Remove ads
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
1900 Paris Dünya Fuarı[1] veya 1900 Paris Dünya Sergisi[2][a] (Fransızca: l’Exposition universelle de 1900(Fransızca telaffuz: [ɛkspozisjɔ̃ ynivɛʁsɛl])), 1900 yılının 14 Nisan-12 Kasım tarihleri arasında Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen bir dünya sergisidir. Hedefi geçen yüzyıldaki başarıları kutlamak ve gelişmeyi ivmelendirmek olarak belirlenen fuar, Les Invalides Meydanı, Champ de Mars, Trocadéro, Sen Nehrinin kıyıları ve Vincennes Ormanında düzenlenmiş ve 50 milyondan fazla kişi ziyaret tarafından ziyaret edilmiştir. Fuar süresi boyunca 1900 Yaz Olimpiyatları da dahil olmak üzere bir sürü uluslararası kongre, etkinlik gerçekleşir. BIE tarafından tanınan 13. dünya fuarı olan bu fuardan önce 1897 Brüksel Dünya Fuarı ve sonrasında 1904 St. Louis Dünya Fuarı gerçekleştirilmiştir.
Bu etkinlik süresi boyunca Grande Roue de Paris (dönme dolap), Rue de l'Avenir (yürüyen bant), ilk düzenli troleybüs hattı, yürüyen merdiven, dizel motor, elektirkli araba, çinko-karbon pil, elektirkli itfaiye aracı, konuşan film, telegrafon (ilk magnetik ses kaydedici), galalit, matruşka bebekler[b] gibi bir sürü yeni teknolojik icat sergilenir. Bunun yanında Art Nouveau tarzının dünyada duyulmasını sağlar. Ayrıca Trocadéro Sarayının bahçesinde inşa edilen çok sayıda pavyon[c] ile büyük bir kolonyal güç olan Fransa gücünü sergiler.
Etkinlik için yapılan Grand Palais, Petit Palais, Pont Alexandre III, Gare d'Orsay ve Hector Guimard tarafından yapılan girişiyle Paris Metrosunun 1. hattı günümüze kadar gelmiştir.
İlk kez 1851 yılında Londra'da düzenlenen Dünya Fuarına katılan Fransa İmparatoru 3.Napolyon fuardan çok etkilenir. Bu etkinliğin benzerinin Paris'te de düzenlenmesini isteyenen İmparator 8 Mart 1853 tarihindeki imparatorluk fermanı ile 1855 Paris Dünya Fuarının düzenmesi sağlar.[6] Niyeti Fransız ticaretinin, teknolojisinin, kültürünün gelişmesini temin etmektir. Ardından Paris 1867 yılında, -3.Napolyon'un 1870'de devrilmesinden sonra- 1878 yılında[d] ve -Fransız Devriminin yüzüncü kutlamak için- 1889 yılında bu büyük fuarlara yeniden ev sahipliği yapar.[7][8]
1900 Paris Dünya Fuarının planlanması 1892 yılında, Cumhurbaşkanı Sadi Carnot ve Genel Komiser Alfred Picard tarafından başlatılır. Fuar 14 Nisan'da cumhurbaşkanı Émile Loubet tarafından açılır.[8][9]
Fransa, Dünya'nın dört bir yanından ülkeleri kendi kültür ve başarılarını sergilenemeleri için davet eder. Elli altı davetten kırk tanesi icabet eder ve bunun yanında Fransa, Hollanda, Büyük Britanya ve Portekiz'in bazı koloni ve vassalları da katılır.[10]
Katılan ülkeler[11] | |||
---|---|---|---|
Avusturya, Bosna-Hersek ve Macaristan, Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun dahilinde olmalarına rağmen bağımsız devletler şeklinde katılırlar. Finlandiya, Rue des Nations'da milli köşkünün olmasında rağmen resmi olarak Rusya'nın bir parçası olarak katılmıştır. Mısır'ın da kendi köşkü olsa da Osmanlı'nın bir parçası olarak katılır. Bazı temsil edilmeyen ülkelerden gelen katılımcılar ise "Uluslarası Kısım"a dahil edilirler.[11]
Katılan koloni ve vassallar ise şunlardır: Fransız Batı Afrikası, Cezayiri, Dahomey, Fildişi Sahili, Ginesi, Guyanası, Hindçini, Hindistanı, Kamboçyası, Kongosu, Laosu, Madagaskarı, Senegali, Somalilandı, Sudanı, Tonkin, Tunusu, Guadeloupe, Martinik, Mayotte, Polinezya, Réunion, Saint Pierre ve Miquelon, Yeni Kaledonya; Hollanda Doğu Hint Adaları, Britanya Kanadası, Seylanı, Hindistanı, Batı Avustralyası ve Portekiz kolonileri.[11]
Teşhir alanı, Sen Nehrinin iki yakasında Les Invalides Meydanından Champ de Mars'daki Eyfel Kulesine kadar Grand Palais ve Petit Palais de dahil olmak üzere, 112 hektar (280 akre) büyüklüğünde bir sahaya yayılmıştı. Bunun yanında Vincennes Ormanıda çoğunlukla zirai sergilerin bulunduğu 104 hektar (260 akre) büyüklüğündeki alan da sergi alanına dahildi. Toplamda 216 hektar (530 akre) büyüklüğü ile fuar, 1855 Fuarından 10 kat daha büyüktü.[10]
İnşa edilen binaların çoğu geçiciydi ve çoğu demir strüktür üzerine sıva, alçı ve pahalı olmayan yapay taşla kaplanmasından ibaretti. Çoğu bina fuar açıldığında henüz tamamlanmamıştı ve fuar biter bitmez çoğu hızlıca yıkıldı.
