Loading AI tools
Türk Kurtuluş Savaşı'nın bir cephesi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Doğu Cephesi, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında 1919-1921 yılları arasında Türk-Ermeni Savaşı (24 Eylül-2 Aralık 1920) dahil olmak üzere, Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya'da gerçekleşen muharebelerden meydana gelen cephe.
Doğu Cephesi | ||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Türk Kurtuluş Savaşı | ||||||||||
Türk-Ermeni savaşı sırasında Türk ilerleyişi | ||||||||||
| ||||||||||
Taraflar | ||||||||||
Ermenistan DC Destek: Birleşik Krallık[2] Gürcistan DC |
Rusya SFSC Ermeni Bolşevikler GSSC ASSC |
Osmanlı İmparatorluğu Anadolu Hareketi Azerbaycan DC | ||||||||
Komutanlar ve liderler | ||||||||||
Drastamat Kanayan Harutün Hovsepyan Movses Silikyan Noe Jordania Giorgi Kvinitadze |
Mihail Tuhaçevski Mihail Levandovski Mikhail Yefremov |
Kâzım Karabekir Rüştü Paşa Osman Nuri Koptagel Cavit Erdel Halit Karsıalan Kâzım Orbay | ||||||||
Güçler | ||||||||||
20.000[3] Milisler dahil: 50.000[4] | Sovyet milisleri |
15.000-20.000[4][5] Diğer kaynaklara göre: 50.000[6][7]-60.000[8][9] | ||||||||
Kayıplar | ||||||||||
Askerî: 1.100 ölü,[10] 1.500 esir[10] |
Ermeni harekatı: Askerî: 46 ölü,[11] 76 yaralı[11] |
I. Dünya Savaşı'nda, Kafkas Cephesi'nin açılması üzerine Ermeniler'le Ruslar işbirliğine yönelmişler ve Rusların kışkırtmalarıyla Osmanlılara saldırmaya başlamışlardır. 1917 yılında Rusya’da ihtilal gerçekleşince Ruslar, Doğu Anadolu Bölgesi'nde işgal ettikleri yerleri Türklere bırakarak geri çekildiler. Bu arada merkezi Erivan olan bir Ermeni devleti kuruldu (28 Mayıs 1918). Ruslar çekilirken daha Türk ordusu bölgeye ulaşmadan Ermeniler, Rusların yerini aldı ve Doğu Anadolu’nun kendilerine ait olduğunu ileri sürüp, Gümrü, Iğdır, Arpaçay ve Aras’a kadar ilerlediler. Azerbaycan petrollerine göz koyan Almanya, 1918'de Gürcistan'a asker çıkartırken Enver Paşa kumandasındaki 3. Ordu Kafkasya boyunca ilerledi ve Bakü Muharebesi (1918) sonrası Azerbaycan'ı Rus ve İngiliz boyunduruğundan kurtardı. Böylece Türkiye garantörlüğünde Azerbaycan bağımsızlığını kazandı.
I. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve bölgede bulunan Türk 3. Ordusu'nun 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi gereğince Kafkasya'yı boşaltması sonucu Kafkaslar'da, Ermenistan başta olmak üzere Gürcistan, Azerbaycan ve Nahçıvan Cumhuriyetleri kuruldu.
Bu boşaltma sırasında muhtemel Ermeni saldırı ve tecavüzlerine karşı da Türk halkını korumak maksadıyla Ardahan, Batum bölgesinde Acara Şura Hükûmeti, Kars-Oltu-Sarıkamış-Kağızman bölgelerinde ise Güneybatı Kafkas Geçici Milli Hükûmeti kuruldu. Ancak bu iki hükûmet 3 ay sonra İngilizler tarafından dağıtıldı. Bu olaydan sonra bölgenin Ermeni saldırılarına karşı savunulması, karargâhı Erzurum'da bulunan 15. Kolordu tarafından sağlandı.
