Ölüm cezası olarak da bilinen ve daha önce adli cinayet olarak adlandırılan idam cezası,[1][2] bir suçun cezası olarak bir kişinin öldürülmesinin devlet tarafından onaylanmış uygulamasıdır ve genellikle kişinin söz konusu cezayı gerektiren normları ihlal etmekten sorumlu olduğu sonucuna varmak için yetkili, kurallarla yönetilen bir süreci takip eder. Bir suçlunun bu şekilde cezalandırılmasını emreden hüküm, ölüm cezası olarak bilinir ve cezanın yerine getirilmesi eylemi infaz olarak adlandırılır. Ölüm cezasına çarptırılan veya infaz edilmeyi bekleyen mahkumlara "idam mahkumu" denir. Etimolojik olarak idam terimi (Latince: caput, "baş" anlamına gelen Latince: capitalis kelimesinden türetilmiştir), kafa kesme yoluyla infaz anlamına gelir,[3] ancak infazlar asma, vurma, zehirli iğne, taşlama, elektrik verme ve gaz verme gibi birçok yöntemle gerçekleştirilir.
Ölümle cezalandırılan suçlar, genellikle ağır ceza suçları olmakla birlikte, ülkelerdeki yargı yetkisine göre değişiklik göstermektedir. Genellikle suikast, toplu katliam, çocuk cinayeti, ağırlaştırılmış tecavüz, terörizm, uçak kaçırma, savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi bir kişiye karşı işlenen ciddi suçların yanı sıra, hükümeti devirmeye teşebbüs, vatana ihanet, casusluk, isyan ve korsanlık gibi devlete karşı işlenen suçları da içerir. Ayrıca bazı durumlarda uyuşturucu kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti ve uyuşturucu bulundurmanın yanı sıra tekerrür, ağırlaştırılmış soygun ve adam kaçırma eylemleri de idamlık suçlar veya artırımlardır. Bununla birlikte eyaletler, siyasi veya dini inanç ve uygulamalar, kişinin kontrolü dışındaki bir durum veya herhangi bir önemli yargı süreci prosedürü uygulamadan, geniş bir davranış yelpazesi için cezalandırıcı infazlar da uygulamıştır. Adli cinayet, masum bir kişinin idam cezası yoluyla kasıtlı ve önceden planlanmış bir şekilde öldürülmesidir. Örneğin, 1936-1938 Büyük Temizlik döneminde Sovyetler Birliği'nde yapılan göstermelik yargılamaları takiben gerçekleştirilen infazlar siyasi baskının bir aracıydı.
2022 yılının sonları itibarıyla 53 ülkede idam cezası devam ederken, 111 ülke tüm suçlar için hukuken idam cezasını tamamen kaldırdı, yedi ülke adi suçlar için idam cezasını kaldırdı (savaş suçları gibi özel durumlar için devam ettirirken) ve 24 ülke ise uygulamada idam cezasını kaldırdı.[4][5] Ülkelerin çoğunluğu idam cezasını kaldırsa da, dünya nüfusunun %60'ından fazlası Çin, Hindistan, Amerika Birleşik Devletleri, Singapur, Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Nijerya, Mısır, Suudi Arabistan, İran, Japonya ve Tayvan gibi idam cezasının devam ettiği ülkelerde yaşamaktadır.[6][7][8][9]
Ölüm cezası tartışmalı bir konudur ve birçok kişi, kuruluş ve dini grup bu cezanın etik açıdan uygun olup olmadığı konusunda farklı görüşlere sahiptir. Uluslararası Af Örgütü, ölüm cezasının insan haklarını, özellikle de "yaşam hakkı ve işkence ya da zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da cezaya maruz kalmadan yaşama hakkını" ihlal ettiğini beyan etmektedir.[10] Bu haklar, Birleşmiş Milletler tarafından 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi kapsamında korunmaktadır. Avrupa Birliği'nde (AB), Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi'nin 2. maddesi, idam cezasının uygulanmasını yasaklamaktadır.[11] Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 13. protokolü aracılığıyla 46 üye ülkesi bulunan Avrupa Konseyi, üyeleri tarafından ölüm cezasının kullanılmasını tamamen ortadan kaldırmaya çalışmıştır. Ancak bu sadece protokolü imzalayan ve onaylayan üye ülkeleri etkilemektedir ve bu ülkeler arasında Ermenistan ve Azerbaycan bulunmamaktadır. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 2007-2020 yılları arasında,[12] nihai olarak kaldırılması amacıyla infazlar konusunda küresel bir moratoryum çağrısında bulunan bağlayıcı olmayan sekiz karar kabul etti.[13]
Tarihi
Suçluların ve muhaliflerin idam edilmesi, dünya üzerindeki medeniyetlerin başlangıcından bu yana neredeyse tüm toplumlar tarafından kullanıldı.[14] 19. yüzyıla kadar, gelişmiş hapishane sistemleri olmadan suçluların caydırılmasını ve etkisiz hale getirilmesini sağlamak için çoğu zaman uygulanabilir bir alternatif yoktu.[15] Modern zamanlar öncesinde infazlar, genellikle kırma tekerleği, omurga kesme, testere ile kesme, asma, kurşuna dizme, kazıkta yakma, çarmıha germe, derisini yüzme, yavaş yavaş dilimleme, canlı canlı kaynatma, kazığa oturtma, mazzatello, silahla üfleme, schwedentrunk ve skafizm gibi acı verici yöntemlerle işkenceyi içeriyordu. Sadece efsanelerde yer alan diğer yöntemler arasında kan kartalı ve pirinç boğa bulunmaktadır.