Porte Monumentale
Porte Monumentale, Bizans motifli rengarenk İran seramikleriyle ile bezenmiş ve Concorde Meydanında bulunan fuar ana girişiydi. Eserin mimarı ilhamını Ernst Haeckel'in biyoloji çalışmalarından alan René Binet'dir ama bazı kısımları başkaları tasarlamıştır. Tepesinde Paul Moreau-Vauthier tarafından yapılan 6,5 metrelik La Parisienne (Parisli) adlı bir heykel bulunmaktadır.[12] Klasik heykellerin aksine modern Paris modasında bir kıyafete sahipti.[e][13] Heykelin altında ise Paris'i sembolize eden bir pruva (geminin ön tarafı) ve fuarı inşa edenleri temsil eden frizler bulunmaktaydı. Bilimden ilham almaya çalışan Binet, tasarımına dinozor omurgasından arı kovanına, tavus kuşundan haşhaşa nice başka şeyi tasarımına sıkıştırır.[14] Merkezdeki kemeri yapının iki yanında da minareye benzer iki ince kule bulunmaktaydı. Geçit akşamları 3.200 ampul ve 40 ark lambası ile aydınlatılmaktaydı. Saatte 40 bin ziyaretçi geçitten geçebiliyor ve arkadaki 26 gişeye ulaşıyordu.[15]
Geçici olarak inşa edilen geçit, fuar biter bitmez yıkılır lakin günümüze Anatole Guillot tarafından tasarlanan ve fuardaki işçileri tasvir eden seramikler, seramikleri üreten fabrikanın başı olan Émile Müller tarafından korunarak günümüze ulaşır. Günümüzde Breuillet Komünündeki Parc Müller'de bulunmaktadır.
Pont Alexandre III
3. Aleksander Köprüsü, Sen Nehrinin sağ ve solundaki pavyon ve saraylar bağlayan mühim bir köprüydü. Mimar Gaston Cousin ve mühendis Jean Resal ve Amédée D'Alby tarafından tasarlanan köprü, adını yeni Fransa-Rusya ittifakının şerefine 1894 yılında vefat eden eski Çar 3.Aleksander'dan almıştır. Temeli Çar 2.Nikolay tarafında 1896 yılında atılan köprü 1900 yılında tamamlanır ve Paris'te o zamana kadarki en geniş ve uzun olur. 108 metre uzunluğundaki çelik bir kemer üzerine inşa edilen ve 4 adet 13 metrelik devasa pilonlar ile desteklenen köprü tamamen Fransız tarzında dekore edilmiştir. Pilonlar ise tepesinde bulunan meşhur trompet çelen kadın ve yaldızlı Pegasus ile süslenmiştir. Pilonların kaidesinde ise Şarlman, Rönesans, 14. Louis ve 1900 zamanındaki Fransa'nın alegorik heykelleri bulunmaktaydı.[16] Köprünün tam ortasında ise Neva Nehrinin perileri tarafından tutulan Rus İmparatorluğunun arması bulunmaktadır. Aynı zamanlarda Petersburg'da yapılan Teslis Köprüsü de Fransa Cumhurbaşkanı Félix Faure tarafından temel atma töreninde Fransa-Rusya kardeşliğine adanır.
Endüstriyel, ticari, bilimsel, teknolojik ve kültürel sergilere ev sahipliği yapan Fransız organizasyonu, Les Invalides Meydanı ve Champ de Mars'a devasa payvonlar inşa ettirir ve bunun yanında 1889 Fuarından kalma Makinalar Galerisini de Ziraat ve Gıda Sarayı olarak tekrar kullanır. Sen Nehrinin diğer tarafında kalan Grand Palais ve Petit Palais ise güzel sanatlar sergileri için kullanılır.
83.047 yerli ve yabancı katılımcı konularına göre 18 gruba ve 121 sınıfa ayrıldı ve katılımcılar bulundukları sınıfa göre ilgili resmi tematik pavyona yerleştirildi. Her tematik pavyon ise o pavyondaki katılımcıların ülkelerine göre taksim edildi. Bazı sektörlerde güçlü olan ülkeler isterlerse pavyona bitişik daha ufak bir pavyonda sergilerini sunabiliyordu.
23 resmi pavyondan 21 tanesi bilimsel ve teknolojik temada olan pavyonlardır. Bunlardan en popülerinden biri ise Palais de l'Optique (Optik Sarayı) idi ki içinde Ay'ın görüntüsünü bin kat büyüten ve 144 metrekarelik bir ekrana yansıtan[f] son derece etkileyeci ve o zamana kadarki en büyük kırılmalı teleskobu olan Büyük Paris Sergisi Teleskobu vardı. Teleskop 60 metre uzuluğunda, 1,5 metre çapında, yerden 7 metre yüksekte ve çok ağır olduğu için sabitlenmişti. Işığı teleskoba yansıtan 2 metre çapında bir ayna mevcuttu. Teleskop fuar açıldığında bitmemişti ve ışık kirliliğinden dolayı çok iyi çalışmamıştı, teleskobu yapan şirket fuardan sonra iflas etmiş ve teleskop satılamadığı için hurdaya verilmişti.[17] Optik Sarayı içindeki diğer cazip şeyler ise devasa kaleydoskop -ki 3 milyon kişi tarafında ziyaret edilmişti-, X-ışınları ve fosforesanslı kostümlerdi.
Palais des Illusions (İllüzyon Sarayı), Optik Sarayının bitişiğindeydi, popüler bir başka sergiydi. Büyük aynaların kullanıldığı ve renkli ve tuhaf optik illüzyonların yapıldığı büyük bir salondu. Fuardan sonra korundu ve günümüze Musée Grévin olarak geldi.[18]
Bir başka bilimsel pavyon olan Palais de l'Aquarium (Akvaryum Sarayı), zamanın en büyük akvaryumuydu. 722 metrelik bir galeriye sahipti. Her su tankı 38 metre uzunluğa, 18 metre genişliğe ve 6,5 metre derinliğe sahipti ve içlerinde bir sürü egzotik deniz canlısını barındırıyordu.
