Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Barry Lyndon, 1975 Birleşik Krallık-ABD ortak yapımı dramatik dönem filmdir.
Yönetmen | Stanley Kubrick |
---|---|
Yapımcı | Stanley Kubrick Jan Harlan |
Senarist | Stanley Kubrick |
Hikâye (eser) | William Makepeace Thackeray (roman, The Luck of Barry Lyndon) |
Anlatıcı | Michael Hordern |
Oyuncular | Ryan O'Neal Marisa Berenson Patrick Magee Hardy Krüger Gay Hamilton Godfrey Quigley Steven Berkoff |
Müzik | Leonard Rosenman (Başta Bach ve Vivaldi yapıtları olmak üzere klasik müziklerden oluşuyor.) |
Görüntü yönetmeni | John Alcott |
Kurgu | Tony Lawson |
Stüdyo | Hawk Films Peregrine Productions |
Dağıtıcı | Warner Bros. |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Dram, aşk, macera, dönem filmi |
Renk | Renkli |
Yapım yılı | 1975 |
Çıkış tarih(ler)i | 18 Aralık, 1975 (İngiltere ve ABD'de aynı anda) |
Süre | 184 dakika |
Ülke | Birleşik Krallık ABD ortak yapımı |
Dil | İngilizce (yer yer) Almanca Fransızca |
Bütçe | 11 milyon ABD doları |
Hasılat | 20 milyon ABD doları |
Stanley Kubrick'in yönettiği, senaryosunu yazdığı ve yapımcılığını üstlendiği bu tarihi film, İngiliz edebiyatının unutulmuş yazarlarından William Makepeace Thackeray'ın 1844 yılında yazdığı The Luck of Barry Lyndon (Barry Lyndon'ın Talihi) adlı pikaresk romanından[1] yine bizzat Kubrick tarafından uyarlanmıştı. 18. yüzyıl Avrupasında patlak veren Yedi Yıl Savaşları sırasında geçen film, İrlandalı bir serüvenci olan genç Redmond Barry (Ryan O'Neal)'nin savaşlara katıldıktan sonra soylular arasına girmesini, yükselişini, servete kavuşmasını, dul bir soyluyla evlenerek Barry Lyndon adını alışını, sonra da hırslarına yenilerek yeniden sefalete düşmesini anlatmaktadır.
Kubrick, genç Redmond Barry'nin nasıl Barry Lyndon olduğunun öyküsünü anlattığı bu filminde, Fransız Devrimi öncesinde Avrupa soylularının amaçsız yaşam tarzlarına, yapay değer yargılarına ve yozlaşmış ahlâk anlayışlarına eleştirel bir bakış atarken, hırslı serüvenci Barry Lyndon'un kişiliğinde, ileride ortaya çıkacak ve aristokrasinin yerini alacak olan fırsatçı bir yeni sınıfın, yani burjuvazinin haberini vermektedir. Film olağanüstü görsel anlatımı, dekor ve kostümleri ile ön plana çıkmaktadır.[2][3][4]
Zengin dekor ve kostümlerle kusursuz bir 'klasik film' yapma isteği içinde olan Kubrick, dönemin ünlü tablolarını andıran bazı görüntüleri doğallıktan uzaklaşmadan elde edebilmek amacıyla, mum ışıklarıyla aydınlatılmış iç mekan çekimlerinde yapay durabileceğini düşündüğü elektrik ışığını kullanmayarak, Alman Carl Zeiss firmasıyla işbirliğine gitmiş ve firmanın NASA için özel olarak ürettiği, f/0.7 diyafram açıklığına sahip dünyanın en hızlı objektiflerini getirttirerek bunları çekimlerinde kullanmıştı.[5] Kubrick yönetmenliğe geçmeden önce fotoğrafçılık ve foto muhabirliği de yapmıştı ve teknik ayrıntılara çok önem veriyordu. Stanley Kubrick'in 1975'te sinema makinist(leri)ne yazdığı ve salonda filmin projeksiyonunun nasıl yapılması gerektiğini tarif eden detaylı bir talimat mektubu[6] yönetmenin ne kadar titiz bir mükemmeliyetçi olduğunu göstermektedir.
