Loading AI tools
Doğu Afrika'da bulunan bir ülke Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Sudan, resmî adıyla Sudan Cumhuriyeti (Arapça: جمهورية السودان, Cumhûriyyetü’s-Sûdân), Kuzey Doğu Afrika'da bir ülkedir. Başkenti Hartum, en yüksek nüfuslu şehri Omdurman'dır. Sudan kuzeyden Mısır, kuzey doğudan Kızıldeniz, doğudan Etiyopya ve Eritre, güneyden Güney Sudan, batıdan Orta Afrika Cumhuriyeti ve Çad, kuzey batıdan da Libya'yla çevrilidir. Yüz ölçümü bakımından Afrika'nın en büyük üçüncü ülkesidir. Nil, Sudan'ı Batı ve Doğu Sudan olmak üzere ikiye ayırır. Hartum'un Rafediye bölgesi yakınlarında Beyaz Nehir ile Mavi Nehir birleşir. Sudan'ın ortasından, dış ilişkilerinde kültürel, toplumsal ve ekonomik olarak büyük rol oynayan Nil Vadisi geçer.
Sudan | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Slogan "El-Nasr Lana" "Zafer Bizimdir" | |||||||||||
Başkent | Hartum | ||||||||||
En büyük | Omdurman | ||||||||||
Resmî dil(ler) |
| ||||||||||
Etnik gruplar | |||||||||||
Demonim | Sudanlı | ||||||||||
Hükûmet | Federal geçici hükûmet[4] | ||||||||||
| |||||||||||
Yasama organı | Geçici Yasama Konseyi | ||||||||||
Tarihi | |||||||||||
| |||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||
• Toplam | 1.886.068 km2 (16.) | ||||||||||
• Su (%) | 6 | ||||||||||
Nüfus | |||||||||||
• 2020 tahminî | 41.592.539 [5] (33..) | ||||||||||
• 2008 sayımı | 30.894.000[6] | ||||||||||
• Yoğunluk | 21,3/km2 | ||||||||||
GSYİH (SAGP) | 2021 tahminî | ||||||||||
• Toplam | 185,742 milyar $[7] (72.) | ||||||||||
• Kişi başına | 4.082 $[8] (146..) | ||||||||||
GSYİH (nominal) | 2021 tahminî | ||||||||||
• Toplam | 35,827 milyar $[9] (99.) | ||||||||||
• Kişi başına | 787 $[10] (173.) | ||||||||||
Gini (2009) | 35.3[11] orta | ||||||||||
İGE (2019) | 0.510[12] düşük · 170. | ||||||||||
Para birimi | Sudan sterlini (SDG) | ||||||||||
Zaman dilimi | UTC+3 (Doğu Afrika Saati) | ||||||||||
UTC+3 | |||||||||||
Telefon kodu | 249 | ||||||||||
İnternet alan adı | .sd |
İnsanların Sudan'da yaşamaya başlaması MÖ 5000 yılına kadar uzanır.[13] 1.886.068 km2'lik yüz ölçümü ile dünyanın en büyük 16. ülkesidir. Ülke, 2011 yılında Güney Sudan'ın bağımsızlık kazanmasından sonra yüz ölçümü bakımından Afrika'nın en büyük ülkesi olma özelliğini Cezayir'e kaptırmıştır. 2022 itibarıyla nüfusu 45,7 milyondur.
Tarihi kaynaklarda Sudan denirken kastedilen alan bugünkü Sudan’ın topraklarından çok daha geniş bir alandır. Araplar Afrika'ya girdikten sonra siyahilerin yaşadığı ve Kızıldeniz kıyılarından başlayarak Batı Afrika'ya kadar uzanan geniş bir alana Beledu's-Sudan (Siyahlar Ülkesi) adini vermişlerdi. Daha sonra "Beled" kelimesi atılarak bu bölgeye sadece Sudan denmiştir. Bugünkü Sudan ise, Doğu Sudan denirken kastedilen bölgedir.
