Remove ads
antik Kilikya şehri Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Soli (Soloi, Solipolis ve Pompeiopolis olarak, ayrıca Yunanca Σόλοι olarak da bilinir), Mersin'in Mezitli ilçesinde antik bir kenttir. Antik çağlarda Kilikya Bölgesi olarak adlandırılan bölgede, Dağlık ve Ovalık Kilikya olarak adlandırılan bölümlerin tam ortasında yer alır.
Solipoli (Pompeiopolis) Yunanca: Σόλοι | |
Konum | Mezitli, Mersin, Türkiye |
---|---|
Bölge | Klikya |
Koordinatlar | 36°44′35″K 34°32′24″D |
Tür | Yerleşim |
Tarihçe | |
Kuruluş | MÖ 700 |
Terk ediliş | 7.yy |
Kültür(ler) | Helenistik, Roma, Bizans |
İlgili kişi(ler) | |
Sit ayrıntıları | |
Arkeologlar | Prof. Dr. Remzi Yağcı |
Durum | Harabe |
Mülkiyet | Kültür ve Turizm Bakanlığı |
Kamusal erişim | Evet |
Resmî site | soli-pompeiopolis.com |
Soli antik kent öreni deniz kıyısına yakın geniş bir sit alanıdır ve Mersin kent dokusu içerisinde yer almaktadır. Mezitli merkez belediyesinin Viranşehir semtindedir.
Arkeolojik kanıtlar, 9 km kuzeydoğusundaki Yumuktepe höyüğünde M.Ö. 7000 gibi erken bir tarihte bölgede bir insan varlığına işaret etmektedir.
Soli'de bilinen ilk Luvi yerleşimleri ve tahkimatları M.Ö. 15. yüzyıla tarihlenmektedir ve şehir o tarihten itibaren aktif bir liman olmuştur.[1] Soli, Kizzuwatna Krallığı'nın liman kenti olarak işlev görmüş olabilir, ancak bu tartışmalıdır.[2] Bölge, M.Ö. 14.-13. yüzyıllar arasında Hitit İmparatorluğu'nun kontrolü altındaydı ve ele geçen Miken bronzları ve seramikleri, Ege ile de ticaret yapıldığını gösteriyor.[3][4]
Bronz Çağı'nın bitişinin ardından Miken Uygarlığı ve Hitit İmparatorluğu çöktü. Kilikya'daki Hitit hegemonyası da son buldu ve Soli, Deniz Kavimleri'nin saldırısına maruz kalmış olabilir. M.Ö. 1200 - M.Ö. 800 arası yaşanan karanlık dönemde, Anadolu'da kuraklık, kıtlık ve salgın hastalıklar egemen oldu. Arkeolojik çalışmalar, bu "yıkım katmanı"nın yanmış ve kırılmış çanak çömleklerle doldurulduğunu ve bunu insan yerleşiminde bir boşluğun takip ettiğini göstermektedir.[1]
Akhalılar, Rodoslu koloniciler, Fenike, Asur, Kıbrıs ve İyonya denizcileri[5] MÖ 700 ile 690 yılları arasında Soli'de kalıcı bir insan varlığını yeniden tesis ettiler.[6] Soli kenti MÖ 700 yılları civarında Rodos adasından gelen Dorlar tarafından kuruldu. Kent adı Güneş anlamına gelir. Dorlar Güneş tanrısına taptıklarından muhtemelen kent adı da dini inanç ile ilgiliydi.