Üç yıllık ayrıntılı bir ön hazırlık döneminin sonunda çekimleri de yaklaşık 1 yıl süren bu üç saatlik destansı film ABD ve İngiltere'de gişede beklenen başarıya erişemezken, Fransa'da gişe rekorları kırmıştı.[7] Çevrildiği yıllarda değeri pek de anlaşılamayıp Kubrick filmografisi içinde önemsiz bir konuma itilen film, şimdilerde Kubrick'in en iyi filmleri arasında sayılmaktadır.
Barry Lyndon, sinematografi, müzik, sanat yönetimi, dekor ve kostüm tasarımı dallarında 4 Oscar ödülünün yanında, En İyi Yönetmen ve sinematografi dallarında BAFTA ödüllerini de kazandı. Film toplamda 13 ödül ve 11 adaylığa layık görüldü.[8] Time dergisi varoluşçu bir anti-epik film olarak nitelendirdiği filmi, 1923'ten beri eleştirdikleri en iyi 100 film seçkisi içine almıştır.[9]
Film iki bölüm halinde sunulmuştur. Ara ara bir dış ses (Michael Hordern) tarafından anlatılan filmin ilk bölümü genç maceraperest Redmond Barry'nin yükselişini, yani Barry Lyndon oluşunu anlatır. İkinci bölüm ise Barry Lyndon'ın yeniden düşüşünü anlatır.
Tok bir dış ses bize İrlanda'da 1750 yılında Redmond Barry'nin (Ryan O'Neal) babasının ihtilaflı bir at satışı nedeniyle giriştiği bir düelloda öldürüldüğünü anlatır. Dul kalan eşi Belle (Marie Kean) gelen bütün evlenme tekliflerini reddeder, çünkü kendisini tamamen biricik oğluna adamıştır.
Barry, kuzeni Nora Brady'ye (Gay Hamilton) aşıktır. Nora da sürekli olarak onu baştan çıkarmaya çalışır. Ancak Yedi Yıl Savaşları başlamış, Avrupa'da savaşa taraf olmayan ülke neredeyse kalmamıştı. İrlanda'da teşkil edilen gönüllü alaylarından birinin başındaki varlıklı İngiliz subay Yüzbaşı John Quin'in (Leonard Rossiter) de Nora'da gözü vardır. Barry fakir olduğu için kuzeni tercihini mülk sahibi zengin Yüzbaşı'dan yana kullanır. Amacı bir mantık evliliği yaparak ailesine maddi destek sağlamaktır. Buna tahammül edemeyen Barry Yüzbaşıyla düelloya girer ve görünüşe göre onu öldürür. Yasal bir düello olmasına rağmen çevrenin kışkırtmasıyla kaçarak Dublin'e doğru yola çıkar.
Yolda ünlü haydut Yüzbaşı Feeney (Arthur O'Sullivan) ve oğlu Seamus (Billy Boyle) tarafından soyulur. Annesinin verdiği altınları, atını ve silahlarını kaybeden ve meteliksiz kalan Barry çaresizce İngiliz ordusuna katılır. Bölüğünde eski aile dostu, aynı zamanda düelloda şahidi olan Yüzbaşı Grogan'la (Godfrey Quigley) karşılaşır. Grogan içki sofrasında Barry'nin aslında Yüzbaşı John Quin'i öldürmemiş olduğunu, Quin'in halâ sağ olup Nora'yla evlendiğini söyler. Sahte düellonun aslında Nora'nın babası ve erkek kardeşleri tarafından, Barry'yi Nora'dan uzaklaştırabilmek için tezgahlanmış bir oyun olduğunu, Barry'nin tabancasının bilerek kuru sıkı doldurulduğunu, Quin'in öldüğünü sanan Barry'nin oradan kaçacağının ve Nora'nın Quin'e kalacağının hep önceden planlandığını anlatır.
Barry'nin birliğinin Fransızlarla girdiği bir çatışmada Yüzbaşı Grogan ölür. Bir kurye subayının üniformasını ve teçhizatını çalarak onun kimliğine bürünen Barry, Avrupa'da tarafsız kalmış tek ülke olan Hollanda'ya doğru yola çıkar. Yolda İngiltere'nin müttefiki olan Prusya askerleriyle karşılaşır. Prusyalı Yüzbaşı Potzdorf (Hardy Krüger) kısa sürede Barry'nin yalan söylediğini anlar. Ona ya bir asker kaçağı olarak kurşuna dizileceğini ya da Prusya ordusuna katılırsa bağışlanacağını söyler. Artık bir Prusya askeri olan Barry çatışmalardan birinde Potzdorf'un hayatını kurtararak onun güvenini kazanır.
