinde daha da büyüme kapasitesine sahiptir.
Bazı diller yalnızca birkaç yaşlı kişi tarafından konuşulmaktadır ve yok olma yolundadırlar. Kaybolmak üzere olan diller şunlardır:
Yalnızca birkaç bin konuşanı kalmış olanlar:
Diğer Türk dilleri böyle bir yok olma tehlikesi taşımıyor ve büyük Türk dillerinin konuşan sayısı giderek artmaktadır.
Dil[51] | Konuşan Sayısı | Tehlike Durumu | Konuşulduğu Bölge |
---|---|---|---|
Fuyü Kırgızcası | 10 | Kırmızı | Çin |
İli Türkçesi | 999 | Kırmızı | |
Yugurca | 4.600 | Kırmızı | |
Aynuca | 12.000 | Kırmızı | |
Lopnor Uygurcası | 24.000 | Kırmızı | |
Salarca | 95.000 | Sarı | |
Halaçça | 20.000 | Sarı | İran |
Kırımçakça | 200 | Kırmızı | Kırım |
Balkan Gagavuzcası | 331.000 | Sarı | Kuzey Makedonya |
Karayca | 500 | Kırmızı | Litvanya |
Tuhaca | 20 | Kırmızı | Moğolistan |
Duhaca | 500 | Kırmızı | |
Gagavuzca | 200.000 | Sarı | Moldova |
Soyotça | 0 | Siyah | Rusya |
Çulımca | 35 | Kırmızı | |
Tofaca | 40 | Kırmızı | |
Orta Çulımca | 50 | Kırmızı | |
Alabuga Tatarcası | 400 | Kırmızı | |
Kumandıca | 1044 | Kırmızı | |
Dolganca | 5.500 | Sarı | |
Hakasça | 6.000 | Sarı | |
Baraba Tatarcası | 8.000 | Kırmızı | |
Güney Altayca | 10.000 | Kırmızı | |
Şorca | 10.000 | Kırmızı | |
Nogayca | 70.000 | Sarı | |
Tuvaca | 242.754 | Yeşil | |
Urumca | 10.000 | Kırmızı | Ukrayna |
Türkçe, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk cumhuriyetlerinde ve Türk bölgelerinde resmî dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Tatarca, Başkurtça, Yakutça, Hakasça, Tuvaca, Altayca, Karakalpakistan'da Karakalpakça ve Çin'de Uygurca.
Türk dilleri Avrupa'nın ve Asya'nın otuz ülkesinde konuşulur. Çizelge alt gruplara ayrılmıştır ve sayılar yalnızca ana dili olarak konuşanları göstermektedir.
Grup ve dilleri | Konuşanların sayısı |
Konuşulduğu ülkeler |
---|---|---|
OGUR ya da BOLGAR grubu | ||
Çuvaşça | 2 milyon | Rusya (Çuvaşistan) 2 milyon, Kazakistan 22.000 |
KIPÇAK grubu | ||
Karaimce | ölmek üzere | Litvanya 20, Ukrayna <10, Polonya <10 |
Kumukça | 420.000 | Rusya (Dağıstan) |
Karaçay-Balkarca | 300.000 | Rusya (Karaçay-Çerkesya, Kabardino-Balkarya) |
Kırım Tatarcası | 500.000 | Ukrayna 200.000, Özbekistan 190.000, Kırgızistan 40.000, Türkiye (belirsiz) |
Tatarca | 8.8 milyon | Rusya 5.800.000 Özbekistan 470.000, Kazakistan 330.000, Kırgızistan 70.000, Tacikistan 80.000, Türkmenistan 50.000, Ukrayna 90.000, Azerbaycan 30.000 etnik olarak Tatarlar: 6,6 milyon |
Başkurtça | 2.5 milyon | Rusya 1,8 milyon, Özbekistan 35.000, Kazakistan 20.000 |
Nogayca | 70.000 | Rusya (Kuzeykafkas) |
Sıbırca | 200.000 | Rusya (Tümen Oblastı, Omsk Oblastı, Novosibirsk Oblastı) |
Karakalpakça | 400.000 | Özbekistan |
Kazakça | 16 milyon | Kazakistan 11,7 milyon, Çin 700,000, Özbekistan 800.000, Rusya 650.000, Moğolistan 100.000, Türkiye 30.000 |
Kırgızca | 5.5 milyon | Kırgızistan 4.5 milyon, Özbekistan 200.000, Çin 200.000, Türkiye 5.000 |
OĞUZ grubu | ||
Türkçe | 83 milyon | Türkiye 72.5 milyon, Balkanlar 1 milyon-1.5 milyon, Irak 600.000-3.000.000, Kıbrıs 280.000, Rusya 100.000, Almanya 2,8 milyon-3.5 milyon, Batı Avrupa 2.000.000, Suriye 200,000-1.5 milyon |
Gagavuzca | 300.000 | Moldova 170.000, Balkanlar 50.000, Ukrayna 20.000, Bulgaristan 10.000,Rusya |
