Loading AI tools
Suriye'de bir siyasi parti Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Arap Sosyalist Baas Partisi - Suriye Bölgesi (Arapça: حزب البعث العربي الاشتراكي – قطر سوريا, romanize: Ḥizb al-Ba'th al-'Arabī al-Ishtirākī - Quṭr Sūriyā), resmi olarak Suriye Bölgesel Şubesi (Suriye, Baas ideolojisinde Arap ulusunun bir "bölgesi"dir), 7 Nisan 1947'de Mişel Eflak, Selahaddin el-Bitar ve Zeki el-Arsuzi'nin takipçileri tarafından kurulmuş neo-Baasçı bir örgüttür. Parti, Baasçıları iktidara getiren 1963 Suriye askeri darbesinden Beşşar Esad'ın Suriye İç Savaşı sırasında isyancıların taarruzu karşısında Şam'dan kaçtığı 8 Aralık 2024 tarihine kadar Suriye'yi yönetti.[43] Parti, 11 Aralık 2024 tarihinde bir sonraki duyuruya kadar tüm faaliyetlerini askıya almıştır.[44]
Arap Sosyalist Baas Partisi - Suriye Bölgesi Arapça: حزب البعث العربي الاشتراكي – قطر سوريا Ḥizb al-Ba‘th al-'Arabī al-Ishtirākī – Quṭr Sūriyā | |
---|---|
Yönetim kurulu | Merkez Komutanlığı (2018-2024)[1] |
Kuruluş tarihi | 7 Nisan 1947 |
Kapanış tarihi | 11 Aralık 2024 (askıya alındı) |
Merkez | Şam, Suriye |
Gazete(ler) | El-Baas[2] and Et-Tevra[3][4] |
Öğrenci kolu | Ulusal Öğrenci Birliği Baas Öncüleri[5] |
Gençlik kolu | Devrimci Gençlik Birliği[6] |
Paramiliter kolu | Baas Tugayları (2012-2018)[7][8] |
Üyelik | 1.200.000 (2010)[9] |
İdeoloji | Neo-Baasçılık
Tarihsel:
|
Siyasi pozisyon | Aşırı sol[40] |
Ulusal üyelik | Ulusal İlerici Cephe (1972-2024)[41] |
Uluslararası üyelik | Suriye merkezli Baas Partisi |
Resmî renkler | Siyah Beyaz Yeşil Kırmızı (Pan-Arap renkleri) |
Slogan(lar) | Birlik, Özgürlük, Sosyalizm Çok Yaşa Araplar[42] |
Parti bayrağı | |
İnternet sitesi | |
baathparty.sy | |
Suriye |
Parti, ilk olarak orijinal Baas Partisinin bölgesel koluydu (1947-1966), 1966'da orijinal Baas Partisi içindeki bölünmeyi takiben Suriye ağırlıklı Baas hareketine yönelik olarak bağlılığını değiştirdi. Neo-Baasçı subaylar 1963'te iktidara gelmelerinden bu yana geleneksel sivil elitleri tasfiye ederek totaliter[b] çizgide işleyen bir askeri diktatörlük inşa etmeye başladılar; tüm devlet kurumları, parti örgütleri, kamu kurumları, sivil oluşumlar, medya ve sağlık altyapısı ordu kurumu ve Muhaberat (istihbarat servisleri) tarafından sıkı bir şekilde domine edildi.
Salah Cedid ve General Hafız Esad'ın radikal sol fraksiyonu tarafından gerçekleştirilen 1966 askeri darbesi, Mişel Eflak ve Salahaddin el-Bitar'dan oluşan Baas liderliğini devirdi ve birleşik Baas Partisinin Ulusal Komutanlığını feshetti. Suriye Baasının sol fraksiyonu katı bir sosyalist ekonomik program geliştirdi, Suriye komünistleri, "ilerici" Arap devletleri ve Sovyet Bloğu ile daha yakın ittifak arayışına girdi ve sosyalist devrimin komşu "gerici" Arap devletlerinde yayılmasına pan-Arap birliğinden daha fazla öncelik verdi. Suriye Baası tarafından vaaz edilen resmi ideoloji, Eflak ve Bitar'ı kınayan ve Alevi filozof Zeki el-Arsuzi'yi önde gelen teorisyen olarak öven bir Baasçı düşünce okulu olan neo-Baasçılık olarak bilinmektedir. 1970'te resmi olarak "Düzeltici Hareket" olarak adlandırılan bir başka darbede Hafız Esad, Cedid hizbini devirecek ve devrimci önlemleri yumuşatacaktır. Yeni rejim öncelikle Suriye'de sosyalizmin inşasına vurgu yaptı ve komşu ülkelerle ittifaklara açıktı. Bu dönemden itibaren parti, Esadcılığı resmi ideolojisi olarak benimsedi ve Esad ailesi etrafında şekillenen bir kişilik kültünü teşvik etti.
Baas Partisi ve dolaylı olarak Suriye Bölgesel Şubesi, 7 Nisan 1947'de Mişel Eflak (Hristiyan), Selahaddin el-Bitar (Sünni Müslüman) ve Zeki el-Arsuzi (Nusayri) tarafından kuruldu.[45] Kongreye göre parti "milliyetçi, halkçı, sosyalist ve devrimciydi" ve "Arap ulusunun anavatanı içinde birliğine ve özgürlüğüne" inanıyordu.[46] Parti, sınıf çatışması teorisine karşı çıktı, ancak büyük endüstrilerin millileştirilmesini, işçilerin sendikalaşmasını, toprak reformunu ve bir dereceye kadar da özel miras ve özel mülkiyet haklarını destekledi.[46] Parti, Edib Çiçekli'nin iktidara gelmesinin ardından Lübnan'da Arap Sosyalist Baas Partisini kurmak için Ekrem el-Havrani liderliğindeki Arap Sosyalist Partisi (ASP) ile birleşti.[47] Çoğu ASP üyesi birleşmeye bağlı kalmadı ve George Alan'a göre "Havrani'nin kişiliğine tutkuyla sadık" kaldılar.[48] Birleşme zayıftı ve ASP'nin orijinal altyapısının çoğu bozulmadan kaldı.[48] 1955'te parti, Nasır'ı ve onun pan-Arap politikaları olarak algıladıkları şeyi desteklemeye karar verdi.[48]
Suriye siyaseti, 1954'te Edib Çiçekli'nin askeri hükûmetinin devrilmesi ve demokratik sistemin yeniden kurulmasıyla dramatik bir dönüş yaşadı.[49] Artık büyük ve popüler bir örgüt olan Baas, o yılki Suriye seçimlerinde 142 parlamento sandalyesinden 22'sini kazanarak parlamentodaki en büyük ikinci parti oldu.[49] Baas Partisi; Mısır yanlılığı, antiemperyalist duruşları ve sosyal reforma verdikleri destek nedeniyle aydınlar tarafından desteklendi.[50]
