Mehdi (Arapça: ٱلْمَهْدِيّ, romanize: el-Mehdî), İslam'da ahir zamanda geleceğine ve İslam'ın dünya hakimiyetini gerçekleştireceğine inanılan kurtarıcı kişidir. "Kendisine rehberlik edilen", Allah tarafından yol gösterilen, hususi ve şahsi bir tarzda Allah'ın hidayetine nail olan (hidayete erdirilen) kişi manasındadır.[1] İnanç Kur'an'da yer almamakla birlikte bazı ayetlerin yorumları, hadisler ve dini önderlerin sözleri üzerinden değişik İslam coğrafyalarında kendisine yer edinmiştir.
Mehdi, Mesih, Deccal, Süfyani gibi karakterler erken İslam tarihinde, iktidar olma savaşı veren Kufe merkezli Alioğulları (Ehl-i beyt), Horasan coğrafyasından siyah sancaklı Abbâsîler ve Ebu Süfyan'ın soyundan gelen Şam merkezli Ümeyyeoğulları (Emevîler) gibi gruplar arasında, çıkış yerleri olarak o günün güç merkezlerini işaret eden, toplumda kendilerine yer edinme adına, iyi karakterlerin kendi içlerinde, kötü karakterlerin ise rakiplerinde aranması yönünde, haklarında çok sayıda hadis uydurulan,[2][3][4] dönemin dinî-politik figürleri olarak ortaya çıktılar.[5] Daha sonraki dönemlerde ise birtakım dini gruplar, bu figürlerin gerçek anlamda var olduğuna inandılar ve onları inanç esaslarına dahil ettiler. Bu veya benzer deyim ve tiplemeler İslam dünyasında günümüze kadar devam etmiş, dini gruplar kendi liderlerini Mehdi, Mesih gibi kurtarıcı, rakiplerini ise Deccal, Süfyani gibi aşağılayıcı sıfatlarla anmaya devam etmişlerdir.[6][7] O kadar ki, Abbasoğulları veya Alioğulları'nın Mehdi figürüne rakip olarak, Emevîler, iyi bir karakter olan kurtarıcı Süfyani figürünü ortaya sürdüler. Ancak Abbâsî veya Ehl-i beyt taraftarları kısa sürede yeni hadislerle bu figürü (Süfyani) kötü bir karaktere çevirmeyi ve Emevîler'i alt etmeyi başardılar.[8] Yine dinî-politik bir figür olarak Mesih bir gece sabaha karşı "Emevî başkenti" olan Şam'da Beyaz Minareye iner,[9] Mehdi ile birlikte namaz kılarlar ve güçlerini birleştirerek Deccal'e karşı savaşırlar.[10][11][12]
"Mehdilik konusu", kaynaklarda Deccal, Süfyani, Melhame-i Kübra, ahir zaman ve kıyamet gibi eskatolojik korku mitleri ile birlikte işlenmiştir. İmam Süyûtî'ye göre Ashâb-ı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacaktır.
Arapça |
Arapça: المهدي |
Çevriyazı |
al-mahdī |
Anlamı |
Doğru yolda olan, hidayete ermiş olan. |
Kurtarıcı inancı dinler tarihinin ortak paydası olarak görülmektedir.[13] Bazı yazarlar, İslam'daki Mehdî inancının kökenlerini Mecusîlik gibi Fars inançlarında ararken diğer bazıları da bunu Yahudi-Hristiyan geleneğindeki “Mesih” öğretisine alternatif oluşturma amacına bağlarlar.[14] Ancak tarihsel olarak Mecusi inancı daha eskiye dayandığı için, Mesih inancını geliştiren Yahudiler’in de, bu düşüncelerini Babil Sürgünü zamanında dönemin etkin dini Mazdeizm’den almış olması muhtemeldir.[kaynak belirtilmeli]
Şiiliğin inanç esaslarından sayılan Mehdi inancı, akademik çevrelerde pek fazla itibar edilmese de[15] tarih boyunca olduğu gibi tasavvuf ve tarikat merkezli, kendi liderlerini Mehdi, cemaatlerini de Mehdinin cemaati olarak görmek isteyen Sünni toplumlarında da yaygın kabul ve etki gücüne sahiptir.
