Loading AI tools
Iraklı Baasçı siyasi parti Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Arap Sosyalist Baas Partisi - Irak Bölgesi (Arapça: حزب البعث العربي الاشتراكي في العراق Ḥizb al-Ba'th al-'Arabī al-Ishtirākī fī al-'Irāq), resmi olarak Irak Bölgesel Şubesi, 1951 yılında Fuad er-Rikabi tarafından kurulmuş bir Irak Baasçı siyasi partisidir. Orijinal Baas Partisinin Irak'taki bölgesel koluydu ve 1966'da orijinal parti içinde yaşanan bölünmenin ardından Irak'taki Baas hareketine yönelik olarak bağlılığını değiştirdi.
Arap Sosyalist Baas Partisi - Irak Bölgesi حزب البعث العربي الاشتراكي في العراق | |
---|---|
Yönetim kurulu | Bölge Komutanlığı[1] |
Sekreter | Muhammed Yunus el-Ahmed[a] |
Kurucu | Fuad er-Rikabi |
Kuruluş tarihi | Geç 1940'lar[3] veya erken 1950'ler[4] |
Yasaklanma tarihi | 16 Mayıs 2003[5] |
Merkez | Bağdat, Irak (2003'e kadar) |
Gazete(ler) | Et-Tevra |
Paramiliter kol | Halk Ordusu (1970-1991)[6] Saddam'ın Fedaileri (1995-2003)[7] |
Üyelik | 1,5 milyon (2003 tahmini)[8] 102.900 (2013 tahmini)[9] |
İdeoloji | Tarihsel:
|
Siyasi pozisyon | Merkez[23] ve Sağ[n 2] |
Ulusal üyelik | Ulusal Birlik Cephesi (1958'e kadar)[26] İlerici Cephe (2003'e kadar) |
Uluslararası üyelik | Baas Partisi (1966'ya kadar) Irak merkezli Baas Partisi (1966-günümüz) |
Resmî renkler | Siyah Beyaz Yeşil Kırmızı (Pan-Arap renkleri) |
Slogan(lar) | "Birlik, özgürlük, sosyalizm"[27][28] "Ebedi bir misyona sahip tek bir Arap ulusu"[29][30] |
Marş | "Baasın Ateşi benim Sabahımdır!"[31][32] |
Parti bayrağı | |
İnternet sitesi | |
https://www.albasrah.net | |
Irak | |
|
Parti, 2003 yılında Amerika'nın Irak'ı işgal etmesinin ardından resmen yasaklandı, ancak buna rağmen hala yeraltında faaliyet göstermeye devam ediyor.
Bu bölümdeki 1979'dan 2003'e kadar partinin tarihi konusunun eksik olduğu düşünülmektedir. (Aralık 2024) |
Baas Partisinin Irak Bölgesel Şubesi 1951[33] veya 1952[34] yılında kurulmuştur. Bazı tarihçiler Irak Bölgesel Kolunun 1947 yılında Abdurrahman ed-Damin ve Abdulhalik el-Hudayri tarafından aynı yıl Suriye'nin başkenti Şam'da düzenlenen Baas Partisinin kuruluş kongresinden döndükten sonra kurulduğunu iddia etmektedir.[35] Bir başka versiyonda ise Fuad er-Rikabi, Irak Bölgesel Şubesini 1948 yılında Şii bir Müslüman olan Sa'dun Hamadi ile birlikte kurmuş, ancak 1952 yılında Bölgesel Komutanlığın sekreteri olmuştur.[36]
Irak Bölgesel Şubesi Arap milliyetçisiydi ve sosyalist yönelimi belirsizdi.[37] Nasırcı olduğu gerekçesiyle 1961 yılında partiden ihraç edilen er-Rikabi,[38] Baasçılığın kurucusu Mişel Eflak'ın ilk takipçilerindendi.[39] Partinin ilk günlerinde üyeler Arap milliyetçiliği, İngiliz "Aşiret Ceza ve Hukuk Anlaşmazlıkları Yönetmeliği "nden kaynaklanan sosyal eşitsizlikler ve Irak Parlamentosunun 1932 tarihli "Ekicilerin Hak ve Görevlerini Düzenleyen" 28 sayılı yasası ile ilgili konuları tartıştı.[33] 1953 yılına gelindiğinde Rikabi liderliğindeki parti hükümete karşı yıkıcı faaliyetlerde bulunmaya başladı.[40]
Er-Rikabi öncelikle arkadaşlarını ve ailesini partiye kattığı için parti başlangıçta çoğunluğu Şii Müslümanlardan oluşuyordu, ancak yavaş yavaş Sünni ağırlıklı hale geldi.[41] Baas Partisi ve Pan Arap yönelimli diğer partiler, parti örgütüne Şii üye kazandırmakta giderek zorlandı. Arapların çoğu Sünni olduğu için Şiilerin çoğu Pan Arap'ı büyük ölçüde Sünni olarak görüyorlardı. Sonuç olarak, Irak Komünist Partisine Baas Partisinden daha fazla Şii katıldı.[42] 1950'lerin ortalarında Baas liderliğinin 17 üyesinden sekizi Şii'ydi.[42]
Ahmed Hasan el-Bekr hükümetinde Baas'ın Dışişleri Bakanı olan Talib eş-Şibib'e göre, önde gelen Baas üyelerinin mezhepsel geçmişleri pek önemli değildi çünkü çoğu Baasçı birbirinin mezhebini bilmiyordu.[42] 1952 ve 1963 yılları arasında Baas Bölge Komutanlığı üyelerinin %54'ü Şii Müslümanlardı, bunun nedeni büyük ölçüde er-Rikabi'nin Şii bölgelerinde etkili bir şekilde adam toplamasıydı. Er-Rikabi'nin istifasından sonra 1963 ile 1970 yılları arasında Şiilerin Bölge Komutanlığındaki temsil oranı yüzde 14'e düşmüştü. Bununla birlikte, Baas Partisi içindeki üç hizipten üç hizip liderinden ikisi Şii'ydi.[43]
1951 yılının sonunda partinin en az 50 üyesi vardı.[44] Pan Arabist Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin (BAC) çöküşüyle birlikte, aralarında er-Rikabi'nin de bulunduğu önde gelen birkaç Baas üyesi protesto amacıyla partiden istifa etti.[45] Haşimi monarşisini deviren 14 Temmuz Devrimi'nin gerçekleştiği 1958 yılında Baas Partisinin ülke çapında 300 üyesi vardı.[46] Kralı deviren Hür Subaylar Hareketinin lideri Tuğgeneral Abdülkerim Kasım başta BAC'ye katılmayı desteklemiş, ancak iktidarı ele geçirince tutumunu değiştirmiştir. Hür Subaylar Hareketinin birçok üyesi aynı zamanda Baas Partisinin de üyesiydi. Baas Partisi, pan Arap hareketinin lideri olan Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdünnasır'ı başarılı olması en muhtemel lider olarak görüyor ve Irak'ın birliğe katılmasını destekliyordu. Kasım'ın kabinesinin 16 üyesinden 12'si Baas Partisi üyesiydi. Ancak Baas Partisi, Nasır'ın BAC'ye katılacağı gerekçesiyle Kasım'ı destekledi.[47]
