Loading AI tools
George A. Romero'nun, 1968 ABD yapımı bağımsız siyah-beyaz korku filmi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Yaşayan Ölülerin Gecesi[1] (İngilizce özgün adı: Night of the Living Dead), George A. Romero tarafından yönetilen, 1968 ABD yapımı bağımsız siyah-beyaz korku filmi. Filmde, başkahramanlar Ben (Duane Jones) ve Barbra (Judith O'Dea) ile birlikte yedi kişinin, gizemli bir şekilde hayata dönen zombilerden kurtulmak üzere Pensilvanya'nın kırsal kesimindeki bir çiftlik evine sığınmaları ve burada hayatta kalmaya çalışmaları anlatılır.
Night of the Living Dead | |
Yönetmen | George A. Romero |
---|---|
Yapımcı | Karl Hardman Russell Streiner |
Senarist | George A. Romero John A. Russo |
Oyuncular | Duane Jones Judith O'Dea Karl Hardman Marilyn Eastman Keith Wayne Judith Ridley Kyra Schon |
Müzik | Önceden kaydedilmiş stüdyo müzikleri |
Görüntü yönetmeni | George A. Romero |
Kurgu | George A. Romero John A. Russo |
Dağıtıcı | The Walter Reade Organization |
Cinsi | Sinema filmi |
Türü | Korku |
Renk | Siyah-beyaz |
Yapım yılı | 1968, ABD |
Çıkış tarih(ler)i | 1 Ekim 1968 |
Süre | 96 dk. |
Dil | İngilizce |
Bütçe | 114.000 $ |
Hasılat | 42.000.000 $ (2008 itibarıyla 256.147.434 $) |
Devam filmi | Dawn of the Dead (Romero) Return of the Living Dead (Russo) |
Romero'nun 114.000 dolarlık bütçe ile tamamladığı film, sonraki yıllar boyunca birkaç defa vizyona girdikten sonra, ABD'de 12 milyon dolar, diğer ülkelerde ise toplam 30 milyon dolar hasılat elde etti.[2] Film 1968'de ilk defa gösterime girdiğinde, şiddet sahnelerinin açıklığı sebebiyle eleştirildi. Ancak ABD Kongre Kütüphanesi filmi 1999'da "kültürel, tarihi ya da estetik açıdan önemli" olduğu gerekçesiyle Ulusal Film Arşivi'ne dahil etti.[3] Film, ilk dağıtım şirketinin hatası sonucunda kamu malı statüsü kazandı.[4]
Vietnam Savaşı döneminde gösterime giren Yaşayan Ölülerin Gecesi, 1960'ların sonundaki ABD toplumuna yönelttiği dolaylı eleştiriler sebebiyle, çığır açan bir film olarak değerlendirildi. Bir tarihçiye göre film "pek çok yönden yıkıcıydı."[5] İlk zombi filmi olmasa da, Yaşayan Ölülerin Gecesi zombi felaketi alt türünün ilk örneğiydi ve çağdaş pop kültündeki zombi arketipine şekil verdi.[6] Film, Romero'nun yönettiği altı filmlik Yaşayan Ölüler serisinin ilk filmiydi. Filmin ilk tekrar çekiminini Tom Savini 1990'da aynı isimle gerçekleştirdi. İkinci tekrar çekim ise, 2006'da Night of the Living Dead 3D adı altında yapıldı.
Kardeş olan Barbra (Judith O'Dea) ve Johnny (Russell Streiner), babalarının mezarına çiçekli bir haç bırakmak için Pensilvanya kırsalındaki bir mezarlığa giderler. Burada Johnny, mezarlıklardan korkan kardeşiyle "Seni almaya geliyorlar Barbra!" diyerek alay eder. Birden, solgun yüzlü bir adam (S. William Hinzman) Barbra'yı yakalar. Onu kurtarmak için adamla mücadele eden Johnny yere düşer ve kafasını bir mezar taşına çarparak ölür. Johnny'nin arabasına sığınan Barbra, anahtarı olmadığı için arabayı çalıştıramaz ve yokuş aşağı hareket ettirdiği arabayla bir ağaca çarpar. Arabayı terk edip yakındaki bir çiftlik evine koşar. Bu sırada mezarlıkta kendisine saldıran adama benzer başka kişilerin de etrafta olduğunu fark eder. İçeri girip evi dolaşmaya başladığında, üst katta korkunç biçimde parçalanmış bir cesede rastlar.
Evden kaçmaya çalışan Barbra, kamyoneti ile eve gelmiş olan Ben'e (Duane Jones) rastlar. Ben, etraftaki saldırganlara bir levyeyle saldırır. Birini öldürdükten sonra vücudunu ateşe vererek diğerlerini kaçırmayı başarır. Tekrar eve girdiklerinde Barbra katatonik biçimde otururken Ben kapılara ve pencerelere tahtalar çakar. Bir sandalyeyi dışarı çıkarıp ateşe vererek zombileri uzak tutmaya çalışır. Evde radyo ile tüfek bulur. İkili bu sırada, Harry ve Helen Cooper (Karl Hardman ve Marilyn Eastman) çifti ile kızları Karen'in (Kyra Schon) ve genç bir çift olan Tom (Keith Wayne) ile Judy'nin (Judith Ridley) kilerde saklanmakta olduğunu bilmemektedir. Zombilerden biri daha önce Karen'ı ısırmıştır ve küçük kız bu sebeple hastalanmıştır. Bu grubun Ben ve Barbra ile karşılaşmasının ardından, Harry hep beraber kilere dönüp kapının önüne barikat kurmayı önerir. Ben ise, bu durumda kendilerini tuzağa düşürmüş olacaklarını savunur. Sonuçta evin içinde kalmayı tercih ederler.
Radyodaki haberlerde, ülkenin doğu kıyısı boyunca bir toplu katliam dalgasının yayılmakta olduğu bildirilir. Ben'in daha sonra üst katta bulduğu televizyonda ise acil durum yayını yapılmakta ve yaratıkların, kurbanlarını yedikleri anlatılmaktadır. Daha sonraki bir yayında, cinayetlerin yakın zamanda ölüp hayata geri dönen kişilerce işlendiği söylenir. Uzmanlar, bilim insanları ve ordu yetkilileri bu hayata geri dönüşün sebebini açıklayamamaktadır ancak bir bilim insanı bu durumun, Dünya'nın atmosferinde patlayan bir Venüs sondasının yaydığı radyasyondan kaynaklandığını öne sürer. Son haberlerde, yaratıkların başından vurulmasıyla durdurulabildiği ve şeriflere bağlı silahlı birliklerin düzeni sağlamak için kırsal alanda devriye gezdikleri açıklanır.
Ben, içerideki tüm erkeklerin görev alacağı bir plan ile kamyonete ulaşıp evden kaçmayı tasarlar. Kamyonetin yakıtı bitmiş olduğundan, Harry üst kattan molotov kokteylleri fırlatırken Ben ile Tom dışarıdaki bir benzin pompasına gider. Tom için endişelenen Judy de onların peşine takılır. Pompaya ulaştıklarında Ben, zombileri uzakta tutmak için kamyonetin yanına bir meşale bırakır, ancak Tom meşalenin üzerine yanlışlıkla benzin dökünce araç alev alır. Tom, hasarın büyümesini önlemek için kamyoneti pompalardan uzak bir yere sürer, ancak aracı terk edecekleri sırada Judy'nin sıkıştığını içeride fark eder. Onu kurtarmak için geri döndüğünde araç patlar ve her ikisi de ölür. Ben koşarak eve döndüğünde Harry'nin kapıyı kilitlemiş olduğunu görür. Kapıyı kırarak içeri girer ve Harry'ye saldırır.
