Napolyon'un Rusya seferi, Rusya'da verilen isimle 1812 Vatanseverlik Savaşı (Rusça: Отечественная война 1812 года), Fransa'da verilen isimle Rus Cephesi (Fransızca: Campagne de Russie), 24 Haziran 1812 tarihinde Napolyon Bonapart'ın Büyük Ordusunun Rus ordusuyla savaşıp yenmesi için Neman Nehri'ni geçmesiyle başladı.[5] Napolyon'un emeli Çar I. Aleksandr'ı Britanyalı tacirlerle ticaret yapmayı durdurma zorunluluğunda bırakmak ve böylece Birleşik Krallık'ı savaşı sonlandırmaya itmekti. Resmî olarak verilen sebepse Polonya'yı Rus tehdidinden korumaktı. Bu doğrultuda, Polonyalıların desteğini kazanmak ve savaşı gerekçelendirmek adına Napolyon savaşa "İkinci Polonya Savaşı" adını verdi.[6]
Napolyon'un Rusya Seferi | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Napolyon Savaşları | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Destek: Birleşik Krallık | |||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Napolyon Bonapart | I. Aleksandr | ||||||
Güçler | |||||||
Grande Armée: 685,000[1] |
Rusya İmparatorluk Ordusu: 198,000 asker[1] 900,000 (asker ve militan)[1] | ||||||
Kayıplar | |||||||
420,000 ölü[2][3] 120,000 kayıp. | 210,000 ölü.[4] |
Büyük Ordu, 300.000'i Fransa topraklarında yetişmiş askerlerden olmak üzere 680.000 askerden oluşan çok büyük bir orduydu. Ordusunu uzun yürüyüşlerle Batı Rusya topraklarında sürükleyen Napolyon, Rus ordusunu savaşmaya zorlamaya çalıştı. Bu süreçte çok sayıda küçük çaplı çatışmadan ve Smolensk Muharebesi'nden galip çıktı. Napolyon bu muharebenin Rusya'daki yürüyüşü sonlandıracağını umsa da Rus ordusu Smolensk şehri yanarken savaştan kaçtı, Rusya içlerine doğru çekilme devam etti.[7] Bunun üzerine Napolyon Smolensk'te ordugâh kurma planlarından vazgeçti ve ordusu Rus birliklerini kovaladı.[8]
Rus ordusu çekildikçe Kazaklar köyleri, kasabaları, ekinleri yakmakla görevlendirildi.[9] Bu yakıp yıkma politikasının amacı Fransız birliklerinin topraklardan faydalanarak erzak edinmesini engellemekti. Politikalar Fransızlara sürpriz ve rahatsızlık verici oldu, zira Fransızlar Rusların kendi topraklarını yakıp yıkma ve kendi halkına zarar verme iradelerine anlam vermekte zorlanıyordu.[10] Bu durum Fransız birliklerini sahada büyük bir orduyu besleyemeyecek bir ikmal sistemine zorladı. Açlık ve mahrumiyetle boğuşan Fransız askerleri geceleri ordularından ayrılıp yiyecek aradı. Bu askerler sıkça Kazaklar tarafından ele geçirildi veya öldürüldü.
Rus ordusu neredeyse üç ay geri çekildi. Devamlı toprak kaybından endişelenen Rus asilzadeleri çardan Rus ordusu komutanlığı Mareşal Barclay de Tolly'yi görevden almasını istedi. Bu isteği yerine getiren I. Aleksandr, ordunun başına Mihail Kutuzov'u geçirdi. Bununla beraber, Kutuzov iki hafta boyunca halefinin geri çekilme uygulamasını devam ettirdi.
7 Eylül günü Fransız ordusu Moskova'nın 110 km kadar batısında, Borodino kasabası yakınlarında cephe almış Rus ordusunu yakaladı. Bunun ardından gerçekleşen muharebe, Napolyon Savaşları'nın en kanlı günü oldu; 250.000 askerden fazla savaştı, 70.000'den fazla asker öldü veya yaralandı. Taktik anlamda zafer kazanan Fransız ordusu, binlerce asker ve 49 yüksek rütbeli subay kaybetti. Rus ordusu ertesi gün sıyrılıp kaçmayı başarınca Napolyon ümit ettiği kesin zaferi kazanamadı.
