Remove ads
Roma İmparatoru Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Titus Flavius Domitianus (24 Ekim 51 – 18 Eylül 96), Batı'da genellikle Domitian adıyla bilinen Flavius Hanedanına mensup, Roma imparatoru.
Domitian | |||||
---|---|---|---|---|---|
11. Roma imparatoru | |||||
Hüküm süresi | 81 - 96 | ||||
Önce gelen | Titus | ||||
Sonra gelen | Nerva | ||||
Doğum | 24 Ekim 51 Roma | ||||
Ölüm | 18 Eylül 96 (44 yaşında) Roma | ||||
Eş(ler)i | Domitia Longina (70-85) Julia Flavia (85-91) | ||||
| |||||
Hanedan | Flavius Hanedanı | ||||
Babası | Vespasianus | ||||
Annesi | Yaşlı Domitilla |
Domitianus, Vespasianus'un oğlu olduğu için, annesi Yaşlı Domitilla ve 14 Ekim 81'de yerine imparator olduğu kardeşi Titus'la birlikte Flavian Hanedanı üyesidir. Tarihi kayıtlara genellikle sarayından çıkmayan, yalnızca nadir durumlarda Senatus'u ziyaret eden bir hükümdar olarak geçmiştir. Doğası gereği batıl inançlı ve kuşkucu olmakla beraber mizah duygusundan da yoksundur. Kendi çevresini tercih etmesi ve aristokrasi arasında tutulmaması en büyük kusurları olarak görülebilir. Bu tavırları muhaliflerin Domitianus'u girişken babası ve erkek kardeşinin aksine, huysuz ve kasvetli olarak nitelendirilmesine neden olmuştur. İnsanların yanında rahat tavırlı olma yeteneğinden yoksundur. Seleflerinin aksine aristokratların doğum günü kutlamalarına da katılmamıştır. Başkentten uzak durmayı tercih etmiş, sıklıkla başkent dışındaki konaklarına uğramıştır. Saray çevresi de sürekli onunla seyahat halinde olmuştur. Bu bakımdan Domitian, belli başlı saray kurallarının oluşmasını sağlamış ve sonraki yüzyıllarda saray kompleksinin Roma yaşamında yerleşmesinin temelini atmıştır.[1] Biyografisi The Twelve Caesars'ta Suetonius onu Kütüphanelere karşı oldukça ilgili, edebiyata karşı tutkulu, konuşmalarında Homeros ve Vergilius'un sözlerini özlü bir şekilde kullanabilecek derecede detaylı bilgiye sahip bir kişi olarak çizer. Sanata karşı ilgisinin yanında madeni paralarının değerini kontrol ettirecek kadar devlet idaresini yakından takip etmiştir.[2][3]
Domitian, Suetonius'a göre Roma'da, babasının consul seçildiği yılın Kasım Kalendi'nden önceki dokuzuncu günde Quirinalis Tepesi'ndeki altıncı bölge olan ad Malum Punicum'da dünyaya gelmiştir.[4] Vespasianus ile Flavia Domitilla Maior'un en küçük oğlu olarak dünyaya gelmiştir. Domitianus gençlik yıllarında annesini ve kız kardeşini kaybetmişti, babası ve abisi ise kendinden uzakta Germania ve Iudaea lejyonlarında hizmet veriyorlardı.[5] Iudaea İsyanı veya Yahudi İsyanı (MS 66-73) sırasında muhtemelen Praefectus Urbanus olan amcası Titus Flavius Sabinus tarafından himayesi altına alınmıştı.[6] Gençliğinde retorik ve edebiyat dersleri almış, çevresinde zarif, kısa ve öz konuşan bir kişi olarak tanınmıştı.[7] Fakat ağabeyi Titus gibi Magistrate olarak yetiştirilmemişti. Askeri eğitim alıp almadığına dair kayıtlar bulunmamaktadır fakat Suetonius'a göre okçulukta oldukça maharetliydi.[8] 69 yılındaki Dört İmparator Yılı'nda, Roma'da amcasının yanında bulunan Domitianus, çatışmaların merkezinde kalmış ve amcası, Vitellius'un adamları tarafından katledilmiş, kendisi ise Capitolium'a sığınarak kurtulmayı başarmıştır.[not 1] Vespasianus MS 68-69 İç Savaşı'nda imparatorluğu kazanmıştır. Ağabeyi Titus, birinci Iudaea İsyanı'nda askeri başarılarından ötürü şöhret kazanarak pek çok sayıda resmî görevler almış, Domitianus ise yalnızca ismen onurlandırılmıştır.