Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Nasyonal sosyalizm döneminde tehdit altındaki yüzlerce kişi Nazi Almanyası'ndan Türkiye'ye sığınmacı olarak geldi. Naziler tarafından yurttaşlıktan atılanlar veya başka nedenlerle vatansız olanların pasaportlarına kısmen "heimatlos"[1] damgası vuruldu. Bu da sığınmacı statüsüyle eş anlamlıydı ve Türkçeye "haymatlos" terimi olarak girdi.
Türkiye, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Alman İmparatorluğu ile ticari ve askeri alanlarda sıkı bir işbirliği içindeydi.[2] Bu tarihten itibaren Türkiye'de bazı Almanlar danışman olarak sözleşmeli çalışıyorlardı.[3] Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin (NSDAP) iktidara gelmesinin ardından ve özellikle politik ve ırkçı nedenlerle istenmeyen devlet memurlarının devre dışı bırakılmasıyla[2] tehdit altındaki sığınmacılar, kimi ülkelere olduğu gibi Türkiye'ye de kaçmışlardı ve "İmparatorluk ve Alman Halkı"ndan ayrı kalmak için İstanbul'da kendilerine "Alman Kolonisi B" (Almanca: Deutsche Kolonie B) adını verdiler. Sığınmacıların çoğu Yahudi karşıtı tehditlerden dolayı Almanya'yı terk etti. Sığınmacıların göç nedenlerini (çalışma amaçlı yasal göç veya politik nedenli göç) tam olarak tespit etmek mümkün değildir.
Bu zamana kadar Atatürk toplumun batılılaşmasını hedefleyen kökten reformların uygulanmasını sağlamıştı. Ülke kalkınmasının daha ileriye taşınması için batılı bilim insanlarına ve teknisyenlere kucak açılmıştı. 1933 senesinde Türkiye'deki üniversiteler reforme edildi ve Temmuz ayında ilk Alman bilim insanlarıyla sözleşmeler imzalandı. Hitler'in iktidara geldiği 1933 yılı Türkiye'nin tek üniversitesi konumunda olan İstanbul Üniversitesi'nde bir reform uygulamaya konulduğu yıldı. Reform kararları çerçevesinde 1933-1934 öğretim yılında eğitim kadrosunda 27 yerli ordinaryüs profesör yanında, çoğu kürsü direktörlüklerine atanan 38 yabancı ordinaryüs profesöre yer verilmişti. Bu isimlerin neredeyse tamamı, Hitler Almanyası'nı terk etmek zorunda kalan bilim adamlarıydı. Kendilerine kürsü başkanlıkları verilirken, karşılığında mensubu bulundukları bilim alanında Avrupa'da ulaşılmış seviyeyi İstanbul Üniversitesi'ne yansıtmaları bekleniyordu.[4] Bu bilim insanları, işe alınmalarıyla beraber, Türkçe olarak ders vereceklerini ve Türkçe ders kitapları yayınlayacaklarını da yükümlenmişlerdi. Buna karşılık üniversitelerde ve devlet kurumlarında maaşları yüksek mevkiler elde ettiler,[2] hatta sürgün Almanlar tarafından idare edilen kimi enstitüler de kuruldu. NSDAP'nin hükûmeti ele geçirmesinin ardından Alman bilim dünyasından dışlanan akademisyenler Türk devletinin tekliflerini seve seve kabul etti. Avusturya'nın Almanya'ya bağlanmasından sonra Avusturya'dan ve daha sonrasında II. Dünya Savaşı'nda işgal edilen ülkelerden gelen sığınmacılar onları takip etti. 1937'den sonra Türkiye'ye sığınan bu göçmenler, özellikle ABD, hatta İngiltere gibi diğer ülkelere göç ettiler. 1945'e kadar Almanca konuşulan ülkelerden, içlerinde; öğretmen, yazar, akademisyen, doktor, mimar, hukukçu, bilim insanı ve siyasetçilerin bulunduğu[5] yaklaşık 1000 sığınmacı Türkiye'ye göç etmiştir.[6] Türkiye tarihçisi Stanford Shaw bu konuda şöyle yazıyor:
“ | Atatürk ve Millî Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel tarafından Hitler'in öğretim ve bilimden ihraç ettiği insanlardan faydalanıp, yüzlercesinin Türkiye'ye getirterek Türkiye'deki üniversitelerin ve bilim kurumlarının önemli ölçüde geliştirilmesini sağlamalarıyla, Yahudi sığınmacılara yapılan Türk yardımı 30'ların ilk yıllarında başlamıştır. | „ |
Ancak, Stanford Shaw savunmacı bir bilim insanı olarak bilinir. Yurt dışındaki Türk diplomatlar da Yahudilerin sürgün edilmesini kısmen engellemişlerdir. Marsilya başkonsolosu Necdet Kent 18000 kaçak Yahudi'ye Türk pasaportu vermiştir. Rodos Adası başkonsolosu Selahattin Ülkümen 200 Yahudi'nin Türkiye'ye kaçmasını sağlamıştır ve bu başarısından dolayı kendisine Uluslararası Dürüstler (İbranice: חסידי אומות העולם, Chassidey Umot HaOlam, Dünya uluslarının dürüst insanları) ödülüne layık görülmüştür.
