Adalet Yürüyüşü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde başlayan, çeşitli isimlerin ve grupların katılımıyla büyüyen, Ankara'dan İstanbul'a kadar "adalet" talebiyle gerçekleşen sivil yürüyüş olayıdır. Kılıçdaroğlu yürüyüş kararını, 14 Haziran 2017'de Millî İstihbarat Teşkilatı'na ait TIR'ların görüntülerini Cumhuriyet gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Can Dündar'a verdiği suçlamasıyla yargılanan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'nun yirmi beş yıl hapis cezası alması ve tutuklanmasına kararı verilmesi sonrasında aldı. Yürüyüşün nedenleri arasında 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminden sonra çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin uzun süreli olması, bu yetkinin FETÖ ile mücadelenin önüne geçilip bütün muhalif kesimlerle mücadeleye dönüşmesi, milletvekillerin tutuklanması, üniversite hocalarının (barış bildirisine imza atanlar dahil) meslekten atılması da gösterildi. Yürüyüş, 15 Haziran 2017'de Ankara'da Güvenpark'ta başladı ve 9 Temmuz 2017'de Maltepe'de sonlandı. 420 kilometrelik yolu 25 günde yürüyen Kılıçdaroğlu, yürüyüşün sonunda Maltepe'de bir miting de düzenledi.
2017 Adalet yürüyüşü | |||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Yürüyüşü başlatan Kılıçdaroğlu, elinde "adalet" dövizi ile yürürken, 24 Haziran 2017. | |||||||||||||||||||||||||
|
Yürüyüş; cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iktidar partisi Adalet ve Kalkınma Partisi ve muhalefet partisi Milliyetçi Hareket Partisi tarafından eleştirilirken bir diğer muhalefet partisi Halkların Demokratik Partisi, yürüyüşe destek verdi. Yürüyüş boyunca yürüyüş rotasına gübre dökülmesi, yürüyenlere taşlı saldırıda bulunulması gibi çeşitli olaylar yaşandı.
Adalet Yürüyüşü bittikten sonra yürüyüşle ilgili iki kitap yayımlandı. Ayrıca CHP tarafından "toplumun her kesiminden çok önemli çağrılar geldiği" söylenerek 26-30 Ağustos 2017 tarihleri arasında Çanakkale'de "Adalet Kurultayı" düzenlendi.
Arka plan
MİT TIR'ları
19 Ocak 2014'te Suriye'ye giden üç TIR, Hatay'da Adana TMK 10. madde ile yetkili savcılık talimatıyla Kırıkhan Savcılığı tarafından durduruldu ve TIR'lara refakat eden araç içerisindekiler ve TIR içerisinde yer alan bir kişi, Kırıkhan Başsavcısı ve Kırıkhan savcısına, Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensubu olduklarını ve araç içerisinde yer alan malzemelerin "devlet sırrı" niteliğinde olduğunu ifade etti. Dönemin Hatay valisi, personelin MİT personeli olduğu ve araçların MİT'e ait olduğu belirtilen talimat yazısıyla tır aranmadan jandarma tarafından yola devam etmesine izin verildi. Fakat TIR'ların önü daha sonra polislerce kesildi fakat daha sonra emniyet güçler geri çekilmesiyle TIR yoluna devam ederek Suriye'ye geçti.[3] Cumhuriyet gazetesi 29 Mayıs 2015 tarihinde "İşte Erdoğan'ın yok dediği silahlar" başlığıyla konu ile ilgili haber yayımladı.[4] Haberin içeriğinde MİT'e ait bir TIR'ın içinde Suriye'ye götürülen silahların görüntüleri ortaya çıktığı belirtildi. Ayrıca MİT'e ait TIR'larla Suriye'deki gruplara silah ve cihatçı sevk edildiği iddia edildi, kanıt olarak da savcılık dosyasından alındığını belirtilen görüntüler verildi. Aynı gün Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'ndan gönderilen yazı üzerine haber kaldırıldı.[5] Yasaklanan bu görüntülerde, ilaç kutularının altından çıkan havan topu mermileri ve diğer mühimmat yer aldı.[3]