Dışarıda bazı yaşayan ölüler, kamyonete tırmanıp Tom ve Judy'nin kömürleşmiş cesetlerini yemeye başlar. Diğerleri ise kapıları ve pencereleri kırarak eve girmeye çalışır. Ben zombileri dışarıda tutmayı başarır ancak bu esnada tüfeğini düşürür. Harry silahı kapıp Ben'e doğrultur, ancak Ben silahı geri alır ve Harry'yi vurur. Kilere yuvarlanan Harry ölür. Kısa süre sonra Helen, kızı Karen'ın yaşayan ölü hâline geldiğini ve babasının cesedini yemeye başladığını fark eder. Karen bir malayı annesine defalarca saplayarak kadını öldürdükten sonra tekrar yukarı çıkar. Bu sırada yaşayan ölüler eve girmeyi başarır ve Barbra, kardeşi Johnny'nin de aralarında olduğunu görür. Barbra'yı alt eden zombiler kadını alıp götürür. Barbra'nın hayatta kalıp kalmadığı bilinmez. Ben, Harry'nin en başta önerdiği şeyi yaparak kendini kilere kilitler. Tekrar canlanmış olan Harry ve Helen Cooper'ı vurduktan sonra, zombilerin gitmesi umuduyla sabaha dek bekler.
Sabah, kalan birkaç zombiyi vurarak ilerleyen bir devriye grubu eve yaklaşır. Dışarıdaki arbedeyi duyan Ben kilerden çıkıp oturma odasında geri döner ve etrafın güvenli olup olmadığını anlamak için camdan dışarıya bakar. Silahlı adamlardan biri, zombi sandığı Ben'i vurarak öldürür. Filmin kapanış yazıları akmaya başlarken Ben'in cesedi evin dışına taşınır ve diğer zombilerin cesetleriyle birlikte ateşe verilir.
Başrol karakteri Ben, o zamanlar tanınmamış bir tiyatro oyuncusu olan Duane Jones tarafından canlandırıldı. Jones'un Ben rolündeki performansı dönemin (1969) bir film eleştirmeni tarafından "nispeten sakin ve saygılı bir zenci" sözleriyle betimlendi.[7] Filmin kahramanı olarak Jones'u seçmek 1968 yılında tartışmaya açık bir seçimdi. O zamanlar, filmin geri kalan tüm oyuncuları beyazken, siyah bir oyuncuyu kahraman olarak kullanmak yaygın değildi. Sosyal yorumculara göre bu seçim kayda değerdi, ancak Romero Jones'u sadece seçmelerde en iyi performansı gösterdiği için seçmişti.[8] Yaşayan Ölülerin Gecesi'nden sonra Jones birkaç filmde daha rol aldı, tiyatroda ise oyuncu ve yönetmenlik kariyerini öldüğü 1988 yılında kadar sürdürdü.[9] Diğer filmlerdeki rollerine rağmen Jones insanların kendisini yalnızca Ben olarak tanıyacağından endişeleniyordu.[10]
23 yaşındaki reklam filmi ve tiyatro oyuncusu Judith O'Dea, Barbra karakterini canlandırdı. Daha önce Hardman ve Eastman ile birlikte Pittsburgh'da çalışmış olan oyuncu, seçmelerin yapıldığı sırada, Hollywood'da sinema sektörüne girmenin yollarını arıyordu. O'Dea bir röportajında filmde rol almasının olumlu bir deneyim olduğunu ancak korku filmlerinden, özellikle Vincent Price'ın House of Wax (1953) filminden, çok korktuğunu söyledi. Oyunculuğunun yanında O'Dea bu filmde aynı zamanda kendi dublörünü de canlandırdı ve bu durumu "bir sürü koşuşturma" olarak tanımladı. Oyuncu Yaşayan Ölülerin Gecesi hakkında "Dürütçesi filmin kültürümüz üzerinde bu kadar kalıcı etkisi olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu" diyen O'dea, filmin kendisine getirmiş olduğu tanınırlığı da hayretle karşılamıştı: "İnsanlar size farklı davranıyor. Ben onlar için sıradan bir Judy O'Dea'yım. Sonra benim Yaşayan Ölülerin Gecesi'ndeki Barbra olduğumu farkediyorlar ve birden artık o kadar da sıradan olmayan bir Judy O'Dea hâline geliyorum."[11]
Yardımcı oyuncuların Yaşayan Ölülerin Gecesi'ne kadar sinema sektöründe hiç deneyimi yoktu. Bu film Tom rolündeki Keith Wayne'in kariyerindeki tek sinema filmi oldu; oyuncu 1995 yılında intihar etti.[12] Ancak Judy rolündeki Judith Ridley daha sonra, Romero'nun There's Always Vanilla (1971) filminde başrollerden birinde görev aldı.[13] Açılış sahnesinde mezarlıkta Johnny'i öldüren zombiyi oynayan S. William Hinzman'ın (filmde adı Bill Hinzman olarak geçer) korku filmi kariyeri bu filmle başladı. Aktör daha sonra birçok korku filminde rol aldı ve iki filmi de yönetti.[14] Hinzman Yaşayan Ölülerin Gecesi'nin 25. yıldönümü için yapılan çekimlerde de rol aldı.
Yapım ekibinde yer alan Karl Hardman, Marilyn Eastman ve Russell Streiner da filmde rol aldılar. Hardman ve Eastman, Harry ve Helen Cooper çiftini canlandırdı. Eastman ayrıca ağaçtan bir böcek alıp ağzına atan kadın zombiyi de canlandırdı. Hardman'ın 11 yaşındaki kızı Kyra Schon, çiftin kızları Karen Cooper rolünde, Streiner ise Barbra'nın kardeşi Johnny rolündeydi. Image Ten'in yapım yönetmeni George Kosana, Şerif McClelland'ı canlandırdı.
