Remove ads
Antik Mısırlıların mitleri ve uygulamaları Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Mısır mitolojisi, eski Mısır kültürünün inanç yapısını ifade etmek için kullanılır. Eski Mısır'daki yaşamın her yönü, dünyanın yaratılışı ve dünyanın tanrılar tarafından idamesi ile ilgili hikâyelerle metaforlaştırılmıştı. Mısır mitolojisi durağan bir birlik içinde var olan ritmik yapılar olarak nitelendirilebilir. Sonuçlarda çatışma ve gerginlikten ziyade istikrar eğilimi ağır basmıştır.[1]
Mısır'da mitoloji birçok dini ritüele ilham verdi veya etkiledi ve krallık için ideolojik temeli sağladı.[2] Mitolojideki sahneler ve semboller sanatta, mezarlarda, tapınaklarda ve muskalarda ortaya çıktı. Edebiyatta, mizahtan alegoriye uzanan hikâyelerde mitler veya unsurları kullanıldı, bu da Mısırlıların mitolojiyi çok çeşitli amaçlara uyarladıklarını gösterdi.
Tarih öncesi devirlerdeki mitolojik faaliyetleri izlemek her ne kadar zor olsa da, günümüze ulaşan belge niteliğindeki unsurlar bunu kolaylaştırıyor. Narmer'in (bknz. Narmer Paleti) Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır'ı birleştirmesi sonrasında, bir zamanlar yerel tanrılar olan tanrılar ulusal önem kazandı ve yerel tanrıları birleşik bir ulusal geleneğe bağlayan yeni ilişkiler kuruldu. Geraldine Pinch bu ilişkilerden erken mitlerin oluşmuş olabileceğini ileri sürmektedir.[3] Mısır kaynakları Horus ve Set tanrıları arasındaki efsanevi çatışmayı, Hanedan Öncesi dönemde veya Erken Hanedan Dönemi'nde meydana gelmiş olabilecek Yukarı ve Aşağı Mısır bölgeleri arasındaki bir çatışma ile ilişkilendirir.[4]
Tarım devriminin toplu yaşama getirdiği önem[5] Sümerler'de ziggurat yapımına önayak olmuştu. Tarihi eski Mısır metinlerinde, bu ortak varoluşa, bu ortak kadere birçok ima vardır. Burada Adalet ve Doğruluk ilkesi olan Ma'at kilit bir rol oynamaktadır. Firavun eğer adil bir şekilde yönetirse, Ma'at'ı geliştirmiş olur. Bunu yaparak, kozmosun önemli bir unsurunu güçlendirir ve böylece tüm kozmos, tüm kurucu parçalar gelişir. Böylece Nil bölgesi yeterli bir şekilde sulanır ve yeterli hasat insanı ve hayvanları verimli kılar. Bu prensibin ortak bir ifadesi, firavunun tahta çıkışı ile bağlantılıdır. Bu çıkış, hayali bir yoksulluk ve haksızlık çağından sonra yeni bir başlangıç, yeni bir refah ve adalet dönemi olarak tasvir edilir. Buna örnek bir metin;
“Gökyüzü barış içinde, dünya sevinç içinde, çünkü kralın Sol (Asfet, kaos) yerine Sağ (Ma'at, düzen) kuracağını duymuşlar .”[6]
İlk zamanlardan sonra, mitolojideki değişikliklerin çoğu, istisnalar olmasına rağmen, yenilerini oluşturmaktan ziyade önceden var olan kavramları geliştirdi ve uyarladı.[7] Birçok akademisyen, gökyüzüne geri çekilen, insanları kendi aralarında savaşmaya bırakan güneş tanrısı mitinin, Eski Krallık'ın sonunda kraliyet otoritesinin ve ulusal birliğin çöküşünden esinlendiğini öne sürdü. Yeni Krallık'ta (MÖ 1550-1070), Yam ve Anat gibi Kenan dininden kabul edilen tanrılar etrafında küçük mitler gelişti. Bunun aksine, Yunan ve Roma dönemlerinde (MÖ 332- MS 641) Greko-Romen kültürünün Mısır mitolojisinde çok az etkisi olmuştur.[8]
Mısır'da devlet bazında temsil edilmiş 4 farklı yaratılış miti bulunmaktadır. Bunlar şu dört büyük şehir ile ilişkilendirilmiştir; Hermopolis, Heliopolis, Memphis ve Thebes.[9] Bu mitler her ne kadar karşıt teolojilerde bulunsalar da aslında farklı kültürlerin iç içe geçmesinde etkili olmuşlardır.
