Loading AI tools
Çankırı'nın ilçesi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Çerkeş, Çankırı ilinin bir ilçesidir.
Bu madde, Vikipedi biçem el kitabına uygun değildir. (Nisan 2014) |
Çerkeş | |
---|---|
Türkiye'de yeri | |
İlçe sınırları haritası | |
Ülke | Türkiye |
İl | Çankırı |
Coğrafi bölge | Karadeniz Bölgesi |
İdare | |
• Belediye başkanı | Hasan Sopacı (AK Parti) |
Rakım | 1129 m |
Nüfus (2018) | |
• Toplam | 18.694 |
• Kır | 7,326 |
• Şehir | 9.479 |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (TSİ) |
İl alan kodu | 376 |
İl plaka kodu | 18 |
Resmî site http://www.cerkes.bel.tr/ |
Eski bir geçmişi olan Çerkeş, Çankırı iline bağlı ilçe ve güneyinde bulunan Ulusu Çayı (Ulu çay)'nın aktığı ovada kurulmuş ilçe merkezi olan kasabadır. Yüz ölçümü 990 km² olan ilçe, kuzeyde Ovacık, kuzeydoğuda Bayramören, doğuda Atkaracalar, güneydoğuda Orta ilçeleri, batıda Bolu (Gerede) ve Karabük (Eskipazar) ili, güneyde ise Ankara (Kızılcahamam) ili ile çevrilidir.
İlçe merkezi, denizden 1140 metre yükseklikte, 40° 48' Kuzey enlemi ile 32° 53' Doğu boylamının kesiştiği noktada kurulmuştur. İlçenin belli başlı yükseltileri, güneyde 2015 m yükseltili Işık Dağı, güneydoğuda Dumanlı Dağı, güneybatıda 1875 m yükseltili Karataş ve Kütüklü Dağları, kuzeyde 1432 m yükseltili Çal Yaylası, kuzeydoğuda ise 1760 m yükseltili Derviş Tepe ve Kocadağ'dır.
İlçe merkezinden Zonguldak-Ankara demiryolu geçmektedir. Ayrıca ilçe merkezinin hemen kuzeyinden geçen İstanbul-Samsun devlet karayolu ve güneyde Işık Dağı geçidini (1711 m) aşarak Kızılcahamam’da Ankara-İstanbul devlet karayoluna çıkan il yolu, ilçeyi Ankara, İstanbul ve diğer şehirlerimize bağlayan başlıca yollardır.
Çerkeş ilçesi il merkezi Çankırı’ya 85 km, Başkent Ankara’ya ise 128 km uzaklıktadır.
Çerkeş'te ilk resmi nüfus sayımı 1881-82 döneminde yapılmıştır.Osmanlı dönemi resmi nüfus sayımı kayıtlarına göre; 1881-82 döneminde ilçenin bağlı olduğu Kastamonu vilayeti, Kastamonu, Bolu, Çankırı ve Sinop sancaklarından oluşmakta olup, Çankırı sancağını ise Çankırı Merkez, Çerkeş ve İskilip kazaları oluşturmaktadır. Bu sayımda tamamı Müslüman 54.486 kişi olarak tespit edilmiştir. 1914 yılında yapılan sayım da ise, Çerkeş ilçesinin nüfusu 103'ü Rum, 10'u Ermeni ve 63.519'u Müslüman olmak üzere toplam 63.632 kişiden oluşmaktadır.
1860 yılında ilçe olan Çerkeş'in günümüzde merkezde 8 mahallesi, 1 beldesi ve 49 köyü bulunmaktadır.
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1927[1] | 49.029 | 3.261 | 45.768 |
1935[2] | 56.223 | 3.130 | 53.093 |
1940[3] | 57.790 | 2.853 | 54.937 |
1945[4] | 48.472 | 2.898 | 45.574 |
1950[5][a] | 33.756 | 2.705 | 31.051 |
1955[6] | 34.207 | 2.827 | 31.380 |
1960[7][b] | 24.597 | 2.831 | 21.766 |
1965[8] | 23.984 | 2.865 | 21.119 |
1970[9] | 24.347 | 4.999 | 19.348 |
1975[10] | 22.360 | 3.780 | 18.580 |
1980[11] | 19.123 | 3.675 | 15.448 |
1985[12] | 19.170 | 5.863 | 13.307 |
1990[13] | 22.145 | 8.579 | 13.566 |
2000[14] | 29.619 | 15.536 | 14.083 |
2007[15] | 14.601 | 8.572 | 6.029 |
2008[16] | 14.456 | 8.755 | 5.701 |
2009[17] | 16.210 | 9.404 | 6.806 |
2010[18] | 15.405 | 8.658 | 6.747 |
2011[19] | 15.303 | 8.649 | 6.654 |
2012[20] | 15.476 | 8.831 | 6.645 |
2013[21] | 16.255 | 8.460 | 7.795 |
2014[22] | 17.584 | 11.230 | 6.354 |
2015[23] | 16.539 | 9.357 | 7.182 |
2016[23] | 16.614 | 9.324 | 7.290 |
2017[23] | 16.131 | 9.263 | 6.868 |
2018[23] | 18.694 | 8.271 | 10.423 |
2019[23] | 16.792 | 9.206 | 7.586 |
2020[23] | 16.805 | 9.479 | 7.326 |
İlçe'nin adına ilişkin iki rivayet vardır; Birincisi, Ulusu Çayının verimli olması nedeni ile etraftaki köylerin, dört bir yandan gelip yerleşmeleri ve dört yol ağzında bulunması sebebi ile, dört köşe anlamına gelen Ciharköşe adının verildiği; Bir diğeri ise, ilçenin bulunduğu arazinin ova ve toplanmaya elverişli olması sebebi ile, sefere çıkacak askerlerin burada toplandığı ve asker toplayan anlamına gelen Çeriçeken adının verildiğidir.
