Loading AI tools
Fransız yazar (1363 – 1431) Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Christine de Pizan (bilinen adıyla de Pisan) (d.1363 – ö. 1430) Orta Çağ sonlarında Venedik'te doğup, yaygın Orta Çağ kültüründeki kadın düşmanlığı ile mücadele eden kadın yazar, şair ve filozof. Bir şair olarak, dönemimde bilinen ve saygı gösterilen bir kişiliktir. Pisan, otuz yıllık iş yaşamı boyunca (1399-1429) 41 adet yapıt vermiş ve Avrupa'nın saygı duyulan ilk profesyonel kadın şairi olarak bilinmiştir.[1] 1380'de evlenen şairin evliliği 10 yıl sonra sona ermiştir. Bu dönemde şair, üç çocuğunu bakabilmek için daha fazla yazarak para kazanmak zorunda kalmıştır. Çocukluğu peşi sıra gelen olaylarla geçen de Pizan, yetişkin yaşamının büyük bir kısmını Paris'te geçirmiş ve daha sonra Poissy'de bir manastıra yerleşmiştir. Yazdığı yapıtların tümü Orta Fransızca ile kaleme alınmıştır.
Christine de Pisan | |
---|---|
Doğum | 11 Eylül 1363 Venedik |
Ölüm | 1430 |
İmza | |
Şairin ilk elit zümreye hitap eden şiirleri, özellikle kadın ve cesaret temalarını işleyerek dönemin soylu kesimlerinin şiir zevkine uygun bir yapı oluşturmaktadır. Onun ilk ve sonraki dönemde yazdığı öğretici ve alegorik risaleler, şairin yaşamı hakkında bilgiler içeren otobiyografik ögeler taşımaktadır. Ayrıca şiirinde geleneksel öğretiler, efsaneler ve tarihsel ögeler bireyselleştirilmiş bir insan sevgisi doğrultusunda verilmiştir. Onun şiirindeki bu kültürel kalıt, İtalyan ve Fransız saray çevrelerinde değer görüp; ruhban sınıfı ve soylular tarafından yüceltilmiştir. Fransız ve İngiliz saraylarında önemli derecede himaye gören de Pisan, 15. yüzyıl İngiliz şiirini önemli ölçüde etkilemiştir. Onun yeni yazı türlerindeki ve retorik yöntemlerdeki bu gelişkin düzeyi, ünlü erkek şairler düzeyinde büyük bir yankı uyandırmıştır ve kadın düşmanlığıyla bilinen bazı şairlerce eleştirilmiştir.
Şairin yaşamının son on yılında Charity Cannon Willard, Earl Jeffrey Richards ve Simone de Beauvoir gibi bilginlerin çabalarıyla de Pizan'ın çalışmalarına yeniden değer addedilmeye başlanmıştır. Bazı düşünürler, Pisan'ın dili kullanma gücüyle kadınların toplumsal yapı içindeki önemini vurgulaması yönüyle; onu feminizmin erken bir temsilcisi görmektedir. Ancak bunun yanında, bazı eleştirmenler onun karakter özelliklerinin döneminin basmakalıp yargılarıyla biçimlendiğini iddia ederek; bu yargıya karşı çıkmaktadır.[2]
Christine de Pizan 1364'te (Jülyen takvimine göre) Venedik'te doğmuştur. Şair; tıp bilgini, müneccim ve Venedik meclis üyesi Tommaso di Benvenuto da Pizzano'nun kız kardeşidir. Ailenin Pizzano unvanı, ülkenin kuzey doğusunda bulunan Bologna'nın Pizzano kasabasından gelmektedir. Aile buradan taşınarak Venedik'e yerleşmiştir.[3] Onun doğumunu takip eden süre içerisinde, Thomas de Pizan V. Charles sarayına tayin edilmiş ve burada krala bağlı olarak müneccimlik, simya ve tıp üzerine çalışmalar yapmıştır. Bu koşullar, de Pizan'ın entelektüel birikimini arttırabileceği bir ortam yaratmıştır. O da kendini dili kullanma konusundaki yeteneğini geliştirmeye adamıştır. Yeniden keşfedilmiş özellikle Yunan estetiği ve Aydınlanma Çağı hümanizminden etkilenmiştir, ayrıca V. Charles'ın kraliyet belgeliğinde (arşiv) bulunan el yazmaları de Pisan'ın gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Ancak de Pisan'nın edebî yeteneklerini sergileyebilmesi 24 yaşında dul kalmasından sonraya rastlamaktadır.[4]
Christine de Pizan, 15 yaşındayken kraliyet sarayı sekreteri Etienne du Castel ile evlenmiştir. Bu evlilikten üç çocuğu olmuştur. Marie 1397'de Poissy'de bulunan Dominikan Manastırı'nda doğmuş ve kralın kızı ile arkadaş olarak yetişmiştir. Oğlu Jean'dır, ayrıca bir çocuğu da küçükken ölmüştür.[5] De Pizan'nın aile hayatı 1390'da; kralın verdiği bir görevi yerine getirirken kocasının aniden bir salgın sonucunda ölümüyle sarsılmıştır.[6] Castel'in ölümünden sonra, yeğeni ve iki çocuğuyla birlikte annesinin yanına yerleşmiştir.[7] Kocasının ölümünden sonra ondan kalan taşınmazları üzerine alabilmek için birçok karmaşık dava ile karşı karşıya kalmıştır.[6] Tüm bunların yanında ailesinin ve kendisinin geçimini sağlayabilmek için yazmaya yönelen şair, 1393'te aşk konulu baladlarını yazmaya başlamıştır. Bu yapıtlar, bir kadın tarafından yazılması ve romantik ögeler içermesi nedeniyle saray çevresindeki varlıklı insanların dikkatini çekmiştir.[8] Bu dönem onun oldukça üretken olduğu bir zaman olup; şair, 1393 ve 1412 arasında, 300'ün üzerinde balad ve birçok kısa şiir kaleme almıştır.
