Loading AI tools
Orta Doğu'da bir ülke (1958-1971) Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Birleşik Arap Cumhuriyeti (BAC; Arapça: الجمهورية العربية المتحدة, romanize: al-Jumhūriyyah al-ʿArabiyyah al-Muttaḥidah) 1958'den 1971'e kadar Orta Doğu'da bulunan egemen bir devletti. Başlangıçta 1958'den 1961 Suriye Darbesi'nden sonra Suriye birlikten ayrılana kadar Mısır (işgal altındaki Gazze Şeridi dahil) ve Suriye arasında siyasi bir birlikti. Mısır 1971 yılına kadar resmi olarak Birleşik Arap Cumhuriyeti olarak bilinmeye devam etmiştir.
Birleşik Arap Cumhuriyeti | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1958[1]-1971 | |||||||||||||||
1958'den 1961'e kadar Birleşik Arap Cumhuriyeti (feshedildiği 1971 yılına kadar Suriye olmadan kaldı) | |||||||||||||||
Tür | Siyasi birlik (1958-1961) Mısır'da egemen devlet (1961-1971) | ||||||||||||||
Başkent | Kahire | ||||||||||||||
Resmî dil(ler) | Arapça | ||||||||||||||
Yaygın dil(ler) | |||||||||||||||
Resmî din | İslam | ||||||||||||||
Demonim | Arap | ||||||||||||||
Hükûmet | Üniter Nâsırcı tek partili Arap sosyalist cumhuriyeti
| ||||||||||||||
Cumhurbaşkanı | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
Başbakan | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
Yasama organı | Ulusal Meclis | ||||||||||||||
Tarihçe | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||||||
1.195.000 km2 | |||||||||||||||
Para birimi |
| ||||||||||||||
| |||||||||||||||
Günümüzdeki durumu |
Cumhuriyet, Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır tarafından yönetiliyordu. BAC, 1961 yılında dağılan Yemen Mütevekkilî Krallığı ile gevşek bir konfederasyon olan Birleşik Arap Devletleri'nin bir üyesiydi.
Birleşik Arap Cumhuriyeti, Suriye'deki bir grup siyasi ve askeri lider tarafından Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır'a önerilen daha büyük bir pan-Arap devletine doğru ilk adım olarak 1 Şubat 1958 tarihinde kuruldu.[2]
Suriye'de Pan-Arap duyguları geleneksel olarak çok güçlüydü ve Nasır 1956 Süveyş Krizi'nin ardından tüm Arap dünyasında popüler bir kahraman figürüydü. Dolayısıyla Suriye'de Nasır'ın Mısır'ı ile birleşme yönünde önemli bir halk desteği vardı. Arap Sosyalist Baas Partisi böyle bir birliğin önde gelen savunucusuydu.[3]
1957'nin ortalarında Batılı güçler Suriye'nin komünistlerin eline geçmesinden endişe etmeye başladılar; ülkede oldukça örgütlü bir Komünist Parti vardı ve yeni atanan Genelkurmay Başkanı Afif el-Bizri bir komünist sempatizanıydı. Bu durum 1957 Suriye Krizi'ne neden oldu ve ardından Suriyeliler Mısır'la birleşme çabalarını yoğunlaştırdı.[4] Nasır, aralarında Devlet Başkanı Şükri el-Kuvvetli ve Başbakan Halid el-Azm'ın da bulunduğu bir Suriye heyetine hükûmetlerini komünistlerden temizlemeleri gerektiğini söyledi, ancak heyet buna karşı çıktı ve Nasır'ı sadece Mısır'la tam bir birliğin "komünist tehdidi" sona erdireceği konusunda uyardı.[4] Abdüllatif Bağdadi'ye göre Nasır başlangıçta Suriye ile tam bir birliğe direnmiş, bunun yerine federal bir birlikten yana olmuştur. Ancak Nasır "Komünistlerin yönetimi ele geçirmesinden daha çok korktu" ve tam bir birleşmeyi kabul etti.[4] Halid Bekdaş liderliğindeki Suriye Komünist Partisinin artan gücü, önde gelen üyelerinin bir çıkış yolu bulmak için endişelendiği bir iç krizden muzdarip olan Suriye Baas Partisini endişelendiriyordu.[4] Suriye, 1954 yılında Edib Çiçekli'nin askeri rejiminin devrilmesinden bu yana demokratik bir hükûmete sahipti ve Arap birliğine yönelik halk baskısı parlamentonun yapısına da yansımıştı.[4]
