İslam dünyası veya Müslüman dünyası, İslâmî bir devlet yapısına sahip ülkeler ile birlikte nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin tümünü ifade eden bir kavramdır.[1] Bu, İslâm'ın dini inançlarına ve yasalarına veya İslam'ın uygulandığı toplumlara bağlı olan herkesi kapsamaktadır.[2][3] Günümüzde İslam ülkelerinin tek çatı altında toplandığı tek uluslararası kurum, İslâm İşbirliği Teşkilatı'dır. Modern bir jeopolitik anlamda bu terimler, dahil edilmek için üzerinde anlaşmaya varılmış kriterler olmamasına rağmen, İslâm'ın yaygın olduğu ülkeleri ifade etmektedir.[3][4] Müslüman çoğunluklu ülkeler terimi, genellikle ikinci anlamda kullanılan bir alternatif terimdir.[5]
İslâm dünyasının tarihi yaklaşık 1400 yıla yayılmıştır ve çeşitli sosyopolitik gelişmelerin yanı sıra, özellikle sanat, bilim, tıp, felsefe, hukuk, ekonomi ve teknolojide büyük ilerlemelerin kaydedildiği, 8. yüzyıl ortalarından başlayıp 15. yüzyıl sonlarına kadar süren İslâm'ın Altın Çağı'ndaki gelişmeleri içerir. Modern çağda Müslüman dünyasının çoğunluğu Avrupa dünyasının sömürge egemenliği altına girdi. Sömürge sonrası dönemde ortaya çıkan yeni ulus devletler, çeşitli siyasi ve ekonomik modelleri benimsediler ve seküler ve dinî akımlardan etkilendiler.[6] Dünyadaki tüm Müslümanlar Kur'an'a ve İslam peygamberi Muhammed'in peygamberliğine inanırlar, ancak diğer konulardaki anlaşmazlıklar İslam'da farklı dinî düşünce okullarının ve mezheplerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur.[7]
Etimoloji
Modern jeopolitik anlamda "Müslüman dünyası" ve "İslam dünyası" terimleri, dahil edilmek için üzerinde anlaşmaya varılmış kriterler olmamasına rağmen, İslâm'ın yaygın olduğu ülkeleri ifade eder.[3][8] Bazı bilim insanları ve yorumcular, "Müslüman/İslam dünyası" terimini ve onun türevi olan "Müslüman/İslam ülkesi" terimini, hiçbir devletin dinî olarak homojen bir nüfusa sahip olmaması nedeniyle (örneğin nüfusunun çoğu Müslüman olan Mısır'ın vatandaşlarının yaklaşık %10'u Hristiyandır) ve mutlak sayılarda, bazen çoğunluğu oluşturdukları ülkelerde azınlık oluşturdukları ülkelere göre daha az sayıda Müslüman yaşaması nedeniyle (örneğin Hindistan'ın nüfusunun çoğu Müslüman olmamasına karşın ülkede yaklaşık 195 milyon Müslüman yaşıyor ve bu da birçok Müslüman ülkenin toplam nüfusundan dahi fazladır)[9][10][11] literatürde "Müslüman çoğunluklu ülkeler" terimi sıklıkla tercih edilmektedir.[5]
Demografi
2022 yılı itibarıyla dünyada toplam 2 milyarı aşkın Müslüman vardır.[12] Müslümanların %87-90'ı Ehl-i Sünnet mezhebine[13] ve %10-13'ü Şîa mezhebine mensuptur.[13] Bunların dışında birçok farklı İslâm mezhebi bulunmaktadır. Müslümanların yaklaşık %13'ü, en büyük Müslüman çoğunluklu ülke olan Endonezya'da yaşamaktadır. (Endonezya'da y. 231 milyon Müslüman vardır.)[14] Endonezya'yı yaklaşık 200 milyon ile Pakistan, 195 milyon ile Hindistan ve 153 milyon ile Bangladeş takip etmektedir.[15]