1401-1402 arasında yaşanan edebî bir kavga De Pizan'nın saray çevresindeki ününü bu yüksek zümrenin dışına da duyurmasını sağlamıştır. Böylece o, kadının toplumsal konumunu toplumsal bir düzlemde tartışmaya açmıştır. Bu yıllarda dâhil olduğu bu büyük edebi tartışmanın adı: "Querelle du Roman de la Rose"dir.[9] Bu tartışma Jean de Meun'un gül romantizmini tartışmaya açmasıyla başlamıştır. 13. yüzyıl yazılarında, maddi aşkın tasvirlerinde yüksek zümrenin kullandığı sevgili ve gül benzetmeleri eleştirinin temel kaynağını oluşturmuştur. De Pizan, Jean de Meun'un özellikle alegorik şiirlerinde kullandığı kaba ifadeleri eleştirmiştir. O bu tür terimlerin insan cinselliğinin düzgün ve doğal işlevini aşağıladığını iddia etmiştir. Ancak söz konusu bu dil dönemin birçok yazarı için bir tezat oluşturmamıştır. De Pizan'a göre, soylu kadınlar dili en güzel bir biçimde kullanmalı ve onların tasviri estetik bir biçimde edebiyat içinde yer almalıdır.[10] Jean de Meun'a yaptığı eleştiri de kadınlara ait metinlerin kasıtlı olarak tartışılmaya açılması ve kadın düşmanlığının arttırılmasıdır.
Tartışma bir süre devam ettikten sonra boyut değiştirmiş ve Jean de Meun'un edebî yeteneklerinin sorgulanmasına neden olmuştur. Tartışmanın daha sonraki evresini ise kadınların yazınsal metinlerin içerisinde haksız yere karalandığının savunulması olmuştur. Bu tartışma de Pisan'ı; kadınların haksız yere karalanmasına karşı koyan bir kadın entelektüel olarak ortaya çıkarmış ve şairin saygınlığını korumasına yardım etmiştir.
1405'te de Pisan, yazınsal olarak en başarılı yapıtları olarak görülen Kentli Kadınların Kitabı ve Hanımefendilerin Değeri adlı eserlerini yazmıştır. Bunlardan ilki kadınların toplumsal var oluşa olan katkılarını ele almıştır. O kitaplarında kadın düşmanlığının nasıl azalacağını işlemiş ve çözüm önerileri sunmuştur.[11]
Onun son yapıtları ise, Yüz Yıl Savaşları boyunca İngiltere'ye karşı ülkesi Fransa'ya memleketi Lorraine'deki cephelerden başlayarak manevi anlamda büyük destek olan ve sonradan ünü Fransa'nın dört bir yanına yayılmış bir Fransız Katolik azizesi Jeanne d'Arc'ın bir övgüsü niteliğindeki şiirleridir. 1429'da yazdığı Jan Dark Masalı adlı eseri, de Pizan için; askeri önder durumunda olan bir kadının, kendi cinsinin yüceliğini savunması temasıyla kaleme alınmıştır.[12] Ayrıca bu kitap tarihçiler için de önemli bir kaynaktır. Çünkü bu eser tarihsel belgeler dışında Jeanne d'Arc'ın yaşamına ışık tutabilecek bilgiler içermektedir. De Pisan, kendisi için özel saydığı bu şiiri tamamladıktan sonra, 65 yaşında, yazın yaşamını noktalamaya karar vermiştir.[13] Şairin ölüm tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, ölümü onun eserlerinin değerini azaltmamıştır.