[9] Bunun temel nedeni askeri başarılar kazanma isteğinin babası Vespasianus'un adamları tarafından engellenmesidir.[10] MS 70'te babası Vespasianus, Titus'un küçük kızı Iulia Flavia ile Domitianus'u evlendirmeye çalışmış fakat Domitianus, kendisiyle evlenmesi için Domitia Longina'yı kocası Lucius Aelius Lamia'dan boşanmaya zorlayarak onunla evlenmiştir.[11] Kocası Lucius Aelius Lamia, prensin isteğine karşı çıkamayacağından dolayı Domitia, imparatorun gelini oldu. Başlangıçtaki kayıtsızlığa rağmen, birlik her iki taraf içinde oldukça itibarlıydı. Domitia Longina, Nero terörünün kurbanlarından, değerli komutan ve şereflendirilmiş politikacı general Gnaeus Domitius Corbulo'nun en küçük kızıydı. 71'de oğulları, 74'te kızları oldu ancak her ikisi de erken yaşta öldü. Evlilik geleneksel olmaktan uzaktı; Domitian adı çıkmış bir çapkındı ama karısı kıskanç değildi. Bazı kaynaklara göre karısı onun metresleriyle olan maceralarına katılırdı. İkinci çocuk olarak, Domitian sorumluluklardan uzaktı. Birkaç onursal Konsüllük ve rahiplik unvanı aldı ama herhangi bir imperium (emretme yetkisi) memuriyeti olmadı. Kardeşi Titus'un saltanatında durumu hiç kimsenin onu geleceğin imparatoru olarak görmemesinden dolayı aslında hiç değişmedi ama Domitian kesinlikle ihtiraslıydı. Titus öldüğünde, onun halefi olarak selamlanmayı Praetorian muhafızlarının desteği ile sağlama almıştı.
Vespasianus ve Titus hükümdarlığında, Flavius destekçisi olmayanlar önemli kamu görevlerinden dışlanmışlardır. Gerçek güç Flavius hiziplerinin elinde toplanmış ve Senatus zayıflatılmıştır. Titus, babasıyla etkili bir şekilde ortak imparator olarak hareket ettiği için, Vespasianus MS 79'da öldüğünde Flavius politikasında herhangi bir değişiklik görülmemiştir. Titus, Domitianus'a ortak imparatorluk yetkisini kısa zamanda vereceğine dair güvence vermiş fakat ne tribunus ne de herhangi bir türden imperium yetkisi Titus'un kısa süren hükümdarlığı sırasında ona verilmiştir.[12] Bazı yazarlar, Domitianus'u Titus'un ölümünden müsebbip tutmuşlardır.[not 2] Titus'un ani ölümünden sonra Praetor Muhafızları tarafından imparator ilan edilen Domitianus, hoşgörüsüzlüğü ve bağnazlığı ile ön plana çıkmıştır. Otoriter doğası sebebiyle Senatus ile anlaşmazlık yaşamış ve yetkilerini büyük ölçüde kısıtlamıştır.[13][14][15] İmparator Domitianus, babası ve kardeşinin hükümdarlıkları sırasında sürdürdükleri cumhuriyetçi anlayıştan hızla uzaklaşmış, devletin yönetim organlarını imparatorluk sarayına taşımış ve Senatus'u dışlamıştır.[16] Mutlak otoriteye sahip olan Domitianus, bir imparatorun halkın günlük yaşamının her alanını kapsadığını, Roma halkına kültürel ve ahlaki bir otorite olarak rehberlik etmesi gerektiğini savunmaktaydı. Bu yüzden Tiberius'un (MS. 14-37) yönetimini kendine referans alarak Augustus (MÖ. 27 – MS. 14) standartlarına yeniden ulaşmayı hedeflemiştir.[17] Selefi Titus ve yeğeni Iulia Flavia tanrılaştırılmış ve Flavius Hanedanına ibadet için Quirinalis'te tapınak inşa ettirerek, unutulmaya başlamış olan İmparator Kültü'nü yeniden canlandırmıştır.[18] Hükümdarlığının ilk yılları başarılı geçmiştir. Bürokrasinin tüm kademeleriyle ilgilenmiş, çeşitli kanunlar çıkararak hukuksal düzenlemeler yapmıştır. Equites (atlı sınıfı) grubunun sorumluluk alanını genişleterek, sarayın ab epistulis (yazışmalar) ve a rationibus (mali idare) gibi bölümlerine o ana kadar olduğu gibi libertus'lar değil, equites grubunun temsilcilerini atayarak, bu işlerin özel çıkarlara hizmet etmesinin önüne geçmiştir, bürokratik kriterler doğrultusunda yürütülmesini sağlamıştır.