Kendisini Nasır'ın Mısır'ına çok yakından bağlamak istemeyen Kasım, Irak içinde kendisine böyle bir eylemin tehlikeli olacağını söyleyen çeşitli grupların (özellikle sosyal demokratların) yanında yer aldı. Kasım bunun yerine "Önce Irak" şeklinde bir vataniye politikası benimsedi.[48][49] Kasım, hükümet içindeki konumunu güçlendirmek için pan Arabizm kavramına karşı olan Irak Komünist Partisi ile bir ittifak kurdu.[50]
Kasım'ın politikaları Baas Partisi de dahil olmak üzere birçok pan Arap örgütünü kızdırdı ve bu örgütler daha sonra Kasım'a 7 Ekim 1959'da er-Raşid Caddesi'nde suikast düzenleyerek iktidarı ele geçirmeyi planlamaya başladı. Suikastçılardan biri arabanın arkasında oturanları öldürecek, diğerleri de öndekileri öldürecekti. Suikast planının lideri Abdülkerim eş-Şeyhli, suikastçılardan biri ayrıldıktan sonra genç Saddam Hüseyin'i komploya katılması için görevlendirdi.[51] Pusu sırasında Saddam'ın (sadece koruma sağlaması gerekiyordu) zamanından önce ateş etmeye başlaması tüm operasyonun düzenini bozdu. Kasım'ın şoförü öldürüldü ve Kasım kolundan ve omzundan vuruldu. Suikastçılar onu öldürdüklerini sandılar ve hızla karargâhlarına çekildiler, ancak Kasım hayatta kaldı.[51]
United Press International'dan (UPI) Richard Sale, eski ABD diplomat ve istihbarat yetkililerine, Adel Darwish'e ve diğer uzmanlara dayanarak, 7 Ekim 1959'da Kasım'a düzenlenen ve genç Saddam Hüseyin ile diğer Baasçı komplocuların karıştığı başarısız suikast girişiminin CIA ile Mısır istihbaratı arasındaki bir işbirliği olduğunu bildirdi.[52] Irak'taki CIA operasyonlarına ilişkin ilgili çağdaş kayıtlar gizli kalmış ya da büyük ölçüde redakte edilmiş, böylece "makul inkar edilebilirliğe izin verilmiştir."[53] Mısır'ın bir şekilde suikast girişimine dahil olduğu ve "ABD'nin Nasır'la belli bir düzeyde birlikte çalıştığı" genel olarak kabul edilmektedir.[54] Sale ve Darwish'in anlattıklarına tarihçi Bryan R. Gibson itiraz etmiş ve ABD'nin gizliliği kaldırılmış mevcut belgelerinin "ABD'nin Kasım'a yönelik çeşitli komplolardan haberdar olmasına rağmen yine de müdahale etmeme politikasına bağlı kaldığını" gösterdiği sonucuna varmıştır.[55] Öte yandan tarihçi Kenneth Osgood, "ikinci dereceden kanıtların, ABD-BAC'nin Baas Partisi aktivistleriyle işbirliği yapma ihtimalinin göz ardı edilemeyeceğini" yazımakta ve "Sale'in suçlamalarının geçerliliği ne olursa olsun, en azından şu anda gizliliği kaldırılmış belgeler, ABD yetkililerinin Kasım'a karşı çeşitli komploları aktif olarak değerlendirdiğini ve CIA'in Irak'ta gizli operasyonlar için varlıklar oluşturduğunu ortaya koyuyor" sonucuna varmaktadır.[54] Aralarında Saddam'ın da bulunduğu suikastçılar, "Kasım'ın iktidarda kaldığı süre boyunca Nasır'ın korumasından yararlandıkları" Mısır'ın başkenti Kahire'ye kaçtılar.[56]
Saldırı sırasında Baas Partisinin 1.000'den az üyesi vardı,[57] ancak başarısız suikast girişimi Saddam'ın ve Baas'ın daha önce karanlıkta kaldığı Irak'ta geniş çapta tanınmasına yol açtı ve daha sonra Saddam'ın Irak cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı süre boyunca kamuoyundaki imajının önemli bir parçası haline geldi.[54][58][59] Irak hükümeti operasyonun bazı üyelerini tutukladı ve gözaltına aldı. Göstermelik duruşmada sanıklardan altısı idama mahkûm edildi ve bilinmeyen nedenlerle cezalar infaz edilmedi. Baas hareketinin lideri olan Eflak, Kasım'ın hayatına kastedilmemesi gerektiği gerekçesiyle Fuad er-Rikabi gibi önde gelen Irak Baas üyelerinin partiden ihraç edilmesini organize etti. Aynı zamanda Eflak, Saddam da dahil olmak üzere destekçileri için Irak Baas liderliğinde koltuklar sağladı.[60]
1962'de hem Baas Partisi hem de ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Kasım'ı devirmek için planlar yapmaya başladı.[61][62] 8 Şubat 1963'te Kasım nihayet Baasçılar tarafından Ramazan Devrimi ile devrildi; uzun süredir CIA tarafından desteklendiğinden şüpheleniliyordu,[63][64] ancak CIA'in Irak'taki operasyonlarına ilişkin ilgili çağdaş belgeler ABD hükümeti tarafından gizli tutuldu,[65][66] ancak Iraklı Baasçıların darbe öncesinde, sırasında ve sonrasında ABD yetkilileriyle destekleyici ilişkiler sürdürdüğü belgelendi.[67][68] Bazı ordu birlikleri Baasçı darbeyi desteklemeyi reddetti. Çatışmalar iki gün sürmüş[69] ve bu süre zarfında 1500-5000 kişi öldürülmüştür.[70] Kasım 9 Şubat'ta yakalandı ve bir saat sonra kurşuna dizilerek öldürüldü. Baasçılar, Irak halkını Kasım'ın öldüğüne inandırmak ve destekçilerini korkutmak için Kasım'ın cesedinin kirletildiği beş dakikalık "Suçluların Sonu" adlı bir propaganda videosu yayınladılar.[71][69] Baasçıların iktidara gelmesinin ardından Saddam, yaklaşık üç yıl sürgünde yaşadıktan sonra Irak'a dönecek ve Baas Partisinin sivil kanadında önemli bir organizatör haline gelecekti.[72]
