Loading AI tools
205. Osmanlı sadrazamı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Kabaağaçlızade Ahmed Cevad Paşa (1851, Şam - 10 Ağustos 1900, İstanbul) (kısaca Ahmed Cevad Paşa veya ailesi, Şakir Paşa ailesi olarak bilindiğinden Cevad Şakir Paşa şeklinde de anılır) Osmanlı Devleti'nin 19. yüzyıl kumandan ve sadrazamlarındandır. II. Abdülhamit saltanatında 4 Eylül 1891 - 9 Haziran 1895 tarihleri arasında sadrazamlık yaptı; devrin en önemli konusu olan Ermeni sorunu ile ilgilendi. Askerlik ve devlet adamlığının yanı sıra devrinin bir aydını olarak tarih yazarlığı yapan ve çeşitli bilimsel konularda eserler veren Ahmet Cevat Paşa'nın en önemli eseri "Tarih-i Askeri Osmani" (Osmanlı İmparatorluğu Askeri Tarihi)’dir.
Kabaağaçlızade Ahmed Cevad Paşa | |
---|---|
Osmanlı Sadrazamı | |
Görev süresi 4 Eylül 1891 - 9 Haziran 1895 | |
Hükümdar | II. Abdülhamid |
Yerine geldiği | Kâmil Paşa |
Yerine gelen | Mehmed Said Paşa |
Girit Vali Vekili ve Fevkalade Komutanı | |
Görev süresi 24 Temmuz 1897 - 10 Ekim 1898 | |
Hükümdar | II. Abdülhamid |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | 1851 Şam, Osmanlı İmparatorluğu |
Ölüm | 10 Ağustos 1900 (49 yaşında) İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu |
Bitirdiği okul | Mekteb-i Erkân-ı Harbiye |
Mesleği | Asker, siyasetçi |
Dini | Sünni İslam |
Askerî hizmeti | |
Bağlılığı | Osmanlı İmparatorluğu |
Branşı | Osmanlı ordusu |
Hizmet yılları | 1865-1900 |
Rütbesi | Müşir |
Komutası | 5. Ordu |
Çatışma/savaşları | 93 Harbi |
Şakir Paşa ailesi olarak anılagelen ve sanat alanında pek çok tanınmış kişiyi yetiştirmiş ailenin bir ferdi; Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın amcasıdır.
Şûra-yı Askeri üyesi Afyonlu Kabaağaçlızade Mustafa Asım Bey ile Suriye Türkmenleri’nin ileri gelen ailelerinden Hattatzade Hüseyin Efendi’nin kızı Zehra Hanım'in oğludur.[1] Anne ve babasını henüz 12 yaşında iken kaybetti. Daha sonra şeyhülislamlık görevinde de bulunan aile dostları Rumeli kazaskeri Atıfzade Ömer Hüsamettin Efendi tarafından himaye edildi.[1] İlk öğrenimini Bursa ve İstanbul'da yaptıktan sonra Harbiye'ye girdi.[2] Çok başarılı bir öğrenciydi. Mekteb-i Harbiye'den 1869 yılında mezuniyetinden sonra Mekteb-i Erkân-ı Harbiye'ye alındı ve 1871 yılında birincilikle mezun oldu.
1871 yılında Kolağası rütbesine terfi etti. Askeri görevlerinin yanı sıra "El-Ma’lûmâtü’l-Kâfiye fî Ahvâl-il-Memâlik-il-Osmâniyye" adlı bir eser yazarak Sultan Abdülaziz'e sundu ve bu çalışmasından ötürü binbaşı rütbesine terfi ettirildi.
93 Harbi nde Tuna ordusunda görev aldı. Cephedeki başarıları nedeniyle çeşitli nişanlarla ödüllendirildi ve Şubat 1878'de miralay rütbesine terfi ettirildi.[1]
1880 yılında Erkan-ı Harbiye Dairesi Altıncı Muhaberat-ı Umumiye şubesinde göreve başladı. Resmi ordu gazetesi olan Ceride-i Askeriye'nin yazı işleri müdürlüğünü yaptı; dergide kendi yazıları da yayımlandı. Bir yandan da Ekim 1879 tarihinden itibaren "Yadigâr" isimli bir dergiyi yayınlamaya başladı. On beş günde bir çıkarılan bu dergi; fen, sanayi, coğrafya, tarih, ahlak gibi konularda yazılar yayımlamaktaydı.[1]
1881 yılında yazı işleri müdürlüğü görevine ek olarak; 93 Harbi sonrasında imzalanan Berlin Antlaşması gereği Osmanlı Devleti ile Yunanistan, Sırbistan, Rusya arasındaki sınırları belirlemek için oluşturulan komisyonlarda görev aldı.[1]
93 Harbi'nden sonra Berlin Antlaşması ile bağımsızlığını elde eden Karadağ'a 1884 yılında elçi olarak tayin edildi ve bu göreve giderken Mirliva rütbesine terfi etti ve Paşa oldu. Burada dört yıl kalan Paşa, ülke içinde Prens Nikola'nin davetlisi olarak Sultan Abdülhamid'in izniyle yurt gezilerine katildi. 1884 yılının Mayıs ayında çıktıkları ve bir ay süren seyahatin ardından, gözlemlerini ve seyahatnamesini bir lahiya olarak Sultan Abdülhamid'e sundu.[3] Görevi müddetince Osmanlı-Karadağ ilişkilerine büyük katkı sunmuştur.[4] Görevi sırasında rahatsızlanması sebebiyle Viyana'ya gitmek için izin istediyse de, yeni bir göreve atanmak üzere İstanbul'a gelmesi çağrıldı.
