Loading AI tools
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne devam eden katılım süreci Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Türkiye, 14 Nisan 1987 tarihinde AB'nin öncülü olan Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) tam üye olmak için yaptığı başvurunun ardından Avrupa Birliği'ne (AB) üye ülke olarak katılımını müzakere etmektedir.[1]
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci | ||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Durum | Müzakereler askıya alındı | |||||||||||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||||||||
| ||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Türkiye, 1949 yılındaki on kurucu üyenin ardından 1950 yılında Avrupa Konseyinin ilk yeni üyelerinden biri (13. üye) olmuştur.[2][3] Ülke 1963 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğunun (AET) ortak üyesi oldu ve 1992'den 2011'de sona erene kadar Batı Avrupa Birliğinin ortak üyesiydi. Türkiye 1995 yılında AB ile bir Gümrük Birliği anlaşması imzalamış ve 12 Aralık 1999 tarihinde Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyinin Helsinki zirvesinde tam üyelik için resmen aday olarak tanınmıştır.
Tam üyelik için müzakereler 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılmıştır.[4] İlerleme yavaş oldu: katılım sürecinin tamamlanması için gerekli olan 35 fasıldan Mayıs 2016 itibarıyla sadece 16'sı açılmış ve biri kapatılmıştı.[5] Türkiye ile Avrupa Birliği arasında 2016 yılı başında imzalanan mülteci anlaşması, daha önce yaşanan durgunluğun ardından müzakereleri hızlandırmayı ve Türklerin Avrupa'ya vizesiz seyahat edebilmelerini sağlamayı amaçlıyordu.[6]
2016 yılından bu yana katılım müzakereleri durmuş durumda.[7] AB, Türkiye'yi insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü alanındaki eksiklikleri nedeniyle suçladı ve eleştirdi.[8] 2017 yılında AB yetkilileri, Türkiye'de 2017 yılında yapılan anayasa referandumu ile oluşturulan güçlü cumhurbaşkanlığının, AB üyeliğine uygunluk için Kopenhag Kriterleri'ni ihlal edeceğini söyledi.[9]
20 Şubat 2019 tarihinde Avrupa Parlamentosunun bir komitesi, Türkiye hükümetinin eleştirilerine yol açacak şekilde, katılım müzakerelerinin askıya alınması yönünde oy kullanmıştır.[10][11][12] Dolayısıyla Türkiye'nin katılım müzakereleri fiilen durma noktasına gelmiş olup, başka hiçbir faslın açılması veya kapatılması düşünülmemekte ve AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin modernizasyonuna yönelik daha fazla çalışma yapılması öngörülmemektedir.[13][14][15][16][17]
30 Ocak 2023 tarihinde, Türkiye'deki Altılı Masa (o zamanki ana muhalefet ittifakı) ortak politikalar için bir mutabakat zaptı yayınladı. Bu mutabakat, muhalefetin o yılki seçimlerde seçilmeleri halinde AB katılım müzakerelerine devam etme niyetini yeniden teyit etmişti.[18][19] Türkiye; Arnavutluk, Bosna-Hersek, Gürcistan, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Ukrayna ile birlikte AB'ye aday dokuz ülkeden biridir.
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından, Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türk devrimciler Türk Kurtuluş Savaşı'ndan zaferle çıkarak bugünkü modern Türkiye Cumhuriyeti'ni kurdular. Türkiye Cumhurbaşkanı Atatürk, ülkeyi "Avrupalılaştırmak" veya Batılılaştırmak amacıyla laikleşme ve sanayileşme de dahil olmak üzere bir dizi reform gerçekleştirdi.[20] İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye, Müttefiklere katıldığı Şubat 1945'e kadar tarafsız kalmıştır. Ülke 1947 Marshall Planı'nda yer almış, 1950'de Avrupa Konseyine[2][3] ve 1952'de NATO'ya üye olmuştur.[21] Soğuk Savaş sırasında Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri ve Batı Avrupa ile müttefik olmuştur. Türkiye'nin Avrupa karşısındaki konumu "Avrupa, uzun ve gergin bir tarih boyunca Türk ulusal kimliği için bir arzu nesnesi olduğu kadar bir hayal kırıklığı kaynağı da olmuştur" şeklinde tanımlanmıştır.[22]
Tarih[23] | Olay[23] |
---|---|
13 Aralık 1997 | Lüksemburg Konseyi Türkiye'nin AB üyesi olmaya uygun olduğunu ilan etti. |
11 Aralık 1999 | Helsinki Zirvesi Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi Türkiye'yi aday ülke ilan etti. |
24 Mart 2001 | Konsey, Türkiye için Katılım Ortaklığı Belgesi'ni kabul etti. |
19 Mayıs 2003 | Konsey, Türkiye için gözden geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi'ni kabul etti. |
16 Aralık 2004 | Avrupa Devlet ve Hükûmet Başkanları Konseyi, Türkiye'nin Ekim 2005'te katılım müzakerelerinin başlatılması için gerekli kriterleri yeterince yerine getirdiğini ilan etti. |
3 Ekim 2005 | Konsey müzakere çerçevesini kabul etti ve müzakereler resmen açıldı. Eleme süreci başladı. |
1 Haziran 2006 | Fasıl 25 - Bilim ve Araştırma üzerinde müzakereler açıldı ve kapandı. |
11 Aralık 2006 | Türkiye'nin Ankara Anlaşması'na Ek Protokol'ü Kıbrıs'a uygulamayı reddetmesi nedeniyle Konsey sekiz faslın açılmamasına karar verdi. |
19 Şubat 2008 | Konsey, Türkiye için gözden geçirilmiş Katılım Ortaklığı Belgesi'ni kabul etti. |
30 Haziran 2010 | Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası başlıklı 12. Fasıl müzakerelere açıldı. |
17 Mayıs 2012 | AB-Türkiye ilişkilerine yeni dinamikler kazandırmayı amaçlayan Pozitif Gündem başlatıldı. |
5 Kasım 2013 | Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu başlıklı 22. Fasıl müzakerelere açıldı. |
16 Aralık 2013 | Vize serbestisi diyaloğu başlatıldı ve AB-Türkiye Geri Kabul Anlaşması imzalandı. |
29 Kasım 2015 | İlk AB-Türkiye Zirvesi yapıldı ve AB-Türkiye Ortak Eylem Planı yürürlüğe girdi. AB, Türkiye'den Yunanistan'a Suriyeli mülteci akışının durdurulması karşılığında Türkiye'nin Vize Yol Haritası kriterlerinin yerine getirilmesini hızlandırma taahhüdünü memnuniyetle karşıladı.[24] |
14 Aralık 2015 | Ekonomik ve Parasal Politika başlıklı 17. Fasıl müzakerelere açıldı. |
30 Haziran 2016 | Fasıl 33 - Mali ve Bütçesel Hükümler üzerinde müzakereler açıldı. |
24 Kasım 2016 | Avrupa Parlamentosu üyeleri, insan hakları ve hukukun üstünlüğüne ilişkin kaygılar nedeniyle Türkiye ile müzakerelerin askıya alınması yönünde ezici bir çoğunlukla oy kullandı. |
6 Temmuz 2017 | AB parlamentosu Türkiye ile katılım müzakerelerinin askıya alınması çağrısında bulundu. |
20 Şubat 2019 | AB parlamentosu komitesi Türkiye ile katılım müzakerelerinin askıya alınması yönünde oy kullandı. |
13 Mart 2019 | Avrupa Parlamentosu, AB ile Türkiye arasındaki tam üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısını oybirliğiyle kabul etti. |
Türkiye ilk olarak 1959 yılında Avrupa Ekonomik Topluluğu'na ortak üyelik başvurusunda bulunmuş ve 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması olarak da bilinen "Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Ekonomik Topluluğu Arasında Ortaklık Yaratan Anlaşma"yı imzalamıştır. Bu anlaşma ertesi yıl 12 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ankara Anlaşması, Türkiye'yi AET ile bir gümrük birliğine entegre etmeyi amaçlarken, nihai üyelik hedefini de kabul ediyordu.[20] Kasım 1970'te "Ek Protokol" olarak adlandırılan bir başka protokol, Türkiye ile AET arasında ticareti yapılan mallar üzerindeki tarife ve kotaların kaldırılmasına ilişkin bir takvim oluşturdu.[20]
14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye, Avrupa Ekonomik Topluluğu'na resmi üyelik başvurusunu yaptı. Avrupa Komisyonu Aralık 1989'da Ankara'nın nihai üyeliğini teyit etmekle birlikte, Türkiye'nin ekonomik ve siyasi durumunun yanı sıra Yunanistan'la olan kötü ilişkileri ve Kıbrıs'la olan anlaşmazlığının müzakerelere başlamak için elverişsiz bir ortam yarattığını gerekçe göstererek konuyu daha uygun zamanlara erteledi.[25] Bu tutum, 1997 Lüksemburg Zirvesi'nde bir kez daha teyit edilmiş ve Türkiye dışında Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri ve Kıbrıs ile katılım müzakereleri başlatılmıştır. 1990'lı yıllar boyunca Türkiye, 1995 yılında gümrük birliğini kabul ederek Avrupa Birliği ile daha yakın bir entegrasyon sürecine girdi. Türk-Yunan deprem diplomasisinin ardından 1999 yılında Yunanistan, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı muhalefetini kaldırmıştır. Ayrıca, 1999 Helsinki Zirvesi AB Konseyi, AB'nin Türkiye'yi diğer potansiyel adaylarla eşit düzeyde bir aday olarak tanıması açısından bir dönüm noktası olmuştur.
