Filistin ve kökdaşları olan Filastin ve Palaestina isminin tarih boyunca geçirdiği evreler Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Bu makale, Filistin adının zaman çizelgesini yani Filistin ve kökdaşları olan Filastin ve Palaestina isminin tarih boyunca geçirdiği evreleri konu alır.
MısırhiyerogliflerindeP-r-s-t olarak geçen Peleset isminin, Mısır'ın yirminci hanedanlığında ~MÖ 1150'lerdeki belgelerde komşu halk ve topraklar için kullanıldığı görülür. İlk olarak Medinet Habu Tapınağı'ndaki metinlerde beliren Peleset ismi, kendisini III. Ramses iktidarlığındaki Mısır'ı işgal eden bir deniz kavmi olarak gösterir.[1] ~MÖ 8. yüzyılda III. Adad-nirari'den bir asır sonra II. Sargon'a kadar Asur kayıtlarında bu bölge için Palaştu veya Pilistu ismi kullanıldığı görülür.[2][3][4] Hem Mısır hem Asur kaynakları, bu ismin kullanıldığı toprakların sınırlarından bahsetmemektedir.
Açıkça bugünkü anlamıyla kullanılan Filistin terimi ilk olarak MÖ 5. yüzyılda Antik Yunanistan'da kullanılmıştır. Herodot, Tarihler kitabında "Suriye'nin bölgesi Palaistine" yazmıştır; bu kitap, Yehuda Dağlarını ve Ürdün Vadisi'ni içinde barındıran Filistin topraklarını açıkça tanımlayan ilk tarihi çalışmadır.[5][6][7][8][9][10] Yaklaşık bir asır sonra Aristoteles, Meteoroloji isimli eserinde benzer bir tanımlama yapıp "Filistin'de bir göl vardır, öyle ki eğer bir insan veya canavar içine atılırsa su üstünde süzülür, batmaz, bu söylenen doğrudur. Dediklerine göre bu göl o kadar acı ve tuzludur ki içinde balık yaşamaz ve giysilerinizi suya batırıp silkelerseniz temizlenir" demektedir; uzmanlara göre Aristoteles Ölü Deniz'den bahsetmektedir.[11]Polemon ve Pausanias gibi sonraki yazarlar da aynı bölge için bu ismi kullanmıştır. Sonraki dönemlerde Ovidius, Tibullus, Pomponius Mela, İhtiyar Plinius, Dio Chrysostom, Statius ve Plutarkhos gibi Romalı yazarların yanı sıra, Philon ve Josephus gibi Romalı Yahudi yazarlar da aynı ismi kullanmaya devam etmiştir.[12] Eserlerini Yunanca yayınlayan Romalı yazar Strabo gibi bazı diğer yazarlar ise bu bölge için Koele-Suriye adını daha uygun bulmuştur.[13][14] Resmi vilayet adı olarak ilk defa 135 yılında Roma yetkilileri tarafından, Bar Kohba İsyanı bastırıldıktan sonra Yahudiye, Celile ve Aşkelon gibi komşu şehirleri içine alan bölgeye Suriye Filistini adı verilmiştir; uzmanlara göre bunun sebebi topraklarla Yahudilerin duygusal bağını kesmekti.[15][16]
İbranicepeleşet (פלשת) ismi Sami dillerindep-l-ş kökünden gelip "bölmek, içinden geçmek, yığınla gelmek, kapsamak veya işgal etmek" anlamlarına gelir[17] ve bir ihtimal içinde "göçmen" veya "işgalci" anlamı barındırır.[18] Türkçeye Filistin olarak tercüme edilen bu kelime Tanah'ta "Filist" adıyla 250'den fazla kez kullanılmıştır. Tevrat'ta ise 10 kere kullanılan bu bölge isminin sınırları tanımlanmamaktadır. Tanah'ın Tarihsel kitaplarında (bkz Tesniye esaslı tarih) 200'den fazla kullanılan bu bölgenin ismi en çok Hakimler kitabı ve Samuel kitaplarında geçmektedir ve güneydeki sahiller olan Yehuda Krallığı'nın batısını ifade etmektedir.[2][3][12][19]
