Acem Türkçesi

Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Acem Türkçesi (Türkī-yi ʿacemī çev. İran Türkçesi) veya Orta Azerbaycanca, 15. ve 16. yüzyıllarda bölge Türkleri tarafından anadil, İran ve Kafkasya'daki halklar tarafından lingua franca olarak konuşulan bir Türk dilidir. Bugünkü Azerbaycan Türkçesi buradan türetilmiştir. Dil, Eski Anadolu Türkçesinden gelmektedir. Acem Türkçesi Karakoyunluların, Akkoyunluların ve Safevilerin[1] resmi diliydi.[2][3][4][5][6][7][8]

Pratik Bilgiler Acem Türkçesi (Orta Azerbaycanca), Ana dili olanlar ...
Acem Türkçesi
(Orta Azerbaycanca)
Orta azərbaycanca
Ana dili olanlar Karakoyunlular
Akkoyunlular
Safeviler
Bölgeİran, Kafkasya ve Doğu Anadolu'nun bir kısmı
Dil ailesi
Türk dilleri
Önceki formlar
Eski Anadolu Türkçesi
  • Acem Türkçesi
    (Orta Azerbaycanca)
ArdılAzerbaycan Türkçesi
Yazı sistemiNestâlik
Dil kodları
ISO 639-3
Kapat

İsim

Terim, Fransız yazar Capuchin Raphaël du Mans'ın (ö. 1696) 1684'te yazdığı bir gramer kitabında kullanılan "lingua turcica agemica" veya "Turc Agemi" gibi daha önceki tanımlamalardan türetilerek bulunmuştur.[9] Dönem yerel metinleri, dilden, yalın şekilde Türkçe olarak bahsetmiştir.[1] Safevi döneminde, Kızılbaşların konuştuğu lehçeye olan benzerliği nedeniyle rūmī (Osmanlı Türkçesi) ve caġatā'ī (Çağatay Türkçesi) adlandırmalarına paralel şekilde ḳızılbaşıī olarak da adlandırıldı.[9]

Tarihçe

Özetle
Bakış açısı

Acem Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesinden türemiştir ve Oğuz dillerinin güneybatı koluna aittir. Dil ilk olarak 15. yüzyılda Azerbaycan, Doğu Anadolu ve İran'da bölgeye yerleşen Türklerin dilinin Farsçadan etkilenmesiyle ortaya çıkmıştır. Akkoyunlu ve Kara Koyunlu Türk hanedanları ve özellikle hanedanı Azerbaycan'dan gelen Safevilerde dil daha fazla gelişme gösterdi. Bu devletlerde Acem Türkçesi, sarayda ve orduda kullanılıyordu ve İran'ın kuzeyinden güneyine kadar bir ortak dildi.[1] İsveçli Türkolog Lars Johanson'a göre Acem Türkçesi, Kafkasya bölgesinde ve güneydoğu Dağıstan'da lingua franca işlevi gören ve sarayda ve orduda yaygın olarak konuşulan bir "Azerbaycan koinési" idi (Koini Yunancasına benzetme).[4]

Éva Csató'nun anlatısına göre:[10]

16. ve 17. yüzyıllarda Safevi İmparatorluğu'nda, Avrupalıların genellikle İran Türkçesi ("Turc Agemi", "lingua turcica agemica") olarak adlandırdıkları dilin, Safevi hanedanının Türk kökeni sebebiyle sarayda ve orduda en sevilen dil olan bir Türk dili olduğu belirtildi. Orijinal adı sadece Turki (Türkçe) idi ve bu nedenle bu dili Turki-yi Acemi olarak adlandırmak uygun olabilir. İran Türkçesi bu çeşitliliği nedeniyle, 16. yüzyılda Kafkasya ve Transkafkasya bölgelerinde de konuşuluyor olmalıdır. Orta Azerbaycanca olarak da değerlendirilebilir bu dilin sınırlarını hem dilsel hem de bölgesel açıdan tam olarak belirlemek henüz mümkün değildir. Kesinlikle homojen bir dil değildi, belki de Beltadze'nin (1967:161) 18. yüzyıldan kalma Gürcü alfabesiyle yazılmış İncillerin bir çevirisi için belirttiği gibi, Azerbaycan TürkçesiOsmanlı Türkçesi karışımı bir dildi.

