Bir insanı, ancak gerçekten uyuyorsa uyandırmak mümkündür. Ama, eğer uyumuyor da uyku taklidi yapıyorsa, dünyanın bütün gayretlerini sarfetseniz, nafiledir.
Bir kuzunun hayatı bir insanın hayatından daha değersiz değildir.[1]
Bir milletin büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.
Bu dünyada öylesi aç yaşayan insanlar var ki, Tanrı onlara ancak bir somun ekmek suretinde görünebilir.
Cesur ve darbe almaya hazır olursan, saldırıyla cevap vermez ama pes de etmezsin. Bunu yaparsan, insanın doğasında ortaya çıkan bir şey sana olan nefretini azaltıp saygısını artırır.
Yanlışı savunup kalabalıkları arkama katmaktansa, doğrumu savunup yalnız kalmayı tercih ederim.
Çılgınca tahribatı totaliterlik nedeniyle ya da özgürlük ve demokrasi adı altında yapmak ölüler, yetimler ve evsizler için ne değiştirir?
Çocukların kötücül bir mirasın etkilerini atlatabildiğini gördüm. Bunun nedeni saflığın ruhun doğasından olmasıdır.
Dinler aynı noktada birleşen farklı yollardır. Aynı amaca ulaşacak olduktan sonra ayrı yollar seçmemizin ne önemi olabilir?
Dünya, herkesi doyuracak kadar kaynağa sahiptir. Ama herkesin açgözlülüğünü doyuracak kadarına değil.
Dünyada görmeyi istediğiniz değişimin kendisi olunuz.
Düşünceye gem vurmak, zihne gem vurmak gibidir. Bu ise rüzgarı zaptetmekten de zordur.
Düzenli, temiz ve şerefli olabilmek için paraya ihtiyacımız yoktur.
Eğer gerçekten işiten kulaklara sahipsek, Tanrı bize kendi dilimizde seslenir.
Eğer haklıysan sükunetini korumaya izin verebilirsin; haksızsan sükunetini yitirmeye izin veremezsin.
Gandi'nin Duası: Mahatma Gandi yatmadan önce her gece aynı duayı ederek ilke merkezli bir yaşamı kendine örnek aldı:
Hayatta yaptıklarınız önemsiz olacaktır; ama önemli olan onları sizin yapmış olmanızdır.
Haydi beni bir daha tutuklayın İngilizler! Ama görüldü ki tutuklama ve öldürmeyle iş bitmiyor! İşte Türkler, kendi cenaze merasimi için hazırlanan tabutlarını, sahiplerinin başlarına geçirdiler!
Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm: Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar ederse onu, bütün mevcudiyetimle karşılayacağım.[2]
Keyif zaferde değil; asıl mücadele, girişim ve çekilen ıstıraptadır.
Korkaklık ile şiddet arasında bir seçim yapmak gerekirse şiddeti öğütlerdim.[3]
Siz kendi elinizle teslim etmedikçe, kimse kendinize olan saygınızı elinizden alamaz.
Sonsuz yaşayacakmış gibi öğrenin, yarın ölecekmiş gibi yaşayın.
Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür, Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür, Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür, Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür, Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür, Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür, Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür.
Şiddet göstermeme, inancımın birinci maddesidir. Aynı zamanda o, benim itikatımın da son maddesidir.
Şiddet karşıtlığının ürettiği güç kesinlikle insan yeteneğinin icat ettiği tüm silahlardan gücünden üstündür.
Tanrı dualarımızı bize göre değil, kendi yöntemine göre yanıtlar.
Toplum hayatı için bireysel özgürlük ve bağımsızlık şarttır.
Toprağı kazıp onu işlemeyi unutmak, kendimizi unutmak demektir.
Uğrunda ölmeyi göze alacağım birçok dava var ama uğrunda öldüreceğim hiçbir dava yoktur.
Umutsuzluğa düştüğümde tarih boyunca doğruluk ve sevginin her zaman kazandığını hatırlarım. Tiranlar ve katiller olmuştur, hatta bir süre yenilmez sanılmışlardır ancak sonunda her zaman kaybederler.
Zayıf insanlar affedemezler. Affetmek güçlülere has bir özelliktir.
Gelecek nesiller, etten kemikten böyle birinin bu dünya üzerinde yürüdüğüne inanamayacak.[4]