Haber sonrası CHP İzmir Milletvekili ve Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen hükûmetin istifa etmesi gerektiğini söyledi.[6] Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, parlamentonun onayı olmadan böyle bir şeyin yapılmasının suç teşkil ettiğini söyledi.[7] Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MİT TIR'larının Adana'da durdurulmasını aylarca 'ihanet' olarak nitelendirdiğini hatırlattı.[8] Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, TIR'lar "Türkmenlere gidiyordu" dedi.[9] Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Avukatıma talimatı verdim, davayı anında açtım. Bu haberi özel haber olarak yapan kişi de öyle zannediyorum ki bunun bedelini ağır ödeyecek." dedi.[10] Erdoğan, TRT 1'deki Cumhurbaşkanı Özel Yayını programında MİT TIR'larına yönelik operasyon ve Cumhuriyet gazetesinin yayımladığı haberle ilgili soru üzerine Erdoğan, bunun Bayırbucak Türkmenleriyle alakalı bir konu olduğunu ve söz konusu haberin Türkiye'nin imajına gölge düşürmeye çalıştığını söyledi.[10] Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, Erdoğan'ın sözlerinden sonra 2 Haziran 2015'te "Tehdidi bırak, bu 20 soruya yanıt ver!" başlıklı bir yazı yazdı.[11] Erdoğan, 24 Kasım 2015'te verdiği demeçte MİT TIR'larının durdurulmasıyla ilgili "O ihaneti biliyorsunuz değil mi. İşte onlar, Türkmenlere insani yardım götüren TIR'lardı. Silah varsa ne olacak, yoksa ne olacak?" diye konuştu.[12] Açılan soruşturmada Can Dündar ile Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasına karar verildi.[13]
Tasfiyeler
15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından darbe girişiminde bulunuldu. Darbe girişiminden beş gün sonra Bakanlar Kurulu "darbe girişiminde bulunan terör örgütünün tüm unsurlarıyla ve süratle bertaraf edilebilmesi" gerekçe göstererek olağanüstü hâl (OHAL) ilan edilmesini hükûmete tavsiye etme kararı aldı ve bu tavsiye doğrultusunda Türkiye'de üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi.[14] Türkiye'nin her yanına yayılan operasyonlarda Temmuz 2017 tarihine kadar 169 binden fazla kişi hakkında, darbenin planlayıcısı olduğu iddia edilen ve hükûmet çevrelerince Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) diye adlandırılan Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları gerekçesiyle yasal işlem yapıldı.[15] Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın 7 Temmuz 2017'de yaptığı açıklamaya göre, 168 bin 801 kişi hakkında adli işlem yapıldı, 50 bin 504 kişi tutuklandı.[16] Ayrıca 33 bin öğretmen, 12 binden fazla polis, 8 bini aşkın ordu mensubu ve 3 bin 396 hakim ve savcı olmak üzere 150 binden fazla kamu çalışanı açığa alındı ve 110 binden fazla kamu görevlisi meslekten ihraç edildi.[15] Bazı kamu görevlileri daha sonra görevlerine iade edildi. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK)'na bağlı Genel-İş Sendikası'nın yaptığı bir araştırmaya göre, bir yılda 5 bin 295 akademisyen ihraç edildi.[15]
