Loading AI tools
Türk sinema sanatçısı (1949–2016) Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Tahsin Tarık Üregül[1] ya da sahne adıyla Tarık Akan (d. 13 Ekim 1949,[2][3][4] İstanbul – ö. 16 Eylül 2016, İstanbul), Türk oyuncu, yapımcı, senarist ve yazardır.
Tarık Akan | |
---|---|
Doğum | Tahsin Tarık Üregül 13 Ekim 1949[lower-alpha 1] İstanbul, Türkiye |
Ölüm | 16 Eylül 2016 (66 yaşında) İstanbul, Türkiye |
Ölüm sebebi | Akciğer kanseri |
Defin yeri | Bakırköy Mezarlığı, İstanbul |
Meslek | Oyuncu, yapımcı, senarist, yazar, makine mühendisi |
Etkin yıllar | 1970–2010 |
Önemli eser(ler) | Suçlu (1972) Tatlı Dillim (1972) Canım Kardeşim (1973) Mavi Boncuk (1974) Hababam Sınıfı (1974) Maden (1978) Sürü (1978) Adak (1979) Yol (1981) Derman (1983) Pehlivan (1984) Karartma Geceleri (1990) Deli Deli Olma (2009) |
Evlilik | Yasemin Erkut (e. 1986; b. 1989) |
Partner(ler) | Acun Günay (1990–2016) |
Çocuk(lar) | Barış Zeki Üregül Yaşar Özgür Üregül Özlem Üregül |
Ödüller | Tüm Liste |
1970 yılında Ses dergisinin düzenlediği oyunculuk yarışmasına katılarak birinci olan ve 1971'de Solan Bir Yaprak Gibi filmiyle oyunculuk kariyerine başlayan Tarık Akan, bir anda Yeşilçam devrinin en ünlü oyuncularından birisi hâline geldi. Daha sonra 1972'de Suçlu adlı filmde oynayan Akan, bu filmle 1973'te Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü aldı. Aynı yıl, Yeşilçam'ın en iyi duygusal filmlerinden birisi olarak bilinen Canım Kardeşim filminde Halit Akçatepe ile başrol oynadı. 1974'te Ertem Eğilmez'in yönettiği ve Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı eserinden uyarlanan Hababam Sınıfı filminde "Damat Ferit" karakterini canlandırdı ve bu karakterle büyük bir popülerlik elde etti. Ardından Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975) adlı serinin ikinci filminde rol aldı. Film, Akan'ın oynadığı son Hababam Sınıfı ve serinin en çok hasılat yapan filmi oldu. Aynı yıl Gülşen Bubikoğlu ile oynadığı Ah Nerede adlı romantik komedi filminde büyük bir başarı daha elde etti.
1970'li yıllarda oynadığı filmlerle adından sıkça söz ettiren Tarık Akan; boyu, giyinişi ve saç stili ile o yıllara damgasını vurarak Yeşilçam'ın büyük jönleri arasına adını yazdırdı. Yeşilçam'ın "cici çocuğu" olarak bilinen Akan, 1978 yılında gösterime giren Maden filminde Cüneyt Arkın ile beraber başrol oynadı. Bu süreçten sonra 70'li yıllardaki tarzından yavaş yavaş uzaklaşan ve artık bıyıklı ve sakallı olarak toplumsal ve politik filmlere yönelen Akan; 1978 yılında Zeki Ökten ve Yılmaz Güney ortaklığında yapılan, Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile başrolü paylaştığı Sürü filminde oynadı ve bu filmle büyük bir başarı daha yakalayıp toplumsal filmlerdeki maharetini de gösterdi. Sürü filmi daha sonra, 1979'da İsviçre'deki Locarno Uluslararası Film Festivali'nde Altın Leopar Ödülü'nü kazandı. O yıllarda hem düşünsel hem de eylemsel olarak Yılmaz Güney'den etkilenen Tarık Akan, Güney'in yazıp yönettiği filmlerde oynamaya devam etti. Akan, 1981 yılında Yılmaz Güney ve Şerif Gören'in yönettiği, hikâyesi ve senaryosu Yılmaz Güney'e ait olan Yol filmiyle çok büyük bir başarı daha elde etti ve dünyaya adını duyurdu. Yol filmi 1982 yılında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'nü kazandı ve Akan, "En İyi Erkek Oyuncu" kategorisinde aday oldu.