Baasçı bir albay olan Adnan el-Maliki'nin Nisan 1955'te Suriye Sosyal Milliyetçi Partisinin (SSMP) bir üyesi tarafından öldürülmesi, Baas Partisi ve müttefiklerinin bir baskı başlatmasına ve böylece bir rakibi ortadan kaldırmasına izin verdi.[51] 1957'de Baas Partisi, Suriye'deki muhafazakar partilerin gücünü zayıflatmak için Suriye Komünist Partisi (SKP) ile ortaklık kurdu.[51] O yılın sonunda SKP, Baas Partisini o kadar zayıflattı ki Aralık ayında Baas Partisi Mısır'la birlik için çağrıda bulunan bir yasa tasarısı hazırladı, bu çok popüler bir hareketti.[51] Mısır ve Suriye arasındaki birlik devam etti ve Birleşik Arap Cumhuriyeti (BAC) kuruldu ve Nasır'ın kendi dışındaki partilere düşmanlığı nedeniyle Baas Partisi, Birleşik Arap Cumhuriyeti'nde yasaklandı.[51] Baas liderliği, 1958'de partiyi feshetti ve belirli partilere karşı yasallaştırmanın SKP'ye Baastan daha fazla zarar vereceğine yönelik bir kumar oynadı.[51] 1961'de Şam'da bir askeri darbe BAC'yi sona erdirdi.[52] El-Havrani ve Selahaddin el-Bitar dahil olmak üzere on altı önde gelen politikacı - Bitar daha sonra imzasını geri çekti - darbeyi destekleyen bir bildiriye imza attılar.[53] Baasçılar, 1961 parlamento seçimlerinde birkaç sandalye kazandılar.[52]
Şubat 1963'te ayrılıkçı rejimi devirmeye hazırlanan askerî grup, bağımsız Nasırcılardan ve Baas subayları da dahil olmak üzere diğer birlikçilerden oluşuyordu.[54] Baasın çoğunluğu oluşturan siyasi gücünün yeniden ortaya çıkması darbeye yardımcı oldu; çünkü siyasi çoğunluk olmadan darbe askeri bir devralma olarak kalacaktı.[54] Ziyad el-Hariri, Şam'dan çok uzakta olmayan İsrail Cephesi'nde konuşlanmış büyük kuvvetleri kontrol ediyordu. Muhammed es-Sufi, Humus'taki önemli tugay karakollarına ve Hariri'nin bağımsız ortaklarından biri olan Hasan Haddad, Çöl Kuvvetlerine komuta ediyordu.[55] Mart ayının başlarında, darbenin 9 Mart'ta hayata geçirilmesine karar verildi. Ancak, 5 Mart'ta, birkaç subay, kansız bir darbe yapma umuduyla darbeyi ertelemek istedi.[55] Nasırcıların, gecikmeyi etkili bir şekilde ortadan kaldıran kendi darbelerini hazırladığı tahmin ediliyordu.[55] Darbe gece başladı ve 8 Mart sabahı Suriye'de yeni bir siyasi dönemin başladığı açıktı.[56]
BAC'den ayrılma, parti için bir krize sebep oldu. Havrani de dahil olmak üzere birçok grup Baas Partisinden ayrıldı.[57] 1962'de Eflak, Suriye Bölgesel Şubesini yeniden kuran bir kongre topladı.[58] Orijinal Baas Partisinde Mişel Eflak liderliğindeki Ulusal Komutanlık ile Suriye Bölgesel Şubesindeki "bölgeciler" arasındaki bölünme, BAC'nin dağılmasından kaynaklandı.[59] Eflak bölgeci unsurları kontrol etmeye çalışmıştı. Bölgeciler; Fayiz el-Casim, Yusuf Zuayyin, Münir el-Abdullah ve İbrahim Makhus liderliğindeki tutarsız bir gruptu.[59] Eflak, Suriyeli olmayan Ulusal Komutanlık üyelerinin çoğunluğunun (o sırada 13) desteğini korudu.[60]
Şubat 1963'te Irak'ta Baas Partisinin Irak Bölgesel Şubesi liderliğindeki darbenin başarısının ardından Askeri Komite, Nazım el-Kudsi'nin başkanlığına karşı bir darbe planlamak için aceleyle toplandı.[61] Darbe - 8 Mart Devrimi olarak da adlandırılır - başarılı oldu ve Suriye'de bir Baas hükûmeti kuruldu.[61] Darbecilerin ilk emri, tamamen Baasçılardan ve Nasırcılardan oluşan ve sivillerden ziyade askerî personel tarafından kontrol edilen Ulusal Devrim Komutanlığı Konseyini (UDKK) kurmaktı.[62] Ancak, iktidardaki ilk yıllarında, Suriye Bölgesel Şubesi geleneksel Baasçılar, radikal sosyalistler ve Askeri Komite üyeleri arasında bir iç güç mücadelesi yaşadı.[63] Nasırcı ve Müslüman Kardeşler muhalefeti 1960'larda Suriye'nin komünistler tarafından ele geçirileceği hayaletini yaymak için güçlerini birleştirdi. Baas Partisine Sünni karşıtı olduğu için saldırdılar ve rejimin devlet laikliğini din karşıtı ve ateist olduğu için kınadılar. Nasır'ın kendisi de Suriye Baasını militan laikliği ve liderlerinin radikal Marksist önerileri nedeniyle yasakladı.[64][65] Baas yönetiminin ilk dönemi, Eflak ve Bitar liderliğindeki geleneksel Baasçıları deviren ve Askeri Komite başkanı Salah Cedid'i iktidara (resmen olmasa da) getiren 1966 Suriye askeri darbesi ile sona erdi.[66]
1967'deki Altı Gün Savaşı'ndan sonra, Cedid ile Hafız Esad arasındaki gerilim arttı ve Esad ile yandaşları ordu üzerindeki baskılarıyla güçlendi. 1968 sonlarında[67] Cedid'in destek ağını dağıtmaya başladılar ve partinin Cedid'in kontrolü altında kalan sivil kolunun etkisiz direnişiyle karşılaştılar.[68] Bu güç ikiliği, Esad'ın Etasi ve Cedid'i devirip hapse attığı Kasım 1970 Düzeltici Devrim'e kadar devam etti.[69] Esad, daha sonra hızlı bir kurum inşa etme projesine başladı, parlamentoyu yeniden açtı ve 1963'ten beri askeri emir ve geçici anayasal belgelerle yönetilen ülke için kalıcı bir anayasayı kabul etti.[69] Esad, selefinin radikal sosyalist ekonomi politikalarını önemli ölçüde değiştirdi, birkaç zengin kentli aileyi özel sektördeki faaliyetlerini artırmaya teşvik etti ve Basra Körfezi bölgesindeki Arap devletlerinden sınırlı yabancı yatırıma izin verdi.[70]
Hafız Esad'ın yönetimi Pan Arap ideolojisinin fiilen terk edilmesi, yerine sosyalist dönüşüm doktrininin yerleştirilmesi ve Suriye'de sosyalist toplumun inşasına öncelik verilmesiyle damgasını vurdu.[72] Siyasi katılım, Suriye Baası ve Marksist-Leninist partilerin iktidardaki koalisyonu olan Ulusal İlerici Cephe ile sınırlı kaldı ve Sovyet Bloğu içinde sağlam bir yer edindi. Parti ayrıca Esad'ın etrafında bir kişilik kültü inşa etmeye başladı ve silahlı kuvvetlerin seçkinlerini Esad'ın kontrolü altına aldı ve subay kadrosu Alevi sadıklarla dolduruldu; Sünni çoğunluğu partiden daha da uzaklaştırdı.[73]