Azerice | 41 milyon | İran 30 milyon, Azerbaycan 9 milyon, Türkiye 500.000, Rusya 2 milyon, Gürcistan 500.000 |
Türkmence | 7.5 milyon | Türkmenistan 4,8 milyon, İran 2 milyon, Afganistan 750.000, Irak 250.000, Özbekistan 250.000 |
Ahıska Türkçesi (Eski Türkçe) | 500-600 bin | Türkiye 100 bin, ABD 10 bin, Gürcistan 1000, Rusya 100 bin, Özbekistan 15 bin, Ukrayna 7 bin, Azerbaycan 38 bin, Kazakistan 110 bin, Kırgızistan 40 bin |
Horasan Türkçesi | 400.000[kaynak belirtilmeli] | İran (Horasan ili) |
Kaşgayca | 1.5 milyon[kaynak belirtilmeli] | İran (Fars, Kuzistan illeri) |
Aynallu | 7.000 | İran (Markazi, Ardebil ve Zanjan illeri) |
Afşarca | 300.000 | Afganistan (Kabul, Herat), Kuzeydoğu İran |
Salarca | 55.000 | Çin (Qinghay ve Gansu illeri) |
UYGUR grubu | ||
Özbekçe | 28 milyon-30 milyon | Özbekistan 25 milyon, Afganistan 2,5 milyon, Tacikistan 1 milyon, Kırgızistan 750.000, Kazakistan 400.000, Türkmenistan 300.000, Türkiye 50.000 |
Uygurca | 20 milyon | (Doğu Türkistan) Çin 20 milyon, Kırgızistan 200.000, Kazakistan 200.000, Türkiye 20.000 |
Yugurca | 5.000 | Çin (Gansu ili) |
Ayni (Türk dili) (Japon kavimi Aynu ile ilgisi yoktur) | 7.000 | Çin (Sincan Uygur Özerk Bölgesi) |
SİBİRYA grubu | ||
Yakutça | 456.000 | Rusya (Yakutistan Özerk Bölgesi) |
Dolganca | 5.000 | Rusya (Taymir Özerk Bölgesi) |
Tuvaca | 350.000 | 313 940 Rusya,[52][53] 31 823 Moğolistan,[54][55] 4 000 Çin |
Tofaca | Konuşulmuyor † | Rusya (Tuva Özerk Bölgesi) |
Hakasça | 65.000 | Rusya (Hakasya Özerk Bölgesi) |
Altayca | 75.000 | Rusya, Altay Özerk Bölgesi) |
Şorca | 10.000 | Rusya, (Altay Özerk Bölgesi, Kemerovo) |
Çulımca | 44[56] | Rusya, Krasnoyarsk Krayı) |
ARGU grubu | ||
Halaçça | 42.000 | İran (merkez il, Kom ve Arak arasında) |
Toplam | - 167,000,000[57] |
Türkçe, Azerice, Türkmence, Kazakça, Kırgızca ve Özbekçe, ülkelerinin ulusal dilidir. Bunun yanında bazı özerk Türk cumhuriyetlerinde ve bölgelerinde resmî dil olarak geçenler vardır: Çuvaşça, Kumıkça, Karaçay-Balkarca, Tatarca, Başkurtça, Yakutça, Hakasça, Tuva, Altayca ve Çin'de Uygurca.
Aşağıdaki çizelgelerde Türk dillerinde tümce yapısının benzerlik ve farklılıklarını gösteren örnekler sunulmuştur:
Diller | Tümce yapısı |
---|---|
Türkçe | Çocuklar okulda dilimizi Latin alfabesi/abecesi ile yazar. |
Gagavuzca | Uşaklar şkolada/okulda dilimizi latin alfavitindä yazêr. |
Azerice | Uşaqlar məktəbdə dilimizi latın əlifbası ilə yazır. |
Türkmence | Çagalar mekdepde dilimizi latyn elipbiýi bile(n) ýazýar. |
Özbekçe | Bolalar maktabda tilimizni lotin alifbosi bilan/ila yozadi. |
Uygurca | Balilar mektepte tilimizni latin elipbesi bilen yazidu. |
Kazakça | Balalar mektepte tilimizdi latın älippesimen jazadı. |
Kırgızca | Baldar mektepte tilibizdi latın alfaviti menen cazat. |
Tatarca | Balalar mäktäptä telebezne latin älifbası belän yaza. |
Başkurtça | Balalar mäktäptä telebeźźe latin älifbahı menän yaźa. |
Tuvaca | Uruglar surguulda dılıvıstı Latın alfavidi-bile bijiirler. |
Sıbırca | Pallar mäktäptä telebesne latın älippä män yasatlar. |
Diller | Tümce yapısı |
---|---|
Türkçe | Yeni yılınız kutlu olsun. |
Gagavuzca | Yeni yılınızı kutlerim. |
Karayca | Sizni yanhı yıl bıla kutleymın. |
Azerice (Kuzey) | Yeni iliniz mübarək olsun. |
Azerice (Güney) | Təzə/Yeni iliviz/iliniz mübarək olsun. |
Irak Türkçesi (Irak) | Y'engi iliwiz mübarak olsun. |