İslâm tarihinde birçok kişi Mehdi olarak görülmüştür. Bunlardan ilkinin de Ali olduğu ifade edilmektedir.[16] Daha sonra oğlu Muhammed bin Hanefiyye de bir grup tarafından Mehdi olarak kabul edilmiştir.[17] Öte yandan Ömer bin Abdülazîz için de Mehdi sifatının kullanıldığını görmekteyiz.[18] Keza Muhammed en-Nefsüzzekiyye bizzat babası tarafından Mehdi unvanıyla takdim edilmiş ve Mehdi olduğu söylenmiştir. Yine Abbasi halifesi Muhammed el-Mehdî bin Abdullâh Mansûr da babası Mansur tarafından Mehdi olarak sunulmuştur.[19]
Etimoloji
Mehdi kelimesi Arapça, h-d-y Arapça: ه-د-ي kökeninden gelmekte ve sıklıkla "hidayet/hidayete erdirilmiş" anlamlarında kulanılmaktadır.[20][21] Kur'an'da Mehdi kelimesi geçmemekte ve doğrudan bir ayet bulunmamakla birlikte[21][22] bazı ayetlerde geçen, rehberlik etmek anlamındaki "hada" ifadesi, mehdiye inanan grup ve kişiler tarafından mehdi veya mehdi devri ile ilişkilendirilir.
Dinî kaynaklar
Mehdi hadisleri
Hadisler Muhammed'in ölümünden sonraki yüzyıllar içerisinde, bir ravi zinciri ile Muhammed'e isnad edilen sözlerin toplanıp yazıya geçirilmesi ile oluşturulan İslam sözlü kültür ürünleridir. Bu sözlerin Muhammed'e aidiyetleri ve dini anlamda güvenilirlikleri değişik tartışmaların konusu olagelmiştir. Mehdi ile ilgili hadislerin oy birliği ile uydurma kabul edilen hadislerden olduğu bazı kaynaklarda kaydedilmektedir.[3] Enes bin Mâlik, Buhârî ve Müslim'in Mehdi kelimesinin geçtiği rivayetlere yer vermediği de belirtilmektedir.[4]
Hadislere göre Mehdi kadar, Mehdi’nin talebeleri de üstün kişilerdir. Her grupta bu üstünlükleri elde edebilmek ve kendi liderinin Mehdi olduğunu ispat edebilmek için binlerce hadis uydurulmuştur. Bu yüzden Mehdi’nin dış görünüşü, yapacakları ve çıkacağı yer hakkında birbiriyle çelişen çok sayıda hadis vardır; Bir hadise göre Mehdi Şam’dan, diğerine göre Kufe’den, bir diğerine göre İstanbul’dan, yine bir başka hadise göre ise Medine’den çıkacaktır.[23]
- Horasan tarafından gelen siyah sancaklılara katılın. Onların içinde Allah'ın halifesi Mehdi vardır. (Abbasoğulları) [Hakim, İ.Ahmed, Deylemi]
- Bazı hadis rivayetlerine göre Mehdi, Ehl-i beyttendir ve Fatıma'nın soyundandır.[24]
- Kıyâmetin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah benim Ehl-i beytimden bir zatı gönderecek yeryüzü zulümle dolduğu gibi, o yeryüzünü adaletle dolduracak.[25]
-"İnsan ona gelecek ve "ey Mehdi! Bana da ver, bana da ver!" diyecek; Mehdi de onun esvabını taşıyabildiği kadar dolduracaktır."[26]
-Ebû Said el-Hudrî'den rivayet edilmiştir; dedi ki: "Peygamberimizden sonra bir hadise baş göstermesinden korktuk ve Resulullah'a sorduk, buyurdu ki: Ümmetimde Mehdi vardır; çıkacak ve beş veya yedi veya dokuz -şübhe eden, ravilerden Zeydî'dir- yaşayacaktır." (Tirmizî)