Dönemin edebî eserlerinde karşılaşılan kadın imgesini temel alarak kadın karşıtlarına karşı yazmış olduğu “Querelle du Roman de la Rose” adlı yapıtını kaleme almıştır. Bu eser Jean de Montreuil'e bir yanıt niteliği taşımaktadır. De Pisan, böylece mevcut anlayışın karşıtı olarak "söz söyleme ustalığı"nın kadının atılgan duyguları veya edebi nüktelere olan hakimiyetiyle ölçülebileceğini savunmuştur. Şair, eleştirilere karşı karşıt anlam sanatını kullanarak, anlam öbeklerini bir yazınsal stratejiye dönüştürmüştür.[14] Şair, kendi yazınsal strateji yeteneğinin bir tamamlayıcısı olarak, "Querelle du Roman de la Rose"yi takip eden yeni metinler oluşturmaya başlamıştır.
De Pisan Kentli Kadınların Kitabında başarıları takdir edilen ve toplumsal güven içerisinde yaşayan kentli kadınların varlığını imgesel olarak betimlenmiştir. Yapıtta oluşturulan üç temel öge: Sağduyu, adalet ve dürüstlüktür. Bunun için eserde alegorik figürler önemli bir yer tutar. Karşılıklı konuşmalarla birlikte oluşturulmuş yapılar ise kadınların olaylara bakış açılarını tümel bir yapıda sunması bakımından önemlidir. Yapıttaki bu yapılar, soru ve yanıtlar arasında kurulan anlamsal bağlantılarla daha da kuvvetlendirilmeye çalışılmıştır.[15] Bu çalışmalar, de Pisan'ın dönemine hâkim olan kadın düşmanlığının kadınlar üzerinde oluşturduğu umutsuzluğun giderilmesinde önemli bir noktadır. Bununla birlikte, de Pisan'nın varlığı kadınlara sorunlarını dile getirebilecekleri bir platform oluşturabilmelerini sağlamıştır. De Pisan'ın yapıtlarının içinde toplumsal adalet arayan güçlü bir kadın sesinin duyulması bunun en büyük kanıtıdır. Christine, ataerkil toplum yapısının bir özelliği olarak; erkek egemen toplum yapısının doğurduğu olumsuzlukların özellikle soylu hanımların katkılarıyla aşılabileceğini savunmuştur.[16] Genel olarak de Pisan'ın mücadele verdiği nokta; toplumsal olguların kadına yüklediği olumsuz misyonun giderilmesi yönünde olmuştur. O, yazınsal olarak belirlediği bu değerleri olması gerekenlerle düzelten bir yapı kurmayı ummuştur. Onun yazınsal temelde oluşturduğu düşünsel yapı ve kadın haklarına dair temel ögeleri; kadınların toplumsal rolünü formüle etmede öncül rol oynamıştır.
Şair Kentli Kadınların Hazinesi adlı eserinde ise, kadınların hitabetleri ve yaptıkları işlerle toplumsal yaşam üzerinde etkili oldukları savı üzerinde durmuştur. Pisan bu çalışmasında, kadınların barışın sağlanması noktasında söz hakkına sahip olması gerektiğini savunmuştur. Ona göre kadınların toplumsal ve bireysel konulardaki yeteneklerinin desteklenmesi gerekmektedir. O, kadınlardaki bu yeteneğin eşler ve diğer olgular arasında ara bulucu bir görev üstleneceğini düşünmüştür. De Pisan "söylem yeteneğinin kadınların moral değer birikiminin bir parçası" olması gerektiğini savunmuştur.[17] Ona göre bir kadının iffet, erdem ve sadakatten oluşan değer yargılarının önemli bir dökümü kadının konuşmasından anlaşılabilmektedir. Onun hitabeti konu alan bu kanıtları, toplum nazarındaki kadın istihdamının ve kadınlara verilen değerin artması konusunda güçlü bir araç olmuştur. Genel olarak onun söylemi, somut bir strateji takip ederek ataerkil toplum yapısının mevcut değerlerine karşı çıkmış ve kadın haklarını dile getirmiştir. Pisan eserlerinde kadından -toplumsal mevkisi ne olursa olsun- "hazine" olarak bahsetmiştir. O kitaplarında mürebbiyeler, dullar ve hatta fahişeler için öneriler sunmuştur.
De Pizan özellikle iş kollarının yaratılıp kadınların iş birliği içerisinde iş gücüne katılması gerektiğini söylemiştir. De Pisan, o gün için bir müzehhibe olan Anastasia'da olduğu bilinen yetenekliliği konu alan bir el yazması eserden bahsetmiştir.[18]
De Pisan konuşma sanatı üzerinde etkili olmuştur. Onun, kadın düşmanlığına karşı ikna edicilik özelliğini vurgulaması ve paralelinde çağdaş konuşma biçimleri üzerinde çalışması retorik geleneğine yeni bir tarz kazandırmıştır. Bu yönüyle de Pisan Simone de Beauvoir tarafından 1949'da kaleme alınan Épître au Dieu d'Amour adlı yazıda, kadın cinselliğinin ve kadınlığın önemini savunan ilk isim olarak gösterilmiştir. Ona göre muhtemelen Christine de Pizan Batı'daki ilk feminist veya protofeminist bir düşünürdür.[19][20]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.