El-Bizri 11 Ocak 1958'de askeri subaylardan oluşan bir Suriye heyetini Kahire'ye götürüp Suriye-Mısır birliğini bizzat teşvik ettiğinde, Nasır hızlı bir birleşmeyi tercih etti. Bu heyetten sadece Selahaddin el-Bitar ve Ekrem el-Havrani gibi Suriyeli birlik yanlılarının önceden haberi vardı; Kuvvetli ve Azm bir gün sonra haberdar oldular ve bunu bir "askeri darbe" olarak değerlendirdiler.[5][6]
Nasır'ın birlik için öne sürdüğü son şartlar kesin ve müzakere edilemez nitelikteydi: "birplebisit, partilerin feshedilmesi ve ordunun siyasetten çekilmesi". Plebisit çoğu Suriyeli elit için makul görünse de son iki şart son derece endişe vericiydi. Bunun Suriye'deki siyasi hayatı yok edeceğine inanıyorlardı.[7] Bu endişelere rağmen Suriyeli yetkililer artık geri dönmek için çok geç olduğunu biliyorlardı. Suriye'deki elit kesim Mısır ile birleşmeyi ehven-i şer olarak görüyordu. Nasır'ın şartlarının adil olmadığına inanıyorlardı ancak hükûmetlerinin maruz kaldığı yoğun baskı göz önüne alındığında başka seçenekleri olmadığına da inanıyorlardı.
Mısırlıların ve Suriyelilerin birleşme lehinde oy kullandığı iki farklı plebisit 21 Şubat 1958'de Mısır ve Suriye'de yapıldı.[8] Sonuçlar 22 Şubat'ta açıklandı[9] ve Nasır Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin yeni cumhurbaşkanı ilan edildi.[1]
Mısırlı ve Suriyeli liderler protokolleri imzaladı, ancak Azm bunu gönülsüzce yaptı.[10] Nasır yeni cumhuriyetin başkanı oldu ve çok geçmeden Suriyeli komünistlere ve birlik karşıtlarına karşı Bizri ve Azm'ın görevlerinden alınmasını da içeren bir baskı uyguladı.[5][11]
Birliğin savunucuları Nasır'ın Suriye'yi yönetmek için Baas Partisini kullanacağına inanıyorlardı. Fakat Nasır'ın niyeti hiçbir zaman iktidarı eşit bir şekilde paylaşmak değildi. Nasır, 400'ü Mısır'dan, 200'ü Suriye'den olmak üzere 600 üyeli bir Ulusal Meclis ilan eden ve Baas dahil tüm siyasi partilerin dağıtılmasını öngören yeni bir geçici anayasa oluşturdu. Nasır her vilayete iki başkan yardımcısı atayarak Mısır'a Bağdadi ve Abdülhakim Amir'i, Suriye'ye ise Sabri el-Aseli ve Baas liderlerinden Ekrem el-Havrani'yi atadı. 1958 yeni geçici anayasası kabul edildi.[12]
Nasır eski Baas Partisi üyelerinin önemli siyasi pozisyonlara gelmesine izin verse de bu kişiler hiçbir zaman hükûmette Mısırlı yetkililer kadar yüksek mevkilere ulaşamadılar. Nasır, 1959-60 kış ve bahar aylarında önde gelen Suriyelileri yavaş yavaş nüfuzlu pozisyonlardan uzaklaştırdı. Örneğin Suriye Sanayi Bakanlığında en üst on üç pozisyondan yedisi Mısırlılar tarafından dolduruldu. Genel Petrol İdaresinde ise en üst düzey altı yetkiliden dördü Mısırlıydı. 1958 sonbaharında Nasır, Suriye'deki işleri denetlemek üzere Zekeriya Muhiddin, Havrani ve Bitar'dan oluşan üçlü bir komite kurdu. Her ikisi de Baasçı olan son ikisini Kahire'ye taşıyarak, Suriye'nin BAC içinde nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda kendi fikirleri olan önemli siyasi figürleri etkisiz hale getirdi.[3]
