Loading AI tools
Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Antony John Blinken (d. 16 Nisan 1962), 26 Ocak 2021'den bu yana 71. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı olarak görev yapan bir Amerikan hükûmet yetkilisi ve diplomattır. Daha önce Başkan Barack Obama döneminde 2013-2015 yılları arasında Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı ve 2015-2017 yılları arasında Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı.[1]
Antony Blinken | |
---|---|
Resmi portre, 2021 | |
71. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı | |
Görevde | |
Makama geliş 26 Ocak 2021 | |
Başkan | Joe Biden |
Yardımcı | Wendy Sherman Victoria Nuland (vekâleten) Kurt M. Campbell |
Yerine geldiği | Mike Pompeo |
18. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakan Yardımcısı | |
Görev süresi 9 Ocak 2015 - 20 Ocak 2017 | |
Başkan | Barack Obama |
Yerine geldiği | William Joseph Burns |
Yerine gelen | John J. Sullivan |
26. Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı | |
Görev süresi 20 Ocak 2013 - 9 Ocak 2015 | |
Başkan | Barack Obama |
Lider | Susan Rice |
Yerine geldiği | Denis McDonough |
Yerine gelen | Avril Haines |
Amerika Birleşik Devletleri Başkan Yardımcısı Danışmanı Ulusal Güvenlik Danışmanı | |
Görev süresi 20 Ocak 2009 - 20 Ocak 2013 | |
Başkan Yardımcısı | Joe Biden |
Yerine geldiği | John P. Hannah |
Yerine gelen | Jake Sullivan |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | 16 Nisan 1962 Yonkers, New York, ABD |
Milliyeti | ABD |
Evlilik(ler) | Evan Ryan (e. 2002) |
Akraba(lar) | Meir Blinken (büyük-büyükbaba) Alan Blinken (amca) Samuel Pisar (üvey baba) |
Ebeveyn(ler) | Donald M. Blinken (babası) |
Yaşadığı yer | Washington, DC, ABD |
Bitirdiği okul | Harvard Üniversitesi Columbia Üniversitesi |
Mesleği | Diplomat, avukat, gazeteci |
Dini | Yahudilik |
Blinken, Clinton yönetimi sırasında 1994-2001 yılları arasında Dışişleri Bakanlığı'nda ve Ulusal Güvenlik Konseyi'nde üst düzey görevlerde bulundu. 2001-2002 yılları arasında Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde kıdemli araştırmacı olarak görev yaptı. 2002-2008 yılları arasında Senato Dış İlişkiler Komitesi'nin Demokrat personel direktörü olarak görev yaparken 2003 Irak işgalini savundu.[2] Obama-Biden başkanlık geçiş sürecine danışmanlık yapmadan önce Joe Biden'ın 2008 başkanlık kampanyasında dış politika danışmanlığı yaptı.
Blinken, 2009-2013 yılları arasında Başkan Yardımcısının Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yaptı. Obama yönetimindeki görev süresi boyunca ABD'nin Afganistan, Pakistan ve İran'ın nükleer programına ilişkin politikalarının oluşturulmasına yardımcı oldu.[3][4] Devlet hizmetinden ayrıldıktan sonra özel sektöre geçen Blinken, bir danışmanlık firması olan WestExec Advisors'ın kurucu ortağı oldu. Blinken, önce Biden'ın 2020 başkanlık kampanyasında dış politika danışmanı olarak, ardından da Biden'ın dışişleri bakanı olarak seçtiği ve Senatonun 26 Ocak 2021'de onayladığı bir pozisyon olarak hükûmete geri döndü.
