Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
İradecilik ya da istenççilik (veya voluntarizm) "iradeye (Latince: voluntas) zekâdan daha baskın rol atfeden bir metafizik veya psikolojik sistem"[1] ya da eşit derecede "gerek evrende gerekse insan davranışlarında iradenin temel faktör olduğu öğreti".[2] İradecilik, felsefe tarihi boyunca çeşitli noktalarda ortaya çıkmış, metafizik, psikoloji, siyaset felsefesi ve teoloji alanlarında uygulama görmüştür.
İradecilik terimi Ferdinand Tönnies tarafından felsefe literatürüne kazandırılmış ve özellikle Wilhelm Wundt ve Friedrich Paulsen tarafından kullanılmıştır.
Orta çağ felsefesinde ortaya çıkan ve iradeci olarak tanımlanabilecek filozoflarların önemlilerinden biri olan Augustinus'a göre zihinsel ve ruhsal süreçlerde belirleyici olan iradedir. Duns Scotus da iradeye esas rolü veren bir başka Orta Çağ filozofudur. 18. yüzyıl felsefesinden itibaren ise irade kavramının yeniden önem kazandığı görülmektedir. İrade kavramının Kant'ta mutlak dikkate değer olan anlamında, Fichte'de evrenin mutlak yaratıcı ilkesi anlamında kullanılmaktadır.
İradeyi felsefesinin mutlak ilkesi haline getirmiş olan filozof ise Arthur Schopenhauer'dir. Ünlü başyapıtını Schopenhauer, İstenç ve Tasarım Olarak Dünya başlığı altında yayınlamıştır. Ona göre irade her türlü gerçekliğin temel ilkesidir. İradeye önem veren bir başka filozof ise, Schopenhauer'in yolunda giden Nietzsche'dir. Nietzsche güç istenci kavramını öne sürer ve buna göre yaşamın olduğu her yerde bu istencin de olduğunu belirtir. Dünyanın ve yaşamın özü güç istencidir.
Duns Scotus ve Ockhamlı William[3] (en önde gelen Orta Çağ skolastik filozoflarından ikisi) ile ilişkili olarak Orta Çağ teolojik iradeciliği (meta-etik teolojik iradecilik ile karıştırılmamalıdır) genellikle ilahi iradeye ve insanın özgürlüğüne (voluntas superior intellectu) felsefi vurgu olarak kabul edilir. Örneğin, Scotus, ahlakın Tanrı'nın aklı veya bilgisinden çok, iradesi ve seçiminden kaynaklandığını savundu. Buna göre, Tanrı son kertede eylemlerinin rasyonelleştirilmesi ve mantık yoluyla açıklanması gerekmeyen ve mümkün olmayan, her şeye gücü yeten bir varlık olarak tanımlanmalıdır. Bu nedenle, iradecilik genellikle skolastik Thomas Aquinas tarafından savunulan entelektüalizm ile çelişir.[4]
Teolojik iradecilik aynı zamanda Pierre Gassendi, Walter Charleton, Robert Boyle,[5] Isaac Barrow ve Isaac Newton gibi bazı ilk modern doğa filozofları tarafından kabul edildiği tartışmalı olan teolojik bağlılıklar—yani, Hristiyanlık öğretilerinin belirli yorumları—anlamına da gelir. Bu, ilk modern bilimle ilişkili ampirik bir yaklaşım sonucunu doğurdu. Dolayısıyla, iradecilik, Tanrı'ya olan inancın veya imanın bireye önceden ilahi bir iman armağanı gerekmesinin aksine, irade ile elde edilebilmesine izin verir. Bu kavram, en azından bazı tarihçiler ve filozoflar (örneğin, tarihçi Francis Oakley ve filozof Michael B. Foster) arasında rağbet görerek geçerli kabul edilmiştir. 20. yüzyılda teolojik iradeciliğin bir temsilcisi James Luther Adams idi.
Metafizik iradeciliğin bir savunucusu 19. yüzyıl Alman filozofu Arthur Schopenhauer'dir.[1] Ona göre, irade akıl yürütme değil, aklın tali bir olgu olduğu, irrasyonel, bilinçsiz bir dürtüdür. İrade aslında tüm gerçekliğin özündeki güçtür. Dürtü-niyet-hayati dinamiklerin bu şekilde ortaya konması daha sonra Friedrich Nietzsche (güç istenci), Philipp Mainländer (ölme istenci), Eduard von Hartmann, Julius Bahnsen ve Sigmund Freud'u (zevk alma istenci) etkiledi.
Epistemolojide, epistemolojik iradecilik,[6] inancın, sadece bir kişinin bilişsel tutumunu veya belirtilen bir önermeye göre psikolojik kesinlik derecesini kaydetmekten çok, bir irade meselesi olduğu görüşüdür. Kişi inançlar konusunda iradeci ise, belirli bir P önermesi hakkında çok emin olduğunu düşünmesi ve aynı zamanda P'ye çok düşük bir öznel olasılık vermesi tutarlıdır. Bu, Bas van Fraassen'in yansıtma ilkesinin temelidir.
Politik iradecilik ya da voluntarizm, politik otoritenin iradeye dayalı olduğunu belirten görüştür. Thomas Hobbes, Jean-Jacques Rousseau ve Alman idealist geleneğinin birçok üyesi gibi teorisyenlerin öne sürdüğü bu görüş, politik otoritenin bir iradeden kaynaklandığını belirtir.[7]
Marksist söylemde voluntarizm, metafizik iradeciliğe (özellikle Machizm'e) felsefi bağlılık ile özellikle Alexander Bogdanov'la ilişkilendirilen aşırı devrimci taktiklere politik bağlılık arasındaki bağlantıyı belirtmek için kullanılırdı.[8]
Günümüzde kendilerini voluntarist olarak tanımlayanlar çoğunlukla özgür iradeye ve gönüllüğe vurgu yapan liberteryenlerdir.
Bilim felsefesinde Hugo Dingler'in eleştirel iradeciliği, bilimlerde kuramsallaştırmanın iradenin kaçınılmaz özgür kararı ile başladığını öne süren bir gelenekselcilik biçimidir.[9] Dingler'in eleştirel iradeciliğinin halef okulu, Erlangen Okulu'nun metodik yapılandırmacılığıdır (ayrıca bkz. Marburg Okulu'nun metodik kültürcülüğü).
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.