Baasçılar iktidara geldiklerinde "ev adresleri ve araba plaka numaralarıyla birlikte teksir edilmiş listeler [...]" sayesinde "komünistleri metodik olarak avladılar"[68][73] ve Baasçıların Iraklı komünistleri tespit etmek için yardıma ihtiyaç duymaları pek olası olmasa da CIA'in Baasçı Ulusal Muhafızlara komünistlerin ve diğer solcuların listelerini verdiğine[74][75] ve bunların daha sonra tutuklandığına veya öldürüldüğüne inanılıyor.[76] Gibson, İstihbarat ve Araştırma Bürosu raporlarına atıfta bulunarak Baasçıların kendi listelerini kendilerinin derlediğini vurguluyor.[77] Öte yandan, tarihçiler Nathan Citino ve Brandon Wolfe-Hunnicutt, Irak'taki ABD büyükelçiliğinin bu tür listeleri gerçekten derlemiş olması, tasfiye sırasında Ulusal Muhafızlarla temas halinde olduklarının bilinmesi ve tasfiyeye katılan Ulusal Muhafız üyelerinin ABD'de eğitim almış olmaları nedeniyle iddiaları makul görmektedir.[75][78] "komünistlerin hakim olduğu ve desteklediği bir hükümeti şiddet kullanarak devirmeyi amaçlayan" anti-komünist 'Avcı-Katil' ekiplerine ABD'nin verdiği gizli desteğe ilişkin iddiaların 'Amerikan özel savaş doktriniyle tutarlı olacağını' belirtmekte[79] ve 1954‘te Guatemala ve 1965-66'da Endonezya gibi şüpheli komünist listelerinin derlendiği diğer CIA operasyonlarıyla paralellikler kurmaktadır.[80]
Şubat 1963'te iktidarı ele geçiren Abdülselam Arif Irak cumhurbaşkanı, Ahmed Hasan el-Bekr ise başbakan oldu.[70] Irak Baas Partisi Bölgesel Komutanlığı Genel Sekreteri Ali Salih es-Sadi, 11 Mayıs'ta kaybettiği başbakan yardımcılığı ve İçişleri Bakanlığı görevine getirildi. Başbakan olmamasına rağmen es-Sadi Irak Baas Partisi üzerinde etkili bir kontrole sahipti. Partinin Bölgesel Komutanlığındaki dokuz üyeden yedisi onun liderliğini destekliyordu.[81]
Coughlin'e göre, darbenin ardından Ulusal Muhafızlar tüm komünist ve diğer sol unsurlara karşı bir "şiddet gösterisi" başlatmıştır.[70] Bu dönem Bağdat'ta çok sayıda sorgu odasının kurulmasına yol açtı. Hükümet birçok özel eve ve kamu tesisine el koydu ve Kifah Caddesi'nin bir bölümü Ulusal Muhafızlar tarafından kullanıldı. Bozgunun kurbanlarının çoğu masumdu ya da kişisel kan davalarının kurbanlarıydı.[82] Coughlin'e göre en kötü şöhretli işkence odası, 1958 yılında kraliyet ailesinin öldürüldüğü "Sonun Sarayı"nda bulunuyordu. Genel Güvenlik Müdürlüğünün başına geçen Nadhim Kazzer burada işlenen suçlardan sorumluydu.
Parti, hizipçilik nedeniyle Kasım 1963'te hükümetten düşürüldü. Baas Partisi içindeki sorun, partinin ideolojik hedefi olan Suriye, Mısır ya da her ikisi ile birlik kurma hedefini sürdürüp sürdürmeyeceğiydi. Es-Sadi, Baas Partisi tarafından yönetilen Suriye ile bir birliği desteklerken, daha muhafazakar olan askeri kanat Kasım'ın "önce Irak politikasını" destekliyordu.[83] Hizipçilik ve Ulusal Muhafızların disiplinsiz davranışları askeri kanadın parti liderliğine karşı bir darbe başlatmasına yol açtı. Es-Sadi İspanya'da sürgüne zorlandı.
El-Bekir, partiyi kurtarmak amacıyla Baas Partisi Ulusal Komutanlığını toplantıya çağırdı. Toplantı partinin sorunlarını daha da derinleştirdi. Kendisini pan-Arap Baas hareketinin lideri olarak gören Eflak, Irak Baas Partisinin kontrolünü ele geçirme niyetini ilan etti. "Önce Irak" kanadı öfkeliydi. Cumhurbaşkanı Arif, Irak Baas Partisine karşı sabrını yitirdi ve parti 18 Kasım 1963'te hükümetten düşürüldü.[84] Hükümetin 12 Baas üyesi istifaya zorlandı ve Ulusal Muhafızlar feshedilerek yerlerine Cumhuriyet Muhafızları kuruldu.[85] Bazı yetkililer Eflak'ın, Sadi'nin parti içindeki konumunu zayıflatmak ve kendi konumunu güçlendirmek için Arif'in Baas hükümetine karşı darbesini desteklediğine inanmaktadır.[86]
Es-Sadi'nin İçişleri Bakanlığı görevinden alındığı sırada parti içinde hizipçilik ve hoşnutsuzluk artmaktaydı. Es-Sadi ve Baas Partisi Ulusal Muhafızlarının lideri Mundur el-Vindavi sivil kanada liderlik ediyordu. Cumhurbaşkanı Arif askeri kanadı, Talib eş-Şibib ise Eflak yanlısı kanadı yönetiyordu.[81] Ancak uluslararası Baas hareketinde daha büyük bir bölünme yaşanıyordu. Dört büyük hizip oluşuyordu:
Suriye ve Irak'taki askeri kanatlar bir pan Arap devleti kurulmasına karşı çıkarken, eş-Şufi ve eş-Sadi bunu desteklediler. Eflak resmi olarak destekledi ama özel olarak karşı çıktı çünkü es-Sadi'nin uluslararası Baas hareketinin lideri olan Baas Partisi Ulusal Komutanlığının genel sekreterliği pozisyonuna meydan okuyacağından korkuyordu.[87]
Hem Suriye hem de Irak 1963 yılında Baas yönetimi altındaydı. Cumhurbaşkanı Arif Suriye'ye resmi bir ziyarette bulunduğunda, Suriyeli bir kabine bakanı olan Sami el-Cundi iki ülke arasında ikili bir birlik kurulmasını önerdi. Hem Arif hem de Suriye Cumhurbaşkanı Emin el-Hafız bu fikri destekledi. el-Cundi'ye birliğin kurulması için bir komite kurma görevi verildi. el-Cundi, es-Sadi'nin Baas Partisi içindeki konumunu güçlendirmek amacıyla komitede Irak'ın baş temsilcisi olarak es-Sadi'yi seçti.
