Loading AI tools
Alman yazar (1906 – 1949) Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Klaus Heinrich Thomas Mann (d. 18 Kasım 1906, Münih - ö. 21 Mayıs 1949, Cannes, Fransa), Alman yazar.
Klaus Mann | |
---|---|
Doğum | 18 Kasım 1906 Münih, Alman İmparatorluğu |
Ölüm | 21 Mayıs 1949 (42 yaşında) Cannes, Fransa |
Meslek | Romancı Denemeci |
Alman yazar Thomas Mann'ın oğlu olan Klaus Mann, edebiyat çalışmalarına Weimar Cumhuriyeti'nde, o zamana göre tabu sayılacak konular üzerinde çalışan aykırı bir yazar olarak başladı. 1933 yılında Almanya'dan kaçmak zorunda kaldıktan sonra eserlerinin konusu değişti. Klaus Mann, nasyonal sosyalizme karşı savaşan cesur bir edebiyatçı oldu. Sürgünde iken 1943 yılında Amerikan vatandaşlığına geçti. Eserleri Almanya'da ölümünden çok sonra keşfedildi. Bugün 1933 yılı sonrası alman dili sürgün edebiyatının önemli bir temsilcisi olarak kabul görmektedir.
Klaus Mann, Thomas Mann ve eşi Katia Mann'ın ikinci çocuğu ve büyük erkek oğulları olarak Münih'te zengin bir çevrede dünyaya geldi. Babası Münih'in zengin ailesi Pringsheim'lara iç güveysi olarak girmiş ve yazdığı Buddenbrook Ailesi romanı ile çok büyük bir başarı kazanmıştı. Mann ailesi soyağacında Klaus Mann "Eissi" olarak adlandırılmıştı.
Yazdıklarının sürekli babasının eserleri ile değerlendirilmesinden dolayı, ailesini "Yaşamımın en sancılı sorunu" olarak adlandırıyordu. "Benim adım ve babamın ünü birlikte anılıyor. Bu durumun benim edebiyata başlamamı kolaylaştırdığı düşünülüyor. [...] Ben daha kendi okurumu bulamadım."[1] İlk yazısı 1924 yılında, 18 yaşında iken haftalık bir dergi olan Die Weltbühne'de takma isimle yayınlandı.
Kendisine uzak duran babası ile olan ilişkisi sürekli çelişkiliydi. Günlüğüne babası ile ilgili şunları yazmıştı: "Bana karşı çok soğuk. Buz gibi"[2] Aile içerisinde "Çok düzgün bir adam" olarak tanımlanan Thomas Mann, Klaus'un ölümünden kısa bir süre sonra şunları söyler:
Buna karşılık "Mielein" olarak adlandırılan annesi Katia Mann ve "Eri" olarak adlandırılan kızkardeşi Erika ile olan ilişkisi, ölünceye kadar sürekli yazdığı mektuplardan da anlaşılacağı gibi, çok iyiydi ve birbirlerine çok güveniyorlardı.
Klaus Mann Münih'te Schwabing semtinde dünyaya geldi. 1910 yılında aile birbirine bağlantılı iki evden oluşan dört odalı, Poshi diye adlandırdıkları, Poschingerstraße 1 numaradaki eve, Erika, Klaus, Golo ve Monika'dan oluşan çocuklarla ve hizmetçilerle birlikte, altı kişilik bir aile olarak, taşındı.
Aile, yaz aylarını genellikle 1908 yılında inşa ettirdikleri, Bad Tölz'deki çiftlik evinde geçiriyordu. Bu evi Thomas Mann, savaş yıllarında 1917 yılında, savaş borçları yararına sattı. 1918 yılı Nisan ayında Elisabeth Mann Borgese (Medi) ve bir yıl sonra da edebiyat bilimci Michael Mann (Bibi) dünyaya geldi. Aile içerisindeki bu büyümeyi Klaus Mann ikinci otobiyografisinde şöyle yazar: "Bu küçükler bize kendimizi büyümüş hissettirdiler ve kendimizi neredeyse amca ve teyze gibi görmeye başladık"[4]
Klaus Mann'ın baba evinde değişik kültürel etkinlikler vardı. Bruno Frank, Hugo von Hofmannsthal, Jakob Wassermann ve Gerhart Hauptmann gibi yazarlar ve Thomas Mann'ın yayıncısı Samuel Fischer ailenin misafirleri arasındaydı. Münih şehri müzik yönetmeni Bruno Walter komşularıydı ve Klaus ile kardeşlerine klasik müzik ve operayı öğretmişti. Anne ve babası onlara dünya edebiyatından eserler okuyorlardı. Daha sonra baba kendi eserlerini de okumaya başlamıştı. Bazı tanıkların belirttiğine göre Klaus Mann daha on iki yaşında iken her gün bir kitap bitiriyordu. On altı yaşında iken sevdiği yazarlar edebiyatın iddialı yazarları idiler:
:"Azalmayan bir azametle parlayan dörtlü takımyıldızı ki, bunlar benim gökyüzümü kaplamışlardı ve onlara bugün dahi inanıyorum: Sokrates, Nietzsche, Novalis ve Walt Whitman."[5]
Şair Stefan George'a da hayrandı. Politika ve edebiyatta kendisine örnek olan babasının ve amcası Heinrich Mann'ın eserleri de onun yazarlık çalışmalarını derinden etkiledi.