- Ehl-i beytimden bir zat yeryüzüne hakim olmadıkça kıyamet kopmaz. Onun alnı açıktır, kemer burunludur. Yeryüzü zulümle dolu iken, o, Dünya'yı adaletle doldurur. İdaresi yedi yıl sürer. (Müslim)
-"Allah Resulu buyurdu: İmamınız aranızda olduğu halde, Meryem oğlu nazıl olduğu zaman haliniz nasıl olacak[27]
-"Allah Resulu: Ümmetimden her zaman Kıyamet gününe kadar hak yolunda savaşan bir grup olacak. İsa bin Meryem inecek ve Müslümanların emiri ona söyleyecek: "Namazımızı kıldır" O söyleyecek: "Hayr. Sizlerden bazınız diğerine emirdir. Bununla Allah bu ümmeti üstün etmiştir."[28]
- Ümmetim yağmur gibidir, sonu mu, yoksa başlangıcı mı hayırlıdır, bilinmez. Evveli ben, ortası Mehdi ve sonu Mesih olan bir ümmet, asla helâk olmaz. (Tirmizî)
Tarihsel gelişim
Mehdi deyimi "bir inanç olarak" tarihte ilk kez Keysanilik hareketinde ilk imam olarak bilinen Ali'nin oğlu Muhammed bin el-Hânifîyye için kullanılmıştır. Ayrıca Haris b. Süreyye, Abdullah bin Zübeyr, Ali’nin kölesi Keysan, oğlu Hüseyin, Abdullah bin Zübeyr, Muhtar es Sakafiye bağlı Ali, Emevi halifesi Süleyman bin Abdülmelik ve Yezid'in oğlu Ebu Muhammed için de mehdilik iddia veya isnadları bulunmaktadır.[14]
Ayrıca Mehdilik İbrahim'e, Muhammed'e, Dört Halife'ye ve Abbâsîler'in 34. halifesi olan Nâsır'a da atfedilen sıfatlardandır.[kaynak belirtilmeli] Emevîler'in son döneminde Mehdi inanışı yayılmıştır. Abbâsîler bu inanıştan istifade ederek Emevîler ile mücadele etmiştir. Bu durum Abbâsîler'in 3. halifesi olan Muhammed ibn Mansûr'a da "el-Mehdî" lâkabı ile yansıtılmıştır.
Müslümanlar, değişik kurtarıcı fikirlerinden etkilenmiş olsalar da, kendi sosyal şartlarına uygun olarak farklı bir Mehdî profili (veya profilleri) ortaya koydular. Şiî önderler yeni bir kurtarıcı beklemek yerine, On İkinci İmam’ın ölmeyip Gayba'ya girdiği ve ileride yeniden ortaya çıkacağını ileri sürdüler. Şiîlikte Mehdîlik iddiaları, ileride gelecek bir Şiî hükûmetin sembolü olarak kullanılmaktaydı. Fakat sonraları Şiî ekol Mehdî'yi gerçek manada anladı ve İmamiye kolu onu beklemeyi bir inanç esası haline getirdi. Mehdî’ye birçok vasıflar yükleyerek, hakkında rivayetler uydurdular.[29] Yüzlerce sayı ile ifade edilebilecek bu rivayetler günümüzde sünnni kesim tarafından da makbul sayılan pek çok kaynakta yer almaktadır. İnanç hicri 3. Yüzyılın sonlarından itibaren İslam dünyasına yerleşmiştir.
- Mehdicilik hareketleri
- İbn Tûmert, Tevhid'e ağırlık veren ve Mâlikîlik'i eleştiren hareketi başlatarak 1121'de kendini Mehdi ilan etmiş ve Murâbıtlar'ı yıkmayı amaçlamıştır. 1130'de İbn Tûmert ölmüş ve ardından Abdülmü’min el-Kûmî tarafından Muvahhidler kurulmuştur.
