Loading AI tools
uluslararası İslamcı örgüt Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Fethullahçılar,[lower-alpha 1] Fethullah Gülen'in telkinleri ile bir araya gelen insanların oluşturduğu, 1960'ların sonunda İzmir'de ortaya çıkan, Said Nursi temelli öğretiye dayalı İslami bir cemaat ve istihbarat örgütüdür.[11][12] Özünde ve hedefinde laiklik karşıtı ve şeriatçı bir yapıya, dışa dönük ise ılımlı ve zararsız[13][14] görünüme sahip olan cemaat,[15][16][17] dini faaliyetlerinin yanı sıra; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal kurumlarında meşru ve gayrimeşru yollarla hakimiyet sağlayarak,[2] Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetimini kendi ideolojisine göre dizayn etmeyi hedeflemektedir.[3][4][5][6][7][8][18]
Fethullahçılar | |
---|---|
Diğer ad(lar) |
|
Kuruluş | 1969, İzmir Kestanepazarı Kur'an Kursu (gayriresmî)[1] |
Kurucu(lar) | Fethullah Gülen |
Bağlı gruplar | Feza Gazetecilik (? - 2016) Koza İpek Holding (? - 2016) Samanyolu Yayın Grubu (2007-2016) Yurtta Sulh Konseyi Gülen hareketi okulları |
Lider(ler) | Fethullah Gülen (1969-2024) Şu an: Belli değil veya bilinmiyor |
Sözcü(ler) | Cevdet Türkyolu |
Amaç | Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin anayasal kurumlarında meşru ve gayrimeşru yollarla hâkimiyet sağlayarak,[2] Türkiye Cumhuriyeti'nin yönetimini kendi ideolojisine göre dizayn edip totaliter bir devlet düzeni kurmak[3][4][5][6][7][8] |
Merkez(ler) | Pensilvanya, Amerika Birleşik Devletleri |
İdeoloji | İslamcılık Muhafazakârlık |
Durum | Merkezî bir yönetici lideri olmayan okullar, dernekler ve medya organları topluluğu. Faaliyetleri Türkiye'de yasaklanmıştır. |
Büyüklük | Türkiye'de: 2014 öncesi: 200.000-4 milyon[kaynak belirtilmeli] Şu an bilinmiyor. Almanya'da 70,000 (2018)[9] |
Terör örgütü olarak tanımlayanlar | Türkiye Kuzey Kıbrıs Pakistan İran İİT KAÜİK |
İnternet sitesi | fgulen.com/tr/ (Türkiye'den erişime engelli) afsv.org (Türkiye'den erişime engelli) hizmetten.com (Türkiye'den erişime engelli) herkul.org (Türkiye'den erişime engelli) |
Faaliyetlerini başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelerde gerçekleştiren bir toplumsal hareket olarak ortaya çıktığı iddia edilmektedir. Öte yandan hareket; özellikle Türk emniyet birimlerinde ve Türk yargı organlarında örgütlenmiş ve kritik pozisyonlarda hakimiyet kurmuştur.[19] Bundan dolayı bazılarına göre ise hareket; siyaset, hükûmet, eğitim, medya, iş dünyası, kamusal ve kişisel yaşam üzerindeki üstünlüğünü güvence altına alarak seküler Türkiye'yi kendi imajına göre yeniden şekillendirmeyi amaçlayan muhafazakar bir oluşumdur.[19][20] Cemaat; Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde tamamen egemen olabilmek için emniyet, yargı, siyaset, medya ve silahlı kuvvetler içerisindeki mensuplarının yardımı sayesinde; Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy ve Askeri Casusluk davaları gibi soruşturmalarla Türk ordusunda görev alan çoğunluğu yüksek rütbeli binden fazla asker, sahte belge ve deliller ile cezaevine atmış veya ordudan tasfiye etmiştir.[21] Bu askerlerin yerlerine ise Fetullahçı askerler getirilmiştir.[22][23][24][25] Cemaat benzer girişimleri yargı, emniyet ve siyaset içerisinde de gerçekleştirmiştir. Örgüt lideri Gülen de bizzat cemaat üyelerinden devlet kadrolarını ele geçirmelerini istemiş, özellikle yargı ile mülkiyede kadrolaşmanın önemini vurgulamıştır.[26][27] Bu girişimler, söylemler ve telkinler ile örgütün nihai amacının; Türkiye'de teokratik totaliter bir rejim kurmayı amaçladığı öne sürülmektedir.[28][29][30]
Hareket; Türkiye[31] KKTC, Pakistan[32] İslam İşbirliği Teşkilatı ve Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi tarafından terör örgütü olarak tanınmaktadır.[33] Ancak, hareketin terör faaliyetleri ABD ve Avrupa Birliği tarafından tanınmamaktadır.[34]
