Loading AI tools
Arnavutluk ve Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki ikili ilişkiler Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Arnavutluk-Çin ilişkileri,[lower-alpha 1] tarihî olarak Arnavutluk Sosyalist Halk Cumhuriyeti ile Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) arasındaki ikili ilişkileri içerirdi; günümüzde ise bu ilişkilerin taraflarını Arnavutluk Cumhuriyeti ile ÇHC devletleri oluşturmaktadır. Pekin'de Arnavutluk, Tiran'da ÇHC büyükelçilikleri bulunmaktadır.
Arnavutluk |
Çin |
---|
1960'lı yılların başlarında yer almış Çin-Sovyet ayrılığı sırasında düzenlenmiş Bükreş Komünist ve İşçi Partileri Temsilcileri Konferansı 'nda Arnavutluk, tümüyle ÇHC'ne destek gösteren tek Doğu Avrupa ülkesi idi. ÇHC Hükûmeti ise 1958 ile 1978 yılları arasında Arnavutluk'a uzun süreli olarak dış yardım sağladı.[1] Lâkin 1978 yılındaki Arnavutluk-Çin ayrılığı yla Arnavutluk SHC ile ÇHC arasındaki ilişkiler kesildi. Bu ikili ilişkiler ancak Arnavutluk Emek Partisi'nin ilk genel sekreteri Enver Hoca'nın ölümünden ve Ramiz Alia'nın yerine seçilmesinden sonra yeniden kuruldu.
23 Kasım 1949 tarihinde iki ülke arasında diplomatik ilişkiler kuruldu.[2] ÇHC 1954 yılından itibaren Arnavutluk'a ekonomik yardım sağlamaya başladı.[3]
Doğu Bloku kapsamında göreceli olarak zayıf bir konumda bulunan Arnavutluk, SSCB ile Yugoslavya SFC arasında ortaya çıkmış Tito-Stalin ayrılığı sonrasında SSCB tarafına yöneldi, Stalin'in politikalarını destekledi ve SSCB tarafından korundu. Ancak Stalin'in ölümünden sonra SSCB Komünist Partisi genel sekreteri olarak seçilen Kruşçev, Stalin'in politikalarını tamamiyle reddetti ve SSCB'nin Yugoslavya ile ilişkilerini düzeltti. Arnavutluk, kendi çıkarlarını korumak maksadıyla Kruşçev'in yaklaşımına karşı çıktı. Aynı dönemde Çin de Kruşçev'in "yeni Sovyet hükümeti"ni eleştirdi ve Yugoslavya ile ilişkilerini kesti.[4]
1960 yılı 20-25 Haziran tarihleri arasında düzenlenmiş Bükreş Komünist ve İşçi Partileri Temsilcileri Konferansı 'nda Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) ve SSCB'ye yönelmiş diğer ülkelerin komünist partileri Çin'e karşı saldırı başlattılar. Çin Komünist Partisi'yle (ÇKP) aynı cephede durmaya karar vermiş Arnavutluk Emek Partisi (AEP) de SSCB'nin eleştirilerine maruz kaldı.
Bükreş Konferansı öncesinde, Haziran ayının başında, ÇKP liderleri, AEP lideriyle buluştukları zaman, ÇKP ile SBKP arasındaki görüş farklılıklarını ve kendi görüşlerini anlattılar. 5-9 Haziran arasında Pekin'de düzenlenmiş 11. Dünya İşçi Sendikaları Federasyonu (DİSF) Konferansı sırasında SBKP ile ÇKP arasındaki fikir ayrılığı ortaya çıktı. 17 Haziran'da SSCB ile Çin'in DİSF konferans heyetleri birbiriyle görüştüler; Sovyet temsilcileri, Çin Komünist hükümetini ve Arnavutluk'u SBKP ile ÇKP arasındaki farklılıkları açmakla ve uluslararası komünist hareketini bölmekle suçladılar.