1970'lerin sonlarına gelindiğinde, Esad yönetimindeki Baas rejiminin devlet aygıtı Sünni karşıtı bir yönelimde birleşmişti. Resmi propaganda, Alevi çiftçileri zengin Sünni toprak sahiplerine karşı kışkırtıyor ve Sünni tüccar ve sanayicileri millileştirme ve sosyalist devrimin düşmanları olarak gösteren stereotipleri düzenli olarak yayıyordu. Esad rejimine, Baas'taki ve silahlı kuvvetlerdeki Alevi elitlere karşı duyulan öfke Sünni çoğunluk arasında yaygınlaşarak İslami bir direnişin temellerini attı. İssam el-Attar gibi Müslüman Kardeşler'in önde gelen liderleri hapsedildi ve sürgüne gönderildi. Geleneksel Suriyeli Sünni ulema, Müslüman Kardeşler devrimcileri ve İslamcı aktivistlerden oluşan bir koalisyon, 1980 yılında Esad'ı cihat yoluyla devirmek ve İslami bir devlet kurmak amacıyla Suriye İslami Cephesini kurdu. Aynı yıl Hafız, Irak ile savaşında İran'ı resmen destekledi ve tartışmalı bir şekilde İranlı savaşçıları ve terör gruplarını Lübnan ve Suriye'ye ithal etmeye başladı. Bu durum ülke içinde artan sosyal gerilimlere yol açtı ve sonunda 1982'de İslami Cephenin önderliğinde tam teşekküllü bir isyana dönüştü. Rejim, Hama ve Halep'teki Sünni halkı katlederek ve çok sayıda camiyi bombalayarak karşılık verdi ve yaklaşık 20.000 - 40.000 sivili öldürdü. Ayaklanma acımasızca bastırıldı ve Esad, Müslüman Kardeşleri yıkılmış olarak kabul etti.[74]
Hafız Esad yönetimindeki Suriye sadık bir Sovyet müttefikiydi ve Soğuk Savaş'ın zirve yaptığı dönemde Sovyet Bloğu'na sıkı sıkıya bağlıydı. Sovyetler Birliği, Suriye'yi Orta Doğu stratejisinin kilit noktası olarak gördü ve 1980'de Dostluk ve İşbirliği Antlaşması'nı imzalayarak doğrudan Suriye'nin savunmasını üstlendi ve Suriye Silahlı Kuvvetlerini Sovyet standartlarına dahil etti. Hafız ise kendisini sosyalist ekonomi ve dış politikalara adamış ve Sovyetlerin Afganistan'ı istilasını açıkça destekleyen az sayıdaki otokrattan biri olmuştur. Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve Sovyetler Birliği'nin çöküşü, eski düzene olan nostaljisini koruyan Esad'a derin bir darbe indirdi.[75][76] Esad, yetkilerini devlet başkanlığında merkezileştirerek 2000 yılındaki ölümüne kadar Suriye'yi yönetmeye devam etti.[77]
Hafız'ın oğlu Beşşar Esad sırasıyla 17 Temmuz[78] Suriye devlet başkanı ve 24 Haziran'da Suriye Bölgesel Şubesi sekreteri olarak göreve geldi.[79] Devlet propagandası yeni devlet başkanını "modernliğin, gençliğin ve açıklığın" sembolü olarak tasvir etti.[80] Başlangıçta, Beşşar Esad'ın yönetimi yüksek beklentilerle karşılandı ve birçok yabancı yorumcu onun Çin ekonomik reformlarını veya eski Sovyetler Birliği'ndeki Mihail Gorbaçov'unkileri anımsatan reformlar getireceğine inanıyordu.[81][82][83] Şam Baharı olarak bilinen kısa süreli siyasi ve kültürel açılım dönemi, 2001-2002 yılları arasında çok sayıda entelektüel, aktivist ve muhalifin "ulusal birlik" kisvesi altında tutuklanması veya sürgüne gönderilmesiyle sona erdi. Esad'ın modernleştirici imajı da ekonomik tedbirlerin servetin sadık oligarkların elinde toplanmasına, sistematik yolsuzluğun artmasına ve kentli orta sınıflar ve köylüler arasında yoksulluk seviyesinin yükselmesine neden olmasıyla birlikte yok oldu.[80][84]
Beşşar Esad'ın yönetiminin Arap Baharı gerçekleşene kadar istikrarlı olduğuna inanılıyordu. Arap dünyasının diğer bölgelerinde meydana gelen devrimler, Suriye muhalefetine ilham kaynağı oldu ve 2011'den itibaren Suriye İç Savaşı'na yol açtı.[85] Suriye Bölgesel Şubesi, karşı gösteriler düzenlemekten Suriye Devrimi'nin barışçıl göstericilerini şiddetle ezmeye odaklanan paramiliter birlikler oluşturmaya kadar iç savaş boyunca Beşşar Esad'a mutlak sadakat göstermiştir.[86] Genel olarak örgütün çatışmada küçük bir rol oynadığına, bir kitle örgütüne indirgendiğine ve gerçek karar alma mekanizmasının orduda, Esad ailesinde ya da Beşşar Esad'ın yakın çevresinde yer aldığına inanılmaktadır.[85] Buna rağmen, muhtemelen Esad ailesinin devrilmesinin kendi ölümüne de yol açacağı endişesiyle parti iç savaş boyunca neredeyse bütünüyle hükûmete sadık kaldı. Baas Partisi gönüllüleri tarafından isyancılara karşı savaşmak için birkaç milis kuvvet oluşturuldu[87] ve bunların en dikkate değer olanı Baas Tugaylarıydı.[88] İç savaş sırasında 26 Şubat 2012'de yeni bir anayasa[89] halk tarafından onaylandı ve Baas Partisinin "toplumun ve devletin önde gelen partisi" olduğunu belirten madde kaldırıldı.[90] Anayasa 27 Şubat 2012'de yürürlüğe girdi.[91]
Esad'ın görev süresinin bir başka yönü de eski Sovyetler Birliği'nin halef devleti olan Rusya ile yakın ittifakın yeniden tesis edilmesiydi. 2011'de Arap Baharı'nın bir parçası olarak patlak veren protestoların daha sonra bir iç savaşa dönüşmesi üzerine Rusya, BM Güvenlik Konseyinde Esad'ı koruyan tek üye oldu. Eylül 2015'te Vladimir Putin, Esad adına Suriye'de doğrudan bir Rus askeri operasyonu emri verdi; rejime eğitim, gönüllüler, malzeme ve silah sağladı; ve o zamandan beri Esad karşıtı isyancıları hedef alan ülke çapında kapsamlı hava bombardımanı kampanyaları yürüttü.[92]