Dünya'da Mehdîci hareketlere dayanan diğer isyanların meydana geldiği ülkeler ve yılları; Kuzey Nijerya (1804), Hindistan (1820, 1828 ve 1880), Cava (1825), İran (1844), Cezayir (1849, 1860 ve 1879), Senegal (1854), Sudan (Muhammed Ahmed el-Mehdi) (1881) ve Somali.
Osmanlı'da Mehdîci hareketler olarak kabul edilen Rafızî isyanları önemli yer tutmaktadır. Bu hareketlerin ilk örnekleri 1240 yılındaki Babaî Ayaklanması, son örneği ise 1665 tarihindeki Seyyid Abdullah İsyanı'dır. 1511 deki Şahkulu İsyanı, 1520’de Bozoklu Celal ve 1527 tarihli Kalender Şah isyanları ihtilalci Mehdîci hareketlerin önemlileri olup 1525-1528 tarihleri arasında Adana ve İç Anadolu’da ortaya çıkan küçük çaplı hareketler de vardır. İsyan önderlerinin tamamına yakını, müritleri tarafından şeyh olarak görülen, kendilerini Mehdî ilan etmeden evvel, bir mağaraya çekilerek uzun bir süre inziva hayatı yaşayan, inzivadan çıktıktan sonra Allah ile temas kurduklarını ve O’nun kendisini görevlendirdiğini açıklayarak ayaklanmayı başlatan kişilerden oluşur. Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman ve IV. Murad da Mehdî-i ahir zaman olarak vasıflandırılmışlardır.
Sünni İslam'da Mehdi inancı
Sünni İslam'da Mehdi'ye kıyamet öncesinde gelecek ve ümmeti birleştirerek deccal veya yalancı Mesih'e karşı savaşacak ve Mesih ile dayanışma içerisinde İslamın kısa süreli dünya hakimiyetini gerçekleştirecek Muhammed'in soyundan bir halife olarak inanılır.
Sünni ekol tarikat ve cemaat mensupları arasında Mehdi yerine daha çok eşdeğer anlamlar ifade eden kelimeler kullanılmaktadır. Bunlar Kutub, Hâtemü'l-Evliyâ gibi deyimler[14] olmakla beraber kullanılan terimler bununla sınırlı değildir. Ahir zaman ile birlikte kullanılan halife, imam, devrin imamı, sahibüz zaman vb. deyimler de anlamsal içerik olarak Mehdi kavramı ile ilişkilendirilirler. Mehdinin kendisini bilmeyeceği, kendi mehdiliğinin farkında olmayacağı ve çevresindeki kişilerin bunun farkına varacakları ve kendisine zorla biat edileceği rivayetleri dolayısıyla, önde gelen pek çok siyasi ve dini önderin, bunu dile getirmeseler, hatta şiddetle reddetmiş olsalar bile beklenen mehdi olduklarına ve zamanı geldiğinde Mehdi’den beklenen fonksiyonları eda edeceklerine inanılır.[30]
Tarikat ve cemaat merkezli birçok Sünni toplulukta Mehdi beklenmektedir. Mehdi'nin kıyamete yakın dönemde zulüm ve adaletsizliğin her tarafı kapladığı bir zamanda gelip yeryüzünü adaletle dolduracağı ve İslâmı hâkim kılacağına ve Ehl-i beytten bir kişi olacağına inanılır. Şiilik'ten farklı olarak Mehdi beklentisi ölmüş veya kaybolmuş bir kişinin dönmesi şeklinde değil, kıyamete yakın gelecek bir kişinin Allah tarafından seçilmesi veya görevlendirilmesi şeklindedir.
Mehdi kıyamete yakın bir zamanda dünyaya gelecektir ve O'nun geliş kıyamet alametlerinden birisi olarak değerlendirilir. “Dünyayı küfür kaplamadıkça Mehdi gelmez.”[31] Birçok kaynakta mehdi ile ilgili hadislerin mütevatir derecesinde olduğu da ifade edilmiştir.