1912 - 1914 yılları arasında Klaus Mann ve kızkardeşi Erika, özel bir okul olan Ernestine Ebermayer Enstitüsü'nde eğitim gördüler ve sonraki iki yıl da Bogenhausen ilköğretim okuluna devam ettiler. Kızkardeşi ve Ricki Hallgarten ile birlikte 1919 yılında Alman Amatör Mimikçiler Grubu'nu kurdu. Grubun diğer oyuncuları, küçük kardeşleri Golo ve Monika ile komşu çocuklarıydı. Üç yıl devam eden grup, Klaus Mann'ın 1921 yılında yazdığı Süvari Mavi Sakal (Ritter Blaubart) oyunu da dahil olmak üzere sekiz gösteri sundu. Oyuncular profesyonelliğe çok önem veriyorlardı. Bu nedenle örneğin makyaj için makyajcı kullanıyorlardı. O zamanlar Klaus Mann oyuncu olmak istiyordu ve okul defterlerine oyun ve mısralar yazıyordu. Günlüğüne şunları yazmıştı: "Benim ünlü olmam gerekiyor, gerekiyor, gerekiyor"“[6]
Klaus Mann ilköğretim okulundan sonra Münih'teki Wilhelmsgymnasium lisesine devam etti. Çok başarılı bir öğrenci değildi. Sadece kompozisyon yazmakta çok başarılıydı. Okul hakkındaki düşüncelerini günlüğüne yazmıştı: "Can sıkıcı ve anlamsız - usandırıcı bir zorunluluk"[7] Okul dışında mahallede epey ünlenmiş olan "Herzogpark-Bande" grubunun başı olarak, hırslı ve zaman zaman eşek şakaları yapan birisi olarak dikkat çekiyordu. Bu grup, Ricki Hallergarten dışında Mimikçiler grubunun eski üyelerinden ve Bruno Walter'in kızları Gretel ve Lotte Walter'den oluşuyordu. Aile yatılı eğitime karar verdi ve Klaus, kızkardeşi Erika ile birlikte Vogelsberg'deki Bergschule Hochwaldhausen'a gönderildi. Burada 1922 yılının nisan ayından haziran ayına kadar kaldılar. Eski öğrencilerin anarşik asi hareketleri nedeni ile üst sınıflar kaldırılınca,[8] Klaus diğer bir yatılı okul olan Salem'e giderken, Erika Mann Münih'e geri döndü. Burada Klaus Mann "Kendini beğenmiş, erken olgunlaşmış ve yetenekli bir çocuk" izlenimi verince ailesine, yenilikçi pedagog Paul Geheeb'in Oberhambach'taki Odenwaldschule okuluna gönderilmesi tavsiye edildi.
Eylül 1922 tarihinden Haziran 1923 tarihine kadar Odenwaldschule okuluna devam etti. Orada yaşadıkları olumlu olmasına ve Oda Schottmüller gibi yeni arkadaşlar edinmesine rağmen okulu kendi isteği ile bıraktı. İlk eşcinsel fantezilerini burada yaşadı. İkinci otobiyografisinde de yazdığı gibi okul arkadaşı Uto Gartman'a aşık oldu: " Onun alnı düzgün ve soğuktu. Hayvanlar ve melekler gibi yalnız ve hiçbir şeyden haberi olmayan birisiydi. Bir kâğıt parçasına şöyle yazdım: 'Seni seviyorum'"[9] Klaus Mann, Odenwaldschule'de sanatçı doğallığını ve coşkulu bir yalnızlığı geliştirdi. Bu hislerini, okuldan ayrılırken okulun saygın kurucusu ve yöneticisi Paul Geheeb'e yazdığı mektupta belirtmişti: "Ben her yerde yabancı olarak kalacağım. Benim gibi birisi her zaman ve her yerde yalnızdır."[10] Odenwaldschule ve yöneticisi ile ilişkilerini hiç kesmedi. Önce babaevine döndü ve diploma almak için özel dersler aldı; fakat 1924 yılının başlarında derslerden vazgeçti.