AB-Türkiye ilişkilerinde bir sonraki önemli adım Aralık 2002 Kopenhag Zirvesi ile geldi.[26] Buna göre, "Aralık 2004'teki AB Konseyi, Komisyonun raporu ve tavsiyesi temelinde Türkiye'nin Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdiğine karar verirse, AB 'gecikmeksizin' Türkiye ile müzakerelere başlayacaktır."[26] Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Almanya Şansölyesi Gerhard Schröder, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılması için Aralık 2004'te yapılacak Avrupa Komisyonu zirve toplantısı gündemine ortak destek verdiler.[27]
Avrupa Komisyonu müzakerelerin 2005 yılında başlamasını tavsiye etmiş, ancak çeşitli ihtiyati tedbirler de eklemiştir. AB liderleri 16 Aralık 2004 tarihinde Türkiye ile katılım müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren başlatılması konusunda mutabık kalmışlardır.[28] Avusturya ve Almanya başlangıçta Türkiye ile müzakerelerin tam üyelikten ziyade imtiyazlı ortaklıkla sonuçlanması ihtimalini açık bırakmak istese de katılım müzakereleri nihayetinde "ortak üyelik hedefi" ile başlatıldı.[29]
Türkiye'nin katılım müzakereleri o zamandan beri bir dizi iç ve dış sorun nedeniyle durmuş durumdadır. Hem Avusturya hem de Fransa, Türkiye'nin üyeliğini referanduma götüreceklerini söylemişlerdir. Fransa örneğinde, böyle bir referandumu dayatmak için Anayasa'da bir değişiklik yapıldı, ancak daha sonra başka bir anayasa değişikliği, parlamentonun (üyelerinin büyük çoğunluğunun kabul etmesi halinde) böyle bir referandumu engellemesine olanak tanıdı.[30] Kıbrıs konusu müzakerelerin önünde büyük bir engel olmaya devam etmektedir.[31] Avrupalı yetkililer Türkiye'deki reformların yavaşladığını ve bunun Kıbrıs sorunuyla birleşince AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn'in Mart 2007'de müzakerelerde bir 'tren kazası' yaşanacağı uyarısında bulunmasına yol açtığını belirttiler.[32] Bu aksaklıklar nedeniyle Aralık 2006'da müzakereler yeniden durma noktasına geldi ve AB, müzakere edilen 35 temel alandan 8'inde görüşmeleri dondurdu.[33]
2007 yılında Türkiye 2013 yılına kadar AB hukukuna uyum sağlamayı hedeflediğini belirtmiş,[34] ancak Brüksel bunu üyelik için bir son tarih olarak desteklemeyi reddetmiştir.[35] 2006 yılında Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso katılım sürecinin en az 2021 yılına kadar süreceğini söyledi.[36] Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 31 Ekim 2012 tarihinde Almanya'ya yaptığı bir ziyarette Türkiye'nin Birlik'e üyeliğinin Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yıldönümü olan 2023 yılına kadar gerçekleşmesini beklediğini açıkça ifade ederek, müzakerelerin o tarihe kadar olumlu bir sonuç vermemesi halinde üyelik müzakerelerini sonlandırabileceklerini ima etti.[37] Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, katılım sürecinin tamamlanmasının ardından Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için referanduma gidileceğini söyledi.[38]
Aralık 2009'da AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye'nin öncelikle Kıbrıs ile ilişkilerini normalleştirmesi gerektiğini savunarak, aralarında Yargı ve Temel Haklar, Enerji ve Eğitim ve Kültür fasıllarının da bulunduğu Türkiye'nin katılım müzakerelerindeki 6 faslı bloke etmiştir.[39][40] Sonuç olarak, Haziran 2010'dan bu yana hiçbir fasıl açılmamıştır.[41][42][43] Dolayısıyla, diğer tüm fasıllar bloke edildiği için Türkiye'nin, çoğu aday ülkenin katılım sürecinin sonunda açtığı zor ve ekonomik açıdan zararlı Rekabet Politikası, Sosyal Politika ve İstihdam ve Kamu Alımları fasılları dışında açabileceği bir fasıl bulunmamaktadır. Şubat 2013'te AB Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Burak Erdenir, AB'nin 23 ve 24. fasıllar olan Yargı ve Temel Haklar ile Adalet, Özgürlük ve Güvenlik fasıllarının açılmasına ilişkin kriterleri Türkiye'ye henüz iletmediğini, bunun da fasılların tarama sürecinin 2006'da tamamlanmasının ardından yapılacağını, dolayısıyla bu kriterlere uyulmasının mümkün olmadığını iddia etti. Ayrıca bunun katılım sürecini yavaşlatmaya yönelik kasıtlı bir girişim olduğunu öne sürdü.[44]
İki yılı aşkın bir süredir hiçbir faslın açılmamasının ardından Avrupa Komisyonu, AB-Türkiye ortak çıkarlarına odaklanmak üzere tasarlanmış bir "Pozitif Gündem" oluşturdu. AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle, amacın "katılım sürecini canlı tutmak ve her iki taraf için de hayal kırıklığı kaynağı olan bir durgunluk döneminin ardından düzgün bir şekilde yeniden rayına oturtmak" olduğunu açıkladı.[45] AB Komisyonu, gündemin ana unsurları olarak "siyasi reformlar konusunda yoğunlaştırılmış diyalog ve işbirliği", "vize", "hareketlilik ve göç", "enerji", "terörle mücadele", "Türkiye'nin Topluluk programlarına daha fazla katılımı", "şehir eşleştirme", "ticaret ve Gümrük Birliği" ve "katılım müzakerelerinin şimdilik açılamadığı fasıllar da dahil olmak üzere müktesebata uyum çabalarının desteklenmesi" gibi geniş bir yelpazeden bahsetti. Teklif, AB ile müzakere sürecini destekleyici ve tamamlayıcı bir araç olarak hizmet etmesi koşuluyla olumlu karşılanmıştır.