1763'te savaş sona erdiğinde ona minnet borcu olan Potzdorf tarafından Prusya polisinde işe alınır, ilk iş olarak da casus olduğundan şüphelenilen profesyonel kumarbaz Şövalye Balibari'nin (Patrick Magee) emrine uşak olarak verilir. İlk tanışmalarında Balibari'nin de bir İrlandalı olduğunu anlayan Barry ona yakınlık duyar ve polis teşkilatının bir ajanı olduğunu itiraf eder. İkisi dost olurlar. Artık Potzdorf'a sürekli olarak önemsiz istihbarat gönderirken, bu arada Balibari'den de kumarın inceliklerini öğrenen Barry, kumarda hile yaparken ona yardımcı olur, kumar borcu olanları da düellolarda ödeme yapmaya ikna eder. Nihayet Prusyalı yetkililer tarafından deşifre edilen ikili sınırdışı edilirler ve gittikleri ülkelerde işbirliğini sürdürürler.
Artık bir unvana ihtiyacı olduğunu düşünen Barry, soyluların bulunduğu ortamlardan birinde Kontes Lyndon'a (Marisa Berenson) yaklaşır ve ona kur yapar. Kontes'in kötürüm olan yaşlı kocası Sir Charles Lyndon (Frank Middlemass) ölünce de onunla evlenir.[10]
1773'te Kontes'le evlenince onun soyluluk unvanı olan Lyndon soyadını alan Barry, İngiltere'de Kontes'in şatosuna yerleşerek zenginliğin tadını çıkarmaya başlar. Artık Barry Lyndon olmuştur ancak halâ kendisine ait bir parası yoktur. Üstelik Kontes'in önceki evliliğinden olan 10 yaşındaki oğlu Lord Bullingdon (10 yaşındaki halini Dominic Savage oynuyor) ondan nefret etmektedir. Kontes Barry'den de bir çocuk doğurur: Bryan Patrick (David Morley). Buna rağmen evlilik iyi yürümez. Barry sürekli olarak karısını aldatır, su gibi para harcar. Ailenin varlıkları günden güne azalmaktadır.
Birkaç yıl sonra Barry'nin annesi Belle de onların yanına taşınır ve konumunun belirsizliği hususunda oğlunu uyarır. Şayet Lady Lyndon ölecek olursa bütün miras oğlu Lord Bullingdon (Gençliğini Leon Vitali oynuyor)'a kalacak, Barry de meteliksiz kalacaktır. Annesinin önerisi bunu önlemek için bir an önce bir soyluluk unvanı edinmesi olur. Tanıdığı bir soylu olan ve bu tür işlerle ilgilenen Lord Wendover (André Morell) sayesinde sağa sola bolca para saçarak unvan peşinde koşmaya başlar. Örneğin soylulardan değersiz tabloları yüksek fiyatlara satın alır vb. Bu kadar varlıklı insanların böyle küçük şeylere tamah ettiklerini görerek şaşırır. Ama ne yapsa boşunadır, bu unvanı bir türlü satın alamaz. Lady Lyndon'ın doğum gününde, Lord Bullingdon'ın üvey babasına açıkça nefretini haykırması üzerine konukların önünde Barry üvey oğlunu gaddarca döver. Bunun üzerine Lord Bullingdon evi terkeder. Bu aleni şiddet gösterisi onu, binbir zorlukla edindiği soylu çevresinden ve güçlü dostlarından uzaklaştırır. Dost bildikleri ondan bir vebalı gibi uzak durmaktadır artık.
Barry üvey oğluna ne kadar sert davranıyorsa, zamanının büyük bölümünü ayırdığı öz oğlu küçük Bryan'a da o denli şefkatli davranmaktadır. Onun her isteğini yerine getirir. Henüz yaşı tutmamasına rağmen ona doğum günü için bir at bile satın alır. Ata babasından habersiz gizlice binen Bryan attan düşer ve birkaç gün sonra da ölür. Barry üzüntüden alkole sığınır, Lady Lyndon ise teselliyi dinde arar. Zaten evde çocuklara ders vermesi için tutulmuş bir Rahip, Peder Samuel Runt (Murray Melvin) görev yapmaktadır. Artık evi fiilen idare eden Barry'nin annesi, Lady Lyndon'ı olumsuz yönde etkilediği için Peder Samuel'i kovar. Lady Lyndon intihara bile kalkışır. Bunu haber alan oğlu Lord Bullingdon eve dönerek üvey babası Barry Lyndon'ı düelloya davet eder.