Elektrik Sarayı (Fransızca: Le palais de l'Électricité) ve bitişiğindeki Su Şatosu (Fransızca: Chateau d'Eau), mimar Eugène Hénard ve Edmond Paulin tarafıca tasarlanmıştı.[14] Etkiniliğin en popüler yerlerinden biri oldu. Elektrik Sarayı, 1889 Fuar'ından kalan eski Champ de Mars Sarayının mimari unsurlarını içeren, 420 metre uzunluğunda ve 60 metre genişliğinde tavus kuşu kuyruğunu andıran şekliyle büyük ve görkemliydi. Tepesinde Elektriğin Ruhu isimli ışıklandırılmış büyük bir yıldız ve elinde havaya doğru kaldırılmış 50.000 voltluk ki enerji sarayın içindeki buhar motorlar ve jeneratörlerince temin edilirdi, meşale taşıyan bir savaş arabacısı bulunan 6,5 m boyunda bir heykel bulunmaktaydı. Sarayın ön cephesi ve karşısındaki Su Şatosunun 7.200 akkor lambası ve 17 ark lambası ile aydınlatılıyordu.[14][19] Ziyaretçiler Sarayın içinde fuarın ihtiyaç duyduğu elektriği üreten jeneratörleri görebiliyordu.[8][14] Elektrik daha çok akşam saatlerinde de Fuarın açık kalması için aydınlatmada kullanılıyordu. Gerekli olan elektrik için saatte 200.000 kilogram (440.000 lb) petrol kullanılmaktaydı.[20]
Su Şatosu da son derece etkileyiciydi. Akşamları Elektrik Sarayı ile birlikte etkileyici görüntü oluşturuyorlardı. Su Şatosunda dakikada 100.000 litre (26.000 U.S. gal) su deveran ediyordu.[20]
Grand Palais, veya resmi ismiyle Grand Palais des beaux-arts et des arts decoratifs(Büyük güzel ve dekoratif sanatlar sarayı), 1855'si için yapılıp bu fuar için 1897'de yıkılan Palais de l'Industrie'nin (Endüstri Sarayı) mevkiinin sağ kısmına inşa edilmiştir. Binanın esas kısmı Henri Deglane tarafından, batısındaki ek binası, nam-ı diğer Palais d'Antin, Albert Thomas tarafından tasarlandı. İnşasında 9.000 ton demir kullanıldı. Ön cephesi Beaux-Art ve Neo-barok stiliyle, iç iskeleti, tavan pencereleri ve merdivenleri ise Art-Nouveau stilindedir. Resim ve heykel sergilerine tahsis edilmiştir.[14] Ana kısmında Exposition décennale des beaux-arts de 1889 à 1900 (1889'dan 1900'e kadarki on yıllık güzel sanatların sergisi) bulunmaktaydı ki sergi dahilindeki binanın orta kısmında heykeller, kuzey kısmında Fransız sanatçıların resimleri, güneyinde ise diğer ülkelerin sanatçılarının resimleri sergileniyordu.[21] Binanın batı kısmında ise Exposition centennale de l'art français de 1800 à 1889 (1800'den 1889'a kadarki yüz yıllık Fransız sanatı sergisi) sergisine ev sahipliği yapıyordu.[22]
Petit Palais, Grand Palais'nin hemen karşısında duran, Charles Girault tarafından Beaux-Art ve Neo-barok stilinde Grand Palais'e benzer şekilde tasarlanmıştı. İç mimarisinde ise Art-Nouveau kullanılmıştı.[14] Fuar boyunca Exposition rétrospective de l'art français des origines à 1800 (1800'e kadarki Fransız sanatının retrospektif sergisi) sergisine ev sahipliği yaptı.[23]
Endüstriyel ve ticari sergiler Les Invalides ile 3.Aleksander Köprüsü arasındaki alanda yapılmış birkaç büyük binada gerçekleştirilir. Bunlardan Dekorasyon ve Mobilya Sarayı yüksek masrafların yapıldığı ve bir sürü Art Nouveau stilinde eserin gösterildiği bir yapıydı. Ziraat ve Gıda Sarayı ise 1889 fuarında Galerie des machines (Makinalar Galerisi) olarak kullanılmış devasa demir çerçeveli bir yapıydı. En meşhur kısmı Şampanya Sarayıydı ki ziyaretçilere Fransız şampanyası tanıtılmaktaydı.
Elli altı ülke fuara davet edilir ve bunlar kırk tanesi kabul eder. Rue des Nations, Les Invalides ile Champ de Mars arasındaki Sen Nehrinin sol kıyısında bulunan ve büyük ülkelerin pavyonları için hasredilmiş bir alandı. Her ülke kendi pavyonunun maliyetini kendi karşıladı. Bütün bu pavyonlar geçici olarak inşa edildi ve binalar demir strüktür üzerine sıva ve alçı kaplanmasından ibaretti. Tasarımları ülkelerin tarihinden izler taşıyor ve sıklıkla o ülkenin meşhur tarihi eserlerini anımsatan bir tasarımda oluyordu.[8]
Rue des Nations'daki nehre bakan pavyonlar Les Invalides'den Champ de Mars'a sırasıyla; İtalya, Osmanlı, Birleşik Devletler, Avusturya, Bosna-Hersek, Macaristan, Büyük Britanya, Belçika, Norveç, Almanya, İspanya, Monako, İsveç, Yunanistan, Sırbistan ve Meksika iken arkadaki ikinci sırada ise sırasıyla Danimarka, Portekiz, Peru, İran, Finlandiya, Lüksemburg, Bulgaristan ve Romanya bulunmaktaydı. Diğer ülkeler ise fuarın başka yerlerinde bulunmaktaydı.[8]
Her ülke milli pavyonunun yanı sıra yönettiği muhtelif tematik pavyonlardaki resmi endüstriyel, ticari, bilimsel ve kültürel sergileri de vardı.[8]
Osmanlı Pavyonu, Fransız mimar Adrien-René Dubuisson tasarlanmıştır ve İstanbul ve bazı diğer Osmanlı şehirlerindeki İslami eserlerin sentezidir. Yapının büyük bir verandası ve nehir manzarasına açılan geniş, iki kat yüksekliğinde kemerli bir kapısı bulunuyordu. Zemin katta bir çarşı, kafe ve sanatçı atölyeleri; birinci katta endüstri ürünleri sergisi; ikinci katta Aya İrini’deki müzeden esinlenmiş bir askeri müze ve Türk yaşantısını yansıtan operetlerin sergilendiği bir tiyatro bulunmaktaydı.[24] Bina 4.000 metrekare (43.000 ft2) büyüklüğünde bir alanı kaplamaktaydı.[25]
Bosna-Hersek Pavyonu; ülkenin hayat tarzını, folklor, köylerindeki hayatı, nakış işlerini sergilenmekteydi. Bina Karl Panek tarafından tasarlanmıştı. Duvarlarındaki Art Nouveau tarzındaki resimler de Alphonse Mucha tarafından tasalanmıştır.
Almanya Pavyonu; Johannes Radke tarafından tasarlanmış, ahşap ve vitraydan yapılmış, 76 metre uzunluğuyla en uzun pavyondu. Ama fuardaki asıl Alman varlığı ticari kısımlardaydı ki ticari kısımlarda Alman teknolojilerini ve makinelerini ve yanı sıra Alman istimbotlarını ve hatta tam ölçek deniz fenerini dahi sergiliyorlardı.[8]
ABD Pavyonu; Charles Allerton Coolidge ve Georges Morin-Goustiaux tarafından Capitol binasının mütevazı bir varyasyonudur. ABD'nin asıl varlığı ticari ve endüstriyel kısımlardaydı.