Hükümet 2018'den bu yana kendi bölgelerinde kapsamlı bir Baaslaştırma kampanyası başlatarak devlet-parti bağını birleştirdi ve tek parti yönetimini daha da sağlamlaştırdı. 2018 yerel seçimleri ve 2020 parlamento seçimleri sırasında, daha sert Baas yanlıları komuta rollerine atandı ve Ulusal İlerici Cephedeki diğer uydu partiler kısıtlandı. Baasçı adaylar pek çok bölgede tartışmasız bir şekilde sahaya sürüldü. Partinin kendisi yapısal olarak elden geçirildi, neo-Baasçı ideoloji örgütsel düzeylerde yeniden canlandırıldı ve ideolojik adanmışlıktan yoksun olmakla suçlanan kadrolar tasfiye edildi. Parti kendisini Suriye ulusunun öncüsü olarak tanımladı ve gençlik örgütleri, öğrenci aktivizmi, sendikalar, tarımsal örgütler ve diğer sivil toplum grupları üzerindeki tekelini sıkılaştırdı.[86][93][94]
8 Aralık 2024'te Esad yönetimindeki Suriye Arap Cumhuriyeti, Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm liderliğindeki Suriyeli muhaliflerin büyük taarruzları sonucunda çöktü. Şam'ın düşmesi Esad ailesinin rejiminin sonu oldu. Beşşar Esad, Şam'dan uçakla kaçtı.[95]
Esad rejiminin düşmesinin ardından Baasın Merkez Komutanlığı, partinin gazetesi El-Baas'ta bir açıklama yayınlayarak partinin "ülkenin, toprağın, halkın ve kurumların birliğini savunmak" amacıyla Suriye Geçiş Hükûmeti ile işbirliği yapma niyetini duyurdu. Ayrıca siyasi çoğulculuğu ve güçler ayrılığını sağlayacak reformlar yapılması çağrısında bulunuldu.[96] 11 Aralık 2024'te üyeler arasında dağıtılan ve El-Baas'ta yayınlanan bir iç bildiri ile tüm parti faaliyetleri süresiz olarak askıya alındı, partiye ait tüm araç ve silahlar İçişleri Bakanlığına, tüm parti fonları da Maliye Bakanlığına teslim edildi; Özel Şam Üniversitesi de Yükseköğretim Bakanlığının gözetimi altına alındı.[44][97] Partinin Şam'daki merkezi de şu anda Hey'etu Tahrîri'ş-Şâm üyeleri tarafından yönetilen Suriye Geçiş Hükümetine devredildi.[98]
Genel Kurul'un Merkez Komutanlığı üyelerini seçmek için her dört yılda bir toplanması gerekiyordu. 1980'den bu yana, Merkez Komutanlığı seçme yetkisine sahip olan Merkez Komitesinin işlevleri gölgede kalmıştır. 1985'in 8. Bölgesel Kongresi'nde komuta sekreteri, Merkez Komitesini seçme yetkisine sahipti.[99] 8. Bölge Kongresi, Hafız Esad döneminde yapılacak son kongre olacaktı.[100] Bir sonraki Bölgesel Kongre Haziran 2000'de yapıldı ve Beşşar Esad, komuta sekreteri ve bir sonraki devlet başkanlığı seçimleri için de aday olarak seçildi.[101]
Genel Kongre delegeleri, Merkez Komutanlığı liderliği tarafından önceden seçilir. Tüm delegeler partinin yerel örgütünden gelmekle birlikte, liderliğin sunduğu üyeleri seçmek zorunda kalıyorlar. Ancak, bazı eleştirilere izin verilir. 8. Bölge Kongresi'nde, birkaç delege Suriye'de artan siyasi yolsuzluğu ve ekonomik durgunluğu açıkça eleştirdi. Ayrıca, önemli sorunları Merkez Komutanlığı ile tartışabilirler ve bu da onlarla ilgilenebilirlerdi.[102]
1958'de Bölge Şubesi'nin dağılmasından önceki Bölge Kongreleri
Bölge Şubesi'nin yeniden kurulmasından sonra düzenlenen Bölge Kongreleri
|
Olağanüstü Bölge Kongreleri
|
Merkez Komutanlığı Suriye Anayasası'na göre devlet başkanı adayı belirleme yetkisine sahiptir.[103] Anayasa, Merkez Komutanlık sekreterinin Suriye devlet başkanı olduğunu belirtmese de Baas Partisinin üyesi olduğu Ulusal İlerici Cephenin (UİC) tüzüğü, devlet başkanı ve Merkez Komuta sekreterinin UİC başkanı olduğunu belirtir, ancak bu başka herhangi bir yasal belgede belirtilmemiştir.[103] 1964'te yapılan 1. Olağanüstü Bölge Kongresi, Merkez Komutanlık sekreterinin aynı zamanda devlet başkanı olmasına karar verdi.[104] Merkez Komutanlığı resmi olarak Genel Kurula karşı sorumludur.[105]
Ocak 1980'de kurulan Merkez Komitesi (Arapça: Al-Lajna Al-Markaziyya), Merkez Komutanlığa bağlıdır. Baas Partisi liderliği ile yerel parti organları arasındaki iletişim için bir kanal olarak kuruldu. 1985 yılında yapılan 8. Bölge Kongresi'nde üye sayısı 75'ten 95'e çıkarılmıştır. Diğer değişiklikler yetkilerinin artmasıydı. Teoride,[106] Merkez Komutanlığı Merkez Komitesine karşı sorumlu hale geldi, fakat sorun şu ki Merkez Komutanlığı sekreteri, Merkez Komite üyelerini seçiyordu.[99] Bir başka değişiklik de kongre oturumda değilken Merkez Komiteye Bölge Kongresinin sorumluluklarının verilmesiydi.[106] Merkez Komutanlığında olduğu gibi Merkez Komitesinin teorik olarak Bölgesel Kongre tarafından dört yılda bir seçilmesi gerekiyor, ancak 1985'ten Hafız Esad'ın 2000 yılındaki ölümüne kadar hiçbir Bölgesel Kongre yapılmadı.[102]
Askeri Komitenin yerini alan Askeri Büro[107] Suriye Silahlı Kuvvetlerini denetler. 8 Mart Devrimi'nden kısa bir süre sonra Askeri Komite, askeri işlerde en yüksek otorite haline geldi.[108] Parti, Suriye Silahlı Kuvvetleri içinde paralel bir yapıya sahiptir. Askeri sektör Merkez Komutanlıkta temsil edildiğinden ve genel kongrelere delege gönderdiğinden, askeri ve sivil sektörler yalnızca bölgesel düzeyde buluşmaktadır. Askeri sektör, tabur düzeyinde faaliyet gösteren şubelere ayrılmıştır. Bir askeri parti şubesinin başkanına tavjihi veya rehber denir.[106]