Napolyon bir hafta sonra Moskova'ya girdi. Burada şehri teslim edecek bir heyet tarafından karşılanmadı, şehrin valisi Fyodor Rostopçin önemli noktaların ateşe verilmesini emretti. Bu noktada Aleksandr'ın teslim olmasını beklese de bu gerçekleşmedi, bir ay boyunca kötüleşen şartlar altında Moskova'da kaldıktan sonra Kaluga'ya doğru çekilmek zorunda kaldı. Rus ordusunun kazandığı muharebelerin ardından dağılan Fransız ordusu, 14 Aralık 1812'de Rusya'yı terk etti.
Bu Napolyon Savaşları için dönüm noktası oldu.[11] Napolyon'un itibarı ağır biçimde zedelendi, Avrupa'daki Fransız hegemonyası ciddi ölçüde zayıfladı. Fransız ve müttefik askerlerinden oluşan Büyük Ordu gücünün çoğunu kaybetti. Bu durumun tetiklediği politik değişimde Prusya ve Avusturya Fransa'yla sürdürmek zorunda oldukları ittifakları bozdu. Sonuç olarak Altıncı Koalisyon Savaşı çıktı.[12]
Arka plan
Napolyon İmparatorluğu 1810-11 yıllarında zirvesinde gözükse de,[13] aslında 1806-09 yıllarına göre gerileme yaşamıştı. Batı ve Orta Avrupa'nın çoğunluğu doğrudan veya protektoralar, müttefikler ve Fransa'yı avantajlı pozisyona yerleştiren antlaşmalar aracılığıyla Fransa'nın kontrolü altında bulunmaktaydı. Bununla beraber Napolyon ordusunu İspanya ve Portekiz'de uzun ve masraflı Yarımada Savaşı'na sürüklemiş, böylece Fransa'nın ekonomisi, halkın orduya desteği ve ordunun morali kayda değer derecede zarar görmüştü. Napolyon da geçmiş yıllardaki fiziksel ve zihinsel sağlığa sahip değildi. Aşırı kilolu ve çeşitli hastalıklara yatkın hâle gelmişti.[14] Yine de İspanya'daki yaşanan sorunlara rağmen, İspanya'ya gönderilen Britanya güçleri dışında Avrupa'da Napolyon'a karşı harekete geçebilecek pozisyonda herhangi bir güç yoktu.[15]
1809 yılında imzalanan ve Avusturya-Fransa savaşını sonlandıran Schönbrunn Antlaşması, Batı Galiçya'yı Avusturya'dan alıp Varşova Büyük Dükalığı'na verdi. Rusya bunun çıkarlarına ters düştüğünü ve Batı Galiçya'nın Rusya'nın işgali için başlangıç noktası olarak kullanılabileceğini düşünüyordu.[16] 1811 yılında Rus subayları Varşova ve Danzig'e Rus saldırılarını içerecek bir hücum planı yaptı.[17]
İşgal
Neman Nehri'nin geçilmesi
İşgal 24 Haziran 1812 günü başladı. Napolyon harekâta başlamadan önce Sankt-Peterburg'a son bir barış teklifi gönderdi. Cevap almaması üzerine Rus kontrolü altındaki Polonya topraklarının işgal edilmesi emrini verdi. Rus birlikleri başlarda az direnç gösterdi, Fransız birlikleri hızlıca ilerledi. Fransa'nın 449.000 asker ve 1.146 toptan oluşan birliklerine karşılık Rusya'nın elinde 153.000 Rus, 15.000 Kazak ve 938 toptan oluşan bir ordu vardı.[18] Fransız birlikleri Kaunas'a odaklandı, yaklaşık 120.000 asker bu noktada Napolyon'un denetiminde nehri geçti.[19] Geçişlerin tam konumu, üç seyyar köprünün inşa edildiği Alexioten bölgesiydi. Köprülerin inşa edileceği yerleri Napolyon, ordusundan önce bizzat geçmişti.[20] Çadırda konaklayan Napolyon, ordusunun geçişini izledi ve denetledi.[21] Litvanya'nın bu bölgesinde yollar sık ormanlardan geçen toprak patikalardan ibaretti.[22] İkmal hatları birliklerin cebri yürüyüşüne yetişemiyordu, arkadan gelen askerler en fazla yokluğa maruz kaldı.[23]
Vilnius'a yürüyüş