Mayıs 2016'dan bu yana Gülen Hareketi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılmaktadır.[35] 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Türk hükûmeti, Gülen Hareketi'ni darbeden sorumlu tuttu ve devlet yetkililerince yapılan soruşturmalar neticesinde binlerce askeri, hakimi, savcıyı ve devlet memurunu tutukladı.[36][37][38] On binden fazla eğitim personeli açığa alındı ve özel kurumlarda çalışan 20.000'den fazla öğretmenin lisansı Gülen Hareketi ile bağlantılı olduğu iddiasıyla iptal edildi.[39][40]
Hareketin kurucusu ve lideri Fetullah Gülen'dir. Örgüt lideri; harekete mensup çoğu kişi tarafından ise Mehdi olarak tanımlanmaktadır.[41][42][43] Necip Hablemitoğlu ve Haydar Meriç gibi gazeteciler ve akademisyenler, örgüte mensup kişiler tarafından suikasta uğramıştır.[44] Günümüzde, Cemaat mensupları Türk güvenlik güçlerine yakalanmamak için başka örgütlerin ve dini cemaatlerin içine sızarak kendilerini kamufle etmeye çalışmaktadır.[45][46]
Hareketin İslamî bir hareket mi yoksa bir sivil toplum hareketi olarak mı tanımlanacağı tartışma konusudur.[47][48] Hareket, çeşitli toplum kesimlerince Türkiye'nin içinde ve dışında, eğitime, Türk kültürünü tanıtmaya, dinlerarası diyaloğa ve fakirlikle mücadeleye yaptığı katkılardan dolayı desteklenirken[49][50] başka kesimlerce de dinî bir yapı olarak kabul edilemeyeceği din istismarı yaptığı ve laikliğe bir tehlike olarak görülmesinin yanı sıra siyasi ve ekonomik güç ve çıkar hareketi haline geldiği söylenerek eleştirilmektedir.[51][52][53] Örgüt hakkında ilk dava 1999 yılında açılmış, savcı iddianamede cemaat mensuplarının ve cemaat lideri Gülen'in "anayasal sistemi değiştirerek yerine İslami esaslara dayalı devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurup, bu amaç doğrultusunda faaliyetlerde bulunduğu" gerekçesiyle hapis istemi ile dava açmıştır.[5]
Hareket, Türkiye tarafından "terör örgütü" olarak kabul edilmiştir. Örgüt Fetullahçı Terör Örgütü[54] veya Paralel Devlet Yapılanması (PDY)[55] olarak da isimlendirilmiştir.[56] Hareketin lideri olan Fethullah Gülen 28 Ekim 2015 tarihinden ölümüne kadar Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan "en çok aranan teröristler" listesinin "kırmızı" kategorisinde yer aldı ve Fetullahçı Terör Örgütü ve Paralel Devlet Yapılanması (PDY) lideri olmakla suçlandı.[57][58] Aynı zamanda 2016 yılının Ekim ayında İslam İşbirliği Teşkilatı ve Körfez Arap Ülkeleri İşbirliği Konseyi tarafından da terör örgütü olarak tanımlanmıştır.[59][60] Mayıs 2019’da Pakistan tarafından terör örgütleri listesine dahil edildi.[61]
Necip Hablemitoğlu cinayetinin üzerinden geçen 20 yılın sonunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı cinayetle ilgili iddianameyi tamamlamış, iddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile örgüt yöneticilerinden Mustafa Özcan, Aydın Köstem ve Enver Altaylı, Hablemitoğlu'nu tasarlayarak öldürmeye azmettirmekle, firari emekli Albay Levent Göktaş, şüpheli emekli yüzbaşı Ahmet Tarkan Mumcuoğlu ve emekli binbaşı Fikret Emek'in Hablemitoğlu'nu "tasarlayarak öldürmek"le suçlanmışlardır.[62] Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a suikast düzenleyen polis memurunun da örgüt üyesi olduğu ortaya çıkmıştır.[63][64]