1963 yılında Askeri Komite, sivil muadillerine benzeyen 12 şubeden oluşan Askeri Teşkilatı kurdu. Askeri Örgüt, Askeri Komiteyi temsil eden bir Merkez Komite tarafından yönetiliyordu. Bu yeni kurumlar, sivil fraksiyonun Askeri Komitenin işlerine karışmasını durdurmak için kuruldu. Askeri Teşkilât, Bölgesel ve Ulusal Kongre ve Komutanlıklarda temsil edilen Askeri Komite vasıtasıyla diğer şubelerle bir araya geldi. Askeri Teşkilat çok gizli bir organdı. Üyeler, Askeri Komitenin ordu üzerindeki etkisini güçlendirmek için örgütle ilgili hiçbir bilgiyi üye olmayan subaylara açıklamamaya yemin ettiler. Haziran 1964'te örgüte yeni üye alınmayacağına karar verildi. Askeri Komite demokratik bir çerçeve üzerine kurulmuş ve Askeri Komite üyelerini seçmek için bir Askeri Teşkilat Kongresi düzenlenmiştir. Şimdiye kadar sadece bir kongre yapıldı.[109]
Demokratik bir çerçevenin olmaması, Askeri Örgüt içinde tabanlar arasında iç bölünmelere yol açtı.[110] Örgüt içindeki gerginlik, Muhammed Ümran'ın Askeri Komiteden ihraç edilmesiyle daha da arttı. Bazı sıradan üyeler, Bölgesel Kongreye Askeri Teşkilatın demokratikleştirilmesi çağrısında bulunan bir dilekçe sundular. Münif Razzaz tarafından temsil edilen Ulusal Komutanlık, Salah Cedid'in bastırmasından önce bu dilekçenin önemini fark etmemişti. Askeri Komite reform kararı aldı ve Bölge Kongresi, Askeri Teşkilatı sadece askeri işlerden sorumlu olan Merkez Komutanlığın Askeri Bürosuna karşı sorumlu kılan bir karar aldı.[111]
Ali Diyab, Baas Partisi Merkez Parti Okulunun başkanıydı.[112]
Partinin Suriye'de 19 şubesi var: on üç ilin her birinde bir, Şam'da bir, Halep'te bir ve ülkenin dört üniversitesinin her birinde bir adet. Çoğu durumda bir ilin valisi, emniyet müdürü, belediye başkanı ve diğer yerel ileri gelenleri Şube Komutanlığını oluşturur. Şube Komutanlığı sekreteri ve diğer yönetici pozisyonları tam zamanlı parti çalışanları tarafından doldurulur.[106]
Baasçı düşüncenin iki babası olan Mişel Eflak ve Selahaddin el-Bitar, Baas Partisini Sovyetler Birliği Komünist Partisi ile karşılaştırılabilir bir öncü parti olarak görürken, Esad onu bir kitle örgütü olarak gördü. 1970 yılında, "Baas bugünden sonra bazılarının öngördüğü gibi seçilmişlerin partisi olmayacak... Suriye sadece Baasçılara ait değildir." dedi.[113]
1970'ten bu yana, Suriye'deki Baas Partisinin üyeliği önemli ölçüde arttı. 1971'de partinin 65.938 üyesi vardı; on yıl sonra bu sayı 374.332'ye ve 1992'nin ortalarında 1.008.243'e ulaştı. 1992 yılının ortalarında, 14 yaş üstü Suriyelilerin yüzde 14'ünden fazlası parti üyesiydi. 2003 yılında parti üyeliği, nüfusun yüzde 18'i olan 1,8 milyon kişiydi.[113] Üyelikteki artış düzgün değildi. 1985'te bir parti teşkilat raporu, 1980'de yapılan 7. Bölge Kongresi'nden önce disiplinsizlik nedeniyle binlerce üyenin ihraç edildiğini bildirdi. Raporda ayrıca parti üyeleri arasında artan oportünizm eğilimine de değinildi.[113] 1980 ve 1984 yılları arasında 133.850 destekçi ve 3242 asil üye partiden ihraç edildi.[114]
Üye sayısındaki artış, resmi propagandaya, parti ve devletin önde gelen üyelerinin halkla partinin ayrılmaz bir bütün olduğunu söylemelerine yol açmıştır. Suriyeli muhalif Mişel Kilo, "Baas toplumu tanımıyor. Kendisini toplum olarak görüyor."[114] şeklinde bir yorum yapmıştır. Bu fikir, Baasçı sloganların ve ilkelerin Suriye Anayasası'na dahil edilmesine yol açtı. 1979'da, ikili parti üyeliği suç haline geldiğinde Baas Partisinin konumu daha da güçlendi.[115]
Mişel Eflak liderliğindeki orijinal Baas, İslam'ı Arap tarihini ve toplumunu şekillendiren eşsiz bir din olarak görmüş ve pan Arabizmin İslami dini değerlerle birleştirilmesi çağrısında bulunmuştur. Öte yandan; Aleviler gibi azınlık topluluklarından gelen daha genç neo-Baasçılar komünist ideallerden oldukça etkilenmiş ve Marksist din karşıtı, ekonomik fikirleri birleştirmiş ve pan Arap birliği çabalarını küçümsemişlerdir. 1966'daki darbenin ardından Suriye'nin resmi kontrolünü ele geçiren neo-Baasçı grup, militan devrimi savunuyor ve toplumun derhal sosyalist bir dönüşüme tabi tutulması çağrısında bulunuyordu. Sovyetler Birliği bu grubu solcu programı nedeniyle desteklemeye başladı ve rakibi Irak Baasını "gerici" ve "sağcı" olarak suçladı. Neo-Baas iktidarının ilk yıllarına militarizmin yanı sıra orduda ve parti elitlerinde artan mezhepçilik damgasını vurdu. Devlet propagandası düzenli olarak dine ve Tanrı inancına saldırdı ve genç öğrencilere zorunlu askeri eğitim verildi. Büyük işletmeler, bankalar ve geniş tarım arazileri kamulaştırıldı. Bu politikalar Suriyeli Baasçıları, sosyalist ideallere ihanet etmekle suçlanan Nasırcılık gibi Arap milliyetçisi ideolojilerle karşı karşıya getirdi. Nasır da Baası din karşıtlığı ve mezhepçilikle suçladı.[116][117]