I. Dünya Savaşı sonrası itilaf ülkelerinin Bolşevik Rusya ve Türkiye'yi çevrelemek amacıyla yürüttüğü askeri operasyonlar iki ülke arasında yakınlaşmaya neden oldu. Mustafa Kemal Paşa, Samsun'a çıktıktan sonra geçtiği Havza'da 22 gün kaldı ve burada Lenin, Stalin ve Troçki'nin en güvenilir adamlarından Rus albay Semyon Mihayloviç Budyonni ile görüştü. Rus albay, yardım yapmaya hazır olduklarını ancak saltanat ve hilafetin kaldırılıp komünizmin ilan edilmesini istedi. Mustafa Kemal Paşa ise tek amaçlarının savaşı kazanmak olduğunu, diğer şartların ancak zaferin kazanılmasından sonra düşünülebiceğini söyledi.[12] Sivas Kongresi sonrasında da Halil Kut Paşa, Mustafa Kemal tarafından Moskova’ya gönderildi. Amaç Sovyetlerle ilişkileri geliştirmek, silah, cephane ve para yardımı sağlamaktı.[13] 27 Aralık 1919'da Bolşevikler ve Kemalistler Samsun'da gizli bir antlaşma imzaladılar. Bu anlaşmaya göre, Rus tarafı, Sevr Antlaşması'nın sonuçlanmasına kadar, Türkiye'nin mevcut sınırlarının önceliğini kabul etmiş ve toprak bütünlüğünü koruma yükümlülüklerini üstlenmiştir.[14] TBMM'nin kurulmasından üç gün sonra 26 Nisan'da Mustafa Kemal Paşa Rus lideri Lenin'e bir mektup gönderdi.[15]
“ | “1. Emperyalist hükûmetler aleyhine harekâtı ve bunların tahakküm ve esareti altında bulunan mazlum insanların kurtuluşu gayesini hedefleyen Bolşevik Ruslarla mesai ve harekat birliğini kabul ediyoruz.
2. Bolşevik kuvvetleri Gürcistan üzerine askeri hareket yapar veyahut takip edeceği siyaset ve göstereceği tesir ve nüfuzla, Gürcistan’ın da Bolşevik ittifakına dahil olmasını ve içlerindeki İngiliz kuvvetlerini çıkarmak üzere bunlar aleyhindeki harekata başlamasını temin ederse, Türkiye hükûmeti de emperyalist Ermeni hükûmeti üzerine askeri harekat icrasını ve Azerbaycan hükûmetini de Bolşevik devletler zümresine dahil etmeyi taahhüt eyler. 3. Evvela, millî topraklarımızı işgal altında bulunduran emperyalist kuvvetleri kovmak ve gelecekte emperyalizm aleyhine vuku bulacak ortak mücadelelerimiz için dahili kuvvetlerimizi şekillendirmek üzere, şimdilik ilk taksit olarak beş milyon altının ve kararlaştırılacak miktarda cephane ve diğer fenni harp vasıtaları ve sıhhi malzemenin ve yalnız Doğu’da harekât icra edecek olan kuvvetler için erzakın, Rus Sovyetler Cumhuriyeti’nce temini rica olunur. Üstün ihtiramlarımızın ve samimi hissiyatımızın kabulünü rica eyleriz.” |
” |
Bu öneri tamamen Rusya'nın çıkarına idi, çünkü Rusya ve Türkiye'ye düşman devletler, Kırım ve Güney Kafkasya'nın yanı sıra Rus deniz ticaretinin çoğunun gerçekleştirildiği İstanbul ve Karadeniz boğazlarına hakim durumdaydılar. Ayrıca 1917 Ekim Devrimi sonrası Rus İç Savaşı ve Beyaz Terör olayları ile yoğun bir iç çatışmaya giden Rusya'da bir yandan milyonlarca insan açlıktan ölüyordu, diğer taraftan 1920'de Sovyet-Polonya Savaşı nedeniyle de epey zor durumdaydılar. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kaderi, Sovyetlerin, Polonya ile yeni savaşta özellikle değerini keskin bir şekilde gösteren Bakü petrolünün arzına kritik derecede bağımlıydı. Mektubun gönderilmesinden iki gün sonra Sovyet askerleri Azerbaycan'ı ele geçirdi ve 28 Nisan'da Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti yıkıldı ve Azerbaycan Sovyetleştirildi.