15 Temmuz 2016 tarihindeki askerî darbe girişimi esnasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı Marmaris'teki otele, Erdoğan'ın otelden ayrıldığından haberdar olmadan onu öldürmek veya sağ yakalamak amacıyla baskın yapan darbecilerin içinde bulunan ve bu baskının ardından kaçmaya çalışırken İzmir'de yakalanan Astsubay Üstçavuş Aydın Özsıcak'ın Muhsin Yazıcıoğlu içindeyken düşen helikoptere kısa sürede ulaşıp bunu diğer ekiplere iletmeyen ve helikopterin GPS cihazını sökerken (bu yüzden helikoptere ulaşılması uzun süre gecikmiştir) görüntülendiği iddia edilen kaza, kırım ekibindeki astsubaylardan biri olması sebebiyle hakkında soruşturma açılmış olması ve Özsıcak'ın bir FETÖ mensubu olması sebebiyle kamuoyunda Muhsin Yazıcıoğlu'nun FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) tarafından düzenlenen bir suikast sonucu helikopteri düşürülmek suretiyle öldürüldüğü ihtimali ağırlık kazanmıştır. Ayrıca darbe girişiminin başarısız olmasıyla Yunanistan'a kaçan ve diplomatik temaslar sonucu Yunanistan'dan Türkiye'ye iade edilen sekiz askerden Davut Uçum'un, Aydın Özsıcak'la beraber helikopterden parça söken ekipte yer alması da bu ihtimali güçlendirmiştir.[65][66][67][68]
Hareketin faaliyetleri "Işık Evleri" ile başlamış, daha sonra "cemaat vakıfları" ve "himmet toplantıları"nca desteklenen ortaöğretim kurumlarına yönelik öğrenci yurtları faaliyete geçirilmiştir.[69][70][71] Daha sonra ise ilk ve ortaöğretime yönelik okullar, dershane, üniversite gibi eğitim kurumları faaliyete geçirilmiştir.[72][73] Hareket temel olarak 13-18 yaş arası çocukları hedef kitle olarak belirlemiştir.[74] Cemaatin basın-yayın kurumlarının faaliyete geçmesi ve kamuoyunda bilinirliği arttıkça dinler ve kültürler arası diyalog faaliyetleri, sosyal yardım amaçlı vakıf ve dernekleri ile ticarî faaliyet hastaneler, finans ve sigortacılık kurumları gibi kuruluşları faaliyete geçerek yaygınlık kazanmıştır.[72][75] Bu kurum, kuruluş ve faaliyetler; cemaatin ortak amacı hâline gelen Gülen ideolojisini gerçekleştirme amacına hizmet ölçüsünde cemaat yanında değer kazanır.[72][73][76]
Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı bir rapora göre Gülen Hareketi dini bir yapı olarak kabul edilemeyeceği, "din kisvesi altında din istismarı yapan güç ve çıkar hareketi olduğu" aynı zamanda "sahte bir mehdi hareketi" olduğu ifade edilmektedir.[53]
İhsan Eliaçık, Gülen Hareketi hakkındaki görüşlerini şu ifadelerle dile getirmiştir:
“ | Fethullah Gülen Hareketi kanımca inşâcı değil; ihyâcıdır. İçeriye yönelik sorgulama ve eleştiri yapmaz. Var olanı olduğu gibi ihyâ etmeyi, diriltmeyi esas alır... Gülen hareketi, dinî düşüncede çok tutucudur.[77] | „ |
Gülen hareketinin öncelikli faaliyet alanı eğitimdir. Fethullah Gülen kendi yazı ve vaazlarında tekke-medrese-mektep üçlüsüne vurgu yaparak dini eğitimin tasavvuf ve pozitif ilimlerle bir arada verileceği kurumsal ve sivil (hükûmet-dışı) eğitim merkezleri açılmasını teşvik eder.[78] Ayrıca ışık evleri diye tabir edilen kent-içi karakterli yapılanma görülür. Işık evlerinin "Allah'ın, içlerinde şan ve şerefinin yükselmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiği evlerdir; Onların içinde sabah akşam O'nu tespih ederler..' (Nûr/36), 'O evlerde oturan öyle erkek oğlu erkekler, öyle yiğitler vardır ki, ne alış-veriş, ne çarşı-pazar.. onları, yapmak istedikleri şeylerden alıkoyamaz' (Nur/37)" gibi bazı Kur'an ayetlerinde özel olarak anlatıldığına inanılır.[79] Bu Ayetlere uygulanan Ebced hesapları ile ışık evlerinin kuruluş tarihleri arasında korelasyonlar kurulur ve ayetlerin "hizmet"i anlattığı vurgulanır.[80][81][82] Yurt, okul ve dershaneler: Gülen hareketi ve tarafından Türkiye içi ve dışında Fethullah Gülen'in teşvikleri ile açılmış okullardır. Yeni Aktüel dergisi tarafından yapılan bir araştırmaya göre 91 ülkede yaklaşık 489 lise veya ilköğretim okulu, altı üniversite ile çeşitli sayıda eğitim veya dil merkezleri vardır.[83] Bu okullarda Türkçe dersi seçmeli olarak öğrenilebilmekte, İngilizce, ülkenin resmî dili ve bazen başka diller de (Orta Asya'da Rusça, Afganistan'da Farsça, Afrika'da Fransızca, gibi) eğitim yapılmaktadır.
