Remove ads
IŞİD'in gerçekleştirdiği bombalı intihar saldırısı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Ankara Garı saldırısı ya da Ankara Garı Katliamı,[7] 10 Ekim 2015'te yerel saatle 10:04 civarında Ankara ilinin Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen bombalı intihar saldırısıdır. 109 kişinin ölmesi ile modern Türkiye tarihindeki en ölümcül intihar saldırısı olmuştur.[2][8] Saldırı sonrası RTÜK tarafından yayın kuruluşlarına geçici yayın yasağı getirildi ve internet servis sağlayıcıları tarafından bazı sosyal medya (Twitter, Facebook) sitelerine erişim engeli uygulandı.[9]
Vikipedi'nin kalite standartlarına ulaşabilmesi için, bu maddenin veya bir bölümündeki ansiklopedik olmayan içeriğin temizlenmesi gerekmektedir. Görüşlerinizi lütfen tartışma sayfasında belirtiniz. (Ekim 2022) |
Ankara Garı saldırısı | |
---|---|
Bölge | Ankara Garı Kavşağı Ulus, Altındağ, Ankara |
Koordinatlar | 39.9364°K 32.8438°D |
Tarih | 10 Ekim 2015 10:04 (DAYS (UTC+03.00)) |
Saldırı türü | İntihar saldırısı |
Silahlar | TNT[1][2] |
Ölü | 109[3][4][5] |
Yaralı | 500+[6] |
İşleyenler | Yunus Emre Alagöz Ebu Usema |
Örgüt(ler) | Irak ve Şam İslam Devleti |
10 Ekim'de DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB, HDP ve pek çok sivil toplum örgütünün katılımıyla Barış Mitingi düzenlendi. Fakat yürüyüş başlamadan yürüyüş alanına kortej hâlinde ilerleyen grupların bulunduğu Tren Garı kavşağında, 3 saniye arayla 2 patlama gerçekleşti.[10] Patlamanın ardından ambulanslardan önce polis meydana ulaştı. Meydandaki herkesi alandan çıkartmaya başlayınca yaralılara yardım etmek isteyen göstericiler, engellendikleri için polisi protesto etti. Bunun üzerine polis gruba tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti.[11]
İktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) ve muhalefet partileri Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), saldırıyı kınadı ve ülkeyi bölmeyi amaçlama olarak nitelendirdi.[12][13][14] CHP ve MHP genel başkanları güvenlik açığı nedeniyle hükûmeti eleştirirken, HDP saldırıdan doğrudan AK Parti hükûmetini sorumlu tuttu.[15][16][17] Çeşitli siyasi partiler seçim kampanyalarını iptal ederken, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından üç günlük ulusal yas ilan edildi.[18][19][20]
19 Ekim 2015'te, iki canlı bombadan birinin Suruç saldırısını gerçekleştiren kişinin erkek kardeşi olduğu resmen belirlendi ve iki kardeşin de Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) ve IŞİD destekli Dokumacılar grubuyla bağlantılı olduğundan şüphelenildi.[21][22]
Temmuz 2015'te, hükûmetin Türkiye'yi Suriye'deki savaşa dahil etmesine karşı çıkan Halkların Demokratik Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri ile bazı sendika, meslek örgütü, vakıf ve platformların desteklediği Barış Blok'u ortaya çıktı.[23] Blok bu tarihten itibaren çeşitli miting, protesto ve yürüyüşler düzenledi. Ekim'e gelindiğinde, 10 Ekim'de Ankara Garı önünde yapılacak olan Emek, Barış, Demokrasi Mitingi için Barış Bloku destekçileri DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından katılım çağrısı yapıldı.[24]
Emek, Barış, Demokrasi Mitingi'ne Türkiye'nin farklı illerinden katılımlar oldu. Katılımcılar mitingin yapılacağı Sıhhiye Meydanı'na gitmeden önce Ankara Garı önünde toplanma kararı aldı. Kalabalık toplandıktan sonra saat 10.04'te, 3 saniye arayla iki patlama gerçekleşti. Patlamalar iki trafik ışığının arasında ve Gar'ın önündeki alt geçidin iki yanında EMEP, HDP, SGDF pankartlarının olduğu yerde gerçekleşti.[25] HDP'den Sırrı Süreyya Önder, bu iki patlama kadar güçlü olmayan üçüncü bir patlamanın da gerçekleştiğini bildirdi.[26] Patlamalar sonucunda iki eylemcinin yanı sıra 109 kişi ölürken 500'ün üzerinde kişi yaralı olarak kurtuldu.[27][28]