Ancak Soli Rodos ilişkisi sürekli olmadı ve kent büyük ölçüde özerk olarak kısa zamanda Anadolu’nun Akdeniz sahilindeki en işlek limanlarından biri oldu. Kimi kayıtlara göre, Yunanistan'daki Attica Delos ittifakına üyeydi. Ama, Pers savaşları sonrasında, MÖ 449 yılında Persler’e bırakıldı. Ancak Pers egemenliği döneminde de kentin özerkliği korundu. Kilikya, Büyük Kiros'un hükümdarlığından sonra Ahameniş İmparatorluğu'nun vasal devleti ve satraplığı haline geldi ve Perslere birçok askeri seferde yardım etti.[7]
Kent, MÖ 333 yılında Büyük İskender (MÖ 356-323) tarafından Makedonya imparatorluğuna, İskender'in ölümünden (MÖ 323) sonra ise, I. Ptolemaios'un kontrolüne geçti ve I. Demetrios Poliorketes tarafından başarısız bir şekilde saldırıya uğradı.[8] Kilikya, Beşinci Suriye Savaşı'nın (MÖ 197) sonuna kadar İskender'in halefleri arasında el değiştirdi; bu noktada Soli, Selefkî İmparatorluğu'nun elindeydi. Helenistik Dönem boyunca şehir, kendi parasını basıp büyük ölçüde kendi işlerini yürüterek önemli bir yerel özerklik kazandı.[9] Güçlü bir donanması olan Selefki imparatorluğu döneminde kent liman olarak gelişimini sürdürdü. Fakat Selevki imparatorluğunun zayıflama döneminde kent istikrarsızlıklar yaşadı ve sık sık el değiştirdi. Hatta MÖ 83'te Ermeni imparatoru II. Tigran tarafından yakılıp yıkıldı ve şehrin vatandaşları Ermeni İmparatorluğu'nun yeni başkenti olarak kurulan Tigranakert'e götürüldü.[10]
Selevki imparatorluğu'nun yıkılışından sonra, Anadolu’nun bütün Güney kıyıları korsan barınağı olmuştu. Kilikya korsanları Roma’ya kadar uzayan seferler yapıyorlardı. Roma İmparatoru Jül Sezar (MÖ 110-44) hem korsan barınaklarını ortadan kaldırmak, hem de kendisine rakip gördüğü Pompey’i (MÖ 106-48) başkentten uzaklaştırmak için korsanlara karşı büyük bir sefer düzenledi ve komutanlığa atanan Pompey’e sadece denizde değil, kıyı bölgelerinde de büyük yetkiler veren bir yasa olan Gabinian Hukuku'nun (Lex Gabinia de piratis persequendis) Roma senatosu tarafından çıkartılmasını sağladı. (Asıl adı Gnaeus Pompeius Magnus olan Pompey Sezar’la birlikte gayriresmî 1. triumvirliğin üyesiydi ve Roma’da pek çok taraftarı vardı.)
Pompey bugünkü Mersin ili sahillerinde yaptığı bir sefer sonunda bütün korsan barınaklarını yok etti. Ancak Pompey teslim olan korsanlara anlayışlı davranarak MÖ 64'te Soli’yi affa uğramış korsanların kenti ilan etti. Yıkılmış kenti onarttı ve kente o zamanki geleneklere göre kendi adını verdi.[11][12] Kent o zamandan sonra Pompeipolis olarak bilindi.[3] (Yine aynı yıllarda Pompey tarafından Kastamonu, Taşköprü yakınlardaki Paphlagonia bölgesinde kurulan Pompeiopolis ile karıştırılmamalıdır.)[5][13] Liman, Roma betonu ile iyileştirildi[14] ve genişletildi, yeni surlar, tiyatro ve hamamlar inşa edildi.[1] Liman MS 130 yılında Antoninus Pius'un himayesi altında yeniden yenilendi (gerçi proje Hadrianus tarafından başlatılmış olabilir)[14] ve liman şehri Roma yönetimi altında gelişti.
MS 260 baharında Valerianus'u Edessa'da mağlup eden Sasani Kralı I. Şapur, Kilikya'yı işgal etti ve Soli-Pompeiopolis'i kuşattı ancak ele geçiremedi.[15]
Soli-Pompeiopolis MS 300 civarında bir piskoposluk haline geldi. Soli Bizans İmparatorluğu döneminde de işlek bir limandı. Ancak MS 528 yılında kent tarihe Büyük Antakya depremi olarak geçen ve çok şiddetli olduğu anlaşılan bir deprem sonunda büyük ölçüde yıkıldı.[16] Gerçi onarılmağa çalışıldı. Ama bir yüzyıl sonra Doğu Akdeniz kıyılarının Arap imparatorluğunun eline geçmesi limanın önemini azalttı. Kent daha sonra terk edildi.