[19] Hukuk alanında görevini kötüye kullanan idarecilerin ve eyaletlerdeki valilerin yargılanmasını sağlamıştır.[20] Halkın yaşam kalitesine verdiği önem doğrultusunda İtalya'da yeni üzüm bağlarının dikilmesini yasaklamış ve eyaletlerde var olan bağların da en fazla yarısının kalması onaylanabilecek düzeyde yok edilmesini emretmiştir.[21] Halkın yaşayışı üzerinde katı ahlak normları uygulamış ve vergilendirmede titizlikle hareket etmiştir.[22] Zina suçunun sürgünle cezalandırıldığı Lex Iulia de Adulteriis Coercendis'i yenilemiştir.[23] Bekaret yeminlerini ihlal eden Vesta bakirelerini sert bir şekilde cezalandırmıştır, fuhuşla mücadele etmiştir ve hadım etmeyi yasaklamıştır.[24] Kamu görevlerinin dağıtımında selefleri Vespasianus ve Titus'un politikalarında olduğunun aksine, hane üyeleri oldukça az görev almıştır.[25] Harcamaları gözden geçirerek bütçeyi dengeleme gayesiyle el koyma ve sıkı vergilendirme yoluna gitmiş ve ekonomi alanında yaptığı düzenlemelerle mali durumu iyileştirme girişimlerinde bulunmuştur.[25][26][27] Yangında zarar gören kütüphaneleri restore etmek ve kitap tedarik etmek için İskenderiye'deki büyük kütüphaneye yazıcılar göndermiştir. Forum Transitorium, Capitolium, Divorum Porticus, Odeum, Isis ve Serapis tapınakları ve bir Stadium da dahil olmak üzere, yaklaşık elli bina bu dönemde inşa edilmiş veya restore edilmiştir.[28][29] Hükümdarlığı altında yapılan askeri seferler genellikle küçük çaplı ve savunma amaçlı olmuştur.[30] Askeri açıdan sağladığı en önemli katkısı, imparatorluğu savunmak gayesiyle Ren Nehri boyunca inşa ettirdiği geniş bir yol, kale ve gözetleme kulesi ağını ihtiva eden Limes Germanicus'un geliştirilmesiydi. Gallia'da, Chatti'ye karşı ve Tuna sınırının ilerisinde Suebi, Sarmat ve Daçlara karşı birkaç önemli savaş yapılmıştır.[31][32] Domitianus, Chatti'ye karşı savaşmak için MS 82'de Legio I Minervia isminde yeni bir lejyon kurmuştur. MS 85-88 yılları arasında gerçekleşen Daçya Savaşları imparator Domitianus'un son askeri seferi olmuştur. Bu savaşlarda Moesia valileri Gaius Oppius Sabinus ve Cornelius Fuscus, Daçya kralı Decebalus tarafından öldürülmüştür. Savaş Lucius Tettius Julianus'un büyük fedakârlıkları sayesinde güçlükle kazanılmıştır. Nihayetinde Roma'nın zararına sayılabilecek bir barış imzalanmıştır.[33][34][35] Savaşların sonucunda Domitianus, MS 83'te Germanicus unvanını almıştır. Ayrıca Augustus'un MÖ.12 yılında provincia olarak belirlenen Germania Magna'yı, MS 82-83'te Germania Inferior ve Germania Superior olarak iki ayrı eyalete bölmüştür.[36] İmparatorun bu seferlerde büyük zaferler kazandığını ifade etmesi muhtemelen propaganda amaçlı olup kendisinin seleflerinden aşağı kalır olmadığını göstermek istemiştir.[37][not 3] MS 84'te selefleri döneminde başlatılan Britannia'nın ele geçirilmesi hükümdarlığı sırasında tamamlanmış,[38][39] Roma'nın Afrika'daki topraklarının birleştirilmesi sağlanmış ve küçük çaplı isyanlar bastırılmıştır.[40]