Bizans İmparatorluğu döneminde, bölgenin tamamına (Suriye Filistini, Samarya ve Celile) Palaestina denmekteydi ve bu alan Palaestina I ve Palaestina II olmak üzere iki alt bölgeden oluşmaktaydı.[20] Bizanslılar, Negev, Sina ve Arap Yarımadasının batısını kapsayan bölgeye Palaestina Salutaris veya bazen Palaestina III demekteydi.[20]Arapçada Filistin (فلسطين) kelimesi için Filistin, Filastin veya Falastin denir.[21] Moshe Sharon'un yazısına göre, AraplarBüyük Suriye'yi 7. yüzyılda ellerine geçirdiği zaman, Bizanslıların koydukları isimleri kullanmaya devam ettiler. Dolayısıyla Filastin kelimesinin kökeni Roma ve Semitik İbraniceden gelmektedir.[2] Jacob Lassner ve Selwyn Ilan Troen, Jund Filastin isimli çalışmasında olaya daha farklı yaklaşır.[22] Avrupa'da bu bölgeye "Filistin" denmesinin kabul edilmesi Avrupa rönesansına denk gelmektedir.[23]Osmanlı İmparatorluğu'nun çökmesinin ardından İngilizler bu bölge için Filistin adını tekrar canladırmıştır ve burada Filistin Mandası kurulmuştur.
~MÖ 717: Dur-Sharrukin, II. Sargon'un hatıratı: Bölgeden Palaştu veya Pilistu diye bahseder.[2][3][3][4]
Klasik antik dönem
Pers (Ahameniş) İmparatorluğu dönemi
~MÖ 450: Herodot, Tarihler kitabında, Ahitsel Filist'ten daha geniş bir alan için kullanıldığını gösteren ilk tarihi kaynaktır. Kitapta "Suriye'nin bölgesi Palaistinê" diye geçmektedir.[26][27][28] Aynı kaynakta İbranilerinsünnet anlayışıyla ilgili bilgilerde mevcuttur: "İlk zamanlardan beri Kolhisler, Mısırlılar ve Etiyopyalılar sünnet icra eden tek uluslardı. Fenikeliler ve Filistinli Suriyeliler bu geleneği Mısırlılardan öğrendiklerini itiraf etmişlerdir... Şimdi sadece bu uluslar sünnet uygulamaktadır".[29]
~MÖ 340: Aristoteles, Meteoroloji isimli eserinde "Filistin'de bir göl vardır, öyle ki eğer bir insan veya canavar içine atılırsa su üstünde süzülür, batmaz, bu söylenen doğrudur. Dediklerine göre bu göl o kadar acı ve tuzludur ki içinde balık yaşamaz ve giysilerinizi suya batırıp silkelerseniz temizlenir" demektedir; uzmanlara göre Aristoteles Ölü Deniz'den bahsetmektedir.[11]
Helen Krallıkları (Ptolemaik/Selevkos/Haşmonayim) dönemi
~MÖ 150: Atinalı Polemon, Yunan Tarihi: "Foroneus oğlu Apis zamanında Mısır orduları Mısır'dan kovuldu, Arabistan'a uzak olmayan Suriye'nin Filistin denen bölgesine yerleştiler"[30]
~MÖ 130: Pausanias, Yunanistan Tanımı: "Tapınağın önünde palmiye ağaçları yetişir, meyveleri, Filistin hurmaları gibi tam olarak yenilebilir değildir, yine de İyonya'dakilerden daha olgundur."[31]
Roma Kudüs dönemi
~MS 2: Ovidius, Ars Amatoria: "Filistinli Suriyeliler tarafından kutlanan yedinci gün bayramı"[32]
~MS 10-19: Tibullus, Tibullus ve Sulpicia: Şiirler: "Neden söyle, Filistin şehirlerinde zarar görmeden uçan güvercin Suriyeliler için kutsaldır?"[33]
~MS 17: Ovidius, Fasti: "Jüpiter cenneti savunmak için silah kuşandığında, küçük aşk tanrısıyla Fırat'a geldi ve Filistin sularının kenarında oturdu."[34]
~MS 40: Philon, "En çok Yahudi nüfusu barındıran Filistin ve Suriye de ibret verici bilgelik ve erdemden yoksun değildir. Halkın bir kısmına Esseniler denir." Ayrıca Philon, Filistin ile Kenan topraklarını bir tutmaktadır.[35]