Macaristan Pavyonu, Zoltán Bálint ve Lajos Jámbor tasarlandı. Kubbesinde zirai ürünler ve av ekipmanları sergileniyordu.[26]
Britanya Pavyonu, Sir Edwin Lutyens tarafından Jakoben mimarisinin, 17.yy başındaki bir İngiliz mimari modası, taklidi bir tarzada tasarlanan bir köşktür. İçi şık resim ve mobilyalarla döşenmiştir ki Nellie Whichelo tarafından tasarlanmıştır. Nellie Whichelo duvar kağıtlarını da tasarlamış ve imal edilmesi 56 kadının 6 haftalık emeğiyle gerçekleşmiş[27] ve eser altın madalyaya layık görülmüştü.[28] Pavyon çoğunlukla fuara gelen önemli ziyaretçilerin resepsiyonlarında kullanılıyordu.[8]
İspanya Kraliyet Pavyonu, José Urioste Velada tarafından Platoreks(en) mimarisinde tasarlanmış bir binaydı. Kraliyet Kolekisyonundan 15. ile 18. yüzyıl arasında tarihlenen 37 parça goblen eserin bulunduğu İspanyol Sanatının retrospektif sergisine ev sahipliği yapmaktaydı. Zemin katında La Feria isminde İspanyol temalı bir kafe-restoran bulunmataydı ki tarihin ilk tamamen elektrikli mutfağına sahipti.[29]
İsveç Pavyonu, Ferdinand Boberg tarafından tasarlanmış çam ağacından padavralarla kaplı sarı ve kırmızı yapısıyla dikkatleri üzerine çekmiş bir binaydı.[8]
Sırbistan Pavyonu; 550 metrekarelik bir alanda, mimar Milan Kapetanović ve Milorad Ruvidić tarafından tasarlanmış Sırp-Bizans stilindeki kiliseye benzeyen bir binaydı. Şarap, yiyecek, kumaş, madeni ürünler vs. çeşitli Sırp malları sergilenmekteydi. Fuar dahilinde düzenelenen yarışmalarda Sırp ürünleri 18 altın, 69 gümüş ve 98 bronz madalya aldı.[30] Pavyonda ayrıca Paja Jovanović'in Dušan Kodeksinin İlanı(en) adındaki resmi ve Đorđe Jovanović'in Kosova'nın Kahramanları adlı heykeli[g] gibi güzel sanat eserleri de sergilenmekteydi.[31]
Finlandiya Pavyonu; Gesellius, Lindgren, Saarinen tarafından tasarlanmış modern mimarideki bir binaydı.[8]
Belçika Pavyonu; asırlarca hüküm süren yabancı krallarından kurtulup bağımsızlığını kazanan Belçika'daki şehir cumhuriyetleri için bu bağımsızlığın simgesi olan ve şehrin simgesi olup zor kazanılan hürriyeti temsil eden çan kulesiyle iftihar ederler. Şehirler bunları temsil edecek çan kulelerini ve şehrin meseleleri tartışabilecekleri belediye binalarını inşa etme yarışına girerler ve mimar, ressam, heykeltıraşlarının yarıştığı mücadeleler organize ederler. Bu sayede günümüzde Belçika medar-ı iftihar birçok güzel binaya sahiptir. Fuarda yapılacak binayı seçmek için kurulan komisyon da 1530 tarihli mimar Hendrik van Pede'nin eseri Oudenaarde Belediye Binasını seçer. Orijinalindeki sade ve takdire şayan zarafetini, zengin süslemelerini ve simetrisini birebir yansıtan bir kopyası Paris'e inşa edilir.[h] Binanın içi ise diğer pavyonlara kıyasla bir daha boş ve sıkıcıydı ve ziyaretçilerini bir miktar hayal kırıklığına uğratıyordu.[32] İnşası Ernest Acker ve Gustave Maukels tarafından yapılmıştır.
Romanya Kraliyet Payvonu; içinde endüstriyel, askeri, Romanya tarihinin ilgili sergilerin yapıldığı, çoğu pavyon gibi bir restoranı olan ve Jean-Camille Formigé tarafından tasarlamış bir pavyondu.[33] Romanya petrol ve tütün alanındaki pavyonlarıyla da fuarda boy gösteriyordu.[34]
Avusturya Pavyonu; Ludwig Baumann tarafından barok tarzda tasarlanmış, içinde zengin bir sanat sergisi bulunan bir pavyondu.[35]
Peru Pavyonu; rengarenk ve İnka mimarisinideki belli belirsiz çağrıştıran iddialı bir tasarıma sahip bir binaydı. Ferdinand Gaillard tarafından tasarlanmıştır.[36] Bina kaldırıldıktan sonra orijinal binanın parçalarını da kullanarak 1903 yılında Lima şehrinde tekrar edilir.[37]
Norveç Pavyon, tamamen ahşaptan yapılmış ve Kuzey Norveç'in kırsal mimarisinde tasarlanıp geleneğe uygun şekilde canlı renklere boyanmış bir binaydı. Holger Sinding-Larsen tarafından tasarlanmıştır. İçinde denizcilik, ihtiyoloji, Norveç'teki hayat ile ilgili sergiler mevcuttu.[38]
Rus Asyası ve Sibirya Pavyonu, Robert Meltzer tarafından tasarlanan Trocadéro tepesinde görkemli bir binaydı. Kremlin'in kulelerinden ilham alınan bir tasarıma sahip bina; Semerkant, Buhara ve Rusya'ya tabi diğer Orta Asya ülkelerinden gelen eserleri de sergilemekteydi.[39] Bu pavyon dahilindeki Transsibérien Panorama, fuardaki önemli atraksiyonlardan biriydi.
Çin Pavyonu, Louis Masson-Détourbet tarafından Budist Tapınağı şeklinde tasarlanmıştı. Bütün personeli geleneksel Çin elbiseleri giymekteydi. Ağustos aylarında Boksör Hareketinin uluslararası elçilileri kuşatmasından dolayı pavyon sıkıntıya düşer. Bu olaylar sırasında bazı öfkeli Parisliler Çin kafilesine saldırmıştır.[40]
Kore Pavyonu, Eugène Ferret tarafından tasarlanmıştı. İçinde çoğunlukla Fransız Oryantalistlerin koleksiyonları ve yanı sıra Kore'den getirilen bazı eşyalar sergileniyordu.[41]
Fas Pavyonu, Henri-Jules Saladin tarafından tasarlanmış ve Eyfel kulesinin yanında bulunan bir binaydı.[39]
Güney Afrika Cumhuriyeti Pavyonu, Charles Heubès tarafından tasarlanmış, Flemenk izleri taşıyan Modern Fransız mimarisine sahip bir binaydı. Zemin ve birinci katında devletin hizmetleri ile ilgili bir sergi, ülkenin gelişimini gösteren etnografik bir kolleksiyon, ülkenin madenleri vs. sergileniyordu.[42]
Trocadéro Sarayı tepesindeki büyük bir alanda Fransa, Hollanda, Büyük Britanya ve Portekiz koloni ve vassallarına ait pavyonlar bulunmaktaydı.