"Pozitif Gündem" çerçevesinde 8 fasılda ("3-İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi", '6-Şirketler Hukuku', '10-Bilgi Toplumu ve Medya', '18-İstatistik', '23-Yargı ve Temel Haklar', '24-Adalet, Özgürlük ve Güvenlik', '28-Tüketicinin ve Sağlığın Korunması' ve '32-Mali Kontrol') Çalışma Grupları oluşturulmuştur. "Pozitif Gündem" açılış toplantısı 17 Mayıs 2012 tarihinde AB Komisyonunun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin katılımıyla Ankara'da gerçekleştirilmiştir. Bugüne kadar gerçekleştirilen Çalışma Grupları toplantıları sonucunda, üç fasılda (Şirketler Hukuku, Tüketicinin ve Sağlığın Korunması ile Mali Kontrol fasılları) toplam dört kapanış kriterinin Türkiye tarafından karşılandığı teyit edilmiştir.[46][47]
20 Haziran 2013 tarihinde, Ankara'nın Taksim Meydanı'ndaki kitlesel gösterileri bastırmasının ardından Almanya, Türkiye ile yeni AB katılım müzakerelerinin başlamasını engelledi.[48] Financial Times'a göre, bir Türk yetkili böyle bir hareketin blokla siyasi ilişkileri koparabileceğini söyledi.[48]
AB ülkeleri ve aday ülkeleri de kapsayan bir Eurobarometre anketi, altı ay önce %60 olan Türklerin %43'ünün AB'ye olumlu baktığını göstermiştir. Aynı ankete katılan Türklerin %29'u AB Anayasası'nı desteklediğini ifade etmiştir ki bu oran AB ülkeleri ve aday ülkeler arasında en düşük destek oranıdır.[49] Almanya çekincesinin teknik bir meseleden kaynaklandığını belirtirken, Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı çıkan dönemin şansölyesi Angela Merkel, Ankara'nın çoğunlukla barışçıl göstericilere karşı yoğun polis gücü kullanmasının ardından kendisini "şoke olmuş" olarak tanımladı.[48] Fransa, Haziran 2014'te yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasına kadar Türkiye ile dört katılım faslının dondurulması konusundaki vetosundan vazgeçmeyeceğini açıkladı.[50]
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2016 Türkiye darbe girişimini destekleyenlere yönelik baskılarının ardından AB ilişkileri zarar gördü. Erdoğan, darbeye karışanların cezalandırılması için idam cezasının geri getirilmesini onayladığını belirtmiş, AB ise bunun Türkiye'nin AB hedeflerini sona erdireceğini öne sürmüştür. 26 Temmuz 2016 tarihinde Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Türkiye'de idam cezasının geri getirilmesi halinde Türkiye'nin AB üyelik sürecinin sona ereceğini açıkladı.[51] Erdoğan Kasım 2016'da Türkiye'nin AB ile sürdürdüğü üyelik müzakerelerini 2017'de referanduma götürmeyi düşündüğünü belirtti.[52] Kasım 2016'da Avrupa Parlamentosu, hükümetin darbeye karşı aldığı "orantısız baskıcı önlemler" nedeniyle Avrupa Komisyonundan üyelik müzakerelerini geçici olarak askıya almasını talep eden bağlayıcı olmayan bir karar lehinde oy kullandı.[53] 13 Aralık'ta AB Konseyi (üye devletlerin devlet veya hükümet başkanlarından oluşan) "mevcut koşullarda" Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde yeni bir alan açılmayacağına karar verdi;[54] Türkiye'nin otokratik yönetime doğru gitmesi AB üyeliğinde ilerlemeyi imkansız kılıyordu.[55] 2016 yılında AB üyesi Avusturya Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkmıştır.[56]
Nisan 2017'de Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türkiye'ye karşı izleme prosedürünün yeniden açılması yönünde oy kullandı. Bu oylamanın Türkiye'nin nihai AB üyeliği perspektifine büyük bir darbe vurduğu düşünülmektedir zira bu süreçten çıkmak 2004 yılında AB katılım müzakerelerinin ön koşulu haline getirilmişti.[57] Haziran 2017'de Avrupa Parlamentosu üyeleri, 2017 Türkiye anayasa referandumu ile oluşturulan güçlü başkanlığın AB üyeliğine uygunluk açısından Kopenhag Kriterleri'ni ihlal ettiğini ifade etmişlerdir.[9] 6 Temmuz 2017 tarihinde Avrupa Parlamentosu, AB ile Türkiye arasındaki tam üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısında bulunan bir kararı onayladı.[58]
Avrupa Komisyonunun Mayıs 2018'de açıklanan 2021-2027 dönemine ilişkin uzun vadeli bütçe teklifi, daha fazla genişlemeye yönelik bir Batı Balkan Stratejisi için katılım öncesi finansmanı içermekle birlikte Türkiye'yi kapsamamaktadır.[59]
Mart 2018'de Avusturya Şansölyesi Sebastian Kurz, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerine karşı çıktı ve üyelik müzakerelerinin durdurulması çağrısında bulundu.[60] 26 Haziran 2018 tarihinde AB Genel İşler Konseyi, "Konsey, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden daha da uzaklaştığını not etmektedir. Bu nedenle Türkiye'nin katılım müzakereleri fiilen durma noktasına gelmiştir ve başka hiçbir faslın açılması veya kapatılması düşünülemez ve AB-Türkiye Gümrük Birliğinin modernizasyonuna yönelik daha fazla çalışma öngörülmemektedir." Konsey, "hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü de dâhil olmak üzere temel haklar konusunda devam eden ve derin endişe yaratan gerilemeden özellikle endişe duyduğunu" da sözlerine ekledi.[13][14][61]
20 Şubat 2019 tarihinde Avrupa Parlamentosunun bir komitesinin katılım müzakerelerinin askıya alınması yönünde oy kullanması, Türkiye hükümetinin eleştirilerine yol açtı.[10][11][12] 13 Mart 2019'da Avrupa Parlamentosu oybirliğiyle AB ile Türkiye arasındaki tam üyelik müzakerelerinin durdurulması yönünde oy kullandı.[62] Temmuz 2023'te Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Vilnius'taki NATO zirvesinde Türkiye'nin AB üyelik başvurusunu gündeme getirerek İsveç'in NATO üyeliğiyle ilişkilendirdi.[63][64] Dagens Nyheter'in verilerine göre, Eylül 2023'te İsveçlilerin %60'ı İsveç'in Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu ve üyelik sürecini desteklemeyeceğini söylerken, %7'si İsveç'in Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olmadığını ve üyelik sürecini destekleyeceğini söylemiştir.[65]
Avrupa Birliği müktesebatı | Tarama başladı | Tarama tamamlandı | Küme Açıldı | Fasıl Açıldı | Fasıl donduruldu | Fasıl tekrar açıldı | Küme Kapatıldı | Fasıl Kapatıldı |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|
1. Malların Serbest Dolaşımı | 16 Ocak 2006 | 24 Şubat 2006 | – | – | 11 Aralık 2006[C 1] | – | – | – |
2. Çalışanlar İçin Hareket Özgürlüğü | 19 Temmuz 2006 | 11 Eylül 2006 | – | – | 8 Aralık 2009[C 2] | – | – | – |
3. İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunma Özgürlüğü | 21 Kasım 2005 | 20 Aralık 2005 | – | – | 11 Aralık 2006[C 1] | – | – | – |
4. Sermayenin Serbest Dolaşımı | 25 Kasım 2005 | 22 Aralık 2005 | – | 19 Aralık 2008 | – | – | – | – |
5. Kamu Alımları | 7 Kasım 2005 | 28 Kasım 2005 | – | – | – | – | – | – |
6. Şirketler Hukuku | 21 Haziran 2006 | 20 Temmuz 2006 | – | 17 Haziran 2008 | – | – | – | – |
7. Fikri Mülkiyet Hukuku | 6 Şubat 2006 | 3 Mart 2006 | – | 17 Haziran 2008 | – | – | – | – |
8. Rekabet Politikası | 8 Kasım 2005 | 2 Aralık 2005 | – | – | – | – | – | – |
9. Finansal Hizmetler | 29 Mart 2006 | 3 Mayıs 2006 | – | – | 11 Aralık 2006[C 1] | – | – | – |
10. Bilgi Toplumu ve Medya | 12 Haziran 2006 | 14 Temmuz 2006 | – | 19 Aralık 2008 | – | – | – | – |
11. Tarım ve Kırsal Kalkınma | 5 Aralık 2005 | 26 Ocak 2006 | – | – | 11 Aralık 2006[C 1][C 3][46] | – | – | – |
12. Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası | 9 Mart 2006 | 28 Nisan 2006 | – | 30 Haziran 2010 | – | – | – | – |
13. Balıkçılık | 24 Şubat 2006 | 31 Mart 2006 | – | – | 11 Aralık 2006[C 1] | – | – | – |
14. Taşımacılık Politikası | 26 Haziran 2006 | 28 Eylül 2006 | – | – | 11 Aralık 2006[C 1] | – | – | – |
