Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Tahran Konferansı (Kod adı: Eureka[1]), 28 Kasım - 1 Aralık 1943 tarihleri arasında, Müttefik liderler, Joseph Stalin, Franklin D. Roosevelt ve Winston Churchill katılımıyla, SSCB'nin Tahran Büyükelçiliği'nde gerçekleşen ve o ana dek ilk kez tüm Müttefik liderlerin (ABD, Birleşik Krallık ve SSCB) katıldığı bir strateji toplantısı idi. 22-26 Kasım 1943 tarihlerinde yapılan Kahire Konferansı'ndan hemen sonra yapılan bu liderler zirvesini, 1945 yılında yapılan Yalta Konferansı ve Potsdam Konferansları takip etti. Üç lider, toplantıya ajandalarındaki farklı gündemlerle başlamış olmakla birlikte, Nazi Almanyası'na karşı yeni bir cephe açılması konusunda oy birliği ile aldıkları bir kararla toplantıyı sonlandırdılar. Müttefiklerin Türkiye ve İran'la olan ilişkileri, Yugoslavya'daki operasyon, Japonya'nın durumu ve savaştan sonra yapılacaklar, Konferans'ta ele alınan diğer konulardı. İran'ın bağımsızlığının, müttefiklerin üç büyük üyesince tanındığına dair ayrı bir protokol de imza altına alındı.
Tahran Konferansı | |
---|---|
Tarih | 28 Kasım 1943 - 1 Aralık 1943 |
Konum | Sovyet Büyükelçiliği, Tahran, İran |
Diğer adı | Tahran Zirvesi |
Katılanlar | Winston Churchill Birleşik Krallık başbakanı, Franklin D. Roosevelt Amerika Birleşik Devletleri başkanı Joseph Stalin SSCB Lideri |
Sonuç | 1 Mayıs 1944 tarihine kadar Nazi Almanyası'na karşı yeni bir cephe açılmasına karar verildi. |
Alman-Sovyet savaşı başladıktan hemen sonra, Churchill SSCB'ye yardım etmeyi önerdi ve 12 Temmuz 1941 tarihinde bu yönde bir ikili anlaşma imzalandı.[2] Anlaşmanın koşullarını hayata geçirmek için, heyetler Moskova ve Londra arasında mekik dokudu. ABD savaşa dahil olduktan sonra, Washington da heyetlere ev sahipliği yapan şehirlerden biri haline geldi. İngiliz ve ABD operasyonlarını koordine etmek ve SSCB'ye verilecek desteği organize etmek üzere, bir karma kumanda heyeti oluşturuldu. Savaşın küresel boyutta olması, Müttefiklerin belli bir hareket planı etrafında birleşmemiş olmaları ve savaş için gereken kaynakların Asya ve Avrupa'da gerekli noktalara ulaştırılması sorununun henüz çözülememiş olması, batılı müttefiklerle SSCB arasında bir takım güven sorunları oluşmasına yol açmaktaydı.[2] Yeni bir cephe açılarak Sovyet Ordusu üzerindeki Alman baskısını azaltmak gerekiyordu. Hem İngiltere hem de SSCB, savaşın finansmanı için para ve malzeme desteği beklentisi içindeydi. İngiltere daha fazla destek sağlamak için, ABD üzerinde baskı kurmaya çalışmakla birlikte, ABD yönetimi bu konuda çok isteksiz davranıyor, beklentileri karşılamaktan çok uzak bir tavır sergiliyordu.[2] Diğer yandan ne İngilizler ne de Amerikalılar, Doğu Avrupa'nın tüm kaderini Stalin'in ellerine bırakmak istemiyordu. Ayrıca Hitler'den sonra Almanya'da nasıl bir yol izleneceği konusunda kimsenin fikri yoktu. Tüm bu konular, Stalin, Churchill ve Roosevelt arasında gidip gelen aracılar ve telgraf vasıtasıyla sonuca bağlanmaya çalışılıyorsa da, liderlerin yüz yüze görüşmesi kaçınılmaz hale gelmekteydi.[2]
Stalin saplantılı bir şekilde her şeyi Moskova'dan kontrol etmek istiyor, riskli olarak gördüğü herhangi bir hava seyahati yapmak istemiyordu.[3] Roosevelt'in de fiziksel engeli, onun seyahatini müşkül hale getiriyordu. Churchill ise diğer iki liderin aksine uzun seyahatlerden hiçbir rahatsızlık duymamaktaydı. Uzun süredir savaşla ilgili olarak bir dizi görüşmelerde bulunmaktaydı. Bu görüşmeler çerçevesinde, Roosevelt ile Kuzey Amerika'da beş kez, Afrika'da da iki kez bir araya gelmişti. Stalin ile de önceden Moskova'da iki ayrı toplantı yapmıştı.[2] Roosvelt, elzem bir hale gelen müttefik toplantısı için Stalin'i Kahire'ye gelmesi için ikna etmeye çalışıyordu. Stalin ise, toplantının Kahire yerine Bağdat ya da Basra'da yapılmasını istiyordu. Nihayetinde toplantının Kasım 1943'te Tahran'da yapılması konusunda mutabık kalındı.[2]
