Remove ads
İngiliz düşünür ve yazar Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Mary Wollstonecraft (27 Nisan 1759 - 10 Eylül 1797), İngiliz yazar, filozof ve kadın hakları savunucusu. Kısa kariyeri süresince romanlar, felsefi inceleme yazılarının yanı sıra bir seyahatname, bir conduct book,[a] bir çocuk kitabı ve bir Fransız Devrimi tarihçesi de yazmıştır. Wollstonecraft en çok kadınların erkeklerden yaradılış icabı daha değersiz olmadığını ancak eğitimsiz oldukları için daha değersiz göründüklerini savunduğu, 1792 yılında yayımlanan Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi (A Vindication of the Rights of Woman) kitabıyla tanınır. Hem erkeklerin hem de kadınların akıl ve muhakeme sahibi varlıklar olarak kabul edilmelerini önerirken mantık üzerine kurulu bir toplumsal düzen tahayyül eder.
Mary Wollstonecraft | |
---|---|
Doğum | Mary Wollstonecraft 27 Nisan 1759 Spitalfields, Londra, Birleşik Krallık |
Ölüm | 10 Eylül 1797 (38 yaşında) Somers Town, Londra, Birleşik Krallık |
Meslek | Yazar |
Tür | Felsefi |
Konu | Kadın hakları |
Önemli eser | Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi |
Evlilikler | William Godwin |
Partnerler | Gilbert Imlay |
Çocuklar | Fanny Imlay Mary Godwin (bilinen adıyla: Mary Shelley) |
Mary Wollstonecraft erken dönem feministlerinden biridir. Jean-Jacques Rousseau’nun fikirlerini çökertme kaygısı taşır, kadınların eğitim hakkını savunur. Rousseau, “Emile” adında bir kitap yazar ve bu kitapta genç bir erkeğin eğitiminin nasıl olması gerektiğini anlatırken Emile'nin eşi için aynı eğitimi öngörmez. Rousseau'ya göre, erkekler rasyonel vatandaş olmak için eğitilirken kadınlar erkeklere destek için eğitilir.
Mary Wollstonecraft Rousseau'nun bu fikirlerine karşı çıkar. Mary'e göre kadınlar erkeklerin zevki için yaratılmamışlardır, kadınlar bağımsız olabilmeli ve hayatları üzerinde kontrol sahibi olmalıdır. Mary Wollstonecraft toplumsal olarak oluşturulmuş kadın imgesinin kadınların yeteneklerini yansıtmadığını hatta bozduğunu iddia eder.[1]
20. yüzyılın sonlarına kadar alışılmamış ve görenek dışı kişisel ilişkileri nedeniyle Wollstonecraft'ın yaşamı yazılarından daha çok ilgi gördü. Henry Fuseli ve Gilbert Imlay ile yaşadığı bahtsız ilişkilerinden sonra Wollstonecraft anarşist hareketin fikir babalarından biri olan filozof William Godwin ile evlendi. Imlay ile olan ilişkisinden bir kız çocuğu sahibi olan Wollstonecraft, Godwin ile olan evliliğinden olan kızının doğumundan on gün sonra öldüğünde ardında tamamlanmamış çok sayıda el yazması bıraktı. İkinci kızı olan Mary Wollstonecraft Godwin annesi gibi başarılı bir yazar oldu ve Frankenstein eseri ile Mary Shelley adıyla tanındı.
Dul eşi Godwin, Wollstonecraft'ın sıra dışı yaşam tarzını açığa çıkaran biyografisini 1798'de yayımladı. Bu biyografi istemeden de olsa bir yüzyıl boyunca eşinin itibarının bozulmasına neden oldu. Ancak 20. yüzyılın başında feminist hareketin ortaya çıkmasıyla birlikte Wollstonecraft'ın kadınların eşitliğini savunduğu ve geleneksel kadınlık kavramını eleştirdiği yazıları giderek daha da önem kazandı. Günümüzde Wollstonecraft feminist felsefenin kurucularından biri olarak görülmekte ve feministler onun yaşamının ve eserlerinin üzerlerinde büyük bir etkisi olduğunu belirtmektedirler.