85'te Domitian kendini, kendi başına çok zor yerine getirebileceği bir görev olarak, Roma ahlakını ve davranışlarını denetleyen İmparatorluk kurumuna ömür boyu Censor olarak atadı. 83 yılıyla birlikte kendi evliliği, karşılıklı sadakatsizlik ve skandallarla kopma noktasına gelmişti. Bu yılda Domitia Longina aktör aşığı Paris'le birlikte yakalandı. Adam idam edildi ve imparatoriçe hızlı bir boşanmanın ardından sürgüne gönderildi. Ertesi yıl Domitian, yeğeni Julia Flavia'ya (Titus'un kızı) karşı ilgi duydu ve ilk evliliğinde olduğu gibi kocasını kovarak kadını kaçırdı. Julia Flavia 91'de bir kürtaj sırasında öldü ve ardından tanrılaştırıldı. Bundan sonra Domitia Longina, Domitian'ın onunla bir daha hiç evlenmemesine rağmen Roma İmparatoriçesi olarak saraya geri çağrıldı.
Domitian'ın en büyük zevki sanat ve oyunlardı. 86 yılında Capitoline Oyunları'nı düzenledi. Olimpiyat Oyunları'nda olduğu gibi, her dört yılda bir yapılıyordu ve atletizm gösterileri, araba, hitabet, müzik ve temsil yarışmaları düzenleniyordu. İmparator, ülkenin her tarafından gelen yarışmacıların seyahatlerinin masraflarını karşılıyor ve ödülleri dağıtıyordu. Aynı zamanda gladyatör gösterilerine de düşkündü ve bu gösterilere kadın ve cüce dövüşleri gibi önemli yenilikler getirmişti.
MS 89'da Germania Superior valisi L. Antonius Saturninus, legio XIV Gemina ve XXI Rapax ve bazı Germen kabilelerinin desteği ile bir isyan çıkarmıştır. İsyanın nedenleri belirsiz olsa da Lejyon komutanları, Domitianus'un Germania sınırındaki savunma politikası, Britanya'daki durum ve Dacçya kralı Decabalus ile yapılan anlaşmadan rahatsız olmuş olabilir.[41][42] İsyana verilen tepki hiç gecikmemiş, Germania Inferior valisi Aulus Bucius Lappius Maximus, Rhaetia procuratorü Titus Flavius Norbanus'un yardımıyla derhal bölgeye gitmiştir.[43] Marcus Ulpius Traianus legio VII Gemina ile Hispania'dan yardıma çağrılmış, Domitianus ise Roma'dan Praetor Muhafızları ile yola çıkmıştır. Rhenus'un buzların çözülmesi ile Germen kabilelerin yardımını alamayan Saturninus'un isyanı kısa sürede bastırılmış ve isyana liderlik eden Saturninus öldürülmüş, isyancı lejyonlar Illyricum'a gönderilmiştir. İsyanın bastırılmasına yardım edenler ise çeşitli şekilde ödüllendirilmiştir.[44][45] İktidarını sağlamlaştırması karakterinin daha da değişmesine yol açmıştır. Yönetiminin ilk yılları ordu ve halkın gözünde başarılı geçmiştir. Ancak ilerleyen zamanlarda seleflerinin, kendisinin başarılarını geçtiğini düşünerek toplum üzerinde daha otoriter bir yönetim sürdürmeye başlamıştır. Kendisine Dominus et Deus (Hükümdar ve Tanrı) şeklinde hitap edilmesini istemiştir.[46][47][48] Antik kaynaklara göre Roma toprakları içinde yaşayan Yahudilere ve Hristiyanlara tahakküm uygulayarak ağır vergi yükü getirmiştir..[49] Ayrıca antik kaynaklarda bahsedilen fakat akademik açıdan kesin kabul edilmeyen iddialara göre, Yahudiler ve Hristiyanlar ağır biçimde cezalandırılmıştır.[50] Senatus'un yeniden güç kazanmaya çalıştığını öne sürerek Nero döneminde ön planda olan delatores (muhbirler) bu dönemde yeniden önem kazanmıştır.[51][52] Hükümdarlığının son yılları kanlı olaylarla geçmiş ve pek çok kişinin nefretini kazanmıştır.[53]