Konferans, 28 Kasım 1943 tarihinde saat 16:00'da başlamak üzere planlanmıştı. Stalin, planlanan zamandan önce gelen ilk lider oldu. Tekerlekli sandalyesi ile gelen Roosevelt, konaklaması için hemen toplantı salonunun bitişiğinde bir odaya yerleşti. Toplantıya katılmak için 7,000 mil uzunluğunda yol kat eden Roosevelt'in sağlık durumu hiç de iyi değildi. Roosevelt ve Stalin ilk kez bir araya gelmişlerdi. Churchill, beraberindeki kurmaylarıyla beraber, yarım saat gecikmeyle konferansa katıldı.[4]
ABD ve İngiltere'nin asıl amaçları, SSCB'nin kendi savaş politikalarına tam anlamıyla uymasını sağlamak ve bu yönde tam bir destek elde etmekti. Stalin belli koşullar dahilinde bu talebi kabul etti. ABD ve İngiltere'nin, kendi iktidarına ve Yugoslav Partizanlar'a yardım ve desteğini şart koştu. Ayrıca Polonya ve SSCB sınırına, SSCB'nin batısına kadar ilerleyeceğini taahhüt etti. Üçlü, daha sonra, işgal altındaki Fransa'ya yapılacak çıkartmayı (Normandiya Çıkarması) ve Overlord Harekâtı'nın detaylarını görüşmeye başladı. Overlord Harekâtı'nın, Mayıs 1944'te, Sovyetlerin, Almanların doğu sınırına saldırmasıyla başlaması kararlaştırıldı.
Roosevelt, Stalin'e, onun 1941 Haziran ayından beri beklediği vaatte bulundu: İngiltere ve ABD nihayet, 1944'ün baharında, Fransa'da ikinci cepheyi açacaklardı. Churchill ise, ABD, İngiltere ve Commonwealth ülkelerinin askerî güçlerinden mürekkep kuvvetlerin, Akdeniz'de Orta Doğu'da ve Britanya Hindistanı'nda İngiltere'nin çıkarlarını koruyacak bir harekâta girişmesini temin etmeye çalışmaktaydı. Roosevelt, Churchill ve Stalin, Mihver Devletleri'ne ait toprakların pay edilmesinde, savaş sonrasında kendi ülkelerinin yönetiminde "kontrol bölgeleri" oluşturulmasında mutabakat sağladılar.
İran ve Türkiye de, detaylı bir şekilde ele alındı. Roosevelt, Churchill ve Stalin İran yönetimini desteklemeyi ittifakla kabul ettiler ve aşağıdaki deklarasyonu yayınladılar:
Üç hükümet de, bu savaşın İran ekonomisine ilave zorluklar yüklediğinin farkındadır. Bu sebeple üç ülke de, savaş yüzünden oluşan nakliye sıkıntılarını da göz önünde bulundurarak, ham madde ve sivil halkın ihtiyaç duyduğu tüketim malzemelerinde baş gösteren sıkıntıyı gidermek için İran'a ellerinden gelen azami desteği sağlamaya çalışacaktır.[5]
Tüm bunlara ilaveten, Türkiye'nin savaşa dahil olması halinde, SSCB'nin Türkiye'ye azami yardım ve destekte bulunmasını talep ettiler. Roosevelt ve Churchill, Türkiye'nin müttefikler safında, yıl sonuna kadar savaşa girmesini canı gönülden arzuluyorlardı. Türkiye'yi bir an evvel harekete geçmeye teşvik için, "Türkiye'ye oldukça yakın olduklarından Girit ve On İki Ada'yı alma teklifi" yapmaya da mutabık oldular.[6]
Yukarıdaki konularda mutabakat sağlanmıştı. Ancak Stalin, SSCB'nin Kursk zaferini, askerî gücünü ve Alman sınırındaki anahtar konumunu kullanarak, konferansın hakim ülkesi konumuna gelmiş, konferansı istediği gibi yönlendirmişti. Roosevelt, Stalin'in bitmez tükenmez taleplerini göğüslemek için büyük çaba sarf ettiyse de, bunda çok başarılı olamadı. Churchill ise, Almanlara nihai darbeyi indirecek Overlord Harekâtı planını konuşmak yerine, kendisinin Akdeniz planlarını gündemde tutmaya çalışmıştı ki bu da diğer tüm delegasyonlarda rahatsızlığa yol açmıştı. İngiltere ve ABD'nin zayıf ve kararsız tutumları, Stalin'in elini kuvvetlendirmişti.[7]
Roosevelt ve Churchill, Stalin'in 1939 yılında Nazi Almanyası ile yaptığı ittifak sırasında işgal ettiği Lwów, Wilno ve doğu Polonya'daki Kresy bölgelerinin, savaş sonrasında da SSCB'de kalmasına rıza göstermek zorunda kaldılar. Churchill, Polonya'nın bu kaybının telafi edilmesi için, bir kısım Almanya toprağının Polonya'ya verilmesini önerdi. Polonya Sürgün Hükümeti, Müttefiklerin bu ihanetini, yaptıkları bir Moskova seyahati esnasında öğrendiler. Zaten savaş Avrupa'da biter bitmez (Haziran-Temmuz 1945), sırasıyla Fransa, ABD ve İngiltere, Polonya Sürgün Hükümeti'ni tanımaktan vazgeçtiklerini açıkladılar.