Zombi figüranlarında Romero'nun arkadaşları ve tanıdıkları kullanıldı. Romero durumu şöyle anlattı: "Reklamlar ve endüstriyel filmler çeken bir yapım şirketimiz vardı ve reklam dünyasından birçok kişi gelip zombi olmak istedi." Bunun dışında Romero'nun anlatımıyla "Evans City'den birçok kişi de bunun bir şaka olduğunu sandı, gelip makyaj yaptırdılar ve etrafta dolaşmaya başladılar."[15]
Romero sinema kariyerine, Pittsburgh'daki Carnegie Mellon Üniversitesi'nde okurken başladı. 1960'larda, arkadaşları John Russo ve Russell Streiner ile birlikte kurduğu The Latent Image firması için, bazı televizyon reklamlarının ve ısmarlama filmlerin yapımını ve yönetimini üstlendi. Bir süre sonra reklam çekmekten sıkılan bu üçlü, bir korku filmi çekmeye karar verdi. Romero'ya göre amaçları, film endüstrisinin "garabet açlığından" nemalanmaktı.[16] Romero ve Streiner, Pittsburgh'da kurulu endüstriyel film yapım şirketi Hardman Associates'in başkanı ve başkan yardımcısı olan Karl Hardman ve Marilyn Eastman ile irtibata geçerek henüz adı belli olmayan korku filmi projelerini anlattı.[16] Romero'nun diğerlerini ikna etmesi sonucunda; Romero, Russo, Streiner, Hardman ve Eastman'ın da ortaklığıyla Image Ten isimli yapım şirketi kuruldu. Bu şirketin, on ortağının her biri tarafından kâra iştirak amacıyla ödenmiş 600'er dolardan oluşan 6.000 dolarlık kuruluş sermayesi vardı. Film için 6.000 dolara daha ihtiyaç olduğu anlaşılınca, on yeni ortak daha bulundu, ancak bu tutar da film için yeterli olmadı. Image Ten şirketi sonunda film için, yaklaşık 114.000 dolarlık bütçe toplamayı başardı.[16][17]
Monster Flick[18] başlığı altında John Russo ve George A. Romero tarafından korku komedisi türünde yazılan ilk senaryo taslağında, ergenlik çağındaki bir grup uzaylının Dünya'yı ziyaret etmeleri ve kendi yaşlarındaki insanlarla arkadaşlık kurmaları anlatılıyordu. Başka bir versiyonda ise evinden kaçan genç bir adam, uzaylılar tarafından yiyecek olarak kullanılmak üzere bir çayırda toplanmış, çürümekte olan insan cesetleriyle karşılaşıyordu. Büyük bölümü Romero tarafından 1967'de üç gün içinde yazılan son taslakta ise, Romero'nun "ghouls (gulyabaniler)" olarak tanımladığı yeniden canlanmış insan cesetleri, yaşayan kişilerin etleriyle besleniyordu.[19] 1997'de BBC'nin Forbidden Weekend programına verdiği bir söyleşide Romero, senaryonun sonunda üç bölümlük bir öykü hâline geldiğini söyledi. İlk bölüme Yaşayan Ölülerin Gecesi'nde yer verilirken, devam filmleri olan Dawn of the Dead (1978) ve Day of the Dead (1985) için diğer iki bölüm kullanıldı.[20]
Romero'nun ilham kaynağı, Richard Matheson'ın gelecekteki Los Angeles kentinde gerçekleşen bir salgın hastalığı anlatan, 1954 tarihli Ben, Efsane! isimli korku romanıydı. Bu romanda salgına yakalananlar vampir olarak hayata dönüyor ve hastalığa yakalanmayan kişileri avlamaya başlıyordu.[17][21][22] Yaşayan Ölülerin Gecesi filminin nasıl ortaya çıktığını anlatırken "Richard Matheson'un Ben, Efsane! adlı bir romanından aşırdığım kısa bir öykü yazmıştım."[23] diyen Romero, bu durumu şöyle açıklamıştı:
“ | Ben, Efsane!'nin devrim hakkında olduğunu düşündüm. Kendime, devrim hakkında bir şey yapacaksan, en başından başlamalısın, dedim. Yani, Richard kitabına bir tek insanın kalmış olduğu noktadan başlıyor, geri kalan herkes vampirleşmiş. Dedim ki, baştan başlamalıyız ve [öyküyü] birazcık değiştirmeliyiz. Vampirleri kullanamazdım çünkü o kullanmıştı, ben de dünyayı sarsacak bir değişiklik yapmayı istedim. Sonsuza kadar sürecek, tam da öykünün kalbinde olacak bir şey. Sonra dedim ki, ya ölüler ölü kalmaktan vazgeçerse? ... Ve öyküler de, insanların bununla nasıl başa çıktıkları ya da çıkamadıklarıyla ilgili oldu. İşte bu, tam da zombilerin bana ifade ettiği şeydi. Richard'ın kitabının, özgün Ben, Efsane!'nin de bundan bahsettiğini düşünüyordum. Küresel boyutta bir değişim olur ve adamın biri çıkıp, bir dakika, ben hâlâ insanım, der. Ama hatalıdır. Git onlara katıl, sonsuza dek yaşa! Bu açıdan bakıldığında hatalıdır, ama öte yandan bu tercihi için ona saygı duymanız gerekir.[24] | „ |
Matheson'ın romanından yapılan resmî uyarlamalar The Last Man on Earth (1964), Tek Adam (1971) ve Ben Efsaneyim (2007) isimli filmlerdir. Matheson, Romero'nun yorumundan pek etkilenmemişti ve bu uyarlamanın "Biraz... sıkıcı" olduğunu düşünüyordu.[25] Ancak yazar daha sonra Romero için şöyle diyecekti: "George Romero iyi bir adam. Ona karşı hiçbir husumet beslemiyorum."[26] Romero'nun Ben, Efsane!'den ilham alışına ilişkin olarak eleştirmen Danél Griffin'in yorumu ise şöyleydi: "Romero, filminin Matheson'ın romanından doğrudan yapılmış bir aşırma olduğunu açıkça kabulleniyor. Ancak ben olsam bu konuda o kadar kesin konuşmazdım. Romero'nun asıl yaptığı, yazarın fikirlerini genişletmek ve bunu yaparken tamamıyla özgün değişiklikler ortaya koymaktı, ki bu durum filmi gerçek bir 'aşırma' olarak yaftalanmaktan oldukça uzaklaştırır."[27]
Russo ve Romero, çekimler sırasında senaryoda değişiklikler yaptı. Karl Hardman'a göre bu değişiklikleri, başrol oyuncusu Duane Jones istemişti:
“ | Özgün senaryoda Ben karakteri basit bir kamyon şoförü olarak çizilmişti ve eğitimsiz, alt sınıftan biri gibi konuşuyordu. Oldukça iyi eğitimli biri olan Duane Jones, rolü yazıldığı gibi oynamayı reddetti. Hatırladığım kadarıyla, Duane karakteri oynarken Ben'in repliklerini, olması gerektiğini düşündüğü şekilde değiştirdi.[16] | „ |
Eastman ise, Helen ve Harry Cooper arasındaki diyalogları içeren kiler sahnesinde değişiklikler yaptı.[16] Başrol akristi Judith O'Dea'ya göre konuşmaların büyük bölümü doğaçlamaydı. O'Dea bir röportajında "Gerçekte bir çekim senaryosu olup olmadığı bilmiyorum! Temelde yapılması gerekenlerin üzerinden geçerdik, sonra da sahneleri oynanması gerektiğini hissettiğimiz şekilde oynardık." dedi.[11] Örneğin, Ben masayı parçalayıp kapının önünde set oluştururken, Barbra'nın zombilerin kendisine ve kardeşi Johnny'ye saldırmalarını anlattığı sahnedeki tüm konuşmalar, o anda "uydurulmuştu".[11] Sahne bir defada çekilmiş ve filmde olduğu gibi kullanılmıştı.[11]
Filmin kısıtlı bütçesi yapım aşamasını büyük ölçüde etkiledi. Hardman bütçeye dair şöyle demişti: "Küçüklüğümüzde izlediğimiz klasik korku filmlerine denk bir filmi çekmeye yetecek kadar para toplayamadığımızı biliyorduk. Yapabileceğimiz en iyi şey, oyuncularımızı uzak bir yerde toplayıp korkunun onları o noktada bulmasını sağlamaktı."[16] Dolayısıyla film sahneleri, Pittsburgh'un 48 kilometre kuzeyindeki Butler County'nin kırsal alanında bulunan Evans City'de çekildi. Açılış sekansının çekimi, bu kasabanın mezarlığında yapıldı. Ev içi çekimlerden üst kat sahneleri, Evans City merkezinde, daha sonra bir aile hekiminin muayenehanesi olarak kullanılan bir evde gerçekleştirildi. Bu bina halen, kasabadaki South Washington caddesi üzerinde, South Jackson ve Van Buren caddelerinin bu caddeye kesiştiği köşelerin arasında bulunmaktadır.