Neo-Baasçılık, pan Arap birliğini sağlamak için adımlar atmadan önce Suriye'de ve diğer Arap ülkelerinde eşitlikçi, sosyalist bir devlet kurmaya kararlı solcu devrimcilerden oluşan bir "öncü" yaratılmasını savunmaktadır. Öncü örgüt, Suriye'nin geleneksel ekonomik elit sınıflarına; büyük tarımcılara, sanayicilere, burjuvalara ve feodal toprak ağalarına karşı sınıf mücadelesini savunan Baas partisidir. 1970'lere gelindiğinde tarım arazilerinin %85'i topraksız köylü nüfusa ve kiracı çiftçilere dağıtıldı. Bankalar, petrol şirketleri, enerji üretimi ve büyük ölçekli sanayilerin %90'ı kamulaştırıldı. 1966'da iktidara gelen Salah Cedid liderliğindeki neo-Baasçılar, Suriye ekonomisini iyileştirmeye ve sınıf çatışması ve militan sosyalist devrim doktrinlerini komşu ülkelere ihraç etmeye odaklandılar. Bu görüşe, askeri merkezli bir yaklaşımın savunucuları olan ve sosyalist hükümeti emperyalist güçlere ve onların sözde iç işbirlikçilerine karşı savunmak için Suriye ordusunu güçlendirme stratejisine odaklanan General Hafız Esad ve onun neo-Baas fraksiyonu karşı çıktı. Esad çeşitli sol grupların uzlaşmasını destekledi ve diğer Arap devletleriyle daha iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Parti üyelerinin çoğunluğu Salah'ı desteklese de Hafız, Suriye resmi Baas tarihinde "Düzeltici Hareket" olarak adlandırılan 1970 darbesinin ardından üstünlüğü ele geçirmeyi başardı. Esad'ın zaferi aynı zamanda ordunun Baas parti yapıları üzerindeki üstünlüğüne işaret ederek silahlı kuvvetleri siyasi gücün merkezi haline getirdi.[118][119][120][121]
Soğuk Savaş'ın sona ermesi ve 1990'larda Sovyet Bloğu'nun çöküşünden bu yana, Suriye'deki Baasçı dogmanın resmi ideolojik paradigması çökmekte olarak tanımlanmaktadır. Bağımsız Suriye döneminden (1946-1963) daha uzun süren onlarca yıllık tek parti yönetimine rağmen Baas ideolojisinin kendisi popüler meşruiyet kazanamadı. Partinin rolü, Esad ailesini çevreleyen kişilik kültü ve cemaat temelli bağlılıkların konsolidasyonu ile yer değiştirdi. Esad'ın hükümeti kişiselci bir sistemdi ve onun bilgeliği "ortalama vatandaşın kavrayışının ötesinde" olarak tasvir edildi. Esad partinin ve ordunun Alevileştirilmesini derinleştirdi; partinin sivil kanadının rolünü azalttı ve devlet yönetim yapısını liderin ailesine sadakat üzerine kurdu.[122][123] Hafız Esad'ın devlet biyografisi bu felsefeyi "Esadiye (Esadcılık)" olarak tanımlamaktadır:
"Hafız Esad liderliğindeki Yeni Baas, Suriye'de kendisi tarafından geliştirilen yeni ve özgün bir akımı temsil etmektedir; Nasırcılıktan yararlanan ancak onu aşan bir düşünce ekolüdür, tıpkı geleneksel Baas ekolünü aştığı gibi, her ne kadar bu düşünce ekollerinin hiçbiriyle çelişmese de onları çağdaş ihtiyaçlar doğrultusunda daha da geliştirmiştir."[124]
Esad'ın kişilik kültü ulusun refahı ve güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olarak resmedildi. Hafız Esad Suriye ulusunun baba figürü olarak tasvir edildi. Esad'a bağlılık, övgü ve yüceltme törenleri ve sloganları okulların, parti merkezlerinin, devlet dairelerinin, kamusal alanların ve ordunun günlük bir parçasıydı. Resmi devlet propagandası Esad'a doğaüstü yetenekler atfederken, sembolizmin tekrar tekrar kullanılmasıyla toplumun geniş kesimlerini siyasi aktivizm alanlarından uzaklaştırdı. Hafız Esad'ın 2000 yılında ölümü üzerine halefi Beşşar Esad reformist ve genç bir umut olarak tasvir edildi. Hafız'ın yakın çevresindeki seçkinlerin yerini, Beşşar'a daha yakın olan ve genellikle "Yeni Muhafızlar" olarak anılan çok daha kısıtlı bir seçkinler grubu aldı. Silahlı kuvvetlerdeki önemli görevler Alevi sadıklara verildi, aile akrabaları ve Hafız döneminde görev yapan Alevi olmayan birçok elit sınır dışı edildi. Bir diğer önemli değişim de Baas Partisinin pratikteki öneminin sona ermesi oldu; parti Beşşar'a bağlılığı teyit eden resmi bir yapıya indirgendi ve 2000'li yıllarda Şam Baharı sırasında ortaya çıkan yeni bağımsız sivil toplum gruplarına, siyasi aktivistlere ve reformist seslere yönelik yenilenen baskılarına destek verdi.[125][126][127][128] Siyaset Bilimi Profesörü Lisa Wedeen, Ambiguities of Domination adlı eserinde Esad'ın ideolojik propagandasının doğasını anlatırken şöyle yazıyor:
"Esad'ın kültü meşruiyetten ziyade itaate dayalı bir tahakküm stratejisidir. Rejim, hem onları düzenleyenler hem de onları tüketenler için şeffaf bir şekilde sahte olan hürmet ritüellerine zorla katılım yoluyla itaat üretir. Esad'ın kültü bir disiplin aracı olarak işliyor ve vatandaşların liderlerine saygı duyuyormuş gibi davrandıkları bir kamusal ikiyüzlülük politikası üretiyor ... Kabul edilebilirlik için kılavuzlar üretir; belirli bir ulusal üyelik türünü tanımlar ve genelleştirir; itaatin dayatılmasına vesile olur; vatandaşların Esad'ın tahakkümünü oluşturan normları destekleyerek kendilerinin de "suç ortağı" olduğu pratikler yaratarak suç ortaklığını teşvik eder; Suriyelileri birbirlerinden izole eder ve kamusal alanı, hem üreticilerin hem de tüketicilerin zihinlerini ve bedenlerini yoran tekdüze sloganlar ve boş jestlerle darmadağın eder ... Esad güçlü çünkü rejimi insanları gülünç olanı söylemeye ve saçma olanı dile getirmeye zorlayabiliyor."[128][129]
Marksistler gibi Suriyeli Baas ideologları da dini, geleneksel elitlerin toplumun zayıf kesimlerini ezmek ve muhafazakâr sosyal düzenlerini pekiştirmek için kullandıkları bir araç olarak görmüştür. Din karşıtı propaganda, Suriye Baas Partisi tarafından yayınlanan literatürde ortak bir ideolojik tema olmuştur. Militan laiklik, Baas partisi tarafından 1960 yılında yayınlanan "İlkeler Bildirgesi" manifestosunda vurgulanmış; partinin "eğitim politikasının" "ulusun birliğine ve misyonunun ebediliğine inanan yeni bir Arap nesli" inşa etmek olduğu ilan edilmiştir.[130] Manifestoda ayrıca, öngörülen bu Baasçı neslin "hurafelerin ve geri kalmış geleneklerin zincirlerinden kurtulmuş bilimsel düşünceye bağlı" olacağı ve inanç sistemi olarak dinin yerine Arap milliyetçiliğini koyacağı belirtiliyordu.[131] Suriye Baas belgeleri düzenli olarak dini "feodalizm ve emperyalizmin değerlerini" geliştiren bir toplumsal kurum olarak tasvir ediyordu.[130]