Wollstonecraft, Elizabeth Dixon ve Edward John Wollstonecraft'ın yedi çocuğunun ikincisi olarak 27 Nisan 1759'da Londra'da Spitalfields'ta doğdu.[2] Çocukken ailesi müreffeh bir gelire sahipse de babası zamanla servetini spekülatif projelerle yitirdi. Bunun sonucunda ailenin ekonomik durumunun kötüleşmesi nedeniyle Wollstonecraft gençliğinde sürekli taşınmak zorunda kaldı.[3][4] Ailesinin ekonomik durumu öyle kötüleşti ki babası Wollstonecraft'ın erişkin olduğunda eline geçecek olan mirası da vermeye zorladı. Üstelik babası sarhoş iken eşini döven zorba bir adam hâline geldi. Wollstonecraft annesini korumak için yatak odasının önünde uyumaya başlamıştı.[5][6][7][8] Wollstonecraft yaşamı boyunca kız kardeşleri Everina ve Eliza için de benzer bir annelik rolünde bulunmuştur. Örneğin 1784 yılında muhtemelen doğum sonrası depresyondan muzdarip kardeşi Eliza'yı kocasını ve çocuğunu terk etmeye ikna etti. Eliza'nın kaçışı için tüm ayarlamaları yapan Wollstonecraft toplumsal normlara meydan okumaya yönelik istekliliğini gösterdi. Ancak bu olayın bedeli kızkardeşi için ağır oldu: Sosyal dışlanmaya maruz kalan Eliza yeniden evlenemediği için yoksulluk ve zor koşullar altında yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.[9][10][11][12]
Wollstonecraft'ın gençliğinde iki arkadaşlığının önemli etkisi oldu. Bunların ilki Beverley'de Jane Arden ile olan arkadaşlığıdır. Sık sık birlikte kitap okuyan iki arkadaş, kendi kendini yetiştirmiş bir filozof ve bilim insanı olan Arden'in babasının verdiği derslere katıldı. Ardenlerin evinde gördüğü entelektüel atmosferden oldukça büyük zevk alan Wollstonecraft Arden ile olan arkadaşlığına zaman zaman aşırı sahiplenmeye varacak kadar çok önem verdi. Wollstonecraft Arden'e şöyle yazmıştır: "Arkadaşlık hakkında romantik fikirlere sahibim;... Sevgi ve arkadaşlık konusunda fikirlerim biraz bireyci; ya ilk sırada olmalıyım ya da hiç görüşmeyelim."[13] Wollstonecraft'ın Arden'e yazdığı mektuplarda daha sonra yaşamı boyunca görülecek olan değişken ve depresif duygular izlenebilmektedir.[14][15][16]
İkinci ve daha önemli olan arkadaşlığı, Hoxton'da yaşayan ve Wollstonecraft için manevî ebeveyn olmuş Clare ailesi tarafından tanıştırıldığı Fanny (Frances) Blood ile olan arkadaşlığıdır. Wollstonecraft zihnini Blood ile olan arkadaşlığının açtığını söyler.[17][18][19][20] Ailesi ile olan yaşantısından memnun olmayan Wollstonecraft, Bath'ta yaşayan Sarah Dawson adlı dul bir kadının yanında lady's companion [b] işini kabul ederek 1778 yılında ailesinin yanından ayrıldı. Ancak Wollstonecraft bu asabî kadın ile geçinmekte güçlük yaşadı ve bu deneyimini 1787 yılında yayımlanan ilk Thoughts on the Education of Daughters adlı ilk kitabında aktardı. 1780 yılında ölmek üzere olan annesine bakmak için çağrıldığı evine geri döndü.[21][22] Annesinin ölümünde sonra Dawson'un yanına işin dönmek yerine Blood ailesinin yanına taşındı. Burada geçirdiği iki yıl boyunca kusursuz diye gördüğü Blood'un aslında geleneksel kadınlık değerlerine bağlı olduğunu anladı ancak yine de yaşamı boyunca hem Blood'a hem de ailesine olan bağlılığını sürdürdü. Örneğin Blood'un erkek kardeşine sık sık parasal yardımda bulundu.[23][24]