Türkmence | Täze ýylyňyz gutly bolsun. |
Özbekçe | Yangi yilingiz mubоrak bo'lsin. |
Uygurca | Yengi yılıngızğa mübarek bolsun. |
Kazakça | Jaña jılıñız quttı bolsın |
Karaçay-Balkarca | Cañı cılığız bla alğışlayma. |
Nogayca | Yaña yılıñız men. |
Karakalpakça | Jaña jılıñız qutlı bolsın. |
Kırgızca | Cañı cılıñız quttu bolsun. |
Tatarca | Yaña yılığız qotlı bulsın. |
Kırım Tatarcası | Yañı yılıñız hayırlı (mubarek) olsun. |
Romanya Tatarcası | Ceni cılınız kutlu bolsun. |
Başkurtça | Yañı yılığıź qotlo bulhın. |
Kumukça | Yañı yılığız qutlu bolsun. |
Hakasça | Naa çılnañ alğıstapçam (-alkış) şirerni. |
Tuvaca | Caa çıl-bile bayır çedirip or men. |
Altayca | Slerdi canñı cılla utkup turum. |
Şorca | Naa çıl çakşı polzun. |
Sahaca | Ehigini sanga cılınan eğerdeliibin. |
Çuvaşça | Śĕnĕ śul yaçĕpe salamlatăp. |
Sıbırca | Yaña yılığıs yaqşı pulsın. |
Türk dillerde aynı zamanda büyük ve küçük ses uyumu vardır (Özbekçe hariç), yazımda sözcükler son ekler alarak uzarlar ve tümce yapısı özne-nesne-yüklem sırasıyla oluşturulur. Kazakça örnek:
Türk dillerini konuşanların dörtte üçü en büyük üç Türk dilinden birini kullanır:
Bir milyondan fazla konuşucusu olan diğer Türk dilleri:[58]
Sayılar 8/2007 tarihli kaynaklardan alınmıştır. %5 - %10 daha yüksek sayılar gösteren kaynaklar bulmak da mümkündür.
Neredeyse tüm Türk dillerinin sesbilim, sözdizim ve şekil bilgisi aynıdır. Yalnızca Çuvaşça, Halaçça ve Yakutça ile Dolganca gibi Sibirya Türk dilleri bu noktalarda farklıdır. Bunun yanında komşu ülkelerin sınırlarında kaynaşmadan ileri gelen ve bazen dil gruplarının sınırlarını da aşan lehçeler bulunur.
Türk dillerini birbirlerini anlayabilen dillerden oluşan gruplara ayrılır.[59] En büyük grup Türkçe, Azerice ve Türkmence'yi içine alan Oğuz grubudur. Diğer gruplar, Uygur, Kıpçak, Ogur, Sibirya ve Argu gruplarıdır. Aynı grubun içinde yer alan dillerin arasındaki fark bir lehçe farkı kadardır; ancak iki farklı gruba ait dilin arasında anlaşabilirliği zorlaştıran ya da imkânsız kılan gramer farkları vardır. Buna rağmen tüm dillerde neredeyse hep aynı kalan birçok sözcük vardır:
Eski Türkçe | Türkçe | Azerice | Türkmence | Tatarca | Kazakça | Özbekçe | Uygurca | Tuvaca | Başkurtça |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
ana | ana | ana | ene | ana | ana | ona | ana | ava | äsä |
burun | burun | burun | burun | borın | murιn | burun | burun | dumçuk | tanau (w=u) |
qol | kol | qol | gol | qul | qol | qo‘l | qol | hol | qul |
yol | yol | yol | ýol | yul | jol | yo‘l | yol | oruk | yul |
semiz | semiz | semiz | semiz | simez | semiz | semiz | semiz | semis | himeź |
topraq | toprak | torpaq | topraq | tufraq | topıraq | tuproq | tupraq | dovurak | tupraq |
qan | kan | qan | gan | qan | qan | qon | qan | han | qan |
kül | kül | kül | kül | köl | kül | kul | kül | hül | köl |
sub | su | su | suw | su | suw | suv | su | sug | hıu (w=u) |
aq | ak | ağ | ak | aq | aq | oq | aq | ak | aq |
qara | kara | qara | gara | qara | qara | qora | qara | kara | qara |
qızıl | kızıl | qızıl | qyzyl | qızıl | qızıl | qizil | qizil | kızıl | qıźıl |
kök | gök | göy | gök | kük | kök | ko‘k | kök | kök | kük |
(Daha fazla örnek için buraya bakınız: söz varlığı karşılaştırması)
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.