Enflasyon yılı olan 1923 yılında genç kuşaklar için mevcut değerlerin hiçbir anlamı yoktu. Kayıp bir kuşağa ait olmak hissini defetme adına Klaus Mann sık sık Berlin ve Münih'teki kabarelere ve barlara gitti. buralarda yaşadıklarını günlüğüne yazdı:
Klaus Mann, 1924 yılı paskalyasından itibaren, babasının arkadaşı Alexander von Bernus'un yanında Heidelberg şehrindeki Neuburg Vakfı'nda haftalarca kaldı. Burada Öykü Kitapları Serisi Yaşam Öncesi için kabare şarkıları ve şiirler üzerinde çalıştı. Eylül başlarında kız kardeşi Erika'nın yanına Berlin'e gitti. Berlin'de 12 Uhr Blatt dergisinde tiyatro eleştirmeni olarak işe başladığında 18 yaşındaydı. Burada sadece birkaç ay çalıştı. O günden sonra serbest yazar olarak çalışmaya başladı ve ömrü boyunca sürekli bir ikameti olmadı.
1924 haziranında, dramatiker Frank Wedekind'in büyük kızı, çocukluk arkadaşı Pamela Wedekind ile nişanlandı. Ocak 1928'de nişan bozuldu.
Yatılı okul zamanlarını anlattığı ilk oyunu Anja ve Esther, 20 Ekim 1925 tarihinde Münih'te ve 22 Ekim'de Hamburg Oda Tiyatrosunda sahnelendi. Hamburg'daki temsilde başrolleri Klaus ve Erika Mann, Pamela Wedekind ve Gustaf Gründgens oynadılar. "Kuzey Denizi sahillerinden Viyana'ya, Prag'a ve Budapeşte'ye kadar tüm gazetelerde aynı patırtı: Şair çocukları tiyatroda oynuyorlar!"[12] Oyun, iki lezbiyeni konu edindiği için skandal olarak nitelendirildi. Tüm olumsuz eleştirilere rağmen "Şair çocukları tiyatro salonlarını doldurdu"[12]
Klaus Mann'ın ilk kitabı 1925 yılında Öykü Kitapları Serisi Yaşam Öncesi'nde Enoch Kardeşler Yayınevi'nden çıktı. Aynı yıl homoseksüelliğini açıkça ilan ettiği ve Alman edebiyatının ilk homoseksüel romanı olarak kabul edilen Kutsal Dans (Der fromme Tanz) romanı yayınlandı. Roman 1925 yılı ilkbaharında İngiltere, Paris, Marsilya, Tunus, Palermo, Napoli ve Roma'yı kapsayan ilk büyük yurt dışı gezisinden sonra ortaya çıktı. Babası da aynı yıl homoseksüelliği saçmalık ve lanetli olarak nitelediği Evlilik Üzerine (Über die Ehe) başlıklı denemesini yayınladı.
Klaus Mann seyahatlere çıktı. 1925 yılında, Jean Cocteau gibi birçok Fransız yazarla tanıştığı Paris'te kaldı. Jean Cocteau'nun Les Enfants terribles isimli eserini 1930 yılında tiyatroya Kızkardeşler (Geschwister) adıyla uyarladı. André Gide gerek aydınlanma, gerekse ahlaki açıdan onun için bir idealdi; fakat ona insan olarak da yakın olma duyguları karşılık görmedi. Gerçeküstücü (sürrealist) yazar René Crevel'le arkadaş oldu ve onun sayesinde Paris'teki sürrealistlerle tanıştı. Bu sanatsal harekete başlarda gösterdiği sempati yerini antipatiye bıraktı. Yazdığı Avangardistler - Dün ve Bugün (Die Avantgarde – gestern und heute), 1941 ve Sürrealizm Sirki (Surrealistischer Zirkus), 1943 isimli denemelerde sürrealizmi yerden yere vurdu. Bunun nedeni, hareketin hızla komünistleşmesi ve Crevel'in 1935 yılındaki intiharından sorumlu tuttuğu André Breton'un etrafındaki "Önderlik Kültü" idi.[13]
Erika Mann 24 Haziran 1926 tarihinde oyuncu Gründgens ile evlendi. 1927 yılında Leipzig Tiyatrosu'nda Gustaf Gründgens yönetmenliğinde Anja ve Esther oyununu oynayan kadro ile Klaus Mann'ın Dört Kişilik Revü isimli oyunu sahneye kondu ve ardından Klaus Mann, Erika ve Pamela Wedekind ile birlikte turneye çıktı. Oyunla ile ilgili kötü eleştirilerin ününe zarar vermesinden korkan Gustaf Gründgens Cottbus'tan Kopenhag'a kadar yapılan turneye katılmadı. Bunun üzerine Klaus Mann ile Gründgens arasındaki soğukluk başladı.