Birlik çalışmaları, Suriye ve Irak ordusunun entegrasyonunu ve kontrolünü denetleyen bir organ olan Yüksek Askeri Konseyi kuran Askeri Birlik Tüzüğü'nün imzalanmasıyla devam etti. Irak Savunma Bakanı Ammaş, Yüksek Askeri Konseyin başkanı oldu. Birleşik karargâh Suriye'deydi. Askeri birliğin kurulması, 20 Ekim 1963'te Suriyeli askerlerin Irak Kürdistanı'nda Irak ordusuyla birlikte savaşırken görülmesiyle belirginleşti.[88] Bu aşamada hem Iraklı hem de Suriyeli Baasçılar, geniş bir takipçi kitlesine sahip olduğu için Nasır'ın birlik görüşmelerinden dışlanmasından korkuyordu.[89]
Suriye devleti ve Baas Partisi, el-Bekir'in ilk hükümetinin düşmesini eleştirdi ancak Irak kabinesinin bazı üyelerinin Baas Partisi üyesi olduğunu öğrenince yumuşadı. Ancak geriye kalan Baasçılar yavaş yavaş görevden uzaklaştırıldı. Suriye Devrim Komuta Konseyi, 26 Nisan 1964'te Askeri Birlik Sözleşmesi'ni feshederek Irak ve Suriye arasındaki iki taraflı birleşme sürecini sona erdirdi.[86]
Baas Partisine karşı gerçekleştirilen darbenin ardından el-Bekir partinin baskın itici gücü haline geldi ve 1964 yılında Bölge Komutanlığının genel sekreterliğine seçildi. Saddam Hüseyin, el-Bekir'in yakın koruması olduğu için tam parti üyeliği ve Irak Baas Partisi Bölge Komutanlığında bir koltuk aldı.[85] El-Bekir'in rızasıyla Hüseyin partinin iç güvenliğini iyileştirmek için bir girişim başlattı. Hüseyin 1964'te partinin gizli güvenlik aygıtı olan Cihaz Hanin'i kurarak partideki askerlere karşı bir denge unsuru olarak hareket etmeye ve ordunun parti üzerindeki etkisini zayıflatmaya başladı.[90]
1963'teki darbenin aksine 1968 darbesi sivil Baas Partisi üyeleri tarafından yönetildi. Tarihçi Con Coughlin'e göre, kardeşinden görevi devralan Irak Cumhurbaşkanı Abdurrahman Arif zayıf bir liderdi. Darbeden önce Hüseyin, Cihaz Hanen aracılığıyla Baas Partisi'ni destekleyen ya da iktidara gelmek için bir araç olarak kullanmak isteyen bazı subaylarla temasa geçti. Hardan et-Tikriti gibi bazı subaylar zaten parti üyesiyken, askeri istihbarat başkan yardımcısı Abdürrezzak en-Naif ve Cumhuriyet Muhafızları komutanı Albay İbrahim Davud ne parti üyesi ne de sempatizanıydı.
16 Temmuz 1968'de en-Naif ve Davud, Arif tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na çağrıldı ve kendisine karşı yakın bir darbeden haberdar olup olmadıkları soruldu. Hem en-Naif hem de Davud herhangi bir darbeden haberdar olduklarını reddetti. Ancak Baas Partisi liderliği bu bilgiyi edindiğinde hızla el-Bekir'in evinde bir toplantı düzenledi. En-Naif ve Davud'a sırasıyla Başbakanlık ve Savunma Bakanlığı görevlerini vermeyi kabul etmek zorunda kalsalar bile darbenin mümkün olan en kısa sürede başlatılması gerekiyordu. Hüseyin toplantıda şunları söyledi: "Bu iki subayın bize dayatıldığının ve şu ya da bu çıkar uğruna partiyi sırtından bıçaklamak istediklerinin farkındayım ama başka seçeneğimiz yok. Onlarla işbirliği yapmalı ve devrim sırasında ya da sonrasında derhal tasfiye etmeliyiz. Ve ben bu görevi yerine getirmeye gönüllüyüm."[91]
17 Temmuz Devrimi, mevcut hükümete karşı bir halk isyanı değil, askeri bir darbeydi. Coughlin'e göre, 1958 ve 1963 darbeleriyle karşılaştırıldığında 1968 darbesi "nispeten sivil bir olaydı". Darbe 17 Temmuz sabahı erken saatlerde ordu ve Baas Partisi aktivistlerinin Bağdat'ta Savunma Bakanlığı karargahı, televizyon ve radyo istasyonları ve elektrik santrali gibi birçok kilit noktayı ele geçirmesiyle başladı. Şehrin tüm köprüleri ele geçirildi, tüm telefon hatları kesildi ve saat tam 03.00'te Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yürüme emri verildi. Başkan Arif uyuyordu ve durum üzerinde hiçbir kontrolü yoktu.[92] El-Bekir komployu planladı,[93] ancak Hüseyin ve Salih Ömer el-Ali sahadaki operasyonları yönetti.[92] En-Naif liderliğindeki Baas Partisi ile Davud liderliğindeki ordu arasında, el-Bekir'in öngördüğü ve planladığı bir iktidar mücadelesi başladı.[94] Davud, Ürdün'e yaptığı resmi bir ziyaret sırasında bakanlığını kaybetti, en-Naif ise Hüseyin'in kendisini ve ailesini ölümle tehdit etmesinin ardından sürgüne gönderildi.[95]