1990 yılında başrolünü oynadığı Karartma Geceleri adlı film Yeşilçam'ın klasikleri arasında yer aldı. 1994 yapımı Yolcu filmi, 1995 yapımı Yılmaz Güney: Adana–Paris belgeseli, 2002–03 yapımı Koçum Benim dizisi, 2003 yapımı Vizontele Tuuba ve 2009 yapımı Deli Deli Olma filmi gibi başka önemli yapımlarda da görev aldı. Deli Deli Olma filminde, 1981'deki Altın Palmiyeli Yol filminde beraber rol aldıkları Şerif Sezer ile 28 yıl aranın ardından başrol oynadı. Sinema kariyerine yedi tane Altın Portakal En İyi Erkek Oyuncu Ödülü sığdıran ve bu alanda birinciliği elinde tutan Tarık Akan, akciğer kanseri nedeniyle 16 Eylül 2016 tarihinde İstanbul'da hayatını kaybetti.
Asıl adı, Tahsin Tarık Üregül olan oyuncu 13 Ekim 1949 tarihinde İstanbul'da bir abla ve bir ağabeyden sonra üçüncü çocuk olarak doğmuştur. Akan, bir dönem subay olan babası Yaşar Üregül'ün görevi nedeniyle Erzurum, Dumlu'da yaşamıştır. Babasının başka bir yere tayini üzere Kayseri'ye taşındılar ve Akan ilkokulunu da burada tamamladı. Babasının emekliliği üzerine İstanbul'a tekrar taşındılar ve Bakırköy'e yerleştiler. Bakırköy'e taşındıktan sonra ortaokul ve liseyi burada tamamlamıştır. Lise'yi bitirdikten sonra, Yıldız Teknik Üniversitesi'ne girdi ve burada makine mühendisliği bölümünü okudu. Sinemaya geçmeden önce Bakırköy'deki plajlarda can kurtaranlık yapmaya başladı. Aynı zamanda sokaklarda işportacılık da yapmaya başladı. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde, Makina Mühendisliği okuduktan sonra Gazetecilik Yüksek Okulu'na girdi ve bu okuldan mezun oldu. 1969 yılından sonra, 1970 yılında Ses dergisinin düzenlediği Sinema Artist Yarışması adlı yarışmaya katılarak birinci oldu. Yarışmada birinci olduktan sonra 1971 yılında ilk kez Fatma Girik ile birlikte başrol oynadığı sinema filmi Solan Bir Yaprak Gibi ile oyunculuk kariyeri başlamış oldu.[5] 1979 yılında askerlik görevini yedek subay olarak Denizli'de yaptı. Sinemacılığın kötü gittiği 1978-1981 yılları arasında ticari taksi alarak kiralama sistemi ile ticaret hayatına devam etti. Tarık Akan, 1980 yılında 12 Eylül Darbesi'nde 12 yıl hapis cezası ile yargılanmış ancak 2,5 ay hücre hapsi cezası almıştır. 7 Ağustos 1986 tarihinde Yasemin Erkut ile evlenmiştir. Bu evlilikten 1986 yılında Barış Zeki Üregül dünyaya gelmiştir. Ardından 1988 yılında ikiz olan Yaşar Özgür ile Özlem dünyaya gelmişlerdir. 1991 yılında Bakırköy'de olan Taş Mektep adlı ilkokulun ortaklarından birisi olmuştur.
1995 yılında Aziz Nesin'in vefatından sonra görevini devralan oğlu Ali Nesin'den Nesin Vakfı başkanlığını devralmıştır. 2002 yılında Anne Kafamda Bit Var isimli bir kitap çıkarmıştır. Kitabında 12 Eylül Darbesi'nden sonra yaşadıklarını kaleme almıştır.