İnsanlar Taş Devri’nden beri Sudan'da yaşamaktadır.[14][15][16] Bölgede siyahîlere ait kafatasları bulunmuş ve Hartum Bölgesi'nde yaşamış oldukları anlaşılmıştır. MÖ 3800 civarında Nil’in batısında insan gruplarının yaşadığı ve kültürler oluşturduğu anlaşılmıştır.[17]
Mısır’ın 639'da Amr ibnu'l-As tarafından fethedilmesinden sonra bu ülkeye yerleşen Müslümanlar kısa süre sonra ticaret için Sudan pazarlarına gitmeye başladılar. Sudanlılar da İslam’ı ilk olarak bu tüccarlar sayesinde tanıdılar. Sudanlılardan bazıları İslam’ı tanıdıktan sonra kısa süre içinde bu dine ısındılar ve daha önce Sudan'a girmiş olan Hristiyanlığın etkisi zayıflamaya başladı. Mısır’a yerleşen Müslümanlar 7. yüzyılın ortalarından itibaren Sudan’ı ele geçirmek için birtakım askeri hareketler gerçekleştirdiler. Bu fetih hareketleri uzun süre devam etti. 1172'de Selahaddin Eyyubi'nin kardeşi Turan Şah, 1260'ta da I. Baybars bugünkü Sudan topraklarına birer sefer düzenlediler. Bu seferlerden sonra buralarda İslam daha da güçlenmeye başladı. 1517'de Osmanlı Devleti'nin Mısır’ı fethetmesi Sudan'da etkisini gösterdi. Ancak aynı dönemde Sudan'da varlığını sürdüren Func Devleti de güneye doğru kayarak varlığını sürdürdü. Mısır valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa 1821'de Func Devleti'nin üzerine ordu göndererek Sudan topraklarını ele geçirdi. Ancak Mehmed Ali Paşa, Sudan'da halkı hiç memnun etmeyen bir siyaset güttü. Mehmed Ali Paşa, Sudan’ı fetheden İsmail Paşa'yı görevden alarak yerine kendi oğlunu geçirdi. O da birtakım siyasi hesaplarla Fransız ve İngilizlerle iş birliği yaptı ve bazı eyaletlerin valiliklerine onların adamlarını getirdi. Bu durum Sudan’ın Müslüman halkını rahatsız etti. Muhammed Ahmed el-Mehdi adlı bir zat bazı kişileri etrafına toplayarak 1881'de bir hareket başlattı. Muhammed Ahmed el-Mehdi, etrafında topladığı kuvvete "ensar", hareketine de "ensar hareketi" adını veriyordu. Mehdi'nin hareketi kısa zamanda geniş bir alana yayıldı. Onun hareketini bastırmak için gönderilen ordular yenilgiye uğratıldılar. Ensar hareketi gösterdiği başarılarla hakimiyetine aldığı topraklar üzerinde ayrı bir yönetim kurdu. Mehdi, 22 Ocak 1885'te öldü ve yerine geçen oğlu Abdullah bin Muhammed, Omdurman'da Herbert Kitchner adlı İngiliz generalin komutasındaki Mısır kuvvetlerine yenildi. Daha sonra İngiliz güçler, Mısır’daki yönetimin yanlış uygulamalarını düzeltmeyi amaçladıklarını ileri sürerek 1899'da Sudan'a girdiler. İngilizler ilk iş olarak Muhammed Ahmet Mehdi'nin başlattığı hareketi tümüyle dağıttılar. 1920'lerin başlarındaki isyan hareketleri başta İngiliz yönetimini sarsar gibi olduysa da ilerleyen birkaç yılda bastırıldılar ve Sudan 1 Ocak 1956'da bağımsızlığını elde edinceye kadar İngiliz işgalinde kaldı.