Düellonun yapılacağı ıssız bir ambarda ilk atış hakkını kazanan Bullingdon'ın tabancası bir hata sonucu boşa ateşlenir. Kurallar gereği ateş etme sırası kendisine geçen Barry, asil bir davranışla karşısında korkudan titreyen üvey oğlunu vurmaz, yere doğru ateş eder. Ancak atış sırası tekrar Bullingdon'a geçince, üvey oğul aynı asil davranışı göstermez, hakemlerin düelloyu sonlandırma teklifini geri çevirerek atış hakkını kullanır ve üvey babasını vurur. Bacağından yaralanan Barry'nin ayağı diz altından kesilir.
Barry bir han odasında iyileşirken, malikhanede idareyi ele alan Lord Bullingdon, hana gönderdiği muhasebecisi Graham (Philip Stone) aracılığıyla Barry'ye bir teklifte bulunur. Buna göre Barry, ya Lady Lyndon'dan boşanacak ve bir daha dönmemek üzere İngiltere'yi terkedecek, bunun karşılığında da ömür boyu yılda 500 Guinea nafaka alacak ya da borçlarından ötürü hapse gönderilecektir. Hem ruhu hem de bedeni yaralanmış olan Barry, istemeyerek de olsa teklifi kabul eder ve önce memleketi İrlandaya, oradan da eski mesleği olan kumarbazlığı sürdürmek üzere Kıta Avrupası'na geçer. Ama artık kumarda da eski hünerleri kalmamıştır.[10]
Film 1789 yılında biter. Bu yıl, aynı zamanda Fransa'daki mutlak monarşinin devrilip, yerine cumhuriyetin kurulacağı ve Roma Katolik Kilisesi'nin ciddi reformlara gitmeye zorlanacağı ve 10 yıl sürecek olan Fransız Devrimi'nin başladığı yıldır. Bu tarih Avrupa, Batı dünyası ve giderek tüm dünya tarihi için de bir dönüm noktasıdır çünkü uzun zamandır gelişen burjuvazi bu devrimle aristokrasiyi alaşağı etmiş ve iktidarı mutlak bir biçimde ele geçirmiştir. Filmin epilog kısmında ekranda şu ibare belirir:
Kısa filmografisinde (kariyeri boyunca sadece 12 film çekmişti) hemen her türden filme imza atan Kubrick, "Barry Lyndon"dan önce 2001 Uzay Yolu Macerası (1968) gibi önemli bir bilimkurgu filmi çekmişti ve bir de klasik bir dönem/savaş filmi yapmak istiyordu. Aslında Napolyon Bonapart'la ilgili bir çalışma yapmak istiyordu ama Sovyet yönetmen Sergey Bondarçuk'un 1970'te çektiği üstünyapım Waterloo gişede başarısız olunca Kubrick'in yatırımcıları projeden paralarını çektiler, çünkü bu tür filmlerin modası geçmiş gibi görünüyordu.[11] Bunun üzerine o da 1971'de yine bir bilimkurgu filmi olan Otomatik Portakal'ı tamamladı. 1970'lerdeki filmleri için almış olduğu övgüler ve ödüller onun artık mükemmeliyetçi bir auteur yönetmen olarak tanınmasını sağlamıştı. Bu da stüdyosu Warner Bros.'un ona kredi kapılarını açması demekti. "Napolyon" projesinden ümidini kesince de içinden yine bir dönem filmi çıkartabileceği Thackeray'ın romanını keşfetti. Bütün filmlerinde yaptığı gibi Kubrick hazırlık aşamasını büyük bir gizlilikle sürdürdü, hazırlıkları paranoya derecesinde basından sakladı. Bazı başrol oyuncuları bile sadece "tarihi bir film" çekileceğini biliyorlardı, o kadar. Filmin ön hazırlıklar üç yıla yakın sürdü. Titiz bir mükemmeliyetçi olan Kubrick bu süre içerisinde dekorlardan kostümlere, oyunculardan, mekânlara kadar her şeyi ayrıntılarıyla plânladı. Araştırmalarında en büyük yardımcılar sanat yönetmenleri Ken Adam ve Roy Walker'dı
1973-1974 yılları arasında yapılan çekimler 300 gün sürdü. Çekimlerin tamamı konunun geçtiği yerler olan İrlanda, İngiltere ve Almanya'da (18.yy'daki Prusya) gerçekleştirildi. Görüntü yönetmeni John Alcott'la "Otomatik Portakal" ve "2001 Uzay Yolu Macerası" (filmin yarısında devralmıştı)'nda da birlikte çalışmışlardı. Barry Lyndon'daki başarısı Alcott'a hem Oscar hem de BAFTA ödülü kazandırdı.