1927 yılında yayınlanan Bugün ve Yarın. Genç Entelektüel Avrupa'nın Durumu (Heute und Morgen. Zur Situation des jungen geistigen Europas) denemesinde Klaus Mann, Avrupa'nın barış ve sosyal yaşam için gerekli görevlerini birlikte yerine getirmek zorunda olduğu görüşlerini yazdı. Bugüne kadar yazdığı erotik metinlerde "bedene sevgiyi" ifade eden Klaus Mann, ilk defa kendini eleştirerek, "sosyal görevlerini" çok az yerine getirdiğini açıklamıştı. Karşılıklı hoşgörü politikası için çağrıda bulunarak, birçok "entelektüelin", "kendisini yargılamak yerine, zafer çılgınlığına düştüğü" 1914 yılındaki korkunç "hatadan" ders alınması gerektiğini yazdı.[14] Bu denemesinde görüşlerini, Heinrich Mann'ın Aklın Diktatörü (Diktatur der Vernunft), Richard Nikolaus Graf von Coudenhove-Kalergi'nin Panavrupa Birliği (Paneuropa-Union) ve Ernst Bloch'un sosyalist görüşlerini yazdığı Ütopinin Ruhu (Geist der Utopie) çalışmalarına dayandırdı.
Klaus Mann 7 Ekim 1927 ile Haziran 1928 tarihleri arasında, kızkardeşi Erika ile birlikte Amerika üzerinden Hawai, Japonya, Kore ve Sovyetler Birliği'ni kapsayan ve aylar süren bir dünya turu gerçekleştirdiler. Dünyanın birçok yerindeki tanıdıkları vasıtasıyla ve babalarının uluslararası bir üne sahip olması nedeni ile Emil Jannings ve Upton Sinclair gibi kültür dünyasının birçok tanınmış kişileri ile görüşme imkânı buldular. Daha fazla dikkat çekme amacıyla Edebiyatın Mann İkizleri takma adını kullanarak kendilerini ikiz kardeşler olarak tanıttılar. Yolculukları boyunca konferanslar vererek masraflarını karşılamaya çalıştılar; fakat konferans gelirleri çok düşüktü. Çok borçlanmışlardı. Borçlarını 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra Thomas Mann ödedi. Bu dünya turu ile ilgili yazdıklarını Rundherum başlığı ile 1929 yılında yayınladılar.
1929 yılında Büyük İskender'i anlattığı romanı Alexander. Ütopinin Romanı yayınlandı. İlk romanı ile karşılaştırıldığında, yazma stili daha işlevsel ve kısa cümlelerden oluşuyordu. Kendisini kayıp kuşak olarak nitelemesine rağmen Amerika'nın "Kayıp Kuşak (Lost Generation)" akımına ait Gertrude Stein, Sherwood Anderson ve Ernest Hemingway gibi yazarları örnek almamıştı. Onlar kısa cümlelerle basit anlatımı seçerken, Klaus Mann geleneksel ve detaylı anlatımdan yanaydı.
Erika Mann ve Gustaf Gründgens 9 Ocak 1929 tarihinde boşandılar. Klaus Mann, 1936 yılında Amsterdam'da yayınlanan ve 1971 yılında yeniden yayınlanmasının yasaklandığı Batı Almanya'da edebiyat skandalına neden olan kitabı Mephisto'da konu olarak Gründgens'i kullandı.
1930 yılının başlarında Klaus ve Erika Mann Kuzey Afrika'ya bir seyahate çıktılar. Fas'ın Fez şehrinde ilk defa esrar aldılar.[15] Yaşamı boyunca kurtulamadığı uyuşturucu kullanımına 1929 yılının sonlarında başlamıştı. Kızkardeşine anlattığına göre morfin kullanıyordu. Mopsa Sternheim'in sonradan kocası olan, arkadaşı Rudolf von Ripper'in onu uyuşturucuya başlattığı tahmin edilmektedir.[16]
1929 yılındaki dünya ekonomik krizi Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin 14 Eylül 1930 tarihinde parlamentoda çoğunluğu oluşturmasına yardımcı oldu. Parti, parlamentodaki milletvekili sayısını 12'den 107'ye çıkardı. 1930 sonbaharında Viyana Kültür Birliği'nde yaptığı bir konuşmada Klaus Mann, ilk defa kamuoyu önünde günlük politikaya karşı tavrını koydu: Kim politikaya düne kadar kayıtsız kalmışsa, o bu seçim sonuçlarını ortaya çıkarandır.[17]
1932 ilkbaharında, Ricki Hallgarten'a ithaf ettiği ve 1906 ile 1924 yıllarını kapsayan, birinci otobiyografisi Bu Zamanın Çocuğu (Kind dieser Zeit) yayınlandı. Adolf Hitler iktidara gelene kadar, birkaç ay içerisinde kitap çok ilgi gördü. Ülkenin önde gelen bir ailesinin ünlü çocuğunun anekdotlar ve açıklamalarla dolu olan kitabı, okuyucunun merakını uyandırmıştı.[18] Kind dieser Zeit 1933 yılında yasaklandı.