Kentle ve kentin günümüze ulaşamamış kalıntılarıyla ilgili önemli bilgileri 19. yüzyıl’da kenti ziyaret eden İngiliz Kaptan Francis Beaufort'un gözlemlerinden öğreniyoruz. Beaufort 'Karamania" adlı eserinde sadece kentin durumunu tasvir etmemiş ayrıca planını da çıkarmıştır. Kentle ilgili ayrıntılı bilgi veren bir diğer kaynak Fransız oryantalist Pierre Trémaux’tır. 1863yılında yayımladığı “Exploration Archaeologique en Asie Mineure” adlı eserinde Soloi‐Pompeiopolis'in detaylı bir planını çıkarmıştır.[17]
450m. uzunluğunda, 14,5m. genişliğinde olan ve antik limanla bağlantılı olan Sütunlu cadde sit alanında 42 adet dev sütun vardır. (Yol boyunca uzanan bu sütunların deprem öncesi toplam sayısının 200 olduğu tahmin edilmektedir.) Bu sütunlardan 33 tanesi Korint tipi başlığa sahiptir. Ayrıca bir hamam ve su kemeri kalıntısı vardır. 2012 yılında yapılan bir çalışmayla caddenin limana açılan güney ağzında yer alan karşılıklı 7'şer adet sütun ayağa kaldırılarak bir renovasyon çalışması yapılmıştır.[18]
Kentteki belki de en önemli eser antik çağ limanının şu anda büyük ölçüde su altında kalmış dalgakıranıdır. Liman birbirine simetrik iki dalgakıranı ile tipik bir Roma limanı görüntüsündedir. Mendireklerinin uzunluğu yaklaşık olarak 320m., genişliği ise; 23m.dir. I.yüzyıl sonunda başlayıp, II.yüzyıl ortalarında inşaatı tamamlanan Pompeiopolis limanının yapımında pozzolana harcı kullanılmıştır. Liman son şeklini Hadrianus döneminin ardından (MS 143/144) almıştır.[19] M.S. 130’da Roma İmparatoru Hadrianus, Anadolu'ya yaptığı gezi sırasında Soloi‐Pompeiopolis'e de gelmiş ve buradaki liman caddesi ile limanın yapımı için maddi destek vermiştir.[17] Antik limanı gösteren önemli kaynaklardan birisi de M.S. 143‐145 yılları arasına tarihlendirilen Antoninus Pius zamanına ait bronz bir sikkedir. Liman günümüzde Liparis çayının getirdiği alüvyonlar ve rüzgar erozyonu ile oluşan kumullar nedeniyle dolmuş durumdadır.
Ören yerindeki ilk çalışmalar, 1980’li yıllarda Mersin Müze Müdürlüğü’nün gözetiminde gerçekleştirilen kurtarma kazılarıdır. Antik kentte arkeolojik kazılar, höyük alanı, liman caddesi, antik liman ve Aratos'un Anıt mezarı alanlarında sürdürülmektedir. 1999 yılından beri Dokuz Eylül Üniversitesi'nden Prof. Dr. Remzi Yağcı başkanlığında devam eden kazı çalışmaları sırasında topraktan çıkarılan çeşitli eserler ise Mersin müzesinde teşhir edilmektedir.[17]
Diogenes Laertius, Solon'un Soli kentini Atinalı bir koloni olarak kurduğunu ve kendi adıyla isimlendirdiğini yazmıştır. Ancak bu anlatım, Strabon'un eserindeki[5] ve bölgenin karşılaştırmalı arkeolojik çalışmalarıyla[6] çelişmektedir. Bu fikir, büyük ölçüde güvenilirliğini yitirmiş olsa da, 'solecism' (dilbilgisi hatası) kelimesinde korunmuştur.
'Solecizm' terimi, oradaki Grekçe lehçesinin Attika Grekçesi'nin bozulmuş bir şekli olduğu düşüncesinden türetilmiştir (Yunanca: σόλοικος, romanize: sóloikos - 'yanlış konuşan'). Atinalılar, Soli’de kullanılan dili kendi dillerine göre kuralsız veya kaba bulmuş ve Soli isminden bir kelime üreterek, kendilerince bu tür dilleri soloikismos kelimesi ile tanımlamışlardır. Bu kelime çağdaş Batı toplumlarında biraz değişerek solecism kelimesi haline gelmiş olup, hala aynı anlamda kullanılmaktadır.[20]
"...[Solon daha sonra] Kilikya'da yaşayarak, kendi ismini verdiği Soli adında bir kent kurdu. Buraya birkaç Atinalı yerleştirdi, ancak zamanla bunların Attika Grekçesi'nin saf halini bozduğu ve 'solecize' (yanlış konuşmak) ettikleri söylendi."[21]
Alternatif olarak, 'Soli' isminin yerel ekonomik kaynaklardan, yani 'metal külçelerinden'[22] ya da 'demir kütlelerinden'[23] türediği de öne sürülmüştür.
Kent, Hitit Kralı I. Şuppiluliuma ile Kizzuwatna arasındaki Şunaşşura Antlaşması'nda[24] 'Ellipra' ya da 'Pitura' olarak geçiyor olabilir.[2] Bu isimler, alternatif olarak Yumuktepe yerleşimine de atıfta bulunuyor olabilir, ancak kesinlikle Kizzuwatna ve Tarḫuntašša sınırındaki birkaç liman yerleşiminden birine işaret etmektedir.
Soli'nin, daha sonraki III. Ḫattušili'nin Yıllıkları'nda geçen kıyı kenti 'Sallusa'ya karşılık geldiği de öne sürülmüştür. Bu, bölgedeki Helenik yerleşimden önce, klasik adın Luvi bir varyantının var olduğuna işaret ediyor olabilir.[2]
Yerel olarak ise, 'Viranşehir' (Harap Kent) adıyla anılmaktadır.[25]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.