Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Murabıtlar (Arapça: المرابطون al-Murābiṭūn[11]), Günümüzdeki Fas topraklarında merkezlenen bir Berberi Müslüman hanedanıydı.[12][13] 1050'lerde başlayıp 1147'de Muvahhidler'in eline geçene kadar Batı Mağrip ve Endülüs'e kadar uzanan bir imparatorluk kurdular.[14]
Murâbıtlar | |||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1050-1147 | |||||||||||
Almoravid hanedanı, Fas'ın en geniş çaplı (12. yüzyılın başları) yönetici hanedanı. | |||||||||||
Tür | İmparatorluk | ||||||||||
Başkent | |||||||||||
Resmî dil(ler) | Arapça[8][9] | ||||||||||
Yaygın dil(ler) | Berberi dilleri, Arapça, Mozarapça | ||||||||||
Resmî din | İslam | ||||||||||
Hükûmet | Monarşi | ||||||||||
Emir | |||||||||||
| |||||||||||
Tarihçe | |||||||||||
| |||||||||||
Yüzölçümü | |||||||||||
1120[10] | 1.000.000 km2 | ||||||||||
|
Murâbıtlar, günümüzde Moritanya ve Batı Sahra'da yaşayan göçebe Berber kabileleri olan Lamtuna, Gudala ve Massufa'nın bir koalisyonundan ortaya çıktılar[15][16] ve Draa, Nijer ve Sénégal nehirleri arasındaki toprakları geçtiler.[17][18] Mağrip'e doğru genişlemeleri sırasında, yaklaşık 1070'te başkent olarak Marakeş şehrini kurdular. Bundan kısa bir süre sonra imparatorluk iki kola ayrıldı: Yusuf bin Taşfin ve torunları tarafından yönetilen, Mağrip merkezli kuzey kolu ve Ebû Bekir bin Ömer ve torunları tarafından yönetilen, Sahra merkezli güney kolu.[15]
Murâbıtlar, kontrollerini Endülüs'e (İber Yarımadası'ndaki Müslüman toprakları) kadar genişlettiler ve bu bölgedeki Hristiyan krallıklarının ilerleyişini geçici olarak durdurmada önemli rol oynadılar; 1086'daki Ez-Zellaka Muharebesi, en önemli zaferleri arasındadır.[19] Bu, Mağrip ve Endülüs'ü ilk kez siyasi olarak birleştirdi[20] ve Murâbıtlar böylece Batı Akdeniz'deki ilk büyük Berberi liderliğindeki İslam imparatorluğuna dönüştüler.[21] Yöneticileri hiçbir zaman halife unvanını talep etmediler ve bunun yerine Bağdat'taki Abbasi Halifelerinin hakimiyetini resmen kabul ederken Emir el-Müslimîn ("Müslümanların Emiri") unvanını aldılar.[22] Murâbıtlar dönemi, Sahra bölgesinin İslamlaşmasına ve Batı Mağrip'in kentleşmesine önemli katkılarda bulunurken, Endülüs ile Afrika arasındaki temasın artmasıyla kültürel gelişmeler de hız kazandı.[20][23]
Kısa bir zirveden sonra, Endülüs'teki Murâbıt gücü 1118'de Zaragoza'nın kaybından sonra azalmaya başladı.[24] Çöküşlerinin nihai nedeni, İbn Tûmert tarafından 1120'lerde Mağrip'te başlatılan Masmuda liderliğindeki Muvahhid isyanıydı. Son Murâbıt hükümdarı İshak bin Ali, Muvahhidler 1147'de Marakeş'i ele geçirip kendilerini hem Kuzey Afrika'da hem de Endülüs'te yeni egemen güç olarak kurduklarında öldürüldü.[25]
Batı dillerinde hanedan için kullanılan "Almoravid" terimi, İspanyolca: almorávide aracılığıyla "Arapça: al-Murabit" (Arapça: المرابط) kelimesinden gelir.[26] "Arapça: al-Murabit" kelimesindeki Arapça: b harfinin İspanyolca: almorávide kelimesindeki İspanyolca: v harfine dönüşmesi, İspanyolcada betasizmin bir örneğidir.