Çerkeş Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde bulunmaktadır. I. derece deprem kuşağı üzerinde bulunan ilçe, geçmiş yıllarda büyük hasarlara neden olan (1944 Gerede-Bolu depremi gibi) depremlere maruz kalmıştır.
İlçe merkezini ikiye bölen Hükûmet Caddesinin altında kalan (güney) bölgesi genç alüvyonlar, bu caddenin üstünde kalan nispeten yüksek (kuzey) bölgesi ise çakıl, kum ve kilden oluşan, eski bir çökel tabakası üzerine kurulmuştur.
Çerkeş, Batı Karadeniz bölgesinin güneyi ile İç Anadolu bölgesinin kuzeyinde yer alması nedeni ile her iki bölgenin iklim özelliklerini taşımaktadır. Bu iki bölge iklimi arasında bir geçiş özelliği göstermekte ve bu nedenle devamlı hava akımına maruz kalmaktadır. Yükseltisinin fazla olması nedeni ile Karasal İklim hüküm sürmektedir. Kışlar soğuk ve kar yağışlı, yazlar ise kuraktır. Bölgede doğal bitki örtüsü üst florasını karaçam, sarıçam, ardıç, meşe, ladin ve köknar gibi orman ağaçları ile ahlat, kızılcık gibi meyve ağaçları teşkil eder. Alt florada ise hububat, yemlik ve yemeklik baklagiller ile deve dikeni, yumak, ayrık otu gibi bitkiler bulunur.
Son 10 yıl içerisinde günlük en yüksek yağış miktarı 50 mm'dir. Yıllık yağış ortalaması yeterli seviye de görülmesine karşın, yağışın büyük bölümünün kış aylarında düşmesi, yaz ayların da ise yok denecek kadar az olması tarımsal sulamayı gerekli kılmaktadır. İlçede en fazla donlu gün sayısı 137 olup, ortalama yılın üç ayı kar yerde kalmaktadır. Türkiye'de yıllık ortalama sıcaklığı en düşük merkezlerden biridir. Sıcaklık kış mevsiminde -35 dereceye kadar düşmektedir.
İlçe halkının geçim kaynaklarının başında bitkisel üretim ve hayvancılık gelmektedir. Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği, kışın ahırlarda yazın ise mera ve yaylalarda yapılmaktadır. Son yıllarda özellikle Aytaç Entegre Et Tesislerinin kurulmasından sonra, kapalı ve modern ahırlarda hayvan yetiştiriciliği gelişmiştir.
İlçe yatırım teşvik kapsamında olmasından dolayı ilcede tekstil fabrikaları açılmış ve bu ilçenin tarım üretiminden sanayi üretimen geçecerek gelecekte daha büyük bir ekonomi ve nüfusa sahip olacaktır.
Bitkisel üretimde iklim şartları etkili olmaktadır. Kışlar soğuk, yazlar serin geçtiği için bitkisel üretim kısıtlı miktarda yapılabilmekte ve genel olarak tahıl ve hububat üretilmektedir.
Ayrıca Yeni açılan tekstil, Traktör fabrikaları ekonominin geliştiğini göstermektedir
İlçede arıcılık faaliyetleri oldukça gelişmiştir. Çerkeş balı kendine has özelliklerinden dolayı tüm Türkiye'de tercih edilen bir üründür.
İlçede 34 işyeri kapasiteli Çerkeş Küçük Sanayi Sitesi mevcut olup, Organize Sanayi Bölgesi kurulması için Yatırım Programına Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından öneri yapılmıştır.
1990 yılında ortadoğu ve balkanların en büyük et ve entegre tesisi ile ekonomik ve istihdam açısından büyük bir ivme kazanmıştır. aynı zamanda 500 kişi istihdam eden tekstil fabrikası da ekonomik açıdan büyük katkı sağlamaktadır.
1992 yılı öncesi ilçede mevcut olan Un Fabrikası, Yem Fabrikası ve atıl kapasite ile çalışan soğuk Lastik Kaplama Fabrikası, ekonomik hareketliliği sağlayamamışlardır.