Mısırlıların ''başlangıçta var olan, Güneş'i doğuran ve Atum'u yaratan anneler ve babalar'' olarak tanımladığı Ogdoad (Sekiz Tanrı) inanışıyla temellenen yaradılış mitidir. Bu mitin kapsadığı iki inanış vardır. Bunlardan biri ilk maddelerin çarpışarak patladığı ve güneşi oluşturduğu yönündedir. Bu bakımdan bilimselliğe oldukça yakın olan bu inanışta ortaya çıkan enerjinin etkisiyle kadim dağ belirginleşir ve Hermopolis kenti oluşur.
Bu mitin yaygın anlatımı ise Hermopolis'in Alev Adası olarak tasvir edilmesidir. Bu inanışa göre Güneş Tanrısı kadim dağın tepesinde doğar ve ilk gün doğumu büyük bir alev korunun oluşmasına neden olur. Güneş Tanrısının doğumunu ise Ogdoad sağlamıştır. Sözü edilen sekiz tanrıdan dördü erkek kalan dördü ise kadındır. Tanrılar kurbağa, tanrıçalar ise yılan şeklinde tasvir edilmiştir. Tanrıların hakimiyet alanlarına göre dişi ve erkek olmak üzere ikişerli gruplar halinde görev yaptıklarına inanılır. Bu inanışa göre kadim sulara Nu ve Naunet, suların kabarma gücüne Heh ve Hauhet, karanlığa Kek ve Kauket, gizli dinamizme ise Tanrı Amon ve Tanrıça Amunet hakim olmaktadır. Evrenin yaradılışıyla birlikte altı tanrı sabit bir şekilde görevlerini sürdürmeye devam ederler. Fakat gizli dinamizmi yöneten Amon ve Amunet kaosun sürdürülebilmesi Hermopolis'i terk ederek çalışmalarını Teb şehrinde sürdürmüşlerdir.[10]
İlk başlarda evren karanlık bir suyla kaplıydı. Hiçlik ve sonsuz bir kaosun olduğu ilksel su Nun vardı. Atum bu suyun içinden Nil'in her sene taşan suları gibi ortaya çıktı. Atum kendinden Şu(hava) ve Tefnut’u(nem) yarattı.[11] Şu ve Tefnut'un evliliğinden Nut(yer) ve Geb(gök) çıktı. Bununla birlikte dünya yaratılmış oldu. Şu ve Tefnut karanlıklarda gezerken kaybolunca insanlar yaratıldı. Zira Atum gözünü onları aramaya gönderdi ve onlara kavuştuğunda döktüğü sevinç gözyaşları insanlara dönüştü.[12] Geb ve Nut da hayatın güçlerini temsil eden dört çocuğa sahip oldu: Osiris, doğurganlık ve yenilenme tanrısı; Isis, annelik tanrıçası; Set, kaos tanrısı; ve Set'in dişi tamamlayıcısı Neftis. Bu yüzden mit, yaşamın mümkün kılındığı süreci temsil ediyordu. Bu dokuz tanrı Ennead olarak gruplandırıldı, ancak sekiz küçük tanrı ve dünyadaki diğer tüm şeyler Atum'un tezahürleri veya uzantısı olarak görüldü.[13]
Memfis teolojisinde yaratıcı tüm diğer şeylerden önce var olan Ptah'tır. Yaratıcı zanaatkâr tanrı[14] olan Ptah her şeyi önce zihninde hissederek, düşünerek; ardından da onları söz haline getirerek yaratmıştır.[15]