Ancak daha sonraları, II. Dünya Savaşı öncesinde Türkiye, Yahudi sığınmacıların göç etmelerini engelleyici kanunlar çıkardı. Toplamda 67 Yahudi sığınmacının iltica talebi reddedildi. Bazı sığınmacılar başarıyla Türk vatandaşlığı için başvuruda bulundular. Türklerle kimi evlilikler de gerçekleştirildi.
1949'a kadar sığınmacıların üçte ikisi geldikleri ülkelere döndüler. Yaklaşık %30'u da ABD'ye göç etti ve sadece çok az sayıda sığınmacı Türkiye'de kaldı.[2] Büyük uyum problemleri ve Türk devletinin sığınmacıları karşı uyguladığı otoriter yaklaşım, aslında yeniden göç etmeye motive eden faktörlerdi, diye Liselotte Dieckmann açıkça anlatıyor.
Sığınmacı bilgileri | Türkiye'deki süreç | Sonraki hayatı | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Ad-Soyad | Uyruk | Doğum yılı | Ölüm yılı | Meslek | Kaldığı dönem | Kaldığı şehir | Çalıştığı kurum | Faaliyetleri | Sonrası |
Liko Amar | ![]() |
1891 | 1959 | Kemancı | 1935-1950 | Ankara | Ankara Devlet Konservatuvarı | Müzik öğretmenliği yapmıştır. Yetiştirdiği öğrenciler arasında Suna Kan, Gülden Turalı gibi tanınmış sanatçılar bulunur. | Almanya'ya döndü. |
Ernst von Aster | ![]() |
1880 | 1948 | Filozof | 1936-1948 | İstanbul | İstanbul Üniversitesi | Felsefe bölüm başkanlığı yapar, Walther Kranz 'ı üniversiteye önerendir. | İzinli gittiği İsveç te öldü. |
Heinz Anstock | ![]() |
1909 | 1980 | Dil bilimci | 1935-1954 1955-1974 | İstanbul | İstanbul Üniversitesi, İstanbul Alman Okulu | Almanca öğretmenliği yapmıştır. | Almanya'ya döndü. |
Fritz Arndt | ![]() |
1885 | 1969 | Kimyager | 1935-1955[a] | İstanbul | İstanbul Üniversitesi | Kimya Enstitüsü Müdürlüğü yapmıştır. İstanbul Üniversitesindeki üstün başarılarından dolayı şeref doktorasına layık görülmüştür. Türkiye'nin ilk kimya yüksek mühendisi olan Hüseyin Hilmi Işık, Fritz ile beraber çalışmıştır. | Almanya'ya döndü. (Hamburg) |
Erich Auerbach | ![]() |
1892 | 1957 | Filolog, akademisyen ve edebiyat eleştirmeni | 1935-1947 | İstanbul | İstanbul Üniversitesi | Mimesis: Batı Edebiyatında Gerçekliğin Tasvirini kaleme aldığı İstanbul'a yerleşmiştir. Auerbach'ın Türkiye'de bulunduğu döneme dair akademik faaliyetleri Türk araştırmacılar tarafından kayda geçirilmiştir.[b] | ABD'ye gitti. |
Fritz Baade | ![]() |
1893 | 1974 | İktisatçı ve siyasetçi. SDP'den Bundestag üyesi | 1935-1946 | Ankara-İstanbul-Kırşehir | Ernst Reuter'e yardım etmiş, özel şirketlerde çalışmıştır. | 1944 yılında Kırşehir'e sürgün edilmiştir. Burada kurumuş eski bir su kaynağını yeniden canlandırmış ve yerel halka mücevher işçiliği öğretmiştir. | ABD'ye gitmiş ve burada gazetecilik yapmıştır. Alman sanayi altyapısının sökülmesini savunan Morgenthau Planına karşı çıkmış Marshall Planı'nı desteklemiştir. |
Rudolf Belling | ![]() |
1886 | 1972 | Heykeltraş | 1937-1966 | İstanbul | İstanbul Teknik Üniversitesi | Mimarlık Fakültesinde dersler vermiş, Türkiye'de heykelciliğin gelişmesine katkıda bulunmuştur. | Almanya'ya dönmüştür. |
Paul Bonatz | ![]() |
1877 | 1956 | Mimar | 1943-1954 | İstanbul | İstanbul Teknik Üniversitesi | Mimarlık Fakültesinde dersler vermiş, yarışma jürilerinde görev yapmış, Türkiye'de heykelciliğin gelişmesine katkıda bulunmuştur. | Almanya'ya dönmüştür. |
Clemens Bosch | ![]() |
1899 | 1955 | Antik tarih ve nümismatik uzmanı | 1935-1955 | İstanbul | İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi | Tarih profesörü olarak dersler vermiş ve görev yapmıştır. | Ömrünün sonuna kadar Türkiye'de yaşamış, Almanya'ya dönmemiştir. |
Ernst Reuter yurduna geri döndükten sonra, SED (Almanca: Sozialistische Einheitspartei Deutschlands) sığınmacı olarak kaldığı ülke nedeniyle onunla alay edilmişti. Birçok haber ve özellikle karikatürde "ayakkabı boyacısı" ya da 1925 yılında fesin Atatürk tarafından yasaklanmasına rağmen "fes takan biri" olarak lanse edildi. Ayrıca pasaportunun nasyonal sosyalist konsolos Franz von Papen tarafından uzatıldığı öne sürüldü.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.