İsmail el-Ezheri 1952'de Ulusal Birlikçi Parti'nin başkanlığına seçildi ve partisi 1953 seçimlerinde büyük bir zafer kazanmasıyla el-Ezheri Ocak 1954'te başbakan oldu. Başbakan olduktan sonra Mısır'la birleşme politikası yürüten el-Elheri, bunun iç savaşa yol açabilecğini görünce, politikasından vazgeçti ve Mayıs 1955'ten itibaren ülkesinin tam bağımsızlığı için mücadele vereceğini açıkladı.
1 Ocak 1956 tarihinde Sudan bağımsızlığını kazandı. Kısa bir süre sonra, Ulusal Birlikçi Parti içindeki çekişmeler nedeniyle İsmail el-Ezheri iktidardan düştü.
1965 yılında İsmail el-Ezheri, devlet başkanlığına eş konumdaki Yüksek Konsey başkanlığına getirildi. Ama toplumsal huzursuzluklar, 25 Mayıs 1969 tarihinde Sudan'da ikinci kez askerî darbe sonuçlandı. 1969 Sudan askerî darbesi ile el-Ezheri devrierek tutuklandı. Hapisteyken sağlığı kötüleşti ve hastanede 26 Ağustos'ta hayatını yitirdi.[18] Daha sonra da Sudan siyaseti, adeta bir darbeler tarihi olarak 1968, 1971, 1975, 1976, 1977, 1985, 1989, 1990, 1992, 2004, 2012, 2013, 2019 yıllarında askerî darbelere sahne oldu. Ayrıca her ikisi de Sudan Halk Kurtuluş Ordusu ve müttefikleri ile merkezi otorite arasında gerçekleşen, 18 Ağustos 1955 – 27 Mart 1972 tarihleri arasında süren Birinci Sudan İç Savaşı[19] ve Haziran 1983-Ocak 2005 arasındaki İkinci Sudan İç Savaşı, ülkeyi maddi ve manevi olarak harap etmiştir. Hatta İkinci Sudan İç Savaşı -tek başına- II. Dünya Savaşı sonrası en çok sivil kaybın gerçekleştiği savaşlardan biri olmuştur.[20] Her iki tarafa da uluslararası devlet ve devlet dışı olmak üzere geniş destek sağlanmış, bu da savaşın uzama nedenlerinden biri olmuştur. Çatışmalar resmî olarak 9 Ocak 2005 tarihinde bir barış anlaşmasının Nairobi'de imzalanmasıyla sona erdi.[21]
Dini ve etnik olarak farklı toplulukların bir arada yaşadığı bir ülke olan Sudan'da laiklik sürekli gündemde oldu. Sudan’da din, dil, ırk ayırımı gözetilmeyecek bir devletin kurulması için verilen mücadele, bağımsızlığın kazanıldığı 1958 yılı öncesinde başladı. İlk yıllarda merkezi yönetimin güney kesiminin farklılıklarını hesaba katmadan ülke içinde eritmek istemesi, güneydeki halkın bağımsızlık talep etmesine ve silahlı mücadelesini bu yönde yoğunlaştırmasına neden oldu. Özerklik verilmesinden sonra önemli ölçüde uzlaşı sağlanmış olsa da, 1983 yılında Devlet Başkanı Cafer El Numeyri'nin anlaşmayı feshetmesiyle İç Savaş yeniden başladı. Sudan’da laik bir sistemi hedefleyen Sudan Halk Kurtuluş Hareketi ile 1985 yılında Numeyri’nin düşürülmesinden sonra yönetime gelen Sudan yönetimi, anlaşmayı yürürlüğe koydu ve şeriat kanunlarının yürürlüğünün durdurulması konusunda da uzlaşıldı. Ancak 1989 askerî darbesiyle başa geçen Ömer El Beşir anlaşmayı bozdu, şeriat kanunlarını da yeniden devreye aldı.[22]
başkent Hartum'un 1300 km batısında yer alan, yerel ve Arap kabilelerin hayvancılıkla geçindiği Darfur bölgesinde su kaynakları ve otlakların paylaşımı konusundaki uyuşmazlıklar, kuraklığın etkisi ile büyümüş, 2003 yılında yerel bir isyanın ardından, bölgedeki kabileler "Toro Boro" ile Sudan hükûmeti tarafından kurulan ve desteklenen milis kuvvetleri (Canjavid) arasında çatışmalar başlamıştır. Bu çatışmalarda Darfur nüfusunun üçte birine yakın, yaklaşık 2 milyon kişiyi zorla yerinden edilirken, yüz binlerce insan öldürüldü. Hâlen 1,5 milyon kişi yerleştirildikleri mülteci kamplarında yaşamaktadır.
