Arap Alevileri
Dini ve etnik topluluk / From Wikipedia, the free encyclopedia
Aleviler (Arapça: علويون ʿAlawiyyūn), Arap Alevileri[16] veya Nusayriler (Arapça: نصيرية Nuṣayrīyah), çoğunlukla Levant bölgesinda yaşayan, dini ve etnik bir topluluktur.[17][18][19][20] Şiiliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan bir Galiyye kolu olduğu düşünülmektedir.[21] On iki imamcı mezhebin ilk imamı olarak saygı duyulan Ali bin Ebu Talib, Alevi inancının bazı yorumlarında ilahi bir varlık olarak görülmektedir.[22][23] Grubun 9. yüzyılda İbn Nusayr tarafından kurulduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle Alevilere Nusayri de denilmektedir. Topluluk Sami kökenlidir. Günümüzde Arap Alevileri, Hatay, Adana, Mersin, Lazkiye, Tartus gibi kıyı illerde yaşamaktadırlar.
Toplam nüfus | |
---|---|
y. 3 milyon (dünya geneli, 2021)[1] | |
Kurucu | |
İbn Nusayr[2] ve El-Kasibi[3] | |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
Suriye | 2 milyon-3 milyon[4] |
Türkiye | 500.000-1 milyon[5][6] |
Arjantin | 180.000[7][8] |
Lübnan | 150.000[9][10][11] |
Almanya | 70.000[12][13] |
Lübnan/Golan Tepeleri | Gajar'da 2.824 kişi, çoğu çifte Suriye ve İsrail vatandaşı[14] |
Avustralya | 25.000[15] |
Diller | |
Levant Arapçası, Türkçe ve diyasporada konuşulan diğer diller |
Anket çalışmaları, Alevilerin Suriye'de nüfusun önemli bir bölümünü oluşturduğunu ve Türkiye'nin Hatay İli ve kuzey Lübnan'da önemli bir azınlık olduğunu göstermektedir. Ayrıca Golan Tepeleri'ndeki Ghajar köyünde yaşayan bir nüfus da bulunmaktadır. Aleviler, Suriye sahilinde ve sahile yakın kasabalarda baskın dini grup olup, bu bölgelerde Sünniler, Hristiyanlar ve İsmaililer ile bir arada yaşamaktadır. Bu etnik grup, Türkiye'deki farklı bir dini mezhep olan Anadolu Alevileri ile sıklıkla karıştırılmaktadırlar.[24][25]
Arap Alevileri kendilerini ayrı bir etnik-dini grup olarak tanımlarlar. Kur'an başlıca kutsal kitap ve metinlerden biri olarak kabul edilir. Bu metinlerin yorumlanması Galiyye ve Bâtinîlik yolu ile sağlanmaktadır. Alevi teolojisi ve ritüelleri, ana inanç Şii İslam'dan birkaç önemli hususlarda ayrılmaktadır. Örneğin, bazı Arap Alevi ritüellerinde şarap içilmektedir ve alkollü içecekler hakkında bir yasaklama yoktur.[26] Reenkarnasyon, yani ölümden sonra yeniden doğma inanışı da bazı Arap Alevi topluluklarında görülebilmektedir.[27]
Aleviler tarih boyunca inançlarını dışarıdakilerden ve inisiye edilmemiş Alevilerden gizli tutmuşlardır, bu yüzden haklarında söylentiler çıkmıştır. İnançlarına dair Arapça anlatımlar partizan (olumlu ya da olumsuz) olma eğilimindedir.[28] Ancak 2000'li yılların başlarından itibaren, Batı dünyasında Nusayri dini üzerine yapılan akademik çalışmalar önemli ilerlemeler kaydetmiştir.[29] Alevi inancının merkezinde, tek Tanrı'nın üç yönünü içeren ilahi bir Üçleme inancı vardır. Üçlemenin yönleri Mana (anlam), İsm (isim) ve Bab (kapı) olarak adlandırılır. İnanca göre, bu emanasyonlar tarih boyunca döngüsel olarak yedi kez insan formunda yeniden doğmuştur. Alevilere göre, üçlemenin yedinci enkarnasyonu Ali, Muhammed ve Selman-ı Farisi'den oluşur.[30][31]
Klasik Sünni ve Şii teologlar tarafından inançsız olarak kabul edilen Aleviler, Osmanlılar, Abbasiler, Memlükler ve diğer çeşitli Müslüman imparatorlukları altında baskı veya zulüm dönemleriyle karşı karşıya kalmışlardır. 1920'de Fransız Mandası'nın kurulması, Alevi tarihinde bir dönüm noktası olmuştur. O zamana kadar, topluluk genellikle kendilerini İbn Nusayr ile bağlantılarını vurgulayarak "Nusayriler" olarak tanımlamışlardır. Fransız yönetimi, mezhebi Şiilikle birlikte resmi belgelerde sınıflandırmak için "Alevi" etiketini kullanmıştır.[32] Fransızlar, azınlıkları silahlı kuvvetlerine dahil ederek ve Alevi Devleti de dahil olmak üzere azınlıklar için ayrı bölgeler oluşturarak, büyük sayıda azınlıkları silahlı kuvvetlerine dahil etmişlerdir. Alevi Devleti daha sonra dağıtılmış, ancak Aleviler Suriye Silahlı Kuvvetleri'nde ve daha sonra Arap Sosyalist Baas Partisi'nde önemli bir rol oynamaya devam etmişlerdir. Hafız Esad'ın 1970 darbesi sırasında iktidarı ele geçirmesinden bu yana, Baas rejimi Suriye Alevileri arasına Esadist ideolojiyi yerleştirerek geleneksel kimliklerini değiştirmiştir.[33]