20 Haziran'da, Bükreş Konferansı'nda Kruşçev, ÇKP'ni "SSCB'ni yıkma amacıyla Stalin dönemi politikalarını" desteklemek ve "Büyük İleri Atılım gibi iç politika hataları" etmek ile suçlayarak ÇKP politiklarını sert sözlerle eleştirdi. Bulgaristanlı sözcünün SSCB'ye destek gösterme maksadıyla yaptığı konuşmadan sonra, AEP sözcüsü, SBKP ile ÇKP arasındaki anlaşmazlıkların özel tartışmalarla çözülebildiğini ve bunların bu tür konferanslarda tartışılmaması gerektiğini ifade etti. Bunun ardından yer alan tartışmalar boyunca ÇKP'ye desteğini belli etti.[5][6]
Bundan sonra Arnavutluk, Çin'e daha fazla yönelmeye başladı. 1961'de SSCB, Arnavutluk'a ekonomik ve askerî yardım sağlamak konusunda önceden girmiş olduğu anlaşmaları tek taraflı olarak durdurdu, Arnavutluk'un Varşova Paktı konferanslarına katılımını engelledi ve son olarak Arnavutluk ile ilişkilerini kesti. Bu olaylar, Arnavutluk-Çin ilişkilerinin daha fazla güçlenmesine olanak sağladı; Çin devlet başkanı Zhou Enlai'nin her Arnavutluk ziyaretinde 100 bin Arnavutun katılımıyla gerçekleşen ağırlama törenleri düzenlenirdi, tüm Arnavut liderleri de sık olarak katılırlardı. Arnavut liderlerinin yaptıkları Çin ziyaretlerinde Mao Zedong haricinde tüm Çin liderleri havaalanına gelip Arnavut liderlerini karşılar, bu Arnavut liderlerini karşılamak üzere de Pekin'de milyonlarca Çinli sokakları doldururdu.[3]
İki ülkenin hükûmetleri arasındaki ilişkilerin güçlenmesi sonrasında sağlanan yardımların seviyesi büyük oranda yükseltildi. 1961 yılında, yani Büyük Çin Kıtlığı sırasında, Çin, Arnavutluk'a yüzbinlerce ton tahıl bağışladı; bunun o dönemki döviz değeri 250 milyon Yuan Renminbi (RMB) idi. Bu dönem boyunca Çin'in kendisi tahil eksikliklerine uğraması nedeniyle bu tahılın bir kısmının Kanada'dan satın alınması planlandı. Arnavutluk tarafının isteği üzerine, Çin Komünist hükûmeti tahılın Kanada'dan Arnavutluk'a sevk edilmesini emretti. 1962 yılında, Yedi Bin Kadro Konferansı sonrasında, Wang Jiaxiang , Çin Komünist Merkez Hükûmeti'nin "gerçeklerden gerçeği arayıp elinden geleni yapması"[lower-alpha 2] gerektiğini savundu. Buna karşılık olarak Mao Zedong, Wang'ı eleştirdi; Wang sonra da Çin Komünist Partisi Uluslararası İrtibat Departmanı 'ndaki müdürlük görevinden ihraç edildi. Geng Biao Çin'in Arnavutluk Büyükelçisi olarak göreve girdiği zaman (1969 civarı), Çin'in Arnavutluk'a sağladığı tüm ekonomik ve askerî yardımların toplam değeri yaklaşık 9 milyar Yuan RMB idi; bu sağlanan yardımın büyük bir kısmı da israflı şekilde kullanıldı. 1969 yılında Arnavutluk'taki üretim dışı inşaat projelerine yapılan yatırım, ülkenin toplam yatırımın %24'ünü oluşturdu, bu da ciddi bir işçi sıkıntısına neden oldu. Çin'in bağışladığı makine ve materyaller üretim haricindeki uygulamalarda kullanıldı (ör. fazla sayıda anıtın dikilmesi için çimento üretmek) ve bunların rastgele şekilde yerleştirilmesi ciddi kayıplara neden oldu. Arnavutluk hatta Çin'in sağladığı makine ve materyalleri büyük oranlarda düşük kaliteli ürünler üretmek için kullandı ve bunları Çin'e geri sattı. Aynı zamanda Çin, Arnavutluk'taki krom ve nikel madenciliği projelerinin yapımında yardımda bulundu, bu madenler de Çin'e o sırada kıt olan krom, nikel ve diğer stratejik malzemeler sağladı, fakat bu madenlerde aşırı üretim de söz konusuydu.[3]
