hasta

Türkçe

Köken

Osmanlı Türkçesi خسته‎, Farsça خَسْتَه‎.

Söyleniş

• IPA^(anahtar): /has.ˈta/
• Heceleme: has‧ta

Eş anlamlılar

• rahatsız, sayrı

Zıt anlamlılar

• sağlam, sağlıklı, sıhhatli

Ad

hasta (belirtme hâli hastayı, çoğulu hastalar), sahiplik şekli hasta -sı

1. aşırı düşkün, tutkun

   Maç hastasıydı.

2. parasız, züğürt
3. zihnî kabiliyetleri bozulmuş olan

   Hasta mısın?!

4. (hastalık) hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken kişi

   Annem o evin önü sofalı bir odasında hasta yatıyordu. — Y. K. Beyatlı

Çekimleme

		tekil	çoğul
yalın		hasta	hastalar
belirtme		hastayı	hastaları
yönelme		hastaya	hastalara
bulunma		hastada	hastalarda
ayrılma		hastadan	hastalardan
tamlayan		hastanın	hastaların
iyelik
		tekil	çoğul
1. tekil	yalın	hastam	hastalarım
	belirtme	hastamı	hastalarımı
	yönelme	hastama	hastalarıma
	bulunma	hastamda	hastalarımda
	ayrılma	hastamdan	hastalarımdan
	tamlayan	hastamın	hastalarımın
2. tekil	yalın	hastan	hastaların
	belirtme	hastanı	hastalarını
	yönelme	hastana	hastalarına
	bulunma	hastanda	hastalarında
	ayrılma	hastandan	hastalarından
	tamlayan	hastanın	hastalarının
3. tekil	yalın	hastası	hastaları
	belirtme	hastasını	hastalarını
	yönelme	hastasına	hastalarına
	bulunma	hastasında	hastalarında
	ayrılma	hastasından	hastalarından
	tamlayan	hastasının	hastalarının
1. çoğul	yalın	hastamız	hastalarımız
	belirtme	hastamızı	hastalarımızı
	yönelme	hastamıza	hastalarımıza
	bulunma	hastamızda	hastalarımızda
	ayrılma	hastamızdan	hastalarımızdan
	tamlayan	hastamızın	hastalarımızın
2. çoğul	yalın	hastanız	hastalarınız
	belirtme	hastanızı	hastalarınızı
	yönelme	hastanıza	hastalarınıza
	bulunma	hastanızda	hastalarınızda
	ayrılma	hastanızdan	hastalarınızdan
	tamlayan	hastanızın	hastalarınızın
3. çoğul	yalın	hastası	hastaları
	belirtme	hastasını	hastalarını
	yönelme	hastasına	hastalarına
	bulunma	hastasında	hastalarında
	ayrılma	hastasından	hastalarından
	tamlayan	hastasının	hastalarının

hasta adının çekimi

Üst kavramlar

• insan

Atasözleri

hasta

Dağ adamı, hasta eder sağ adamı Hasta ol benim için, öleyim senin için Hasta olmayan, sağlığın kadrini bilmez Hastaya bakmaktan hasta olması yeğdir

Deyimler

• hasta etmek, hastalık hastası

Türetilmiş kavramlar

hasta

hasta adam, hasta bakıcı, hasta hakları, hasta kâğıdı, hastaca, hastahane, hastalı, hastalık, hastayken, hastayla, hastaysa

İlgili kavramlar

• doktor, hekim, hemşire

Çeviriler

hasta

Almanca: Kranke (de) e, Kranke (de) d İngilizce: patient (en) (hastahanede/ muayenehanede), sick (en) Türkçe: Osmanlı Türkçesi: خسته‎ (ota)

Ön ad

hasta (karşılaştırma daha hasta, üstünlük en hasta)

1. (hastalık) hastalık, kaza veya yaralanma dolayısıyla fizik veya ruh sağlığı bozulmuş ve tedavi edilmesi gereken

Çeviriler

hasta

Almanca: krank (de) Azerice: asta (az) Endonezce: sakit (id) Farsça: خَسْتَه‎ (fa) Felemenkçe: ziek (nl) Fince: sairas (fi) Gagavuzca: hasta (gag) İngilizce: ill (en), sick (en) İspanyolca: enfermo (es) İsveççe: sjuk (sv) İtalyanca: malato (it) Lehçe: chory (pl) Rusça: больной (ru) (bolʹnoy) Tatarca: awıru (tt), xasta (tt) Kırım Tatarcası: asta (crh) Türkçe: Eski Türkçe: igçil‎ (otk) (igçil), iglig‎ (otk) (iglig) Osmanlı Türkçesi: خسته‎ (ota) Türkmence: hassa (tk), syrkav (tk)

Kaynakça

• Türk Dil Kurumuna göre "hasta" maddesi

Gagavuzca

Köken

Farsça خسته‎ خَسْتَه‎.

Söyleniş

• Heceleme: has‧ta

Ön ad

hasta

1. (hastalık) hasta

Kırım Tatarcası

Söyleniş

• Heceleme: has‧ta

Ad

hasta

1. (hastalık) hasta

Kaynakça

• Etymological Dictionaries - Andras Rajki