Alt kat ve bodrum sahneleri ile diğer dış çekimler ise Evans City'nin kuzeydoğusundaki bir parkın yakınlarındaki bir alanda yapıldı. Filmdeki bodrum kapısının dış görüntüsü, yapım ekibi tarafından bir duvarda açılan boşluğa yerleştirilen ve ardında hiçbir şey olmayan bir kapıya aitti. Bu çekimlerin yapıldığı evin yıkılmasına karar verilmişti. O yüzden çekimler sırasında verilen zarar onarılmadı. Aynı alanda bugün bir çim çiftliği yer almaktadır.[28][29]
Aksesuarlar ve özel efektler oldukça basit ve bütçeyle sınırlıydı. Örneğin kan olarak, aktörlerin vücuduna Bosco marka çikolata şurubu sürülüyordu.[30] Zombilerin kemirdiği et parçaları için, fırınlanmış jambon ve aynı zamanda bir kasap dükkânı sahibi olan aktörlerden birinin ücretsiz sağladığı iç organlar kullanıldı. İkinci el olan kostümler ekip üyeleri tarafında getirilmişti ya da Goodwill'den alınmıştı. Zombi makyajının yapılışı film ilerledikçe değişti. Önceleri makyaj solgun bir cilt ve koyulaştırılmış gözlerden ibaretti. Sonraki sahnelerde ise, zombilerin daha korkutucu görünmeleri için yaraların ve çürümenin gösterilebilmesi amacıyla cenaze makyajında kullanılan balmumundan faydalanıldı. Sahneler sıralı biçimde çekilmediğinden, ilk makyaja sahip solgun yüzlü zombiler filmde rastgele zamanlarda görülür. Özel efektler, kostümler ve makyaj ile Eastman ilgilendi.[16]
Çekimler Haziran - Aralık 1967 arasında, Night of Anubis ve Night of the Flesh Eaters başlıkları altında gerçekleştirildi.[2][18][31] Romero düşük bütçe sebebiyle çekimde 35 mm'lik siyah beyaz film kullandı. Bu tercih film tamamlandıktan sonra, farklı sebeplerle filmin övgü almasını sağladı. Örneğin film tarihçisi Joseph Maddrey'e göre "gerilla tarzı" bu siyah beyaz çekim sayesinde filmin "savaş zamanı aktüalite filmlerinin gözüpekliğini" yansıttığını söyledi. Maddrey'e göre film, "bir istismar filmi olduğu kadar, sosyal dengenin yıkılışına dair bir belgesele de benziyordu."[32]
Yaşayan Ölülerin Gecesi George A. Romero'nun yönetiği ilk uzun metrajlı filmdi. Romero daha önce, Pittsburgh'da kurulu bir kamu yayımcısı olan WQED'nin çocuk dizisi için Mister Rogers' Neighborhood için kısa filmler çekmişti.[33] Romero'nun Yaşayan Ölülerin Gecesi'ni yönetme kararı, korku filmi yönetmeni olarak bir kariyer başlatmasına sebep oldu. Filmin devam filmlerinin yanı sıra, Season of the Witch (1972), The Crazies (1973), Martin (1977), Creepshow (1982) ve The Dark Half (1993) gibi filmler yönetti.[34] Eleştirmenlere göre Romero'nun yönetmenlik tarzında, 1950'lerin korku ve bilimkurgu filmlerinin etkileri vardı. Örneğin Stephen Paul Miller'a göre "ellilerin schlock shock (ucuz, basit şok edici görüntü) tarzı yeniden canlanmıştı... ve televizyondaki generalin ordu operasyonlarından bahsetme şekli, ellilerin korku filmlerinde kaçınılmaz biçimde yer alan seferberlik çağrılarının yansımasıydı." Ancak yine Miller'a göre "Yaşayan Ölülerin Gecesi daha fazla keyif veriyordu çünkü generalin şatafatlı tavırları yoluyla bu askeri operasyonlar ile", hükûmetin zombi salgınının kaynaklarını bulamaması ve vatandaşlarını koruyamaması ile dalga geçiyordu.[35] Romero ise filmde oluşmasını istediği havayı şöyle tanımlamıştı: "Filmin açılışındaki durumda çoktan umuda çok az yer kalmıştır ve bu yavaş yavaş mutlak umutsuzluk ile nihai trajediye doğru ilerler."[36] Sinema tarihçisi Carl Royer'a göre Romero "kara film tarzındaki ışık gölge tekniğini insanlığın kendine karşı yabancılaşmasını vurgulamak için kullanır."[37]
Birçok eleştirmen aşırı sahneler sebebiyle Romero'nun filmini dikkate almazken, yazar R. H. W. Dillard tabu olanın açık ve ayrıntılı biçimde gösterilmesinin filmin başarısını artırdığını öne sürdü. Yazar şöyle dedi: "Hangi kız, bir an için de olsa, annesini öldürmeyi istememiştir? Ve filmde de Karen, bu yasaklanmış ameli gerçekleştirmek için çok açık bir fırsata sahiptir."[38] Romero filmde sosyal tabulara, özellikle yamyamlığa kilit temalar olarak yer verdi. Zombi yamyamların ilham kaynağı aslında Matheson'un Ben, Efsane! romanıydı, ancak sinema tarihçisi Robin Wood Yaşayan Ölülerin Gecesi'ndeki insan eti yeme sahnelerini 1960'ların son dönemindeki Amerikan kapitalizminin bir eleştirisi olarak görür. Wood'a göre zombiler kapitalistleri temsil eder ve "yamyamlık mülkiyetçiliğin son noktası, dolayısıyla insan ilişkilerinin kapitalizm altında mantıksal sonudur." Yazara göre zombilerin kurbanları ise burjuva Amerikan toplumunda "diğerlerinin", yani sivil haklar aktivistlerinin, feministlerin, eşcinsellerin ve karşıkültürcülerin bastırılmasını temsil eder.[39]
Image Ten şirketinin ortakları hem çekim sürecinde hem de yapım sonrasında görev aldı, kamera filmlerinin takılması, ışıklandırma, dekorların inşası, ses kaydı ve kurgu işlerinde çalıştı.[17] Yapım fotoğrafları Karl Hardman tarafından çekildi ve basıldı. Hardman yapım süresince 1250'den fazla fotoğraf çekti ve kendisi pozlama ile uğraşırken, oyuncuların bazıları da bu fotoğrafların geliştirme, yıkama ve kurutma gibi basım işleriyle uğraştı.[16] Yapım sonrası çalışmaların bitmesinin ardından Image Ten, filmi dehşet verici sahneleri kesmeden gösterime sokmayı kabul edecek bir dağıtım şirketi bulmakta zorlandı. Columbia ve American International Pictures, filmi yumuşatmayı ve son sahneyi yeniden çekmeyi önerdi, ancak bu talepleri yapımcılar tarafından reddedilince filmi dağıtmayı kabul etmedi.[40] Romero bu konuda daha sonra şunları söyleyecekti: "bunu yapmayı hiçbirimiz istemedik. Mutlu bir son düşünemiyorduk. . . . Herkes bir Hollywood sonu istiyordu ama biz silahlarımızdan vazgeçmedik."[33] Sonunda Manhattan merkezli Walter Reade Organization filmi sansürsüz dağıtmayı kabul etti ancak ismini Night of the Living Dead olarak değiştirdi; çünkü önceki başlık olan Night of the Flesh Eaters, daha önce çekilmiş olan The Flesh Eaters isimli filmi hatırlatıyordu.[31] Ancak dağıtım şirketi filmin adını değiştirirken, filmin ilk kopyalarında telif hakkı notunu da kazara silmiş oldu.[4]
Karl Hardman'ın bir röportajına göre filmdeki müzikler, WRS Stüdyosu'nun geniş film müziği kütüphanesinden alındı. Filmde kullanılan müziklerin çoğu Capitol Records kütüphanesinden satın alındı ve filmden bir süre sonra film müziği albümü de yayımlandı. Stok müzikler ise WRS'nin ses teknisyeni Richard Lococo, Philip Green, Geordie Hormel, Ib Glindemann, William Loose, John Seely, Jack Meakin ve Spencer Moore gibi kişilerin çalışmalarından seçildi.