Blinken, 16 Nisan 1962'de Yonkers, New York'ta Yahudi ebeveynler Judith (Frehm) ve daha sonra ABD'nin Macaristan Büyükelçisi olarak görev yapan Donald M. Blinken'in çocuğu olarak dünyaya geldi.[5][6][7] Anne tarafından büyükannesi ve dedesi Macar Yahudisiydi.[8] Blinken'in amcası Alan Blinken, ABD'nin Belçika Büyükelçisi olarak görev yaptı.[9][10] Baba tarafından dedesi Maurice Henry Blinken, İsrail'in ekonomik açıdan yaşayabilirliğini araştıran ilk destekçilerden biriydi[11] ve büyük büyükbabası Yidiş yazarı Meir Blinken'di.[12]
Blinken, 1971 yılına kadar New York'taki Dalton Okulu'na devam etti.[6] Daha sonra annesi Judith ve Blinken'den boşandıktan sonra evlendiği Samuel Pisar ile birlikte Paris'e taşındı. Onay duruşmasında Blinken, Polonya'daki okulunda 900 çocuk arasında Holokost'tan kurtulan tek kişi olan üvey babasının hikâyesini anlattı. Pisar, bir Nazi ölüm yürüyüşü sırasında ormana kaçtıktan sonra bir ABD tankına sığınmıştı.[13] Blinken, Paris'teki École Jeannine Manuel'de okudu.[14]
Blinken, 1980'den 1984'e kadar Harvard Üniversitesi'nde okudu, burada sosyal bilimler alanında uzmanlaştı.[15] Harvard'ın günlük öğrenci gazetesi The Harvard Crimson'ın editörlüğünü yaptı[16] ve güncel olaylar üzerine bir dizi makale yazdı.[17] Harvard'dan mezun olduktan sonra Blinken, yaklaşık bir yıl boyunca The New Republic'te stajyer olarak çalıştı.[15] 1988 yılında Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden J.D. derecesi aldı.[18][19] New York'ta ve Paris'te avukatlık yaptı.[20] Blinken, 1988 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerinde Demokratların adayı olan Michael Dukakis için bağış toplamak üzere babasıyla birlikte çalıştı.[5]
Müttefik Müttefike Karşı: Amerika, Avrupa ve Sibirya Boru Hattı Krizi (1987) adlı monografisinde Blinken, Sibirya boru hattı krizi sırasında Sovyetler Birliği'ne diplomatik baskı uygulamanın Amerikan çıkarları açısından ABD ile Avrupa arasındaki güçlü ilişkileri sürdürmekten daha az önemli olduğunu savundu.[21] Müttefik Müttefike Karşı, Blinken'in Henry Kissinger ile röportaj yaptığı lisans tezine dayanıyordu.[16][22]
Blinken, yirmi yıl boyunca iki yönetimde de üst düzey dış politika pozisyonlarında bulundu.[5] 1994-2001 yılları arasında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kadrosunda yer aldı.[23] 1994-1998 yılları arasında Blinken, Başkan'ın özel asistanı ve stratejik planlamadan sorumlu kıdemli direktör ve NSC'nin konuşma yazımından sorumlu kıdemli direktörü olarak görev yaptı.[24] 1999'dan 2001'e kadar Başkan'ın özel asistanı ve Avrupa ve Kanada işlerinden sorumlu kıdemli direktör olarak görev yaptı.[25] Blinken, 2003 yılında ABD öncülüğündeki Irak işgalini destekledi.[2][26] 2002 yılında Senato Dış İlişkiler Komitesi'ne personel direktörü olarak atandı ve bu görevi 2008 yılına kadar sürdürdü.[23] Blinken, o zamanki Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör Joe Biden'a, Biden'ın ABD'nin Irak işgaline verdiği desteği formüle etmede yardımcı oldu ve Blinken, Irak işgali için verilen oyu "sert diplomasi için bir oy" olarak nitelendirdi.[27]