~MS 43: Pomponius Mela, De situ orbis: "Syria late litora tenet, terrasque etiam latius introrsus, aliis aliisque nuncupata nominibus: nam et Coele dicitur et Mesopotamia et Damascene et Adiabene et Babylonia et Iudaea et Commagene et Sophene. Hic Palaestine est qua tangit Arabas, tum Phoenice; et ubi se Ciliciae committit Antiochia, olim ac diu potens, sed cum eam regno Semiramis tenuit longe potentissima. Operibus certe eius insignia multa sunt; duo maxime excellunt; constituta urbs mirae magnitudinis Babylon, ac siccis olim regionibus Euphrates et Tigris immissi."[36]
~MS 78: Plinius, Doğal Tarih, 13.konu: "Bu ülkelerin yanında Suriye, bir zamanlar farklı isimlerle anılan ve büyük topraklar olan sahili işgal etti; Arabistan ile birleşen bu bölgeye eskiden Palaestina, Yahudiye, Koele ve Fenike denirdi. Ülkeye, içinde Damascena (Şam), güneye gidildikçe Babil denilir". 14. konu: "Serboniye bataklığının görünmeye başlamasının ardından Edom ve Filistin başlar... Kentleri, Refah, Gazze ve içeri girildikçe Antedon'dur ayrıca Argaris Dağı bulunur"[37]
~MS 97: Josephus, Apion'a Karşı: "Ne de Halikarnaslı Herodot ulusumuz hakkında bir şey bilmezken kendince bahsetmiştir... bu nedenle 'Filistin'deki Suriyeliler sünnetlidir' demektedir. Fakat, Filistin'de Yahudiler dışında sünnetli yoktur"[40]
~MS 94: Josephus, Yahudi Gelenek ve Görenekleri: "...Gelenekler insanın yaratılışından Nero'nun 12. yılına kadar aktarıldı, ta ki Yahudilerin, Mısır'ın, Suriye'nin ve Filistin'in başına gelene kadar"[41]
~MS 100: Plutarkhos, Paralel Hayatlar:"Krallar kralı Tigran'ın iktidarda olduğu Ermenistan... Yunan şehirlerini Med'e itti, Suriye ve Filistin'i fethetti..."[42]
Fakat, Roma Kudüs döneminde bu coğrafik bölge için kullanılan tek terim "Filistin" değildi. Örneğin Strabon, Kudüs ve Yahudiye'yi tanımlarken Koele-Suriye derken Plinius her iki terimi birden kullanmaktadır.[43][44][45]
Roma Aelia Kapitolina dönemi
135: 132 ile 135 yılları arasında süren Bar Kohba İsyanı bastırıldıktan sonra Roma İmparatoru Hadrianus, Yahudiye'yi de içine alan bölgenin tamamına Suriye Filistini adını verdi,[46] bazı uzmanlara göre bunun nedeni, Yahudilerin bu topraklara olan duygusal bağını koparmaktı.[47][48]
~150: Appian, Roma Tarihi: "Roma tarihini yazmaya niyetlenirken ulusumuzun hükmettiği toprakların sınırlarını belirtmeyi gerekli görüyorum... Filistin-Suriye'yi aldık, bunun ardından Arabistan'ın bir kısmını. Fenikelilerin ülkesi, Filistin'in yanında denizdeydi, Fenikelilerin topraklarının ardında Koele-Suriye vardır, bir bölümü denizden Fırat'a kadar uzanmaktadır...[49]
~150: Arrian, Anabasis Alexandri: "Ardından Tire ele geçirildi... İskender şimdi Mısır'a sefere çıkmayı kafasına koydu. (Denilişe göre) Suriye Filistini, bir hadım dışında kendisine gelmişti, Gazze'nin patronu Batis ise İskender'e katılmadı."[50]
~225: Cassius Dio, Historia Romana, Titus Tarafından 70'te Kudüs'ün Yıkımı: "Vespasian ve Titus elçilik görevi üstlendi; ilki Mısır'ın ikincisi Filistin'in"[51]