15. Enerji | 15 Mayıs 2006 | 16 Haziran 2006 | – | – | 8 Aralık 2009[C 2] | – | – | – |
16. Vergilendirme | 6 Haziran 2006 | 12 Temmuz 2006 | – | 30 Haziran 2009 | – | – | – | – |
17. Ekonomik ve Parasal Politika | 16 Şubat 2006 | 23 Mart 2006 | – | 14 Aralık 2015 | 25 Haziran 2007[C 3][46] | 14 Aralık 2015[66] | – | – |
18. İstatistik | 19 Haziran 2006 | 18 Temmuz 2006 | – | 25 Haziran 2007 | – | – | – | – |
19. Sosyal Politika ve İstihdam | 8 Şubat 2006 | 22 Mart 2006 | – | – | – | – | – | – |
20. İşletme ve Sanayi Politikası | 27 Mart 2006 | 5 Mayıs 2006 | – | 29 Mart 2007 | – | – | – | – |
21. Trans-Avrupa Ağları | 30 Haziran 2006 | 29 Eylül 2006 | – | 19 Aralık 2007 | – | – | – | – |
22. Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu | 11 Eylül 2006 | 10 Ekim 2006 | – | 5 Kasım 2013[67][68][69] | 25 Haziran 2007[C 3] | 12 Şubat 2013 | – | – |
23. Yargı ve Temel Haklar | 7 Eylül 2006 | 13 Ekim 2006 | – | – | 8 Aralık 2009[C 2] | – | – | – |
24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik | 23 Ocak 2006 | 15 Şubat 2006 | – | – | 8 Aralık 2009[C 2] | – | – | – |
25. Bilim ve Araştırma | 20 Ekim 2005 | 14 Kasım 2005 | – | 12 Haziran 2006 | – | – | – | 12 Haziran 2006 |
26. Eğitim ve Kültür | 26 Ekim 2005 | 16 Kasım 2005 | – | – | 8 Aralık 2009[C 2] | – | – | – |
27. Çevre ve İklim Değişikliği | 3 Nisan 2006 | 2 Haziran 2006 | – | – | 21 Aralık 2009[C 1] | – | – | – |
28. Tüketici ve Sağlığın Korunması | 8 Haziran 2006 | 11 Temmuz 2006 | – | – | 19 Aralık 2007 | – | – | – |
29. Gümrük Birliği | 31 Ocak 2006 | 14 Mart 2006 | – | – | 11 Aralık 2006[C 1] | – | – | – |
30. Dış İlişkiler | 10 Temmuz 2006 | 13 Eylül 2006 | – | 11 Aralık 2006[C 1] | – | – | – | – |
31. Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası | 14 Eylül 2006 | 6 Ekim 2006 | – | – | 8 Aralık 2009[C 2] | – | – | – |
32. Finansal Kontrol | 18 Mayıs 2006 | 30 Haziran 2006 | – | 26 Temmuz 2007 | – | – | – | – |
33. Mali ve Bütçesel Hükümler | 6 Eylül 2006 | 4 Ekim 2006 | – | 30 Haziran 2016[70] | 25 Haziran 2007[C 3][46] | 18 Mart 2016 | – | – |
34. Kurumlar | – | – | – | – | – | – | – | – |
35. Diğer Konular | – | – | – | – | – | – | – | – |
İlerleme | 33 / 33 | 33 / 33 | 0 / 13 | 16 / 33 | 17 / 33 | 3 / 17 | 1 / 33 | 1 / 13 |
|
tamamen uyumsuz erken aşamada kayda değer çaba gerekli belli bir düzeyde hazırlık var daha fazla çabaya ihtiyaç var orta derecede gelişmiş iyi düzeyde hazırlık var gelişmiş oldukça gelişmiş
† Bu tabloda geçici olarak kapatılan ve/veya dondurulan fasıllar belirtilmemiştir. ‡ Avrupa Birliği'nin 2004 yılındaki genişlemesinden önce, AB müktesebatında otuz bir fasıl bulunmaktaydı. | ||
Avrupa Birliği müktesebatı | 2003[71] | 2004[72] |
---|---|---|
1. Malların Serbest Dolaşımı | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli |
2. Çalışanlar İçin Hareket Özgürlüğü | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada |
3. İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunma Özgürlüğü | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli |
4. Sermayenin Serbest Dolaşımı | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli |
5. Şirketler Hukuku | Erken aşamada | Kayda değer çaba gerekli |
6. Rekabet Politikası | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
7. Tarım | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli |
8. Balıkçılık | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli |
9. Taşımacılık Politikası | Erken aşamada | Kayda değer çaba gerekli |
10. Vergilendirme | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli |
11. Ekonomik ve Parasal Birlik | Erken aşamada | Kayda değer çaba gerekli |
12. İstatistik | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli |
13. Sosyal Politika ve İstihdam | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli |
14. Enerji | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
15. Sanayi Politikası | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş |
16. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş |
17. Bilim ve Araştırma | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
18. Eğitim ve Öğretim | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
19. Telekomünikasyon ve Bilgi Teknolojileri | Kayda değer çaba gerekli | Orta derecede gelişmiş |
20. Kültür ve Görsel-İşitsel Politika | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli |
21. Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli |
22. Çevre | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada |
23. Tüketici ve Sağlığın Korunması | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
24. Adalet ve İçişleri Alanında İşbirliği | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
25. Gümrük Birliği | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş |
26. Dış İlişkiler | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş |
27. Ortak Dış ve Güvenlik Politikası | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş |
28. Finansal Kontrol | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli |
29. Mali ve Bütçesel Hükümler | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
30. Kurumlar | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
31. Diğer Konular | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
tamamen uyumsuz erken aşamada kayda değer çaba gerekli belli bir düzeyde hazırlık var daha fazla çabaya ihtiyaç var orta derecede gelişmiş iyi düzeyde hazırlık var gelişmiş oldukça gelişmiş
† Bu tabloda geçici olarak kapatılan ve/veya dondurulan fasıllar belirtilmemiştir. ‡ Avrupa Birliği'nin 2004 yılındaki genişlemesinden önce, AB müktesebatında otuz bir fasıl bulunmaktaydı. | |||||||||||||||||||
Kümeler | Acquis chapter | 2005[73] | 2006[74] | 2007[75] | 2008[76] | 2009[77] | 2010[78] | 2011[79] | 2012[80] | 2013[81] | 2014[82] | 2015[83] | 2016[84] | 2018[85] | 2019[86] | 2020[87] | 2021[88] | 2022[89] | 2023[90] |
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Küme 1: Temel Konular | 23. Yargı ve Temel Haklar | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada |
24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Erken aşamada | Erken aşamada | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
5. Kamu Alımları | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
18. İstatistik | Kayda değer çaba gerekli | Belli bir düzeyde hazırlık var | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Gelişmiş | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | Gelişmiş | Gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
32. Finansal Kontrol | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | Orta derecede gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | |
Küme 2: İç Pazar | 1. Malların Serbest Dolaşımı | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Gelişmiş | Gelişmiş | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var |
2. Çalışanlar için Hareket Özgürlüğü | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | |
3. İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunma Özgürlüğü | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | |
4. Sermayenin Serbest Dolaşımı | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Erken aşamada | Erken aşamada | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
6. Şirketler Hukuku | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | |
7. Fikri Mülkiyet Hukuku | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Erken aşamada | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Gelişmiş | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | |
8. Rekabet Politikası | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | |
9. Finansal Hizmetler | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | İyi düzeyde hazırlık var | Gelişmiş | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | |
28. Tüketici ve Sağlığın Korunması | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | |
Küme 3: Rekabetçilik ve kapsayıcı büyüme | 10. Bilgi Toplumu ve Medya | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var |
16. Vergilendirme | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
17. Ekonomik ve Parasal Politika | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Gelişmiş | Gelişmiş | Gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | |
19. Sosyal Politika ve İstihdam | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | |
20. İşletme ve Sanayi Politikası | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | Orta derecede gelişmiş | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
25. Bilim ve Araştırma | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | |
26. Eğitim ve Kültür | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Oldukça gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Oldukça gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
29. Gümrük Birliği | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Gelişmiş | Gelişmiş | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | |
Küme 4: Yeşil Gündem ve Sürdürülebilir Bağlantı | 14. Taşımacılık Politikası | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş |
15. Enerji | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
21. Trans-Avrupa Ağları | Erken aşamada | Erken aşamada | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | Oldukça gelişmiş | |
27. Çevre ve İklim Değişikliği | Erken aşamada | Erken aşamada | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Orta derecede gelişmiş | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | |
Küme 5: Kaynaklar, Tarım ve Uyum | 11. Tarım ve Kırsal Kalkınma | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Orta derecede gelişmiş | Erken aşamada | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var |
12. Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı Politikası | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada | Orta derecede gelişmiş | Erken aşamada | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | |
13. Balıkçılık | Erken aşamada | Erken aşamada | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
22. Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu | Kayda değer çaba gerekli | Orta derecede gelişmiş | Kayda değer çaba gerekli | Kayda değer çaba gerekli | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | |
33. Mali ve Bütçesel Hükümler | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Erken aşamada | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | |
Küme 6: Dış İlişkiler | 30. Dış İlişkiler | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | Gelişmiş | İyi düzeyde hazırlık var | İyi düzeyde hazırlık var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş |
31. Dış, Güvenlik ve Savunma Politikası | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Orta derecede gelişmiş | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | Belli bir düzeyde hazırlık var | |
Diğer | 34. Kurumlar | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
35. Diğer Konular | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var | Daha fazla çabaya ihtiyaç var |
Avrupa Komisyonunun Mayıs 2018'de açıklanan 2021-2027 dönemine ilişkin uzun vadeli bütçe teklifi, daha fazla genişlemeye yönelik bir Batı Balkan Stratejisi için katılım öncesi finansmanı içermekle birlikte Türkiye'yi kapsamamaktadır.[59]
Türkiye'nin AB üyeliği sorunu, AB'nin nihai olarak ne olması gerektiği konusundaki çelişkili görüşlerle daha da derinleşmektedir.[91] Kısmen Avrupa borç krizi ve bunun sonucu olarak euro bölgesinin ve genel olarak AB'nin hem mali, hem hukuki hem de siyasi düzeylerde Türkiye'nin başvuru yaptığı ya da aday olarak kabul edildiği dönemdekinden daha federalleşmiş olması bu tartışmada önemli bir rol oynamıştır.[92] Genel olarak hak temelli bir serbest ticaret bloğunu destekleyen AB üyeleri, Türkiye'ye daha geniş bir siyasi birliği destekleyenler kadar şiddetle karşı çıkmamaktadır. Özellikle ikinci gruptakiler, Türkiye'nin katılımıyla birleşmenin sekteye uğrayacağından ve Avrupa projesinin tehdit altına gireceğinden endişe duymuşlardır.[93]
Türkiye'nin üyeliğini destekleyenler, Türkiye'nin coğrafi konumunun barışa katkıda bulunacağını savunmaktadır. İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'e göre "Türkiye'nin üyeliği AB'ye Akdeniz ve Karadeniz'in doğusunda istikrar için belirleyici bir rol verecektir ve bu da açıkça Avrupa'nın stratejik çıkarına olacaktır".[94] Polonya, Türkiye'nin AB'ye katılma teklifinin önemli bir destekçisiyken,[95][96] Birleşik Krallık daha önce desteğini ifade etmiş ancak AB'den ayrıldıktan sonra bu desteği kesmiştir.[97]
Türkiye, AB'ye katıldığında 83 milyonluk nüfusuyla Avrupa Parlamentosunda en fazla milletvekiline sahip ülke olacaktır.[32] Türkiye şu anda Almanya'dan daha büyük bir nüfusa sahip. Ancak tek bir ülke Avrupa Parlamentosunda en fazla 96 sandalyeye sahip olabilir.
Türkiye'nin üyeliği gelecekteki genişleme planlarını da etkileyecektir.[32] Giscard, Türkiye'nin üyeliğinin Fas'ın katılım taleplerine yol açacağını öne sürmüştür. Fas'ın başvurusu zaten "bir Avrupa ülkesi olmadığı" gerekçesiyle reddedilmişti; Türkiye ise Fas'ın aksine topraklarının %3'ünü Avrupa'da bulunduruyor. Nüfusunun büyük çoğunluğu ülkenin Asya yakasında yaşıyor. Öte yandan, ülkenin en büyük şehri olan İstanbul'un büyük bölümü Avrupa'da yer alıyor. Öte yandan coğrafi olarak Asya'da yer alan Kıbrıs, 2004 yılında Avrupa Birliği'ne katılmıştır. Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy Ocak 2007'de "Avrupa'yı sınırsız bir şekilde genişletmek Avrupa siyasi birliğini yok etme riski taşır ve ben bunu kabul etmiyorum... Avrupa'nın kendisine sınırlar çizmesi gerektiğini, Avrupa Birliği içinde yeri olmayan Türkiye'den başlayarak, tüm ülkelerin Avrupa'ya üye olmak istemediğini söylemek istiyorum." dedi[98]
Türkiye'nin katılımının başarılı olabilmesi için AB üye ülkelerinin Türkiye'nin üyeliği konusunda oybirliğiyle mutabık kalması gerekmektedir. Başta Avusturya,[kaynak belirtilmeli] Almanya (eski Şansölye Angela Merkel uzun süredir Türkiye'nin üyelik teklifini reddediyor ve bunun yerine "imtiyazlı ortaklık" öneriyor)[99] ve Fransa (ülkenin halihazırda büyük bir Müslüman topluluğu olduğu göz önüne alındığında, bazılarının[kim?] yeni bir Müslüman göçmen dalgası ihtimalinden endişe duyduğu)[100] olmak üzere bazı ülkeler buna karşı çıkabilir.
Hırvatistan'dan sonra tüm AB katılımları için zorunlu referandum yapılmasını öngören Fransız anayasa hükmünün kaldırılmasına yönelik müzakereler, nüfusu AB'nin toplam nüfusunun %5'inden fazla olan her ülkenin katılımı için zorunlu referandum yapılmasını öngören yeni bir teklifle sonuçlandı; bu madde esas olarak Türkiye ve Ukrayna için geçerli olacaktı.[101]
Fransız anayasasına göre mevcut durum şu şekildedir: delegelerin (Senato ve Parlamento'dan) 3⁄5'i Türkiye'nin üyeliğini kabul ederse referandum yapılmayacaktır.