1992 yılında Aytaç Entegre Et Tesislerinin faaliyete geçmesi ile birlikte, ekonomik ve sosyal yaşama büyük bir hareketlilik gelmiştir. Bu hareketlilik sonucu, Çankırı iline bağlı ilçelerin İl Gayri Safi Yurt içi Hasıla içerisindeki pay oranlarının son yıllarda Çerkeş lehine değiştiği tahmin edilmektedir.
İlçe yeraltı kaynakları bakımından çok zengin değildir. Varolan kaynaklar işletmeye elverişli ve ekonomik olmadığından değerlendirilememektedir. En önemli kaynaklar, Killidere mevkiinde iyi kalitede 45.000 ton civarında rezervi bulunan Bentonit ile Akhasan köyü civarında bulunan 3 milyon ton rezervli iyi kalitede Diyatomit ocaklarıdır.
Bunların dışında bölgede linyit ve traverten kökenli mermer'de bulunmaktadır. Çerkeş, Eskipazar ve Kurşunlu bölgelerinden çıkartılan traverten taşları Anıtkabir'in inşaatında kullanılmıştır.
Çerkeş önemli bir ulaşım kavşağında bulunmaktadır. Marmara bölgesi ve İstanbul'u Orta ve Doğu Karadeniz bölgesine bağlayan E-80 karayolu ve Ankara-Zonguldak demiryolu üzerindedir. Ayrıca Çerkeş-Kızılcahamam ve Çerkeş-Sacak Beldesi-Orta karayolları ile de Ankara'ya ulaşılmaktadır.
Çerkeş, Çankırı'ya 105, Ankara'ya 128,Çerkeş-Sacak Beldesi-Orta-Ankara 130, İstanbul'a 365 ve Samsun'a 343 km mesafededir.
Çankırı çevresinde bulunan höyük ve tümülüs'lerdeki satıh buluntuları, Çankırı'da Neolitik devirden (MÖ 7000-5000) bu yana kesintisiz bir yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Özellikle Eski Tunç Devrine (MÖ 3000-2000) ait yerleşmelere bütün bölgede rastlanılmaktadır.
MÖ 1000'in ilk yarısında Frig istilası üzerine Çankırı da bu yeni nüfusun egemenliği altına girmiştir. MÖ 700 yılının ilk çeyreğinde Kimmerler' in MÖ 600 yılının ikinci yarısından sonra ise Persler'in istila ve nüfusu altına giren Çankırı, MÖ 330 yılında Büyük İskender'in Anadolu'yu fethetmesi ile Perslerin hakimiyetinden çıkmıştır.
MÖ 1. yüzyıldan itibaren Anadolu'nun Roma hakimiyetine geçmesi ile birlikte Çankırı'da Germenikopolis ismi ile önemli bir merkez kurulmuş, Ilgaz (Olgassys), Çerkeş (Antinopolis) de önemli yerleşim merkezleri arasında yer almıştır. Roma İmparatorluğu'nun önemli bir askeri ve dini bölgesi olmuş, kilise kanunları burada yapılmıştır.
Bugüne değin Çerkeş ve yöresinde yapılan araştırmalar buranın eski bir yerleşim bölgesinin merkezi olduğunu doğrulamaktadır. Hitit, Bizans ve Romalılar dönemlerine özgü kalıntılar bu uygarlıkların yaşandığını göstermektedir. Çerkeş (Antinopolis) Antik çağlarda Paflagonya denilen batıda Filyos Irmağı, doğuda Kızılırmak, kuzeyde Karadeniz, güneyde Işık, Elden ve Aydos dağları arasındaki bölgede yer almıştır. Paflagonya, antik çağlarda birçok işgallere uğramış, dolayısı ile Anadolu tarihine uygun olarak değişik kültürleri bağrında barındırmıştır.
Bu bölgede ve bu tarihi akış içerisinde yer aldığı kesin olan Çerkeş'in, büyük olasılıkla M.Ö. 41-32 tarihlerinde Roma Generallerinden Antonios tarafından, Antonipolis adı ile kurulduğu ve ilk kuruluş yerinin Aydınlar (Kızıllar) köyü olduğu sanılmaktadır. Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılması sonucunda Çerkeş, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu sınırları içerisinde kalmıştır.
Anadolu'ya hakimiyet konusunda Selçuklular ve Bizanslılar arasında yapılan Malazgirt Meydan Muharebesi (1071) Selçukluların zaferi ile sonuçlanınca, Türkler Anadolu'daki Bizans direncini kırmış ve Anadolu'ya yerleşmeye başlamıştır. Malazgirt Zaferi'nden üç yıl gibi kısa bir süre sonra Danişment Beyliği Komutanlarından Emir Karatekin; bu yörenin fethi için görevlendirilmiş ve 1074'te Çankırı'yı fethederek Türk topraklarına katmıştır.
Anadolu'ya ilk Türkmen akınlarının başladığı bu yıllarda Çerkeş'in Türk boylarınca yerleşim alanı olarak seçildiği, günümüzde Çerkeş'e bağlı Kınık, Bedil, Bayındır, Eymür, Avşar ve Dodurga gibi köylerin adlarından da anlaşılmaktadır.