Resmî infazın kullanımı kayıtlı tarihin başlangıcına kadar uzanmaktadır. Çoğu tarihî kayıt ve çeşitli ilkel kabile uygulamaları, ölüm cezasının adalet sistemlerinin bir parçası olduğunu göstermektedir. Kabahatler için verilen toplumsal cezalar genellikle kabahatli tarafından kan parası tazminatı, bedensel ceza, uzak durma, sürgün ve idamı içeriyordu. Kabile toplumlarında tazminat ve uzak durma genellikle bir adalet biçimi olarak yeterli görülmekteydi.[16] Komşu kabileler, klanlar ya da topluluklar tarafından işlenen suçlara verilen karşılık resmî özür, tazminat, kan davası ve kabile savaşlarını içermekteydi.
İdam cezasını uygulayan ülkelerin çoğunda bu ceza cinayet, terörizm, savaş suçları, casusluk, vatana ihanet ya da askeri yargının bir parçası olarak uygulanmaktadır. Bazı ülkelerde, tecavüz, zina, ensest, sodomi ve hayvanlarla cinsel ilişki gibi cinsel suçlar, Hudud, Zina ve Kısas gibi dini suçlar ve irtidat (devlet dininden resmî olarak vazgeçme), küfür, moharebeh, hirabah, Fasad, Mofsed-e-filarz ve büyücülük gibi suçlar ölüm cezası taşımaktadır. Ölüm cezasının uygulandığı pek çok ülkede uyuşturucu kaçakçılığı ve genellikle uyuşturucu bulundurmak da idamlık bir suçtur. Çin'de insan kaçakçılığı, ciddi yolsuzluk vakaları ve malî suçlar ölüm cezası ile cezalandırılmaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki ordularda, askeri mahkemeler korkaklık, firar, itaatsizlik ve isyan gibi suçlar için ölüm cezaları verdi.[17]
Antik tarih
Kan davalarının aşiret hakemliğinde çözümlenmesi, genellikle dini bağlamda yapılan barış anlaşmalarını ve tazminat sistemini içermekteydi. Tazminat, maddî (örneğin sığır, köle, toprak) tazminat, gelin ya da damat değişimi ya da kan borcunun ödenmesini içerebilen ikame ilkesine dayanıyordu. Uzlaşma kuralları hayvan kanının insan kanının yerini almasına, mülk ya da kan parası transferine ya da bazı durumlarda bir kişinin idam edilmesinin teklif edilmesine izin verebiliyordu. İdam için teklif edilen kişinin suçun asıl faili olması gerekmiyordu çünkü sosyal sistem bireylere değil kabilelere ve klanlara dayanıyordu. Kan davaları, İskandinavların yaptığı gibi toplantılarda düzenlenebilirdi. Kan davalarından türeyen sistemler daha gelişmiş hukuk sistemlerinin yanında varlığını sürdürebilir ya da mahkemeler tarafından tanınabilir. Kan davasının daha modern inceliklerinden biri de düellodur.