"Arapça: al-Murabit" kelimesi tam anlamıyla "bağlayan kişi" anlamına gelir ancak mecazi olarak "bir kalede savaşa hazır olan kişi" anlamına gelir. Terim, r-b-t (Arapça: ربط "Arapça: rabat": bağlamak, birleştirmek veya Arapça: رابط "Arapça: raabat": kamp kurmak) kökü aracılığıyla Kuzey Afrika sınırındaki bir manastır-kale olan Arapça: ribât Arapça: رِباط kavramıyla ilişkilidir.[27][28]
"Murâbıt" ismi, günümüz Fas'ında, Sus al-Aksa'da Veccâc bin Zellû adlı bir alim tarafından kurulan "Dârü'l Murâbitin" adlı bir Mâlikî hukuk okuluna bağlıydı. İbn Zellû, öğrencisi Abdullâh bin Yâsîn el-Cüzûlî'yi Adrar'ın (günümüz Moritanya'sı) Sanhâce Berberilerine Mâlikî İslam'ı vaaz etmesi için gönderdi. Bu nedenle, Murâbıtların ismi, "Allah yolunda bir araya gelenlerin evi" olan Dârü'l Murâbitin'in takipçilerinden gelmektedir.[29]
Murâbıtların bu unvanı tam olarak ne zaman veya neden edindikleri belirsizdir. 1068'de, zirvelerinden önce yazan Bekrî, onlara zaten el-Murabitun diyor, ancak bunun nedenlerini açıklamıyor. Üç yüzyıl sonra yazan İbn Abi Zar, bunun Abdullâh bin Yâsîn tarafından erken bir zamanda seçildiğini öne sürdü[30] çünkü Adrar'ın (Moritanya) Gudala Berberileri arasında öğretisine karşı dirençle karşılaşınca, bir avuç takipçiyi alıp açık denizdeki bir adada (muhtemelen Arguin Körfezi'ndeki Tidra adası) geçici bir ribât (manastır-kale) inşa ettirdi.[31] İbn İdâri, İbn Yasin'in bu ismi, 1054 yılı civarında Draa vadisinde gerçekleşen ve çok sayıda kayıp verdikleri zorlu bir muharebenin ardından moralleri yükseltmek için "mücadelede sebat etme" anlamında önerdiğini yazar. Hangi açıklama doğru olursa olsun, bu unvanın Murâbıtlar tarafından, kısmen kabile veya etnik kimliklerin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla, kendileri için seçildiği kesin görünüyor.
İsim, gelecekteki Murâbıt ruhani lideri Abdullâh bin Yâsîn'in ilk eğitimini aldığı Aglu köyündeki (günümüzdeki Tiznit yakınlarında) Veccâc bin Zellû'nun ribatıyla ilgili olabilir. 13. yüzyılda yaşamış Faslı biyografi yazarı İbn el-Zayyat el-Tadili ve ondan önce 12. yüzyılda yaşamış Kadı Ayyad, Veccâc'ın öğrenim merkezinin Dârü'l Murâbitin (Murabıtların evi) olarak adlandırıldığını ve bunun İbn Yasin'in hareket için seçtiği ismi ilham etmiş olabileceğini belirtmektedir.[32][33]
Kuzey Afrika, 11. yüzyılın ortalarında Zenâte ya da Zenâta adında Berberî kökenli etnik gruplar tarafından birbirinden bağımsız emirlikler tarafından yönetilmekteydi. Bunlardan Cüdâle'nin (Gudala) reisi Yahya bin İbrahim 1036 yılında gerçekleştirdiği hac dönüşünde Mâlikî fâkihi Ebû İmrân el-Fâsî ile görüşerek Bölgede İslam'ın güçsüz kaldığı kabilelerde dini etkinliklerinin arttırılması konusunda onun desteğini aldı. Bu amaçla din alimi olan Abdullâh bin Yâsîn el-Cüzûlî'yi görevlendirildi. Cüdâle ve ardından Lemtûne (Lamtuna) kabilelerinin topraklarına giden Abdullah bin Yâsîn, gerçekleştirdiği tebliğ etkinliklerinden olumlu bir sonuç alamayınca Lemtûne kabilesi liderlerinden Yahyâ bin Ömer'le ve bazı öğrencileriyle birlikte Sénégal Nehri üzerindeki bir adaya ribât yaptırarak buradan tebliğ ve cihad etkinliklerini sürdürdü. Gerçekleştirilen uğraş sonucunda 1043 yılında Cüdâle ve Lemtûne başta olmak üzere Sanhâce'ye (Sanhaja) mensup kabileler itaat altına alındı. Abdullâh bin Yâsîn, dini yetkileri elinde tutmakla birlikte ordunun kumandasını Cüdâle'nin reisi Yahyâ bin İbrahim'i, o ölünce de Yahyâ bin Ömer'i getirdi. 1053 yılında önemli bir ticaret merkezi olan Sicilmâse (Sijilmasa) ele geçirildi. Yahyâ bin Ömer'in 1055'te ölümünden sonra yerine kardeşi Ebû Bekir getirildi. Ebû Bekir kuzeye yönelerek Sûs bölgesinin merkezi Taroudant'ı 1056 yılında ele geçirdi. Abdullâh bin Yâsîn'e bağlı kuvvetler de Ağmât'ı (Aghmat) ele geçirdikten sonra burasını başkent yaparak Murabıtlar devletini kurdular.