Hükûmetin, Darfur bölgesinde, geniş çaplı bir “etnik temizlik” başlattığı iddiaları üzerine, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 18 Eylül 2004 tarihinde, 1564 no'lu kararıyla genel sekreterden Sudan'da bir araştırma komisyonu kurulmasını istemiştir. Kurulan komisyon, 25 Ocak 2005'te, BM Genel Sekreteri'ne bir rapor sunmuş ve sivil halkın korunması ve suçluların cezalandırılması için harekete geçilmesini tavsiye etmiştir. Raporun ardından, Güvenlik Konseyi, 31 Mart 2005 tarihli ve 1593 no'lu kararı ile olayı Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne taşıma kararı almıştır.
6 Haziran 2005'te UCM savcısı Luis Moreno Ocampo, Darfur'da işlenen suçlar hakkında soruşturmayı resmî olarak açmış ve dosya Hakim Akua Kuenyehia (Gana) başkanlığındaki 1 no'lu Ön Yargılama Dairesine iletilmiştir.
2007'de Sudan hükûmeti destekli Canjavid adı verilen paramiliter gruplarla, (Toro Boro) Sudan Özgürlük Hareketi (Haraka Tahrir Sudan) denen asiler arasındaki çatışmalara sahne olmaya başlamıştır. Militer gruplara destek olduğunu ve etnik temizliği kabul etmeyen Sudan hükûmeti, Nisan 2007'de Amerikan ambargosu ve diğer baskılara da dayanamayarak, Birleşmiş Milletler'in (BM) Darfur'da barışı sağlamaya yönelik operasyonlarını, "silahlı havadan konuşlandırma dahil" kabul ettiklerini açıkladı.[23]
4 Mart 2009 tarihinde Uluslararası Ceza Mahkemesi Sudan Devlet Başkanı Ömer el-Beşir hakkında Darfur Bölgesinde soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç işlemekten dolayı tutuklama emri çıkartmıştır. Böylece görev başındaki bir lidere ilk kez soykırım, savaş suçu ve insanlığa karşı suç cezası onanmış oldu. Ömer el-Beşir, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kuruluşundan (2002 yılından) bu yana hakkında tutuklama emri çıkartılan en üst düzey yetkilidir.[24]
2005 anlaşması sonrasındaki gelişmeler 2011 yılında güneye kendi kaderini tayin hakkının verilmesini sağladı. Bu da Sudan’ın ikiye bölünmesi ve Güney Sudan'ın kurulmasıyla sonuçlandı.[22] 9 ila 15 Ocak tarihlerinde yapılan 2011 Güney Sudan bağımsızlık referandumunda oyların %98.83'ü bağımsızlık yönünde kullanıldı.[25]
Afrika kıtasının kuzeydoğusunda yer alan Sudan, 1.886.068 km² yüzölçümüne sahiptir. Ülke; güneyde Güney Sudan, güneybatıda Orta Afrika Cumhuriyeti, batıda Çad, kuzeybatıda Libya, kuzeyde Mısır, güneydoğuda Etiyopya, doğuda Eritre ile komşudur. Ayrıca doğusundaki Kızıldeniz ile 853 km sahil şeridi bulunmaktadır. Düz bir coğrafyaya sahip ülkenin güneyi, güneydoğusu ve batısı dağlarla çevrili iken kuzeyi ise çöllerle kaplı bulunmaktadır. Ülkenin yaklaşık %24’ü çöllerden oluşmaktadır.[26]
Beyaz Nil, Mavi Nil ve Atbarah gibi akarsular Sudan içerisinde birleşerek Nil nehrini oluşturmaktadır. Başkent Hartum'da Beyaz Nil ve Mavi Nil'in birleşiminde kurulmuştur.