Yazları fırsat bulduğunda Bodrum, Akyarlar'da Manço kulüp yanında taştan bir Rum evini restore edip dostlarını da ağırladığı yazlık evinde kalmayı tercih etmiştir.
Tarık Akan 1970 yılında Ses dergisinin düzenlediği Sinema Artist Yarışması'na katılarak birinci olmuş, daha sonra oyunculuk kariyeri başlamıştır. Tarık Akan, 1971 yılında Mehmet Dinler'in yönettiği Fatma Girik ve Münir Özkul'un başrolleri paylaştığı Solan Bir Yaprak Gibi adlı filmde Murat karakterini canlandırarak Yeşilçam'a adımını atmıştır.[5] 1972 yılında vizyona giren diğer filmi, Beyoğlu Güzeli adlı filmde Hülya Koçyiğit ile başrolde oynamıştır. Ertem Eğilmez ile ilk kez çalışırken, aynı zamanda 1970'li yıllarda kendisiyle eşleşmiş olan "Ferit" adlı karakteri oynadığı ilk filmidir. 1971 yılında Vefasız ve Melek mi, Şeytan mı? adlı filmlerde yer almıştır. 1972 yılında ise ilk olarak Sisli Hatıralar adlı filmde Türkân Şoray ile başrol oynamıştır. Ardından Azat Kuşu ve Kaderimin Oyunu adlı filmlerde oynamıştır. Aynı yıl ilk romantik-komedi filmi olan Mehmet Dinler'in yönettiği Suçlu adlı filmde Fatma Belgen ile başrol oynamıştır. İlk büyük başarısı bu filmle olmuştur. Filmde oynayan Akan, 1973 yılında Altın Portakal Film Festivali'nde En iyi Erkek Oyuncu ödülünü almıştır. Ardından Yeşilçam'ın büyük talep gören oyuncuları arasına girmiştir. Yakışıklılığı, uzun boyu, giyim tarzı ve saç stiliyle aranan oyuncu haline gelmiş ve kısa zamanda büyük bir ilerleme kat etmiştir. Bu başarısının ardından Para, Aşkların En Güzeli ve Üç Sevgili adlı filmlerde oymamıştır. 1972 yılında Hülya Koçyiğit, Adile Naşit, Münir Özkul ve Hulusi Kentmen gibi büyük oyuncuların yer aldığı Sev Kardeşim adlı filmde oynamıştır. Aynı yıl Kemal Sunal ile birlikte oynadığı ve Sunal'ın ilk filmi olan Tatlı Dillim adlı filmde Filiz Akın ile başrol oynamıştır. Filmde Halit Akçatepe, Metin Akpınar, Zeki Alasya ve Münir Özkul gibi oyuncular da yer almıştır. 1972 yılında oynadığı son film olan Feryat adlı film ise Emel Sayın ile ilk defa başrol oynadığı film olmuştur. 1973 yılına gelindiğinde ilk olarak Yeryüzünde Bir Melek adlı filmde oynamıştır. Ardından Necla Nazır ile birlikte başrol oynadığı Umut Dünyası adlı filmde yer almıştır. Daha sonra Emel Sayın ile birlikte Yalancı Yarim adlı filmde başrol oynamıştır. 1973 yılında Halit Akçatepe ve dönemin çocuk oyuncusu olan Kahraman Kıral ile birlikte Canım Kardeşim adlı filmde başrol oynamıştır. Film Yeşilçam'ın klasikleri arasına girmiş ve en iyi dram filmlerinden birisi olmuştur. 1973 yılında son olarak Bebek Yüzlü adlı filmde oynamıştır.