311: Kayseryalı Eusebius, Filistin Şehitlerinin Tarihi. "Kilise Tarihinin Babası" olarak Eusebius'un kullandığı Filistin terimi, ardından gelen Hristiyan yazarlar tarafından da benimsendi.[52][53]
~384: Aziz Jerome, 33. Mektup: "Sadece Filistin, Arabistan, Fenike ve Akaya piskoposları farklı düşünmüştür"[39][55]
~390: Palaestina üç farklı idari bölgeye bölündü: Palaestina Prima, Secunda ve Tertia (Birinci, İkinci ve Üçüncü Filistin).[56] Vali makamının Kasarya'da bulunduğu Palaestina Prima, Yahudiye, Samarya, sahil ve Perea'yı kapsar. Vali makamının Bet Şean'da bulunduğu Palaestina Secunda, Celile, Yezreel (Emir) Vadisi, Celile'nin doğusu ve eski Dekapol'un batısını kapsar. Vali makamının Petra'da bulunduğu Palaestina Tertia, Negev, bir zamanlar Arabistan'ın bir parçası olan güney Ürdün ve Sina Yarımadası'nın büyük kısmını kaplar. Palestina Tertia, aynı zamanda Palaestina Salutaris olarak da bilinmekteydi.[57]
~400: Yahudi midraşı Yaratılış Rabba'ya göre Tekvin 41:54'teki "bütün ülkeler" ibaresi Fenike, Arabistan ve Filistin'i ifade etmektedir.[39][58] (ויהי רעב בכל הארצות: בשלש ארצות בפנקיא ובערביא ובפלסטיני)
~400: Yahudi midraşı Ağıtlar Rabba'da Arabistan, Fenike, Filistin ve İskenderiye liderlerinin güçlerinin Roma İmparatoru Vespasian'a katıldığı anlatılır.[39] (שלש שנים ומחצה הקיף אספסיאנוס את ירושלם והיו עמו ארבעה דוכסין, דוכס דערביא, דוכס דאפריקא, דוכוס דאלכסנדריא, דוכוס דפלסטיני)
~560: Prokopius, Justinian Savaşları: "Filistin'in sınırları doğuda Kızıl Deniz denen denize kadar uzanır."[59] Prokopius ayrıca, "Pers Kralı I. Hüsrev kendisini Filistin'in patronu yapmayı arzuladığını" yazar.[60]
Orta Çağ
Dört halife, Emeviler ve Abbasiler dönemi
~770: Tahir ibn Yazid, hadis:"Dünya'daki en kutsal yer Suriye'dir; Suriye'deki en kutsal yer Filistin'dir; Filistin'deki en kutsal yer Kudüs'tür [beytül makdis]; Kudüs'teki en kutsal yer Dağdır; Kudüs'teki en kutsal yer ibadet yeridir [el mescit]; ibadet yerindeki en kutsal yer kubbedir."[61][62]
~870: İbn Hordadbeh, Yollar ve Krallar Kitabı: "Filastin Eyaleti, 50.000 dinar vergi" (~864)[63]
951-978: İstahrî, Ülkelerin Gelenekleri ve İbn Havkal, Dünya'nın Yüzü: "Suriye'nin eyaletleri Cund Filistin, Jund al Urdunn, Jund Dimaskh, Jund Hims ve Jund Kinnasrin'dir.... Filastin, Suriye'nin en batı eyaletidir.... en uzun yeri Rafah'tan Lacun'adır... genişliği Yafa'dan Eriha'yadır... Suriye eyaletleri içinde Filastin en bereketlisidir... Ağaçların ve işlenmiş toprakların suni sulamaya ihtiyacı yoktur... Filastin eyaletinde, küçük boyuna rağmen, 29 adet cami bulunur... Başkenti ve en büyük şehri Ramla'dır fakat Kutsal Şehir (Kudüs) buna çok yakındır"[63]
985: Al-Makdisi, Filistin Dahil Suriye'nin Tanımı: "Filistin eyaletinde 36 ürün bulunur ve bunlar bir arada başka bir toprakta bulunmaz... Filistin'den zeytin, kuru incir, kuru üzüm, harnup, ipek ve pamuk karışımı şeyler, sabun ve eşarp gelir."[63]
1321: Abu al-Fida, Ülkeler Taslağı: "Nahr Abi Futrus, Filastin'deki Ramla'nın yakınlarında akan bir nehirdir"[63]
1322: İştori Haparhi, Sefer Kaftor Vaferach, iki kere Ramla'nın Filastin olarak da bilindiğini belirtir.