1932 yılında ayrıca, Berlin ve Paris'teki genç sanatçılar ve aydınların, Hitler'in iktidarı ele geçirmesinden önceki yaşamını anlattığı Sonsuzluktaki Buluşma noktası (Treffpunkt im Unendlichen) romanı yayınlandı. Bu romanda baş aktör Gregor Gregori, Klaus Mann'ın daha sonra yazdığı Mephisto romanındaki Hendrik Höfgen karakteri ile aynı özellikleri taşıyordu.[19]
Klaus ve Erika Mann, Ricki hallgarten ve ortak arkadaşları Annemarie Schwarzenbach aynı yıl İran'a bir gitmeyi planlarlar. Seyahatten bir gün önce 5 Mayıs 1932 tarihinde Ricki Hallgarten, Ammersee Utting'de bulunan evinde, kendini vurarak intihar eder. Klaus Mann, gençlik arkadaşı için, edebi bir başyapıt olarak kabul edilen Ricki Hallgarten - Kalblerin Radikalizmi (Radikalismus des Herzens) denemesini yazar.
Adolf Hitler'in başbakan olarak atanmasından sonra, Klaus Mann nasyonal sosyalizme karşı aktif çalışmaya başladı. 1933 yılının başlarında Erika'nın kurduğu "Die Pfeffermühle" kabaresinde faşizme karşı politik taşlamalar içeren kışkırtıcı programlar yaptı. Olası bir tutuklanmadan kurtulmak için 13 Mart 1933 tarihinde Paris'e kaçtı. Önceleri, kendisi ve kızkardeşleri, geçici olarak, anne babasına ait Sanary-sur-Mer'deki evlerinde, Hermann Kesten ve Franz ve Alma Werfel gibi diğer Almanca konuşan göçmenlerle birlikte kaldılar. Sürgünün ilk dönemlerinde kaldıkları diğer yerler ise Amsterdam ve Zürih yakınlarındaki Küsnacht'ta anne ve babasının kiraladığı evdi.
9 Mayıs 1933 tarihinde nazilere yakın olan tanınmış yazar Gottfried Benn'e, onun nasyonal sosyalistlere olumlu bakmasını eleştiren bir mektup yazar. Benn cevabını, önce Berlin radyosunda, daha sonra 25 Mayıs'ta "Deutschen Allgemeinen Zeitung" gazetesinde yayınlanan "Edebiyatçı Sürgünlere Cevap" başlıklı açık mektupla verdi. Bu mektupta Benn, Sürgünde yaşayanların, Almanya'nın içinde bulunduğu durumu yargılamaya hakları yoktur diyordu. Zamanla Benn yanlış yolda olduğunu anladı ve 1950 yılında yazdığı Çifte Hayat (Doppeleben) adlı kitabında, o zamanlar yirmi altı yaşında olan Klaus Mann için şunları yazdı: "O, durumu doğru değerlendirmiş ve gelişmelerin nereye varacağını görmüştü. O, benden daha iyi düşünebiliyordu.[20]
Mann'ın romanları 10 Mayıs ve 21 Haziran 1933 tarihinde naziler tarafından yakıldı. Günlüğüne 11 Mayıs tarihinde alaycı bir uslupla şunları yazmıştı: Dün Almanya'nın tüm şehirlerinde kitaplarım halkın önünde yakıldı. Münih'te de Königsplatz Meydanı'nda. Vahşiliğe varan bir barbarlık; ama beni onurlandırıyor.[21]
Ağustos 1934'te Sovyet Yazarları Kongresi'ne davet edildi ve Moskova'ya gitti; ama diğer davetliler Willi Bredel, Oskar Maria Graf ve Ernst Toller gibi yazarların aksine sosyalizme karşı mesafeli duruyordu.[22] Eylül 1934'te Saarland'ın Alman İmparatorluğu'na dahil edilmesine karşı çıkan bildiriyi imzaladı. Bunun üzerine Kasım ayı başlarında vatandaşlıktan çıkarıldı ve geçici olarak Hollanda'dan verilen bir belge ile vatansız olarak seyahat etmek zorunda kaldı. Onunla birlikte yazar Leonhard Frank, Otto Strasser ve rejisör Erwin Piscator'de vatandaşlıktan çıkarılmıştı.[23]
Aylık edebiyat dergisi Die Sammlung, Eylül 1933'ten bu yana Klaus Mann tarafından, Amsterdam'da Querido yayınevinde çıkarılıyordu. Dergide, diğer yazarların yanı sıra amcası Heinrich Mann, Oskar Maria Graf, André Gide, Aldous Huxley, Heinrich Eduard Jacob ve Else Lasker-Schüler de yazıyorlardı. 1935 yılında abone sayısının düşük olması nedeni ile, dergi kapandı. Klaus Mann, dergide aylarca para almadan çalıştı. Stefan Zweig, Robert Musil, Alfred Döblin ve babası Thomas Mann gibi bazı yazarlar, derginin çok politik olması nedeniyle ve Almanya'daki eserlerinin yayınlanmamasından korktukları için, dergiye yardım etmediler. Yayıncı Gottfried Bermann Fischer, kim kitaplarını Almanya'da yayınlatmak istiyorsa, imparatorluğun yasakladığı bir dergide, örneğin Sammlung'da çalışamaz diyordu.[24]