Sultan II. Abdülhamid'in dikkatini çeken ve takdirini kazandı, dönüşünden sonra İstanbul'da Teftiş-i Askerî Komisyonu üyeliğine getirildi. Girit'teki karışıklıklar üzerine Girit fevkalade kumandanlık ve vali vekilliğine tayin edildi. Göreve geldiğinde adanın tarihi, coğrafi, sosyal durumu hakkında bir layiha hazırlayarak padişah II. Abdülhamid'e sundu, isyanın sebebi olarak Hristiyan halka aşırı imtiyazlar tanınmasını gösterdi. İki yıl süren valiliği sırasında Adadaki Müslüman ve Hristiyan halk arasında huzur ortamı oluşturmak için yoğun çaba harcadı. Buradaki başarısına karşılık 40 yaşında Müşir rütbesine yükseltildi.
Girit valiliğinde gösterdiği başarı üzerine 1891 yılında da sadrazam olarak atandı ve bu görevi dört yıl sürdürdü.
3 yılı aşkın sadrazamlığı esnasında takip ettiği siyaset, iç ve dış barışı korumak oldu. Sadrazamlığı sırasında daha çok Ermeni olayları ve bu olayların yarattığı diplomatik sorunlar ile uğraştı. Kendi kararlarının kabul edilmesi konusunda aşırı ısrarcı olan Paşa,[1] 1894 yılında sadrazamlıktan azledilerek Nişantaşı'ndaki evinde ikamete mecbur edildi.
Girit'te yeniden karışıklıkların çıkması üzerine, "Girit Fırka-i Askerîye" kumandanlığına atanarak 1897 yılında adaya gönderildi. Girit'te Avrupa devletleri tarafından özel bir yönetim tarzının empoze edileceği anlaşılıp, bu arada da Almanya İmparatoru Kayzer II. Wilhelm'in nun Suriye ve Filistin'e seyahat yapması kesinleşince, Cevat Şakir Paşa Kayzer'in mihmandarlığına getirildi; yerine Ferik Osman Nuri Paşa atandı.
İstanbul'a gelip Kudüs'e kadar uzanan bir seyahat yapacak olan İmparator II. Wilhelm'im seyahatinin güvenliği için gerekli önlemleri almakla görevlendirildi. Bu görevi başarılı bir şekilde yerine getirdi; İmparator 16 Kasım 1898 tarihinde seyahatini tamamladı. Görevinin ardından İstanbul'a dönmesine izin verilmedi ve 5. Ordu Komutanı olarak görevlendirildi.
5. Ordu Komutanı olarak görev yaptığı Şam'da rahatsızlandı. Doktorların verdiği raporla İstanbul'a geldi ve 1900 yılında öldü. Fatih'te anne ve babasının mezarlarının bulunduğu Emir Buhari Camii haziresine defnedildi.[1] 1901 yılında Mimar Kemaleddin tarafından mezarının bulunduğu yere bir türbe inşa edildi.
Sadrazamlığı esnasında Babıali bahçesine memurların boş zamanlarında kitap okumaları için yaptırdığı kütüphane bugün de “Cevat Paşa Kütüphanesi" adı ile anılmakta olup, Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nin bir deposudur. Sadrazamlğı sırasında Arkeoloji Müzesi'ne hediye ettiği kişisel kitaplığı müze kütüphanesinin çok değerli bir koleksiyonunu oluşturur[5]
Ahmed Cevad Paşa iki defa evlenmiş, ikinci evliliğini Çerkez kökenli Nimet Hanım ile yapmıştır ve Tek bir kızı Fehime Hanım dünyada gelmiş.[1]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.