Patlama alanında bulunan Türk Tabipleri Birliği yöneticisi Hande Arpat, alana ambulanslardan önce çevik kuvvet polislerinin girdiğini ve hayati tehlikesi olan ağır yaralı insanlara müdahale eden sağlıkçılara, yaralılara ve ölülere biber gazı ile saldırarak insanların canına kast edildiğini ifade etti.[29]
Olaydan sonra ilk incelemeler üzerine bir değerlendirme yapan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, iki canlı bomba olma ihtimali üzerinde durulduğunu söyledi.[30] Saldırıdan bir gün önce Twitter'da anonim bir kişinin Ankara'da bir patlama gerçekleşebileceğine dair iddialarda bulunduğu gözlendi.[31]
Olayın hemen sonrasında bilinen herhangi bir örgütün saldırının sorumluluğunu üstlenerek açıklamada bulunmaması, olası failler üzerine spekülasyona yol açtı. Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, saldırıların Temmuz ayında Suruç'ta gerçekleştirilen patlama ile benzerlik taşıdığını belirterek saldırıdan Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD/DEAŞ) örgütünün sorumlu olabileceğine işaret etti.[32] Olayda kullanılan bombaların Suruç'ta meydana gelen saldırıda kullanılan patlayıcı ile büyük benzerlik taşıdığının belirlenmesi, iki olay arasında bir potansiyel bağlantıya işaret etti.[33] Halkların Demokratik Partisi (HDP) ülkede güvenliği sağlamakla sorumlu tuttuğu Türk hükûmetini, açıkça katil ve "en büyük terör destekçisi" olmakla suçladı.[34]
AK Parti'li Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, katliamın HDP'yi "mağdur duruma düşmek" için yapılan bir "provokatif eylem" olduğu yönünde açıklamalarda bulundu.[35]
Başlangıçta hükûmet, faillerin hükûmet karşıtı gruplardan Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD/DEAŞ), PKK, Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (DHKP-C) ve Marksist-Leninist Komünist Parti (MLKP)'nin herhangi birisinin olabileceğini önerdi.[36] Başbakan Ahmet Davutoğlu, saldırıdan iki gün sonra yaptığı açıklamada birinci öncelik olarak IŞİD/DEAŞ'i araştırdıklarını dile getirdi.[37]
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, canlı bombalardan birinin Suruç bombacısının ağabeyi Yunus Emre Alagöz olduğunu, diğerinin de fotoğrafla teşhisi yapıldığını ve açık kimliğinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiğini, bombacılara yardım ettikleri düşünülen toplam 20 şüpheliden 11'inin tutuklandığını açıkladı.[38]
İstihbarat raporlarında IŞİD'in uzman bombacısı diye bilinen Tuncay Kaya'nın 10 Ekim'de Ankara'da yaşanan katliamdan 11 gün önce serbest bırakıldığı, patlamadan saatler sonra ise 'muhtemel eylem' şüphelisi olarak aranmaya başladığı ortaya çıktı. Bomba eğitimleri de verdiği belirtilen Kaya'nın IŞİD'in Türkiye yapılanmasında kilit rol oynayan İlhami Balı ile ilişkide olduğu iddia edildi.[39] Davadaki avukatlar daha sonra edindikleri bilgilere göre İlhami Balı'nın hakkında yakalama kararı olduğu dönemde Konya'da bir hastanede tedavi gördüğünü öğrendikleri için bu tedaviye ilişkin bilgi talebinde bulundu.[40] Daha sonra ortaya çıkan belgelerde hastanede tedavi gördüğü ortaya çıktı.[41]
