Loading AI tools
İstanbul'un Güngören ilçesinde yapılan silahlı terör saldırısı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
2008 Güngören saldırısı, 27 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul-Güngören ilçesi Menderes Çıkmazı Caddesi'nde ardı ardına iki bombanın patlatılması sonucu; 5'i çocuk 1'i hamile toplam 17 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sivil bireyin yaşamını yitirmesi ve 154 bireyin yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırı.[3]
19 Şubat 2008 tarihinde, TAK, Türkiye'de yeni bir şiddet hareketi başlatacağını duyurdu.[4]
14 Mart 2008 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılma davasının iddianamesi, Anayasa Mahkemesi'ne sunuldu.[5] 31 Mart 2008'de de iddianame kabul edildi ve 16 Haziran günü Adalet ve Kalkınma Partisi esas hakkındaki savunmasını verdi. Anayasa Mahkemesi, 22 Temmuz 2008'de kapatma davasını 28 Temmuz 2008'de esastan görüşmeye başlayacağını duyurdu.[6]
15 Haziran 2008 tarihinde, İstanbul-Büyükçekmece-Beylikdüzü'nde bir çay bahçesine bombalı saldırı gerçekleştirildi; 10 sivil birey yaralandı.[7]
9 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul ABD Konsolosluğu'na silahlı bir saldırı gerçekleştirildi.[8] Aynı gün, PKK, üç Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı sivil bireyi, Ağrı Dağı civarında Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonlarını durdurması talebiyle kaçırdı.[9][10]
14 Temmuz 2008 tarihinde Ergenekon soruşturmasının ilk iddianamesi, yaklaşık bir sene süren hazırlıkların ardından İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu.[11] İddianame, 25 Temmuz 2008'de mahkeme tarafından kabul edildi.[12]
20 Temmuz 2008'de, Türk Silahlı Kuvvetleri, Kuzey Irak bölgesinde 12 adet PKK hedefine bombardıman düzenledi.[13]
27 Temmuz 2008'de, PKK, Bingöl kentinde bir polis noktasına el bombalı saldırı düzenledi.[14]
27 Temmuz 2008 günü, yerel saat ile 21.55'te (UTC 18.55) İstanbul-Güngören ilçesinde araç trafiğine kapalı olan Menderes Çıkmazı Caddesi'nde bir beton çöp konteynerinde bir ses bombası patlatılır.[14][15][16] Saldırının bu safhasında, ölen ya da yaralanan olmaz; fakat, patlama civarına kalabalık toplanır.[14]
Bu bombalamadan yaklaşık on dakika sonra, ilk bombalamanın gerçekleştiği beton çöp konteynerinden yaklaşık elli metre uzağında bir başka beton çöp konteynerinde tesirli bir bomba patlatılır.[14] Bu patlamanın neticesinde, 16'sı olay yerinde ve 1'i hastanede tedavi altında olmak üzere, 5'i çocuk 1'i hamile toplam 17 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sivil birey yaşamını yitirir ve 7'si ağır olmak üzere 154 birey de farklı düzeylerde yaralanır.[3] Bazı kaynaklar, anne karnında iken ölen bebeği de sayarak ölen bireylerin sayısını 18 olarak nakleder.[17]
Ölen sivil bireylerin isimleri şunlardır. Çocuklar: Aleyna Çelik (3), Murat Ağca (12), Şeyma Özkan (12), Taha Yıldızlı (5), Furkan Şentürk (12); kadınlar: Macide Aydın (52), Fadime Beşkan (45), Filiz İkiz (28), Sebahat Kuş (?); erkekler: Yunus Öztürk (27), Servet Asan (49), Halit Öge (51), Abdullah Güler (?), Alim Mantarcı (60), Dursun Ali Aydemir (34), Hayrettin Güler (47) ve Mehmet Fikri Kuş (?).[17][18]
Saldırıyı herhangi bir örgüt üstlenmemiştir.[19]
Patlamanın hemen ertesine dair ilk yerel haberler, gaz kaçağı ihtimaline işaret etmiştir.[20] İlerleyen saatlerde ise, PKK, derin devlet ve El Kaide olmak üzere üç unsura ait şüpheler haberleştirilmiştir.[20]
Saldırının ertesi sabahı, dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler PKK bağlantısına dair işaretler olduğunu, uzmanların bu şüpheyi teyit etmeye çalıştığını açıkladı.[3] 29 Temmuz günü ise, Kongra-Gel Başkanı Zübeyir Aydar, PKK'nın saldırının arkasında olduğunu reddetti.[21]
29 Temmuz'daki cenaze töreninde PKK aleyhine sloganlar atıldığı[1] ve Güngören'de genel olarak PKK'nın suçlandığı haberleştirildi.[13]
2 Ağustos'ta, dönemin İçişleri Bakanı Beşir Atalay saldırının failini PKK olarak açıkladı.[2] Aynı zamanda, aynı ekibin, 15 Haziran 2008 tarihinde, İstanbul-Büyükçekmece-Beylikdüzü'ndeki bir çay bahçesine yapılan bombalı saldırının da faili olduğunu iddia etti.[2] 4 Ağustos'ta Zübeyir Aydar, reddetmeyi yineledi.[7]
Polis, ikinci bombanın unsurlarından birinin PKK'nın daha önceki eylemlerinde kullandığı siklotrimetilen-trinitramin isimli bir organik bileşik olduğunu tespit etti.[1]