Uluslararası Türkçe Olimpiyatları, (eski adıyla "Yabancılar İçin Türkçe Yarışması"), ilki 2003 yılında yapılan ve tüm dünyadan ana dili Türkçe olmayan en alt düzeyden en üst düzeye kadar Türkçe kullananların yetenek ve bilgilerinin sınandığı bir yarışmadır. Katılımcı sayısı ve ülkesi her geçen yıl artmaktadır. 2003 yılındaki 1. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları’na 17 ülkeden 62 öğrenci, 2012 yılındaki 10. Uluslararası Türkçe Olimpiyatları'na 135 ülkeden 1500 öğrenci katılmıştır.[84]
2000'li yıllarda Cemaatin faaliyetleri arasına İstanbul merkezli Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği kurulmuştur. Kimse Yok Mu Dayanışma ve Kaynaşma Derneği’nin 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu’nun 6. Maddesi kapsamında, izin almadan yardım toplayabilen kuruluşlardan sayılmasına ilişkin 06.02.2007 tarihli ve 2007/11683 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, 22.09.2014 tarihli ve 2014/6812 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlükten kaldırılmıştır.[85] 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname'yle, "milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen Fethullahçı Terör Örgütü'yle ilişkili" olduğu için kapatılmıştır. Daha sonra{{Ne zaman}} ABD'de Helping Hands (Yardım Eden Eller) Derneği, kurulmuştur.
Hareket, 1994 yılında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı'nın kurulmasından beri Türkiye'de ve daha sonra benzer vakıflar vasıtası ile dünyanın değişik merkezlerinde (İngiltere'de Dialogue Society, ABD'nin doğu eyaletlerinde Rumi Forum vb.) diyaloğu geliştirmeyi amaçlayan toplantı (Abant Platformu gibi), aktivite ve yayınlar yapmaktadır.