Filmdeki müziklerin bir kısmı daha önce 1959 tarihli bir bilimkurgu B filmi olan Teenagers from Outer Space'de kullanılmıştı. Ayrıca filmde arka planda radyoda kargaşayla ilgili haberler duyulurken Ben'in evdeki dolapta tüfeği bulduğu gergin sahnede kullanılan ürkünç müzik, Lon Chaney, Jr.'ın başrolünde oynadığı 1961 tarihli The Devil's Messenger filminin açılış yazıları ve başlangıcında daha uzun olarak yer almıştı. Barbra'nın mezarlıktaki zombiden kaçışında kullanılan bir başka parça ise 1959 tarihli The Hideous Sun Demon filminin müzikleri arasındaydı. WRS çeşitli sahneler için alternatif müzikler seçmiş, son kararlar ise Romero tarafından alınmıştı. Stüdyo daha sonra bu müzikleri elektronik olarak güçlendirmişti. Ses teknisyeni Lococo'nun seçimleri yerindeydi, çünkü sinema tarihçisi Sumiko Higashi'ye göre müzikler "gerçekleşecek olayların doğasını vurguluyordu".[41]
Ses efektleri de Pittsburgh'daki WRS Stüdyosu'nda oluşturuldu. Filmde kullanılan bütün canlı ses efektlerini ses teknisyeni Richard Lococo kaydetti. Lococo daha sonra efektler hakkında şöyle dedi: "Oluşturduğum tüm efektler arasında duyduğumda hâlâ tüylerimi diken diken eden bir tanesi var, Marilyn'in (Helen Cooper) kızı tarafından öldürülürken attığı çığlık. Judy O'dea'nın çığlığı ise ikinci sırada. Her iki ses de ardı ardına yankılı ve yankısız tekrar ediyordu." Filmin müziklerinden ve diyalog parçalarından oluşan bir film müziği albümü 1982'de Varèse Sarabande tarafından derlenip yayımlandı ama bu albümün CD versiyonu hiçbir zaman hazırlanmadı. Kasım 2008'de 400 Lonely Things kayıt grubu tarafından filmdeki müzikleri ve ses efektleri kullanılarak oluşturulmuş enstrümantal bir albüm yayımlandı.[42] Mayıs 2010'da ise Zero Day Releasing kayıt firması They Won't Stay Dead!: Music from the soundtrack of Night of the Living Dead albümünü çıkarttı. Bu albümde müziklerin alındığı kütüphane kayıtlarının dijital olarak saklanmış versiyonları yer aldı.
Yaşayan Ölülerin Gecesi'nin ilk gösterimi 1 Ekim 1968'de Pittsburgh'daki Fulton Theater'da yapıldı.[43] ABD çapındaki gösterimleri, o dönemde korku filmleri için genel uygulamaya uygun olarak, cumartesi günleri öğleden sonra matinesinde yapıldı ve bu gösterimlere ergenlik öncesi ve ergenlik çağındaki izleyiciler ilgi gösterdi.[44][45] MPAA film reyting sistemi Kasım 1968'de kurulmuştu, dolayısıyla bu filmin gösterimlerinde çok küçük çocukların bile bilet almalarına engel olunmadı. Chicago Sun-Times yazarı Roger Ebert çocukların filme girmelerine izin veren sinema sahiplerini ve ailelerini suçlayan yazılar yazdı. Ebert'e göre "küçük çocuklar kendilerine neyin çarptığının farkında değildi". "Fimlere gitmeye alışıklardı, fakat bu tamamen başka bir şeydi." Ebert filmin izleyicileri anında etkilediğini söylüyordu:[45]
“ | Salondaki çocuklar donakalmıştı. Neredeyse mutlak sessizlik vardı. Film ortalarına doğru keyif verici ürkünçlükten uzaklaşmış ve beklenmedik bir biçimde korkutucu olmaya başlamıştı. Yan tarafımda, koridorun karşısında oturan ufak bir kız vardı, belki daha dokuz yaşındaydı, hareketsiz biçimde oturuyor ve ağlıyordu... Beş altı yaşlarındayken bu filmi izleseniz üzerinizde nasıl bir etki bırakacağını düşünmeye çalışın. O yaşta çocuklar ekrandaki olayları ciddiye alırlar ve kendilerini kahramanla özdeşleştirirler. Kahramanın öldürülmesi sadece mutsuz bir son değildir, trajik bir sondur: Kimse canlı kurtulmaz. Bitmiştir ve hepsi bu kadardır. | „ |
Variety dergisinin filmin ilk gösterime girişinin ardından yaptığı yayınlar filme karşı duyulan kızgınlığı ortaya koyuyordu: "Üst mahkeme şiddetin pornografisi hakkında açık kurallar koyana kadar Yaşayan Ölülerin Gecesi limitleri aşan bir örnek olarak kalmaya devam edecek. Sadece 90 dakika içinde bu korku filmi, Pittsburghlu yapımcılarının, dağıtımcısı Walter Reade'in, tüm film endsütrisinin ve onu gösterime sokanların dürüstlüğüne ve sosyal sorumluluğuna ciddi lekeler sürüyor. Film aynı zamanda bölgesel sinema hareketinin geleceği ile bu sadizm cümbüşüne güle oynaya giden seyircilerin ahlaki sağlığı hakkında şüpheler doğuruyor."[46] Bir başka yorumcuya göre ise eleştirmenler, "filmin dehşet verici sahnelerini sansürletmek için sebepler bulmaya çalışmak" dışında filmle hiç ilgilenmiyorlardı.[47]
Bütün tepkilere rağmen, Take One dergisinden Paul McCullough'a göre ilk gösteriminden beş sene sonra Yaşayan Ölülerin Gecesi "büyük stüdyoların duvarları dışında çekilen korku filmleri arasında en kârlı olanıydı".[48] Film on sene içinde Amerika'da 12 ila 15 milyon dolar gişe yapmıştı. 25 dile çevrilerek Avrupa, Kanada ve Avustralya'da gösterime girmişti.[47] Film uluslararası gösterimlerde 30 milyon dolar hasılat elde etti ve Wall Street Journal'a göre Avrupa'da 1969 yılının en yüksek hasılat elde eden filmiydi.[49][50]