1974 yılında vizyona giren Oh Olsun filminde Hale Soygazi ile birlikte başrol oynamıştır. Ardından Lütfi Ömer Akad'ın yönettiği Esir Hayat filminde Perihan Savaş ile başrol oynamıştır. Memleketim, Kanlı Deniz gibi filmlerde oynadıktan sonra, Mahçup Delikanlı ve Boşver Arkadaş adlı filmlerde boy göstermiştir. 1975 yılında Yeşilçam'ın en iyi filmlerinden birisi olarak gösterilen ve büyük oyuncu kadrosunun yer aldığı Mavi Boncuk adlı filmde yer almıştır. Filmdeki Emel Sayın'ı kaçırma sahnesi ise Yeşilçam'ın akılda kalan büyük sahnelerinden birisi olmuştur. Ardından Yeşilçam'ın gelmiş geçmiş en büyük komedi filmlerinden birisi olarak kabul edilen Hababam Sınıfı adlı filmde "Damat Ferit" adlı karakteri canlandırmıştır. Film 1975 yılında gişede hasılat rekoru kırmıştır. Film İmdb adlı internet sitesinde 9.5/10 alarak tarihin en yüksek puanlarından birini almış, büyük başarılara imza atmıştır. Filmdeki her karakter ve her sahne hafızalara kazınmıştır. Filmden Kel Mahmut, Hafize Ana, Güdük Necmi, Damat Ferit, Tulum Hayri, Hayta İsmail, Domdom Ali, Deli Bedri, Badi Ekrem ve Kemal Sunal ile özdeşleşmiş olan İnek Şaban gibi karakterler çıkmıştır. Hababam Sınıfı'nın ardından, Ateş Böceği adlı romantik-komedi filminde Necla Nazır ile başrol oynamış, film vizyona girdiğinde büyük başarı göstermiştir. Ardından, Çapkın Hırsız ve Gece Kuşu Zehra gibi filmlerde başrol oynamıştır. Bu filmlerin ardından 1975 yılında art arda üç romantik-komedi filminde oynamıştır. Delisin ve Evcilik Oyunu filmlerindeki büyük başarısından sonra Yeşilçam'ın bilinen en iyi romantik-komedi filmlerinden birisi olarak kabul edilen Ah Nerede adlı filmde Gülşen Bubikoğlu ile başrol oynamıştır. Film vizyona girdiği dönemde büyük bir hasılat elde etmiştir. 1976 yılında Yeşilçam sinemasının en kalabalık kadrolarından birisi olarak kabul edilen Bizim Aile adlı filmde rol almıştır. Film klasikler arasına adını yazdırmıştır ve en iyi Türk filmlerinden birisi olarak tarihe geçmiştir. Aynı yıl Gizli Kuvvet ve Cani adlı filmlerde oynamıştır. 70'li yıllarda Gülşen Bubikoğlu ile oynadığı romantik-komedi filmleri ile büyük sükse yapmıştır. Bubikoğlu ile Kader Bağlayınca adlı bir filmde daha oynamıştır. 1976 yılında son olarak Öyle Olsun ve Aşk Dediğin Laf Değildir adlı filmlerde rol almıştır.
1976 yılından sonra ciddi bir karar alarak değişme kararı almıştır. Oynadığı romantik-komedi filmleri ile büyük ün kazanmıştır. Romantik-komedi filmlerinin çizgisinden çıkıp daha ciddi filmlerde oynama kararı aldığında henüz 28 yaşındadır. 1977 yılından sonra bıyık bırakarak daha ağır rollerde oynamıştır. 1977 yılında az da olsa yine romantik-komedi ve komedi filmlerinde oynamıştır. Bunlardan ilki 1970'li yıllarda Gülşen Bubikoğlu ile birlikte oynadığı son romantik-komedi filmi Bizim Kız adlı film olmuştur. Aynı yıl Öztürk Serengil ve Robert Widmark ile bir komedi filminde rol almıştır. 