Suriye'de Mısır ile birleşmeye karşı muhalefet arttı. Suriye Ordusu subayları Mısırlı subaylara tabi olmaktan rahatsızdı ve Suriyeli Bedevi kabileler Nasır'a sadık kalmalarını engellemek için Suudi Arabistan'dan para alıyordu. Ayrıca, Mısır tarzı toprak reformu Suriye tarımına zarar verdiği için tepkiyle karşılandı, komünistler nüfuz kazanmaya başladı ve Baas Partisinin birliği destekleyen entelektüelleri tek partili sistemi reddettiler. Suriye Propaganda Bakanı Mustafa el-Barudi, "Mısır maiyetinin en küçük üyesi bile ülkemizi miras aldığını düşünüyordu. Mısırlılar her yere ahtapot gibi yayıldılar" dedi.[13] Nasır, Suriye'deki sorunları tam olarak ele alamadı, çünkü bunlar onun için yeniydi ve Suriye'yi yönetmek için Suriyelileri atamak yerine bu görevi Amir ve Abdülhamid Serrac'a (Suriyeli bir ordu yetkilisi ve Nasır sempatizanı) verdi.[14]
Mısır'da durum daha olumluydu; GSMH yüzde 4,5 oranında büyümüş ve sanayi hızla gelişmişti. 1960 yılında Nasır, Mısır basınını devletleştirerek kendi kişisel sözcüsü haline getirdi.[15]
Bu birlik dünyanın diğer ülkeleri tarafından Ürdün'e yönelik büyük bir tehdit olarak yorumlandı. Suriye, Kral Hüseyin'e karşı Ürdünlü komplocular için bir kışkırtma ve sığınak kaynağı olarak görülüyordu. Mısır'ın Batı'nın bölgedeki müdahalesine (ve dolayısıyla özellikle İngilizler ile Ürdün ve Irak monarşileri arasındaki yakın ilişkiye) düşman bir devlet olarak kendi statüsü de baskıyı arttırdı. Hüseyin, Irak Kralı II. Faysal'a BAC'ye karşı Ürdün-Irak birliğini önererek karşılık verdi; böyle bir birlik 14 Şubat 1958'de Arap Federasyonu olarak kuruldu. Ürdün ve Irak, yüzde 80'i Irak, kalan yüzde 20'si Ürdün tarafından karşılanacak olan birleşik bir askeri bütçe ile birleşik bir askeri komutanlık kurmayı kabul etti. Anlaşma çerçevesinde her iki ülkenin askerleri değiş tokuş edildi.
Yakındaki Lübnan'da Nasır karşıtı Cumhurbaşkanı Camille Chamoun, BAC'nin kuruluşunu endişeyle karşıladı. Ülkede çoğunluğu Müslüman ve Dürzilerden oluşan Nasır yanlısı gruplar, genellikle Chamoun'u destekleyen Maruni nüfusla çatışmaya başladı ve bu durum Mayıs 1958'de bir iç savaşla sonuçlandı. Müslümanlar ve Dürziler BAC ile birleşmeyi tercih ederken, Maruniler yeni ülkenin komünizmin bir uydusu olmasından korkuyordu. Nasır, özel bir durum olarak gördüğü Lübnan'a göz dikmemiş olsa da[16] Abdülhamid Serrac'a para, hafif silahlar ve eğitim subayları gönderme görevi vererek destekçilerini desteklemek zorunda hissetti.[17]
14 Temmuz 1958'de Irak Ordusu subayları bir askeri darbe düzenleyerek, daha önce Ürdün ile birleşerek rakip Arap Federasyonu'nu kurmuş olan Irak Krallığı'nı devirdi. Nasır yeni hükûmeti tanıdığını ilan etti ve "Irak'a yapılacak herhangi bir saldırının BAC'ye yapılmış bir saldırıyla eşdeğer olduğunu" belirtti. Ertesi gün ABD Deniz Piyadeleri Lübnan'a, İngiliz özel kuvvetleri de Ürdün'e, bu iki ülkenin Nasır yanlısı güçlerin eline geçmesini önlemek için çıkarma yaptı. Nasır'a göre Irak'taki devrim Arap milliyetçiliğinin önünü açmıştı.[18] Irak Devrimci Komuta Konseyinin (DKK) çoğu üyesi Irak'ın BAC ile birleşmesinden yana olsa da yeni başbakan Abdülkerim Kasım buna karşı çıktı. Said K. Aburiş, bunun nedenleri arasında Nasır'ın darbeden bir yıl önce Iraklı Hür Subaylarla işbirliği yapmayı ve onları cesaretlendirmeyi reddetmesinin ya da Kasım'ın Nasır'ı Irak'ın lideri olarak kendi üstünlüğüne bir tehdit olarak görmesinin olabileceğini belirtmektedir.[19]