Gelişimi
14 Haziran 2017'de MİT TIR'ları görüntülerini eski Cumhuriyet gazetesi genel yayın yönetmeni Can Dündar'a verdiği suçlamasıyla yargılanan CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu'na yirmi beş yıl hapis cezası ve tutuklama kararı verildi.[17] "Devletin gizli kalması gereken bilgi ve belgelerini askeri ve siyasal casusluk amacıyla temin etme" ve "FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçlarından yargılanan Berberoğlu'na ilkin müebbet ardından "failin geleceği üzerindeki olası etkileri" sebebiyle indirim takdiri kullanılarak ceza 25 yıla indirildi. Aynı gün CHP, meclisi terk etti.[18] Parti grubuyla olağanüstü gündemle toplanan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 15 Haziran'da Ankara'daki Güvenpark'ta saat 11.00'de bir araya geleceklerini duyurdu.[19][20] CNN Türk'tek Ne Oluyor? programında canlı yayına katılan Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşüne dair şu bilgileri verdi: "Elimde sadece 'Adalet' yazan afiş olacak. Yürüyeceğim. Bıçak kemiğe dayandı. Adalet sağlanıncaya kadar yürüyeceğim. Güvenpark'tan başlayacak, (Berberoğlu'nun tutuklu bulunduğu) İstanbul Maltepe Cezaevi'ne yürüyeceğiz. Kaç gün sürer bilmiyorum. Durmadan yürüyeceğiz."[21]
Kılıçdaroğlu ayrıca yürüyüşün nedenleri arasında kanun hükmünde kararnamelerin uzun süreli olmasını, bu yetkinin FETÖ ile mücadelenin önüne geçilip bütün muhalif kesimlerle mücadeleye dönüşmesini, milletvekillerin tutuklanması, üniversite hocalarının (barış bildirisine imza atanlar dahil) meslekten atılmasını gösterdi ve şunu ekledi:[22]
"Ülkede demokrasi ve adalet yoktu ve süratle hem demokrasiden hem de adaletten uzaklaşan oluştu Türkiye'de. Temel nedenlerden birisi şuydu: Adalet olmadığı içindi, çünkü yargı siyasetin emrine verildi. Yargı eğer siyasetin sopası olarak kullanılıyorsa, muhalefetin tasfiyesine yönelik bir operasyonun ana unsuru olarak kullanılıyorsa, demokrasi yok demektir. Ve dolayısıyla bu yürüyüşü başlattık."
Yürüyüş
15 Haziran'da Kılıçdaroğlu Güvenpark'tan partililer ve halkın desteğiyle elinde "adalet" yazılı bir dövizle yürüyüşe geçti.[23] İlk günün etabı 30 kilometrelik mesafenin katedilmesinin ardından Ankara'daki 75. Yıl Hipodromu yakınlarında tamamlandı.[24] Partililer burada CHP'li Çankaya ve Yenimahalle belediyelerince oluşturulan alanda dinlendi. CHP İzmir örgütü 17 Haziran'da saat 10.00'da Cumhuriyet Meydanı'ndan yola çıkıp İstanbul'dan önce Ankara'dan gelen Kılıçdaroğlu önderliğindeki grupla Gebze'de buluşacağını belirterek İzmir'den bir yürüyüş yapacağını duyurdu.[25]
Ankara Hipodrom Meydanı'nda sabah 08.00'de başlayan yürüyüşün 2. gününde 20 kilometre yol katedildi. Dört kez mola veren veren Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, Kahramankazan ilçesi girişinde kurulan kamp alanına ulaştı ve yürüyüşün 2. günü tamamlandı.[26] Yürüyüş üçüncü gününde sabah saat 09.00 sıralarında başladı. Kahramankazan'ın girişinde bir açıklama yapan Kılıçdaroğlu, darbe girişimi gecesi Kazan halkının direnişi sayesinde ilçenin isminin Kahramankazan olarak değiştirildiğini hatırlatıp yurttaşlara teşekkür etti.