1228'de II. Kılıçarslan'ın yönetiminde Selçuklu İmparatorluğu'na bağlı Çankırı (Çerkeş) ve yöresi, Kösedağ Savaşı ile Moğol egemenliği altına girmiş, 1309'da Candaroğulları Beyliği bölgede egemenliği eline geçirmiştir. 1392'de Yıldırım Beyazıd'ın Çankırı'da içinde olmak üzere Candaroğulları Beyliği'nin büyük bölümünü ele geçirmesi ile yörede Osmanlı egemenliği başlamış ise de; 1402 yılında Ankara Savaşı'nı Timur'un kazanması sonrasında, kendisine yakınlık gösteren Sinop Beyi İsfendiyar'a bu toprakların geri verilmesi ile Çerkeş yöresi yeniden Candaroğulları Beyliğinin egemenliğine geçmiştir.
1417 yılında Çelebi Mehmet tarafından ele geçirilen Çerkeş bölgesi, İsfendiyaroğulları arasındaki iç çatışmalar yüzünden, Osmanlılara sığınan Kasım Beyin yönetimine devredilmiştir..
Çankırı bölgesi Fatih Sultan Mehmet'in 1461'de gerçekleştirdiği Trabzon Seferi'nden sonra tümüyle Osmanlı yönetimine girmiş ve Çankırı, Kastamonu Vilayetine bağlı Sancak Merkezi olmuştur. Çankırı Sancağına Çankırı Merkez, Çerkeş ve İskilip kazaları bağlanmıştır.
Evliya çelebi,Seyahatnamesinde Çerkeş hakkında; Burası Çankırı Sancağı toprağında subaşılıktır.150 akçalık kazadır. Yeniçeri serdarı, sipahi kethüda yeri vardır.Şehir bir bayır dibinde olup 300 evli 1 camili 1 hamamlı 40-50 dükkânlı beldedir. Ancak Sultan Dördüncü Murat Han Efendimizin Müsahibi Silahtar Mustafa Paşa burada 150 ocaklı, 100 dükkânlı bir han yaptırarak kasabayı bayındır hale getirmiştir.Ancak ömrü yetmediğinden kiremit örtülü kalmıştır. Haftada bir kere köylüler birikerek pazar kurarlar.
Bağdat seferine çıkan IV. Murat güzergâh üzerinde bulunan Çerkeş'te bir ordugah kurarak, ordunun burada dinlenmesini emretmiştir. Atlar için kazık çakılması sırasında yeraltından boşluk sesi gelmesi ve buranın kazılması sonucu, tarihi daha da eskilere dayanan bir hamam ortaya çıkartılmıştır. Bunun üzerine IV. Murat tarafından bölgenin imar edilmesi ile görevlendirilen Silahtar Mustafa Paşa tarafından bu hamamın yanına bir cami (Muradiye Camii) ve bir hamam yaptırılmıştır. Bu gelişmeler sonucu civardan gelenlerin buraya yerleşmeleri ile günümüz Çerkeş yerleşiminin temelleri atılmıştır.
Silahtar Mustafa Paşa tarafından, IV Murat'ın emriyle yaptırılan Muradiye Camii, Padişah Abdülhamit zamanında ıslah ve tamir edilmiş olup 1944 Gerede-Bolu depremi sırasında yıkılmıştır. Günümüzde bu caminin yerinde, daha sonra inşa edilen Çarşı Camii bulunmaktadır.
1878 yılında Belediye olan Çerkeş, Cumhuriyet döneminde Çankırı iline bağlı ilçe merkezi olmuştur.
Osmanlı döneminde kayıtlara geçen, Çerkeş hakkında en önemli yazılı kaynaklardan üç tanesi Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi, 1894 Kastamonu Salnamesi ve Şemseddin Sami'nin Kamus-ul Âlâm'ıdır.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Çerkeş'ten şu şekilde söz etmektedir;
"Çerkeş, Kangıırı toprağında subaşılıktır. 150 akçalık kazadır. Yeniçeri serdarı, sipahi kethüda yeri vardır. Şehir bir bayır dibinde olup 300 haneli bir camii, bir hamamlı, 40-50 dükkânlı bir beldeciktir.
IV. Murad'ın yakınlarından Silahtar Mustafa Paşa burada 150 ocaklı, 100 dükkânlı bir han yaptırmak sureti ile kasabayı imar etmiştir. Lakin ömrü vefa etmediği için kiremit örtülü kalmıştır. Hafta da bir gün köylüler gelerek bir pazar yeri kurulur."
Evliya Çelebi'nin Silahtar Mustafa Paşa tarafından yaptırıldığını söylediği han, eskiden Çerkeş'te KERVANSARAY olarak bilinen ve yıkıldıktan sonra yerine şimdiki çarşının kurulduğu handır.