Müslümanların yaklaşık %31'i Güney Asya'da yaşamaktadır.[16][17] Orta Doğu, Kuzey Afrika, Batı Afrika gibi bölgelerde de Müslüman nüfus çoğunluktadır.[18][19] Müslümanlar Orta Asya'da ezici çoğunlukta,[20] Kafkasya'da çoğunlukta,[21][22] Güneydoğu Asya'da ise yaygın bir konumdadırlar.[23][24]
Hindistan, Müslüman çoğunluklu ülkeler dışında en büyük Müslüman nüfusa sahip ülkedir.[25] Arnavutluk, Bosna-Hersek ve Kosova, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Avrupa ülkeleri iken, Mısır ve Nijerya da Afrika'nın en kalabalık Müslüman ülkeleridir. Genel olarak Müslümanların çoğu Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yaşar, ama dünyanın neredeyse her ülkesinde Müslüman topluluklar vardır. Büyük Müslüman topluluklar; Amerika, Çin ve Avrupa'da bulunmaktadır.[26][27][28]
Yaklaşık 50 ülkenin nüfusunun çoğunluğu Müslümandır. Bunların Suudi Arabistan, Afganistan, Pakistan ve İran'ı kapsayan bir avuç kadarı şeriatı temel alan "İslâm devleti" olarak kabul edilir.[15] Diğer ülkelerin çoğu, büyük bölümü Orta Doğu'da olmak üzere, İslâm'ı sadece resmî devlet dini olarak kabul eder (Irak, Cezayir, Fas, Mısır vb.).[15] Bazılarının ise ağırlıklı olarak Müslüman bir nüfusu, ama laik bir yönetimleri vardır (Arnavutluk, Türkiye, Senegal, Bosna-Hersek vb.).[15]
İslâm, dünyada en hızlı büyüyen dindir.[29][30][31] Amerikalı bir araştırma şirketi olan Pew Research Center'ın 2017'de yayımladığı bir araştırmasındaki tahmine göre, İslam dini en geç 2070 yılında yaklaşık 3 milyarlık bir nüfusa ulaşacak ve Hristiyanlığı geçip dünyanın en kalabalık dini hâline gelecek.[32] Diğer bazı araştırmalara göre ise, bu demografik değişimin 2050 yılına kadar gerçekleşmesi beklenmektedir.[33]
En büyük Müslüman nüfuslu ülkeler
Sıra | Ülke | Konum | Toplam Nüfus (2022) | Müslüman Nüfus | Yüzdelik (yaklaşık) | Kaynak |
---|---|---|---|---|---|---|
1. | Endonezya | Güneydoğu Asya | 279.134.505 | 231.000.000 | %82.04 | [34] |
2. | Pakistan | Güney Asya | 229.488.994 | 200.400.000 | %87.32 | |
3. | Hindistan | Güney Asya | 1.406.631.776 | 195.000.000 | %13.86 | |
4. | Bangladeş | Güney Asya | 167.885.689 | 153.700.000 | %91.55 | |
5. | Nijerya | Batı Afrika | 216.746.934 | 99.000.000 | %45.67 | |
6. | Mısır | Kuzey Afrika | 106.156.692 | 87.500.000 | %82.42 | |
7. | İran | Batı Asya | 86.022.837 | 82.500.000 | %95.90 | |
8. | Türkiye | Batı Asya | 85.561.976 | 79.850.000 | %93.32 | |
9. | Cezayir | Kuzey Afrika | 45.350.148 | 41.240.913 | %90.93 | |
10. | Sudan | Doğu Afrika | 45.992.020 | 39.585.777 | %86.07 | |
11. | Irak | Batı Asya | 40.222.493 | 38.465.864 | %95.63 | |
12. | Fas | Kuzey Afrika | 37.930.989 | 36.910.560 | %97.30 | |
13. | Etiyopya | Doğu Afrika | 114.963.588 | 35.600.000 | %30.96 | |
14. | Afganistan | Orta Asya'nın güneyi | 38.928.346 | 34.836.014 | %89.48 | |
15. | Suudi Arabistan | Orta Doğu | 34.813.871 | 31.878.000 | %97.10 | |
16. | Çin | Doğu Asya | 1.439.323.776 | 28.127.500 | %1.95 | |