1338 Robert MannyngTarihler
~1350: Filistin'e Kılavuz: "O (Kudüs), Suriye'nin bir parçası olan Yahudiye ve Filistin'de, etrafında tepeler olan yüksek dağlar üzerinde inşa edildi, süt ve bal akar, mısır, şarap, yağ ve her türlü dünyevi şeyle doludur."[66]
1351: Jamal ad Din Ahmad, Muthir al Ghiram: "Suriye beş eyalete bölünmüştür, isimleri şöyledir: i. Filastin, başkenti Aelia (Kudüs)'dır, Ramla'nın 18 mil uzağındadır, Kutsal Şehir'dir, Davud ve Süleyman'ın metropolüdür. Şehirleri Aşkelon, Hebron, Sebastia ve Nablus'tur."[63]
1355: İbn Battuta, Rihla[63] İbn Battuta, Ramla'nın aynı zamanda Filastin olarak bilindiğini yazmıştır[67]
1591: Johannes Löwenklau: Historiae Musulmanae Turcorum: "Hiyerosolima veya İbranice Jerusalem denen 'Kuds Barış' Filistinlilerin şehridir. İsmin anlamı 'kutsal olan' veya 'görkemli olan'dır."[70]
~1600: Shakespeare: Kral John'un Hayatı ve Ölümü, Sahne 2.1: "Aslanın kalbini soyan Richard, Filistin'de kutsal savaşlarda çatıştı."[71] / Othello Sahne 4.3: "Filistin'e yalın ayak yürüyen Venedikli bir kadın biliyorum..."[72]
1647: Sadık İsfahani, Sadık İsfahani'nin Coğrafik Çalışmaları: "Suriye'nin bölgeleri Filistin, Şam ve Mısır, Ramla, Aşkelon, Beit al Mukuddes (Kudüs), Kanaan, Bilka, Masisah ve diğer şehirlerdir; bu eyaletten "Tiah Beni-İsrail" de denen "Biaban-i Filistin" (Filistin Çölü)'e hükmettiler"[74]
~1649: Evliya Çelebi, Filistin Seyahatleri: "Tüm tarihler bu ülkeye Filistin toprakları der"[75]
1696: Adriaan Reland, Palaestina ex monumentis veteribus illustrata
1833: Heinrich Friedrich Pfannkuche: "Filistinli Yahudiler"[79][80]
1837: Lord Alexander Lindsay, Mısır, Edom ve Kutsal Topraklara Dair Mektup: "...Kudüs'e adieu dedik... Niyetimiz (doğru söylenişiyle) Filistin'i araştırdıktan sonra Ürdün'ü geçip Ceraş'ı ziyaret etmekti"[81]
1841: Sir Moses Montefiore'ye Charles Henry Churchill'in cevabı: "Kaynaklar Suriye ve Filistin'in yeniden yapılanması için yönlendirildi"
1843: John Kitto: Filistin: Kutsal Toprakların Ahit Tarihi[82]
1856: James Redhouse, İngilizce - Türkçe Sözlük: Holy Land (Kutsal Topraklar) sözlükte dari-filastin (Filistin Evi) diye tercüme edilmiştir.[83]
1897: I. Siyonist Kongre: Basel programında belirlenen Siyonist hareketin amacı: "Siyonizm'in amacı Filistin'de yasal bir Yahudi devleti kurmaktır"
1911: Filastin gazetesi
1913: Al-Karmil gazetesi: "Bu takımın elinde büyük güç vardır; ülkeleri Filistin'in bir zamanlar Osmanlı'nın bir parçası olduğu hiçe sayılmamalıdır."[84]