19. yüzyılın sonlarında (1894) yayınlanan Kastamonu Salnamesinde Çerkeş şu şekilde yer almaktadır;
"Çerkeş kazasının merkezi olan Çerkeş kasabası, vilayetin cenub-i garbisinde ve merkez vilayete (Kastamonu) 26 ve merkez livaya (Çankırı) 15 saat mesafede vakidir. Kaza-i mezkur şarken şarken Kangırı, garben Gerede, şimalen Araç, cenuben Ankara vilayetine tabi Abad kazaları hudutları ile mahduttur.
635 hane-i havi olan kasaba-i mezkurede oldukça muntazam bir hükûmet konağı ve bir telgrafhane ve Sultan Murad Rabi Selah Hazretlerinin Bina-i kardeşi olan bir cami-i şerifle ashabı hoyrat tarafından yaptırılmıştır.
8 cami bir de mescid-i şerif, bir mekteb-i rüşti ve ipditai, 6 sıbyan mektebi, 2 medrese, 3 tekke ve meşayih halvetiyeden Şeyh Hacı Mustafa Efendi (Pir-i Sani) Hazretlerinin Türbe-i şerifleriyle beraber 7 türbe, 5 büyük han, 198 dükkân, 12 çamaşırhane, 1 silahhane, 14 kahvehane, 1 kıraathane ve 3 hamam mevcut ve mamurdur.
Kasabanın cenub-i cihetinde cereyan eden çay üzerinde ikisi ahşap ve biri kâgir olmak üzere 3 köprü bulunup iş bu çay kasaba civarında yedi bab değirmen tedvir eder. Kasaba dürunu'ndan cereyan eden çaydan bazı mahaller iska olunmakla beraber bu su kasabanın tanzifatına haylice yardım eder.
Kasabanın mevkii basit ve etrafı açık olduğundan ab ve havası latif ve şitası şiddetlicedir. Dürun-u birun kasabada sular kesret üzere ise de bağ ve bahçe olmayıp, ancak kasaba dürununda bazı geniş hane avlularında sebze yetiştiriliyor. Pazar günleri Zafranbolu, Evlak, Viranşehir, Koçhisar, Tosya, Karacaviran'a bağlı Melan taraflarından her nev-i meyve ve sebze getirilip, satılıyor.
Mümkısım olduğu üç nahiyesi ile beraber kazanın 74 divanını terkip eden 380 karye, 7500 hane ve köylerde köylü tarafından yapılan ve Orta Odası tabir olunan 300 mütecaviz misafirhane vardır.
İş bu kaza dahilinde müteaddid mahallerde ve merkez kaza civarında birkaç nev'i ma'den suları mevcut olup, bazı a'lel ve imrazai cildiye ve dahiliye mahallince mütevattırdır.
Karacaviran dahilinde, Çavundur karyesinde dahi her türlü a'lel ve imraz-ı dahiliyeye ve hariciyeye faidesi sayf olan diğer ma'den suları vardır.
Bundan başka Çerkeş'e 5 saat mesafede Akçagiyse karyeinde bazı illete nafi bir su daha mevcut olup, Ağustos'ta çıktığı ve içenlerin faidesini gördükleri merviddir."
Kastamonu Salnamesinden başka bir kaynak eser de Şemseddin Sami'nin Kamusu'l Âlâm'ıdır. Şemseddin Sami bu eserinde Çerkeş hakkında şu bilgileri vermektedir;
"Kastamonu vilayeti Kangırı sancağında, Kastamonu'nun 100 km cenub-i garbisinde ve Kangırı'nın 65 km garb-i şimalisinde kaza merkezi bir kasaba olup Ulusu'yun bir çeyrek şimalisinde vakidir. Düz bir yerde müesses güzel bir kasaba olup, 5000 ahalisi, biri Sultan Rabi Hazretlerinin bina-i kardeşi olmak üzere 8 cami-i şerifi, bir mescidi, 3 takkesi, birkaç türbesi, 1 medresesi, 1 rüştiye 7 sıbyan mektebi, 5 hanı, 197 dükkânı, 3 hamam, mezkur nehrin üzerinde biri taş ve iki ahşap köprüsü ve 7 değirmeni vardır.
Bu kasabada haftada bir kez pazar kurulur. Bağdat Caddesi kasabanın içinden geçtiği içün hayli ticaret vardır. Akarsuları pek çok ise de havası ziyade soğuk olduğundan bağ ve bahçesi yoktur.
Çerkeş kazası Kangırı Sancağını terkip eden 3 kaza (Merkez, Çerkeş ve İskilip)'nın biri olup, şarken nefsi Kangırı, şimalen Kastamonu Sancağına bağlı Araç, garben Bolu Sancağına Ta'bi Gerede, cenuben dahi Ankara vilayet ve sancağına ta'bi Yaban Âbâd kazaları ile mahdud ve muhaddur.