[27] 4. gün yürüyüş Kurtboğazı Barajı girişinden başladı ve yürüyüşe insan hakları örgütleri temsilcileri ile KESK'e bağlı Tüm Bel-Sen üye ve yöneticileri de eşlik etti.[28] Yürüyüş kolu Kızılcahamam Üçbaş köyü civarına vardı ve Kızılcahamam Orman İşletme Şefliği yakınında kamp kurdu.[29] Kızılcahamam Orman Şefliği'nden başlayan yürüyüşün 5. gününde yürüyüşe Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy da katıldı. Kılıçdaroğlu azimle, adalet için yürümeye devam edeceklerini söyledi. Ersoy ise, "Bulunduğumuz her yerde, mahallelerimizde, işyerlerinde, okullarımızda, yaşam alanlarımızda adalet ve demokrasi seferberliğini büyütmek için mücadeleye çağırıyoruz." dedi.[30] 6. gün Kızılcahamam Bulak köyündeki kamp alanından yürümeye başlandı ve 20 kilometre yürüme sonrası Ankara-Bolu il sınırındaki Yayla Mokamp Tesisleri'ne ulaşıldı.[31] Yürüyüşün 7. gününde 19 kilometre yürüme sonrası Gerede'ye bağlı Sipahiler Mevkii'nde kamp kuruldu.[32] Yürüyüşe Sunay Akın, Nebil Özgentürk, Nasuh Mahruki, Metin Uca, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Balyoz sanıkları aileleri ve Soma faciasında ölen madencilerin aileleri katıldı.[33] 8. gün 19 kilometre yürüyen yürüyüş kolu, Bolu'daki Mengen Sapağı'ndaki Yeniçağa ilçesine bağlı Şahnalar köyü mevkiinde sona erdi.[34] Kılıçdaroğlu'nun öğleden sonraki yürüyüşüne Eşber Yağmurdereli, Suavi, Kardeş Türküler, Mustafa Sarıgül ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği eşlik etti.[35] 9. günkü yürüyüşe Erdal Erzincan, Tolga Sağ, Uğur Dündar, Türk Tabipleri Birliği katıldı ve 21 kilometre yürüme sonrası Bolu Gerede yolu üzerinde bulunan Köroğlu Tesisleri yanındaki alanda konaklanıldı.[36][37] Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü'nün 10. gününde Aylin Nazlıaka ile İstanbul Barosu'ndan avukatlar da "Herkes için adalet ve hukuk" diyerek yürüyüşe katıldı.[38][39] Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü'nün 11. gününde Bolu'da bayram namazı kıldı, partililerle bayramlaştı. 10. günde 21 kilometre yürüyen Kılıçdaroğlu 11. gün 11 kilometre yürüdü ve Bolu kent merkezinde konaklayacakları spor alanına gelerek yürüyüşün bugünkü etabını tamamladı.[40] 12. gün yürüyüşe AKP'nin kurucularından eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de katıldı. 19 km yürüyüşten sonra Bolu Dağı'nın eteklerinde eski Varan Tesisleri'nde dinlenmeye geçildi. 6,5 kilometrelik ikinci etap, Bolu Dağı'ndaki Köroğlu Tesisleri'nde sona erdi.[41] Kılıçdaroğlu ve beraberindekiler, 13. günü toplam 21 kilometre yürüyerek tamamladı. Gece, Düzce Kalıcı Konutlar yolu üzerindeki Cumhuriyet Mahallesi mevkiinde yol kenarındaki kamp alanında geçirildi.[42] Yürüyüşe Gezi eylemleri sırasında öldürülen Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan, Ethem Sarısülük'ün aileleri ve Cumhuriyet yazarı Ali Sirmen de katıldı.[43] 14. gün 20 kilometre yürüyen Kılıçdaroğlu ile yürüyüşe katılanlar geceyi Düzce'nin Gömüşova ilçesinde kurulacak kamp alanında geçirdi. Yürüyüşe Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Özgürlük ve Dayanışma Partisi lideri Alper Taş ile Halkın Türkiye Komünist Partisi Genel Başkanı Erkan Baş katıldı.