Sudan'ın en önemli yer altı zenginliği petroldür. Diğer yeraltı kaynakları; doğalgaz, demir, bakır, krom, çinko, kurşun, nikel, tungsten, mika, gümüş ve altın olarak sıralanmaktadır.
Yağış miktarı Sudan'ın güneyine doğru artar. Ülkenin orta ve kuzey kısımları, kuzeydoğuda Nübye Çölü ve doğuda Bayuda Çölü gibi aşırı derecede kurak çöl alanlarına sahiptir, güneyde ise otlaklar ve tropikal savan vardır. Sudan'ın yağmur mevsimi kuzeyde yaklaşık dört ay (Haziran-Eylül) ve güneyde altı aya kadar (Mayıs-Ekim) sürer.
Kurak bölgeler güneşi tamamen engelleyebilen haboob denilen kum fırtınaları'yla boğuşur. Kuzey ve batı yarı çöl bölgelerinde, insanlar tarım için kıt yağışlara bel bağlar ve bunların çoğu göçebe olup koyun ve deve sürüleriyle dolaşır. Nil Nehri yakınında, mahsul yetiştiren iyi sulanan çiftlikler de vardır.[27] Ülkenin her yerinde güneş ışığı süresi çok uzundur ve özellikle çöllerde bu süre yılda 4.000 saatin üzerine çıkabilir.
Çölleşme Sudan'da ciddi bir sorundur.[28] Toprak erozyonu konusunda da endişeler vardır. Hem kamu hem de özel tarımsal büyüme, koruma önlemleri olmadan ilerledi. Sonuçlar ormansızlaşma, toprağın kuruması ve toprak verimliliği'nin ve su tablasının düşmesi şeklinde kendini gösterdi.[29]
Ülkenin yaban hayatı kaçak avlanma nedeniyle tehdit altındadır. 2001 yılı itibarıyla, yirmi bir memeli türü ve dokuz kuş türü ile iki bitki türü tehlike altındadır. Kritik olarak nesli tükenmekte olan türler şunlardır: kelaynak, kuzey beyaz gergedanı, tora hartebeest, ince boynuzlu ceylan ve şahin gagalı kaplumbağa. Sahra antilopu'nun nesli vahşi doğada tükenmiştir.[30]
Sudan, 2011 yılı itibarıyla 15 eyalete (wilayat, çoğul: wilayah) ayrılmıştır. Bu eyaletler de kendi içinde ilçelere ayrılır.