Karacaviran, Ovacık ve Bayındır nahiyeleri ile beraber 388 karyeyi cami olup 34 divane münfesiddir. Ahaliy-i kaza 2300 miktarını mütecaviz olup, cümlesi müsellimdir. Arazinin kısm-ı azamı dağlık olup, cenup cihetinde Işık ve şimal cihetinde Ilgaz dağlarının etekleri münted olur. Aralarında vasi ve mütbit bir ova olup Ulusu ile irva olunur. Toprağı münbit olup hububat mütesevvi vesaireden ibaret hayli tiftik ihraç olunur. Çerkeş kasabasından bir saatlik mesafede ve Karacaviran nahiyesinin dahilinde vaki Çavundur karyesinde kükürt ile kurşun madenleri havi nafi bir ılıca vardır."
Görüldüğü gibi her üç kaynakta da Çerkeş'in önemli bir bölgede yer aldığı ve ulaşım olanağının olması nedeni ile hareketli bir ticaret ve konaklama yeri olduğu görüşünde birleşilmektedir.
13 Nisan 1920'de başlayan I. Düzce-Bolu ayaklanması, kısa sürede bölgenin benzer toplumsal özelliklerine sahip olan Gerede, Safranbolu ve Beypazarı'na yayılmıştır. Ayaklanmanın Ankara'yı da etkileyebilecek bir boyuta ulaşması üzerine Mustafa Kemal 24 Nisan'da Bursa'da bulunan 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa'ya telgraf çekerek Ankara'ya çağırmıştır.
Bu arada genelkurmay Başkanı İsmet Bey (İnönü) 58. Alay'a hızla Çerkeş'e gitmesini bildirmiş ve 58.Alay 5 Mayısta Binbaşı Vasfi Beyin komutasında Gerede'ye yürümüştür. Alayın yürüyüş kolunun önünde Çerkeşliler tarafından oluşturulmuş olan "Çerkeş Akıncı Müfrezesi" yürümüştür. Gerede önlerine gelindiğinde yoğun bir ateşle karşılaşan birlikler dağılarak Çerkeş'e çekilmişlerdir.
Mustafa Kemal'in telgrafı üzerine, Ali Fuat Paşa ayaklanmayı bastırmakla görevli birliklerin başına geçmiş ve Düzce-Bolu ayaklanması Mayıs 1920 sonlarında bastırılmıştır.
Aynı yılın 19 Temmuzunda patlak veren II. Düzce ayaklanması sırasında 58. Alaya bağlı birlikler ve "Çerkeş Akıncı Müfrezesi" Gerede ayaklanmasının bastırılmasında önemli rol oynamışlardır.
Gerede isyanının bastırılmasında isyancılardan elde edilen bir top Çerkeş'e getirilmiş olup, bugün Milli Mücadele anısı olarak Belediye bahçesinde saklanmaktadır.
Doğrudan işgal görmediği ve işgal bölgesinden de oldukça uzak olduğu için, Çankırı'da işgale karşı örgütlenmeler, ancak 5 Mayıs 1920'de kurulan "Çankırı Gençler Mahfeli" ve 12 Temmuz 1920'de kurulan "Çerkeş Gençler Mahfeli" adlı örgütlerle başlamıştır.
Çerkeş'li aydınların öncülüğünde kurulan Çerkeş Gençler Mahfeli spor ve müzik gibi dallarda da etkinlik gösterdiği için oldukça geniş bir taban oluşturmuştur. Bu örgüt Milli Mücadele sırasında oldukça etkin bir çalışma yürüterek halkın manevi olarak güçlenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Çerkeş'te beslenmenin temelinde buğday ve buğday ürünleri bulunmaktadır. Tarhana, bulgur, keşkek, yarma, erişte vb. yiyecekleri ev ekonomisi çerçevesinde Çerkeş halkı kendisi üretir. Hamura çeşitli maddeler katılarak sacda, yağda, fırında ve tencerede pişirilerek çok sayıda yemek yapılmaktadır. Bükme, gözleme, cızlama, tatar böreği, para hamur, mantı, bıhtı, çullama bunların başlıcalarıdır. Tarhana, toyga, şaştımaşı, tutmaç, yarma, dene gibi çorbalarda ana madde buğday ürünleridir. Çerkeş kurabiyesi bilinen lezzetlerindendir.[24]
Çerkeş'in doğal güzellikleri arasında Yakuplar Köyü yakınındaki Örenköy Dereyayla mevkiinde bulunan mağaralar, orman içi dinlenme alanları, Işık Dağı (Sey Beli), Ilıca, Köse Hamamı ve Akbaş Çayı çevresi dikkati çekmektedir. Ayrıca Çerkeş'i Kızılcahamam'a bağlayan karayoluna 4 km, Çerkeş İlçesine ise 14 km. uzaklıkta bulunan Kısaç Köyü de doğal güzelliklere sahip mesire yeri ve dinlenme alanlarına sahiptir. Dogal güzelligi hiç bozulmadan piknik yapıp dinlenmeye uygun çok güzel mesire yerleri de vardır. Ayrıca kısaç köyünde bulunan bir efsaneye sahip gelin kayasıda görülmeye deger bir noktadır.Kısaç Köyü tarihtede birçok padişahın geçiş noktalarındandır. kesin oldugu bilinmese de II. Murad Han'ın bu bölgede konakladıgı ve bazı kalıntılar bırakdıgı bilinmektedir.Köyde rum mezarlarıda mevcut oldugu sanılmaktadır ve üç bölgede kimligi bilinmeyen üç şahsın türbesi mevcuttur.