[44] Adalet Yürüyüşü'nün 15. gününde 17 kilometre yol kat edildi ve Hendek'e ulaşıldı. Birinci etap 3,5 kilometre, Beylice'den 4,5 kilometre yüründü. Sıcaklık nedeniyle yürüyüş yarım saat ertelendi. Üçüncü etap 4 kilometre ve son etap 5 kilometreyle tamamlandı.[45] 16. gün yürüyüşü Kılıçdaroğlu'nun 2001'de öldürülen Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın kabrini ziyaret etmesinin ardından yaptığı açıklamanın ardından başladı ve Akyazı Ormanköy mevkiine kadar toplamda 20 kilometre yürünüldü.[46] Adalet Yürüyüşü’ne 16. gününde, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanları Lami Özgen ve Şaziye Önder ile çok sayıda KESK'li, Gülriz Sururi, Zeynep Oral katıldı.[47] 17. günde 1011 metrelik (10 Kasım için özel olarak hazırlanan) dev Türk Bayrağı açıldı ve kortejin uzunluğu 7 kilometreye ulaştı.[48] Aslı Erdoğan, Aslı Perker, Ceren Sözeri, Belma Fırat, Hacer Yeni, Ilgın Sönmez, Nazlı Karabıyıkoğlu, Ayşegül Tözeren, Ruhan Bilkay, Karen Alguadiş, Ebru Nihan Celkan ve Ayşe Önal gibi yazarlar ile İhsan Eliaçık ve on yediye baroya üye 300 avukat da yürüyüşe katıldı. Yürüyüşçüler toplam 15.8 kilometre yol katetti. İkiye bölünmüş ilk etapta toplam 8 kilometre yüründü. Daha sonraki etaplar da 8 kilometreye yakın devam eden kortej kamp yapacağı Sakarya şehir merkezine ulaştı. Yürüyüşün 18. gününde Sakarya şehir merkezinden hareket eden grup ilk etapta 3,9; ikinci etapta ise 3,4 kilometre yol alırken toplamda 17.7 kilometre yol kat edildi.[49] 10 kilometreyi bulan korteje Şevket Çoruh ile Melek Baykal da katıldı. Yürüyüş 19. gününde Kocaeli'den başladı ve İzmit girişindeki Yahyakaptan Mahallesi yakınlarındaki konaklama alanına ulaştı.[50] Halkların Demokratik Partisi'nden Eş Genel Başkan Serpil Kemalbay ve Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım dışında Celal Doğan, Erol Dora, Ertuğrul Kürkçü, Feleknas Uca ve Mithat Sancar gibi milletvekilleri yürüşün 19. gününde Kılıçdaroğlu ile beraber yürüdü.[51] 20. gün toplam 19 kilometre yürünüldükten sonra İzmit’in Yahyakaptan Mahallesi'nda kamp kuruldu.[52] 21. gününde yürüyüşe yaklaşık 20 bin kişi katıldığı belirtildi ve toplamda 18,2 kilometre yürüme sonrası yürüyüş Kocaeli'nin Dilovası ilçesine bağlı Tavşancıl sahilinde sona erdi.[53] Yürüyüşün 22. günü Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bulunan eski Topçu Kışlası'nda sona erdi.[54] 23. günde kortej saat 11.30 sıralarında İstanbul il sınırlarına girdi. Kılıçdaroğlu, Gandi'nin 600 bin adım rekorunu da kırmış oldu.[55] Kortej, 24. gününde yürüyüşe ilk etaba Tuzla'daki kamp alanından başldı ve Pendik Kaynarca'dan itibaren sahil yoluna indi.[56] Kılıçdaroğlu, 24. günde yaptığı açıklamada Dragos'tan miting alanına yaklaşık 3 kilometre tek başına yürüyeceğini belirtti.[57] 420 kilometrelik yürüyüş, 25 gün sürdü ve 9 Temmuz 2017'de Maltepe'de son buldu.[58] Kılıçdaroğlu yürüyüşün son bulduğu Maltepe'de bir miting düzenledi. Burada, yürüyüşün gerekçesini ve adalet taleplerini yineledi.[58][59]
Katılımcılar