Safevi Kızılbaş askerlerinin çoğu da Farsçayı değil, yalnızca Acem Türkçesini konuşuyordu. 1617-1618 yıllarında Acem Türkçesine dair gözlemleri kaydeden İtalyan seyyah Pietro della Valle de Acem Türkçesinin, Osmanlıcadan farklı olduğunu ve içinde birçok "Tatarca" yani Çağatayca kökenli kelime bulunduğunu belirtmektedir.[11]

Literatür

Thumb
Acem Türkçesiyle kaleme alınan Tezkire-i Şeyh Safi

Acem Türkçesi ortaya çıkışında, özellikle sözdiziminde Farsçadan büyük ölçüde etkilenmişti. Acem Türkçesinin, Eski Anadolu Türkçesinden miras aldığı yan cümle (tümce) kullanımındaki fazlalık, dilin Farsça ile etkileşiminden dolayı yaygınlaştı.[1]

Acem Türk edebiyatının 15. yüzyıldaki erken dönem temsilcilerinden bazıları Cihanşah, Şah İsmail Hatai ve Fuzuli gibi şairlerdir.[12] Acem Türkçesiyle yazılmış eser kaynaklar arasında Nishati'nin nesir metinleri (1530–1557'den sonra), Tārīh-i Atāyʾī (1494/95); Şühedanâme (1539); ve Tezkire-i Şeyh Safi (1542/43) gibi eserler bulunmaktadır.[1]

Thumb
Latin alfabesiyle yazılan ilk Türkçe (Acem Türkçesi) eserlerden biri olan Matta İncili

Örnek

Özetle
Bakış açısı

Acem Türkçesini en iyi uygulayan şairlerden olan Fuzûli'nin "Şikayetnâme" adlı eseri, bu dile örnek olarak verilebilir:

Selam virdüm, rüşvet degüldür diyü almadılar. Hükm gösterdüm, fâidesüzdür diyü mültefit olmadılar. Egerçi zahirde suret-i itaat gösterdiler amma zebân-ı hâl ile cemî’i su’alime cevab virdiler.

Didüm: — Yâ eyyühe’lashâb bu ne fi’l-i hatâ ve ne çîn-i ebrûdur.

Didiler: — Muttasıl bizüm adetimüz budur.

Didüm: — Benüm ri’âyetümi vâcib görmişler ve bana berât-ı tekâ’üd virmişler ki evkâfdan hemişe behr-mend olam ve padişaha ferâgatla du’a kılam.

Didiler: — Ey miskin senün mezâlimine girmişler ve sermaye-i tereddüd virmişler ki müdâm fa’idesiz cidâl edesin ve nâ-mübârek yüzleri görüp nâmülâyim sözler işidesin.

Didüm: — Berâtımun mazmunı ne içün suret bulmaz.

Didiler: — Zevâ’iddür husûli mümkin olmaz.

Didüm: — Böyle evkaf zevayidsiz olur mı?

Didiler: — Zarûrîyât-ı asitâneden kalursa bizden kalur mı?

Didüm: — Vakf malın ziyade tasarruf itmek vebaldür.

Didiler: — Akçemiz ile satın almışuz bize helaldür.

Didüm: — Hisâb alsalar bu sülûkunuzun fesâdı bulunur.

Didiler: — Bu hisâb kıyametde alınur.

Didüm: — Dünyâda dahî hisâb olur haberin işitmişsinüz.

Didiler: — Andan dahi bâkimüz yokdur, kâtipleri razı itmişüz.

Gördüm ki sualime cevâbdan gayrı nesne virmezler ve bu berâtile hâcetüm revâ kılmağın görmezler, nâ-çâr terk-i mücadele kıldum ve me’yûs u mahrum gûşe-i ‘uzletimde çekildüm.

Kaynakça

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.