Karacahöyük köyü sınırları içinde "Dokuzkardeşler Çamı" Tabiat Anıtı Bulunmaktadır. Gövdeden çıkan 9 daldan (1 tanesi kırılmış) oluşmaktadır. 25 m boyunda, 1,30 m yüksekte 280 cm çapında, ortalama 10,5 m tepe yarıçapına sahip Tabiat Anıtının yaklaşık 200 yaşında olduğu tahmin edilmektedir.[25]
İlçe merkezine 3 km mesafede bulunan Orman İşletmesi Fidanlık Müdürlüğüne ait bataklık ve sazlık alan, islah edilerek halkın piknik yapabileceği bir mesire yerine dönüştürülmüştür. Ziyaretçilerin ücretli olarak girebildikleri bu mesire yerinde Gökkuşağı Alabalığı ve Aynalı Sazan yetiştirilen 4 adet sun'i gölet, masa bank tipi oturma yerleri, ocaklar, çeşmeler, çocuk parkı ve tuvaletler mevcuttur. Ayrıca, içerisinde bir şark odası bulunan misafirhane ile değişik hayvanların bulunduğu mini bir hayvanat bahçesine sahip olan mesire yerinde sportif olta balıkçılığı da yapılabilmektedir.
Çerkeş-Kızılcahamam (Ankara) karayolu üzerinde bulunan bir başka dinlenme alanı ise, Çerkeş'e 20 km mesafededir. Işık Dağının kuzey yamaçlarında yer alan mesire yerinde masa bank tipi oturma yerleri, ocaklar, çeşmeler, otopark ve tuvaletler mevcuttur. İyi bir trekking alanı olan bölgenin içerisinden Çerkeş-Kızılcahamam karayolu geçmektedir.
Osmanlı-Türk mimarisinin tüm özelliklerini taşıyan ve tüm Çerkeş sathında var olan bu evlerin 1944 Gerede-Bolu depreminde tamamına yakını yıkılmış olup, günümüzde ancak birkaç tanesi ayakta kalabilmiştir. Bunların da bakım ve onarıma ihtiyacı vardır. Bu evlerden bir tanesi -Fişek Alinin Evi- Çankırı İl Özel İdaresi tarafından satın alınmış olup, kısa bir süre (bakım onarım çalışmaları tamamlandıktan) sonra turizme açılacaktır.
Çerkeş evlerinin su basmanı, çoğunlukla kesme taştan, duvarları ise ahşap çatkı arası kerpiç dolgu olarak yapılmıştır. Çatılar mahallinde imal edilen oluklu kiremitlerle kaplanmıştır.
Bu evler genelde iki katlıdır, ilk kat ara kattır ve kışlık olarak kullanılmaktadır. Günlük hayatın geçtiği yer olan bu kat, yeme-içme ve oturma için kullanılır. Yazlık olarak düşünülen ikinci katlarda her evin bir baş odası vardır. Bu odalar diğerlerine göre daha geniş olup, ahşap işleme tekniğinin en güzel örnekleri ile donatılmıştır. Baş odalarda, birinci katın üzerine çıkma yapılarak oluşturulan ve 'şahniş' adı verilen çıkıntılar bulunur. Baş odaların tavanları göbekli ve çoğu kök boyalarla bezenmiştir.
Diğer odalar da oturmak için sedir veya 'peyke' denilen ahşap divanlar ile yatak, yorgan koymak için 'yüklük' adı verilen ahşap gömme dolaplar bulunur. Ayrıca 'abdestlik' denilen, el, yüz yıkama ve yıkanmak için kullanılan bir bölüm mevcuttur. Bu odaların en önemli yeri ocaklığı olup, kenarlarında lamba, mum koymak için kullanılan 'şinanay' adı verilen yerler ile 'gözgere' denilen ahşaptan yapılmış küçük gözler bulunur. Ocağın üstünde 'bacakaşı' denilen ve üzerine ufak tefek eşya konulmasına yarayan bir çıkma vardır.
Ulusu Çayı (Ulu çay) üzerinde bulunan Kemer Köprü'nün kesin yapılış tarihi bilinmemekle beraber Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1520-1566 yılları arasında yapılmış bir Osmanlı eseri olduğu tahmin edilmektedir.
Kesme taştan yapılmış üç adet kemeri olan köprü bundan dolayı Kemer Köprü olarak anılır. Eni 3.20 metre, boyu 50 metre olup, 50 cm yüksekliğinde kesme taştan korkuluğu olan köprünün yerden yüksekliği 5 metredir. IV. Sultan Murat döneminde Muradiye Camisi yaptırılırken tamir görmüş olan bu köprü'nün anahtar taşından, en son 1883 yılında tamir edildiği anlaşılmaktadır.