Yürüyüşe sanat, spor, edebiyat, sinema, müzik gibi alanlardan isimler de katıldı. Aralarında Genco Erkal, Emre Kongar, Gülriz Sururi, Nejat Yavaşoğulları, Müjdat Gezen, Bedri Baykam, Uğur Dündar, Ankaralı Turgut, Nebil Özgentürk, Nasuh Mahruki, Sunay Akın, Metin Uca, Levent Gültekin, Sevinç Erbulak, Sevim Gözay, Ayşe Kulin, Şevket Çoruh, Ahmet Ümit, Tuluhan Tekelioğlu, Melek Baykal, Redd, Sezgi Mengi, Aslı Erdoğan, Dilber Ay gibi isimler yürüyüşe destek verdi.[60]
Maltepe mitingi
Yürüyüş, 9 Temmuz'da Maltepe'de yapılan bir miting ile sonlandırıldı. Öncesinden miting alanına sağlık sorunları olup da cezaevlerinden tahliye edilmeyenlerle ilgili dev dilekçe "İlgili makama" şeklinde yazıldı ve dilekçenin yanında ise adaleti simgeleyen Themis heykelinin resmi yer aldı.[61] Dilekçede şunlar yazıldı:[62]
"Pek çok devlet memuru, gazeteci ve akademisyenin muğlak kanıtlara dayalı tutuklanmaları, gereğinden uzun yargı süreçlerine maruz kalmaları ve açlık grevi, insanlara bile reva görülen vicdan yaralayıcı insani değerlerden uzak uygulamalar derhal son bulmalı. Yargının bağımısızlığına, siyasi erklerin iyi niyetlerine, adaletin tecelli ve tesis edeceğine inanmak için OHAL’in bitirilmesini, KHK sürecinin sonlandırılmasını, haksız ve hukuksuz yargı kararlarının derhal gözden geçirilmesini ve sağlık sorunları yaşayan tutukluların durumlarının iyişleştirilmesini toplum vicdanı adına talep ediyoruz."
Yürüyüşün 25. günününde Dragos'ta mola veren Kılıçdaroğlu, saat 16.30'da Maltepe'ye doğru yola çıktı ve kalan 1 kilometreyi ise yalnız yürüdü.[63] Eşi Selvi Kılıçdaroğlu'yla birlikte sahneye çıkan Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada on maddelik bir bildiri okudu.[64]
Olaylar
Yürüyüş boyunca çeşitli olaylar yaşandı. Yürüyüşün 13. gününde konaklanan yere getirilen bir kamyonla gübre döküldüğü CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner tarafından duyuruldu.[65] Düzce'de kamp alanının bulunduğu yola tezek döken kamyon sürücüsü ve arkadaşları "Çevreyi kasten kirletmek" suçundan gözaltına alındı ve savcılıktaki ifadeleri ardından serbest bırakıldı.[66] Kamyon sürücüsüne ise 3 bin TL ceza kesildi.[67] Olayın üzerinden iki yıl geçtikten sonra gübre döken kamyon sürücüsü İlhami Çelik, Kemal Kılıçdaroğlu'ndan özür diledi.[68] 14. günde Düzce'nin Küçük Sanayi Sitesi mevkiinde başlayan yürüyüşte grupla birlikte yürüyen Kılıçdaroğlu'nun önünde yolda bir tabanca mermisi olduğu görüldü. Yürüyüşe katılanlar merminin yoldan geçen bir arabadan atıldığını söyledi.[69] 17. günde bir grup tarafından yürüyen yurttaşlara taşlı saldırıda bulunuldu. Sakarya il girişinde yürüyüşün gerçekleştirildiği yolun karşı şeridinden gelen bir arabanın içerisinden yürüyen gruba taşlarla saldırıldı. Saldırıda bir kişi başından yaralandı.[70] Yürüyüşün 18. gününde yürüyüşe katılanlar, Sakarya'nın Serdivan ilçesinde özel mülke ait bir arazide mola vermek için durmasından sonra arazi sahibi olay yerine polis çağırdı.[71] 21. günde Kocaeli Emniyeti, Adalet Yürüyüşü'ne saldırmayı planladığı iddia edilen bir kişiyi operasyonla ele geçirildiğini ve şahsın IŞİD terör örgütü mensubu olduğunu açıkladı.[72] Zanlının kalabalığın arasına araç ile dalacağı öne sürüldü. Kayseri Valisi Süleyman Kamçı ise yaptığı açıklamada, "6 kişilik IŞİD militan grubunu gözaltına aldı. Minibüsle konvoya saldıracaklardı" dedi.