Murabıtlar, Gane Krallığı topraklarına girerek Evdeguşt şehrini ele geçirdiler. Abdullâh bin Yâsîn'in 1059 yılında ölümünden sonra Ebû Bekir bin Ömer önce Bergavata'yı ele geçirdi. 1061 yılında çıkan iç karışıklığı çözmek amacıyla Fas bölgesinin yönetimini amcasının oğlu Yûsuf bin Tâşfîn'e bırakarak Sahra bölgesine gitti. 1062'de Marakeş şehrinin inşasını başlatan Ebû Bekir, 1068 yılına kadar Rif-Tanca arasında kalan bölgeyi tamamen kontrol altına aldı. Daha sonra güneye yönelerek Gāne Devleti'ne bağlı birçok şehri ele geçirdi. 1073 yılında Marakeş yakınlarında Yûsuf bin Tâşfîn' in kalabalık ordusu karşısında tahtını Yûsuf'a devrettiğini açıklayarak ordusunun başında Sahra'ya döndü. Sudan bölgesine hareketle 1076-77 yıllarında Gāne Devleti'nin başkenti olan Koumbi Saleh şehrini ele geçirdi. İslâmiyet'i kabul eden kralı makamında bıraktıktan sonra ordusuyla Batı Sudan'ı ve bölgedeki altın madenlerini ele geçirdi. Bölge halkının büyük bir kısmı İslamiyet'i bu dönemde kabul etti.[36]
Bu esnada Yusuf bin Taşfin' de 1078 yılında önemli bir sahil şehri Tanca' yı ele geçirdi. Daha sonra sırasıyla Vücde, Tilimsan ve Vehrân' dan sonra 1080 yılında Cezayir şehrini ele geçirdi.
Yusuf bin Taşfin, Endülüs'teki Müslüman emirliklerin kendisinden yardım istemesi üzerine 1086 yılında buraya geçerek Ez-Zellaka Muharebesi' nde Kastilya kuvvetlerini ağır yenilgiye uğrattı. Endülüs'teki emirlerin birbirleriyle savaşının devam etmesi üzerine 1090 yılında Endülüs'e geçen Murabıtlar Gırnata ve Maleka şehirlerini ele geçirdiler. Daha sonra İşbiliye, Córdoba, Belensiye, Batalyevs ve Balear Adaları olmak üzere Endülüs' ün büyük bölümü Murabıtların egemenliğine geçti. Ali bin Yusuf döneminde de Murabıtlar' ın Endülüs ve İspanya yarımadasında ilerleyişi sürmüş ve Uclés yakınlarında yapılan savaşta Kastilya kuvvetleri bir kez daha yenilgiye uğratılmıştır. 1112-13 yıllarında Madrid ve civarındaki bazı yerleşim yerleri ele geçirildi. Daha sonraki yıllarda günümüzde Lizbon olarak bilinen Üşbûne, Zaragoza, Pisa, Cenova, Barselona şehirleri ile Mayorka, Minorka ve İbiza adaları ele geçirildi.
En parlak döneminde Tunus'tan Atlas Okyanusu'na, Nijer Nehrinden İspanya'da Ebro nehrine kadar olan topraklara hakim olan Murabıtlar, İber Yarımadası' ndaki Hristiyan krallıkların saldırıları, Kuzey Afrika'daki kabile isyanları ve Muvahhidler' le olan mücadele sonrasında önemli oranda güç kaybetmeye başladılar. Ali bin Yusuf'un son yıllarında Kuzey Afrika ve Endülüs'teki şehirlerin büyük bir kısmı Muvahhidler'in eline geçti. 1144 yılında meydana gelen savaşta Murabıtlar ağır bir yenilgi alan Taşfin bin Ali Vahran, Cezayir' daki kalesine çekildi. 1145 yılında Taşfin bin Ali' nin ölümü üzerine Marakeş'te küçük yaştaki oğlu İbrahim hükümdar ilan edildi. Ancak İbrahim' in hükümdarlığını amcası İshak bin Ali'nin tanımaması üzerine Marakeş'te iç savaş başladı. Murabıtlar arasındaki iç savaştan faydalanan Muvahhidler, 1147 yılında Marakeş'i ele geçirdikten sonra İshak bin Ali ve İbrahim bin Taşfin'i öldürerek Murabıtlar Devletini ortadan kaldırdılar.
Sanhaja kabile liderleri Abdullah bin Yâsîn'in (ö. 1058 veya 1059[a]) manevi otoritesini tanıyor :
Sonraki hükümdarlar:
İbn Taşfin 1.(1040-1059) | |||||||||||||||||||||||||||
Ali bin Yusuf 2.(1061-1106) | |||||||||||||||||||||||||||
Taşfin bin Ali 3.(1106-42) | İshak bin Ali 5.(1146) | ||||||||||||||||||||||||||
İbrahim bin Taşfin 4.(1146-47) | |||||||||||||||||||||||||||
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.