1970'li yıllarda oynadığı son komedi filmi ve oynadığı son bıyıksız film Sevgili Dayım adlı film olmuştur. Bıyıklı olarak oynadığı ilk film Baraj adlı dram, gerilim filmi olmuştur. Ardından Nehir adlı filmde rol almıştır. 1978 yılında Şeref Sözü adlı Perihan Savaş ile oynadığı dram filmi vizyona girmiştir. Daha sonra Maden adlı filmde Cüneyt Arkın ile başrol oynamıştır. Film çok büyük başarı elde etmiştir. Yeşilçam tarihinin en iyi filmlerinden birisi olarak kabul edilmiştir. Bu büyük başarının ardından, Seninle Son Defa adlı filmde oynamıştır. Filmin bir bölümü Kıbrıs'ta çekilmiştir. Ardından Erden Kıral'ın ilk uzun metrajlı filmi olan Kanal adlı filmde oynamıştır. Filmin müzikleri, 1979 yılında Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Müzik Ödülü'nü almıştır. Bu filmden sonra, 1978 yılında çekimlerine başlanan ve 1979 yılında vizyona giren, Zeki Ökten'in en iyi filmlerinden birisi olarak bilinen Sürü adlı filmde Melike Demirağ ve Tuncel Kurtiz ile birlikte başrolleri paylaşmıştır. Film büyük yankı uyandırmış ve Yeşilçam'ın en iyi filmleri arasına girmeyi başarmıştır. Film, 12 Ekim 2011 tarihinde düzenlenen Altın Portakal Film Festivali'nde Geç Gelen Altın Portakallar gecesinde En İyi Film ödülünü almıştır. Ödülün filmden 31 yıl sonra alınmasının nedeni ise, 12 Eylül Darbesi'nden dolayı 1980 yılında ödül gecenin düzenlenememesidir. 1978 yılında son olarak Lekeli Melek adlı filmde rol almıştır. 1979 yılına gelindiğinde, ilk olarak Atıf Yılmaz'ın yönettiği Adak adlı filmde Necla Nazır ile başrol oynamıştır. Ardından, Demiryol adlı filmde usta oyuncu Fikret Hakan ile birlikte başrol oynamıştır. Film, Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Film", "En İyi Yönetmen" (Yavuz Özkan), "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" (Sevda Tolga) ve "En İyi Erkek Oyuncu" (Fikret Hakan) dalında dört ödül alarak büyük başarı göstermiştir. 1980 yılında 12 Eylül Darbesi'nden dolayı Yeşilçam'da çok az film çekilmekteydi. Tarık Akan, bu nedenle bu yıl içerisinde hiçbir filmde rol almamıştır. 1981 yılında ilk olarak Müjde Ar ile başrol oynadığı Deli Kan adlı filmde oynamıştır. Filmin yönetmeni Atıf Yılmaz, filmi Zeyyat Selimoğlu'nun 1976 yılında yayınlanan Deprem adlı hikâye kitabından uyarlamıştır. Ardından, Herhangi Bir Kadın adlı filmde yer almıştır. Bu filmden sonra Yılmaz Güney ve Şerif Gören'in birlikte yönetmenliğini üstlendiği Yeşilçam'ın gelmiş geçmiş en iyi filmlerinden birisi olan Yol adlı filmde Şerif Sezer ile birlikte başrol oynamıştır. Film, senaryo aşamasındayken adı Bayram olarak belirlenmiş, fakat sonradan değiştirilmiştir. Film 1982 yılında dünyanın en prestijli ödül törenlerinden birisi olarak kabul edilen Cannes Film Festivali'nde en büyük ödül olan Altın Palmiye'yi alarak Türkiye'ye bir ilki yaşatmıştır. Film dünya çapında gösterime girmiştir. Tarık Akan, Cannes'a "En İyi Erkek Oyuncu" dalında aday gösterilmiştir. Filmi, 1983 yılından sonra izlemek yasaklanmıştır. Fakat, 1999 yılında İmaj stüdyoları tarafından tekrar restore edilerek aynı yılın Şubat ayında gösterime girmiştir.