Kubrick çektiği her filmde yeni bir teknik icat sergilemesiyle de ünlüdür. Tıpkı "2001 Uzay Yolu Macerası"ndaki devrimci görsel efektler, "The Shining"de yoğun olarak başvurduğu steadicam (seyyar kameralar) teknikleri gibi "Barry Lyndon" da da farklı bir aydınlatma tekniğine başvurdu.[12] Mum ışığıyla aydınlatılmış koyu renk mobilyalarla dolu klasik iç mekânlardaki çekimlerde doğal görüntüyü yapaylaştıracağı için standart elektrik ışıkları kullanmak istemiyordu. Oysa maksimum diyafram açıklıkları kısıtlı geleneksel objektiflerle ve standart kameralarla bırakın film çekimlerini, fotoğraf çekimlerinde bile mum ışığında iyi görüntü almak imkânsızdı. O da Alman Carl Zeiss mercek üreticisi firmanın NASA'nın Apollo Projesi için özel olarak geliştirdiği, diyafram açıklığı f/0.7 olan süper hızlı (en fazla ışık toplayan) objektiflerinden üçünü temin etti. Bu sinema endüstrisinde kullanılmış en düşük diyafram değeri olarak kayıtlara geçmiştir.[5] Ne yazık ki sabit odak uzaklığına sahip olan bu objektiflerin dezavantajlarını aşmak için de, sabitlenerek hareketsizleştirilen kameralarla uzun durağan planlar çekilmiştir. Böylelikle filmde Kubrick'in de hayranı olduğu, başta William Hogarth olmak üzere, o dönemin ressamlarının tablolarından çıkmış gibi duran mum ışığında çekilmiş sahneleri çekmek mümkün olmuştur.
Kubrick, bu dönem filminin atmosferine yakışacak müzik türünün doğal olarak klasik müzik olması gerektiğinde karar verirken içi çok rahattı, zira klasik müziğe öteden beri tutku derecesinde bir ilgisi vardı. Parçaların seçiminde ve özellikle de Schubert ve Handel düzenlemelerinde ona Leonard Rosenman yardımcı olmuştu. Bu çabası zaten Rosenman'a En İyi Özgün Müzik Akademi Ödülü'nü getirdi. Filmde eserlerine baş vurulan klasik müzik bestecileri ve kullanılan müzik parçaları şunlardır:
Bunlardan başka filmde düzenlemesini Paddy Moloney'in yaptığı ve The Chieftains adlı İrlandalı grubun seslendirdiği İrlanda Halk Müziği örnekleri de yer almaktadır.
Filmle aynı adı taşıyan bir soundtrack albümü aynı yıl piyasaya verilmişti.[13]
Oyuncu | Rolü |
---|---|
Ryan O'Neal | Redmond Barry/Barry Lyndon |
Marisa Berenson | Lady Lyndon |
Patrick Magee | Şövalye Balibari |
Hardy Krüger | Yüzbaşı Potzdorf |
Gay Hamilton | Nora Brady |
Godfrey Quigley | Yüzbaşı Grogan |
Steven Berkoff | Lord Ludd |
Marie Kean | Belle, Barry'nin annesi |
Murray Melvin | Peder Samuel Runt |
Frank Middlemass | Sir Charles Reginald Lyndon |
Leon Vitali | Lord Bullingdon |
Dominic Savage | Bullingdon'ın çocukluğu |
Leonard Rossiter | Yüzbaşı John Quin |
André Morell | Lord Wendover |
David Morley | Bryan Patrick Lyndon |
Michael Hordern | Anlatıcı (dış ses) |
Diana Körner | Lieschen (Alman kız) |
Arthur O'Sullivan | Yüzbaşı Feeny |
Billy Boyle | Seamus Feeny |
Anthony Sharp | Lord Hallam |
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.