Yayımlanmasının üzerinden 40 yıl geçmiş olmasına rağmen film hâlâ bir klasik olarak ününü korumakta ve olumlu eleştiriler almaktadır. Eleştiri sitesi Rotten Tomatoes'ta %96'lık skorla "Certified Fresh" olarak değerlendirilmektedir[51] ve birçok yorumcuya göre 1968'in en iyi filmlerinden biri kabul edilmektedir.[52][53][54] Empire dergisi 2008'de filmi The 500 Greatest Movies of All Time listesinde dahil etti.[55] The New York Times filme Best 1000 Movies Ever listesinde,[56] Total Film ise The 100 Greatest Movies of All Time listesinde yer verdi.[57] Film Rolling Stone dergisinin de The 100 Maverick Movies in the Last 100 Years listesinde yer buldu.[58]
Yaşayan Ölülerin Gecesi çıkışından yıllar sonra iki büyük başarı elde etti. 1999 yılında Kongre Kütüphanesi tarafından "kültürel, tarihi veya estetik açıdan kayda değer" olduğu gerekçesiyle ABD Ulusal Film Arşivi'ne eklendi.[3][59] 2001 yılında ise Amerikan Film Enstitüsü tarafından oluşturulan 100 Years...100 Thrills listesinde en korkutucu filmler arasında 93. sırada yer aldı.[60] Filmdeki zombiler ise aynı kurumun 100 Years... 100 Heroes and Villains listesinde kötü adamlar kategorisinde aday gösterildi ancak listeye giremedi.[61] Chicago Film Eleştirmenleri Birliği filmi tüm zamanların en korkunç 5. filmi olarak değerlendirdi.[62] Bravo'nun 100 Scariest Movie Moments listesinde ise filme 9. sırada yer verildi.[63]
Yorumcular filmin kanlı özel efektlerinden hoşlanmadı. Variety dergisi filmi "sadizm cümbüşü" olarak adlandırırken "Pittsburghlu yapımcıların dürüstülüğünü ve sosyal sorumluluğunu" sorguladı.[64] New York Times eleştirmeni Vincent Canby filmi "çöp film" olarak değerlendirdi ve "özlü, derli toplu ama gerçekten aptalca" olduğunu öne sürdü.[65]
Yine de bazı eleştirmenlere göre Yaşayan Ölülerin Gecesi çığır açan bir filmdi. Pauline Kael'e göre film "gelmiş geçmiş filmler arasında en iğrenç biçimde korkutucu olandı — ve sinemadan çıktığınızda bütün bu korkunç deneyimi tamamıyla unutmak istiyordunuz . . . Filmin banal ciddiyeti işe yarıyordu ve ona ham bir gerçeklik kazandırıyordu".[66] Bir Film Daily eleştirmenine göre ise "Film korku sinemasının incisiydi ve beklenmedik biçimde üne kavuşan eserlerin tüm temel özelliklerini taşıyordu."[67] Roger Ebert filmin matine seanslarında gösterilmesini eleştirmişti ama "filmin kendisine saygı duyuyordu".[45] Eleştirmen Rex Reed ise söyle yazmıştı: "Bir B filmini klasiğe neyin çevirdiğini görmek istiyorsanız Yaşayan Ölülerin Gecesi'ni izlemelisiniz. Korku filmleriyle ciddi biçimde ilgilenen birinin filmi izlememesi düşünülemez."[68]
Filmin yayımlanmasından itibaren, eleştirmenler ve film tarihçileri Yaşayan Ölülerin Gecesi'ni 1960'ların Amerikan toplumunu, uluslararası Soğuk Savaş siyasetini ve ülke içindeki ırkçılığı eleştiren altüst edici bir film olarak gördü. İlk defa bir korku filmi çağdaş toplumun içine işlemiş huzursuzluk ve kaygıyı, üstelik hiçbir teselli sunmadan yansıtıyordu.[69] The Village Voice gazetesinden Elliot Stein filmi Vietnam Savaşı'na Amerika'nın dahil olmasının ateşli bir eleştirisi olarak değerlendirdi ve şöyle söyledi: "Transilvanya'da değil, Pensilvanya'da geçiyordu — Amerika'nın orta sınıfının savaşıydı ve zombi vahşeti o zamanlar Vietnam'da yükselen ihtilafın grotesk bir yansımasıydı".[70] Sinema tarihçisi Sumiko Higashi de bu görüşe katılıyordu. Ona göre Yaşayan Ölülerin Gecesi Vietnam döneminin korkuçlukları hakkındaki bir korku filmiydi. Higashi şöyle yazmıştı: "Filmde hiç Vietmanlı yoktu, [...] onlarınki yoklukta ortaya çıkan bir varlıktı ve önemleri anlatılan öykünün yorumlanmasıyla anlaşılabiliyordu." Yazar Vietman Savaşı döneminin birçok özelliği ile film arasında paralellik görüyordu: grenli siyah beyaz haber filmleri, "bul ve yok et" operasyonları, helikopterler ve vahşet görüntüleri.[71]
George Romero, Duane Jones'u kadroya dahil etmesinin sebebinin siyahi olması olduğunu kabul etmedi, ama Mark Deming'e göre "filmin kahramana yakın tek karakteri ve tek Afrikalı-Amerikalısı olan Duane Jones'un vahşi sonu filme, çoğu Amerikalı'nın zihninde hâlâ taze olan Martin Luther King, Jr. ve Malcolm X suikastlerinin bir yansımasını ekledi".[8][72] Stein'a göre "altüst edici ilk korku filmi olan bu filmde saygılı zenci, sadece bir grup redneck tarafından öldürülmek için tüm zombilerden kurtuluyordu".[70]
Filmde ayrıca kapitalizm eleştirisi de mevcuttu. Romero filmlerinde insanları bir zombi öldürme yarışına sokuyor, böylece sıradan insanın kapitalizmin elinde zombilerden bile daha tehlikeli hâle geldiğini vurgulamak istiyordu.[73] Nitekim filmin sonunda zombilerden kurtulan tek insan olan Ben, bir vurucu tim tarafından sorgusuzca vurularak öldürülüyordu.