En çok alan kaplayan Fransız Afrika, Karayip, Pasifik ve Güney Asya kolonileri, bulundukları bölgelerdeki vernaküler mimarideki yapıları ve yerel ürünleri; modern elektrikli aydınlatmaları, hareketli görüntüleri, dioramaları ve yöresel kıyafetler giymiş rehber, asker ve müzisyenler ile ziyaretçilerine bölgeyi tanıtıyordu. Diğer Frasız Kolonileri de benzer özelliklere sahipti.[39]
Hollanda Kolonisi olan Doğu Hint Adaları Pavyonunda bölgenin egzotik kültürü sergilenmekteydi. Pavyon dahilinde 8. yüzyıldan kalma Sari Tapınağının ve Vernaküler Endonezya Mimarisindeki bir evin rekonstrüksiyonları mevcuttu.
Fuar; bilimsel, endüstriyel ve sanatsal sarayların yanında muhtelif sıra dışı eğlence merkezlerine, atraksiyonlara ve ilgi çekici şeylere sahipti. Bunlardan bazıları şunlardır:
Eyfel Kulesi 1889 Fuarınını ana girişi olarak inşa edilmişti. Bu fuarda da önemli yapılardan biri olmuştur. Fuar için alt kısmı sarı-turuncu arası mat bir renge, üst kısmı parlak sarıya boyanır ve 7000 ampul yerleştirilir. Bunların yanı sıra kulenin doğu ve batı ayaklarındaki asansörler değiştirilerek ikinci kata kadar çıkabilen asansöreler konulmuş, kuzey sütunundaki asansör ise kaldırılarak yerine birinci kata çıkan bir merdiven konmuştur. Birinci ve ikinci katta da önemli tadilatlar yapılır.[43]
Grande Roue de Paris (Büyük Paris Dönme Dolabı), son derece popüler bir atraksiyondu. 110 metre uzunluğundaydı ve 1600 kişilik kapasiteye sahipti. 2.sınıf biletleri 1 franc, daha ferah bir deneyim sunan 1.sınıf biletleri de 2 franc'tı. Pahalı olmasına rağmen yolcular sıklıkla yaklaşık 1 saat sırada bekliyordu.[44]
Rue de l'Avenir (Geleceğin Sokağı), son derece popüler ve, fuarın büyüklüğü göz önüne alındığında, son derece kullanışlı bir atraksiyondu. Les Invalides'ten Champ de Mars'a fuarın etrafından giden, 9 istasyona sahip bir yürüyen banttı. Giriş ücreti ortalama 50 santimdi. Yürüyen banda yerden 7 metre yüksekteki bir platformdan erişiliyordu. Ziyaretçiler önce istasyon kısımlarındaki 4,2 km/s'lik hızla giden yavaş banda, ardından ise 8,5 km/s'lik hızlı banda geçiyordu. Bandın kenarında mimar Joseph Lyman Silsbee ve mühendis Max E. Schmidt tarafından tasarlanan tutunma direkleri bulunmaktaydı.[45]
Dekovil elektrikli tren yürüyen bantla aynı güzergahta olan lakin zıt istikamette giden, ortalamada 17 km/s'lik bir hıza sahip ve bazan yürüyen bant yerden gibi 7 metre yüksekte bazan yeraltında bazen de yer ile hemzemin olan raylarda giden bir atraksiyondu.[46]
Louis Lombard-Gérin tarafından tasarlanan deneysel elektrobüs hattı, Vincennes Ormanındaki Lac Daumesnil ile yeni açılan Porte de Vincennes metro istasyonunu birbirine bağlayan 2,5 kilometrelik sirküler bir rotada 2 Ağustos ile 12 Kasım arasında işletilen tarihteki ilk düzenli troleybüs hattıdır.[47]
Ziyaretçilerine gecenin yıldızlı gökyüzünü gösteren ve Napoléon de Tédesco tarafından tasarlanan Globe Céleste, 45 metre çapında, dışı mavi ve altın rengindeki takımyıldızlar ve zodyak ile süslenmiş, dört sütun ile desteklenen 18 metre uzunluğundaki bir duvar desteği üzerine yerleştirilmiş ve desteğin üzerindeki çiçek bahçesi ile çevrelenmiş küre şeklindeki büyük bir planetaryumdur. Ziyaretçiler, içerideki koltuklara oturur ve yukarıdan yansıtılan yıldızlar ve gezegenlerle ilgili bir sunum izlerlerdi.
29 Nisan 1900 tarihinde, yeni tanıtalan betonarmenin aceleyle yapılmasından dolayı, Suffren Caddesinin ve Globe Céleste'in yanındaki Sen Nehri'ne doğru eğilen üst geçidinin çökmesi ile yaşanan kaza sonucuna altı kişi hayatını kaybetti ve en az kırk kişi de yaralandı.[48] Bu kazadan sonraki süreçte Fransız hükumeti betonarmenin kullanımı ile ilgili ilk regülasyonu yürürlüğe koydu.
Lumière Kardeşler ki halka açık ilk film gösterimini 1895'te yapmışlardır, Galerie des machines kurulan 21 metreye 16 metrelik devasa ekranda filmlerini sergilerler. Bu fuardaki bir başka önemli inovasyon ise Phono-Cinema Theater'de sergilenen ve ekran ile senkronize şekilde fonograftan gelen seslerle oluşturulan iptidai konuşma sahneleridir.[49]
Bir başka iddialı sergi de Raoul Grimoin Sanson'un bir balon seyahatini simüle ettiği Cinéorama'dır. Ziyaretçiler 10 adet projeksiyonun 93 metrelik silindirik bir ekrana yansıttıkları görüntüleri merkezdeki, projeksiyonların üstünde bulunan, büyük bir balonun altında asılı bir sepete benzer izleme kabininden simülasyonu seyrederlerdi.[49]
Bir diğer atraksiyonlardan biri de Villefranche'den İstanbul'a giden bir gemiyi simüle eden Mareorama'dır ki rota üzerindeki şehir ve yerşekillerinin resmedilmiş görüntüler ile senkronize şekilde gemiyi sallayan makineler ve kuvvetli rüzgarlar üfleyen fanlar ile bir illüzyon oluşturmaktaydı.[50]
L'Andalousie au temps des Maures (Morolar zamanında Endülüs), beş bin kilometrekareye yayılmış, Trocadéro'nun batı ucunda bulunan ve içinde canlı folklorik gösterilerin yapıldığı İspanya temli bir açık hava mekandır. İçinde Moresk mimarisindeki El Hamra, Kurtuba, Toledo, Alcázar'dan tam ölçekli rekreasyonlar ve seksen metre yüksekliğinide Giralda rekreasyonu mevcuttur. Bu Fuar'daki İspanya'nın resmi temsilcileri alakası olmayan Fransız yapımı bir atraksiyondu.