Domitian, 18 Eylül sabahını muhtemelen Roma'daki imparatorluk sarayının mahkeme salonunda asli görevlerinden biri olarak çeşitli davalara karar vererek geçirmiş ve sonrasında dinlenmek için mahkemeden ayrılmıştır. Yolda kâhyası Parthenius tarafından yeğeni Domitilla'nın evinden getirilen Stephanus isminde birisi tarafından imparator için özel bir mesajın olduğu ve onunla özel görüşmeyi dilediği bildirilmiştir.[54] Domitian, Stephanus'un söylediklerini görmek için hızla sarayın merkezindeki odasına gitmiştir.[55][56] Domitian'ın, Stephanus'un mesajını almak için çabucak ayrılması özellikle yüksek makamdaki Parthenius tarafından ona bir şekilde kefil olunması durumuyla açıklanabilir. Stephanus'un, Titus Flavius Clemens'in (MS 69 Consulü T. Flavius Sabinus'un oğludur. MS 95'te consul olmuştur. Ayrıca Domitianus'un kuzenidir) intikamını almak için bir hafta boyunca yaralı süsü vermek amacıyla kolunda gizlediği hançerle dolaştığı bilinmektedir.[57][58] Ancak bu durum yapılan hazırlıklardan birisidir. Suikastı planlayanlar, Domitianus'un adamlarına karşı sarayın kapılarını kilitleyerek yardıma gelmelerini önlemiş ve imparatorun son çare olarak kişisel muhafızlarını kullanmasını devre dışı bırakmayı amaçlamışlardır. Gerektiğinde Stephanus'a yardım etmek için yakınlarda başka silahlı adamlar da konuşlandırılmıştır. Stephanus, Domitianus'a kendisine komplo kuran kişilerin isimlerini içerdiği söylenen bir liste vermiştir. Stephanus bu sırada Domitianus'un dikkatinin dağılmasıyla kolunda gizlediği hançeri kasık bölgesine saplamış, ancak imparatoru sadece yaralayabilmiştir. Domitianus karşı koymuş ve boğuşarak zemin kata kadar gelmişlerdir. Bu olay Domitianus'un hane tanrılarına hizmet etmek için alınmış bir çocuk tarafından korkmuş bir şekilde izlenmiştir. Çocuk, Domitianus'un hiddetli bir şekilde söylediği emrine cevap vermiş ve imparatorun yastığının altında bulunan hançeri almak için gitmiştir. Ancak Domitianus'un bıçağı suikastı planlayanlar tarafından önlem amacıyla daha önce yerinden alınmıştır. Stephanus'un Domitianus'u doğrudan öldürmeye yönelik saldırısı başarısız olmuş ve imparatoru yaralamıştır. Domitianus'un hançere elleriyle karşı koyduğu ve parmaklarının ciddi şekilde kesildiği de belirtilmektedir.[59][60] Stephanus'un çabalarının, böyle bir gelişmeye karşı hazırda olan başka adamlar tarafından desteklendiği söylenebilir. Clodianus isminde bir kumandan, Satur veya Sigerius adlı başka bir kâhya, Maximus adlı özgür bir adam ve isimsiz bir gladyatör, Stephanus'un saldırısının başarısız olduğuna işaret eden kavganın gürültüsüyle ikinci bir saldırıya katıldıkları görülür. Domitian'ın bu saldırıda sekiz bıçak darbesiyle öldürüldüğü belirtilir. Cassius Dio'ya göre Stephanus, Domitian'ın hizmetkârları tarafından öldürülmüştür.[61] Stephanus, intikam almak için veya susturulmak için öldürülmüş olabilir. Bu olaylar sonucunda hizmetçi çocuğun hayatta kaldığı ve Cassius Dio'nun başka yazarlara dayandırarak olay örgüsü için bir kaynak olarak alıntıladığını belirtmiştir.[62] Domitianus'un öleceği haberinin birçok astrolog tarafından önceden kendisine söylendiği, imparatorun bu kehanetlerden korktuğuyla ilgili ayrıntılı açıklamalar eserleri günümüze ulaşan Suetonius ve Cassius Dio tarafından kaydedilmiştir.[63][64] Bir tiran ve batıl inançlı biri olarak tanınan Domitianus'un muhalifi ve intikam arzulayan Stephanus ile özel bir toplantıya yalnız gitmesi oldukça şaşırtıcı bir durumdur. Bununla birlikte, antik yazarların aktardığı bu olaylar dizisinden birkaçı Domitianus'un genellikle yaptığı şeyler arasındadır. Stephanus'un özgür bir görevli olması ve hakkında hiçbir olumsuz söylentinin olmaması Domitian'ın duymuş veya düşünmüş olabileceği herhangi bir tehdide karşı savunmasını indirmesine neden olmuş olabilir. Domitian'a yönelik tehditlerin sarayın dışından ve Senatus üyelerinden gelmesi de muhtemeldir. Ancak antik yazarların bahsettiği Domitian'ın kehanetlere önem vermesi ve batıl inancının yüksek olması durumunun abartılı olduğu çıkarımı da yapılabilir. Her halükârda imparatorun inançları, başkalarıyla sohbet etmek ya da gündelik yönetim ve idare görevlerine etki edecek kadar da önemli değildir. İmparatorun bu tür özel mesajları almaya oldukça alışkın olması gerekmektedir. Stephanus'un yeğeninin adamı da olsa özel bilgi getirdiğini düşünmüş olması muhtemeldir.