25 Haziran günü Napolyon'un içinde olduğu grup Alexioten'deki köprüleri geçmişti; Ney'nin komutasındaki birliklerse geçiş noktasına yaklaşmaktaydı. Murat'nın yedek süvarileri en önden, Napolyon'un komutasındaki birlikler ve Davout'nun komutasındaki birinci kıta onun arkasından gidiyordu. Eugene'in birlikleri Neman Nehri'ni daha kuzeyde, Piloy'da, MacDonald'ın birlikleri de aynı gün geçti. Jerome'un birlikleri Grodno'dan geçti; geçişleri 28 Haziran'a dek devam etti. Napolyon hızlıca Vilnius'a doğru hareket etti. Bu yürüyüş sırasında piyadeler önce ağır yağmura, sonra da bunaltıcı sıcaklara maruz kaldı. Merkezi grup iki günde 110 kilometre yol katetti.[24] Ney'nin komutasındaki üçüncü kıta yolu takip ederek Sudervė'ye, Oudinot'nun birlikleri Neris Nehri'nin öteki tarafından yürüdü. Bu manevranın amacı General Wittgenstein'ın birliklerini Ney, Oudinout ve Macdonald'ın birlikleri arasına sıkıştırmaktı; ancak Macdonald'ın birlikleri gecikince fırsat kaçırıldı. Jerome'a Grodno üstünden yürüyerek Bagration'un üstünden gelme görevi verildi. Reynier'in 7. kıtası destek amaçlı olarak Białystok'a gönderildi.[25]
24 Haziran'da Rus ordugâhı Vilnius'ta yer almaktaydı. Neman Nehri'nin geçildiği haberi hızlıca ulaklar tarafından Barclay de Tolley'e iletildi. Gün aydınlanmadan Bagration ve Platov'a hücum birliklerini karşılama emri verildi. Aleksandr 26 Haziran'da Vilnius'u terk etti, Barclay ordunun komutasını ele aldı. Barclay savaşmak istese de durumu umutsuz olarak değerlendirdi, şehrin cephaneliğinin yakılıp köprülerinin yıkılmasını emretti. Wittgenstein Macdonald ve Oudinot'nun arkasından dolaşarak Perkele'ye geçti; bu sırada Wittgenstein'ın arkadaki birlikleri Oudinout'nun ön birlikleriyle çarpıştı.[25] Daha sonra Bagration'un Vileyka'ya geçerek Barclay'e yaklaşması emredildi. Bu emrin nedeni tarihçiler tarafından çözülememiştir.[26]
28 Haziran'da Napolyon hafif çatışmaların ardından Vilnius'a girdi. Litvanya'da erzak bulunması toprakların ormanlı ve tarımdan yoksun olması nedeniyle zordu. Bölgeden edinilen erzak, Polonya'dan gelenden daha azdı, iki günlük cebri yürüyüş durumu daha da kötüleştirmişti.[26] Gittikçe uzayan mesafelerde cephanelik ikmalinin zorlaşması, cebri yürüyüşle ilerleyen piyadelere ikmal arabalarının yetişememesi önemli sorunlar olarak ortaya çıktı. İlk önce yolları çamura çeviren ağır yağmur, bunu takip eden yakıcı güneşle beraber hava durumu da sorun oluşturmaya başladı.[27]
Kötü şartlar altında özellikle İspanya ve Portekiz menşeli birliklerde çok sayıda firar yaşandı. Firariler ellerine geleni yağmalayarak halka korku saldı. Büyük Ordunun geçtiği bölgeler büyük tahribata uğradı; Polonyalı bir subay çevresindeki toprakların sakinlerinin bölgeyi terk ettiği bildirdi.[28]
Hafif Fransız süvarileri, Rus süvarileri kendilerine çok üstün gelince şoka uğradılar. Bu şokun etkisiyle Napolyon piyadelerle süvarilerin desteklenmesini emretti.[28] Bu durum Fransızların keşif ve istihbarat operasyonlarını olumsuz etkiledi. 30.000 süvarileri olmasına rağmen Napolyon'un ordusu Barclay'in ordusuyla teması kesti. Bunun üzerine düşmanının nerede olduğunu kestiremeyen Napolyon, Rus birliklerini bulmak üzere asker grupları göndermeye başladı.[29]
28 Haziran'da Vilnius'a ulaşan Napolyon, peşinde 10.000 ölü at bıraktı. Ölen atlar acil ihtiyaçları olan orduya ikmalde bulunmak için çok önemliydi. Napolyon Aleksandr'ın bu noktada barış talebinde bulunacağını umuyordu; ancak yanıldı.[30] Barclay 1. ve 2. orduların birleşmesinin öncelikle olduğuna kanaat getirip Drissa'ya doğru çekilmeye devam etti.[31]