ABD'nin Irak'ı işgalini takip eden yıllarda Blinken, Senatoda Irak'ta etnik veya mezhepsel hatlara göre bölünmüş üç bağımsız bölge kurulması önerisinin formüle edilmesinde Biden'a yardımcı oldu: güneyde bir "Şiastan", kuzeyde bir "Sünnistan" ve Irak Kürdistanı. Bu öneri hem ülke içinde hem de başbakanın bölünme planına karşı çıktığı Irak'ta ezici çoğunlukla reddedildi.[28] Ayrıca Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi'nde kıdemli araştırmacı olarak görev yaptı. Blinken 2008 yılında Joe Biden'ın başkanlık kampanyası için çalıştı ve Obama-Biden başkanlık geçiş ekibinin bir üyesiydi.[29]
Blinken, 2009'dan 2013'e kadar, Başkan yardımcısının yardımcısı ve ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yaptı. Bu pozisyonda, ABD'nin Afganistan, Pakistan ve İran'ın nükleer programına ilişkin politikalarının oluşturulmasına yardımcı oldu.[3][4] Blinken, 20 Ocak 2013 tarihinde Denis McDonough'un yerine ulusal güvenlik danışman yardımcısı olarak yemin etti.[30]
7 Kasım 2014 tarihinde Başkan Obama, Blinken'i emekli olan William J. Burns'ün yerine bakan yardımcılığı görevine aday göstereceğini açıkladı.[31] 16 Aralık 2014 tarihinde Blinken, 55'e karşı 38 oyla Senato tarafından Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak onaylandı.[32]
Blinken, Obama'nın 2011 yılında Usame bin Ladin'i öldürme kararı için "Bir lider tarafından verilen daha cesur bir karar görmedim" dedi.[33] Blinken, Suriye politikasının hazırlanmasında hükûmetin kilit oyuncularından biri olarak tanımlandı[5] ve bunda kamuoyunun yüzü olarak görev yaptı.[34] 2014 Ukrayna devriminin ardından Blinken, Obama yönetiminin Kırım'ın Rusya Federasyonu tarafından ilhakına tepkisinin formüle edilmesinde etkili oldu.[35][36]
Blinken, 2011'de Libya'ya yapılan askeri müdahaleyi[34] ve Suriyeli isyancılara silah tedarikini destekledi.[37] 2016'daki Türk darbe girişimini kınadı ve demokratik yollarla seçilmiş Türk hükûmetine ve kurumlarına desteğini ifade etti, ancak Türkiye'de 2016'dan bu yana yaşanan tasfiyeleri de eleştirdi.[38] Nisan 2015'te Blinken, Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen'e yapılan müdahaleye desteğini dile getirdi.[39] "Bu çabanın bir parçası olarak silah teslimatlarını hızlandırdık, istihbarat paylaşımımızı arttırdık ve Suudi operasyon merkezinde ortak bir koordinasyon planlama hücresi kurduk." dedi.[40]
Blinken, 2014 İsrail-Gazze çatışması sırasında İsrail'in Demir Kubbe önleme füzeleri cephaneliğini yenilemek için Amerikan parası taleplerinde Biden ile birlikte çalıştı.[41] Mayıs 2015'te Blinken, Myanmar'daki Müslümanlara yönelik zulmü eleştirdi ve Myanmar liderlerini Müslüman karşıtı yasaların tehlikeleri konusunda uyardı,[42] Rohingya Müslümanlarının "vatandaşlığa giden bir yolu olması gerektiğini söyledi.[43]
Haziran 2015'te Blinken, ABD liderliğindeki koalisyonun dokuz ay önce İslam Devleti'ne karşı başlattığı harekâttan bu yana, ABD liderliğindeki hava saldırılarında on binden fazla IŞİD savaşçısının öldürüldüğünü iddia etti.[44]
Blinken, 2017'den 2019'a kadar Pensilvanya Üniversitesi'ne bağlı bir düşünce kuruluşu olan Penn Biden Merkezi'nin genel müdürü olarak görev yaptı.[45] Bu süre zarfında dış politika ve Trump yönetimi üzerine çeşitli makaleler yayınladı.