Le Vieux Paris (Eski Paris), Orta Çağ'dan 18. yüzyıla kadarki eski Paris sokakların tarihi binalar ve oyuncu ve müzisyenlerle rekreasyonuydu. Albert Robida fikirlerinden ilham almıştı.[51] İçinde Fransa'nın turistik Provans, Bretonya, Poitou, Berry ve Auvergne bölgelerinden ki bölgelerin eski isimleri kullanılır, birkaç bina da bulunmaktadır.
İsviçre Köyü, Suffren ve Monte-Pinquet Caddelerinin kesişme noktasının batısında, içinde 35 dağ evi, 35 metre yüksekliğinde bir çağlayan, bir yapay gölet bulunan bir dağ yamacındaki İsviçre Köyünün bir kreasyondur.[51]
Panorama du Tour du Monde, binasının Alexandre Marcel tarafınca yapıldığı Avrupa'dan Japonya'ya yapılan bir yolculuğun "canlı" panoramasıdır[i]. Mimarisi Hindistan, Çin, Kamboçya, Japonya ve Rönesans Avrupasını bir senteziydi. İçinde Louis Dumoulin tarafından yapılmış panoramik resimler vardı. Ziyaretçiler sırasıyla Hondarribia (İspanya), Atina'daki Pniks tepesine, İstanbul Haliç'e, Suriye, Süveyş Kanalı, Angkor Vat(Kamboçya), Şangay, Nikkō(Japonya)'yı canlı panoramalarını ziyaret ederler. Ardından sırasıyla Roma, Moskova, New York ve Amsterdam'ın dioramaları bulunmaktadır. Son olarak da hareketli bir diorama olarak kurgulanan Marseille'den La Ciotat'ya Provans kıyıları boyunca giden bir gemi yolculuğu ile Dünya seyahatini tamalarlar.[53]
Transsibérien Panorama, ziyaretçilerin vagonlarla Moskova'dan Pekin'e uzanan bir rotada yol boyunca panoramik görüntülerin bulunduğu, Panorama du Tour du Monde'a benzetilen bir atraksiyondu.[54]
Diğer rekreasyonlar ise fuarın çeşitli yerlerindeki içinde kostümlü tüccar ve müzisyenlerin de bulunduğu Cezayir, Tunus ve Laos pazarları ve dükkanları, Venedik kanalları ve gondolları, Rus köyü ve Japon çay evidir.[51]
Fuar dahilinde birkaç büyük tiyatro ve müzikhol bulunmaktaydı ve ziyaretçilerine bale, tiyatro, konser ve çeşitli gösteriler sunmaktaydılar. Bunlardan en büyüğü olan Palais des Fêtes(Festivaller Sarayı) idi ve on beş bin koltuğa sahipti. Çoğu eğlence yeri işlek bir cadde olan Rue de Paris'de sıralanmıştı. Fuarın diğer yerlerinde de eğlence yerleri mevcuttu. Bu yerler oldukça popülerde lakin pahalıydı, bir komedi tiyatrosu biletin maliyeti 5 franc'a kadar çıkabiliyordu.[55]
Fuardaki en meşhur aktris ise Sarah Bernhardt'dı. Sahibi olduğu Théâtre Sarah Bernhardt[j]'da sahneye çıkmaktaydı. En meşhur rollerinden birini sergilediği Edmond Rostand taraf yazılan L'Aiglon oynunun premierini 15 Mart'ta gerçekleştirir. 2.Napolyon veya nam-ı diğer Duc de Reichstadt rolünde oynar. Yaklaşık bir yıl boyunca sahnelenen oyun o kadar popüler olur ki ayakta izleme yerinin 600 altın franc'a satıldığı bile olmuştur.[56]
Bir başka popüler tiyatro ise Amerikalı dansçı ve meşhur serpentin dansı tanınan Loie Fuller'in tiyatrosuydu. Performansları nice Art Nouveau eserine ilham oldu. Çok erken dönem sinema filmlerine kaydedildi. Ayrıca patenti Cinéorama'ya air olan on adet 70 mm projektörle çekilmiş 330 derecelik bir filmi de mevcuttur.[8]
Bir sürü uluslararası kongre ve etkinlik Dünya Fuarıyla beraber düzenlenir. Vincennes Ormanından büyük bir alan olimpiyat dahil bir dizi spor etkinliği için tahsis edilir. Bir satranç turnuvası da düzenlenir.