Diğer tanrılar da dahil olmak üzere her şey önce Ptah'ın zihninde kavram haline gelir sonrasında ise maddi biçimlerine dönüşürler.[1]
Teb teolojisi, Amun'un sadece Ogdoad'ın değil, her şeyin arkasındaki gizli güç olduğunu iddia etti. Tüm yaratılış kavramlarının Amun'un kişiliği ile bir birleşimi vardı. Bir Teb efsanesi, Amun'un yaratma eylemini, ilkel suların durgunluğunu bozan ve Ogdoad ve Ennead'ın oluşmasına neden olan bir kaz çağrısına benzetmiştir.[16] Amun dünyadan ayrıydı, gerçek doğası diğer tanrılardan bile gizlenmişti. Bununla birlikte, nihai kaynak olduğu için, diğer yaratıcılar da dahil olmak üzere tüm tanrılar aslında Amun'un yönleriydi. Amun bu inanç nedeniyle zamanla Mısır panteonunun en büyük tanrısı oldu.[17]
Ma'at; denge, düzen, uyum, hukuk, ahlak ve adalet gibi prensipleri temsil eder ve Mısır inancında evrenin(kozmosun) temel düzenini ifade eder. Zamanın başlangıcında kurulan Ma'at, dünyayı kendisinden önce çevreleyen kaostan ayırır. Ma'at hem insanların davranışlarını hem de doğanın güçlerinin normal işleyişini düzenler ve bu düzen de mutluluğu mümkün kılar.[18]
Ma'at'ın önemi, evrenin temel dengesi, kurucu parçalar arasındaki ilişki, mevsimlerin döngüsü, göksel hareketler, dini gözlemler ve adil ilişkiler ve dürüstlük de dahil olmak üzere varoluşun tüm yönlerini kucakladığı noktaya kadar gelişmişti.[19]
Doğanın döngülerinden esinlenen Mısırlılar, şimdiki zamanı bir dizi yinelenen desen olarak görürken, en erken dönemler doğrusaldı. Her gün güneşin doğup batması toprağa ışık getirdi ve insan faaliyetlerini düzenledi; Nil her yıl taştı ve toprağın verimliliğini yenileyerek Mısır uygarlığını sürdüren yüksek verimli tarıma izin verdi. Bu periyodik olaylar tanrı ve evreni yenileyerek, Ma'at tarafından düzenlenen bir ritmik desen olarak görmeleri için Mısırlılara ilham verdi.[20]
Tanrılar hakkındaki birçok Mısır hikâyesi, tanrıların yeryüzünde olduğu ve hüküm sürdüğü ilkel bir zamanda gerçekleşmiş olarak betimlenir. Bu süreçten sonra yeryüzündeki otorite insan firavunlarına geçti. Efsaneler, ilişkili oldukları olaylar her gerçekleştiğinde insanları tekrar büyüledi ve inanca teşvik etti. Bu olaylar genellikle efsaneleri unutturmamak üzere tasarlanmış ritüellerle kutlandı.[21]
Antik Mısır'da çok kompleks ve gelişmiş bir ahiret inancı ile birlikte ölü bedeni ve ruhu huzurlu bir ahiret hayatına hazırlamak için yapılan birçok ayin ve uygulama vardı. Ruh ve ahirete dair inanç özellikle vücudun korunmasında yoğunlaşmıştı.[22] Buna göre tahnit ve mumyalama, kişinin kişiliğini ve kimliğini ahirette koruyabilmesi için uygulanmaktaydı.