Blinken, 2017 yılında Michèle Flournoy, Sergio Aguirre ve Nitin Chadda ile birlikte siyasi strateji danışmanlık firması olan WestExec Danışmalık'ı kurdu.[46][47] WestExec'in müşterileri arasında Google'ın Jigsaw şirketi, İsrailli yapay zeka şirketi Windward, Hava Kuvvetleri ile 7.2 milyon dolarlık bir sözleşme imzalayan gözetleme drone'u üreticisi Shield AI yer almaktadır.[48] Foreign Policy'e göre, firmanın müşterileri arasında "savunma sanayi, özel sermaye firmaları ve hedge fonları" bulunmaktadır.[49] Blinken, WestExec'ten yaklaşık 1,2 milyon dolar tutarında ödeme aldı.[50]
Blinken ve diğer Biden geçiş ekibi üyeleri eski Pentagon danışmanı Michele Flournoy ve Savunma Bakanı Lloyd Austin, WestExec'in stratejik ortağı olan özel sermaye şirketi Pine Island Capital Partners'ın ortaklarıdır.[51][52] Pine Island'ın başkanı, Merrill Lynch'in Bank of America'ya satılmadan önceki son başkanı John Thain'dir.[53] Blinken, Biden kampanyasına kıdemli dış politika danışmanı olarak katılmak üzere Ağustos 2020'de Pine Island'dan ayrıldı.[54] Biden yönetiminde bir pozisyon için onaylanırsa Pine Island'daki hisselerini elden çıkaracağını söyledi.[51]
Blinken, Biden'ın 2020 başkanlık kampanyası için dış politika danışmanlığı yaptı.[55] 22 Kasım 2020'de Bloomberg News, Biden'ın dışişleri bakanı adayı olarak Blinken'ı seçtiğini bildirdi.[56] Bu raporlar daha sonra The New York Times ve diğer yayın organları tarafından doğrulandı.[28][57] 24 Kasım'da Biden'ın dışişleri bakanı adayı olarak açıklandıktan sonra Blinken, "Dünyanın tüm sorunlarını tek başımıza çözemeyiz, diğer ülkelerle birlikte çalışmamız gerekiyor." dedi.[58] Daha önce de Eylül 2020'de Associated Press'e verdiği bir mülakatta "demokrasi dünya çapında geri çekiliyor ve ne yazık ki Başkan'ın her gün kurumlarına, değerlerine ve insanlarına vurması nedeniyle kendi ülkemizde de geri çekiliyor" demişti.[59]
Blinken'in Senato Dış İlişkiler Komitesi önündeki onay görüşmesi 19 Ocak 2021'de başladı. Adaylığı 25 Ocak'ta komite tarafından 15-3 oyla onaylandı.[60] 26 Ocak'ta Blinken, Senatonun tamamında 78-22 oyla onaylandı.[1] Blinken, aynı günün ilerleyen saatlerinde dışişleri bakanlığı yeminini etti.[61] Böylece, sırasıyla 1992 ve 1993'te Lawrence Eagleburger ve Warren Christopher'dan sonra Dışişleri Bakanı olarak görev yapan üçüncü eski dışişleri bakan yardımcısı oldu.[62][63]
31 Ocak 2021'de Blinken, 2021 Myanmar darbesini kınadı ve hükûmet yetkilileri ile sivil toplum liderlerinin gözaltına alınmasına ilişkin ciddi endişelerini dile getirerek derhal serbest bırakılmaları çağrısında bulundu.[64] Blinken, "ABD, demokratik olarak seçilmiş hükümetin yeniden kurulmasını talep ederek Burma halkına şiddet uygulayanlara karşı sert önlemler almaya devam edecektir" dedi.[65]
Şubat 2021'de Cumhurbaşkanı Eşref Gani ile görüşen Blinken, Taliban İslamcı isyancılarıyla Afgan barış müzakerelerine destek verdi ve ABD'nin "adil ve kalıcı bir siyasi çözüm ile kalıcı ve kapsamlı bir ateşkes" içeren bir barış anlaşmasına olan bağlılığını yineledi.[66]