2. modern Olimpiyat olan 1900 Yaz Olimpiyatları, 14 Mayıs ile 28 Ekim 1900 tarihleri arasında gerçekleşir. Bir sürü oyunun düzenlendiği ve bir sürü sporcunun mücadele ettiği bu etkinlik esasında nadiren Olimpiyat olarak adlandırılıyordu. Hatta, resmi raporunda "Concours internationaux d'exercices physiques et de sport" (Uluslararası fiziksel egzersiz ve spor müsabakaları) şeklinde adlandırılmıştı. Basında "Uluslararası Şampiyona", "Uluslararası Oyunlar", "Paris Şampiyonası", "Dünya Şampiyonası", "Paris Fuarının Grand Prix'i" isimleriyle kendine yer buluyordu. Uluslararası Olimpiyat Komitesinin yarışlar üzerinde gerçek bir kontrolü yoktu, farklı kaynaklar farklı etkinliklerle ilgili bilgiler veriyor ve resmi açıklamalar yapılmadığı için kafa karışıklıları oluşuyordu.[57]
IOC'ne göre 997 yarışmacı, ilk kez kadın yarışmacıların da katıldığı, 19 farklı branşta mücadele eder.[58] Yarışmacıların 720'si Fransız, 102'si Britanyalı, 75'i ABD'liydi; Osmanlı Olimpiyatlara ilk kez 1908 katılmıştır. Yüzme yarışları Sen Nehrinde gerçekleştirilmiştir.Balon sürme, kriket, kroket, boule, engelli yüzme, sualtı yüzme, branşlarının müsabakaları ilk defa ve bazıları için de tek defa gerçekleşir. Günümüzde IOC tarafından Olimpiyatların bir parçası olarak kabul edilmese de otomobil ve motosiklet yarışı, beyzbol, hayat kurtarma, itfayecilik, balıkçılık, uzun tenis, askeri temrin, top atma, güvercin yarışı, uçurtma uçurma yarışı gibi bir sürü müsabaka da düzenlenir.[59][60]
Güvercin yarışında birinciliği Paris'ten Lyon'a dört buçuk saatte giden güvercin kazanır. Balon sürme yarışmasında ise, Paris'ten Bugün Ukrayna topraklarında olan Kiev'in batısındaki bir yere, toplamda 1925 km'yi 35 saat 45 dakikada kateden Fransız Henry de la Vaulx ve Georges Castillon de Saint-Victor kazanır.[61] Balıkçılık yarışmasından birkaç gün önce ise kanalizasyon patlar ve bu neredeyse bütün balıkların ölmesine sebep olur.[62] Yaşanan bu talihsizlikten dolayı ilk seri sonucunda 40 yarışmacıdan sadece 9'u sıralamaya girebilmiştir.
Bir diğer önemli etkinlik Fransız Cumhurbaşkanı Émile Loubet'nin ev sahipliğinde tahakkuk edilen büyük ziyafettir. Fransa, Cezayir ve koloni şehirlerinin 20.777 valisinin 22 Eylül tarihinde, Tuileries Bahçesindeki iki devasa çadırda,[61] ağırlandığı bu akşam yemeği ziyafeti 11 mutfakta hazırlanıp 606 masaya servis edilmiş ve masaların ihtiyaç ve isteklerinin kaşılanmasında ve organizasyonun koordinesinde telefon ve çeşitli taşıtlar kullanılmıştır.[8] Ziyafetin menüsü ise ünlü sanatçı Alfons Mucha tarafından hazırlanmıştır.[63]
Organizatörler katılımcıların[k] ürünlerini takdir etmek konusunda cömertlerdi. Ödül töreni 18 Ağustos'ta düzenlendi ve törene 11.500 kişi katıldı. 3.156 büyük ödül, 8.889 altın madalya, 13.300 gümüş madalya, 12.108 bronz madalya dağıtıldı. Campbell's Soup ve Michigan Stove Company gibi bir çok katılımcı ürünlerinin reklam ve etiketlerinde bu başarılarına yer verdi.[64]
Paris'te ortalama saatlik ücretin kırk ile elli santim olan bu dönemde gerçekleştirilmiş bu fuarın giriş ücreti, bir franktı. Ek olarak, çoğu popüler atraksiyon için umumiyetle elli santim ile bir frank olan başka bir giriş ücreti mevcuttu. Fuardaki basit bir yemeğin ortalama fiyatı da iki buçuk franktı ki bu bir işçinin yarım günlük maaşına tekabül etmekteydi.[65]
Fuar için ayrılan bütçe yüz milyon frank olup bunun yirmi milyonu Devlet, yirmi milyonu Paris Belediyesi tarafından karşılanmış ve kalan altmış milyonun giriş ücretlerinden gelmesi beklenmiş ve Fransız bankaları ve finans kurumlarınca desteklenmişti.[66] Fuarın nihai maliyeti ise 119 milyon frank olmuş fakat giriş ücretlerinden toplanan gelir 126 milyon frank olmuştu. Lakin beklenmeyen masraflar neticesinde Fransa Devleti 22 milyon frank, Belediye 6 milyon frank ekstra masraf yapmış ve toplam maliyet 147 milyon frank olmuştu.[66] 21 milyon franklık bütçe açığını şehrin altyapısındaki iyileştirmeler, yapılan yeni bina ve saraylar, ulaşımda eklenen yeni hatlar, iki yeni gar[l] ve Lyon Garındaki yenileme ve büyütme tadilatı; bir dereceye kadar tahammül edilebilir kıldı.
Fuarın işletilmesi o kadar maliyetliydi ki ortalama her ziyaretçinin maliyeti giriş ücretinin altı katıydı. Altı aylık operasyonu neticesinde fuar seksen iki bin frank zarar etti. Pek çok Parisli Fuar tahvillerine yatırım yaptı ve zarar etti. Beklenen daha fazla ziyaretçinin gelmesiyle bölgenin mülk değeri arttı. Satışın beklenenden az olması, Fuara katılan işletmelerin kiraları karşılanmasının güçleşmesine sebep oldu. Bu tür olumsuzluklar sonucunda işletmeler greve gitti ki bu Fuarın büyük kısmının kapanmasına neden oldu. Sorun, ödedikleri kiraların bir kısmının iadesi ile çözüldü.[8]
Art Nouveau ("Yeni Sanat"), 1880'li yıllarda Belçika ve Fransa'da ortaya çıkar ve 1890'lı yıllarda Avrupa ve Amerika'da moda olur.[67] İlhamını tabiattan alan bol süslemeli ve kıvrımlı bitki, çiçek ve diğeri nebati hatlarla öne çıkan bir sanat akımıdır. Bir başka özelliği ise asimetrik çizgiler ve büyük genişlikler ile hareket ve dinamizm duygusu vermesidir.[68] Çoğunlukla Beaux-Arts ve Belle Epoque mimaride kendini gösterir.
Art Nouveau, Fuardaki bir sürü binanın iç ve dış dekorasyonunda kullanılmış. Buna örnek olarak The Porte Monumentale'nin iç kısımdaki demir işleri ve dekorasyonu, Grand Palais, Petit Palais ve Milli İmalatçılar Sarayının abidevi büyük kapısı, Paris Metrosunun bazı girişler, Le Train Bleu ve Maxim's restoranları zikredilebilir.[26] Bu stil pavyonların dekorasyonlarında da sık kullanılmıştır. Ayrıca Fuarın çoğu posteri de bu tarzdadır.