25 Ekim 1966 tarihinde AEP'nin beşinci kongresi düzenlendi. ÇKP, Mao Zedong adı altında "Arnavutluk Emek Partisi Beşinci Kongre İçin Tebrik Telgrafı" (Çince: 《致阿尔巴尼亚劳动党第五次代表大会的贺电》) başlıklı bir telgraf yayınladı. Telgrafta, "Arnavutluk'un kahraman halkı, Avrupa'da sosyalizmin büyük bir feneri olmuştur"[lower-alpha 3] diye bir ifade yer aldı. Bundan kısa süre sonra, tebrik telgrafının alakalı içeriği ve paragrafları "Başkan Mao Alıntılar Şarkısı" (Çince: 毛主席语录歌) şeklinde derlendi. Bu, Çin ile Arnavutluk arasında "Biz Gerçek Dostuz" (Çince: 《我们是真正的朋友》) adında bir şarkı olarak söylenirdi.
“ | 海内存知己,天涯若比邻,中阿两国远隔千山万水,我们的心是连在一起的。我们之间的革命的战斗的友谊,经历过急风暴雨的考验。
Denizde bir sırdaş var; birbirimizden uzak olsak da yine komşu gibiyiz. Çin ile Arnavutluk'u binlerce dağ ve nehir bölmekte, fakat kalplerimiz birbirlerine bağlıdır. Aramızdaki devrimci savaş dostluğu en şiddetli fırtınaların üstesinden geçmiştir. |
„ |
Arnavutluk hakkındaki bu deyimler Çin'de yaygın olarak tanınmış oldu.[7]
1969'da Mao Zedong, SSCB'nin Çin'i işgal edeceğinden endişeliydi ve ÇHC'nin ABD ile ilişkilerini iyileştirme teşebbüslerinde bulunmaya başladı. Arnavutluk ise, Çin Başbakanı Zhou Enlai'nın SSCB Bakanlar Konseyi Başkanı Aleksey Kosıgin ile bir toplantıya katılmasına tepki olarak, ÇHC kuruluşunun 20. yıldönümü için ayarlanmış olan kutlamaların katılma standartlarını düşürdü. Bu da Mao Zedong'un memnuniyetsiz olmasına neden oldu. Sonuç itibarıyla, iki ülke arasındaki ilişkiler soğumaya başladı. 1969'da iki ülkenin ortak bir bildiri taslağı üzerindeki tartışmaları boyunca Arnavutluk, Çin'in bu bildiriye Arnavutluk'un "revizyonist" olarak algıladığı unsurlar yerleştirme önerisine karşı çıktı. Sosyalist ülkelerde bir sınıf sorununun var olup olmadığı konusunda iki tarafın farklı görüşleri vardı.[8]
1970'ten başlayarak, ÇKP ile AEP arasındaki ilişkiler giderek durma noktasına ulaştı. 1970'lerin başında Çin, kendisini o zamana kadar uluslararası alanda uğradığı izolasyondan kurtarmaya başladı ve Mao Zedong ile diğer ÇKP liderleri, Çin'in Arnavutluk'a sağladığı yardımları tekrar gözden geçirmeye başladılar. Çin'in Arnavutluk Büyükelçisi Geng Biao, kendi gözleriyle Arnavutluk'un durumunu izledi ve ÇHC Dışişleri Bakanlığı'nın Avrupa İşleri Başkanı Qiao Guanhua 'ya yazdığı mektupta Arnavutluk'un Çin yardımını israf etmesi meselesini dile getirdi. Qiao da bu mektubu Mao Zedong'a iletti. Mao Zedong, gerçekleri yansıttığı için Geng Biao'ya övgüde bulundu. Buna rağmen, Çin, Arnavutluk'a dış yardım sağlamaya yine devam etti; 1970'te Arnavutluk, Çin'den 3,2 milyar RMB değerinde yardım talep etti ve en sonunda 1,95 milyar RMB değerinde uzun vadeli, düşük faizli kredi kazandı.[lower-alpha 4] Öte yandan, bu dönemde Arnavutluk da kendisini uluslararası izolasyonundan kurtama sürecindeydi. Arnavutluk Fransa, İtalya ve bağımsızlığa yeni kavuşmuş çeşitli Asya ve Afrika ülkeleriyle ticaret görüşmelerine girdi ve ülkenin Yugoslavya ve Yunanistan ile ilişkilerini yeniden kurdu. Arnavutluk sonuçta sahip olduğu ticaret kanallarını çeşitlileştirme, başta Batı Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyle diplomatik ve kültürel ilişkilerini geliştirme ve Çin'e olan bağımlılığını aktif şekilde azaltma sürecindeydi. Buna rağmen, Arnavutluk yine Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı'na üye olmayı ve Temmuz 1975'teki Helsinki Nihai Senedi'ne katılmayı reddetti.