Wollstonecraft Blood ile birlikte kadınlara mahsus bir ütopyada yaşamayı tahayyül ediyordu; birlikte yaşayacak bir yer kiralamak ve birbirlerini hem duygusal hem de finansal olarak desteklemek üzere planlar yaptılar ancak ekonomik gerçeklikler nedeniyle bu planları suya düştü. Geçimlerini sağlayabilmek için Wollstonecraft kız kardeşleri ve Blood ile birlikte bir Dissenter[c] cemaati olan Newington Green'de bir okul açtılar. Kısa süre sonra nişanlanan Blood evlendikten sonra eşi ile birlikte sağlık durumunun düzelmesi için Portekiz'de Lizbon'a gitti.[26][27][28] Mekân değişikliğine rağmen Blood'ın sağlığı hâmile kaldıktan sonra daha da kötüleşti ve 1785'te Wollstonecraft okulu geride bırakarak Blood'a bakmak için Lizbon'a gitti.[29][30][31][32] Wollstonecraft'ın okulu bırakmasından sonra okul kapanmak zorunda kaldı.[33] Blood'ın ölümünün Wollstonecraft üzerinde büyük etkisi oldu ve bu olay 1788'de yayımlanan Mary: A Fiction adlı ilk romanına esin kaynağı oldu.[34][35]
Blood'ın ölümünden sonra arkadaşlarının yardımıyla İrlanda'da Kingsborough ailesinin kızlarına mürebbiyelik yapmak üzere iş buldu. Her ne kadar Lady Kingsborough ile iyi geçinemese de[36][37][38] çocuklar onu ilham verici bir eğitmen olarak gördü; Margaret King sonradan Wollstoncraft'ın "zihnini tüm bâtıl inançlardan arındırdığını" söylemiştir.[39] Wollstonecraft mürebbiyeliği sırasında yaşadığı deneyimlerin bazılarını Original Stories from Real Life adlı 1788'de yayımlanan tek çocuk kitabında aktardı.[40][41][42]
Saygıdeğer ancak yoksul kadınlara açık kariyer seçeneklerinin sınırlı olmasından hayâl kırıklığı duyarak yalnızca bir yıl mürebbiyelik yaptıktan sonra yazar olarak yaşamını sürdürmeye karar verdi. O zamanlar çok az sayıda kadının geçimini yazarlıkla sağlayabildiği göz önüne alındığında bu kararı oldukça radikaldi. Kız kardeşi Everina'ya 1787'de yazdığı mektubunda belirttiği gibi "yeni bir türün ilki" olmaya çalışıyordu.[43][44] Londra'ya taşındı ve liberal yayıncı Joseph Johnson'ın yardımıyla yaşayacak ve çalışacak bir yer bularak geçimini sağlamaya başladı.[45][46][47][48] Fransızca ve Almanca öğrendikten sonra yapmaya başladığı çeviriler[49] arasında Jacques Necker'den yaptığı Of the Importance of Religious Opinions (Dinî Kanaatlerin Önemi Hakkında) ile Christian Gotthilf Salzmann'dan yaptığı Elements of Morality, for the Use of Children (Çocuklar İçin Ahlâk Unsurları) metinleri dikkati çeker. Aynı zamanda Johnson'un süreli yayını Analytical Review için asıl olarak romanlar üzerine olmak üzere eleştiri yazıları da yazdı. Bu süre zarfında Wollstonecraft'ın entelektüel evreni yalnızca eleştiri yazıları için okudukları sayesinde değil aynı zamanda birlikte olduğu kişiler sayesinde de genişledi. Johnson'un ünlü akşam yemeklerinde Thomas Paine ve William Godwin gibi kişilerle tanıştı. Godwin ile Wollstonecraft ilk tanıştıklarında birbirlerinden pek hoşlanmamışlardı. Godwin akşam yemeğine Paine'i dinlemek için gelmişti ancak Wollstonecraft tüm gece boyunca onu meşgul ederek hemen hemen her konuda Godwin ile fikir ayrılığına düşmüştü. Johnson'u arkadaştan daha öte gören Wollstonecraft bir mektubunda ondan bir baba ve ağabey gibi bahseder.[50][51][52]
Londra'da bulunduğu sırada, evli olmasına rağmen ressam Henry Fuseli ile ilşkisi oldu. Fuseli'nin dehâsından, ruhunun yüceliğinden, anlayışının çabukluğundan ve sevecen sempatikliğinden etkilendiğini yazmıştır.[53] Fuseli ve eşi ile birlikte birlikte yaşamayı teklif etti ancak eşinin bu teklif karşısında dehşete kapılmasından sonra Fuseli Wollstonecraft ile olan ilişkisini bitirdi.[54][55][56][57] Fuseli'nin terk etmesinden sonra olayın mahcubiyetiyle Wollstonecraft Fransa'ya gitmeye ve 1790'da yayımlanan Vindication of the Rights of Men metni ile kutladığı devrime katılmaya karar verdi. Rights of Men metnini Edmund Burke'ün Fransız Devrimi'ni eleştirdiği muhafazakâr yazısı Fransa'daki Devrim Üzerine Düşünceler'e karşı cevap olarak yazmıştı ki bu metin ile kısa sürede tanındı. Joseph Priestley ve Burke'ün yazısına karşı verilen cevaplar arasında en popüler olanını yazmış olan Thomas Paine ile kıyaslandı. Rights of Men yazısında kaleme aldığı fikirleri en tanınmış ve en etkileyici olacak olan eseri Kadın Haklarının Gerekçelendirilmesi'nde genişletti.[58][59][60]