Filmdeki diğer baskın temalar arasında "hükümete ve ataerkil çekirdek aile yapısına karşı hayalkırıklığı"[70] ile "medyanın, yerel ve federal hükümet kurumlarının ve sivil savunma mekanizmasının tamamının yapısında yer alan kusurlar"[74] vardı. Sinema tarihçisi Linda Badley'e göre filmin bu kadar korkunç olmasının sebebi, canavarların uzaydan ya da egzotik bir yerden gelen yaratıklar olmamasıydı; "onlar bizdik".[75] Ben, Barbra ve tüm yardımcı oyuncuların ölümü, izleyicilere korku türünde alışılmamış bir şekilde nihilist bir duygu veriyordu.[76] Filmin bu kötü ve kasvetli sonu, eski toplumun yok oluşunu, kin ve güvensizlik duygularına sahip yeni bir toplumun ortaya çıkışını simgeliyordu.[77] Romero da filmin dönemin gerginliklerini yansıtacak şekilde tasarlandığını söylemişti:
“ | Yıl 1968'di, adamım. Herkesin bir 'mesajı' vardı. Öfkenin ve o davranışların, oradaki her şeyin sebebi altmışlarda olmamızdı. Çiftlik evinde yaşıyorduk, yani sürekli imalar ve anlamlar hakkında tartışmalar yapıyorduk ve bunların bir kısmı içeri [filme] sızdı.[8] | „ |
Romero Yaşayan Ölülerin Gecesi ile korku filmi türünü tamamıyla değiştirdi. BBC'den Almar Haflidason'a göre film "korku filmi yapımında yeni bir şafaktı".[78] Geçmişin artık antikalaşmış gotik korku anlayışını terk ederek hikâyeyi bugünün soğuk ve acımasız ortamına taşıyor,[69] böylece sert siyasi mesajlar içeren bağımsız korku sineması akımını da başlatmış oluyordu.[77]
Film aynı zamanda "zombi" terimini de etkili bir şekilde yeniden tanımladı. Filmde "zombi" kelimesinin hiç kullanılmamasına rağmen Romero'nun filmi yeniden canlanarak insan eti yiyen yamyamlara dönüşen zombiler temasını ortaya çıkardı.[43][79][80] Victor Halperin'in White Zombie'si (1932) ve Jacques Tourneur'un I Walked with a Zombie'si (1943) gibi daha önceki zombi filmleri, vudu büyüleriyle köleleştirilen canlı insanlar hakkındaydı ve çoğu Karayipler'de geçiyordu.
Film ve devamları, Romero'nun oluşturduğu unsurları ödünç alan birçok benzerlerinin ortaya çıkmasını sağladı: Tombs of the Blind Dead, Let Sleeping Corpses Lie (film), Zombi 2, Hell of the Living Dead, Night of the Comet, Return of the Living Dead, Night of the Creeps, Children of the Living Dead; video oyunları Resident Evil (ile bundan uyarlanan filmler Resident Evil, Resident Evil: Apocalypse, Resident Evil: Extinction ve Resident Evil: Afterlife), Dead Rising ve House of the Dead. Filmin parodileri arasında ise Night of the Living Bread ve Shaun of the Dead filmleri; Simpsonlar'ın "Treehouse of Horror III" (1992), "Treehouse of Horror XIII" (2004) ve "Treehouse of Horror XX" (2009) bölümleri; Buffy the Vampire Slayer dizisi; South Park ("Pink Eye", 1997; "Night of the Living Homeless", 2007), Medium ("Bite Me", 2009) ve Invader Zim ("Halloween Spectacular of Spooky Doom", 2001 ile "FBI Warning of Doom", 2002) yer aldı.[81][82][83]
Yaşayan Ölülerin Gecesi, "splatter film" alt türünün de yolunu açmış oldu. Romero öncesinde korku türü, çoğunlukla plastik maskelerden ve kostümlerden, karton dekorlardan ve gölgelerde dolaşan gizemli figürlerden ibaretti. Bu filmler Amerikan şehirlerinden ve banliyölerinden uzaklardaki yerlerde geçerdi.[84] Romero istismar filminin gücünü ortaya çıkardı; korkuyu olağan, sıradan yerlerde kurgulayarak çok küçük bütçelerle etkin filmler yapmanın şablonunu oluşturmuş oldu. John Carpenter'dan Yabancı (1978), Sean S. Cunningham'dan Friday the 13th (1980) ve Wes Craven'dan Elm Sokağı Kâbusu (1984) gibi 1970'lerin ve 1980'lerin birçok slasher filmi, yazar Barry Keith Grant'a göre Yaşayan Ölülerin Gecesi'ne "çok şey borçluydu".[85]
Film üzerindeki ilk revizyonlar, ev videosu dağıtımcıları tarafından yapılan renklendirme çalışmalarıydı. Hal Roach Studios tarafından 1986'da yayınlanan renkli versiyonda zombilerin derisi soluk yeşil renkteydi.[86] Anchor Bay Entertainment'ın 1997 tarihli renkli versiyonunda ise zombiler gri deriliydi.[87] Legend Films yapımı 2004 renklendirmesinde, teknoloji eleştirmeni Gary W. Tooze'a göre renklendirme oldukça etkileyiciydi ancak kullanılan kopya önceki renklendirmelerde kullanılanlar kadar net değildi.[88] Filmin üç boyutlu versiyonu, iki boyutlu filmleri üç boyuta dönüştüren bir şirket olan PassmoreLab ile Legend Films ortak yapımı olarak 2009'da hazırlandı.[89] Film sinemalarda gösterime 14 Ekim 2010'da girdi.[90] Legend Films'in kurucusu Barry Sandrew'a göre bu versiyon ile ilk defa, tamamı canlı çekilmiş olan iki boyutlu bir film üç boyuta taşınıyordu.[91][92]
Senaryo yazarlarından John Russo, filmin elden geçirilmiş bir versiyonunu 1999'da Night of the Living Dead: 30th Anniversary Edition adıyla yayınladı.[93] Film için ek sahneler çeken Russo, Scott Vladimir Licina'nın bestelediği yeni film müziklerini de kullandı. Fangoria dergisine verdiği bir röportajda Russo, bu değişiklikler ile filme daha çağdaş bir yön vermeye çalıştığını söyledi.[94] Russo bu versiyonda özgün senaryoya fazla bağlı kalmadı, senaryoda yaptığı değişiklikleri ise açıkça belli etmedi ya da listelemedi. Ancak, Entertainment Weekly dergisine göre bu durum Russo ile Romero arasında anlaşmazlığa yol açmadı. Yine de dergiye göre Romero, filme dokunmamayı tercih ediyordu.[95] Revize edilmiş bu versiyon film eleştirmenleri tarafından sert biçimde eleştirildi. Örneğin Ain't It Cool News yazarı Harry Knowles filmin bu versiyonu hakkında olumlu görüş verenleri sitesinde yasaklayacağını açıkladı.[96] 30. yıl versiyonunun devam filmi niteliğindeki Children of the Living Dead ise 2001'de çekildi.[97]
Filmin animasyon sürümü, bir iş birliği projesi olarak Night of the Living Dead: Reanimated başlığı altında gerçekleştirildi ve birçok film festivalinde gösterildi.[98][99][100][101] Bu proje kapsamında, Romero'nun filmindeki zombilerin sesleri korundu ancak görüntüleri yerine, farklı sanatçıların çizimlerinden oluşturulan animasyon karakterleri yerleştirildi.[102] Filmin ilk gösterimi 10 Ekim 2009'da Ramsey, New Jersey'de[103] Zombie Encounter and Film Festival kapsamında[104] yapıldı. 8. Rondo Hatton Classic Horror Awards'da En İyi Bağımsız Yapım dalında aday gösterildi, ancak ödülü kazanamadı.[105] Film DVD formatında 27 Temmuz 2010'da Wild Eye Releasing tarafından yayımlandı.[106][107]
Yaşayan Ölülerin Gecesi, George Romero'nun yönettiği ve Ölülerin ... biçiminde başlıklara sahip olan altı filmlik serinin ilk filmiydi. Bu filmin ardından Romero, Dawn of the Dead (Zombi), Day of the Dead (Zombi - Ölüm Günü), Land of the Dead, Diary of the Dead ve Survival of the Dead filmlerini yönetti. Tüm filmlerde, ABD'de ölülerin canlanması şeklinde ortaya çıkan yaygın bir felaket ve insanlığın bununla baş etmeye çalışması anlatıldı. Romero bu filmlerde, Yaşayan Ölülerin Gecesi'nde olduğu gibi, her filmin çekildiği döneme uygun toplumsal eleştirilere yer verdi.