Jamestown Vakfı'ndan Gareth Jenkins, Aydar'ın açıklamalarının yanıltıcı (i.e. misleading) olduğunu iddia ederek; 2004 Haziran'ından beri PKK'nın uluslararası eleştirilerden korunmak için kentsel eylemlerini TAK'a havale ettiğini belirtti.[7] Jenkins, aynı dönemde, güvenlik güçlerinin, PKK'nın birtakım çıkmazları kırmak amacıyla Türkiye'nin batısında toplu zayiat saldırıları gerçekleştirmek için daha küçük örgütleri kullanmaya başlayacağından endişelendiği yorumunda bulundu. Bu sayede, PKK'nın, Türk makamları üzerindeki baskısını arttırarak uluslararası imajına olabilecek zararları sınırlandırmayı hedeflendiğini iddia etmiştir.[22]
28 Temmuz 2008'de, dönemin Demokratik Toplum Partisi eş başkanı Emine Ayna, saldırının arkasında Ergenekon'nun olduğunu iddia etti.[21]
4 Ağustos 2008'de, aralarında DTP, EMEP ve ÖDP (2019 itibari ile Sol Parti)'nin de olduğu birçok sol görüşlü örgütlenmenin oluşturduğu bir platform, Galatasaray Meydanı'nda bir basın açıklaması gerçekleştirerek saldırının Kontrgerilla tarafından gerçekleştirildiğini iddia etti.[23] 1 Eylül 2008'de, MLKP, saldırının Kontrgerilla tarafından gerçekleştirildiğini iddia eden bir açıklama yaptı.[24]
Alman Dış İstihbarat Teşkilatı eski başkanı Ernst Uhrlau, Bild gazetesinin saldırıda El Kaide'nin rolü olup olmadığı sorusuna verdiği demeçte, saldırının PKK'ya zor uyduğunu iddia etmiş; yerine olayın arkasında radikal dinci ya da Türkiye'deki diğer örgütlerin olabileceğini öne sürmüştür.[25] Bu konuda, Deutsche Welle, Güngören saldırısının ayrıntıları hakkında Alman uzmanların ne kadar bilgi sahibi olduğunun bilinmediğini not etmiştir.[26]
MOBESE kameralarının incelenmesi sonucu, olay günü, iki şüphelinin patlamanın yaşandığı çöp konteynerlerine (beyaz) poşetler bıraktığı tespit edilmiştir.[7][19] 30 Temmuz 2008'de, polis, bombalama şüphesi ile dokuz (on[2]) kişiyi gözaltına alır.[27] 2 Ağustos 2008'de, 60. Türkiye Hükûmeti İçişleri Bakanı Beşir Atalay, gözaltına alınan on kişiden ikisinin serbest kaldığını; sekizinin, PKK üyeliği suçlaması ile tutuklandığını açıklar.[2] Bu ilk tutuklamalar, bombalama suçlaması ile gerçekleştirilmez.[25]
Saldırıdan yaklaşık bir yıl sonra, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianame ile, asıl bombacının yakalanamadığı ve kimliğinin tespit edilemediği ortaya çıkar.[28] Sonradan kimliği Mahmut Kiraç olarak tespit edilen şüpheli, TSK'nın Kazan Vadisi'nde düzenlediği bir operasyon ile Temmuz 2012'de öldürülür.[29]
31 Ekim 2013'te, İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 3'ü tutuklu, 10 sanığın yargılandığı davada çeşitli suçlara istinaden sanıkları aşağıdaki şekilde cezalandırır:[30][31]
Sanık | Suç | Ceza |
---|---|---|
Hüseyin Türeli | "Devletin birliğini bozmaya teşebbüs", "Kasten adam öldürme" | 18 kez ağırlaştırılmış müebbet |
Nusret Tebiş | "Devletin birliğini bozmaya teşebbüs", "Kasten adam öldürme" | 18 kez ağırlaştırılmış müebbet |
Ziya Kıraç | "PKK terör örgütü üyesi olmak" | 12 yıl |
Abdurrahman Oral | "PKK terör örgütü üyesi olmak" | 12 yıl |
Şerafettin Kara | "PKK terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme", "6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet" | 11 yıl 3 ay |
Aydın Ağlar | "PKK terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" | 9 yıl |
Mehmet Salih Yanak | "PKK terör örgütü üyesi olmak", "6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet", "Resmi belgede sahtecilik" | 19 yıl 6 ay (tahliye) |
Şaban Güneş | "PKK terör örgütü üyesi olmak" | 2 yıl 1 ay |
Cihan Aydın | "PKK terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme", "6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet", "Resmi belgede sahtecilik" | 15 yıl 9 ay |
Cevat Aydın | "PKK terör örgütü üyesi olmak", "6136 sayılı ateşli silahlar kanununa muhalefet" | Beraat |
31 Ekim 2013'te gıyabında 18 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan ve Çağlayan Adliyesi ve Siirt Başsavcılığı'nca daimi arama kararı bulunan 'Rüstem' kod adlı PKK mensubu Nusret Tebiş, 30 Temmuz 2022'de, kısmen Suriye Arap Cumhuriyeti ve kısmen Suriye Demokratik Güçleri tarafından kontrol altında bulunan Haseke kentinde, MİT tarafından SİHA ve iki ayrı mühimmat vasıtasıyla, konakladığı evde öldürüldü.[32][33][34] Haberin ardından, saldırıdan etkilenenlerden ve etkilenenlerin yakınlarından oluşan bir grup Güngören'de saldırı konumunda yer alan anıta gelerek bir basın açıklaması yaptı.[35]
18 Nisan 2023 günü, gıyabında 18 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Hüseyin Türeli, MİT tarafından Irak'ın Duhok kentinde öldürüldü.[36][37]
Türkiye'de siyasi parti liderleri saldırıyı kınayan ve lanetleyen açıklamalarda bulunmuşlardır. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt ve TBMM Başkanı Köksal Toptan saldırıyı kınamıştır.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.