2010'da Sudan dünyanın en hızlı büyüyen 17. ekonomisi[31] olarak kabul ediliyordu ve uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya kaldığında bile ülkenin büyük ölçüde petrol gelirlerinden elde ettiği hızlı kalkınma The New York Times tarafından 2010'da kaydedildi. 2006 tarihli bir makale[32] Sudan'ın petrol sahalarının yaklaşık yüzde 75'ini içeren Güney Sudan'ın ayrılması nedeniyle,[33] Sudan stagflasyon aşamasına girdi, GSYİH büyümesinin 2014'te yüzde 3,4'e, 2015'te yüzde 3,1'e gerilediği ve 2016'da yavaş yavaş toparlanarak yüzde 3,7'ye çıkacağı tahmin edilirken enflasyon 2015 itibarıyla yüzde 21,8'de kaldı.[34] Sudan'ın GSYİH'si 2017'de 123.053 milyar ABD dolarından 2018'de 40.852 milyar dolarına indi.[35]
Güney Sudan'ın ayrılmasından önceki petrol kârlarına rağmen Sudan hâlâ zorlu ekonomik sorunlarla karşı karşıyaydı. Kişi başına düşen çok az üretime rağmen hâlâ büyümesi artıyordu. Sudan ekonomisi 2000'li yıllarda istikrarlı şekilde büyüdü ve Dünya Bankası raporuna göre 2010'da GSYİH'deki genel büyüme, 2009'daki yüzde 4,2'lik büyümeye kıyasla yüzde 5,2 idi. Bu büyüme, Güney Sudan'ın bağımsızlığından önceki Darfur Savaşı ve güney özerklik dönemi sırasında bile sürdü.[36][37]
Petrol, Güney Sudan'ın Temmuz 2011'de bağımsızlığını kazanmasından önceki yıllarda, 2000'lerin sonlarında üretimin önemli ölçüde artmasıyla Sudan'ın ana ihracatıydı. Artan petrol gelirleriyle, Sudan ekonomisi 2007'de yaklaşık yüzde dokuzluk büyüme oranıyla patlama yaşadı. Ancak petrol zengini Güney Sudan'ın bağımsızlığı, büyük petrol sahalarının çoğunu Sudan hükûmetinin doğrudan kontrolünün dışına çıkardı ve Sudan'daki petrol üretimi yaklaşık 450.000 varil/gün (72.000 m3/d) den 60.000 varil/gün (9.500 m3/d) altına düştü. O zamandan beri üretim toparlanarak 2014–15 için 250.000 varil/gün (40.000 m3/d) civarında seyretti.
Güney Sudan denize kıyısı olmayan bir ülke olduğundan, Güney Sudan petrol ihraç etmek için Sudan'ın Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan'a giden boru hattına ve Sudan'daki petrol arıtma tesislerine dayanır. Ağustos 2012'de Sudan ve Güney Sudan, Güney Sudan petrolünü Sudan boru hatları üzerinden Port Sudan'a taşımak için anlaşma imzaladı.[38]
Çin Halk Cumhuriyeti Sudan'ın en büyük ticaret ortaklarından biridir. Çin'in Greater Nile Petroleum Operating Company'nde yüzde 40 hissesi vardır.[39] Ülke ayrıca Sudan'a, Darfur ve Güney Kordofan'daki çatışmalar gibi askeri operasyonlarda kullanılan küçük silahları da satmaktadır.[40]
Tarihsel olarak tarım, Sudanlıların yüzde 80'inden fazlasının ana gelir ve istihdam kaynağı olmaya devam ederken ve ekonomik sektörün üçte birini oluştururken, petrol üretimi Sudan'ın 2000 sonrası büyümesinin çoğunu sağladı. Halen Uluslararası Para Fonu (IMF), sağlam makroekonomik politikalar uygulamak için Hartum hükûmeti ile el ele çalışmaktadır. Bu, 1980'lerde borca batmış Sudan'ın IMF ve Dünya Bankası ile ilişkilerinin bozulduğu ve sonunda IMF'den askıya alınmasıyla sonuçlanan çalkantılı bir dönemi takip etmektedir.