Türkiye, AB'ye katılımının ardından ekonomik kalkınma yardımı almayı beklemektedir.[102] Ayrıca Türk ekonomisinde Avrupa'dan gelen yabancı yatırımların artacağı ve bunun da ekonomik büyümeyi destekleyeceği beklentisi vardır.[102] Olası ekonomik kriz durumlarında Türkiye AB yardımından faydalanabilir.[103]
AB genelinde insanların serbest dolaşımı, birçok Türk'e iş ya da daha yüksek bir yaşam standardı arayışıyla Avrupa'nın diğer bölgelerine göç etme fırsatı verecektir. Türkiye dışına göç seçeneği, daha iyi bir yaşam standardı beklentisi ayrılıkçı eğilimleri soğutma eğiliminde olacağından, kaçınılmaz olarak ülkenin doğusundaki gerilimleri azaltacaktır. Ancak Türkiye üzerinden AB'ye düzensiz transit göç konusunda sorunlar yaşanmaktadır.[104]
Türkiye'deki bazı sekülerler, Türkiye'nin üyeliğinin Türkiye'de laik batı değerlerinin yayılmasına katkıda bulunacağını öngörmektedir. Buna karşılık, Türkiye'deki bazı seküler olmayanlar da katılımın Avrupa'da İslam'ın daha da büyümesine ve kabul görmesine katkıda bulunacağını öngörmektedir.[105] AB üyeliği, Türkiye'nin siyasi ve hukuki reformlarını teşvik etmiş ve demokratikleşme sürecini yoğunlaştırmıştır.[106]
Türkiye'nin büyük ve artan nüfusu göz önüne alındığında, Türkiye Avrupa Parlamentosunda buna uygun olarak büyük bir temsiliyete sahip olacaktır (AB parlamentosunda 96 sandalye ile Almanya ile eşit ve 2. sırada). Bu da Türkiye'ye AB politikaları üzerinde güçlü bir doğrudan etki sağlayacaktır.[107]
Türkiye, dünyanın en büyük 11. GSYİH-GPP'sine[108] ve en büyük 20. nominal GSYİH'sine[108] sahiptir. Ülke, OECD ve G20 kurucu üyesidir.
Türkiye, 1995 yılında Avrupa Birliği ile imzaladığı gümrük birliğinden yararlanarak ihracata yönelik sanayi üretimini artırmış ve aynı zamanda ülkeye gelen AB menşeli yabancı yatırımlardan faydalanmıştır.[109] 2008 yılında Türkiye'nin ihracatı 141,8 milyar ABD dolarına ulaşmıştır[110] (ana ihracat ortakları: Almanya %11,2, İngiltere %8, İtalya %6,95, Fransa %5,6, İspanya %4,3, ABD %3,88; toplam AB ihracatı %56,5). Ancak, yaklaşık 204,8 milyar ABD$ tutarındaki büyük ithalat ticaret dengesini tehdit etmektedir[110] (ana ithalat ortakları: Rusya %13.8, Almanya %10.3, Çin %7.8, İtalya %6, ABD %4.8, Fransa %4.6, İran %3.9, İngiltere %3.2; toplam AB ithalatı %40.4; toplam Asya ithalatı %27).[111][112]
Türkiye'nin katılım teklifinin Ekonomik ve Parasal Politika müktesebat başlığına ilişkin müzakerelerin Haziran 2007'de başlaması bekleniyordu, ancak Fransa tarafından durduruldu.[113] Eurostat tarafından açıklanan verilere göre Türkiye 2015 yılında Avrupa Birliği'nin beşinci en büyük ticaret ortağı oldu.[114]
Türkiye, AB'ye aday ülkeler için bir finansman mekanizması olan Katılım Öncesi Yardım Aracı'ndan 9.2 milyar euro almaya hazırlanıyor.
2005 yılı itibarıyla Türkiye'nin nüfusu 71,5 milyondur ve yıllık artış oranı %1,5'tir.[115][116] Türk nüfusu nispeten gençtir ve %25,5'i 0-15 yaş aralığındadır.[117] Şubat 2023 itibarıyla Türkiye nüfusu yaklaşık 87 milyon kişidir.[118]
Türkiye'nin büyük nüfusu, temsili Avrupa kurumlarındaki güç dengesini değiştirebilir. AB'ye katılması halinde Türkiye'nin 83 milyonluk nüfusu Avrupa Parlamentosunda çok sayıda milletvekiline sahip olmasını sağlayacaktır. Bunun nedeni Avrupa Parlamentosunun üye ülkelere nüfuslarına göre sandalye dağıtmasıdır.[119] Dolayısıyla Türkiye kabul edildiği takdirde AB mevzuatını ve yönetimini kendi politikaları doğrultusunda etkileyebilecektir.[120]
Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılması halinde İstanbul, AB'nin en kalabalık metropolü olacaktır (2004 itibarıyla).[121]
Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetini tanımadığı için Türkiye'nin Kıbrıs ile diplomatik ilişkisi bulunmamaktadır,
Kıbrıs, 20 Temmuz 1974'te Türkiye'nin, Kıbrıs'ı Yunanistan'a ilhak etmeyi amaçlayan Atina tarafından tasarlanmış bir darbeye karşılık olarak adanın üçte birini işgal etmesiyle bölünmüştür.[122][123] O tarihten bu yana Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti'ni (2004'ten beri AB üyesi) adadaki tek otorite olarak tanımayı reddetmekte ve 1983'te kurulmasından bu yana kendi kendini ilan eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanımaktadır. Türkiye'nin 1974'teki harekatı ve bunun sonucunda Yeşil Hat'tın her iki tarafına mülteci akını ve 1983'te kendi kendini ilan eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulması, devam etmekte olan Kıbrıs anlaşmazlığını çevreleyen temel meseleleri oluşturmaktadır.
Türkiye ve Kıbrıslı Türkler, adanın yeniden birleşmesini amaçlayan 2004 Annan Planı'nı desteklemiş, ancak plan daha sonra Kıbrıslı Rumlar tarafından ihtiyaçlarını karşılamadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Kıbrıslı Rumlara göre son öneri, harekattan sonra Kıbrıs'a taşınan çok sayıda Anadolu Türkü (ve 1974'ten sonra adada doğan torunları) için ikamet haklarının korunmasını içerirken, Türk harekatından sonra mülklerini kaybeden Kıbrıslı Rumlara adanın önerilen yeniden birleşmesinin ardından kuzeye sadece kısıtlı bir geri dönüş hakkı tanınacaktı.[kaynak belirtilmeli] Sonuç AB'de de büyük eleştiri almasına rağmen, Kıbrıs Cumhuriyeti referandumdan bir hafta sonra AB'ye kabul edildi.