17. | Yemen | Orta Doğu | 29.825.964 | 27.784.498 | %93.15 | |
18. | Özbekistan | Orta Asya | 33.469.203 | 26.550.000 | %79.32 | |
19. | Nijer | Batı Afrika | 24.206.644 | 21.101.926 | %87.17 | |
20. | Rusya | Kuzey Asya | 145.934.462 | 20.000.000 | %13.70 | |
NOT: Belirtilen rakamlar yaklaşık olup, 2022 yılı verilerini göstermektedir. |
Kültür
"İslâm'ın Altın Çağı" terimi, tarihte Orta Çağ'da, Müslümanların çoğunlukta olduğu dünyanın büyük bir kısmında bilimsel ve ekonomik gelişmeler, kültürel çalışmalar ve teknolojik ilerlemelerin yaşandığı döneme atfedilmiştir.[35][36] Bu dönemin, genel olarak 5. Abbâsîler hâlifesi Harun Reşid'in saltanatı (786-809) sırasında, dünyanın çeşitli yerlerinden gelen âlimlerin tüm bilimsel metinleri tercüme etmeye ve toplamaya çalıştığı Bağdat'taki Beytülhikme (Bilgelik Evi) kütüphanesinin açılışıyla başladığı kabul edilmektedir. Abbâsîler, bilimin değerini vurgulayan "Bir âlimin mürekkebi bir şehidin kanından daha mukaddestir." gibi sözlerin yanında, Kur'an'daki ilim ile ilgili ifadelerden ve hadislerden etkilenerek bu bilimsel ve kültürel birikimleri gerçekleştirmişlerdir.[37] Başlıca İslâm başkentleri olan Bağdat, Kahire ve Kurtuba; bilim, felsefe, tıp ve eğitim için ana entelektüel merkezler hâline geldi.[38] Bu dönemde Müslüman dünyası bir kültürler topluluğu biçimindeydi; başta Bağdat olmak üzere birçok şehir İran, Hindistan, Çin, Afrika ve Avrupa'dan gelen tüccarlar, seyyahlar ve âlimlerle dolup taşmaktaydı. Müslümanlar; Antik Yunan, Roma, Pers, Çin, Hint, Mısır ve Fenike gibi uygarlıklardan edindikleri bilgileri tercüme edip bir araya getirdiler ve geliştirdiler.[39]
Çinlilerle yaptığı savaşlar ve diğer ilişkiler sırasında Müslüman Araplar, kâğıt üretim tekniklerini öğrendiler ve parşömen yerine kâğıt kullanımı sayesinde yazılı eserler daha kolay yayılır oldu. Matematik alanında, Hintlerden alınan sıfır ve onlu sayı sisteminin keşfi sayesinde matematiğe olan ilgi arttı ve aritmetik, sıradan insanların dahi anlayabileceği ve günlük yaşamda kullanabileceği bir duruma geldi. Bunların yanı sıra trigonometri de gelişti. Gözlemevleri inşa edildi; optik bilimi ve kimya gelişti.
Bu çağın, Moğol istilaları ve buna bağlı olarak 1258'de Bağdat'ın kuşatılıp yağmalanması sonucunda Abbâsî Halifeliği'nin yıkılmasıyla sona erdiği şeklinde genel bir kabul olsa da,[40][41][42] bazı kaynaklarda bu dönemin 14. yüzyıla kadar,[43][44] bazı kaynaklarda da 15. yüzyılın sonlarına, hatta 16. yüzyıla kadar sürdüğü ifade edilir.[45][46][47]
- Osmanlı hükümdarı II. Mehmed döneminde yapılmış bir portre. (1451-1481)
- Beyt'ül Hikmet kütüphanesinde çalışan âlimler.
- İlk olarak Azerbaycan şairi Nizâmî-i Gencevî tarafından kaleme alınan Leylâ ile Mecnun âşıklarını tasvir eden bir minyatür.
- 767-912 yılları arasında Bağdat şehrinin haritası.
- Kahire'de 1284-1285'te inşa edilen ve Mansuri Hastanesi'ni barındıran Qalawun kompleksine giriş.