Yolsuzluk Algı Endeksi'ne göre Sudan, dünyadaki en çok yolsuzluk yapılan ülkelerdendir.[41] 2013 Küresel Açlık Endeksi'ne (GHI) göre Sudan'ın GHI gösterge değeri 27,0 idi. Bu, ülkenin 'Alarm Verecek Açlık Durumu'na sahip olduğunu gösterir. Sudan, Dünyanın en aç beşinci ülkesi olarak derecelendirilmektedir.[42]
2015 İnsani Gelişme Endeksi'ne (İGE) göre Sudan, insani gelişmede 167. sıradaydı ve bu, Sudan'ın hâlâ dünyadaki en düşük insani gelişme oranlarından birine sahip olduğunu göstermektedir.[43] 2009'da %43'e kıyasla, 2014'te nüfusun %45'i günde 3,20 ABD Dolarından daha az bir gelirle yaşadı.[44]
Sudan'ın 2008 nüfus sayımında kuzey, batı ve doğu Sudan'ın nüfusunun 30 milyonun üzerinde olduğu kaydedildi.[45] Bu, Güney Sudan'ın ayrılmasından sonra Sudan nüfusunun 30 milyonun biraz üzerinde olduğuna dair mevcut tahminleri ortaya koyar. 1983 nüfus sayımı, günümüz Güney Sudan'ı da dahil olmak üzere Sudan'ın toplam nüfusunu 21,6 milyon olarak verdiğinden, bu son yirmi yılda önemli bir artıştır.[46] Büyük Hartum'un nüfusu (Hartum, Omdurman ve Kuzey Hartum dahil) hızla artmakta ve toplam nüfus 5,2 milyon olarak kaydedilmiştir.
Sudan, mülteci veren ülke olmasının yanı sıra, diğer ülkelerden gelen büyük bir mülteci nüfusunu da barındırır. BMMYK istatistiklerine göre, Ağustos 2019'da Sudan'da 1,1 milyondan fazla mülteci ve sığınmacı yaşıyordu. Bu nüfusun çoğunluğu Güney Sudan (858.607 kişi), Eritre (123.413), Suriye (93.502), Etiyopya (14.201), Orta Afrika Cumhuriyeti (11.713) ve Çad'dan (3.100) geldi. Bunların dışında, BMMYK raporu 1.864.195 Ülke içinde yerinden edilmiş kişiler olduğunu raporlamaktadır.[47] Sudan, mültecilerin durumuna ilişkin 1951 Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme'sine taraftır.
Arap, nüfusunun ulusal toplamın %70'i olduğu tahmin edilmektedir. Neredeyse tamamı Müslüman ve ağırlıklı olarak Sudan arapçası konuşur. Diğer etnik kökenler arasında Beja, Fur, Nubyalılar, Ermeniler ve Kıptiler vardır.[48][49]
Arap olmayan gruplar genellikle etnik, dilsel ve değişen derecelerde kültürel olarak farklıdır. Bunlar arasında Beja (2 milyonun üzerinde), Fur (1 milyonun üzerinde), Nuba (yaklaşık 1 milyon), Moro, Masalit, Bornu, Tama, Fulanîler, Hausa, Songhay, Nubians, Berta, Zaghawa, Nyimang, Ingessana, Daju, Koalib, Gumuz, Midob ve Tagale bulunmaktadır.
Hausaca ticaret dili olarak kullanılır. Ayrıca 150 kişi kadar küçük ama önemli bir Yunan topluluğu vardır.[50][51][52]
Necd Arapçası konuşan Awadia ve Fadnia kabileleri ve Bani Arak kabileleri gibi bazı Arap kabileleri ve Hicâzi Arapçası konuşan Beni Hassan, Al-Ashraf, Kawhla ve Reşaideler Arapçanın diğer bölgesel biçimlerini konuşur.
Kuzeydeki Rizeigat birkaç Arap Bedevi Sudan arapçası konuşur ve Sudanlı Araplarla aynı kültürü paylaşır. Bazı Baggara ve Tunjurlar Çad Arapçası konuşur.