Dünyanın belirli bölgelerinde eski cumhuriyetler, monarşiler veya kabile oligarşileri şeklinde uluslar ortaya çıktı. Bu uluslar genellikle ortak dil, din ya da aile bağlarıyla birleşmişlerdir. Dahası, bu ulusların genişlemesi genellikle komşu kabilelerin ya da ulusların fethedilmesiyle gerçekleşmiştir. Sonuç olarak, çeşitli kraliyet sınıfları, soylular, çeşitli halk ve köleler ortaya çıktı. Buna bağlı olarak, kabile hakemliği sistemleri, "kabileler" yerine farklı "sosyal sınıflar" arasındaki ilişkiyi resmîleştiren daha birleşik bir adalet sisteminin içine gömüldü. En eski ve en ünlü örnek, farklı sınıf ya da gruptaki mağdur ve faillere göre farklı ceza ve tazminatlar belirleyen Hammurabi Kanunları'dır. Tevrat ve Eski Ahit, cinayet, adam kaçırma, büyü yapma, Şabat'ı ihlâl etme, dine küfretme ve çok çeşitli cinsel suçlar için ölüm cezası öngörmektedir.[18]
Bir başka örnek de, geleneksel sözlü hukukun yerini alan Atina hukuk sisteminin ilk kez M.Ö. 621 yılında Drakon tarafından yazıya döküldüğü Antik Yunan'dan gelmektedir. Ölüm cezası özellikle geniş bir suç yelpazesi için uygulanmaktaydı, ancak Solon daha sonra Drakon'un kanununu yürürlükten kaldırarak yeni kanunlar yayınladı ve ölüm cezasını yalnızca kasıtlı cinayet için ve yalnızca kurbanın ailesinin izniyle korudu. Draconian kelimesi Drakon'un kanunlarından gelmektedir. Romalılar da ölüm cezasını çok çeşitli suçlar için kullandılar.[19]
Antik Yunan
Bu alt başlığın genişletilmesi gerekiyor. Sayfayı düzenleyerek yardımcı olabilirsiniz. |
Küresel dağılım
Ülke | İdam sayısı
(2018)[20] |
---|---|
Çin | 1.000+ |
İran | 253+ |
Suudi Arabistan | 149 |
.
Vietnam | 85+ |
Irak | 52+ |
Mısır | 43+ |
ABD | 25 |
Japonya | 15 |
Pakistan | 14+ |
Singapur | 13 |
Somali | 13 |
Güney Sudan | 7+ |
Belarus | 4+ |
Yemen | 4+ |
Afganistan | 3 |
Botsvana | 2 |
Sudan | 2 |
Tayvan | 1 |
Tayland | 1 |
Kuzey Kore | Bilinmiyor |
Gelişmiş ülkeler arasında yalnızca Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Güney Kore, Tayvan ve Singapur'da ölüm cezası hâlen yürürlüktedir. Avrupa ve çoğu Latin Amerika devletlerinde ölüm cezasını yürürlükten kaldırmıştır. Avrupa kıtasında ise sadece Belarus ve Rusya'da ölüm cezası vardır. Bunlardan Belarus'ta cezalar infaz edilmekteyken Rusya'da ise moratoryum nedeniyle cezalar askıya alınmıştır. Avrupa ve Latin Amerika haricinde, gelişmemiş ve demokratik olmayan ülkelerde ölüm cezasının kullanımı yaygındır.
Tartışma
Ölüm cezası karşıtlığı
Ölüm cezası karşıtları, idam cezasının Evrensel İnsan Hakları'nın 5. maddesini ihlal ettiğini savunur. 5. maddeye göre "Hiç kimseye işkence yapılamaz ya da zalimce, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele uygulanamaz." Karşıtlar ayrıca suçluları suç işlemekten caydırmadığını öne sürer. Örneğin, ölüm cezasını destekleyen ABD ölüm cezasına karşıt Avrupa ülkelerine göre daha yüksek bir suç oranına sahiptir. Ölüm cezası, bazı kişiler infazlarına dakikalar kala ortaya çıkan yeni deliller sebebiyle affedilmiş, beraat etmiş veya yeni dava açmalarına izin verilmiş olması bakımından eleştirilmiştir. Amerika'da ölüm cezasının 1976 yılında yeniden yürürlüğe girmesinden bu yana yaklaşık 100 kişi idamdan kurtulmuştur. DNA kanıtları idam davalarının çok azında mevcut olmasına rağmen, Amerika'da 1992 yılından bu yana, senede birden fazla kişinin beraat etmesine sebep olmuştur.[22] Birleşik Krallık'ta yakın zamanda yeniden gözden geçirilen davalar, 1950 ve 1953 yıllarında idam edilenler arasında, bir kişinin af edilmesi ve üç kişinin de beraati ile sonuçlanmıştır.