Saldırıya ilişkin takipsizlikle sonuçlanan kolluk ve mülki amirler hakkındaki soruşturmada, Emniyet amiri A.A. ifadesinde Millî İstihbarat Teşkilatı, TSK ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesini önlem almamakla suçladı.[42] Mülkiye ve polis müfettişlerinin hazırladığı 25 Şubat 2016 tarihli rapora istinaden eski İstihbarat Şube müdür vekili Cihangir Ulusoy, TEM Şube Müdürü Hakan Duman, eski Güvenlik Şube müdür vekili Adem Arslanoğlu ve TEM Şubesi C Büro amiri Hüseyin Özgür Gür hakkında soruşturma izni verilmesi istendi. Valilik soruşturma için izin vermedi.[43]
Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığının 10 Ekim saldırısının gerçekleştiği sabah TEM Daire Başkanlığına aralarında bombacı Yunus Emre Alagöz'ün de bulunduğu 3 ismin sansasyonel eylemler yapabilecekleri yönündeki 'Gizli' ibareli yazı gönderdiği ortaya çıktı. 8 Ekim günü elde edilen istihbarata dayanarak hazırlanan yazı, 10 Ekim sabahı TEM Daire Başkanlığına iletildiği ortaya çıktı. Ancak yazı patlamadan sonra Ankara TEM Şube Müdürlüğüne iletildi.[44] Belgeleri haber yapan Evrensel ve Cumhuriyet gazetelerinin Genel Yayın Yönetmenleri belgeleri yayınladıkları gerekçesiyle ifade verdi.[45]
İkinci saldırganın kimliği resmî makamlarca açıklanmamış olup ilk başlarda Ömer Deniz Dündar olduğu yönünde bazı iddialar ortaya atıldı.[46][47] Ömer Deniz Dündar'ın babası Mehmet Dündar, oğlunun kendisine Facebook aracılığıyla ulaştığı ve iyi olduğu mesajını ilettiği yönünde demeç verdi.[48] 10 Ocak 2016'da, Anadolu Ajansı muhabirinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından aldığı bilgiye göre saldırganın adının "E. U." adlı bir Suriye vatandaşı olduğuna yönelik haberler basına yansıdı.[49] Nisan 2016'da basında çıkan haberlerde saldırganın adının Ebu Usema olduğu belirtildi.[50][51]
Bu bölümün yazımında madde konusuyla doğrudan ilintili kaynaklardan haddinden fazla yararlanılmıştır. Maddenin doğrulanabilir ve tarafsız olabilmesi için konudan bağımsız ve güvenilir kaynaklar kullanılması gerekmektedir. (Ekim 2022) |
Kasım 2015 genel seçimleri için düzenlenen seçim kampanyaları sırasında meydana gelen bombalama nedeniyle çeşitli partiler planlanan mitinglerini iptal ettiler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Ekim'de Türkmenistan'a yapacağı ziyareti iptal etti.[85] Başbakan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, olay günü Kayseri’de yapacağı mitingi iptal etti.[86] Cumhuriyet Halk Partisi, 1 Kasım'a kadar tüm büyük mitingleri iptal kararı aldı.[87] Halkların Demokratik Partisi, seçim sürecinde yapmayı planladığı 10 mitingi de iptal etti.[88]
11 Ekim'de Ankara'nın başkent oluşunun 92. yılı kapsamında yapılacak olan Anıtkabir ziyareti dışında tüm kutlama ve etkinlikler yaşanan saldırı nedeniyle iptal edildi.[89] Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Basketbol Federasyonu, saldırının ardından ilan edilen üç günlük ulusal yas sebebiyle 10, 11 ve 12 Ekim'de oynanacak tüm resmi, özel ve amatör müsabakaları erteleme kararı aldı.[90]
Saldırı sonrasında İçişleri Bakanı Selami Altınok ve Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile açıklama yapan Adalet Bakanı Kenan İpek, bir gazetecinin İçişleri Bakanı'na "İstifa edecek misiniz?" diye sorduğu sırada gülerek tepki verdi.[91] Başbakan Ahmet Davutoğlu, istifaları istenen İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı için “Daha olayın olduğu gün yaraları sarma süreci yaşanırken dikkatleri buna çekmek doğru değil. Bu iki arkadaşımız da partili değil. Teknik görevler yürüten arkadaşlar" diye konuştu.[92] Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Her olayda hemen istifa mekanizmasını çalıştırmak doğru değil” dedi.[93] Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili Cemil Çiçek ise "İstifa bazı ülkelerde, demokratik ülkelerde bir yol olarak var. Bizde yok... İstifa meselesi bugünün meselesi değil” dedi.[94]