[65] Ayrıca Stephanus'un verdiği bilgilerde bir ironi vardır. Bu bilgiler Domitian'ın dikkatini çekecek türden olmayıp, her imparatorun rahatlıkla ulaşabileceği türden bilgilerdir. Dio'nun Domitianus'a düzenlenen suikastı anlattığı bölümde Parthenius'un odaya girdiğini belirtir. İmparatoru Stephanus ile ölümcül toplantıya yönlendiren adam, cubicularius Parthenius, aynı zamanda ev hizmetkârları hiyerarşisinde Maximus ve Sigerius'un üstündedir.[66] Parthenius daha sonra imparatorun öldüğü gerçeğini doğrulasa da kendisinin bir silah kullanması pek olası görünmemektedir. İmparatorun olası hayatta kalması durumunda suikaste doğrudan dâhil olmadığı için kendini bir şekilde aklama şansına da sahip olduğu söylenebilir. Parthenius ellerine kan bulaşmasa da olaylara derinden dâhil olmuş ve sonraki kaynaklar tarafından imparatorun katillerinden biri olarak belirtilmiştir.[67][68] Bu sırada Marcus Cocceius Nerva'nın Domitianus ile görüşmek için sarayda olduğu bilinmektedir. Domitianus'un saldırıdan neredeyse ölmek üzereyken kurtulduğuna dair bir rivayet duyduğunda yüzünün renginin değiştiği anlatılmaktadır. Saraydaki söylentiler daha sonra organize bir şekilde ve büyük bir hızla yayılmıştır. Ancak Senatus'un saray dedikodularının önüne geçerek olası bir karmaşanın çıkmasını engellediği görülür.[69] Suetonius'a göre Senatus üyeleri Domitianus'un ölüm haberini sevinç ve korku karışımı çeşitli duygularla karşılamışlardır. Ancak Flavius Hanedanlığı'na bağlı olan bazı Senatus üyelerinin bu duruma üzüldükleri de belirtilir.[70] Domitianus dönemi otokratik bir yönetim olarak ön plana çıkmıştır ve bu yüzden Domitianus'un ölümüne ordunun ve halkın oldukça kayıtsız kaldığı görülmektedir. Domitianus'un cesedi dadısı ve aynı zamanda özgür bir kadın olan Phyllis tarafından teslim alınmıştır. Phyllis, cesedi Via Latina'daki evinin bahçesinde yakmış ve daha sonra küllerini babasının ve erkek kardeşinin küllerinin bulunduğu Flavian Tapınağı'na (Vespasianus imparator olmadan önce Domitianus'un doğduğu yerde, aile inançlarına uygun bir şekilde inşasına başlanmış ve Domitianus tarafından iki yıl önce inşası tamamlanmış bir tapınak) getirmiştir. Phyllis, Domitianus için hazırlanmış bir mezar olmadığından yahut bunu yaptırmaya maddi kaynağı olmadığından Domitianus'un küllerini yeğeni Flavia Iulia'nın yanına koyduğu bilinmektedir.[71][72][73] Suikastı en detaylı şekilde anlatan kaynaklar, Suetonius ve Cassius Dio, Domitianus'un suikastına toplam yedi kişinin katıldığını belirtmişlerdir. Devam eden anlatıda Parthenius, suikastın planlamacısı ve organizatörü olarak tasvir edilmiştir. Stephanus cinayeti işleyecek kişi olarak görevlendirilmiş; Maximus, Clodianus, isimsiz bir gladyatör, Satur veya Sigerius ve Entellus ise Stephanus'a yardımcı olmak için arka plandaki kişiler olarak yer almışlardır. Bu isimlerin sarayla bir şekilde bağlantılı oldukları düşünülebilir. Suikastın gelişimiyle ilgili olarak Dio ve Suetonius'un anlatımlarında birtakım tutarsızlıklar vardır. Suikasta karışanlardan dördü; Parthenius, Stephanus, Satur / Sigerius ve Maximus her iki tarihçi tarafından belirtilir fakat Entellus yalnızca Dio'da; Clodianus ve gladyatör ise sadece Suetonius'ta geçmektedir.