Arnavutluk liderliği, Çin'in 1970'lerin başında ABD ile yeniden dostane ilişkiler kurma girişimlerinden hoşnutsuz kaldı. Arnavutluk medyası, ABD devlet başkanı Nixon'ın 1972'deki Çin ziyaretini rapor etmedi. Buna rağmen, Birleşmiş Milletler'de (BM) Arnavutluk, Çin'in BM'deki temsilcilik gücünü Çin Cumhuriyeti'nden alıp Çin Halk Cumhuriyeti'ne veren önemli bir karar taslağı nı sundu. Ekim 1974'te Arnavutluk, Çin'den kendisine 5 milyar RMB kredi vermesini, kredilerin geri ödenmesinin 1976'dan 1980'e ertelenmesini ve Çin'in kendisine tahıl ve yağ bağışlamasını talep etti. Çin bu dönemde Kültür Devrimi'nin sonunu geçiriyordu ve Arnavutluk'a yalnızca 1 milyar RMB kredi sağlamaya söz verdi. Arnavutluk'ta Çin'i kınamak için bir kampanya başlatıldı ve Arnavutluk, Çin'in ihtiyacı olduğu ham petrol ve asfalt sağlamayı reddetti. 1975'te, iki ülke arasında, Çin'in Arnavutluk'a uzun vadeli faizsiz krediler sağlamasına ilişkin bir dizi protokol imzalandı.
1976'da Mao Zedong'un ölümü nden sonra Enver Hoca'nın Arnavutluk-Çin ilişkilerine dair yine olumlu beklentileri vardı. Ancak hem Çin başbakanı hem de Çin Komünist Partisi başkanı görevlerini yeni üstlenmiş Hua Guofeng Ağustos 1977'de Üç Dünya Teorisi'ni kendi dış politikasının temel bir prensibi olarak benimsedi. Enver Hoca bunu Çin'in ABD ile ittifaka girip SSCB ile savaşmanın ve Üçüncü Dünya ve Bağlantısız ülkeler arasında hegemonya aramasının bir yolu olarak algıladı ve buna yönelik karşıtlığını dile getirdi. 30 Ağustos ile 7 Eylül 1977 tarihleri arasında Yugoslavya Başbakanı Tito Pekin'i ziyaret etti ve yeni ÇKP liderliği tarafından sıcak karşılandı. Bunun hemen sonrasında AEP, Yugoslavya'yla Sovyetler Birliği'ne yapmış olduğu gibi Çin'i de "revizyonist" ülke olarak tanımladı. Neticede iki ülke arasındaki ilişkiler bir soğuma dönemine girdi. Çin Arnavutluk'un oldukça büyük yardım taleplerini karşılamakta zorlanıyordu ve 13 Temmuz 1978 tarihinde Çin, Arnavutluk'a yönelik yardımlarını tümüyle durdurdu. O yıl ÇHC Dışişleri Bakanlığı, Deng Şiaoping'in emrine uyarınca, "Çin Dışişleri Bakanlığından Arnavutluk'a yapılan yardımın zorla askıya alınması ve uzmanların geri getirilmesi hakkında not"[lower-alpha 5] isimli bir bildiri yayınlayarak Arnavutluk'a yardımlarını resmen durdurdu. Enver Hoca bundan sonra Çin Hükûmeti'ne her açıdan karşı çıktı.[3]