Seramik
8. ve 18. yüzyıllar arasında, İslâm sanatında seramik kullanımı pek yaygındı ve bu da genellikle çanak çömlek şeklini aldı.[48] Kalayla opak hâline getirilen cam, Müslüman çömlekçiler tarafından geliştirilen en yeni teknolojilerden biriydi. İlk opak yapıtlar, 8. yüzyıla tarihlenen, Basra'da mavi boyalı mallar olarak bulunabilir. Seramiğe yapılan bir başka katkı, 9. yüzyıl Irak'ından gelen "fritware" adlı bir çömlek türünün geliştirilmesiydi.[49] Diğer yenilikçi seramik çömlek merkezleri arasında Fustat (günümüzdeki Kahire şehri; 975'ten 1075'e kadar), Şam (1100'den 1600'e kadar) ve Tebriz (1470'den 1550'ye kadar) vardı.[50]
Edebiyat
Abbâsîler devrinde İslam dünyasının kültürel yapısı oldukça gelişmiş ve Arap kültürü, özellikle diğer Doğu kültürleriyle harmanlanmıştı. İşte, tüm dünyada "Binbir Gece" olarak ünlenen hikâyeler bu dönemde, halk hikâyeleri olarak ortaya çıkmıştır. Sözle aktarılan bu hikâyeler, sonunda tek bir eserde derlenmiştir. Hikâyelerin çekirdeğini, eski bir Fars kitabı olan Hazâr Afsâna (Bin Efsane) oluşturmuştur. Bu hikâyeleri 9. yüzyıl dolaylarında derleyenin ve Arapçaya çevirenin masalcı Muhammed el-Gahşigar olduğu söylenmektedir. Eserdeki hikâyelerin çerçevesini oluşturan Şehrâzâd öyküsünün ise, esere 14. yüzyıl dolaylarında katıldığı düşünülmektedir.
Binbir Gece, Arap edebiyatının en güzel eserlerinden biri olarak görülür. Gerek eskiliği gerekse de fantastik ve anonim oluşu, bu masalların hızla yayılmasına neden olmuştur. Hatta çok sonraları "Binbir Gündüz Masalları" adında alternatif olarak başka bir seri de ortaya çıkmıştır. Masalları arasında "Ali Baba ve Kırk Haramiler", "Denizci Sinbad" ve "Alaaddin'in Sihirli Lambası" çok meşhurdur. Eser temelde, Prenses Şehrâzâd'ın hükümdar kocası Şehriyar'a anlattığı çeşitli hikâyelerden oluşur.
- Prenses Parizade ve Sihirli Ağacın Hikâyesi
- Ali Baba ve Kırk Haramiler masalında Ali Baba'nın abisi Kasım'ı mağarada tasvir eden çizim. (Maxfield Parrish, 1909)
Din ve devlet ilişkisi
İslam ülkeleri
İslam hukukunu ya da başka bir deyişle şeriatı esas hukuk sistemi olarak uygulayan ülkelerdir.
Devlet dini kabul eden ülkeler
İslam dinini, sadece resmî devlet dini olarak kabul eden ülkelerdir. Bunlar şeriatla yönetilmez ve vatandaşlara din özgürlüğünü garanti ederler. Çoğunluğu Orta Doğu ve Afrika'da bulunur.
Laik ülkeler
Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olup laik bir yönetimleri bulunan ülkelerdir.
- Arnavutluk
- Azerbaycan[66]
- Bosna-Hersek
- Burkina Faso[67]
- Çad[68]
- Dağıstan
- Endonezya
- Gambiya[69]
- Gine[68]
- Gine-Bissau
- Kazakistan[70][71]
- Kırgızistan[72]
- Kosova
- Lübnan[73]
- Mali[74]
- Nijer
- Nijerya[75]
- Özbekistan
- Senegal[76]
- Sierra Leone
- Sudan
- Suriye[77]
- Tacikistan[78]
- Türkiye[79]
- Türkmenistan[80]
- Eritre
- Kuzey Kıbrıs
- Tunus
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.