Blinken, Biden yönetiminin ABD askerlerinin 2021'de Afganistan'dan çekileceğini açıklamasının ardından 15 Nisan'da Kabil'e habersiz bir ziyaret gerçekleştirerek, ABD askeri ve diplomatik personeliyle bir araya geldi.[67] Afganistan'dan çekilme kararının nedenini, Çin'e ve COVID-19 salgınına odaklanmak olduğunu söyledi.[68] ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin ardından dışişleri bakanlığından istifa etmesi çağrılarıyla karşılaştı.[69][70][71][72]
Ağustos 2021'de Blinken, ABD ve koalisyon askerî güçlerinin Afganistan'dan çekilmeye başlamasının ardından Mayıs 2021'de başlayan Taliban saldırısı nedeniyle Afganistan'da kötüleşen durum ile Amerika'nın 1975'te Saygon'dan kaotik bir şekilde ayrılması arasındaki karşılaştırmaları reddederek "20 yıl önce Afganistan'a tek bir görevle gittik ve bu görev 11 Eylül'de bize saldıranlarla başa çıkmaktı ve bu görevde başarılı olduk." dedi.[73]
Şubat 2021'de Blinken, Kuzey Etiyopya'nın Tigray bölgesindeki etnik temizliği kınadı ve Eritreli güçlerin ve diğer savaşçıların derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu.[74][75]
Biden yönetiminin Fas ve İsrail arasında bir önceki yönetim döneminde yürürlüğe giren normalleşme anlaşmasını gözden geçirmeye devam ettiği bir dönemde Blinken, 1975 yılında Fas tarafından ilhak edilen tartışmalı Batı Sahra toprakları üzerinde Fas'ın egemenliğinin tanınmasının yakın zamanda geri alınmayacağını savundu. İç tartışmalar sırasında, iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini destekledi ve Batı Sahra'ya bir Birleşmiş Milletler elçisi atanmasının aciliyetini dile getirdi.[76][77]
Mart 2023'te, Etiyopya hükûmeti ile Tigray isyancıları arasındaki Tigray Savaşı nedeniyle gerilen Amerika Birleşik Devletleri ile Etiyopya arasındaki ilişkileri normalleştirmek için Addis Ababa'da Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed ile bir araya geldi.[78]
Blinken, Biden yönetiminin Nicolás Maduro'yu değil, ülkenin devlet başkanı olarak tanımaya devam edeceği Venezuela'nın geçici başkanı Juan Guaidó ile görüştü.[79]
Blinken, Savunma Bakanı Lloyd Austin ile birlikte ilk uluslararası seyahatini 15 Mart'ta Tokyo ve Seul'e yaparak Çin'i baskı ve saldırganlığa karşı uyardı.[80][81] Ayrıca Çin hükûmetini etnik Uygurlara karşı soykırım uyguladığı için kınadı.[82]
Temmuz 2021'de Biden yönetimi, Çin'i küresel bir siber casusluk faaliyetiyle ilgili suçladı ve Blinken bunun "ekonomik ve ulusal güvenliğimiz için büyük bir tehdit" oluşturduğunu söyledi.[83]
Nisan 2021'in sonlarında Blinken, Hong Konglu demokrasi yanlısı aktivistler Jimmy Lai, Albert Ho ve Lee Cheuk-yan'ın 2019 Hong Kong protestolarındaki rolleri nedeniyle cezalandırılmasını kınadı ve bunu "siyasi amaçlı" bir karar olarak nitelendirdi.[84]