Mimar Sinan tarafından yapıldığı öne sürülse de bu durum kesin olarak belli değildir.
IV. Murat tarafından Muradiye Camisine vakfedilmek amacıyla yaptırılmış, kadın ve erkekler için ayrı bölümleri olan tarihi bir hamamdır.
Erkekler kısmının 8.5 × 8.5 metre ölçülerinde ahşap olan soyunma yerinden iki kubbeli soğukluk kısmına, buradan da yine 8.5 × 8.5 metre ölçülerinde haç şeklinde planlanmış yıkanma yerine geçilmektedir. Yıkanma yerinin dört köşesinde 3 × 3 metre ebadında, üstü kubbeli birer halvet vardır.
Kadınlar kısmı zaman içerisinde hasar görmüş, soyunma yeri tamamen yıkılmıştır. Yıkanma kısmının önünde iki kubbeli bir kısımla, arka tarafında üzerleri kubbeli iki halveti vardır.
Halvetiyye Tarikatının Şa’baniyye kolu Pir-i Sanii’si (ikinci piri) olduğu bilinmektedir. 1156 hicri (1743 miladi) yılında doğmuştur. 1229 hicri (1814 miladi) yılında ölmüştür. Çerkeş’te Kadınşah Camii bitişiğindeki türbede medfundur.
Babası Hacı Ali, Dedesi Vehbi Sultan, Abdulkadir Geylani'nin halifelerindendir. Vehbi Sultan’ın Horasan bölgesinden geldiği, Çerkeş’te yerleştiği rivayet edilir. Çerkeş yakınlarındaki mezarlıkta türbesi vardır.
Şeyh Mustafa Çerkeşi’nin Mürşidi (hocası) Safranbolu’nun Zora köyünde yatan Şeyh El-Hac Mehmet Zoravi’dir.
Pir-i Sani vefat ettikten bir süre sonra dergah yıkılmış. Hayır sahiplerinden Kadınşah tarafından cami yeniden yaptırılıp, Hazretin türbesi de onarılmıştır. Türbeyi onarma işini de Çerkeş vaizi Bahri Bey’in kayınpederi Hasan Usta yapmış.
Pir-i Sanii dünyaya gelince, Vehbi Sultan diye bilinen ve Nakşibendiyye mürşitlerinden olan dedesinin kucağına verilmiş. Vehbi Sultan, torununu koklayıp, okşadıktan sonra ve kulağını ağzına yaklaştırarak dinledikten sonra : “Bu çocuk, halveti, halveti diyor. İnşaallah, Halvetiyye şeyhlerinin büyüklerinden olacaktır.” buyurmuş. Bu zatın sözleri, Şeyh'in Halvetiyye Tarikatının Şa’baniyye kolu ikinci piri ve müceddidi olmasıyla gerçekleşmiş; adlarına bir de Halvetiliğin Çerkeşiyye şubesi kurulmuştur. Bu şubenin son yarım asra kadar devam ede geldiği, geniş silsile tablosunda görülmektedir.
“Büyük Deli Şeyh” diye bilinir. Birinci postnişindir. Tahir, Cüneyt, Mustafa, Muhyiddin, adlarında dört oğlu vardır. Mustafa’nın oğlu Mehmet beşinci postnişin olmuştur.
İkinci postnişindir. Pir-i Sanii’nin en küçük oğludur. Annesi Sultan Mahmud Adli’nin bağışladığı cariyedir. Şeyh Mehmet adında bir oğlu olup, “Küçük Deli Şeyh” diye tanınmıştır. Hac sırasında Mekke’den Medine’ye giderken Rabiğ’de ölmüştür.
Ankara’da yaşamıştır. İlim ve fazilet sahibi bir zat olarak yetişmiş ve Ankara Müftülüğü’nde bulunmuştur. Ahmet Refi ve Mehmet Tevfik adında iki oğlu olmuştur.
Pir-i Sanii’nin kızı olan Emine Hanım, dergahın imamı, Pir-i Sanii’nin halifelerinden Buharalı Şeyh İbrahim Efendi ile evlenmiş, kendilerinden Hacı Mustafa Efendi dünyaya gelmiştir. Çerkeş Müftülüğünde bulunan Hacı Mustafa Efendi Aksaray yakınlarında Sofular Camii’nin bahçesinde yatmaktadır. Bir diğer kızı Zehra’dan doğan Şeyh Hüseyin Pınarcıoğlu namıdiğer Pınarcı şeyh (Peykarcıoğlu olarak geçen metinler Osmanlıcadan yanlış okumadır) son postnişindir.
Türbe ilçe merkezinde aynı isimli mescidin harimi dahilindedir. Bina moloz taşından harçla yapılmıştır. Ölçüsü 5 x 5 m olan türbenin üzeri kubbeli, döşemesi tahtadır. içinde bir ağaç sanduka ve bunun etrafında demir parmaklıklar vardır.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.