Bundan sonra Klaus Mann Sürgün hayatını Amsterdam, Paris, İsviçre, Çekoslovakya, Macaristan ve ABD'da geçirdi. Bu zaman içerisinde en önemli üç eseri yayınlandı: Kuzeye Kaçış (Flucht in den Norden) 1934, Çaykovski romanı Coşkulu Senfoni (Symphonie Pathétique) 1935 ve Mephisto 1936. Eski eniştesi Gustaf Gründgens'in Hermann Göring'den destek alması ve Üçüncü Reich'in kültür temsilcisi olması Klaus Mann'ı dehşete düşürmüştü. Bu nedenle belki de en ünlü romanı olan Mephisto romanında onu anlatmıştı. Romandaki baş karakter işbirlikçi Hendrik Höfgen, amcası Heinrich Mann'ın 1918 yılında Wilhelminische Epoche'de yayınlanan Kul (Der Untertan) taşlama romanındaki Diederich Heßling karakterine benziyordu. Klaus Mann, Mephisto'yu yazarken bu romanı yeniden okudu ve hayretle güncel bir roman olduğunu gördü.
1937 yılında Çekoslovakya vatandaşı oldu. Erika Mann, ikinci evliliğini İngiliz edebiyatçı Wystan Hugh Auden ile 1935 yılında yaptığı için İngiliz vatandaşı olmuştu. Budapeşte'de, yazdığı Parmaklıklı Pencere (Vergittertes Fenster) romanını ithaf ettiği ve uzun yıllar birlikte yaşadığı, Amerikalı film ve edebiyat eleştirmeni Thomas Quinn Curtiss'le tanıştı. İspanya iç savaşı'nda Haziran ve Temmuz 1938'de Pariser Tageszeitung muhabiri olarak bulundu.
II. Dünya Savaşı'ndan bir yıl önce Eylül 1938 tarihinde, anne ve babası gibi, Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti. Kızkardeşi Erika Mann daha 1937 yılında oraya göç etmişti. Kardeşler arasında ensest bir ilişki olduğu söylentileri ve homoseksüel suçlamalarıyla karşılaştılar. 1940 yılından itibaren komünist oldukları şüphesi ile telefonları ve mektupları FBI tarafından kontrol altına alındı. FBI'da dosyalarının olduğu, ilk defa 1948 yılında açıklandı.
Klaus Mann sık sık anne babasının New Jersey Princeton'daki evlerine misafir oluyordu. Genelde Erika ve diğer göçmenlerle birlikte Manhattan New York'ta "Hotel Bedford"'da kalıyordu. Klaus Mann, 1941 yılına kadar, Erika'nın yaptığı gibi, Amerika'nın çeşitli şehirlerinde nasyonal sosyalist Almanya'da olanları anlatmak üzere konferanslarda konuşmacı olarak yer aldı. 1939 yılında, sürgündeki kültür alanında ve aydın çevrede tanınmış kişiler üzerine yazıların yer aldığı Yaşama Kaçış. Sürgünde Alman Kültürü - Escape to Life. Deutsche Kultur im Exil yayınlandı. Başlık çok ilgi gördü. Bu da 1940 yılında yayınlanan Öteki Almanya - The Other Germany gibi Erika ile birlikte hazırlanmıştı. Tamamını İngilizce yazdığı ilk eseri, François-René de Chateaubriand, Sarah Bernhardt, Antonín Dvořák, Eleonora Duse und Georges Clemenceau gibi, Avrupa'nın tanınmış şahsiyetlerinin portresini çizdiği ve onların Amerika'da yaşadıklarını anlattığı Ünlü Ziyaretçiler - Distinguished Visitors'di. Bu eser Klaus Mann yaşarken basılamadı. Bu eser ilk defa 1992 yılında Almancaya çevrilerek yayınlandı.[25]
Klaus Mann Ocak 1941 tarihinden Şubat 1942 tarihine kadar antifaşist Decision. A Review of Free Culture dergisini çıkardı. abone azlığı nedeni ile bir yıl sonra dergi kapandı. Bu projenin yürümemesini büyük bir yenilgi olarak kabul etti ve 1941 yazında ilk intihar denemesini yaptı. Decision redaktörü, arkadaşı Christoper Lazare intiharı engelledi.