Neo-Baasçılık dini, modern sosyalist bir toplumun doğuşunu engelleyen "gericiliğin en önde gelen sembolü" olarak görmekte ve ideologlarının sağlıklı, laik bir toplum olarak gördükleri yapının sürdürülebilmesi için dini faaliyetler üzerinde sıkı bir devlet denetimini savunmaktadır. Salah Cedid'in iktidarı döneminde Baas kendisini güçlü bir din karşıtı siyasi oluşum olarak konumlandırdı; geleneksel ulema gibi "gerici" olarak gördüğü sınıfların tasfiyesi yoluyla toplumun yukarıdan aşağıya düzenlenmesi şeklindeki Marksist-Leninist yaklaşıma bağlı kaldı. Başmüftünün resmi statüsü Baas hükümeti tarafından düşürüldü ve din adamlarının devlet işleyişindeki geleneksel rolü kısıtlandı. Devlet bakanları, yetkililer, eğitimciler vs. düzenli olarak "dinin tehlikeleri" hakkında vaazlar verirken; 1960'larda parti süreli yayınları ve dergileri düzenli olarak sosyalist devrim yoluyla dinin "yaklaşan ölümü" hakkında öngörülerde bulundu.[132] Suriye Arap Ordusunun "Halk Ordusu" adlı dergisinde 1967 yılında yayınlanan "Yeni Arap İnsanı Yaratmanın Yolu" başlıklı bir makalede parti ideologu İbrahim Halas şöyle diyordu:[133][134]
"Yeni İnsan, Tanrı'nın, dinlerin, feodalizmin, kapitalizmin, emperyalizmin ve eski toplumu yöneten tüm değerlerin Tarih müzesine kaldırılmaya değer mumyalar olduğuna inanıyor .... Dua eden ve diz çöken, alçaklıkla başını eğen ve Tanrı'dan merhamet ve acıma dileyen bir adama ihtiyacımız yok. Yeni İnsan bir sosyalisttir, bir devrimcidir."[134]
Salah Cedid döneminde neo-Baasçı ideologlar, Arapların geri kalmışlığının kaynağı olarak gördükleri dini açıkça kınadılar.[130] Cedid'in bariz din karşıtı politikalarına halkın tepki göstermesinin ardından Hafız Esad, 1970'lerde İslami muhalefete karşı Ramazan el-Buti gibi hükümet yanlısı bazı din adamlarını yanına alarak ve onlara rejimden bir dereceye kadar özerklik tanıyarak sekülerleşme programını yumuşatmaya başladı. Eş zamanlı olarak rejim, sadık bir din adamları ağı aracılığıyla dini söylemi "millileştirmeye" başladı ve devlet tarafından desteklenen Baasçı dini ideolojiden sapan herkesi toplum için bir tehdit olarak kınadı.[135] Hafız Esad döneminde devlet destekli dini söylem, İslamcıları anatematize etmeye ve Alevi başkana sadakati yeniden güçlendirmeye çalışan sol milliyetçi bir dünya görüşünü teşvik etmiştir.[136]
Dini müesses nizam ile Baasçılar arasındaki uzlaşma dönemi 2008 yılında Beşşar Esad'ın Muhammed es-Seyyid'i Evkaf Bakanlığının başına getirmesiyle sona erdi ve dini alanda sert düzenlemelerin yapıldığı bir döneme girildi. Çok sayıda özel dini eğitim kurumu, dini hayır kurumu, bağımsız vaaz kuruluşları, kadın dini merkezleri vb. devlet destekli sekülerleşme hamlesinin bir parçası olarak zorla kapatıldı. Devlet ayrıca resmi dini kurumlar üzerindeki kontrolünü sıkılaştırdı ve muhalif İslami sesler hapsedilerek ulema ile aralarının açılmasına neden oldu. Özel dini kurumlara ancak harcamaları da kontrol eden Evkaf Bakanlığından resmi izin alındıktan sonra bağış yapılmasına izin verildi. Devlete, eğitmenlerin işe alınması ve işten çıkarılması ile dini müfredatlarının Esad hükümeti tarafından savunulan Baasçı din politikası ile standartlaştırılması da dahil olmak üzere geniş yetkiler verilerek özel dini enstitüler fiilen devletleştirildi.[137]
2009 yılında Baas Partisi aktivistleri peçeye ve toplumdaki sözde "aşırılıkçı eğilimlere" karşı ideolojik kampanyalar başlatmış, bu kampanyalar rejimin dini aktivistlere, bağımsız din alimlerine ve özel okullara karşı yeniden başlattığı baskılarla tamamlanmıştır. Ülkenin "laik karakterini" koruma bahanesiyle 2010 yılında tüm mezheplere ait dini sembollerin halk tarafından sergilenmesi yasaklandı ve ulemaya yakın yetkililer açığa alındı. Rejim ayrıca ülke çapında peçe yasağı uyguladı ve El-Kubaysiyat gibi kadın İslami örgütlere kısıtlamalar getirdi, bu da bölge çapında bir tartışmanın fitilini ateşledi. Arap Baharı'nın başladığı 2010 yılının sonlarında ulema ile Esad rejimi arasındaki ilişkiler en düşük seviyeye inmiş, Başmüftü Ramazan el-Buti gibi Esad'a sadık kişiler bile kamuoyunda hoşnutsuzluklarını dile getirmişlerdir.[137]
Suriye İç Savaşı'nın patlak vermesiyle birlikte rejimin, Suriyeli muhalif gruplara sempati duydukları iddiasıyla özellikle Sünni kökenli dini muhaliflere yönelik baskıları arttı. Kasım 2021'de Esad, Suriye Başmüftülüğü makamını lağvetti.[138][139][140] Bonn Uluslararası Merkezinde Orta Doğu Çalışmaları Profesörü Dr. Esther Meininghaus, Esadcılığı, Suriye vatandaşlarının sadakatini ve hayranlığını seferber etmek için Baas devleti tarafından teşvik edilen yarı-din olarak tanımladı:
"Esad rejimi, dini kullanarak, Suriye toplumu için Baasçı vizyona dayanan bir değer sistemini başarılı bir şekilde teşvik etmeye çalıştı .... Buna, sadece kamu binalarında ve okullarda değil, taksilerde ve dükkanlarda ya da toplu geçit törenleri ve/veya resmi kutlamalar sırasında milli marşın çalınması gibi törenlerde resimleri sergilenen Başkan Hafız ve Beşşar Esad'ı çevreleyen kültü de ekleyebiliriz. Ayrıca, resmi retorik, özellikle Başkan'ın kişilik kültüyle ilgili olarak, aşkın ve metafizik unsurlarla giderek daha fazla iç içe geçmektedir. Örneğin Devlet Başkanına, halkına 'gerçek' Arap ulusu olma yolunda rehberlik edecek 'Ebedi Lider' olarak hitap edilmektedir. 'Beşşar, Allah, Suriyya wa-bas' (Beşar, Allah ve Suriye - işte bu) sloganı, rejimin kendi başına bir Suriye halk dini yaratmaya ne kadar yaklaştığını muhtemelen en iyi şekilde özetliyor. 'Rejim ritüelleri'nin dışa vurumu ister tamamen içselleştirilmiş ister gizlice alay konusu edilmiş olsun, uygulanmak ve itaat edilmek zorundaydı."[141]
Suriyeli muhalif Subhi Hadidi'ye göre, "Baas tamamen kargaşa içinde .... Bir ceset gibi. Artık kelimenin normal anlamıyla bir parti değil."[142] Hanna Batatu şöyle yazdı: "Esad döneminde Baasın karakteri değişti .... Üyelerinin geçmişte sahip oldukları fikir bağımsızlığı ne olursa olsun şimdi kısıtlandı, uygunluk ve iç disipline bir prim verildi. Parti, fiiliyatta rejimin toplumu genel olarak kontrol etmeye ya da onu politikalarının arkasında toplamaya çalıştığı başka bir araç haline geldi. Partinin kadroları giderek daha fazla bürokrat ve kariyerci oldular ve artık ideolojik olarak 1950'lerde ve 1960'larda olduğu gibi canlı değiller, Esad'a koşulsuz sadakat, nihayetinde eski inançlara sadakati geçersiz kıldı."[143]
Volker Perthes'e göre Baas Partisi Esad döneminde dönüşüme uğramıştır; Perthes şöyle yazmıştır: "Devrilen solcu liderliği destekleyenleri etkisiz hale getirecek şekilde daha da şişirildi, ideolojisizleştirildi ve Esad'ın sisteminin otoriter formatına uyacak şekilde yeniden yapılandırıldı, avangart karakterini kaybetti ve kitle desteği ve siyasi kontrol üretmenin bir aracı haline geldi. Aynı zamanda rejimin ana patronaj ağı haline geldi."[107]
Baas Partisi, bürokrasi ile iç içe geçmiş bir patronaj ağına dönüştü ve üyelik kuralları liberalleştirilirken, kısa sürede devletten neredeyse ayırt edilemez hale geldi. 1987'de partinin Suriye'de 50.000 üyesi vardı ve 200.000 aday üye daha deneme sürecindeydi.[144] Parti, devletten bağımsızlığını kaybetti ve esas olarak güvenlik güçlerine dayalı olarak kalan Esad hükûmetinin bir aracı haline getirildi. Hükûmetin temel yönelimini kabul eden diğer partilerin yeniden faaliyet göstermesine izin verildi. Ulusal İlerici Cephe 1972'de, bağımsız örgütlenmeye çok az yer bırakan ve yalnızca Baas'a bağlı küçük ortaklar olarak hareket etmelerine izin verilen bu yasal partilerin koalisyonu olarak kuruldu.[145]
Esadcılığa sosyal ve siyasi olarak boyun eğmesine rağmen Baas Partisi aygıtı ve onun çalışan kurumları günlük yönetimin önemli bileşenleriydi. Parti, Esad ailesinin devlet üzerindeki sıkı kontrolünü kolaylaştırdı, destekçileri örgütlemeye ve toplumsal meşruiyet için kitlesel mitingleri harekete geçirmeye hizmet etti. Birden fazla partinin 2012 Anayasası'nda onaylanmasına rağmen pratikte hiçbir gerçek muhalefetin faaliyet göstermesine izin verilmedi. Halk Meclisi ve yerel meclislerdeki tüm adaylar, Baas liderliğindeki hükümete sıkı sıkıya bağlı bir ittifak olan Ulusal İlerici Cepheden (UİC) seçildi. 2018'den sonra Baas Partisi siyasi hakimiyetini genişletti ve UİC'deki diğer partilerin aleyhine olacak şekilde bölgesel ve ulusal seçim süreçlerinde daha fazla aday çıkardı. Parti, Yüksek Komuta tarafından sıkı bir şekilde izlendi ve sadakati yetersiz olduğundan şüphelenilen bölgesel Baas liderleri "gri üye" (er-Ramadiyyin) olarak ihraç edildi.[146][147]
2022 itibarıyla Baasçılar bölgesel konseylere, kamu hizmetlerine, parlamentoya, orduya ve Muhaberat'a hakim olmaya devam etmiştir. Yasallaşmış sendikaların büyük çoğunluğu, öğrenci dernekleri de Baas Partisine aitti. Kırsal bölgelerde devlet memurlarının üçte birinden fazlası Baas üyesiydi; kentsel bölgelerde ise memurların yaklaşık yarısı Baasçıydı. Baas Partisi kurumları, hükümet kontrolündeki bölgelerde bürokratik işleyişi tesis etmek için hayati önem taşıyordu. Ulusal İlerici Cephenin diğer partileri azınlıktaydı.[148]
Arap alfabesi | Arapça romanizasyonu | Türkçe çevirisi |
---|---|---|
Arapça: يا شباب العرب هيا وانطلق يا موكبي |
ya šabāba-l'arbi hayyā wanṭaliq yā mawkibī |
Arap gençliği, yüksel ve düşmanlarınla savaşmak için ilerle. |
Seçim | Parti adayı | Oy | % | Sonuç |
---|---|---|---|---|
1971 | Hafız Esad | 1.919.609 | 99,2% | Seçildi |
1978 | 3.975.729 | 99,9% | Seçildi | |
1985 | 6.200.428 | 100% | Seçildi | |
1991 | 6.726.843 | 99,99% | Seçildi | |
1999 | 8.960.011 | 100% | Seçildi | |
2000 | Beşşar Esad | 8.689.871 | 99,7% | Seçildi |
2007 | 11.199.445 | 99,82% | Seçildi | |
2014 | 10.319.723 | 88,7% | Seçildi | |
2021 | 13.540.860 | 95,1% | Seçildi |
Seçim | Parti lideri | Sandalye | +/– |
---|---|---|---|
1949 | Mişel Eflak | 1 / 114 |
1 |
1953 | 0 / 82 |
1 | |
1954 | 22 / 140 |
22 | |
1961 | 20 / 140 |
2 | |
1973 | Hafız Esad | 122 / 250 |
102 |
1977 | 125 / 250 |
3 | |
1981 | 127 / 250 |
2 | |
1986 | 130 / 250 |
3 | |
1990 | 134 / 250 |
4 | |
1994 | 135 / 250 |
1 | |
1998 | 135 / 250 |
||
2003 | Beşşar Esad | 167 / 250 |
32 |
2007 | 169 / 250 |
2 | |
2012 | 168 / 250 |
1 | |
2016 | 172 / 250 |
4 | |
2020 | 167 / 250 |
5 | |
2024 | 169 / 250 |
2 |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.