1968 darbesi sırasında sadece 5.000 kişi üyeydi;[96] 1970'lerin sonunda üyelik 1,2 milyona yükselmişti.[97] 1974'te Iraklı Baasçılar hükümetin girişimlerine desteği genişletmek için Ulusal İlerici Cepheyi kurdu. Parti içindeki çekişmeler devam etti ve hükümet, partinin ilk Bölgesel Komutanlık Genel Sekreteri Fuad er-Rikabi de dahil olmak üzere[98] muhalif üyelerini periyodik olarak tasfiye etti.[99] Partinin güçlü adamı olarak ortaya çıkan[100] Hüseyin, artan gücünü[101] 1979'da el-Bekir'i kenara itmek için kullandı ve 2003 Irak İşgali'ne kadar Irak'ı yönetti.[102]
Ülkenin büyümesine yardımcı olmak için birçok büyük altyapı kuruldu[103] ve Irak petrol endüstrisi Sovyetler Birliği'nin yardımıyla millileştirildi.[104] SSCB Bakanlar Kurulu Başkanı Aleksey Kosıgin, 1972 yılında iki taraflı Dostluk ve İşbirliği Antlaşması'nı imzaladı.[101]
Saddam'ın Nisan 2003'te devrildiği sırada Baas Partisinin 1,5 milyon üyesi vardı.[8] Haziran 2003'te ABD liderliğindeki Geçici Koalisyon Yönetimi Baas Partisini yasakladı ve partinin en üst dört kademesinin tüm üyelerini yeni hükümetten, devlet okullarından ve üniversitelerden men etti. Bu hareket bazılarınca çok sayıda deneyimli kişinin yeni hükümete katılmasını engellediği gerekçesiyle eleştirildi. Aralarında doktorlar, profesörler, okul öğretmenleri ve bürokratların da bulunduğu binlerce kişi görevlerinden alındı. Birçok öğretmen işini kaybederek okullarda ve üniversitelerde protestolara ve gösterilere neden oldu.
Baas Partisi döneminde, parti üyesi olmadan hükümette ya da okullarda yüksek mevkilere gelmek mümkün değildi. Üyelik aynı zamanda üniversiteye giriş için de bir ön koşuldu. Birçok Baasçı ideolojik nedenlerle katılırken, çok daha fazlası da seçeneklerini artırmanın bir yolu olarak katıldı. ABD'nin yoğun baskısının ardından, Baastan arındırma politikası Ocak 2008'de Irak hükümeti tarafından oldukça tartışmalı olan "Hesap Verebilirlik ve Adalet Yasası" ile ele alındı, bu yasanın politikayı hafifletmesi bekleniyordu, ancak birçok kişi daha fazla işten çıkarmaya yol açacağından korkuyordu.[105]
Irak'ta 15 Ekim 2005 tarihinde yapılan referandumla kabul edilen yeni Anayasa, Baas Partisi yasağını yeniden teyit etmiş ve "Hangi isim altında olursa olsun hiçbir oluşum veya program ırkçılığı, terörizmi, başkalarını kafir olarak adlandırmayı, etnik temizliği benimseyemez veya bunları, özellikle de Irak'taki Saddamcı Baası ve sembollerini, benimsediği isim ne olursa olsun, teşvik edemez, kolaylaştıramaz, yüceltemez, destekleyemez veya haklı gösteremez. Bu, Irak'taki siyasi çoğulculuğun bir parçası olamaz."
Irak Baas Partisinde tasfiye edilen ve görevden alınan üyelerinden bazıları ya da birçoğu daha sonra Irak ve Şam İslam Devletine dönüşen Irak el-Kaidesine katılmıştır.
31 Aralık 2006'da, Saddam Hüseyin'in asılarak idam edilmesinden bir gün sonra, Bağdat Vatandaşları Buluşması adlı daha önce bilinmeyen bir grup Ürdün'ün başkenti Amman'da Baas Partisinin Ürdün Bölgesel Şubesinde İzzet İbrahim ed-Duri'yi Saddam'ın ölümünün ardından Irak'ın yeni cumhurbaşkanı ve partinin genel sekreteri olarak onaylayan bir bildiri yayınladı.[106] Açıklamada 1980-88 yılları arasında İran'la yapılan savaşta, 1991'de Kuveyt'e karşı yapılan Körfez Savaşı'nda ve sonrasında 13 yıl süren yaptırımlarda öldürülen Iraklılara atıfta bulunularak "Irak'ın birliğini yeniden tesis etmek için ülkemizi iğrenç suçlulardan, neosiyonistlerden ve Perslerden kurtarmaya yemin ediyoruz" denildi.[106] Ed-Duri'nin göreve gelmesinden bu yana partinin silahlı kanadı Nakşibendi Tarikatının Adamları Ordusudur.