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, katliamdan bir gün sonra Başbakan Davutoğlu ile yaptığı görüşmede İçişleri Bakanı Selami Altınok'un istifa etmesi gerektiğini, istifa etmiyorsa azledilmesi gerektiğini, Adalet Bakanı Kenan İpek'in de istifa etmesi gerektiğini söyledi.[95]
İçişleri Bakanlığı "soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için" Ankara İl Emniyet Müdürü Kadri Kartal, İstihbarat Şube Müdürü ve Güvenlik Şube Müdürü'nün görevlerinden uzaklaştırıldığını açıkladı.[96]
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) ortak bir açıklama yaparak "hayatını kaybeden arkadaşlarını anmak, faşist katliamı protesto etmek için" yasta olduklarını ve 12-13 Ekim Pazartesi ve Salı günleri bütün Türkiye'de grevde olduklarını açıkladılar.[97]
Kongra-Gel (Kürdistan Halk Kongresi) Eş Başkanı Remzi Kartal, Ankara saldırısından bir gün önce yaptığı açıklamada PKK’nın 11 Kasım’a kadar sürecek olan tek taraflı eylemsizlik kararını 11 Ekim Pazar günü açıklayacağını duyurmuştu.[98] Murat Karayılan, saldırıdan sonra PKK'nın "üzerlerine gelinmediği ve halka dönük saldırılar olmadığı müddetçe" ateşkese bağlı kalacağını açıkladı.[99]
Olayın ardından öğleden sonra, binlerce sendika üyesi ve vatandaş İstanbul Taksim Meydanı'nda saldırıya karşı protesto yürüyüşü düzenledi.[101] Protestocuların pek çoğu hükûmet karşıtı sloganlar attı ve Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmeti ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a istifa çağrısında buldu.[101] Ankara, İzmir, Eskişehir, Batman, Diyarbakır, Şanlıurfa, Van, Tunceli, Kars, Uşak ve Tekirdağ'da düzenlenen protestoların bir kısmına polis tazyikli su ve biber gazıyla müdahale etti.[102] Protestolara Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) üyeleri de destek verdi.[102] Ankara'da yapılmak istenen barış mitingine yönelik bombalı saldırıda ölenler için Türkiye'deki birçok eğitimci iş bıraktı, öğrenciler okulu boykot etti. Liseliler katliamı protesto etmek için barış kokartı taktı, üniversiteliler anma etkinlikleri düzenledi.[103]
Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği, saldırıyla ilgili tüm haberlere geniş kapsamlı bir yayın yasağı getirdi. Mahkeme, "soruşturma dosyası kapsamı hakkında yazılı, görsel, sosyal medya ile internet ortamında faaliyet gösteren her türlü medyada her türlü haber, röportaj, eleştiri ve benzeri yayınların yapılmasına yasaklanmasına" karar verdi.[104] Bu kararın, kamuoyunun haber alma hakkını kısıtladığını ve halkı gerçekleri öğrenmekten yoksun bıraktığını dile getiren bazı hukukçular, yayın yasağını sansür ve "basın ve ifade özgürlüğüne en sert müdahalelerden biri" olarak tanımladı.[105] Cumhuriyet gazetesi, bu yayın yasağına uymama kararı aldığını açıkladı.[104]
Ankara Barosu, 6. Sulh Ceza Hakimliği'nin aldığı yayın yasağının "hem halkın haber alma özgürlüğüne, hem de anayasa ile güvence altına alınmış basın ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğu" gerekçesiyle 7. Sulh Ceza Hakimliği'ne başvurarak resmen itirazda bulundu.[106] Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, yayın yasağını 19 Ekim 2015'te kaldırdı ve canlı bombalardan birinin kimliğini açıkladı.[38]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.