Bu arada Erika Mann BBC'de çalışıyordu ve çok başarılıydı. Doktor ve yazar Marin Gumpert ile birlikte yaşıyorlardı. Klaus Mann 1939 yılında yazdığı Der Vulkan. Roman unter Emigranten başlıklı romanda Gumpert'i profesör Abel olarak anlatmıştı. 1942 yılında İngilizce yazdığı ikinci otobiyografisi The Turning Point (Almanca. Der Wendepunkt) yayınlandı. Daha sonra Almancaya çevirdiği otobiyografisinin çevirisini 1949 yılında ölümünden kısa bir süre önce bitirdi. Kendi ifadesine göre Almanca kitap Amerika'da yayınlanandan farklıydı. The Turning Point Haziran 1942 tarihinde yazılan bir günlük notu ile biterken, Der Wendepunkt 28 Eylül 1945 tarihinde yazılmış bir mektupla bitiyordu.
Turning Point yayınlandıktan sonra Klaus Mann, André Gide üzerine bir araştırmaya başladı: André Gide and the Crisis of Modern Thought. Bunu Hermann Kesten ile birlikte hazırladığı Heart of Europe isimli, Avrupa edebiyatı antolojisi çalısması takip etti. Bu her iki kitap da 1943 yılında yayınlandı.
Aktif olarak faşizme karşı savaşabilmek, kendi depresyonlarından kurtulmak ve borçlarını ödeyebilmek için 1941 yılında Amerikan Ordusu'na katıldı. Amerikan ordusundaki ırkçılık karşısında dehşete düştü. Nigger olarak adlandırdıkları ve ayrı bir bölgede tuttukları siyahi Amerikalı'lara karşı ordunun davranışları onu çok etkilemişti. "Bir çeşit siyah getto"[26]
25 Eylül 1943 tarihinde Amerikan vatandaşı oldu ve 24 Aralık 1943'te destek astsubayı olarak 5. Amerikan Ordusu (5.US-Armee) birliğine katıldı. Önce Kuzey Afrika, sonra İtalya'da bulundu. Burada müttefik güçler için bildiriler yazdı. Almanca bilen Amerikan askeri olarak, Alman savaş esirlerinin sorgulamasına katılıyordu. 1945 yılından itibaren Amerikan ordu gazetesi Yıldız ve Rütbe - The Stars and Stripes dergisinde haftalık yazıları yayınlanmaya başladı.
Klaus Mann savaş sonrası Stars and Strips dergisi özel muhabiri olarak Almanya'da bulundu. Mayıs 1945'te Münih'te bombalanmış olan evlerini ziyaret etti ve orada SS'in, villayı Lebensborn evi olarak kullandığını öğrendi. Augsburg'da diğer gazetecilerle birlikte, yargılanmayı bekleyen Hermann Göring'le röportaj yaptı. Nazi rejimi esnasında Almanya'da kalan besteci Franz Lehár, Richard Strauss, filozof Karl Jaspers ve savaş öncesinden tanıdığı, oyuncu Emil Jannings ile görüştü ve Bayreuth'ta Winifred Wagner ile röportaj yaptı. Prag'da, Mann ailesine Çekoslovak vatandaşlığını veren, önceden tanıdığı Çekoslovakya Devlet Başkanı Edvard Beneš ile röportaj yaptı.[27]
28 Eylül 1945 tarihinde ordudan ayrıldı. Roma, Amsterdam, New York ve Kaliforniya'da kaldı. Savaş sonrası ilk projesi Roberto Rosselini'nin filmi Paisà'nın senaryosunda çalışmaktı. Klaus Mann'ın yazdığı Vaiz - The Chaplain bölümü, senaryoda çok büyük bir değişikliğe uğradı ve filmin jeneriğinde onun ismine yer verilmedi.
1945/46 yılları arasında, ruh çağırmayı eleştiren Yedinci Melek - Der siebente Engel oyununu yazdı. Bu oyun bugüne kadar hiç oynanmadı.