Tepkiler
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Anayasayı ayaklar altına alarak vatandaşı sokağa dökmek, ne milletin yararınadır ne bizim. Yollar yürünmekle aşınmaz. Eğer yargı bu tür baskılar altında kalırsa, biz yargıdan adaleti nasıl bekleyeceğiz? Ve ürkeklik, yargıya baskı, kusura bakmayın, adaletin gelişini sağlamaz. Öyle elde ‘Adalet’ pankartlarıyla dolaşmak da adaleti getirmez. [...] Yargı yarın sizi de bir yere çağırırsa şaşmayın. Bizim birliğimiz çok önemli. Böyle Ramazan ayı içerisinde milleti sokağa dökmek, böyle bir işe başlamak doğru değil." sözlerini kullandı.[73]
- Yürüyüşün provokasyona açık olduğunu söyleyen Başbakan Binali Yıldırım, "Bu ihtimal uzakta değil tabii, sokağa indiğiniz provokasyon zaman beklenebilir. İçişleri bakanımız konuyu yakından takip ediyor. CHP yöneticileriyle de bu konuda yakın temasta. Ümit ediyorum ki bu meseleye burada son verirler." dedi.[74] Yıldırım başka bir demecinde "Yürüyeceksen darbeye karşı yürüyeceksin. Adalet sokakta bulunmaz, adalet sokakta aranmaz. Adaletin olacağı yer mahkemelerdir." ifadelerini kullandı.[75]
- Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: "Yargılama süreci devam ederken, bu süreci hukuka aykırı olarak etkileyecek biçimde açıklamalar yapmak, yargı mensuplarını hedef göstermek, tahkir ve tehdit etmek açıkça suçtur. Mahkeme kararı halkı sokağa davet ederek denetlenemez."[76]
- Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) imzasıyla yayınlanan bir açıklamada Berberoğlu'nun tutuklanmasını kınayarak "Muhalefet partilerine yönelik darbe sürecine boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz." dedi.[77]
- HDP Sözcüsü Osman Baydemir, "Selahattin Demirtaş'ın tutuklamasına sessiz kalanlara, biz Demirtaş'ın yoldaşları olarak sessiz kalmayacağız." dedi.[78]
- Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, konu hakkında Twitter'da "CHP aceleyle ayağa kalkmış, önyargıyla kıyameti koparmıştır. CHP'nin, demokratik ve hukuk çemberinden taşmaması gerekirken, mal bulmuş mağribi gibi sokağa fırlayarak yürüyüşe geçmesi masumane değildir. Provokatörler devrede, karıştırıcı ve nifak saçan mihraklar yerli işbirlikçileri eliyle kuyruktadır." diye yazdı.[79]
- CHP, Bahçeli'nin sözlerini "son derece talihsiz, çirkin ve tahrik edici" değerlendirirken, yürüyüşlerini "şiddete meydan vermeyen demokratik hak" olarak tanımladı.[80]
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Ankara'dan başlayan 'Adalet Yürüyüşü' için "Tutuklu HDP milletvekilleri için de yürüyoruz." dedi.[81]
- MHP eski milletvekili Meral Akşener, "Ülkemizde ana muhalefet lideri 'adalet' pankartıyla yürümek zorunda kalıyorsa, herkesin durup düşünmesi gerekir. Huzur ve adalet tesis edilmelidir." dedi.[82]
- Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, "Adalet Yürüyüşü" başlatan CHP'yi eleştirerek yürüyüşün kamplaşmaya, ayrışmaya ve iç savaşa sürükleyecek adımlar atılmasına vesile olmamasını, sokakların çare olmadığını belirtti.[83]