Mayıs 2022'de Blinken, "Çin'in farklı bir uluslararası düzen vizyonunu ilerletmek için ekonomik, teknolojik, askeri ve diplomatik araçların yanı sıra niyete de sahip tek ülke olduğunu" belirtti.[85] Çin'in Rusya-Ukrayna Savaşı'nda tarafsız olduğu iddialarını reddetti ve Çin'i Rusya'yı desteklemekle suçladı.[86]
Mayıs 2021'de Blinken, G7 Dışişleri ve Kalkınma Bakanları toplantısı ve Arktik Konseyi Bakanlar toplantısı için sırasıyla Londra ve Reykjavik'e gitti.[87][88] Kiev'de Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ve Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba ile bir araya gelen Blinken, Rusya saldırılarına karşı Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne desteğini yineledi.[89] Devam eden İsrail-Filistin çatışması sırasında Blinken, İsrail'in kendini savunma hakkına destek verdiğini ifade etti ancak Filistinli ailelerin Doğu Kudüs'teki evlerinden tahliye edilmesinin şiddet ve misilleme olaylarını daha da artırabilecek eylemler arasında olduğu konusunda uyardı.[90][91] Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ile birlikte ateşkese tam olarak uyulması çağrısında bulundu ve Filistinli siviller için acil insani yardım ihtiyacını vurgularken iki devletli bir çözüme duyulan ihtiyacı yineledi.[92] Ateşkesin ardından ve aynı zamana denk gelen Blinken'in 25 Mayıs'ta Kudüs'e yaptığı ziyaretle birlikte, Birleşmiş Milletler ve İnsan Hakları Doktorları, yardım görevlileri ve gazeteciler tarafından sağlanan gıda ve tıbbi malzemelerin Gazze Şeridi'ne taşınmasına izin verildi.[93]
Nord Stream 2 doğal gaz boru hattının tamamlanmasının ardından Nord Stream AG ve CEO'su Matthias Warnig'e yönelik yaptırımlardan feragat etme kararı, kongrede eleştirilere yol açtı.[94] Blinken, bu eylemin ABD çıkarları açısından pragmatik ve pratik olduğunu savundu ve aksi yönde hareket etmenin Avrupa ilişkilerinde ters etki yaratacağını belirtti. Haziran 2021'de Blinken, Cornwall'daki 47. G7 zirvesine, Brüksel'deki 31. NATO zirvesine ve Başkan Vladimir Putin ile Cenevre'deki zirve toplantısına katılmak üzere Biden ile birlikte seyahat etti.[95] Blinken ve Biden, ABD ile Rusya arasındaki ilişkilerin en düşük noktada olduğunu ve daha öngörülebilir bir ilişkinin temel öncelik olmaya devam ettiğini kabul etti.[96] Bununla birlikte, Rus hükûmetinin 2020 başkanlık seçimlerine müdahale, SolarWinds siber saldırısı veya Aleksey Navalni'nin açıkça zehirlenmesi ve hapsedilmesi gibi düşmanca faaliyetlere devam etmeyi seçmesi halinde daha fazla cezalandırıcı eylemin uygulanacağının sinyalini verdi. Blinken, yönetimin zirve sonrasında ortak basın toplantısından vazgeçme kararının "en etkili yol" olduğunu ve "ender bir uygulama olmadığını" açıkladı.[97]
Aynı ayın ilerleyen günlerinde Blinken, Biden yönetiminin transatlantik ittifakları güçlendirme kararlılığının altını çizmek üzere Avrupa Birliği mevkidaşlarıyla birlikte NATO Bakanlar Toplantısı için Brüksel'e gitti.