Türk hükümeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerindeki siyasi ve ekonomik abluka kaldırılıncaya kadar Kıbrıs Cumhuriyeti'ni resmen tanımayı reddetmiştir.[kaynak belirtilmeli] Türkiye'nin Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaması Gümrük Birliği içinde sorunlara yol açmıştır. Türkiye'nin 2005 yılında AB üyelik müzakerelerine başlamasının ön koşulu olarak imzalamış olduğu gümrük anlaşmaları uyarınca limanlarını Kıbrıs uçak ve gemilerine açması gerekmektedir, ancak Türkiye bugüne kadar buna uymamıştır.[125] Türkiye; AB, Kuzey Kıbrıs'ın uluslararası izolasyonunu hafifletene kadar bunu yapmayı reddetmektedir.[126] Şubat 2013'te Türkiye'nin AB Bakanı Egemen Bağış Kıbrıs Cumhuriyeti'ne "eğer gerçekten kurtuluş istiyorsanız, gerçekten barış istiyorsanız, o zaman Ercan Havaalanı üzerindeki AB üyesi ülkelere uyguladığınız ablukayı kaldırın, Türkiye de limanlarını size açsın" demiştir.[127]
Türkiye'nin, Türk hükümetinin Kıbrıs Rum gemilerinin hava ve deniz limanlarını kullanmasına izin vermesini gerektiren Türkiye ile AB arasındaki ticaret anlaşmasını uygulamayı reddetmesi, AB'nin Türkiye'nin katılım müzakerelerindeki sekiz faslı dondurmasına neden oldu.[125]
Kasım 2009'da Türkiye Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Türkiye'nin AB üyeliği ya da Kıbrıslı Türkleri desteklemek arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılması halinde, "Türkiye'nin tercihinin sonsuza kadar Kıbrıslı Türklerin yanında yer almak olacağını ve bunu herkesin anlaması gerektiğini" ifade etmiştir.[125]
Türkiye'nin üyeliği konusu Yunanistan'da tartışmalı bir konu olmuştur. 2005'te yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre Yunanların sadece %25'i Türkiye'nin Avrupa Birliği'nde yeri olduğuna inanmaktadır.[128] Yunanistan'ın eski başbakanı Kostas Karamanlis Aralık 2006'da Türkiye'nin AB üyeliğinin ancak "tam uyum, tam katılım" temelinde olabileceğini belirtmiştir.[129] Avrupa Komisyonu 2005 yılında Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin "olumlu yönde gelişmeye devam ettiğini" belirtirken,[130] Türkiye'nin karasularının sınırlarıyla ilgili bir anlaşmazlık konusunda devam eden casus belli iddiasının ilerlemenin önündeki en önemli engel olduğunu belirtmiştir.[130] Eylül 2017'de Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, Almanya ve Türkiye arasındaki söz düellosunun ortasında, Türkiye ile katılım müzakerelerinin durdurulmasının Avrupa Birliği için stratejik bir hata olacağını ifade etti.[131] Yunanistan'ın eski başbakanı Yorgo Papandreu da Avrupa Birliği liderlerini Türkiye'ye kapıları açık tutmaya ve Türk hükümetiyle diyaloğu sürdürmeye çağırarak, Almanya'nın eski başbakanı Angela Merkel'in Türkiye ile katılım müzakerelerinin askıya alınması yönündeki çağrılarına açık bir göndermede bulunmuştur.[132]
Ülkenin en önde gelen imamı (şu anda Ali Erbaş) bir devlet memuru ve Diyanet İşleri Başkanlığının başkanı olmasına rağmen, Türkiye'nin resmi bir dini olmayan laik bir anayasası, sivil ve yargı sistemi vardır.[133] Türkiye nüfusunun %82'si Müslüman'dır[134][135] ve bunların %70'inden fazlası İslam'ın Sünni koluna mensuptur. Bir azınlık ise senkretik Alevi koluna bağlıdır.[136] 2019'da yayınlanan ayrı bir araştırma, Türklerin %89,5'inin kendini Müslüman olarak tanımladığını ortaya koymuştur.[137] Türkiye, Avrupa Birliği'ne katılan veya üye olan ilk ve tek Müslüman çoğunluklu ülke olacaktır. Mevcut AB ülkeleri genellikle büyük Müslüman azınlıklar içermektedir. Buna karşılık, Hristiyanların Türkiye nüfusunun yalnızca %0,2'sini oluşturduğuna inanılmaktadır.[138][139]
Türkiye'deki resmi nüfus sayımı anketleri, inanç veya ırk ayrımı gözetmeksizin tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını milliyet açısından Türk olarak tanımlayan Türkiye Anayasası tarafından belirlenen düzenlemeler nedeniyle bir kişinin dini inancı veya etnik kökenine ilişkin bilgileri içermemektedir.[140]
Türkiye'de bir laiklik geleneği vardır. Devletin resmi bir dini yoktur, herhangi bir dini desteklemez ve dinler arasındaki alanı aktif olarak izler.[141] Anayasa bireyler için din özgürlüğünü tanırken, dini cemaatler devletin koruması altındadır; ancak anayasa açıkça siyasi sürece dahil olamayacaklarını (örneğin dini bir parti kurarak) veya inanç temelli okullar açamayacaklarını belirtmektedir. Hiçbir parti dini inancın bir türünü temsil ettiğini iddia edemez; yine de dini hassasiyetler genellikle muhafazakar partiler aracılığıyla temsil edilmektedir.[141] Türkiye, hükümet binalarında, okullarda ve üniversitelerde her iki cinsiyet için de dini başörtüsü ve teo-politik sembolik giysilerin giyilmesini kanunla yasaklamaktaydı;[142] bu kanun 10 Kasım 2005 tarihinde Leyla Şahin-Türkiye davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi tarafından meşru bulunarak onanmıştır.[143] Ancak 2010 yılında üniversitelerde başörtüsü takma yasağı kaldırılmıştır.
Çoğunluğu Müslüman olan Türkiye ile ağırlıklı olarak Hristiyan olan Avrupa arasındaki kültürel farklılıklar, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılımına ilişkin tüm tartışmalarda önemli bir rol oynamaktadır.
2004 yılında Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier, Türkiye'nin 1915 yılındaki Ermenilere yönelik sistematik katliamları soykırım olarak tanıması gerektiğini belirtti.[144] Ancak, Fransa'nın Avrupa Birliği'ne giriş için bu konuda bir önkoşul koymamasına rağmen, Fransa'nın müzakereler sırasında konuyu gündeme getireceğini ısrarla belirtmiştir. Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz, Türkiye'nin 1915 yılında Ermenilere yönelik sistematik katliamları soykırım olarak tanımasının bir önkoşul olması gerektiğini belirtti.[145]
Türkiye hükümeti AB üyeliği için böyle bir önkoşulu reddetmekte ve bunu AB üyelik kriterlerinin bir parçası olarak kabul etmemektedir.
2006 yılında Avrupa Parlamentosu, konunun Türkiye için bir üyelik kriteri olarak resmen eklenmesi önerisine karşı oy kullanmıştır.[146] Yunan ve Kıbrıslı Rum milletvekillerinin benzer bir önerisi de 2011 yılında Avrupa Parlamentosu tarafından reddedilmişti.[147]
Türkiye'de eşcinsellik suç olmamasına rağmen, Avrupa Birliği'nin insan haklarına ilişkin direktiflerine aykırı olarak,[hangileri?] Türkiye 2015 ve 2016 yıllarında LGBT onur yürüyüşlerini geçici olarak yasakladı.[148][149][150] Yasağa gerekçe olarak "güvenlik kaygıları" ve yürüyüşün Ramazan ayında yapılmasının yol açtığı "halkın dini hassasiyetleri" gösterildi.
Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesi "Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini veya Türkiye Büyük Millet Meclisini alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır" ve "eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz" demektedir.