İngiliz Mandası dönemi
1918: Avam Kamarası: Zabıt: "Binbaşı Earl Winterton Dışişleri Bakanı'na, Mısır'da bulunan Filistin ve Suriye siyasi liderlerine Filistin'i ziyaret etmek için ne gibi olanaklar sunulduğunu sordu"[85] İngiltere siyasetinde Filistin kelimesi ilk defa bu zamanda kullanılmıştır ve bundan sonra da İngiliz hükûmetlerince de kullanılmaya devam edilmiştir.[86]
1919: Dünya Siyonist Örgütü, Paris Barış Konferansı'nda Filistin ile ilgili demeci: "Filistin'in sınırları aşağıda belirtildiği gibi olmalıdır..."[87][88][89]
1919: Milli Suriye Kongresi: "Ne Suriye'nin Filistin olarak bilinen güney parçasının ne de Lübnan'ın dahil olduğu Suriye kıyılarının bütünlüğünün bozulmasını talep ediyoruz."[90]
1926: Kalıcı Manda Komisyonu: "[İspanyol temsilci] M. Palacios, Arapların milli isim, marş ve bayrak ile ilgili olan kaygılarını dile getirdi... Araplar, "Filistin" adının ardından "Eretz İsrael" denmesinin Manda kurallarının 22. maddesine aykırı olduğunu belirtip "Surial Janonbiah" ("Güney Suriye") ismine de karşı çıkmaktadır. İngiliz hükûmeti Arap isminin kullanılmasını kabul etmedi, bunun yerine 2000 yıldır İbranice kelime olan Filistin'i tercih etti ve sonuna "alefyod"[92] baş harflerini koydu..."[93]
Filistiler ve Filist kelimeleri Tanah'ta 250 kereden fazla geçmektedir.[94][95][96]İbranicePeleşet (פלשת) kelimesi Türkçeye genelde Filist olarak tercüme edilmiştir ve Ahit'te güney sahillerinde yaşayan Filistlerin topraklarını işaret etmektedir.[19] Filistiler ilk defa Nuh'un oğlu Ham'ın soyundan gelenlerin listesinde yer alır.[97]Filist kelimesinin Filistin kelimesiyle kökdaş olduğu kabul edilir. Fakat, MÖ 2. yüzyılda beri ahitsel Filist ile coğrafi Filistin arasında farklılıklar bulunur. Ahitin MÖ 132'de tamamlanan Yunanca tercümesinde Filistler için Philistieim bölge için Palaistine adı kullanılır.[98]
Tanah'ın ilk beş kitabı olan Tevrat'ta bu isim 10 kere geçmektedir, bunlardan bazıları şunlardır:[94][95]
Tekvin 10:14: "ve Patrusîlerin ve Kasluhîlerin (Filistîler bunlardan çıktılar) ve Kaftorîlerin babası oldu."
Tekvin 21:32-34: "Böylece Beer-şebada muahede yaptılar; ve Abimelekle ordusunun başbuğu Fikol kalkıp Filistîler diyarına döndüler. Ve İbrahim Beer-şebada bir ılgın ağacı dikti ve orada RABBİN, Ebedî Allahın, ismini çağırdı. Ve İbrahim Filistîler diyarında hayli zaman misafir oldu."