Serinin üçüncü filmi olan Day of the Dead'in gösterime girdiği sene, Yaşayan Ölülerin Gecesi'nin senaryosunu Romero ile birlikte yazmış olan John Russo, Yaşayan Ölülerin Dönüşü isimli bir filmi gösterime soktu. Bu film, Yaşayan Ölülerin Gecesi'nin alternatif bir devamıydı ancak aslında seriyi hicvediyordu ve 1968 tarihli özgün filmin devamı olarak değerlendirilmedi. Russo'nun filmini de dört devam filmi izledi. Bunların son ikisi olan Return of the Living Dead: Necropolis ve Return of the Living Dead: Rave from the Grave, 2005'te televizyon filmi olarak yayınlandı.
Return of the Living Dead, Romero ile Russo arasında hukuki bir mücadelenin başlamasına sebep oldu. Romero, Russo'nun bu film yoluyla Day of the Dead ile doğrudan rekabet etmeyi amaçladığını düşünüyordu. Davada Russo'yu, ilk filmin başlığının bir bölümünü sahiplenmekle, Dawn of the Dead'in reklam sloganı olan "When there is no room in hell [...] the dead will walk the earth (Cehennemde yer kalmayınca ... ölüler dünyada yürüyecek)" cümlesini intihalle ve 1968 tarihli özgün filmden bazı görüntüleri kopyalamakla suçladı. Mahkeme Russo'nun reklam kampanyasını durdurmasına hükmetti. Ancak Russo, filminin isim haklarına sahip olmayı sürdürdü.[108]
Yaşayan Ölülerin Gecesi iki defa tekrar çekildi. 1990 tarihli ilk tekrar filmini, özel efekt tasarımcısı Tom Savini yönetti. Bu filmde özgün senaryoya sadık kalındı ancak daha fazla kanlı sahneye, ayrıca Barbara'nın[109] (Patricia Tallman) daha etkin ve yetenekli bir kadın kahraman olarak çizildiği bir kurguya yer verildi. Ben rolünü Tony Todd oynadı. Film tarihçisi Barry Grant'e göre bu film, Romero'nun Barbra karakterinde yapılan bir düzeltiydi; kadın karakterinin güçlendirilmesiyle, özgün filmde kadın karakterlere yönelik hatalı betimleme düzeltilmiş oluyordu.[110] Üç boyutlu çekilen ve Night of the Living Dead 3-D adı verilen ikinci yeniden çekim ise Eylül 2006'da gösterime girdi. Jeff Broadstreet'in yönettiği filmde karakterler ve konu özgün filmle benzerdi. Savini'nin filminin aksine, bu film için Romero'nun onayı alınmadı.[111][112]
15 Eylül 2009'da Simon West'in çekeceği ve Night of the Living Dead: Origins 3D olarak adlandırılacak üç boyutlu filmde öykünün tekrar anlatılacağı duyuruldu.[113][114] Filmin senaristi ve yönetmeni Zebediah de Soto olurken, Ben rolünde Tony Todd, Barbra'da ise Danielle Harris rol aldı.[115][116][117][118] [119][120]
Haziran 2011'de Loyal's House of Blood Production, filmin bir başka yeniden çekiminin 31 Ekim 2012'de vizyona gireceğini duyurdu.[121] Firmanın sahibi olan Loyal Ploof ile birlikte John Stevenson'ın senaristilik ve yönetmenliği üstleneceği açıklandı.
Filmin ilk dağıtım şirketi olan Walter Reade Organization'ın, dağıtılan kopyalara telif hakkı açıklaması koymayı ihmal etmesi sebebiyle, Yaşayan Ölülerin Gecesi kamu malı sayılmaya başladı. 1968'de ABD telif hakkı yasası, telif haklarının korunabilmesi için eserlerde uygun bir telif açıklaması bulunmasını şart koşuyordu.[122] Image Ten, filmin ilk adı olan Night of the Flesh Eaters başlığı altına, yasaya uygun telif hakkı notunu eklemişti. Ancak dağıtım şirketi, filmin adını değiştirirken bu notu kopyalara eklemedi.[4][123]
Filmin kısıtlı sayıda kopyası Walter Reade tarafından dağıtılmış ve sinemalarda gösterilmişti. Romero ve Image Ten, bu kopyaları gösterimden kaldırtmayı seçebilirlerdi. Bu durumda Romero filmin adını değiştirip birkaç "yaratıcı" değişiklik yaparak yeniden telif hakkı başvurusunda bulunabilirdi. Ancak bu hiçbir zaman yapılmadı ve sinema kopyalarının çoğaltılmasına ve gösterime sokulmasına devam edildi. Sonunda filmin kopyaları ev videosu dağıtımcıları tarafından da üretilip dağıtılmaya başladı.
Kamu malı sayılması sebebiyle film, ABD'de ev videosu formatında birçok dağıtım şirketi tarafından pazarlandı. 2012 yılı itibarıyla Amazon.com'da filmin VHS formatında 51, DVD formatında 166 ve Blu-ray formatında 4 farklı sürümü satıştaydı.[124] Filmin özgün hali ise Google Video, Internet Archive, Hulu ve YouTube gibi İnternet sitelerinden indirilebilmekte ya da izlenebilmektedir.[125][126][127][128] 28 Ocak 2012 itibarıyla film, 865.740 defa indirilerek Internet Archive'dan en fazla indirilen ikinci film olmuştur.[129]
I. ^ Serinin filmlerinin Türkçe isimlendirmesinde, özgün isimlendirmedeki ... of the Dead standardına dikkat edilmemiştir. Örneğin ikinci film olan Dawn of the Dead Türkçede basitçe Zombi başlığıyla gösterime girmiştir. Bu sebeple bütünlüğü sağlamak adına, ilk filmler dışındaki filmler için madde boyunca özgün serideki film isimleri kullanılmıştır.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.