Klaus Mann Almanya'da fazla kalamayacağını hissediyordu. 1947 yılında İngilizce verdiği konferansta umutsuzluğunu dile getiriyordu: "Evet, ben kendimi anavatanımda bir yabancı gibi hissediyordum. Bir uçurum beni eski yurttaşlarımdan ayırıyor. Ne zaman Almanya'da bulunsam, aklımdan hiç çıkmayan bir düşünce benimle birlikte oluyor: ‚Dönüş yok!‘ - Yes, I felt a stranger in my former fatherland. There was an abyss which separated me of those who used to be my countrymen. Wherever I went in Germany, the […] nostalgic Leitmotiv followed me: ‚You can’t go home again!‘"[28]
1948 yılından itibaren yeniden, uzunca bir zaman kalacağı Pacific Palisades / Kaliforniya'da, finansal açıdan bağlı olduğu babasının evinde yaşadı. 11 Temmuz'da intihar teşebbüsünde bulundu. Bu olay duyulunca baba evini terk etti ve arkadaşlarının yanında kaldı. Ağustos ayında arkadaşı Fritz Landshoff, Amsterdam'da bulunan Bermann Fischer/Querido Yayınevi'nde ona bir iş buldu, fakat burada birkaç ay çalıştı. Arkadaşı Herbert Schlüter'e bildirdiğine göre, yazmakta zorlanıyordu: "Çocukluğumda yazabildiğimden daha zor. O zamanlar, kendimi becerikli birisi gibi ifade edebildiğim bir dilim vardı. Şimdi iki dilin arasında sıkışıp kaldım. İngilizce'de sanırım hiçbir zaman, Almanca'daki gibi kendimi evimde hissetmeyeceğim. Ama sanırım ben Alman değilim..."[29] Yazar olarak artık kendisi ile kimsenin ilgilenmeyeceğinden korkuyordu. Mephisto romanının yeni baskısını, daha önce anlaşma imzalamalarına rağmen, "Bu romanda Bay Gründgens çok önemli bir rol oynuyor" gerekçesi ile basımını red eden Langenscheidt Yayınevi sahibi Georg Jacobi, onu ümitsizliğe düşürmüştü.[30]
1949 yılı günlüğü şu cümle ile başlar: "Bu notları artık yazmayacağım. Bu yılı yaşamayı istemiyorum. - I am not going to continue these notes. I do not wish to survive this year."[31] Baharda bir darbe de, birleşme sonrası Gottfried Bermann tarafından yönetilen Querido Yayınevi'nden geldi. Wendepunkt'un basmamak için, Klaus Mann'a oyalayıcı mektuplar yazdılar. Gerçekten de Der Wendepunkt ölümünden sonra, 1952 yılında, Thomas Mann'ın baskıları sonucu, Almanya'da yayınlandı.
Nisan ayı başlarında, tamamlanmamış romanı The Last Day üzerinde çalışmak için, Cannes'daki Pension Pavillon Madrid'e taşındı. Roman, intiharın, gelişimini tamamlamamış bir dünyaya karşı bir tepki olduğu temasını işliyordu. 21 Mayıs 1949 tarihinde çok fazla uyku hapı aldıktan sonra Cannes'da öldü. Ölmeden bir gün evvel Hermann Kesten'e, annesine ve kızkardeşine yazdığı mektuplarda yazma zorluklarından, para sorunlarından ve kendisini depresyona sokan hava koşullarından bahsetmişti. Aynı zamanda yaz için planladığı aktiviteleri de yazmıştı. Gizli bir ölüm isteği, politik ve şahsi hayal kırıklıkları ve güncel durumların vahameti Klaus Mann' intihara götürdü.[32]
Klaus Mann Cannes'ta Cimetière du Grand Jas mezarlığına defnedildi. Cenazede aileden sadece kardeşi Michael vardı. Michael mezarı başında kemanı ile Benedetto Marcello'dan ağır bir parça çaldı.[33] Anne ve babası, Erika ile birlikte Avrupa'yı kapsayan bir konferans dizisi nedeni ile Stockholm'de bulunuyorlardı. Ölüm haberini aldıklarında birlikte seyahate devam; fakat kokteyllere katılmama kararı aldılar. Erika Mann mezar taşına Lukas-Protestan'dan bir alıntıyı İngilizce kazıttı: "Çünkü kim yaşamına sahip olmak isterse, onu kaybeder; kim ama yaşamını kaybetmeyi göze alırsa [...], o yaşama sahip olur - For Whosoever Will Save His Life Shall Lose It. But Whosoever Will Lose His Life […] The Same Shall Find It."[34] Bu sözleri Klaus Mann, bitiremediği son romanı The Last Day için slogan olarak belirlemişti. Erika Mann'ın bir yıl sonra, babasının önsözü ve Max Brod, Lion Feuchtwanger ve Hermann Kesten gibi arkadaşlarının katkıları ile hazırladığı Klaus Mann'ı Hatırlamak - Klaus Mann zum Gedächtnis yayınlandı..
Şiirler ve Şarkılar - Gedichte und Chansons. Uwe Naumann ve Fredric Kroll tarafından yayınlandı. Düzeltmeler: Inge Jastram. Editör: Frank Albrecht, Schriesheim, 1999, ISBN 3-926360-15-1 (Bu kitapta ilk defa, bugüne kadar yayınlanmamış birçok şiiri de kapsayan tüm şiir çalışmaları bir araya getirildi. Çocukluğunda yazdığı şiirlerden, kızkardeşi Erika'nın kabaresi "Pfeffermühle"' için yazdığı taşlamalara kadar tüm çalışmaları bu kitapta toplanmıştır.)
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.