Ed-Duri'nin hizbinden bir Baas Partisi sözcüsü olan Ebu Muhammed'e göre, Saddam'ın ölümünün arifesinde, "Yoldaş İzzet 2003'ten beri Baas Partisinin siyasi ve direniş gruplarına liderlik etmektedir, ancak onu resmi olarak partinin genel sekreteri olarak atamak bir protokol ve iç tüzük meselesidir." dedi.[107] Ed-Duri Ocak ayı başında partinin genel sekreteri seçildi.[107]
Ed-Duri'nin halefiyetine rağmen, bir başka üst düzey Baasçı olan Yunus el-Ahmed, yeni bir liderlik seçmek üzere Suriye'de Irak Baas Partisi Genel Konferansı çağrısında bulundu (grubun silahlı kanadı Dönüş'tür).[108] Bu hareket parti içinde önemli tartışmalara yol açmış, Ed-Duri bir bildiri yayınlayarak Suriye'yi Irak Baas Partisinin altını oymaya yönelik Amerikan destekli bir girişim olduğu iddiasıyla eleştirmiş, ancak bu bildiri daha sonra önemsiz gösterilmiştir.[108] Konferans el-Ahmed'i genel sekreter olarak seçti ve el-Ahmed, ed-Duri'yi partiden ihraç eden bir emir yayınladı, bunun üzerine ed-Duri de el-Ahmed ve diğer 150 parti üyesini ihraç eden bir karşı emir yayınladı.[108] Bu olaylar gerçekte iki Irak Baas Partisinin varlığına yol açtı: ed-Duri liderliğindeki ana parti ve el-Ahmed liderliğindeki ayrılıkçı parti.[108]
El-Ahmed'in Baas Partisinin merkezi Suriye'dedir.[108] Mezher Mütni Avad, To'ma Di'aiyef Getan, Cabbar Haddoosh, Sajer Zubair ve Nihad ed-Dulaimi de dahil olmak üzere[108] tutuklanmayan veya idam edilmeyen partinin önde gelen isimlerinin çoğunu içerdiğine inanılmaktadır.[108] El-Duri'nin grubunun aksine, El-Ahmed'in hizbi Şiileri partiye katmakta başarılı olmuştur.[108] El-Ahmed ve hizbin üst düzey liderleri Sünni olsa da örgütün orta kademesinde çalışan çok sayıda Şii bulunmaktadır.[108] El-Ahmed'in lider olarak seçilmesinin ardından hizbin yaptığı açıklamada kendisinin "Şii kökenli olduğu ve Ninova vilayetindeki Şii bölgelerinden geldiği" belirtilmiştir.[109] El-Ahmed'in aksine ed-Duri daha muhafazakâr bir politika izlemiş ve üyelerini büyük ölçüde Sünnilerin hâkim olduğu bölgelerden toplamıştır.[108]
El-Ahmed'in Baas Partisinin orijinal ideolojisi olan seküler panarap milliyetçiliğine geri döndüğü söylenebilir ki bu ideoloji Irak'ın Şii ağırlıklı güney vilayetlerinde birçok durumda başarılı olmuştur.[108] Ancak tüm çabalarına rağmen el-Ahmed, ed-Duri'yi devirme hedefinde başarısız olmuştur.[108] Ed-Duri'nin hizbi internetteki en büyük ve en aktif hiziptir ve Baasçı web sitelerinin büyük çoğunluğu ed-Duri'ye bağlıdır.[108] Bir diğer başarısızlık ise Suriye merkezli el-Ahmed'in hizbinin münhasıran Suriye desteğine sahip olmaması[108] ve Suriye merkezli olması nedeniyle partinin Suriye'nin müdahalesine açık olmasıdır.[108] Ancak ed-Duri ve el-Ahmed hizipleri arasındaki farklılıklara rağmen her ikisi de Baasçı düşünceye bağlıdır.[108]
2 Ocak 2012 tarihinde, Hamid Manfi el-Karafi'nin başkanlığını yaptığına inanılan Orta Fırat ve Güney Örgütleri (OCES), parti içindeki mezhepçiliği kınayan ve özellikle ed-Duri'nin hizbini eleştiren bir bildiri yayınladı.[109] OCES, liderliğin birincil Sünni liderlik ve yedek Şii liderlik oluşturma kararını kınadı.[109]
Ed-Duri hizip liderliğinin bu kararı, Şiilerin çoğunlukta olduğu bölgelerdeki Baasçı örgütlerin, Şii üyelerin marjinalleşmesine ve dışlanmasına yol açan politika hataları olarak gördükleri şikâyetlerine bir cevap niteliğindeydi.[109] OCES bu kararı reddetmiş ve gayrimeşru olarak değerlendirmiştir.[109] OCES açıklamasında, "kararlarının uygulanmamasının meşru otoriteye karşı bir isyan [...]" ve "bilinçli ve açık bir tehdit ve mezhepsel ve bölgesel motivasyonlarla lekelenmiş kararlar yoluyla acı bir gerçekliği dayatma girişimi" olarak değerlendirildiğini belirtti.[109] OCES'in açıklamasının sonunda "Orta Fırat ve Güney liderliklerinin geçen yıl ulusal liderlikle daha önce varılan mutabakata dayalı olarak aldığı kararlar doğrultusunda örgütsel faaliyetlerini sürdürürken, Irak şube liderliğinin herhangi bir üyesiyle yurt içi ya da yurt dışında herhangi bir bağlantı ya da bağlantı" ifadeleri yer aldı.[109] Ed-Duri'nin hizbinden ayrılmasına rağmen el-Karafi'nin hizbi ne el-Ahmed'in hizbiyle ne de üçüncü bir Baasçı grup olan Diriliş ve Yenilenme Hareketiyle aynı çizgiye gelmedi.[109]
Ed-Duri daha çok bir sembol olarak görülse de aslında parti üzerinde o kadar da büyük bir güce sahip değil. Emekli Korgeneral Halid el-Ciburi, 2007 yılında Ürdün'ün başkenti Amman'daki Amerikan Büyükelçiliği ile yaptığı bir görüşmede "arkasında, hizbinin operasyonel liderliğini oluşturan güçlü bir gölge personel grubu olduğuna" inandığını belirtmiştir. Ciburi ayrıca partinin modernleşmekte olduğunu, bir yandan tek başına iktidara gelmenin imkansız olduğunu kabul ederken diğer yandan da eski Baasçı ideolojik köklerine geri döndüğünü belirtti. El-Ciburi bir başka notunda Baas Partisinin Irak el Kaidesinin başlıca düşmanı haline geldiğini belirtti.[110]