Şiddetle yanıt verilince, ölüm cezasının kaldırılmasını destekleyen bazı kişiler toplumun daha şiddetli bir hale geleceğine inanmakta olup, ölüm cezasının devlet tarafından uygulanan bir şiddet haline geldiğini savunurlar. Suç işlemiş insanların doğru yolu bulup toplumun yeniden bir parçası olmalarının engellenmesi, idam mahkûmlarının duygusal nedenlerle ölmek istememeleri ve bunun insan haklarını ihlal etmesi, bir yerlerde birilerinin idam edildiğini bilmenin toplum için bir vicdan azabı yaratması, vahşice idam yöntemleri insanlarda psikolojik zarara yol açması, idam mahkûmlarının kaybedecek hiçbir şeyleri olmadığı için isyan edip gardiyanlara zarar verebilmeleri ve müebbet hapis gibi bir seçenek varken idamın "insanlık dışı" olması idam karşıtı bireylerce öne sürülen ve savunulan diğer nedenlerdir.[kaynak belirtilmeli]
Ünlü karşıtlar
- Fransa
- İtalya
- ABD
- John Kerry
- George Ryan
- Michael Dukakis
- Clarence Darrow
- Güney Afrika
Ölüm cezası destekçiliği
İdam destekçileri, ölüm cezasının ileride cinayet işlenmesine karşı caydırıcı olduğunu savunur. Bazı ölüm cezası destekçileri; esas olan suçluları veya suç işlemeye niyetleri olanları caydırmak değil, insanların vicdanındaki adaleti ve adalete olan güveni sağlamak olduğunu öne sürmektedir.[kaynak belirtilmeli] Suçlu, cinayet işlediğinde kendi yaşama hakkını kaybetmiştir ve bu nedenle yaşamaya layık değildir. Suçlunun yaşamasına izin verilmediği takdirde mağdur aile, adaletin yerine geldiğine inanır.[kaynak belirtilmeli]
Ünlü destekçiler
İdam yöntemleri
- Damnatio ad ferrum
- Damnatio ad bestias
- Aç bırakma
- Asarak idam (Mısır, Afganistan, Irak, İran, Japonya, Güney Kore, Ürdün, Pakistan, Singapur ve diğer ülkelerde hâlen uygulanıyor[23])
- Kurşuna dizerek infaz (Mısır, İran, Endonezya, Libya, Çin, ABD ve diğer ülkelerde uygulanıyor.)
- Ateş saçarak infaz (tek kişilik, mahkûmun ensesinden ve/veya kalbinden tek vuruş ile yapılan idam çeşididir.)(Belarus, Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve diğer ülkelerde uygulanıyor.)
- Boğazlayarak infaz
- Çarmıha germe
- Ezerek infaz (Asya ülkelerinde çoğunlukla görülmekle beraber genellikle fillerle yapılır.)
- Elektrikli sandalye'de infaz (ABD'de hâlen uygulanıyor[23])
- Gaz odası
- Giyotin ile baş kesme
- Kılıç, bıçak, balta gibi kesici bir aletle infaz (Suudi Arabistan'da hâlen uygulanıyor.[23])
- Öldürücü iğne ile infaz (ABD, Çin, Guatemala, Tayland'da hâlen uygulanıyor[23])
- Recm (taş atarak idam) (Suudi Arabistan, Afganistan ve İran'da hâlen uygulanıyor.[23])
Galeri
- Alman General Anton Dostler kurşuna dizilmeden önce direğe bağlanıyor (1 Aralık 1945, İtalya)
- Fransa'da Anarşistler giyotine götürülürken
- Britanya yönetiminin Hindistan'da 1857 isyancılarını caydırmak amacıyla top namlusuna bağlayarak gerçekleştirdiği idam yöntemi
- Meksika Devrimi'nde kurşuna dizilerek idam edilen Arcadio Jiménez, Hilario Silva ve Marcelino Martínez (28 Nisan 1900)
- Ling che yöntemiyle, yavaş yavaş dilimlenerek idam edilen bir Çinli
- Cesare Beccaria, Dei delitti e delle pene
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Dış bağlantılar
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.