Mehdi devri bir "altın çağ" olarak resmedilir.[32]
Mehdilikle ilgili olumsuz görüş bildiren sünni kaynaklar da bulunmaktadır;
Abdulaziz Bayındır ve Yaşar Nuri Öztürk'ün de aralarında bulunduğu bazı Sünni otoriteler Mehdi inancını tamamıyla reddederler.[33][34] Prof. Ali Bardakoğlu mehdicilikle ilgili olarak "Mehdici, Mesihçi… Allah, Peygamberle görüşen bir dini propagandanın bir enfeksiyon alanı oluşturduğunu, uygun şartlar olduğunda kanlı, gizli hesaplara girebileceğini anlatmak istiyorum. Mehdici hareketler, İslam düşüncesinin ciddi bir enfeksiyon alanıdır." ifadelerini kullanmıştır.[35]
Bazı hadislerde İsa’nın Şam’ın doğusunda Beyaz Minare'ye geleceği, Mehdi ile buluşacağı ve Deccal'i öldüreceği anlatılmaktadır. Bu hadislerin aşağıdaki ayet ile çeliştiği ifade edilir.
"Ey İsa, seni vefat ettireceğim, seni kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden ayıracağım". (Ali İmran 55)
Hüseyin Atay bu ayet ile ilgili şu yorumu yapar:
“ | Hz. İsa hakkında Kur'an-ı Kerîm’in verdiği bilgi içinde onun öldüğü fakat öldürülmediği bilinmektedir. Bunlara göre: Hz. İsa ölmüştür, hayatta değildir ve bir daha da bu Dünya'ya geri dönmeyecektir. Hadislerle iman esasları sabit olmaz ve Kur'an-ı Kerîm’e eklemeler yapılamaz. Hristiyan kültünden ve kültüründen, Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslâm literatürüne geçen hikayelerden birinde ise; Hz. İsa’nın ölmediği, göğe çıkarıldığı ve kıyamet kopmadan dünyaya Şam’daki minareden ineceği anlatılmaya başlanmıştır. Hristiyan mitolojisi İslâmlaştırılarak Müslümanlar’ın inançları arasına sokulmuştur. Öyle ki buna inanmayanlar, aklı başında sanılanlar tarafından bile kafirlikle itham edilmektedirler.[36] | „ |
Şiîlik'te Mehdi inancı
“ | Mehdi bizdendir. Allah bu dini nasıl bizimle paylaşmışsa, Onunla da sona erdirecektir. Ve onlar bizimle nasıl şirkten kurtulmuşlarsa, onunla da fitneden kurtulacaklardır.[37] İnsanlar 1400 senesinde Mehdi’nin yanında toplanacaklardır.[38] | „ |
“ | Mehdi öncesi yaşanacak karanlık ve buhranlı, açlık, kıtlık, savaş ve sürgünlerin yoğun olarak yaşandığı dönem yerini, Mehdi devrinde kuzularla kurtların, avcılarla avların birlikte huzur içinde yaşadığı, savaş, sürgün, adaletsizlik gibi insani sorunların, deprem, sel, tayfun, kuraklık kıtlık gibi doğal afetlerin asla yaşanmayacağı olağanüstü bir devre bırakacaktır. Bolluk o kadar artacaktır ki hazinelerin kapısı arkasına kadar açık olacak, ancak herkes mal ve mülk açısından o kadar doymuş olacaktır ki kimse dönüp bakmayacaktır.[39] | „ |
Keysanîlik'te
Şiilik'in ilk kollarından Keysanilik'e bağlı olan Muhtar es-Sekafî, Muhammed bin Hanefiyye'yi Mehdi[40] ilân ederek Kufe'de isyan ettiği zaman ilk defa Mesih anlamında Mehdi kelimesi kullanılmıştır.[40] Milâdî 700 yılında isyan bastırılıp Muhammed bin Hanefiyye öldüğünde bir kısım Keysaniler, onun ölmediğine ve geçici olarak Redvâ dağında saklandığına inanmışlardır. Böylece Gayba ve Rücu inanışları ortaya çıkmıştır.[40]
Keysanilik'in kollarından biri olan Ravendiyye ve Galiyye siyâsî mezheplerinin dokuzuncu imâmı Mansûr'un oğlu olan Ebu Abdullah Muhammed'ın Sünnilik'i resmî devlet mezhebi olarak kabul etmesi neticesinde Abbâsîler döneminde Mehdi’nin gelişi beklentisi de sona ermiştir.[40]
Onikicilik'te
Onikicilik'te Mehdi inancı ve Mehdi'nin geri dönüşünü beklemek itikâdî inanç esaslarındandır. Şiiliğin çoğunluğu oluşturan Caferilik ve Alevilik kollarında Mehdi Sünnilikten farklı olarak kayıp imam olan Mehdî el-Muntazar'ın geri dönmesi şeklindedir.