1982 yılında Nazmi Özer'in Arkadaşım adlı filminde oynamıştır. Daha sonra, Fatma Girik ile birlikte başrollerini paylaştığı Kaçak adlı filmde oynamıştır. Filmin ilk versiyonunu 1962 yılında Lütfi Ömer Akad, Üç Tekerlekli Bisiklet adıyla çekmiştir. 1983 yılında ilk olarak Derman adlı filmde Hülya Koçyiğit ile birlikte başrol oynamıştır. Ardından, Çocuklar Çiçektir:Kuduz ve Gecenin Sonu gibi filmlerde rol aldıktan sonra, Beyaz Ölüm adlı polisiye-suç filminde Ahu Tuğba ile başrol oynamıştır. 1984 yılında ilk olarak Zeki Ökten'in yönettiği Pehlivan adlı filmde oynamıştır. Akan, bu filmdeki performansı ile 21. Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü kazanmıştır. Sonra, oyuncu kadrosunda Ahu Tuğba, Nuri Alço, Diler Saraç ve Şemsi İnkaya gibi isimlerin bulunduğu Yosma adlı filmde oynamıştır. Ardından, Damga ve Kayıp Kızlar adlı filmlerde oynamıştır. 1984 senesinde oynadığı son film, 70'li yıllarda oynadığı her filmle olay olduğu partneri Gülşen Bubikoğlu ile birlikte Alev Alev filmiyle olmuştur. Filmin bir diğer başrol oyuncusu ise usta aktör Cüneyt Arkın olmuştur. 1985 yılında Muammer Özer'in yönettiği Bir Avuç Cennet adlı filmde Hale Soygazi ile birlikte başrol oynamıştır. Türkiye-İsveç ortak yapımı olan film yurt içi ve yurt dışında toplam beş ödül kazanmıştır. Bunlardan birisi "İsveç Göçmen Filmleri Festivali", Özel Ödülü'dür. Filmin ardından, 1985 yılında oynadığı ikinci film Kan adlı filmde "Haydar Ali" rolünü canlandırmıştır. Daha sonra, Hülya Avşar'la birlikte başrol oynadığı Tele Kızlar adlı filmde "Şahin" karakterini canlandırmıştır. 1985 yılında son olarak Son Darbe ve Paramparça adlı filmlerde oynamıştır. 1986 yılında Halkalı Köle, Adem ile Havva, Acı Dünya, Ses ve Kıskıvrak gibi filmlerde oynadıktan sonra, Erdal Özyağcılar ve Oya Aydoğan ile birlikte başrol oynadığı Beyoğlu'nun Arka Yakası adlı filmde oynamıştır. 1987 yılı içerisinde Yağmur Kaçakları, Skandal, Su Da Yanar gibi çeşitli filmlerde oynamıştır. Fakat aynı yıl oynadığı Çark adlı film çok büyük bir çıkış yapmıştır. İşçi sınıfının en örgütsüz ve en çok ezilen kesimlerinin yaşantısına ışık tutan özelliğiyle dönemin en dikkat çekici filmlerinden birisi olmuştur. 1987 yılında son olarak Kızımın Kanı adlı filmde oynamıştır. 1988 yılında sadece üç filmde rol almıştır. Bunlar El Kapıları, Dönüş ve Üçüncü Göz adlı filmlerdir. 1989 yılında İkili Oyunlar, İsa, Musa, Meryem, Leyla ile Mecnun ve Kimlik adlı filmlerde oynamıştır, bunlardan en çok ses getireni Meral Konrat ile birlikte oynadığı "İsa, Musa, Meryem" filmi olmuştur.