Çıkış 13:17: "Ve vaki oldu ki, Firavun kavmı salıverdiği zaman, Allah onları Filistîler diyarının yolundan yakın olduğu halde götürmedi; çünkü Allah dedi: Kavm harp gördüğü zaman, belki nadim olup Mısıra döner;"
Çıkış 23:31: "Ve Kızıl Denizden Filistîlerin denizine kadar ve çölden Irmağa kadar sana hudut koyacağım; çünkü memleketin ahalisini sizin elinize vereceğim; ve onları kendi önünden kovacaksın."
Tesniyesel Tarih gibi Ahit'in diğer kitaplarında 250'den fazla kez kullanılan bu ismin yaklaşık 200 tanesi Hakimler ve Samuel kitaplarında yer alır. Bunlardan bazıları şöyledir:[94][95]
Yeşu 13:1-3: "VE Yeşu kocamış ve yaşta ilerlemişti; ve RAB ona dedi: Sen kocadın ve yaşta ilerledin ve mülk olarak alınacak pek çok yer kaldı. Kalan yer şudur: bütün Filistîler havalisi ve bütün Geşur; Mısır önünde olan Şihordan şimale doğru, Kenânlıların sayılan Ekron sınırına kadar; Filistîlerin beş beyleri, Gazalılar ve Aşdodlular, Aşkelonlular, Gatlılar ve Ekronlular, cenubta da Avlar;"
1 Krallar 4:21: "Ve Süleyman Irmaktan Filistîler diyarına ve Mısır sınırına kadar bütün ülkeler üzerinde saltanat sürdü; onlar vergi getirdiler ve ömrünün bütün günlerince Süleymana kulluk ettiler."
Sefanya 2:5: "Deniz kıyısında oturanların, Keretîler milletinin vay başına! Ey Kenân, Filistîler diyarı, RABBİN sözü size karşıdır; seni yok edeceğim, öyle ki, artık sende oturan kimse olmıyacak."
Amos 9:7: "Benim için Habeşlerin oğulları gibi değil misiniz, ey İsrail oğulları? RABBİN sözü. İsraili Mısır diyarından ve Filistîleri Kaftordan, Suriyelileri de Kirden çıkarmadım mı?"
Carl S. Ehrlich "Philistines" The Oxford Guide to People and Places of the Bible. Ed. Bruce M. Metzger and Michael D. Coogan. Oxford University Press, 2001.
Herodotus' Description of the East Mediterranean Coast Anson F. Rainey Bulletin of the American Schools of Oriental Research, No. 321 (Feb., 2001), pp. 57–63
In his work, Herodotus referred to the practice of male circumcision associated with the Hebrew people: "the Colchians, the Egyptians, and the Ethiopians, are the only nations who have practised circumcision from the earliest times. The Phoenicians and the Syrians of Palestine themselves confess that they learnt the custom of the Egyptians.... Now these are the only nations who use circumcision." The History of Herodotus29 Haziran 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
Beloe, W., Rev., Herodotus, (tr. from Greek), with notes, Vol.II, London, 1821, p.269 "It should be remembered that Syria is always regarded by Herodotus as synonymous with Assyria. What the Greeks called Palestine the Arabs call Falastin, which is the Philistines of Scripture."
Elyahu Green, Geographic names of places in Israel in Herodotos17 Mart 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. This is confirmed by George Rawlinson in the third book (Thalia) of The Histories where Palaestinian Syrians are part of the fifth tax district spanning the territory from Phoenicia to the borders of Egypt, but excludes the kingdom of Arabs who were exempt from tax for providing the Assyrian army with water on its march to Egypt. These people had a large city called Cadytis, identified as Jerusalem.
Robinson, Edward, Physical geography of the Holy Land, Crocker & Brewster, Boston, 1865, p.15. Robinson, writing in 1865 when travel by Europeans to the Ottoman Empire became common asserts that, "Palestine, or Palestina, now the most common name for the Holy Land, occurs three times in the English version of the Old Testament; and is there put for the Hebrew name פלשת, elsewhere rendered Philistia. As thus used, it refers strictly and only to the country of the Philistines, in the southwest corner of the land. So, too, in the Greek form, Παλαςτίνη), it is used by Josephus. But both Josephus and Philo apply the name to the whole land of the Hebrews; and Greek and Roman writers employed it in the like extent."