[74][75] Diğer kaynaklar ise Parthenius, Stephanus ve Clodianus üzerinde fikir birliği içindedirler. Eutropius ise Praefectus Praetorio Petronius Secundus'un da içinde olduğunu zikreder. Kaynakların, bazı nedenlerden ötürü hayatlarından endişe eden Senatus üyelerinin yönlendirdiği şekliyle olayları yazmaları da muhtemeldir. Dio ve Suetonius'un yazdıklarına bu bakımdan olayların resmi versiyonu denilebilir. Saray hizmetkârlarının bu derece teşkilatlı bir işe girişemeyeceği açık olmakla beraber bu anlatım, senatörlerin sorumluluğu üzerlerinden atma biçimi olarak yorumlanabilir.
MS 97'de Praetor Muhafızlarının disiplinindeki bozulma, Nerva'nın otoritesini sarsacak boyutta bir tehdit meydana getirmiştir. Nerva'nın cana yakınlığı ve Domitian'ın önde gelen adamlarının dostluğuyla sindirilmiş olan muhafızlar şimdi Domitianus'un suikastçılarından intikam alma arzusuyla yanıp tutuşmaktaydılar. Casperius Aelianus'un başını çektiği grup, Nerva'nın sarayını kuşatmış ve Domitian'ın suikastinde yer alan failleri istemiştir. Nerva, bu duruma tepkisiz kalmak zorunda bırakılmıştır. İsyancıların taleplerini yerine getirmek zorunda kalmış ve Domitianus suikastında önde gelenler çeşitli işkencelerle öldürülmüştür.[76][77][78] Suikastin faillerinin cezalandırılması ise MS 98 Ocak'ta Nerva'nın ölümü ve Traianus'un tahta çıkmasıyla başlamış ve olaya doğrudan veya dolaylı karışan herkes cezalandırılmıştır.[77][79][80][81]
Suetonius'a göre, Senatus üyelerinin çoğu Domitianus'un ölümüne sevinmişlerdir. Bu sevinç havasını, ölen imparatorun anılarını silmek için tasarlanan bir dizi önlem takip etmiştir. Adakları yıkılmış, yazıtlardaki ismi tahrip edilmiş, zafer takları ve heykelleri parçalanmıştır. Devam eden süreçte ise intikam alma fikrinin oluştuğu söylenebilir. Muhbirler (delatores) kınanmış ve Domitianus döneminde tutuklananlar serbest bırakılmıştır. Consul Franta, bu karmaşa durumundan Senatus'da şikâyetçi olana kadar bu durum böyle devam etmiştir.[82][83] Yaşanan çalkantılı durum birçok filozofun hayatına mal olmuştur.[84] Katliamlar sırasında tam olarak kaç kişinin öldüğü ise bilinmemektedir. Kısa bir süreliğine ortam yatışmış fakat yeni imparatora düzenlenen Crassus komplosunun açığa çıkmasıyla, bu yıkım ve cezalandırma uygulamasının sona ermediğini açıkça göstermiştir.[85][86] Suikast sonrası Roma dünyasında aristokrat kesim dışındaki Roma nüfusunun tepkileri net olarak bilinmemektedir. Aslında Roma pleblerinin huzursuzluk çıkarmaması bu dönemde oldukça dikkat çekici bir durumdur. Comitia toplantılarının iptal edilmesi, bir bakıma antik yazarların başvuracağı resmi kayıtlarında olmaması anlamına gelmekteydi. Toplantıların gayri resmi bir şekilde yapıldığı ancak bunların resmi bir şekilde kayıt altına alınmadığı öne sürülmüştür. Toplantıların yapıldığına dair net bir kanıt bulunmamakla birlikte, Senatus ve halkın bir şeylere karar verdiğine dair belirtilere atıfta bulunulmaktadır.[87] Yine de hem Domitianus'un öldürülmesine hem de Nerva'nın başa geçmesine halkın tepki göstermemesi yeni yönetimin halkın desteğini sürdürmede başarılı olduğunu göstermektedir.