1990'lı yıllarda daha az sinema filmlerinde yer almıştır. 1990 yılında Bir Küçük Bulut, Devlerin Ölümü ve Berdel gibi filmlerde oynadıktan sonra aynı yıl oynadığı son film Karartma Geceli adlı filmde Nurseli İdiz ile birlikte başrol oynamıştır. Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan film 1991 senesinde senesinde yurt içinde ve yurt dışında birçok ödül almıştır. 1991 yılında Bir Kadın Düşmanı ve Uzun İnce Bir Yol adlı filmlerde oynadıktan sonra, aynı yıl oynadığı Siyabend ile Heco adlı, iki Kürt gencin aşk yaşamını anlatan filmde bir kez daha dikkatleri üzerine çekmiştir. 1992 yılında hiçbir filmde oynamamış, fakat ilk kez bir televizyon dizisinde rol almıştır. Taşların Sırrı adlı dizide "Kuray" adlı karakteri canlandırmıştır. Dizi Star TV'de yayımlanmıştır. 1993 yılında ise ne TV dizisinde ne de sinema filminde oynamamıştır. 1994 yılına gelindiğinde Yolcu ve Çözülmeler adlı iki sinema filminde oynamıştır. 1995 yılında ise beş yönetmene ait beş kısa filmden oluşan Aşk Üzerine Söylenmemiş Her Şey adlı filmde rol almıştır. 1997 yılında Mektup filminde rol aldı. Aynı yıl yönetmen Yusuf Kurçenli ile ortak olarak Antika Talanı:Karun Hazinesi adlı belgesel yapımı gerçekleştirdi. 1999 yılında ilk olarak Hayal Kurma Oyunları adlı filmde Ayşegül Aldinç ile başrol oynamıştır. Ardından aynı sene oynadığı 1980 darbesinin bir aile üzerindeki etkisini anlatan Eylül Fırtınası adlı filmde Zara, Nejat İşler, Hazım Körmükçü, Kutay Özcan ve Deniz Türkali ile beraber oynamıştır. 2000 ve 2002 yılları arasında oyunculuğa ara veren Akan, 2002 yılında tekrar beyaz perdeye geri dönmüştür. İlk olarak Gülüm adlı filmde oynamış, daha sonra Abdülhamid Düşerken adlı, kadrosunda büyük oyuncuların yer aldığı ve Yeşilçam tarihinin 1 milyon doları aşan bütçesiyle o zamana kadar çekilmiş en pahalı filminde oynamıştır. Ardından 2002-2003 yılları arasında TRT 1'de yayımlanan gençlik dizisi Koçum Benim'de başrol oynamıştır.
Koçum Benim adlı dizisi devam ederken, 2001 yılında çekilen Vizontele adında klasik olmuş olan filmin, 2004 yılında çekilen ikinci filmi Vizontele Tuuba adlı filmde "Güner Sernikli" adlı karakteri canlandırmıştır. Aynı yıl Koçum Benim adlı dizisi bittikten sonra Gece Yürüyüşü adlı televizyon dizisinde oynamış fakat dizi fazla sürmemiştir. 2006 yılında dördüncü televizyon dizisi olan Ahh İstanbul adlı dizide oynamıştır, fakat bu dizisi de fazla sürmemiştir. Oyunculuğa iki yıl ara veren Tarık Akan, 2009 yılında Şerif Sezer ile birlikte Yol filminin ardından Deli Deli Olma adlı sinema filminde oynamıştır. Film iyi bir hasılat elde etmiştir. Filmde Akan'ın gençliğini büyük oğlu Barış Zeki Üregül oynamıştır.
1986 yılında Yasemin Erkut ile evlenen oyuncunun aynı yıl Barış Zeki Üregül adlı oğlu dünyaya gelmiştir. İki yıl sonra, 1988 yılında Yaşar Özgür Üregül ve Özlem Üregül adındaki ikiz çocukları dünyaya gelmiştir. Oyuncu, evlendikten üç yıl sonra 1989 yılında boşanmıştır. 1990 yılında, Acun Günay ile birlikte yaşamaya başlamıştır ve birliktelikleri ölümüne kadar devam etmiştir. Akan'ın, ilk çocuğu olan Barış Zeki Üregül 2009 yılında Tarık Akan'ın da oynadığı "Deli Deli Olma" adlı filmde babasının gençliğini oynayarak oyunculuk hayatına atılmıştır. 8 Ekim 2009'da trafikte bir sürücünün saldırısına uğramıştır.[6]
Tarık Akan; günde üç paketi aşkın, şekilde yoğun biçimde sigara tüketmekteydi. Akciğer kanseri olan Akan, yaklaşık 1.5 yıldır tedavisini İstanbul'da sürdürmekteyken 16 Eylül 2016 tarihinde hayatını kaybetti.[7] Cenazesi için 18 Eylül 2016 tarihinde Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu'nda düzenlenen anma etkinliği sonrasında, Teşvikiye Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Bakırköy Mezarlığı'na defnedildi.