Wollstonecraft Londra'dan 1792 Aralık ayında Paris'e gitmek için ayrıldı ve XVI. Louis'nin giyotin ile infazından yaklaşık bir ay önce Paris'e vardı. Fransa kargaşa içindeydi. Helen Maria Williams gibi diğer İngiliz ziyaretçileri aradı ve şehirde onlarla birlikte kalmaya başladı.[61][62][63] Kadın Hakları'nı yeni yazmıştı ve fikirlerini gerçek hayata uygulamaya kararlıydı. Fransız Devrimi'nin yarattığı teşvikkâr atmosferde o zamana kadar yaşadığı en deneyimsel romantik ilişkisine tanışır tanışmaz âşık olduğu Amerikalı macerâperest Gilbert Imlay ile girişti. Imlay'in evlenmek gibi bir niyeti yoktu ve Wollstonecraft ise Imlay'in hayâlinde canlandırdığı ideal portresine açık olmuştu. Wollstonecraft Kadın Hakları'nda ilişkilerin cinsel bileşenini reddetmesine rağmen Imlay onun tutkularının açığa çıkmasını sağlayarak sekse olan ilgisini artırdı.[64][65][66][67] Kısa sürede hâmile kaldı ve ilk çocuğunu 14 Mayıs 1794'te doğurdu. Çocuğuna en yakın arkadaşının adını verdi : Fanny.[68][69][70] Hamileliğinin ve yabancı bir ülkede yeni doğmuş çocuğuyla yaşamanın getirdiği zorlukların yanı sıra Fransız Devrimi'nin getirdiği kargaşaya rağmen büyük bir hevesle yazmaya devam etti. Fransa'nın kuzeyinde Le Havre şehrinde iken Londra'da 1794 yılının Aralık ayında yayımlanacak olan An Historical and Moral View of the French Revolution (Türkçe: Fransız Devrimi üzerine Tarihî ve Ahlakî Bir Mütalâa) adlı Devrimin ilk tarihçelerinden birini yazdı.[71][72][73]
Siyasi durumun kötüleşmesiyle birlikte Büyük Britanya Fransa'ya savaş ilân etti. Bu savaş ilânı Fransa'da yaşayan Britanya uyrukluları önemli ölçüde tehlikeye sokuyordu. Wollstonecraft'ı korumak amacıyla Imlay, evlenmemiş olmalarına rağmen 1793'te onu karısı olarak kaydettirdi.[74][75][76] Arkadaşlarının çoğu Wollstonecraft gibi şanslı değildi, Thomas Paine gibi çoğu tutuklandı ve hatta bazıları giyotine gönderildi. Wollstonecraft'ın kız kardeşleri onun da hapise atıldığını sanmaktaydılar. Fransa'dan ayrıldıktan sonra bile çocuğunun meşruluğunu sağlamak adına kendinden "Mrs. Imlay" olarak bahsetmeye devam etti.[77]
"Kadının ufkunu genişleterek güçlendirin aklını; körü körüne itaat sona erecektir; ancak, iktidar her zaman körü körüne itaate ihtiyaç duyduğundandır ki zorbalar ve şehvet düşkünleri, haklı olarak karanlıkta tutmaya çalışırlar kadını; çünkü bunlardan birincisinin tek istediği bir köledir, ikincisinin istediği ise elinde tutacağı bir oyuncak."
Daha önce de böyle düşünen pek çok kadın olsa da bu ve daha pek çok görüşü Kadın hakları'nın savunulmasında bu kadar açık ve dolaysız bir şekilde ve daha da önemlisi yüksek sesle söyleme cesaretini ilk defa Wollstonecraft göstermiştir.
1795'te yayımcısı aracılığıyla tanıştığı ve dönemin çok satan kitaplarından olan "Siyasi Adalet"in yazarı William Godwin'le evlendi ve otuzdokuz yaşında, ikinci kızının (Frankenstein'nin yazarı Mary Shelley) doğumundan on gün sonra öldü.
Kitaplarından bazıları şunlardır;
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.