Dinler arası diyalog toplantıları ve yayınları ile bazı sempozyumlar ve Abant Platformu gibi toplantıları[86][87][88] bazı yazarlar Ilımlı İslam'a hizmet eden faaliyetler olarak görerek tepki ile karşılamışken bazı akademisyen, aydınlar ise destek vermiştir.[89]
Gülen Cemaati çeşitli farklı yollar ile para kazancı elde etmektedir. Örgüt tarafından işletilen mali kuruluşlar, usulsüz para transferleri ve himmet, cemaatin en önemli ekonomik gelir kaynaklarıdır.[90] Soruşturmalardan sonucu el konulmadan evvel, örgütün en büyük gelir kaynaklarını Kaynak Holding, Koza-İpek Holding ve Asya Katılım Bankası oluşturmakta idi.[91]
Cemaatin, Türkiye'de yüzlerce okulunun yanı sıra televizyon kanalları, bir büyük banka, ülkenin en büyük ticaret örgütü ve yine ülkenin en büyük gazetesine sahip olduğu belirtilmektedir.[92]
Türkiye Sanayici ve İşadamları Konfederasyonu (TUSKON) çatısı altında toplanan birtakım varlıklı Türk ile birçok orta ve küçük işletme sahibi, hareketin iş dünyasındaki uzantısı olarak kabul edilir.[93] Bu hareketin faizsiz İslami bankacılık hizmeti sunan Bank Asya, Işık Sigorta adında bir sigorta şirketi ve Asya Finans gibi finans kuruluşları da bulunur.[90] Hareket, Zaman gazetesini, Samanyolu TV adlı televizyon kanalını, Burç FM ve Dünya Radyo (2011 sonunda frekanslarını Radyo Mehtap'a bıraktı) gibi popüler radyo istasyonlarını kurmuştur.[94]
Hareket, 1979 yılında Sızıntı dergisi ile yayın hayatına başlamıştır. İlerleyen yıllarda Zaman gazetesi ve Samanyolu Televizyonu'nu kurmuştur. Hareketin ayrıca Mehtap (kültür), Samanyolu Haber (haber), Yumurcak (çocuk), Irmak (dini), Küre TV (internet), Ebru (İngilizce) ve Dünya (Kürtçe) adlı özel yayın yapan kanalları vardı. Bunun yanında Yeni Ümit adlı akademik ilahiyat dergisi ve Aksiyon haber-yorum dergileri vardı.[95][96]
Fethullah Gülen geçmişte değişik siyasi kişilerle temaslar kurmuş, inanç merkezli çalışmaları, değişik toplumsal katmanlarda olduğu gibi siyasi kişilerce de teşvik edilmiştir. Basın yayın organlarında zaman zaman hareketi suçlayan yayınlar yapılmış, ancak bunlar Gülen hareketini siyasi rakip olarak değerlendirmeyen iktidarlar tarafından ciddiye alınmamıştır.[97][98]
28 Şubat sürecinde Gülen, hoşgörü ve diyalog çalışmaları görüntüsünün arkasında Cumhuriyet aleyhtarlığı yaptığı, laik düzeni yıkarak şeriat düzenini kurmak için taraftarlarını teşvik ettiği yönünde iddialarla gündeme gelmiş;[99][100] bu konuda Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde, Gülen aleyhine açılan dava, Gülen'in beraatıyla sonuçlanmıştır.[101] Paralel Yapı Operasyonları: Örgüt, Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarda olduğu 2013 yılı son aylarından itibaren yoğunlukla devlet içerisinde örgütlenme, paralel yapı oluşturma, kendilerinden olmayan veya rakip gördükleri kişilere karşı tasfiye amaçlı özel hayatı izleme, kaydetme ve kumpas olarak ifade edilen delil oluşturma faaliyetleri ile suçlanmıştır.[102] Fethullah Gülen'in kendisi, avukatları ve Gazeteciler ve yazarlar vakfı gibi sözcüler bu iddiaları reddeden açıklamalar yapmışlar,[103][104] ancak geçmişte Gülen'in yakınında bulunan Nurettin Veren, Ahmet Keleş, Selim Çoraklı, Latif Erdoğan gibi isimler bu yapılanma ile ilgili suçlamaları desteklemişlerdir.[105][106][107][108]
"Algı operasyonu yürütme", "toplum mühendisliği", "fişleme", "kumpas kurma", "sahte delil üretme", "otoriterleşme", "kendi yargı ve polis gücünü oluşturma" vb. suçlamaları AKP-Cemaat tartışmalarında karşılıklı olarak dile getirilen başlıca konularıdır.[109]
2014 Şubat ayında, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Millî Güvenlik Kurulu, Gülen hareketi ile özdeşleştirilen "Paralel yapı" cümlesiyle bu hareketi, ulusal güvenliğe tehdit tanımlamasına almıştır.[110]
1994 yılında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı kuruldu.