Kuzey ve doğu Sudan'daki Sudanlı Araplar, esas olarak Arap Yarımadası'ndan gelen göçmenlerin ve Sudan'ın yerli halklarıyla yapılan evliliklerin soyundan geldiklerini iddia eder. Nübye halkı güney Mısır'daki Nubianlarla ortak bir tarihi paylaşır. Sudan'daki Arap kabilelerinin büyük çoğunluğu 12. yüzyılda Sudan'a göç etti, yerli Nübye ve diğer Afrikalı halklarla evlendi ve yavaş yavaş İslam'ı tanıttı.[53] Ayrıca, Batı Arabistan'dan bölgeye daha önceki göçlerden Sudan'da birkaç İslam öncesi Arap kabilesi vardı.[54]
Sudan halkının Araplaştırılmasıyla ilgili birkaç çalışmada, tarihçiler Arap ve Arap olmayanların kültürel kimlik'lerinin anlamını tartışmışlardır. Örneğin tarihçi Elena Vezzadini, farklı Sudanlı grupların etnik karakterinin Sudan tarihinin bu bölümünün yorumlanma biçimine bağlı olduğunu ve bu ayrım için net tarihsel argümanlar olmadığını savunur. Kısaca, "Arap göçmenlerin yerel yapılar tarafından asimile edildiğini, 'Sudanlılaştığını' ve "Bir grup Arap olduğunu iddia etmeye başlayınca bir bakıma Araplaştığını" belirtir.[55]
Fransız arkeolog ve dilbilimci Claude Rilly, farklı Sudanlı etnik grupların soyağacı'yla ilgili bir makalede, Arap soyunun önemli bir erkek ataya dayandığını iddia eden Sudanlı Arapların çoğunun DNA'larının büyük ölçüde nesiller boyu Afrikalı veya Afrikalı-Arap eşlerden ve çocuklarından oluştuğu gerçeğini görmezden geldiğini ve bu iddiaların biyolojik gerçeklerden çok sözlü geleneklere dayandığı anlamına geldiğini savunur.[56][57]
Resmî diller ve eğitim dilleri Arapça ve İngilizcedir. Halkın çoğunluğu Sudan Arapçası konuşur. Bunun yanı sıra Nübyece, Beja, Fur, Nuban, Ingessana gibi diller de konuşulur.
Sudan 2020 yılında seküler bir devlet olmuştur.[58] Halkın %90'ı Müslüman, geriye kalan kısım ise animizm ve Kıpti ve Ortodoks Hristiyan mezhebine mensuptur. Müslümanların çoğunluğu Sünni ve Sünnilerin bir kısmı Şafii ve öbür kısmı da Maliki'dir.
Sudan'ın doğuda Kızıldeniz'e kıyısı olması sebebiyle hem Akdeniz hem de Hint Okyanusu'na bağlantısı vardır. Ülkenin deniz kıyısındaki en önemli şehri ve limanı Kızıldeniz kıyısındaki Port Sudan şehridir. Port Sudan, balıkçılık ve turizmin yanı sıra deniz ticaretinin ve ulaşımının da hareketli olduğu bir merkezdir.
Başkent Hartum, Sudan'ın en büyük havaalanına ev sahipliği yapmaktadır. Bu havaalanı, Sudan'ın en büyük havayolu şirketi olan Sudan Havayolları'nın ana terminalidir. Şehrin güneydoğu sınırına yakın inşa edilmiş olan terminal, şehrin hızlı gelişimi ile şehrin kalbi konumuna gelmiştir. Omdurman'da yeni yapılmakta olan uluslararası havaalanı Sudan'ın en büyük havaalanı olma özelliğini alacaktır. Bu havalimanları dışında Güney Sudan'daki Juba Uluslararası Havalimanı ve Port Sudan Havalimanı da büyüklük sırası ile ardında yer alırlar.
Mavi Nil'i geçen aşağıdaki köprüler Hartum'u Kuzey Hartum'a bağlarlar:
Sudan'da, başkent Hartum'u Mısır'a, Port Sudan'a ve El-Ubeyd'e bağlayan demiryolları bulunmaktadır. Batı da Nyala ve güneyde Wau şehirlerine kadar uzanan toplam 3500 ila 4000 km. uzunluğunda demiryolu şebekesi mevcuttur.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.