Fuarda sadece Fransız Art Nouveau sergilenmiyor, diğer Avrupa ülkelerindeki varyantlar da kendisine yer buluyordu. Belçikalı mimar ve tasarımcı Victor Horta, Alman mimar Bruno Möhring- Judendstil tarzında-, Secession'dan mimar ve mobilya tasarımcısı Otto Wagner örnek verilebilir. Bunlar Art Nouveau'ya olan uluslararası ilginin artmasına sebep oldu.[26]
Fuar inşa edilmiş çoğu bina, fuarın bitmesinden sonra yıkılır ve kalan materyal ve eşyalar satılır veya geri dönüşüme gönderilir. Bu binaların çoğu ahşap konstrüksiyondur. Grand Palais ve Petit Palais ve, iki büyük köprü, Pont Alexander III ve Passerelle Debilly ki daha sonrasında orijinal yerinden birkaç metre uzağa taşınır, gibi bazı önemli binalar ise günümüze ulaşır.[70]
Paris Şimendifer Şirketi (CMP), toplamda Hector Guimard tarafından yapılmış 141 Art Nouveau stilindeki istasyon girişlerini 1900-1913 arasında metro istasyonlarına monte ederler. 1978 senesine gelindiğinde 82 eser kalmıştı ve bunlar Monument historique listesine dahil edilir ve eserler bugünlere ulaşır ve hatta bunlardan iki Porte Dauphine ve Abbesses istasyonlarında orijinal tenteler dahi bugüne kalmıştır ve Châtelet istasyonun tentesi aslına uygun şekil 2000 yılında restore edildi. Guimard tarafından tasarlanan üç adet pavyon tarzı girişten hiçbiri günümüze ulaşmamıştır.
Milli İmalatçılar Sarayının abidevi büyük kapısı ki Sérves Fabrikasında imal edilmiştir, mahfuz edilmiş ve Felix-Desruelles Maydanına, Saint-Germain-des-Prés Manastırının yanına taşınmıştır.
2,87 metre uzunluğunda Frédéric Auguste Bartholdi tarafınca yapılmış Özgürlük Heykelinin replikası fuarda sergilenir. 1905 yılında, dul eşinin isteğiyle Lüksemburg Bahçesine taşınır.
Belçika Kralı II. Leopold, Panorama du Tour du Monde[n] gezdikten sonra Japon Kulesi ki bir pagodadır, ve Fuardaki bir dizi binanın mimarı Alexandre Marcel'den, Japon Kulesi(en), Çin Pavyonunun aynısını Laeken'de bulunan Laeken Sarayına yapmasını ister. Bunun üzerine sarayın bahçesine Kırmızı pagodayı yeniden inşa eder ve orijinal giriş kısmını Paris'ten taşır. Çin Pavyonunu ise Şangay'da hakkedilmiş tahta paneller kullanarak inşa eder ve kralın dileğini yerine getirir. Bu iki bina da günümüzde Uzak Doğu Müzesinin(en) bir parçasıdır.[71]
Fuar için Peru Cumhurbaşkanı Eduardo López de Romaña isteğiyle Ferdinand Gaillard tarafınca tasarlanan Peru Pavyonu, fuarın bitiminden sonra sökülür ve parçaları Peru'ya geri gönderilir. Halk bu parçalarla binanın Peru'da tekrar inşa edileceğini düşünse de böyle bir plan yoktu ve parçalar Paseo Colón Caddesine terk edilmişti. 1903 senesinde ise Lima Belediyesi Hijyen Enstitüsü Binası, yani bakteriyoloji ve kimya laboratuvarlarının olduğu bir bina, olarak günümüzde Sergi Parkı olan yerde tekrar inşasına karar verir. Başladığı sene bitirilen bina orijinalinden daha büyük olur. 1930'lu ve 40'larda polis istasyonu, 1962 senesinden itibaren Askeri Tarih Çalışmaları Merkezi olur.[37][72]
Basın 1889 Fuarındakine benzer şekilde, 1900 Paris Dünya Fuarının yapılarını da zevksiz tasarlanmış ve müsrif imalatlar olarak değerlendirmiş ve çeşitli yönlerden eleştirmiştir.
Fuar, önceki çoğu dünya fuarı gibi açıldığında tamamlanmamıştı. Gazeteciler çit ve iskelelerin arkasına gizlenmiş bitmemiş seksiyonlar ve boş sergiler ile karşılaştılar. Fuarı ilk ziyaret eden bilhassa yabancı ziyaretçiler sıklıkla hayal kırıklıkları yaşadı. Bu aksamalara sebep olarak sert geçen kış mevsimi ve oyalanan ve sıklıkla grev yapan Fransız işçileri gösterildi. Bu aceleyle yapılan geçici binalar da tehlikeli ve geçici olması bakımından sert şekilde eleştirildi.[48]
Acele yapılan inşaatlarda kazalar da yaygındı. Fuarın medikal servisine göre 10.527 işçi fuarın hazırlanması sırasında yaralandı. Bu kazalarda ölümler de yaşandı. Bunların yanında fuar sırasında da çeşitli ihmaller ve talihsizlikler neticesinde bir sürü kaza yaşandı. Fuar süresi boyunca çeşitli altyapı hizmetlerinde de çeşitli sebeplerden dolayı büyük aksaklıklar meydana geldi.[48]
Ekonomik olarak katılımcılara düşük karlar getirdiği olumsuz eleştiriler alır. Yaşanan bu olumsuzluklardan Paris 1937 yılına kadar başka dünya fuarına ev sahipliği yapamamıştır ki o zaman kadar teknolojik gelişmelerin artması ve ideal bir evrensel topluluk olmaya dair fikirler de zaten solmuştu.[73]
The Porte Monumentale
Fuarın girişinde bulunan abidevi geçide eleştiriler karışıktı. Kimileri onu göbekli bir fırına benzetmiş[74], kimiler onu fuarın en çirkin tasarlan zevksiz bir bina olduğu savunmuş[14], geçidin en üstünde olan Moreau-Vauthier tarafından yapılmış[14] La Parisienne adlı heykelin dalgalanan giysisi ve heykelin modern şeklinden "fuhuşun zaferi" olduğu söylenmiş ve yanı sıra birçok ziyaretçi tarafından da tenkit edimiştir.[8]
Geçit halk arasında La Salamanda olarak adlandırılmış çünkü o zamanın tıknaz ve karmaşık tasarımlı semender sobalarına benzetilmişti ve bu da onu alay konusu etmişti.[8]
Georges Méliès ve Edison Manufacturing Company'nin yapımcısı James H. White tarafından yapılan kısa bir sessiz film günümüze ulaşmayı başarmıştır.
Maddede bahsedilen kısımların tafsilatlı haritaları:
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.