Ocak 2022'de Blinken, Rusya ile sınır gerilimlerinin ortasında Doğu Avrupa ülkesini desteklemek için Ukrayna'ya silah tedarikine izin verdi.[98][99] 11 Şubat'ta Blinken, 2022 Kış Olimpiyatları sona ermeden Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etme olasılığı konusunda kamuoyuna uyarıda bulundu.[100] 13 Şubat'ta Blinken, işgal riskinin "yeterince yüksek ve tehdidin yeterince yakın" olduğunu ve çoğu personelin ABD'nin Kiev Büyükelçiliği'nden tahliye edilmesinin "yapılacak en ihtiyatlı şey" olduğunu söyledi.[101] Eylül 2022'de Blinken, ABD'nin Ukrayna ordusunun Rus işgali altındaki Ukrayna topraklarını geri almasına yardım edeceği sözünü verdi.[102] Vladimir Putin'in nükleer silah kullanma tehditlerini eleştirerek, "Rusya'nın içinde bulunduğu karmaşaya girmesinin nedeni, otokratik sistemde Putin'e yanlış yaptığını etkili bir şekilde söyleyecek kimsenin olmamasıdır" dedi.[103]
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta tarafsız kalmaya karar veren ülkelerle ilgili olarak Blinken şunları söyledi: "Bu saldırganlık söz konusu olduğunda tarafsız olmak oldukça zor. Açık bir saldırgan var. Açık bir kurban var."[104]
2022 Rusya seferberliği hakkında konuşan Blinken, seferber edilen Rus sivillere "Putin'in savaşa atmaya çalıştığı top yemi" muamelesi yapıldığını söyledi. 21 Ekim 2022'de Blinken, ABD'nin girişimlerine rağmen Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı diplomatik yollarla sona erdirme konusunda istekli olmadığını söyledi.[105] Blinken, Çin'in barış önerisini sorgulayarak "dünya, Çin veya başka bir ülke tarafından desteklenen Rusya'nın savaşı kendi şartlarına göre dondurmaya yönelik herhangi bir taktiksel hamlesine kanmamalıdır" dedi.[106] Haziran 2023'te "mevcut hatları yerinde donduran herhangi bir ateşkesi" reddetti.[107] Temmuz 2023'te Biden'ın Ukrayna'ya misket bombası tedarik etme kararını savundu.[108]
2020 Demokrat Başkan adayı Joe Biden'ın dış politika danışmanı olarak Blinken, New York Times tarafından "politik konularda Biden'ın kulağı" olarak tanımlandı.[109] Dış politika pozisyonları şahin olarak tanımlandı.[110] Blinken, Trump yönetiminin İsrail ile Bahreyn ve Birleşik Arap Emirlikleri arasında imzaladığı normalleşme anlaşmalarını övdü.[111][112] 28 Ekim 2020'de Blinken, Biden yönetiminin ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkiyi stratejik olarak gözden geçireceğini ve ABD'nin çıkarlarını ve değerlerini ilerletmesini sağlayacağını yeniden doğruladı.[113] Ocak 2021'de Blinken, Biden yönetiminin İsrail'deki Amerikan büyükelçiliğini Kudüs'te tutacağını ve İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli bir çözüm arayacağını belirtti.[114] Blinken, İran'a karşı nükleer olmayan yaptırımların devam etmesinden yana ve bunu "İran'ın diğer alanlardaki kötü davranışlarına karşı güçlü bir önlem" olarak nitelendirdi.[111] Eski başkan Trump'ın ABD'yi İran'la yapılan uluslararası nükleer anlaşmadan çekmesini eleştirdi ve "daha uzun ve daha güçlü" bir nükleer anlaşmayı desteklediğini ifade etti.[115][116] Blinken, İran'ın nükleer silah elde etmesini engellemek için askeri müdahaleyi göz ardı etmedi.[117][118]
Blinken, Trump yönetiminin Çin'in kendi temel stratejik hedeflerini ilerletmesine yardımcı olmasını eleştirdi. Bu konu hakkında şöyle dedi: "Trump, Amerikan ittifaklarını zayıflattı, dünyada Çin'in doldurması için bir boşluk bıraktı, değerlerimizi terk etti ve Çin'e Sincan'dan Hong Kong'a kadar insan haklarını ve demokrasiyi çiğnemesi için yeşil ışık yaktı."[119] Bununla birlikte, eski başkanın yönetimini agresif yaklaşımı için takdir etti ve Çin'i dünya hakimiyeti peşinde koşan bir "tekno-otokrasi" olarak nitelendirdi.