Sonra Sovyet Rusya ile görüşmelerde bulunmak üzere Bekir Sami Bey ve Yusuf Kemal Tengirşenk'in bulunduğu bir heyet 11 Mayıs 1920’de Ankara’dan ayrıldı ve 19 Temmuz'da 1920’de Moskova’ya varıp Lenin de dâhil önemli Sovyet yetkilileriyle görüştü. 24 Ağustos'ta taslak bir anlaşma hazırlandı. Bu, Moskova'daki ilk Rus-Türk konferansı idi.[16]
“ | Bolşevik (Rus) Cumhuriyeti 10. ve 11. orduları, bizim delâletimiz, tesirimiz ve hizmetimiz sayesinde, kolaylıkla Kuzey Kafkasya’yı geçtiler ve Azerbaycan’a dâhil oldular ve Azerbaycanlılar da gelen orduları kemali sükûnetle kabul ettiler. Bu ordular bir taraftan Ermenistan ve Gürcistan hudutlarında lâzım gelen tedabiri ve vaziyeti askeriyeyi aldılar. Diğer taraftan da maddeten bizimle tesisi irtibata tevessül ettiler ki bu mayıs aylarında idi.[17] | ” |
— Mustafa Kemal Paşa, 14 Ağustos 1920 |
Ermeniler bu yakınlaşmadan rahatsız oldular. Kafkasya'daki bir Sovyet hakimiyetinden endişeliydiler. Bir kısım birlikleri Sovyet hattında, bir kısım birlikleri ise Türkiye hattında bölünmüş durumdaydı. Bu sırada Kazım Karabekir Paşa ani bir harekât düzenledi ve bu savaşta Taşnak Ermenistanı yenildi. Daha sonra Sovyet birlikleri Ermenistan'a girdi ve Ruslar tarafından 28 Kasım 1920'de Ermenistan Sovyetleştirildi. 2 Aralık'ta iktidardan çekilen Taşnak hükûmeti, Gümrü Antlaşması'nı imzalamak zorunda kaldı.
Sonra Türk ve Rus orduları ortak harekât ile Gürcistan'a ilerlemişlerdir.
Müteâkiben Türkiye ve Sovyet Rusya arasında bir ittifaknâme imzalanması kararlaştırıldı. 9 Aralık 1920 tarihinde Çiçerin gönderdiği bir Sovyet notası ile Moskova’da Türkiye, Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan’ın katılacağı bir konferansın yapılma isteği belirtildi. İktisat vekili Yusuf Kemal Tengirşenk ve Maarif vekili Dr. Rıza Nur riyasetindeki heyete daha önce Moskova büyükelçiliğine atanan Ali Fuat Cebesoy da Kars'ta katılmıştı. 29 Ocak 1921'de Bakü'ye gelen ve burada Neriman Nerimanov ile görüşen heyet buradan hareketle 6 Şubat 1921’de Moskova'ya ulaşmıştır. Heyet 26 Şubat'ta Lenin ile görüşmüş ve 27 Şubat'ta Türk-Rus konferansı başlamıştır. Rusya için hayati değerdeki Bakü petrollerinin sevkiyatını Ruslar Batum üzerinden yapmaktaydı. Türk heyeti 6 Mart'ta Stalin ile görüştükten sonra Ruslar Batum kendilerine devredilmek şartıyla 10 Mart 1921 günü Mîsâk-ı Millî'yi tanımış ve Kars ile Ardahan'ı Türkiye'ye bırakmışlardır.
Burada Georgi Çiçerin Nahcivan'ın Ermenistan'a verilmesini istemişse de Türk delegeler Yusuf Kemal ve Dr. Rıza Nur bunu reddetmişler ve Azerbaycan'a bağlanmasını sağlamışlardır. "Nahçıvan, Azerbaycan'ın bu himayesini başka bir devlete devretmemesi koşuluyla, Azerbaycan'ın himayesi altında özerk bir bölge olarak tanınacaktır."[18] Ek bilgi olarak, 1930 Ağrı isyanı sonrası İran ile 23 Ocak 1932 tarihinde sınır antlaşması imzalanmıştır. Yapılan toprak mübadelesi sonucu, isyancıların bulunduğu arazi olan "Boralan Gölü’ne kadar Karasu Çayı talvegini takip ettikten sonra Küçük Ağrı Dağı" Türkiye'ye bırakılmış, yani Dilucu bölgesi ve Küçük Ağrı Dağı alınarak Türkiye-Nahcivan karasınırı oluşmuştur. Karşılığında Ovacık, Kotur ve Salmas bölgesinin bir kısmı İran'a bırakılmıştır.[19]
14 Mart 1921'de son şekli verilen Moskova Antlaşması Rus yetkililerin teklifi üzerine İstanbul'un işgali tarihi olan 16 Mart 1920'nin yıl dönümünde 16 Mart 1921'de imzalanmış ve Doğu cephesi kapanmıştır. Sovyet resmi verilerine göre 39 bin tüfek, 327 makineli tüfek, 54 silah, 63 milyon fişek, 147 bin mermi Anadolu'ya gönderilmiştir. Rusların gönderdiği mühimmatlar Sakarya ve Büyük Taarruz muharebelerinde kullanılmıştır. Ayrıca Lenin, en yetenekli Sovyet askeri liderlerinden Mihail Vasilyeviç Frunze'yi ve Kliment Efremoviç Voroşilov'u askeri danışman olarak 1921'de Ankara'ya göndermiştir.