Câferîler'de
Şiilik'in en büyük kollarından Caferilik'te Onikinci İmâm Mehdî el-Muntazar (Arapça: محمد المهدي)'ın babası Onbirinci İmâm Hasan el-Askerî'nin 874'te ölümünün hemen ardından 4, 5 yaşlarındayken gayba haline girerek 940'e kadar Küçük Gayba halinde yaşadığına ve 940'den sonra da büyük gayba haline girdiğine inanılır. Bu inancın kökeninin Keysanîlik'ten etkilenerek ortaya çıktığı sanılmaktadır.[kaynak belirtilmeli]
Alevilerde
Alevilik'te On İkinci İmâm olan Muhammed Mehdi, "Mehdi" olarak bilinir.
Yedicilik'te
Karmatîler'de
Yediciler'in en önemli kollarından biri olan Karmatîler, İsmaililik'in kurucusu Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir'in gayba halinde Mehdi olarak saklandığına inanmışlar ve geri dönüşünü beklemişlerdir. Daha sonra kendini Mehdi ve Halife olarak ilân eden ilk Fâtımî Halifesi Ubeydullah El Mehdi ortaya çıktığında dahi Fâtımîler'in halifeliğini tanımayarak Muhammed bin İsmâil eş-Şâkir'in Mehdi olarak geri dönüşünü beklemeğe devam etmişlerdir.
Fâtımîler'de
İsmaililik mezhebinde, diğer sülaleden gelen ve gayba eden Mesih'in Kaim olarak Rücu edeceğine inanmışlar ve daha sonra da bu inancı Fâtımîler'in İkinci imâmı olan Kaim'in adına yansıtmışlardır. Mustali fıkhına göre ise Mehdi Yirminci Müsta'lîlik-Tâyyîb’îyye imâmı olan Onuncu Fâtımî Hâlifesi El-Âmir bi'Ahkâmillâh'ın oğlu Tayyib Ebu'l-Kasım'dır.
Dürzîler'de
Dürziler'de kendilerini kurtarmak üzere Fâtımî halifesi El-Hakim Bi-Emrullah'ın dönüşünü beklemektedirler.
Yakın tarihte Mehdilik iddiasında bulunan kişi ve gruplar
Muhammed Ahmed
Muhammed Ahmed, 1881'de kendisini Mehdi ilan ederek Mısır ve İngiliz sömürge yönetimine isyan etti. Bugün hala takipçileri var.
İslam Milleti
Elijah Muhammed Mehdi olduğunu iddia etmişti.
Babîlik
Caferilik'in Şeyhilik koluna bağlı Seyyid Ali Muhammed'in 1844 yılında Mekke'de Hac yaptığı esnada kendisini Mehdi ilân etmesiyle ortaya çıkan dinî bir akımdır.
Bahaîlik
Bahâîlik, İran'daki Babilik akımından ortaya çıkarak Bahaullah tarafından Mehdi inancı temeli üzerine kurulmuş olan yeni bir dindir.