Antik (ya da modern) edebi metinlerin gerçekliklerinin kökeni, film ya da diğer sanatsal media açısından aynı amaç için bir problem olarak tarzlarının övgü ya da tarih olup olmadığıdır. Tüm bu anlatım tarzlarının yaratıcıları kişisel ilgi ve inançları buna ilave olarak içinde yaşadıkları sosyo-tarihi bağlama göre yönlendirilmişlerdir. Domitian'ın hayatı ile ilgili çağdaşı büyük bir kaynak olan ve imparatoru ve yaptığı işleri övmek ana teması olan dört şiirin şairi Statius'un Silvaesi;
Bu şiirlerin tonu aşırı dalkavukça bulunabilir; gerçekten de derlemenin bu tarzı günümüz duyarlılıklarına o kadar yabancıdır ki bazı edebiyatçılar bunun gizli bir eleştiri olup olmadığını sorgulamaya başlamışlardır.
Aynı şekilde, çağdaşı şair Martial, Epigram'larında (vecize ya da nükte) İmparator üzerine defalarca kucak dolusu övgüler düzer. Domitian hakkında, Martial'a ait şiirlerde Birçok harika rastlantısal kaynak vardır, göze çarpan bazıları ;
Statius'tan daha genç olmasına rağmen şair Decimus Iunius Iuvenalis ve tarihçi Tacitus ve Suetonius Domitian'ın saltanatı sırasında yetişkindiler. Bu yazarların her biri eserlerinin çoğunu ya da tamamını Domitian'ın saltanatından sonra yazdılar, nazım ya da nesir eserleri eski imparatora yağ çektiğinde uygun olmayacaktı. Dahası, çalışmaların derlemesinin önceki hanedan (Flavianlar)'a karşı pek övücü olmaması her durumda memnuniyetle karşılanacaktı. Tacitus, Flavianlar zamanında harika bir politik kariyere sahipti ve Domitian zamanında da Konsül derecesine ulaşmıştı. Bu sebeple yazar Flavian hanedanı hakkında yazdığı Tarihler adlı eserinde kişişel bilgisini kullanarak konuşabilirdi. Domitian'ın saltanatını ayrıntılı bir şekilde anlatan bu kitap kaybolmuştur, kitabın henüz önsözünde ipsa in pace saevum (barışta bile vahşi) tabiriyle Flavian dönemini sert sözlerle eleştirir. (savage even in peace itself; Hist. 1.2-3). Olasılıkla Domitian'ın betimlemesindeki hakaretin seviyesi imparator Tiberius'a karşı yazdığı Annales (vakayiname) adlı eseri ile aynı düzeydedir.
Decimus Iunius Iuvenalis, Domitian dalkavuklarına ve imparatorun kendisine karşı davranışlarında sertti. Özellikle de aşağıdaki örneklerde:
Bir Roma yergisini tarihi bir kaynak olarak almanın zorlukları var ancak yazarın asıl noktası belli: İmparator ahlaksız, zalim ve adaletsizdi.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.