Amerikan ürünleri olmadan, Müttefikler bu savaşı kazanamazdı.
29 Kasım 1943 tarihindeki üç liderin katıldığı akşam yemeğinden önce, Churchill, Kral George'un, Stalingrad savunması anısına, tüm SSCB halkı ve özellikle Stalingrad halkına hediye edilmek üzere, özel olarak Sheffield'da yaptırdığı kılıcı (Stalingrad Kılıcı) Stalin'e törenle takdim etti. Stalin kılıcı teslim aldığında kınından öperek Mareşal Kliment Voroshilov'a uzattı. Ancak Mareşal kılıcı tutamayarak yere düşmesine sebep oldu.[9]
Stalin, 50,000–100,000 adet Alman subayının öldürülerek, Almanya'nın başka bir savaş çıkartamaz hale getirilmesini önerdi. Churchill bu öneriye şiddetle karşı çıkarak, memleketi için savaşan insanların soğukkanlılıkla öldürülemeyeceğini söyledi ve savaş suçlularının ancak (kendi kaleme aldığı) Moskova Belgesi'ne göre yargılanabileceğini söyledi. Hışımla odayı terk eden Churchill'i yatıştırmak görevi Stalin'e düştü. Şaka yaptığını söyleyerek Churchill'i odaya geri getirdi. Churchill, Stalin'in aşırı şiddet içeren fikrinden caymasına memnun olsa da, Stalin gerçekte partnerlerini test etmekteydi.[10]
Konferans sonunda, 1 Aralık 1943 tarihinde üç lider aşağıdaki maddeleri içeren deklarasyonu yayınladılar:
Müttefikler, Yugoslav Partizanlara tam destek sağlanması kararı aldılar. Çetniklere yapılan yardımlar ise durduruldu. Zira, Çetnikler Almanlarla mücadele edeceklerine, onlarla işbirliği içindeydiler. Almanlar Balkanlar'dan çekildikten sonra, Tito önderliğindeki Komünist Partizanlar Yugoslavya'da yönetimi ele geçirdiler.[12]
Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Kasım 1943'te Kahire Konferansı'nda Roosevelt ve Churchill'e buluştu ve tüm askeri hazırlıklarını tamamladıktan sonra savaşa gireceğine dair Müttefiklere söz verdi. Almanların teslim olmasına yakın, Ağustos 1944'te Türkiye Almanya ile ilişkilerini kopardığını açıkladı ve Şubat 1945'te Almanya'ya ve Japonya'ya savaş ilan etti. Savaş ilanı, Türkiye'nin gelecekteki Birleşmiş Milletler'e girmesini sağlayacak sembolik bir hareket ve diplomatik bir manevradan başka bir şey değildi.[13][14]
Fransa'nın işgali planladığı üzere 6 Haziran 1944 tarihinde başladı. İşgal harekâtının desteklenmesi için uygulanmaya konulan ve bu planın bir parçası olan Güney Fransa'nın işgalini içeren Ejderha Operasyonu da başlatıldı. Sovyetler ise 22 Haziran 1944 tarihinde Almanlar üzerine büyük bir saldırı harekâtına girişti (Bagration Harekâtı).
