En İyi Sorular
Zaman Çizelgesi
Sohbet
Bakış Açıları

Susuz Yaz

1963 yapımı Türk filmi Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

Susuz Yaz
Remove ads

Susuz Yaz 1963[1] yapımı dramatik Türk filmidir. Yönetmenliğini Metin Erksan'ın yaptığı filmin senaryosunu yine Erksan, Necati Cumalı'nın 1962'de yazdığı aynı adlı hikâyesinden uyarlayıp yazmıştır. Filmin başlıca rollerinde Erol Taş, Hülya Koçyiğit ve aynı zamanda filmin yapımcısı da olan Ulvi Doğan oynamışlardır. Hülya Koçyiğit'in sinemadaki ilk filmidir. Susuz Yaz, aynı zamanda Erol Taş'ın yardımcı rolde değil de başrol oyuncusu olarak oynadığı ilk filmidir.[kaynak belirtilmeli] Filmin özgün müziğini Yunanistan'ın Akademi Ödüllü bestecisi Manos Hacidakis bestelemiştir. Hacidakis aynı yıl Topkapı filminin müziğini de yapmıştı.

Pratik Bilgiler Yönetmen, Yapımcı ...
Remove ads

Çekimleri Necati Cumalı'nın hikâyesinin geçtiği yerde, yani İzmir'in Urla ilçesinin Bademler köyünde 9 ayda gerçekleştirilen film susuzluk ve kadınsızlık temasını işler. Necati Cumalı'nı avukatlık yaptığı yıllardaki gözlemlerine dayanan bu psikolojik - toplumsal filmde çiftçi Hasan (Erol Taş) arazisinde çıkan suyu kendi başına sahiplenmek ister, ancak suya ihtiyaçları olan diğer köylüleri karşısına alır. Bu çatışmada hapse düşen kardeşi Osman'ın (Ulvi Doğan) karısı Bahar'a da (Hülya Koçyiğit) göz koyar.

Türkiye'de sansür engeline takılan, bu nedenle de ilk gösterimi Haziran 1964'te Berlin Film Festivali'nde yapılan "Susuz Yaz", bu festivalin büyük ödülü olan Altın Ayı'yı kazanmış ve Türk sinema tarihinde uluslararası ödül kazanan ilk film olmuştur.

Remove ads

Yapım öyküsü

Özetle
Bakış açısı

Film, uyarlandığı öykünün yazarı Necati Cumalı'nın bir zamanlar avukatlık yaptığı yerde, yani İzmir'in Urla ilçesinin Bademler köyünde çekilmişti. Öykü, yazarın o yıllardaki gözlemlerine dayanmaktadır.[4] Su ve arazi anlaşmazlıkları temasını işleyen filmde figüran olarak köylüler rol aldı. 1963 yılında başlanan çekimler kalabalık bir ekiple dokuz ayda bitirildi.[kaynak belirtilmeli] Sansür Kurulu tarafından filmin gösterimine izin verilmemiştir.

Bunun üzerine film rafa kaldırılmış ve yönetmen Metin Erksan'la yapımcı ve aynı zamanda başrol oyuncularından biri olan Ulvi Doğan arasında hiç bitmeyecek olan sürtüşmeler başlamış oldu. Sinemaya bir heves için girmiş olan aslında tekstilci ve stilist olan Ulvi Doğan filmi otomobil bagajında gizlice Avrupa'ya kaçırmış ve afişteki Metin Erksan ismini uyduruk bir isimle değiştirerek Berlin Film Festivali'nde yarışmaya sokmuştu. Film festivalin büyük ödülü Altın Ayı'yı kazanıp Avrupa'da büyük sükse yapınca devlet bu kez filme itibarını iade etme kararı vermiş, ama buna rağmen film geri gelmemişti. Avrupa'da Hülya Koçyiğit'e benzeyen bir figüranla çevrilen birkaç pornografik parça filme eklenerek film "I Had My Brother's Wife" (Tr: Kardeşimin Karısına Sahip Oldum) adıyla yeniden piyasaya verilmiş ve daha çok erotik film gösteren sinemalarda gösterilmişti.[5]

Remove ads

Oyuncular

Thumb
Hülya Koçyiğit ve Erol Taş Metin Erksan'ın 1964 tarihli filmi "Susuz Yaz" da.
Remove ads

Ödüller

Kazandıkları

Adaylıkları

Ev sineması

Film, Martin Scorsese'nin Dünya Sineması Projesi No. 1 kapsamında 2013 yılında Criterion Collection tarafından yeniden düzenlenerek DVD olarak tekrar yayınlandı.[7] Film, Criterion'un arşivindeki iki Türk filminden biridir.[7]

Tekrar gösterim

Susuz Yaz filminin restore edilmiş bir versiyonu, 2008'de, 61. Cannes Film Festivali’nin “klasik filmler” bölümünde gösterildi. Festivalin “Un Certain Regard” isimli bölümünün jüri başkanlığını Fatih Akın yapmıştı. Gösterime filmin başrol oyuncusu Hülya Koçyiğit ve yapımcısı Ulvi Doğan da katıldı.[8]

Filmin Toplumsal Etkisi

Özetle
Bakış açısı

Filmde işlenen Necati Cumalı'nın Susuz Yaz hikâyesinde toplumsal ve bireysel temalar işlenmiştir. Bir yandan tarıma dayalı üretimin ekonomide egemen olduğu bir toplumdaki toprak ve suyun üzerinden yükselen mülkiyet kavramı ve iktidar mücadeleleri, kadının bu toplumda metalaştırılıp değersizleştirilmesi gibi toplumsal bir çatışma, bir diğer yandan da insanın kendi kendine zamanla yabancılaşmasını konu alır. Film, 1960'lar Türk sinemasının karakteristik toplumsal gerçekçi özelliklerini taşır.[9] Halihazırda Necati Cumalı toplumsal gözlemlerinden yola çıkarak hikâyeyi kaleme almıştır. Buna rağmen film, toplumsal çatışmayı sınıfsallık bakımından ele almadığı için eleştirilerin odağında olmuştur.

Filmin açılışı “Osman: Su bizim değil mi, ne şekil istersek öyle kullanırız.

Hasan: Su toprağın kanı ağa, kimse razı gelmez (Erksan, 1963)” şeklindedir. Mülkiyet sahibi iki kardeş arasında geçen bu konuşmanın ana unsuru su mülkiyet kavramını temsil eder. Bir yandan suyu kendi tarlasındaki havuzda toplayıp köylüye vermek istemeyen ağabey Osman ve bir diğer yanda da köylüyü susuz bırakmak istemeyen küçük kardeş Hasan nihayetinde suyu kendilerine saklayarak köylüyle karşı karşıya kalır. Kocabaş kardeşler ve köylüler arasında iktidar mücadelesi hem hukuki hem de şiddet içeren yollarla anlatılır.

Remove ads

Kaynakça

Loading content...

Dış bağlantılar

Loading content...
Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.

Remove ads