4 Nisan 1996 tarihinde Fener Rum Patriği I. Bartholomeos ile İstanbul'da görüşen Gülen; 10 Eylül 1997 tarihinde Kalp anjiyosu için gittiği ABD'de İftira ve İnkarla Mücadele Birliği (ADL) başkanı Abraham Foxman ile New Jersey'de ve 19 Eylül 1997 tarihinde de New York Eyaleti Katolik Kilisesi Kardinali John O'Connor'la görüşme yaptı.[111] ADL başkanı Abraham Foxman, Gülen'den İslam'da hoşgörü konusu ile ilgili bir kitap yazmasını ve bunun ADL tarafından İngilizce olarak bastırılacağını söyledi.[112]
21 Kasım 1997 tarihinde Vatikan'ın İstanbul temsilcisi Georges Marovitch ve beraberindeki Süryânî cemaatinden bazı din adamları kendisini ziyaret etti.[113][114]
9 Şubat 1998 tarihinde ABD Ankara eski Büyükelçisi Morton Abromowitz'in de vasıtasıyla dinlerarası diyalog çerçevesinde Papa II. Ioannes Paulus ile Vatikan'da buluştu.[115] Abramowitz, Fethullah Gülen ile 1998 yılında CHP eski genel sekreterlerinden Kasım Gülek vasıtasıyla tanışmıştı.
Aksiyon dergisi Aralık 2003 tarihli sayısında Müslüman ve Hristiyanların, İsa'nın manevi şahsiyeti etrafında birleşmesi fikrini işlemiştir.[116][117]
Gülen Hareketi, Türkiye’de ve Türkiye dışında oluşturduğu "ışık evleri", yurtlar, okullar, dershane ağı yoluyla eğitim alanında; Zaman gazetesi, Samanyolu Televizyonu gibi kuruluşlar yoluyla medya alanında sürdürdüğü faaliyetlerin yanında siyaset, finans ve sigortacılık gibi alanlarda da faaliyetler gerçekleştirmektedir. Formal bir yapısı, resmi bir üyelik sistemi mevcut değildir.[104] Türkiye’de bir kısmı polis teşkilatından yargı teşkilatına kadar ülkenin önemli kademelerinde yer alan milyonlarca üyesi olduğu; üyelerin gelirlerinin %5-%20’sini harekete bağışladıkları iddia edilmektedir.[104][118]
1966 ile 1983 yılları arası, kimi araştırmacılar tarafından hareketin kurulma evresi olarak tanımlanmıştır. Gülen, 1960’larda resmi imamlık görevinin yanı sıra vaazlar, vaaz kasetleri, gençlik yaz kampları yoluyla görüşlerini geniş kitlelere ulaştırdı. 1970'lerde, Gülen’in konferans serilerine dönüşen sohbet toplantıları ve düşük gelirli ailelerin çocukları için başlattığı “Nur kampları” adlı yaz kampları, hareketin eğitim faaliyetlerinin ve “Altın Nesil” adıyla anılan kuşakların oluşmasının temelini oluşturur. Gülen’in 1979 yılında yayına başlayan Sızıntı dergisinde yazdığı başyazılarda[119] sempatizanlarına eğitim kurumu açmalarını telkin etmesi sonucu bazı işadamlarının maddi durumu yetersiz öğrenciler için kurdukları öğrenci evleri ve tesisler hareketin ilk eğitim faaliyetlerindendir.[120]
Turgut Özal’ın başbakan olduğu 1983 yılı, Gülen hareketi açısından da bir dönüm noktası olarak değerlendirilir. Özal döneminde Gülen takipçilerinin okul kurması önündeki engeller kalkmıştır.[121] İzmir'in Bozyaka semtindeki talebe yurdunun "Yamanlar Koleji" adıyla koleje çevrilmesi ile hareket ilk kez bir okulu hayata geçirdi.[120][122] Zamanla sayısı artan bu tür okullar özellikle muhafazakâr ve liberal sağın elit aileleri için çekim merkezi haline geldi.[122] Üniversiteye girecek çocuklar için hazırlık kursu ihtiyacını fark edilince Fırat Eğitim Merkezi (FEM) açıldı; kurslar da okullar kadar ilgi gördü ve farklı isimlerle ülke çapında yaygınlaştı.[120] Kurslar cemaatin önemli bir finans kaynağı haline gelmiştir.[123][124]
1991 yılı sonunda Sovyetler Birliği'nin çözülmesinden sonra cemaat vakıf ve şirketleri öncelikle Orta Asya Türk cumhuriyetleri olmak üzere Kafkas ve Balkan cumhuriyetlerinde, ardından Asya ve Afrika ülkelerinde kolejler açtılar. Azerbaycan’da 1992’de açılan Nahçıvan Türk Lisesi, hareketin Türkiye dışında açtığı ilk öğrenim kurumu oldu.[121][125] Orta Asya’da eğitim seferberliğinin en başarılı olduğu ülke Kazakistan oldu; 1992’de bu ülkeye giden Türkler tarafından 2 yılda 29 lise açıldı.[122]
1994 yılında Onursal Başkanlığını Gülen’in yaptığı Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın yazılı ve görsel medyada büyük yankı bulan açılışı, hareketin Türk ve dünya kamuoyunda daha da tanınmasını sağladı.[126] Gülen, vakfın onursal başkanı sıfatı ile 1994 yılından itibaren dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve diğer siyasî parti liderleri ile, Türkiye’de bulunan azınlıkların, dini yapılanmaların liderleriyle ve 1998 yılında Papa II. Jean Paul ile görüşme imkânı buldu. 1990’lı yılların sonlarında vakfın bünyesinde kurulan Abant Platformu ile Medialog Platformu, Kadın Platformu, Kültürlerarası Diyalog Platformu gibi oluşumlar ulusal ve uluslararası düşünsel etkinlikler düzenlediler.