- Berberoğlu'nun tutuklanmasının ardından meclisi terk eden CHP'ye seslenen AKP'li Bülent Turan, CHP'ye dokunulmazlıkların kaldırıldığı oylamada "Evet" oyu verdiğini söyledi.[84]
- İlahiyatçı İhsan Eliaçık, yürüyüşe destek verdi ve HDP lideri Selahattin Demirtaş'ın tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi'ne kadar yürünmesi gerektiğini söyledi.[85]
- Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek önce bu yürüyüşü "CHP'nin bonzaisi" olarak nitelendirdi.[86] Daha sonra Tahran'a resmi görüşmeler yapmak üzere yola çıkmadan önce yaptığı basın toplantısında "CHP bir koluna FETÖ'yü takarak bir koluna da PKK'yı takarak kendisine yazık ediyor." açıklamasını yaptı.[87]
Kampanya görseli
CHP, 14 Haziran'da #AdaletYürüyüşü etiketiyle yürüyüşe dair kampanya görselini sosyal medyada paylaşmaya başladı.[88] Söz konusu görsel 15 Haziran'da TBMM'de gündem konusu oldu. AK Parti Grup Başkan Vekili Mehmet Muş, görselle "Bunun arkasında halk yok, kime mesaj veriyorsunuz. Genel başkanın arkasında askerler ne arıyor, bundan başka fotoğraf bulamadınız mı? Milletle yürüyün." dedi.[89] Bunun üzerine söz alan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, fotoğrafın 10 Kasım'da çekildiğini söyledi.
Sonrası
Kitaplar
Adalet Yürüyüşü bittikten sonra yürüyüşle ilgili kitaplar yayımlandı. Kılıçdaroğlu'nun yürüyüşünün fotoğraflı öyküsü Adaleti Yolda Arayanlar (ISBN 978-605-09-4559-1) adıyla Hürriyet foto muhabiri Selahattin Sönmez tarafından kitaplaştırıldı.[90][91] Kitabın ilk sözünü ise Kılıçdaroğlu'nun, "Adaletle değil, zulümle hükmedenlere asla boyun eğmeyeceğiz. Adaleti bu topraklara, hak arayan milyonlarla el ele verip, getireceğiz." sözü oluşturmaktadır.[92] Gazeteci Şükrü Küçükşahin, Ekim 2017'de Magna Carta'dan 802 Yıl Sonra Adalet İçin Yürümek (ISBN 9789755338958) adında bir kitap yayımladı ve kitapta, yürüyüşe zemin hazırlayan koşulları ve yürüyüş sırasında yaşananları anlattı.[93]
Adalet Kurultayı
CHP tarafından Adalet Yürüyüşü'nün ardından "toplumun her kesiminden çok önemli çağrılar geldiği" söylenerek 26-30 Ağustos 2017 tarihleri arasında Çanakkale'de "Adalet Kurultayı" yapma kararı alındı.[94] Kurultayın ilkin Gelibolu'da, olumsuz yanıt alınması halinde Kaz Dağları'nda yapılması planlandı.[95] Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, kurultayın Çanakkale'de yapılma nedeni olarak "Çanakkale, ilk defa hiçbir etnik ayrım gözetmeden ulusal Türk Kurtuluş Savaşı'ndan önce bu milletin Türk, Kürt, Laz, Çerkez ayrımı gözetmeden bir arada işgale karşı koyun koyuna savaştığı yer" olarak gösterdi ve kurultayın Gelibolu Yarımadası'ndaki Kocadere Kamp Alanı'nda yapılacağını[96] ve "Adalet dosyasına koyacak benim de bir arzuhalim var." diyen herkesin davetli olduğunu belirtti.[97] Dört günlük program içinde toplamda 77 çalıştay, 8 ana panel yapıldı ve 699 konuşmacı konuştu.[98]
Kaynakça
Dış bağlantılar
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.