Tarık Akan, siyasi görüşünü şu ifadeler ile açıklamaktadır. "Sanatçı dediğin andan itibaren; dünyaya bakışı, yaşamı, görüşleri, her şeyi politiktir. Bu politik düşünce hiçbir zaman gerici, muhafazakâr, tutucu bir politika değildir."[8] 1978 yılından itibaren Maden filmi ile sosyal mesaj içerikli filmlerde ağırlıklı rol almaya başladı. Özellikle, Yılmaz Güney'in projeleri olan Sürü ve Yol filmleri ile politik filmlerde oynayabileceğini göstermiştir.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan darbelere ilişkin "27 Mayıs ve 28 Şubat darbe değildir. Birincisi önümüzü açtı, yeni düşüncelerle tanışmamızı sağladı. Çünkü laik Cumhuriyet'ten uzaklaşmamızın önünü kapattı. 1971 darbe teşebbüsü ve 1980 Darbesi faşist darbelerdir. Türkiye'yi bugünkü noktaya taşıyan hareketler. 1980 son vuruştur emperyalizm için. TSK bu ülkenin her şeye rağmen en önemli kurumu." ifadelerinde bulunmuştur.[9]
1979 yılında İzmir'de Nâzım Hikmet'in doğum yıl dönümüne katılmak ve Barış Derneği’ne üye olmak suçlarından yine yargılanır. Spor salonunda yapılan o doğum yıl dönümüne binlerce insan katılmışken bir tek Tarık Akan'a dava açılmıştır. 1987 yılında davadan beraat etmiştir.[10] Tarık Akan, 1980 darbesinden sonra, Almanya'da yaptığı bir konuşma sonrası yurda dönüşünde tutuklandı ve 2,5 ay cezaevinde kaldıktan sonra 31 Mart 1982’de beraat etmiştir.
1999 seçimlerinde CHP, Bakırköy belediye başkan adaylığı teklif götürdü fakat Akan bunu kabul etmedi. 2009 yerel seçimleri'nde CHP tekrar Bakırköy'den adaylık teklif etse de Akan teklifi yine reddetti[11] ve şu açıklamayı yaptı: Politika denen şey benim becerim dışında. O nedenle aktif siyaseti düşünmüyorum. CHP benim partim ama ben oyuncuyum. Filmimi çekerim, duygularımı, düşüncelerimi öyle de anlatırım. Polemiğe girmek istemiyorum ama Zülfü Livaneli CHP'den milletvekili oldu, bunu kaç kişi biliyor. Hiç sesi çıkmıyor.[12]
2008 yılında Ergenekon davaları'nın rezalet olduğunu söylemiş[13] ve 2012 yılında Ergenekon davasının duruşmasına katılmıştır.[14]
2013 yılında yapılan Gezi Parkı protestoları destek vermek için protestolara katılmıştır.
Tarık Akan 12 Eylül Darbesi'nin ardından Almanya'daki konuşmasından ötürü tutuklanarak cezaevinde kaldığı süreyi ve yargılama sürecini Anne Kafamda Bit Var isimli bir kitapla kaleme aldı. Dönemin önemli olaylarına da değindiği anı kitabı ilk kez 2002'de yayımlanmış ve daha sonra da onlarca yeni baskıları yapılmıştı. Kitabın bir bölümünde de Yol filminin yapım öyküsüne yer verilmiştir.[15]
Yıl | Yapıt | Yayın | Kaynak | ISBN |
---|---|---|---|---|
2002 | "Anne Kafamda Bit Var" (12 Eylül Anıları) | Can Yayınları | [16][17] | ISBN 978-9750735974 |
Akan, toplam 109 film, 3 belgesel ve 4 televizyon dizisinde oynamıştır.
Televizyon | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Yıl | Yapım | Rol | Notlar | ||||
1992 | Taşların Sırrı | Kuray | Oynadığı ilk TV dizisi | ||||
2002-2003 | Koçum Benim | Koç Can | Seslendiren: Mustafa Alabora | ||||
2004 | Gece Yürüyüşü | Sinan | |||||
2006 | Ahh İstanbul | Marmara Eşref | Seslendiren: Levent Dönmez | ||||
2013 | Geç Gelen Ödüller | Kendisi | |||||
Kaynak:[22][23][24] |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.