Muammer Kaddafi'nin devrilmesinin ardından, yeni Libya hükümeti Irak hükümetine Kaddafi'nin yardımıyla Baasçıların bir darbe planladığını iddia eden belgeler gönderdi.[111] İfşaatlar nedeniyle Irak hükümeti binlerce kamu görevlisini tasfiye etmeye başladı.[111] Bu tasfiye Sünni protestolarını tetikledi ve pek çok kişi Irak içinde Sünni özerkliği talep etti.[111] Dışarıdan gözlemcileri şaşırtan bir şekilde ed-Duri'nin Baas Partisi Sünni özerkliğine karşı çıktı ve yaptığı bir açıklamada bunu "Irak'ı mezhepsel çizgilerle bölmeye yönelik tehlikeli bir plan" olarak nitelendirdi.[111] Ancak bu kınama çoğunlukla sembolikti çünkü ed-Duri'nin grubu Sünni özerklik çağrılarının yapıldığı protestolara katıldı ve özerkliğe inanan ve özerklik için ajitasyon yapan gruplarla ittifak kurdu.[kaynak belirtilmeli]
Temmuz 2012'de Baas Partisi ed-Duri'nin mevcut hükümeti ve Amerika'nın Irak'a müdahalesini kınadığı video kaydına alınmış bir konuşmasını yayınladı.[112] Ancak ed-Duri tonunu değiştirerek Amerikan güçleri çekildiğinde ve hükümet devrildiğinde ABD ile iyi ilişkiler kurmak istediğini belirtti.[112] 2013 yılında ed-Duri'nin Musul kentinde yaşadığı ve devam eden iç savaş nedeniyle Suriye'yi terk ettiği bildirildi.[113] Birçok analist, ed-Duri'nin Sünni çoğunluğa sahip bölgelerdeki popülaritesi nedeniyle Baas Partisinin Irak'ta yeni bir iç savaş başlatabilecek potansiyel güce sahip olduğundan endişe etmekteydi.[113]
Irak Parlamentosu 2016 yılında Baas Partisine yönelik 2003 tarihli yasağı yineledi.[114] Ed-Duri 2020 yılında öldü.[115]
Bu madde tümüyle ya da çoğunluğuyla tek kaynağa dayanıyor. (Ocak 2025) |
Bölge Komutanlığı (BK) Irak Bölgesel Şubesinin en yüksek karar alma organıydı. Tarihi boyunca BK'nın normalde 19-21 üyesi olmuştur.[116] İktidardayken Güvenlik İşleri Müdürlüğü, başkanın ve Bölge Komutanlığının üst düzey üyelerinin güvenliğinden sorumluydu.[117] Bölgesel Kongre (teoride) oturum halindeyken Irak'ın bölgesel meselelerine ilişkin de jure karar alma organıydı, ancak (pratikte) Bölgesel Komutanlığın kontrolünde bir araçtı.
|
|
Baas Partisinin kendi sekretaryası vardı ve ülkedeki her önemli karar bu sekretarya aracılığıyla yönlendiriliyordu. Joseph Sassoon'a göre sekreterlik "partinin yönetim kurulu" olarak işlev görüyor,[118] parti şubelerinin işleyişini denetliyor, bunlar da ülke genelindeki sivil ve askeri hayat hakkında bilgi topluyor ve kontrol ediyordu.[119] Sekreterlik, evlilik teklif etme ve bazı durumlarda parti adına evlilikleri onaylama ya da onaylamama yetkisine sahipti.[120] 8. Bölgesel Kongre'de liderlik "güçlü ve merkezi bir ulusal otorite" inşa etmeye vurgu yaptı.[121] Parti liderliğinin partinin görünürdeki merkezileşme eksikliğine yanıtı, "devlet bakanlıkları ile parti örgütleri arasındaki tüm yazışmaların parti sekreterliği aracılığıyla yapılmasını" öngören bir Devrimci Komuta Konseyi kararıyla geldi.[121]
Sekretaryanın başı, öncelik sıralamasında ikinci olan müdür yardımcısıydı. Sekretarya müdürlüğü makamı, kurum içindeki lider organdı. Sekreterliğin 11 departmanı vardı: Askeri ve Silahlanma Departmanı, Meslek Okulları Departmanı, Kurslar Departmanı, Finans Departmanı, Örgütsel ve Siyasi Departman, Parti İşleri ve Bilgi Departmanı, Personel ve İdari Departman, Teknik Departman, Bilgi ve Çalışmalar Departmanı, Hukuk Departmanı ve Denetim Departmanı. Sekretaryanın doğrudan sorumluluğu altında olmayan tek departman Saddam Kur'an Çalışmaları Enstitüsüydü.[122]
Sekretaryanın görev ve sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Başkanlık Ofisi, hiyerarşisini formüle etmek için bir direktif yayınladı ve bölümlerin ve departmanların işlevleri açıkça tanımlandı.[122] Sekretarya tüm parti şubelerini kapsıyordu. Bu sistem partinin bürokratikleşmesine yol açtı ve karar alma mekanizması genellikle hantal ve verimsizdi. Bu verimsizlik Saddam'ın herhangi bir rakipten korkmadan yönetebileceği anlamına geliyordu.[116]
Örgütsel ve Siyasi İşler Departmanı (ÖSİD) sekretaryanın en önemli departmanıydı. Partinin lideri olan genel sekreterin bizzat sipariş ettiği tartışma materyallerini hazırlardı. ÖSİD aynı zamanda parti şubelerindeki siyasi meselelerin takibinden de sorumluydu. ÖSİD'in bölümlerinden biri parti ya da hükümet içindeki önemli pozisyonlar için adaylar hakkında bilgi toplamaktan sorumluydu. Bazı bölümler ÖSİD bölümüne benzer bir göreve sahipti ve askeri kolejlere, yüksek öğrenim kurumlarına ve Saddam Kuran Çalışmaları Enstitüsüne kabullerden sorumluydu. Parti bu kurumları kontrol ederek hiçbir muhalif partinin buralarda yer edinememesini sağlamaya çalışıyordu.[116]
Bölgesel Komutanlığın altında, tek bir coğrafi alandaki tüm parti faaliyetlerini tek bir birimin sorumluluğunda toplayan büro yapıları yer alıyordu. 1989 yılına kadar ülkede altı büro yapısı vardı: Bağdat'ta, el-Forat'ta, merkezde, güney ve kuzey Irak'ta ve askeri işler için bir büro. 2002 yılına gelindiğinde bu sayı 17'ye çıkmıştır.[123] Büro yapılarının altında, bölümlerin, birimlerin ve hücrelerin faaliyetlerini denetleyen şube yer alıyordu. Bu organların birçoğu birleştirilmiş ya da bölünmüş ve 2002 yılına gelindiğinde şube sayısı 69'a yükselmiştir.[123] Şube ve bölümlerin sayısı iller arasında değişiklik göstermiştir. Üye sayısı arttıkça yeni şubeler ve bölümler kurulmuştur.[124] Meysan vilayetinde 1989'da beş olan şube sayısı 2002'de 20'ye yükselmiş, her bir şube 93 bölüme sahip olmuştur. Eylül 2002 itibariyle ülkede 4.468 parti bürosu ve 32.000 hücre bulunmaktaydı.[125]