Ahmediyye hareketi
Mirza Gulâm Ahmed, Pakistan kökenli, Kadıyanilik olarak da isimlendirilen Ahmediyye hareketine göre Mesih ve Mehdi'dir.[41] Ahmedîlik bu konuda Mesih ve Mehdi'nin tek ve aynı kişi olduğunu ifade eden hadisleri öne çıkartmıştır.[42]
Mirza Mesih ve Mehdiliğinin yanında Krişna'nın en son avatarı olduğunu da iddia etmiştir.[43]
Risale-i Nur ekolünde
Nur Cemaati, yaşanılan zaman diliminin ahir zaman olduğu, bu zamanda komünist-materyalist felsefenin (maddiyyunluk) ilmi de arkasına alarak imana karşı büyük bir yıkım (deccaliyet) faaliyeti içerisinde olduğu, bu zamanda en önemli görevin "hizmet-i imaniye ve Kur'aniye" adı verilen Risale-i Nur yoluyla iman kurtarma olduğuna ve bu hizmetin Mehdi’nin birinci ve en büyük görevi olduğuna inanır. Onlara göre Mehdi'nin diğer görevleri ise imanın hayata geçirilmesi, Hilâfet'in ihyası ve şeriattır.[46][47] Mehdi’nin kim olduğu konusunda ise değişik görüşler vardır.[48] Nurcuların bir kısmı "Ahir Zamanın Büyük Mehdisi" olarak Said Nursî'ye inanırlarken[49] bir kısmı ise Mehdi’nin Said Nursî'den sonra gelecek ve yaşayacak bir şahıs olduğuna inanmaktadırlar.[30][50][51]
Fethullah Gülen, kendisinin Mehdilik konusunda bir iddiasının bulunup bulunmadığı bilinmiyor. Ancak kendisinin gerçekte 27 Nisan 1941 olan doğum tarihinin yerine Nurcular arasında Deccal olarak kabul edilen Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm tarihinden bir gün sonra 11 Kasım 1938'i ileri sürüyor ve Deccal öldü, Mehdi doğdu inancına telmihte bulunuyor.[52] Yine dini anlamda en yüksek payelerden olan kendisinin "Allah ile görüşme" iddiası[53] bulunmakta, bir kişinin çevresi onun Mehdi olduğuna inansa ve kendisi de buna kanaat getirse[54] bile bunu ilan etme gibi bir görevinin bulunmadığını söylemektedir.[55] Kendisi ve yakın çevresinin sır olarak saklanan bir başka inancı ise Fethullah Gülen'in Mehdiliğine inanılmasıdır.[56][57]
Adnan Oktar'ın müritlerine, hadislerde sözü edilen kutsal kişi Mehdi olduğunu ima ettiğine ve onları buna inandırdığına dair bazı iddialar bulunmaktadır.[58][59][60]
Oktar, bir röportajında Mehdilik iddiasında bulunduğunu reddetmiştir.[61] Ancak aynı röportajında "Mehdi'nin Mehdi olduğunu söylemeyeceğini, bir insanın Mehdi olduğunu söylemesi halinde dinden çıkacağını, Mehdi hakkındaki hadislerle 'tam bir uyum' içinde olduğunu, Mehdi'nin tarifinin kendisine 'tıpatıp uyduğunu', yine de tüm bunların bir tesadüf olabileceğini" belirtmiştir.[61] Adnan Oktar'a göre Mehdilikle ilgili 200 hadis kendisine tıpatıp uymaktadır.[62] Ayrıca O’na göre Mehdi'nin ismi Adnan,[63] çıkış yeri de İstanbul[64] olabilir. Adnan Oktar, cemaate ait bir sitede yayınlanan başka bir röportajında, Mehdi ve İsa'nın yeniden geldiklerini, şu an "dinsizlerin, materyalistlerin ve müşriklerin, siyasi ya da başka şekillerdeki saldırılarından korunmak için gizlendiklerini" ileri sürmüştür.[65]
Diğerleri
Basralı Ahmed el-Hasan 1999 yılında "Ensaru'l-Mehdi" ismiyle örgütlenerek, kendisinin Mehdi'nin öncüsü ve hazırlayıcısı olduğu iddiasıyla davetine başlamıştır.[66]
Ayrıca bakınız
Kaynakça
Wikiwand in your browser!
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.