AB bu yasayı özellikle Eylül 2005'te romancı Orhan Pamuk'un otuz bin Kürt ve bir milyon Ermeni'nin ölümünü tanıyan yorumları nedeniyle yargılandığı dava sırasında eleştirmiştir. Genişlemeden sorumlu komisyon üyesi Olli Rehn ve Avrupa Parlamentosu üyeleri davayı "üzücü", "çok talihsiz" ve "kabul edilemez" olarak nitelendirdi.[151] Davanın üç ay sonra düşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin 301. maddeyi kaldırabileceğini ya da değiştirebileceğini belirterek "yeni bir yasaya ihtiyaç olabilir" dedi.[152] Eylül 2006'da Avrupa Parlamentosu 301. Madde gibi "Avrupa ifade özgürlüğü normlarını tehdit eden" yasaların kaldırılması çağrısında bulundu.[153] 30 Nisan 2008 tarihinde yasa yeniden düzenlendi.[154] Bu reforma göre, artık "Türklüğe" değil "Türk milletine" açıkça hakaret etmek suçtur; 301. maddeye dayanarak dava açmak adalet bakanının onayını gerektirir; ve azami ceza iki yıl hapse indirilmiştir.[154]
Vatansever bir avukat olan Kemal Kerinçsiz ve Kerinçsiz'in başkanlığını yaptığı Büyük Hukukçular Birliğinin diğer üyeleri, "[301. Madde] davalarının neredeyse tamamının arkasında" yer almışlardır.[155] Ocak 2008'de Kerinçsiz, Danıştay ve Cumhuriyet gazetesine yapılan saldırıların,[156] bazı Hristiyan misyonerlerin ve Ermeni-Türk gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesinin[157] arkasında olduğu ve Nobel ödüllü Orhan Pamuk'a suikast planladığı iddia edilen aşırı milliyetçi yeraltı örgütü Ergenekon'a katıldığı gerekçesiyle tutuklandı.[158][159] Ergenekon davaları daha sonra "dış merkezli Gülenci terör örgütü" tarafından organize edilen bir komplo olarak nitelendirildi ve 15 Temmuz 2016'da Gülenciler tarafından gerçekleştirilen askeri darbe girişiminin ardından tüm suçlamalar düşürüldü.[kaynak belirtilmeli]
Türkiye 1930 yılında kadınlara belediye seçimleri için oy kullanma hakkı vermiştir. Bu hak 1934 yılında ulusal seçimler için genişletildi ve kadınlara TBMM'de milletvekili seçilme veya bakan, başbakan, Meclis başkanı ve cumhurbaşkanı olarak atanma hakkı verildi. 1993 yılında Tansu Çiller Türkiye'nin ilk kadın başbakanı olmuştur.
Avrupa Parlamentosu, Türkiye'de kadınların sosyal, ekonomik ve siyasi yaşamdaki rolüne ilişkin ikinci raporunda, kadın hakları da dahil olmak üzere insan haklarına saygı gösterilmesinin Türkiye'nin AB üyeliği için temel bir koşul olduğunu vurguladı. Rapora göre, Türkiye'nin kadın haklarına ilişkin yasal çerçevesi "genel olarak tatmin edicidir, ancak esaslı uygulaması kusurlu olmaya devam etmektedir."[162]
Türkiye, Avrupa Konseyinin 47 üyesi arasında (Azerbaycan ile birlikte) vicdani retçilerin statüsünü tanımayı reddeden veya onlara vergi ödeyerek askerlik hizmetini azaltma dışında bir alternatif sunmayan iki ülkeden biridir.[163]
AB ülkelerindeki kamuoyu, farklı yoğunluk derecelerinde de olsa, genel olarak Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmaktadır. Eurobarometer Eylül-Ekim 2006 anketi,[164] AB-27 vatandaşlarının %59'unun Türkiye'nin AB'ye katılmasına karşı olduğunu, sadece yaklaşık %28'inin desteklediğini göstermektedir. Neredeyse tüm vatandaşlar (yaklaşık her 10 kişiden 9'u) insan hakları konusundaki endişelerini en önemli neden olarak ifade etmiştir. Daha önceki Mart-Mayıs 2006 Eurobarometre araştırmasında, yeni üye ülkelerin vatandaşları, eski AB-15'e (%38) kıyasla Türkiye'nin üyeliğini daha fazla desteklemişlerdi (%44 destek). Anketin yapıldığı tarihte, Türkiye'nin üyeliğine en güçlü şekilde karşı çıkan ülke Avusturya (aleyhte: %81) iken, Romanya üyeliği en çok destekleyen ülke olmuştur (lehte: %66). Daha geniş bir siyasi kapsamda, en yüksek destek (egemen bir devlet olarak tanınmayan ve fiilen AB toprağı olmayan ve Avrupa kurumlarının dışında kalan) Kıbrıs Türk toplumundan (lehte: %67) gelmiştir. Bu topluluklar, Türk halkının kendisinden bile daha fazla katılımı desteklemiştir (destek oranı: %54).[165] Danimarka hükümetinin Türkiye'nin AB üyeliğini desteklemesine rağmen, Danimarka'da Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanların oranı Ekim 2007'de %60 olarak ölçülmüştür.[166]
2000'den bu yana, 2013 Gezi protestoları ve Türkiye'deki tasfiyeler (2016-2018) nedeniyle devam eden bir destek azalma eğilimi vardır. Geçmişte Türkiye'nin üyeliğine destek özellikle sol partilerden gelirken, son zamanlarda Avrupa'daki siyasi yelpazenin her iki tarafı da Türkiye'nin insan hakları sicilini oldukça eleştirmektedir. Bulgaristan ve Almanya gibi Türk diasporasının veya Avrupa'daki Müslümanların yoğun olarak yaşadığı ülkelerde Türkiye'nin üyeliğine muhalefet daha yüksektir.[167][168] YouGov'un 2016[167][169] ve 2019 yıllarında yaptığı anketlere göre Fransa, Almanya, Danimarka, Finlandiya ve İsveç'ten katılımcılar, aralarında İsrail ve Rusya'nın da bulunduğu diğer seçenekler arasında Türkiye'nin AB üyeliğine en yüksek net muhalefeti göstermiştir.[170]
Aralık 2004'te AB ile üyelik müzakerelerinin başlaması Türkiye'de büyük bir coşkuyla kutlandı,[171] ancak Türk halkı, AB'ye katılımına verilen desteğin ılımlı olduğunu düşündüğü ve özellikle Fransa ve Avusturya referandumları ile ilgili olarak müzakerelerde çifte standart algıladığı için müzakerelerin ertelenmesi nedeniyle giderek daha şüpheci hale geldi. 2006 yılı ortalarında yapılan bir Eurobarometre araştırması, Türk vatandaşlarının %43'ünün AB'ye olumlu baktığını, sadece %35'inin AB'ye güvendiğini, %45'inin genişlemeyi desteklediğini ve sadece %29'unun bir AB anayasasını desteklediğini ortaya koymuştur.[172]
Dahası, Türkler AB'ye katılıp katılmama konusunda ikiye bölünmüş durumdaydı. 2007 yılında yapılan bir kamuoyu yoklamasına göre Türkiye'nin AB üyeliğine desteği %41,9 (2006'da %32 idi), karşıtlar %27,7 ve kayıtsızlar %24 idi.[173] 2009 yılında yapılan bir anket, AB'ye yönelik olumsuz görüşler %28'den %32'ye yükselmiş olsa da katılım desteğinin %48'e yükseldiğini göstermiştir.[174] 2013 yılında yapılan bir kamuoyu yoklaması Türkiye'de AB üyeliğine desteğin nüfusun üçte birine, karşıtlığın ise iki katına ulaştığını göstermiştir.[175]
Transatlantik Eğilimler 2013 anketine göre Türklerin %60'ı Avrupa Birliği'ne olumsuz bakmakta[176] ve Türklerin çoğu Asya ile çalışmanın ulusal çıkarları açısından Avrupa ile çalışmaktan daha önemli olduğuna inanmaktadır.[177] AB vatandaşlarının %61'inin aksine Türklerin yaklaşık %44'ü AB üyeliğinin ekonomi için iyi olacağına inanmaktadır.[178] AB Bakanı Egemen Bağış Euractiv'e verdiği bir röportajda şunları söylemiştir: "Avrupa'nın yapması gereken şu; demeliler ki Türkiye tüm şartları yerine getirdiğinde X tarihinde AB üyesi olacak. O zaman Türk kamuoyunun desteğini bir günde yeniden kazanırız."[179]
... Komisyon Başkanlığım döneminde ... "önümüzdeki beş yıl içerisinde daha fazla genişleme olmayacaktır". Türkiye'ye gelince, bu ülkenin AB üyeliğinden çok uzakta olduğu açıktır. Twitter'ı engelleyen bir hükümet kesinlikle üyeliğe hazır değildir.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.