Mumyalama işlemi ölüyü öbür dünyadaki yaşamına hazırlamak için yapılan törenlerden sadece başlangıç olanıdır. Bu işlem insanların dışında boğa, timsah, kedi gibi hayvanlar içinde yapılmaktaydı.[23] Arapça ve Farsçada "mūmiya" doğada bulunan katran ve bunun karışımlarına denilir.[24]
Mumyalama kadar önemi olan bir diğer öbür dünyaya hazırlık törenleri ise anıtsal mezarların yapımı ve cenaze merasimleridir. Antik Mısır, nitelik ve nicelik bakımından bu konuda birçok kültüre fark atmıştır. Ölüm ve öteki dünya hususunda Mısırlılar diğer halklardan daha çok çabalamışlardır. Anıtsal mezarlarda ölüyü bilgilendirici tabletler ve öteki dünya yaşamında ona yardımcı olacak nesneler konulurdu. Firavun için ölüm, gökteki yolculuğun ve ölümsüzleşmesinin başlangıç noktasını oluşturuyordu. Eski zamanlardan beri öteki dünya, hem tanrılaşmanın, ölünün daha yüce bir varoluşa kavuştuğu vaatler diyarı hem de ölünün tümüyle yok edecek tehlikelerle dolu bir diyardır. Bu tür tehlikelerle baş edebilmek için öteki dünya yolculuğuna çok iyi hazırlanmak gerekir. Mısır insanı tarafından mezarının donanımına cesedin bakımına ve ölünün her türlü ihtiyacının karşılanmasına gösterilen özenin nedeni budur.[25] Başlarda bakım (mumyalama) yalnızca zengin ve soylu aileler için uygulanırken zamanla tüm coğrafyaya yayılmıştır.
Antik Mısır tarihinde, kısa bir dönem için, Akhenaton hükümdarlığında firavun ve ailesi arasındaki bağın birçok sanatsal tasvirlerinde görülebilen güneş tanrı Aten'e odaklanmış bir monoteizm (atenizm) yaşanmıştır.[26] Akhenaton Aten dışındaki bir tanrıya tapılmasını yasadışı kıldı[27] ve Aten için tapınakların bulunacağı yeni bir başkent inşa ettirdi (Amarna). Akhenaton'un bu din devrimi sadece onun ölümüne kadar devam edebildi, zira ne halk ne de aristokrat ve ruhban kesimler bu yeni dinî inancı benimsemişti. Akhenaton öldükten sonra tahta geçen Tutankhamun'un zamanında eski din yine resmî din haline geldi. İlginç bir şekilde, Tutankhamun ve sonraki bazı firavunlar daha sonra hazırlanacak krallar listesinde, Akhenaton ve Smenkhare ile birlikte anılmayacaklar; listede yer almayacaklardır.
Her ne kadar tarihçilerin çoğu bu dönemi monoteistik olarak tanımlasa da bazı araştırmacılar Atenizm'i monoteistik olarak tanımlamaz. Bu araştırmacılar gerekçe olarak, Atenizm döneminde insanların direkt olarak Aten'e değil, kraliyet ailesine ilahi gücünü Aten'den almış bir tanrılar panteonu gibi tapıldığını belirtirler. Yine de bu nokta tarihçiler tarafından çoğunlukla kabul görmemiştir.
Amarna hanedanlığının çöküşünden sonra, Kıptî Hristiyanlık ve daha sonra İslam'ın yaygınlaşmasına kadar, orijinal Mısır panteonu ana inanç olarak devam etmiştir.
Antik Mısır'da yapılmış çoğu tapınak bugün varlığını sürdürmektedir. Diğerlerinin ise farklı şekillerde harabe ve kalıntıları mevcuttur. Bir kısmı ise tamamen kaybolmuştur. Firavunlardan özellikle II. Ramses birçok tapınak yaptırmasıyla belirginleşmiştir.
Bazı ünlü tapınaklar:
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.