Sovyet raporlarına göre, Alman ajanları Tahran Konferansı'nda Üç Büyük lideri öldürmeyi planlamış, ancak henüz planlama aşamasındayken suikastı iptal etmiştir. SSCB'nin karşı istihbarat birimi olan NKVD, Roosevelt'in Tahran'a varmasından birkaç gün önce Roosevelt'in güvenlik şefi Mike Reilly'yi şüpheli suikast planından haberdar etti. Reilly güvenlik kaygılarını değerlendirmek ve Kahire'den Tahran'a olası güzergahları araştırmak üzere birkaç gün önce Tahran'a gitmişti. Reilly Kahire'ye dönmeden hemen önce, NKVD bir gün önce onlarca Alman'ın paraşütle Tahran'a atıldığı bilgisini verdi. NKVD Alman ajanlarının Tahran Konferansı'ndaki Üç Büyükler liderlerini öldürmeyi planladığından şüpheleniyordu.[15]
Toplantı için kalacak yer konusu ilk tartışıldığında, hem Stalin hem de Churchill Roosevelt'e davetiye göndererek toplantı sırasında kendileriyle birlikte kalmasını istemişti. Ancak Roosevelt bir müttefiki diğerine tercih ettiği görüntüsünden kaçınmak istedi ve bağımsız kalmak için Tahran'daki ABD Büyükelçiliği, Amerikan Elçiliği'nde kalmanın önemli olduğuna karar verdi.[16] Roosevelt 27 Kasım 1943'te Tahran'a vardı ve Amerikan elçiliğine yerleşti. Gece yarısına doğru Stalin'in başyardımcısı Vyacheslav Molotov, Archibald Clark-Kerr (Sovyetler Birliği'ndeki İngiliz Büyükelçisi) ve Averell Harriman'ı (Sovyetler Birliği'ndeki Amerikan Büyükelçisi) Sovyet elçiliğine çağırarak Roosevelt, Churchill ve Stalin'e karşı bir suikast planlandığı konusunda uyardı. Molotov birkaç suikastçının yakalandığını, ancak başka suikastçıların da serbest dolaştığını bildirmiş ve Başkan Roosevelt'in güvenliğinden endişe duyduğunu ifade etmiştir. Molotov, Roosevelt'in İngiliz ya da Sovyet elçiliğinin güvenliğine taşınmasını tavsiye etti.[15]
Amerikalılar Stalin'in suikast planını Roosevelt'in Sovyet elçiliğine taşınması için bir bahane olarak uydurduğundan şüpheleniyordu. Roosevelt'in Gizli Servis Şefi Mike Reilly, Roosevelt'e güvenliği için Sovyet ya da İngiliz elçiliklerinden birine taşınmasını tavsiye etti. Kararlarını etkileyen faktörlerden biri de Churchill ve Stalin'in Amerikan elçiliğindeki toplantılar için kat etmeleri gereken mesafeydi. Harriman Başkan'a, Stalin ya da Churchill'in Roosevelt'i ziyaret etmek için şehrin bir ucundan diğer ucuna seyahat ederken suikasta uğramaları halinde bundan Amerikalıların sorumlu tutulacağını hatırlattı.[15] O günün erken saatlerinde Molotov, Roosevelt için seyahat etmenin zor olması nedeniyle tüm toplantıların Amerikan elçiliğinde yapılmasını kabul etmişti. Molotov'un o gecenin ilerleyen saatlerinde bir suikast planını duyurmasının zamanlaması, amacının Stalin'i Sovyet elçiliğinin koruma duvarları içinde güvende tutmak olduğu şüphesini uyandırdı.[15] Harriman bir suikast planının varlığından şüphe duyuyordu, ancak Churchill ve Stalin'i tehlikeye attığı algısından kaçınmak için Başkan'ı yer değiştirmeye çağırdı. Roosevelt inandırıcı bir suikast tehdidi olduğuna inanmıyordu ama Stalin ve Churchill'e daha yakın olabilmek için taşınmayı kabul etti.[15] Sovyet elçiliğinde yaşamak Roosevelt'in Stalin'e daha doğrudan erişmesini ve güvenini kazanmasını da sağladı. Stalin, Roosevelt'in elçilikte kalmasından hoşlanıyordu çünkü bu sayede yerleşkenin dışına çıkma ihtiyacı ortadan kalkıyor ve Roosevelt hakkında daha kolay casusluk yapabiliyordu. Sovyet Büyükelçiliği binlerce gizli polis tarafından korunuyordu ve Üç Büyükler'in güvenli bir şekilde buluşmasını sağlayan İngiliz Büyükelçiliği'nin bitişiğinde yer alıyordu.[16]
Tahran Konferansı sona erdikten sonra Harriman Molotov'a Tahran'da gerçekten bir suikast tehdidi olup olmadığını sordu. Molotov Tahran'daki Alman ajanlarından haberdar olduklarını ancak spesifik bir suikast planından haberdar olmadıklarını söyledi. Molotov'un yanıtı, suikast planı iddialarını en aza indirdi ve bunun yerine Stalin'in Başkan Roosevelt'in Sovyet elçiliğinde daha güvende olacağını düşündüğünü vurguladı.[15] Amerikan ve İngiliz istihbarat raporları genellikle bu planın varlığını reddetti ve operasyonun lideri olduğu iddia edilen Otto Skorzeny, daha sonra Hitler'in bu fikri daha planlama başlamadan uygulanamaz olarak reddettiğini iddia etti.[17] Konu bazı Rus tarihçilerin teması olmaya devam etmektedir.[18][19]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.