Arnavutluk 1979'dan başlayarak, ticaret, kültür, eğitim ve teknoloji alanlarındaki Çin ile olan tüm ilişkilerini askıya aldı ve Çin ile yalnızca diplomatik ilişkiler muhafaza etti. Arnavutluk-Çin ilişkilerindeki bu "kış uykusu" dönemi 1983 yılına kadar sürdü.[8] 23 Kasım 1989'da iki ülke, "Çin-Arnavutluk Ekonomik ve Teknik İşbirliği Karma Komisyonu"[lower-alpha 6] kurulması için bir anlaşma imzaladı.[9] Ocak 1991'de Arnavutluk Dışişleri Bakanı Reis Malile 'nin yaptığı Çin ziyareti, 1978'deki Arnavutluk-Çin ayrılığından beri Arnavutluk Hükûmeti'nden üst düzey bir yetkilinin Çin'e yaptığı ilk ziyaretti, fakat bu sırada Arnavutluk'taki komünist rejim zaten parçalanma ile karşı karşıyaydı.[10]
Çin'in Büyük İleri Atılım sırasında Arnavutluk'a bağışladığı tahıl, Çin'deki mevcut tahıl stoklarını doğrudan olarak azalttı. Çin'in Arnavutluk'a sağladığı ekonomik yardım, Çin'in kendi üretim gücünü ve Çin'deki yaşam koşullarını bile aştı. Geng Biao'nın 1969 yılında yaptığı hesaplamaya göre, Çin'in 1954 yılından o zamana kadar Arnavutluk'a sağlamış olduğu ekonomik ve askerî yardım neredeyse 9 milyar RMB değerindeydi. O dönemde Arnavutluk'un sadece 2 milyon kişilik nüfusu vardı ve kişi başına gelir 4.000 RMB'den fazlaydı; lâkin aynı dönemde Çin'deki senelik ortalama kişi başına gelir yalnızca 200 RMB idi. Bu açıdan Arnavutluk'a verilen yardımlar Çin Hükûmeti'ne ağır bir yük bindirmiş oldu.[3]
İki ülke arasındaki ilişkilerin sonradan bozulmasıyla Arnavutluk yabancı destekten yoksun kaldı. Arnavutluk, ABD ve SSCB'nin kendisiyle yeniden normal ilişkiler kurma çabalarını reddetti, fakat bunun yerine Batı Avrupa ülkeleri ve gelişmekte olan ülkelerle diplomatik ilişkilerini geliştirdi ve bu dönemde kendine güvenmeyi ülkedeki ekonomik kalkınmanın temel bir stratejisi olarak benimsemeye başladı. Arnavutluk-Çin anlaşmazlığı ve Üç Dünya Teorisi üzerindeki tartışmalar, Dünya çapındaki revizyonizm karşıtı hareketini ikiye böldü. Birçok revizyonizm karşıtı siyasî parti AEP'yi desteklerken diğer partiler buna itiraz etti. Bu revizyonizm karşıtı harekete "Hocaizm" lakabı takıldı. AEP'nin müttefikleri ağırlıklı olarak Afrika, Latin Amerika ve Türkiye'de bulunmaktadırlar ve Brezilya Komünist Partisi ile Tigray Marksist-Leninist İttifakı gibi hareketleri kapsamıştır.