Baas Partisi ulusal düzeyde hükümetin gözü ve kulağı gibi hareket eden bir kurum olarak işlev gördü. Parti, iktidarı boyunca ordu, hükümet bürokrasisi, işgücü, profesyonel sendikalar ve en önemlisi de Saddam'ın kişilik kültünün inşası üzerinde nüfuz sahibi olmuştur. Parti, 1990'lardan 2003'te Baas Partisinin düşüşüne kadar gıda dağıtımının idaresine, asker kaçaklarının takibine ve yakalanmasına dahil oldu[125] ve sonunda 2003 Irak işgali hazırlıklarından sorumlu oldu. Şubeler ve bölümler Batı'daki polise benzer yetkilere sahipti. Bağdat dışında, "şüphelileri yargısız usullerle hapsetmeye yasal olarak yetkiliydiler.[126]
Partinin en önemli işlevlerinden biri muhalifleri hakkında bilgi toplamaktı. Kuzey Irak'ta Baas, Kürdistan Demokrat Partisinin yerel halk arasındaki faaliyetlerini takip ederek bu parti hakkında bilgi topladı. Kürtlerin çoğunlukta olduğu bölgelerden gıda yardımı ya da okuma yazma kampanyası yoluyla üye toplamaya çalıştılar.[126] Kürdistan'ı Araplaştırma çabaları sırasında parti, bölgedeki partiyi güçlendirmek için birkaç yüz sadık parti yetkilisini oraya yerleştirdi. Kürdistan'dan göç eden Kürtler, çoğu durumda sadık Baas Partisi üyeleri olmadıkça geri alınmayacaktı.[127] Askeri ve Silahlanma Dairesi, parti yetkililerine silah dağıtımını koordine etmekten sorumluydu.[128]
Baas Partisi üyelerine parti disiplinini aşılamıştır. Devrimci Komuta Konseyinde (DKK) yer alan bir açıklamaya göre, "Parti üyelerinin örnek davranışları, disiplin anlayışları, siyasi bilinçleri ve kendilerini Parti ve devletin çıkarları için feda etmeye hazır olmaları ile diğerlerine ilham vermeleri beklenir."[129] Saddam disipline çok inanırdı ve her başarısızlığın ardında disiplin ve örgütlenme eksikliğinin yattığına inanırdı. Bu görüşe uygun olarak parti tembellik, yolsuzluk ve gücün kötüye kullanılmasıyla mücadele etmek için sayısız kural ve yönetmelik yayınladı. Parti kurallarını ihlal ettiği tespit edilen üyelerin ya rütbeleri düşürülüyor ya da partiden ihraç ediliyordu.[130]
Baas Partisi, hükümetin en yüksek yürütme ve yasama organı olan DKK tarafından mali olarak destekleniyordu. Üyelerin rütbeleriyle orantılı olarak aidat ödemeleri gerekiyordu. Örneğin, bir destekleyici üye üyelik için 25 Irak dinarı öderken, bir şube üyesi 3000 Irak dinarı ödüyordu. Aidatlar partinin bilançosunda önemli bir yer tutuyordu. Merkezi parti liderliği sık sık üyelerin mali yeteneklerinin önemini vurguluyordu. Liderlik, üyeleri parti finansmanına daha fazla katkıda bulunmaya teşvik etti.[131] Eski Planlama Bakanı ve DKK Ekonomi Danışmanı Cevad Haşim'e göre Saddam, daha önce Gulbenkin Vakfına ait olan Irak petrol gelirlerinin yüzde beşini Baas Partisine verdi. Saddam'ın gerekçesi, Kasım 1963'te olduğu gibi bir karşı darbe gerçekleşir ve Baas Partisi iktidardan uzaklaştırılırsa partinin iktidarı geri alabilmesi için mali güvenceye ihtiyaç duymasıydı.[131] Haşim'in tahminlerine göre, Baas Partisi 1989 yılına kadar 10 milyar dolar dış gelir elde etmişti.[129]
Parti 1968'de 17 Temmuz Devrimi ile iktidara geldiğinde, Irak Komünist Partisi gibi ideolojik rakipleriyle rekabet edebilmek için parti üyeliğini arttırmaya kararlıydı. Saddam'ın net bir planı vardı ve 25 Şubat 1976'da "Ülkedeki tüm Iraklıları üyelikte ve inançta ya da sadece ikincisinde Baasçı yapmak hedefimiz olmalıdır" dedi.[132] Bu, üye sayısını arttırmanın Baas ideolojisine bağlı üye kazanmaktan daha önemli olduğu 1990'lardaki açıklamalarıyla çelişmektedir.[133]
Çoğu partide olduğu gibi Baas üyeliği de hiyerarşik bir şekilde örgütlenmişti. Bir şubenin, birimin ya da bölümün başkanı, sekreterliğe karşı sorumlu olan genel sekreterdi. En altta sempatizan yer alıyordu ve parti saflarında aktif üye statüsüne yükselmek isteyen bir üyeydi ki bu da beş ila on yıl sürebiliyordu. Bazı illerde "ulusal faaliyet" hiyerarşinin en alt kademesine verilen statüydü. Bu seviyenin mevcut olduğu yerlerde sempatizan rütbesine yükselmek iki ila üç yıl sürebiliyordu.[133] 10. Ulusal Kongre'ye sunulan raporda "Bir üyenin sadece parti fikrine inanması yeterli değildir, gerekli olan sadece siyasi bir bağlılık değil, tam bir bağlılıktır" denilmektedir.[134]
Seçim | Parti adayı | Oy | % | Sonuç |
---|---|---|---|---|
1995 | Saddam Hüseyin | 8.348.700 | %99,99 | Kazandı |
2002 | 11.445.638 | %100 | Kazandı |
Seçim | Parti lideri | Sandalye | +/– |
---|---|---|---|
1980 | Saddam Hüseyin | 187 / 250 |
187 |
1984 | 183 / 250 |
4 | |
1989 | 207 / 250 |
24 | |
1996 | 161 / 250 |
46 | |
2000 | 165 / 250 |
4 |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.