Barclay gittikçe doğuya çekilirken ara sıra arka kanadında gerçekleşen çatışmalar dışında herhangi bir engelle karşılaşmadı.[32] Bu noktada Büyük Ordunun alışılagelmiş taktikleri aleyhine işlemekteydi. Hızlı cebri yürüyüşler firarlara ve açlığa yol açtı, askerler hastalıklara ve kirli sulara maruz kaldı. Lojistik kolunda binlerce at kaybedilmesi durunu kötüleştirdi. 50.000 kadar firari kanunsuz çeteler hâline geldi, bölgedeki köylülere karşı gerilla savaşı yürüterek Büyük Ordunun ikmal hattını daha da zayıflattı. Büyük Ordu bu noktada 95.000 askere kadar düştü.[33]
Moskova'ya yürüyüş
Rus ordularının komutanı Barclay, Bagration'un ısrarına rağmen savaşmayı reddetti. Defalarca güçlü bir savunma ortaya koyabileceği şekilde yerleşmeye çalışsa da her defasında hızlıca ilerleyen Fransız birlikleri hazırlıklar tamamlamadan geri çekilmeye zorladı. Fransız ordusu ilerledikçe, Rus ordusunun yakıp yıkma politikasının kötüleştirdiği ciddi erzak sorunları baş gösterdi.[34][35] Yakıp yıkma politikası Karl Ludwig von Phull tarafından önerilmişti.[36]
Barclay'in üstünde artan savaşma baskısına rağmen savaşmayı reddetmesi, Rus asilzadelerce inatçı bir komutan olarak görülmesine yol açtı. Bunun üzerine Barclay görevden alınarak yerine Mihail İllarionoviç Kutuzov getirildi. Bununla beraber Kutuzov halefinin stratejisini devam ettirerek az sayıda savunmada kaldığı çarpışma dışında ordusunu muharebeye sürüklemedi. Rus ordusu Rusya'nın içlerine çekilmeye devam etti. Smolensk Muharebesi'nde 16-18 Ağustos tarihlerinde aldığı yenilginin ardından doğuya çekilmeye devam etti. Savaşmadan Moskova'yı teslim etme niyeti olmayan Kutuzov Borodino'da savunma pozisyonu aldı.
Borodino Muharebesi
Borodino Muharebesi (Rusça: Бородинская битва, Borodinskaya bitva; Fransızca: Bataille de la Moskowa) 7 Eylül 1812 günü gerçekleşti. Rusya seferinin en büyük ve en kanlı muharebesiydi; 250.000'den fazla asker savaşa dahil oldu, 70.000'den fazlası öldü veya yaralandı.[37] Napolyon komutasındaki Büyük Ordu Kutuzov komutasındaki Rus ordusuna saldırıp savaş alanını ele geçirse de Rus ordusunu yok etmeyi başaramadı. Napolyon'un askerlerinin üçte biri öldü veya yaralandı. Rus ordusunun kaybı daha fazla olsa da savaşın Rus topraklarında yer alması ve Rus nüfusunun büyüklüğü nedeniyle bu kayıpların yeri doldurulabildi.
Muharebenin sonunda pozisyonlarını terk eden Rus birlikleri direnç göstermeye devam etti.[38]
Moskova'nın ele geçirilmesi
14 Eylül 1812'de birlikleriyle Moskova'ya giren Napolyon, şehirde heyet tarafından karşılanmayınca şaşkınlığa uğradı. Geleneksel olarak, zafer kazanan bir general şehrin kapısında şehri yönetenlerce karşılanır; bu yöneticiler şehrin anahtarlarını generale sunarak halkı ve halkın mal varlığını güvence altına almaya çalışırlardı. Kimse tarafından karşılanmayınca Napolyon işgalle ilgili düzenlemelerin yapılabilmesi için muhatap bulmak üzere şehri arattı. Muhatap bulunamayınca Rus yönetiminin şehri kayıtsız şartsız bıraktığı anlaşıldı. Normalde bir şehir teslim olduğunda şehrin yöneticileri askerlerin konaklaması ve beslenmesini karşılamak zorunda kalırdı. Bu durumda her askerin ihtiyacını kendisinin karşılaması gerekti. Napolyon bu sırada geleneğin bozulmasından dolayı hayal kırıklığına uğramıştı. Hele de tarihsel olarak böylesine önemli bir şehri ele geçirmişken geleneksel bir zaferin elinden alındığını hissediyordu.[39] Bunun üzerine vali Fyodor Rostopçin, şehir boşaltılmadan tüm erzağı şehirden çıkarmış, hapisteki mahkûmları serbest bırakmıştı.