1920 yılında kurulan Buhara Cumhuriyeti de, millî mücadeleye destek olmak için Rusya vasıtasıyla 100 milyon altın ruble gönderdiği halde, bunun ancak 17.5 milyonu anadoluya ulaşmış, Türkiye'ye gönderilmesi gereken diğer 82.5 milyon altın tutarındaki özbek altını Lenin hükûmeti tarafından gasp edilmiştir.[20][21]
Bu cephede bulunan Türk 15. Kolordusu dört tümen ile süvari ve topçu alaylarından oluşmaktaydı. Muharip personel sayısı, 15.000 ile 20.000 kişi arasında idi.[4][5] Ermeniler ise toplam 12 alaydan oluşan dört tümene sahiptiler. Ermeni kaynaklarına göre askerî personel mevcutları 20.000 kadar idi.[22] Milislerle beraber muharip personel sayısı 50.000'e kadar çıkıyordu.[4]
Cephe hattı Osmanlı-Rus Savaşı (1877-78) sonrasındaki Osmanlı-Rus sınırını olan Ardeşen-Yusufeli-Oltu-Bayezit olarak belirlenmişti.
Türk Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Doğu Anadolu Bölgesi'nin Ermenilerin eline geçmesine mani olmak için Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla bir örgüt kurulmuştu. Bu kuvvetler Ermenilerle Oltuda çatışma haline girmişlerdi.
TBMM Hükümeti artan Ermeni sorunlarına ve yayılmacılığına son vermek amacıyla 20 Eylül 1920'de bölgede bir askerî harekât yapılmasına karar verdi. 15. Kolordu Komutanı Musa Kâzım Karabekir'i tam yetkiyle Doğu Cephesi Komutanlığına atadı. Bu sırada Rus orduları Azerbaycan'a girmişlerdi. Ermeni orduları Türk ve Rus kuvvetleri karşısında iki ayrı cephede bölünmüş durumdaydılar.
28 Eylül 1920'de[23] saldırıya geçen Kâzım Karabekir kuvvetleri, birkaç gün içerisinde Ardeşen-Yusufeli-Oltu-Bayezit hattını aşarak Drastamat Kanayan komutasında Ermeni kuvvetleriyle çatışmaya girdi. İlk cephe Oltu Muharebesi oldu. Daha sonra Simon Vratsiyan ve Artaşes Babalyan komutasında olan Ermeni güçleriyle Sarıkamış Muharebesi (1920) ve Kars Muharebesi yapıldı. 30 Ekim 1920'de Kars'tan çıkarılan ve Kars'ın doğusuna çekilen Ermeniler Bolşevik Rusya'dan ve ABD'den yardım istedi. Bolşevik Rusya bu Kafkasya'yı kendi nüfuz alanı olarak gördüğünden dolayı ve Türk Kurtuluş Savaşı'nı desteklediği için yardım etmeyi reddetti. ABD'den de olumlu yanıt alamayan Ermeniler, işgal ettikleri Erzurum, Kars ve çevresini Kâzım Karabekir kuvvetlerine bıraktı ve bugünkü Ermenistan'ın batısına çekildi. Ancak henüz barış antlaşması imzalanmamıştı. Kasım 1920'de Karakoyunlu'daki Yarmalar geçidini aldıktan sonra Iğdır'ı da Anadolu'ya dahil eden Kâzım Karabekir'in kuvvetleri Ermeni birliklerini daha ileri giderek Gümrü'ye kadar takip etti. Burada Gümrü Muharebesi yapıldı. 7 Kasım 1920'de Türk ordusunun Gümrü'ye girmesi üzerine yenilen Ermeniler barış istedi.
Barış isteğini kabul eden TBMM Hükümeti 2 Aralık 1920'de Ermenistan'la Gümrü Antlaşması'nı imzaladı. Antlaşmaya göre Batum, Sarıkamış, Kars, Ağrı, Erzurum, Artvin, Oltu ve çevresi TBMM Hükümeti bırakılırken savaş esnasında Kâzım Karabekir kuvvetlerinin eline geçen Gümrü kenti ise Ermenistan'a bırakıldı. Ayrıca, Mondros sonrasında Ermenistan'a bırakılan Tuzluca (Kulp) kazası da TBMM Hükûmeti kontrolüne kaldı. Gümrü Antlaşması'na göre:
4 Aralık 1920'de Kızıl Ordu Erivan'a girdi ve Azerbaycan'dan sonra Ermenistan da sovyetleştirildi.
General Hüseyin Yalabık yönetmiştir.
Türk ve Rus kuvvetleri Gürcistan'a ilerlediler ve Gürcistan da sovyetleştirildi.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.