Temmuz ayının ilerleyen günlerinde ABD hükûmeti Chamoun'u ikinci dönem için aday olmamaya ikna etti. Bu da Fuad Çehab'ın Lübnan'ın yeni cumhurbaşkanı olarak seçilmesini sağladı. Nasır ve Çehab Lübnan-Suriye sınırında bir araya geldi ve Nasır, Çehab'a Lübnan'la asla birlik istemediğini, sadece ülkenin BAC'ye karşı bir üs olarak kullanılmamasını istediğini açıkladı. Bu görüşme Lübnan'daki krizin sona ermesiyle sonuçlandı; Nasır, Lübnan'daki yandaşlarını desteklemeyi bıraktı ve ABD bölgeden çekilmek için bir son tarih belirledi.[20]
Haşimi monarşisinin 1958'de devrilmesinden sonra Irak, BAC'yi en çok destekleyen Arap devleti oldu. Irak birliğe katılmak istedi; ancak 1959'da Kasım, birlik görüşmelerini iptal etti. Kasım'ın 1963'te devrilmesinden sonra birlik fikri Mısır, Irak ve Suriye'nin BAC'yi yeniden yapılandırma önerisiyle yeniden canlandı. Önerilen birliği oluşturan üç devleti sembolize eden üç yıldızın yer aldığı yeni bir bayrak önerildi. Ancak üçlü birlik planı hiçbir zaman gerçekleşmedi. Irak üç yıldızlı bayrağı kullanmaya devam etti ve daha sonra bunu ulusal bayrak olarak benimsedi. Bu üç yıldızlı bayrak 2007 yılına kadar (bazı değişikliklerle) Irak'ın ulusal bayrağı olarak kaldı.
BAC, 1952 Mısır Devrimi'nin Arap Kurtuluş Bayrağı'nı temel alan, ancak BAC'nin iki parçasını temsil etmek üzere iki yıldız içeren bir bayrak benimsedi. Bu bayrak 1980'den itibaren Suriye'nin resmi bayrağı oldu. 1963 yılında Irak da benzer bir bayrak kabul etti ancak Irak'ın BAC'ye katılacağı umudunu temsil eden üç yıldız vardı. Mısır, Sudan ve Yemen'in mevcut bayrakları da yatay kırmızı, beyaz ve siyah şeritlerden oluşan Arap Kurtuluş Bayrağı'na dayanmaktadır.
Haziran 1960'ta Nasır, Suriye ekonomisini güçlü Mısır kamu sektörüyle daha uyumlu hale getirecek ekonomik reformlar yapmaya çalıştı. Ancak bu değişiklikler her iki ekonomiye de pek yardımcı olmadı. Nasır, büyümeyi özel sektöre kaydırmak yerine hem Suriye'de hem de Mısır'da eşi benzeri görülmemiş bir kamulaştırma dalgası başlattı. Bunlar, Suriyeli üst düzey ekonomi yetkililerine danışılmadan Temmuz 1961'de başladı.[21] Tüm ithalat-ihracat firmalarının yanı sıra pamuk ticaretinin tamamı hükûmet tarafından devralındı. Nasır 23 Temmuz 1961'de bankaların, sigorta şirketlerinin ve tüm ağır sanayinin kamulaştırıldığını duyurdu. Nasır sosyal adalet ilkelerini de genişletti. Toprak sınırı 200 feddan'dan 100 feddan'a düşürüldü. Çiftçiler için faiz oranları bazı durumlarda ortadan kaldırılacak kadar düşürüldü. On bin sterlinin üzerindeki tüm gelirlere yüzde doksan vergi konuldu. İşçilerin ve çalışanların yönetim kurullarında temsil edilmesine izin verildi. Ayrıca firmalarının karından yüzde yirmi beş pay alma hakkı tanındı. Ortalama iş günü de ücretlerde bir azalma olmaksızın sekiz saatten yedi saate indirildi.[22]
Birçok Suriyelinin hayal ettiği gibi iki Arap halkından oluşan bir federasyon yerine, BAC tamamen Mısırlıların egemen olduğu bir devlete dönüştü. Nasır'ın Suriye'deki tüm siyasi partilerin dağıtılmasını istemesi nedeniyle Suriye'deki siyasi yaşam da azaldı. Bu süreçte, güçlü bir şekilde merkezileşmiş Mısır devleti, Nasır'ın sosyalist siyasi ve ekonomik sistemini zayıf Suriye'ye dayatarak, Suriye iş ve ordu çevrelerinde 28 Eylül 1961 Suriye Darbesi ve BAC'nin sonu ile sonuçlanan bir tepki yarattı. Elie Podeh'e göre, "... bu birlik planı sallantıdaki Suriye kimliğini sağlamlaştırmada başarılı oldu. Aslında Suriyeliler bağımsızlıklarını kaybettikten sonra aniden Mısırlılardan farklı bir kimliğe sahip olduklarını fark ettiler."[23]