Fransız işgalinin ilk gecesi çarşıda yangın çıktı. Fransızların elinde yangınla mücadele edecek hortum, tulumba veya idari imkân yoktu. Gecenin ilerleyen saatlerinde dış mahallelerde de yangınlar çıktı; bu yangınların kısmen askerlerin dikkatsizliğinden kaynaklandığı düşünüldü.[40] Askerler yer yer yağmalamaya başlayınca nizamı korumak adına askerî bir hükûmet tesis edildi. Ertesi gece yangınlar şehri sardı; şehrin kuzeyinde yangınlar çıktı, bu yangınlar ilerleyen günlerde yayılıp birleşti. Rostopçin arkasında şehri küle çevirmekle görevli küçük bir polis birliği bırakmıştı.[41] Evler alev alan materyallerle döşenmiş,[42] yangın tulumbaları parçalara ayrılmış, alevleri tutuşturmak için şehre fitiller serpiştirilmişti.[43] Fransız yetkilileri ellerindeki her imkânı seferber etse de tahminî olarak şehrin beşte dördü yandı.
Dönemin klasik savaş kuralları doğrultusunda ülkenin manevi başkenti olan Moskova'yı hedefleyen Napolyon, Çar Aleksandr'ın Poklonnaya Tepesi'nde teslim olmasını beklemekteydi; ancak Rus yönetimi teslim olmayı düşünmüyordu.
Fransa'nın geri çekilmesi ve kayıplar
Napolyon bu noktada başıboş kalan askerleriyle yanıp yıkılmış bir şehrin küllerinde beklemekteydi. Rusların teslim olabileceğine dair herhangi bir işaret yoktu; erzaklar kullanım ve Rus yıpratma operasyonları nedeniyle azalmaktaydı. Bu durumda tek seçeneği Moskova'dan çekilmekti. 1812 yılının ekim ayının ortalarında uzun çekilme yürüyüşü başladı. Maloyaroslavets Muharebesi sonucunda Kutuzov Fransız ordusunu erzağı iki ordu tarafından da tüketilmiş, daha önce üzerinden geldikleri Smolensk yolunu kullanmaya zorladı. Bu yaklaşım genelde yakıp yıkma taktiğine örnek olarak gösterilir. Güney rotasını askerî olarak kapatarak Fransızların başka bir yoldan dönmesini engelleyen Kutuzov, Fransız kafilesinin en zayıf noktalarına partizan birliklerini saldırttı. Çekilmekte olan Fransız kafilesi ayrı parçalara bölündüğünde de Kazak süvarileri yalnız kalan birliklere saldırdı.[44]
Ordunun ikmali imkânsız hâle geldi. Atlar yem veya ot bulunamaması nedeniyle zayıfladı; tamamına yakını ya açlıktan öldü ya da aç askerler tarafından öldürüldü. Atlar ölünce süvari yayan gitmek zorunda kaldı, toplar ve arabalar terk edildi. Kaybedilen çoğu topun yerine 1813'te yenisi koyulsa da arabaların ve eğitimli atların kaybı seferin kalanı boyunca Napolyon'un ordusunun gücünü azalttı. Açlık ve hastalık üzerine çok sayıda asker firar etmeye başladı. Çok sayıda firari Rus köylülerce esir alındı veya öldürüldü. Vyazma, Polotsk ve Krasnıy'da Büyük Ordu yenilgilere uğradı. Berezina Nehri'nin geçilmesi sırasındaki muharebede iki Rus ordusu seyyar köprüler aracılığıyla kaçmaya çalışan Fransız ordusuna ağır zayiat verdi.
Kasım 1812'de Napolyon, Fransız generali Claude François de Malet'nin Fransa'da darbe girişiminde bulunduğunu öğrendi. 5 Aralık'ta ordusunu terk edip atlı kızakla Fransa'ya döndü,[45] komutayı Mareşal Joachim Murat'ya bıraktı. Murat da birkaç hafta içinde elinde bulundurduğu Napoli Krallığı'nı korumak üzere ayrıldı, komuta Napolyon'un eskiden üvey oğlu olan Eugène de Beauharnais'ye geçti.
İlerleyen haftalarda gitgide daha da küçülen Büyük Ordu, 14 Aralık 1812'de Rus topraklarını terk etti. Toplamda 380.000'den fazla Fransız askeri hayatını kaybetmişti.[3]
Prusya birliklerinin çoğu Prusya'yla Rusya arasında ateşkesi sağlayan Tauroggen Sözleşmesi sayesinde hayatta kaldı. Karl Philipp komutasındaki Avusturya birliğinin neredeyse tamamı çekilmeyi başarıyla tamamladı. Rus yönetimi, ellerindeki Alman esir ve firarilerden Rus-Alman Lejyonunu kurdu.[46]
Kaynakça
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.