Sharon, 1998, p. 4. According to Moshe Sharon: "Eager to obliterate the name of the rebellious Judaea", the Roman authorities (General Hadrian) renamed it Palaestina or Syria Palaestina.
"plš". The American Heritage Dictionary of the English Language: Fourth Edition: Appendix II Semitic Roots. 2000. 2 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Ocak 2008.
Gudrun Krämer (2008) A History of Palestine: From the Ottoman Conquest to the Founding of the State of Israel Translated by Gudrun Krämer and Graham Harman Princeton University Press, ISBN 0-691-11897-3 p 16
The Southern and Eastern Borders of Abar-Nahara, Steven S. Tuell, Bulletin of the American Schools of Oriental Research, No. 284 (Nov., 1991), pp. 51–57
Herodotus' Description of the East Mediterranean Coast, Anson F. Rainey, Bulletin of the American Schools of Oriental Research, No. 321 (Feb., 2001), pp. 57–63
Studies in Hellenistic Judaism - Page 558 Louis H. Feldman - 1996 "Nevertheless, Pliny (Mturalis Historia 5.74, 77) and Strabo (16.2.16.754) do draw a distinction between the Decapolis and Coele-Syria. In Josephus (Antiquities 13.355-356, 392; 14.79, 16.275; and War 1.103-104, 155) Coele-Syria, ..."
A History of the Jews and Judaism in the Second Temple Period Page 174 Lester L. Grabbe - 2008 "The place of Judah in Coele-Syria was readily known in geographical writings. According to Strabo, Syria includes the following areas: We set down as parts of Syria, beginning at Cilicia and Mt. Amanus, both Commagene and the Seleucis ...
The Hellenistic settlements in Syria, the Red Sea Basin, and North Africa 2006 p37 Getzel M. Cohen p37 “Palestine” did not come into official use until the early second century ad, when the emperor Hadrian decided to rename the province of Judaea; for its new name he chose “Syria Palaestina.”49 The new name took hold. It is found thereafter in inscriptions, on coins, and in numerous literary texts.50 Thus Arrian (7.9.8, Indica 43.1) and Appian (Syr. 50), who lived in the second century ad, and Cassius Dio (eg, 38.38.4, 39.56.6), who lived in the third, referred to the region as “Palestine.” And in the rabbinic literature “Palestine” was used as the name of the Roman province. cf p103
Moseh Gill, "The Political History of Jerusalem During the Early Muslim Period", in Joshua Prawer and Haggai Ben-Shammai (eds), The History of Jerusalem, the Early Muslim Period, 638-1099, New York University Press and Yad Izhak Ben-Zvi, 1996
"In the writings of the Greeks and Romans, we need not look for indications of a very familiar acquaintance with the history and language of the Palestinian Jews, since they did not even vouchsafe their attention to the language and national writings of the more civilized nations of antiquity, such as the Carthaginians, Phoenicians, and Strabo, from whom we have quoted above the passages bearing upon our subject, is perhaps the only one who imparts this general information of the Suriyeliler, (to whom the Palestinians also belonged,) that they and their neighbours spoke a cognate language, but he enters on no farther explanation as to the difference between their dialects"
Starting on the North at a point on the Mediterranean Sea in the vicinity south of Sidon and following the watersheds of the foothills of the Lebanon as far as Jisr El-Karaon thence to El-Bire, following the dividing line between the two basins of the Wadi El-Korn and the Wadi Et-Teim, thence in a southerly direction following the dividing line between the Eastern and Western slopes of the Hermon, to the vicinity west of Beit Jenn, then eastward following the northern watersheds of the Nahr Mughaniye close to and west of the Hedjaz Railway. In the east a line close to and west of the Hedjaz Railway terminating in the Gulf of Akaba. In the south a frontier to be agreed upon with the Egyptian Government. In the west the Mediterranean Sea."