[120][121] Hong Kong'dan siyasi mültecileri karşılama arzusunu dile getirdi ve Biden yönetiminin Tayvan'ın savunmasına olan bağlılığının "kesinlikle süreceğini" ve Çin'in Tayvan'a karşı askerî güç kullanmasının "kendileri açısından vahim bir hata olacağını" belirtti.[121] Blinken ayrıca Çin'in kuzeybatıdaki Sincan bölgesinde, Uygur Müslümanlarına ve diğer etnik azınlıklara karşı soykırım ve insanlığa karşı suç işlediğini ifade etti.[122] Blinken, eski başkan Trump'ın Çin ile yaptığı Birinci Aşama ticaret anlaşmasını "fiyasko" olarak nitelendirdi.[123] Çin'den "tamamen ayrılmanın" gerçekçi olmadığını söyledi ve "Tayvan ile daha güçlü ekonomik bağları" desteklediğini ifade etti.[123][124]
Blinken, Doğu Akdeniz Güvenlik ve Enerji Ortaklığı Yasası ile ilgili olarak Amerika'nın kendisi, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs arasındaki güçlü bağlara ilgi duyduğunu belirtti ve "müttefik gibi davranmayan" yayılmacı Türkiye'nin oluşturduğu tehditleri kabul etti.[125] Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Kıbrıs'ta iki devletli çözüm" çağrısına karşı çıkarak Biden yönetiminin Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesini desteklediğini söyledi.[126] Blinken ayrıca Erdoğan yönetimine yaptırım uygulamayı düşünebileceğini de öne sürdü.[127] Blinken, NATO'nun Kafkasya'daki bir ülke olan Gürcistan'a kapısını açık tutmasını desteklediğini yineledi ve NATO üyesi ülkelerin "Rus saldırganlığına" karşı daha etkili bir şekilde korunduğu argümanını gündeme getirdi.
Blinken, konuşlandırılmış stratejik nükleer savaş başlıklarının sayısını sınırlamak için Rusya ile Yeni Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşmasının uzatılmasını desteklediğini ifade etti.[128] Ayrıca Biden yönetiminin, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorununda ve ardından gerçekleşen Dağlık Karabağ Savaşı'nda, Azerbaycan'a verilen güvenlik yardımını "gözden geçireceğini" söyledi ve "Ermenistan'a güvenlik yardımı sağlanmasını" desteklediğini dile getirdi.[129]
Blinken, Birleşik Krallık'ın Avrupa Birliği'nden ayrılmasına karşı çıktı ve bunun ABD'nin çıkarlarına ters sonuçlar doğuracak "tam bir karmaşa" olarak nitelendirdi.[130][131] Blinken, Abdülfettah es-Sisi başkanlığındaki Mısır'da insan hakları ihlalleri yaşandığına dair endişelerini dile getirdi.[132] Mısır Kişisel Haklar İnisiyatifi örgütünün üç çalışanının tutuklanmasını kınayarak "yabancı diplomatlarla görüşmek suç değildir. Barışçıl bir şekilde insan haklarını savunmak da öyle" dedi.[133] Taliban'ın 2021'de Kabil'i ele geçirmesinin ardından yeniden ilan ettiği Afganistan İslam Emirliği'ne atıfta bulunan Blinken, ABD'nin terörist grupları barındıran veya temel insan haklarını desteklemeyen hiçbir hükûmeti tanımayacağını ifade etti.[134]
Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısının ardından Tel Aviv'e yaptığı bir ziyaret sırasında Blinken, "bugün sadece ABD Dışişleri Bakanı olarak değil, bir Yahudi olarak da buradayım." dedi. İsrail'e yardım etmek için binlerce yedek askerin seferber edildiğini söyledi ve İsrail halkını "cesaretinden dolayı" tebrik etti. Ayrıca "ABD var olduğu sürece" İsrail'in savunulmasına yardımcı olacağının sözünü verdi.[135] Blinken, "İsrail'in kendini savunma ve bunun bir daha asla yaşanmamasını sağlama hakkı, hatta yükümlülüğü olduğunu" söyledi.[136]
Blinken bir Yahudidir.[137] 2002 yılında Blinken ve Evan Ryan, Washington, D.C.'deki Holy Trinity Katolik Kilisesi'nde bir haham ve bir rahip tarafından yönetilen dinler arası bir törenle evlendiler.[5][18] Çiftin iki çocukları vardır.[138] Blinken, Fransızca bilmektedir.[139] Gitar çalmaktadır ve Spotify'da "Ablinken" takma adıyla üç şarkısı bulunmaktadır.[140]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.