Gülen, hayatını 28 Şubat sürecinde sağlık sorunları gerekçesiyle gittiği ABD'de sürdürürken 2000'li yıllarda Cemaatin faaliyetleri arasına insani yardım projelerini eklenmiş; ABD'de kurulan Helping Hands (Yardım Eden Eller) Derneği, İstanbul merkezli Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği 'ni kurmuştur.[127][128][129]
Bilhassa kriminal eylem iddialarının ardından bazı yorumcular, Gülen hareketinin kült olduğuna dair görüşler bildirmiştir.[130][131][132][133][134][135][136][137][138][139] Hollanda hükûmeti 2008'de hareketin Hollanda'daki aktivitelerini incelemiş ve bu inceleme sonucunda Gülen okullarının entegrasyon karşıtı davranışları teşvik ettiği gerekçesiyle fon desteğini azaltmıştır.[140] Rusya Gülen hareketine bağlı okulları, "pan-İslamist", "pan-Türkist" propaganda ve "casusluk" yaptığı gerekçesiyle kapatmış,[141] buna benzer olarak Azerbaycan da bu okullara karşı önlemler aldığını bildirmiştir.[142]
Bazı basın ve yayın organlarında Fethullah Gülen'in sağ kolu olarak nitelendirilen[143][144] ancak 2005’te cemaatten ayrılıp İşçi Partisi'ne geçmiş olan Nurettin Veren'in eleştirileri ise daha çok Gülen ve cemaatin dini tutumlarındaki değişim, Devlet içinde yapılanma, CIA ile iş birliği yapma konularıyla ilgilidir.[145] MİT'in eski İstanbul Bölge Başkanı Osman Nuri Gündeş ise Gülen Hareketi'nin okullarında CIA ajanlarının İngilizce öğretmeni görüntüsünde görev yaptığını ileri sürmekteydi.[146] Eski MİT müsteşarı Emre Taner TBMM araştırma komisyonuna yaptığı açıklamalarda yapılanmanın 1960'lı yıllardan beri takip edildiğini Fetullah Gülen'in İzmir Aliağa vaizliğine atanmasıyla yabancı istihbarat servisleri tarafından aranan iyi huylu iyi yüzlü İslam anlayışı ile ilgisini çektiğini söyledi.[147][148]
Almanya'nın saygın gazetelerinden Süddeutsche Zeitung'ta yer alan haberde, Gülen cemaatinin İlluminati'den daha tehlikeli olduğu söylendi.[149]
65. Türkiye Hükûmeti, Temmuz 2016'da Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminin arkasında Gülen Cemaati'nin olduğunu iddia etmektedir.[150][151]
Darbe girişimiyle alakalı iddiaları kabul etmeyen Gülen basın toplantısında bir gazetecinin "Türkiye'deki bu girişimde size takip çevrenizin bir rolü oldu mu?" sorusuna "Ben takipçilerimi bilmiyorum aslında. Yapılan şeyden dolayı sempati duyanlar olabilir. Ben tüm samimiyetimle söylüyorum takipçilerimin yüzde birini bile tanımam, takipçilerimi tanımam ki rolleri var mı bileyim. Birine alerji duyan kişiler bu nedenle başkalarına sempati duyabilir. Bu CHP olabilir, MHP olabilir, siz olabilirsiniz, ben olabilirim." yanıtını vermiştir.[152]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.