Ekonomik zorluklara rağmen, BAC'nin çöküşüne asıl neden olan Nasır'ın yeni rejim için uygun bir siyasi sistem bulamamasıydı. Mısır'daki sosyalist gündemi göz önüne alındığında, Baas onun doğal müttefiki olmalıydı, ancak Nasır iktidarı paylaşma konusunda tereddütlüydü. Amir, Suriyeli işadamlarını yatıştırmak için ekonominin bir miktar liberalleşmesine izin verse de, Albay Abdülhamid Serrac'ın (Suriye ordusu yetkilisi ve Nasır sempatizanı) yardımıyla Ulusal Birlik'in (Baas'ın yerini alan tek parti) seçimlerine hile karıştırma kararı Baas liderlerini kızdırdı. Baas Partisi üst komitelerdeki sandalyelerin sadece yüzde beşini kazanırken, daha geleneksel muhafazakar partiler önemli çoğunluk elde etti.[24] Serrac, Suriye'deki Ulusal Birlik'in başına getirildi ve 1960 baharında Amir'in yerine Suriye Yürütme Konseyinin başına geçti. Serrac döneminde Suriye, rejime yönelik tüm muhalefeti bastırmak üzere tasarlanmış baskıcı bir güvenlik gücü tarafından yönetiliyordu.
Kamu sektörü kontrolündeki muazzam artışlara merkezileşme yönündeki baskılar eşlik etti. Ağustos 1961'de Nasır, Şubat'tan Mayıs'a kadar Şam'dan, yılın geri kalanında ise Kahire'den yönetilen tek bir merkezi otorite lehine bölgesel hükûmetleri lağvetti. Bu merkezileşmenin bir parçası olarak Serrac, Kahire'ye taşındı ve burada kendisini çok az gerçek güce sahip buldu. 15 Eylül 1961'de Suriye'ye dönen Serrac, Nasır ve Amir ile görüştükten sonra 26 Eylül'de tüm görevlerinden istifa etti.[25]
Suriye'yi gözetleyecek yakın bir müttefiki olmayan Nasır, ordunun artan huzursuzluğundan habersizdi. 28 Eylül'de bir grup subay darbe düzenleyerek Suriye'nin BAC'den bağımsızlığını ilan etti. Darbe liderleri, Suriye'yi Mısır'la eşit bir konuma getireceğini düşündükleri şartlar altında bir birliği yeniden müzakere etmeye istekli olsalar da Nasır böyle bir uzlaşmayı reddetti. Nasır, başlangıçta yeni rejimi devirmek için asker göndermeyi düşündüyse de Suriye'deki son müttefiklerinin de yenildiği haberini alınca bundan vazgeçti.[26] Darbenin ardından yaptığı konuşmalarda Nasır, nihai Arap birliği hedefinden asla vazgeçmeyeceğini ilan etti. Ancak bu hedef doğrultusunda bir daha asla böylesine somut bir zafer elde edemeyecekti.
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Suriye'nin 1961 yılında birlikten ayrılmasının ardından Mısır, 1971 yılına kadar "Birleşik Arap Cumhuriyeti" adını korudu.
1967'de 5-10 Haziran tarihleri arasında gerçekleşen Altı Gün Savaşı sırasında İsrail; Gazze Şeridi, Batı Şeria, Golan Tepeleri ve Sina Yarımadası'nın kontrolünü ele geçirdi. Nihayetinde Sina Yarımadası 1978 yılında Mısır'a iade edildi. İsrail'in 2005 yılında Gazze Şeridi'nden çekilmesini Mısır'ın kontrolü yeniden ele alması takip etmedi. Gazze Şeridi, 2007 yılından bu yana İslamcı militan grup Hamas tarafından kontrol edilmektedir.
Bugün var olsaydı Birleşik Arap Cumhuriyeti gezegendeki en büyük 25. ülke olurdu (Mısır 30. ve Suriye 88.). Büyüklük olarak Güney Afrika ile karşılaştırılabilir ve Fransa'nın iki katı büyüklüğündeydi. Tüm Filistin Hükûmetinin feshedilmesinin ardından Birleşik Arap Cumhuriyeti, Altı Gün Savaşı'na kadar Gazze Şeridi üzerindeki kontrolünü sürdürdü.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.