Arnavutluk'un 2009'da NATO üyesi olması ve 2014'ten beri AB üyesi olma sürecinde bulunmasıyla görüldüğü gibi, 21. yüzyılda Arnavutluk dış politikasının ana önceliği ABD ve Batı ülkeleriyle yakınlaşmak olmuştur. Buna rağmen, Çin ile yine farklı işbirlikler sürdürmeye devam etmiştir. Arnavutluk Başbakanı Sali Berisha'nın Nisan 2009'da Çin Başbakanı Vın Ciabao'ya yaptığı ziyaret sırasında Vın, Çin'in Arnavutluk ile işbirliklerini geliştirmeye yönelik dört maddelik bir öneriyi ileri sürdü. Öneri şu taleplerde bulunmaktadır:[12]
Ekonomik alanda Çin, Arnavutluk'u Bir Kuşak, Bir Yol projesinin önemli bir parçası olarak algılamaktadır,[13] ve Arnavutluk'ta çeşitli altyapı projelerinde yatırımda bulunmuştur. Örneğin, 2001'de iki ülke, Arnavutluk'un kuzeyinde bir hidroelektrik tesisinin inşasının finansmanlığını, ipoteğini ve teknik yönlerini kapsayan üç ayrı anlaşma imzaladı. Çin ayrıca bu projeye 126 milyon Amerikan doları değerinde kredi sağlamaya söz verdi.[14] 2016'da Tiran Nënë Tereza Uluslararası Havalimanı hisselerinin %100'ü, Çin'in bir iktisadi devlet teşekkülü olan China Everbright Group 'a bağlı China Everbright Limited şirketine satıldı;[15] ancak 2020'de şirket, bu hisseleri Arnavut Kastrati Group'a sattı.[11]
Kültür ve eğitim alanlarında da sınırlı işbirlikler sürdürülmektedir. 18 Kasım 2013 tarihinde Tiran Üniversitesi'nde Konfüçyüs Enstitüsü'nün Arnavutluk'taki ilk şubesi resmen kapılarını açtı. Bu şube Pekin Yabancı Diller Üniversitesi ile ortaklaşa işletilmektedir.[16]
18 Aralık 2019 tarihinden beri[17] Arnavutluk, tek taraflı olarak umuma mahsus Çin pasaportu sahiplerinin vizeden muaf olarak ülkeye girmesine izin vermektedir.[lower-alpha 7][18] Çin anakarasına seyahat etmek isteyen Arnavut pasaportu sahiplerinin ise hâlen önceden vize başvurusu yapmaları gerekmektedir.[lower-alpha 8] Hong Kong ile Makao özel idarî bölgelerinin vize politikaları[lower-alpha 9] Çin anakarasınınkinden farklıdır; Arnavut pasaportu sahiplerine Hong Kong'da 14 günlük,[19] Makao'da ise 90 günlük[20] vize muafiyeti sunulmaktadır.
Arnavutluk, Çin'de insan haklarına ilişkin bazı konularda Çin Hükûmeti'nin isteklerinden farklı şekilde davranmıştır. 2006'da Arnavutluk, ABD'nin Guantanamo Kampı'nda tutmuş olduğu fakat sonradan tehdit oluşturmadıklarına karar verdiği beş Uygur Türkünü mülteci olarak kabul ettiğini açıkladı; 5 Mayıs 2006 tarihinde bu Uygurlar Arnavutluk'a transfer edildi.[21] ABD'nin bu Uygurların tehdit oluşturmadıklarına karar vermiş olmasına ve bu Uygurlardan özür dilemiş[22] olmasına rağmen, Çin, bunları yine "terörist" olarak algılamakta ve Arnavutluk'tan bunları Çin'e iade etmesini talep etmiştir.[23][24] 6 Ekim 2020 tarihinde Arnavutluk, Birleşmiş Milletler'de, Çin Hükûmeti'nin Uygurlar ve diğer Türk Müslüman azınlıklara yönelik sistematik zulümlerini[lower-alpha 10] ve Hong Kong'da siyasî özgürlüklere uyguladığı kısıtlamaları[lower-alpha 11] kınayan ortak bir bildiriyi imzalayan 39 ülkeden biri oldu.[25][26]
Wikimedia Commons'ta Relations of Albania and China ile ilgili çoklu ortam belgeleri bulunur
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.