2020 İdlib saldırısı

Suriye'de Türk güçlerine yönelik gerçekleştirilen hava saldırısı Vikipedi'den, özgür ansiklopediden

2020 İdlib saldırısı

İdlib saldırısı, 27 Şubat 2020'de Rusya ve Suriye Silahlı Kuvvetleri'nin, Suriye'nin İdlib ilinde, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı tabura düzenlediği hava saldırısıdır.[10] Otuz dört Türk askerinin ölümüyle sonuçlanan saldırı, Türkiye'nin Suriye İç Savaşı kapsamında tek seferde en büyük kaybı olarak tanımlanmaktadır.[11]

Pratik Bilgiler 27 Şubat 2020 İdlib saldırısı, Tarih ...
27 Şubat 2020 İdlib saldırısı
2020 İdlib çatışmaları
Suriye İç Savaşı'nda Türkiye
Thumb
İdlib
Tarih27 Şubat 2020
Bölge
Sonuç Türkiye, Bahar Kalkanı Harekâtı'nı başlattı.
Taraflar
 Türkiye

 Suriye hükûmeti[1][2]  Rusya[3][4]

 İran[5]
Kayıplar

Türkiye'nin açıklaması

  • 34 ölü, 36 yaralı

Diğer iddialar[6][7][8]

  • 50-70 arası ölü
329 Suriye ordusu mensubu veya İran milisi etkisiz hâle getirildi (Türkiye'nin iddiası[9])
Kapat

Saldırıya hedef olan Türk Silahlı Kuvvetleri konvoyu İdlib'in güneyinde bulunan bir gözlem noktasına gitmekteydi. Hava saldırısı, akşam saatlerinde M-4 karayolu yakın bir mesafedeki Balyun köyünde gerçekleşti. Saldırının yaşandığı nokta Cilvegözü Sınır Kapısı'na kuş uçuşu olarak 60 kilometre uzaklıkta yer almaktadır.[12][13] Konvoyda bulunan Türk askerleri olay günü birden fazla hava saldırısına maruz kaldı. İlk hava taarruzu sonrası konvoyu terk etmek zorunda kalan askerler, çevredeki binalara sığınmış ve saldırıya uğradıklarını üst düzey komuta kademesine bildirmiştir. TSK, Rus askeri yetkililere Türk askerlerinin bir saldırıya maruz kaldığını haber vermesine rağmen hava saldırısı devam etmiştir.

Saldırı sonrası Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından Bahar Kalkanı Harekâtı başlatılmış, bu harekâtın akabinde 5 Mart'ta Moskova'da Türk yetkililer ile Rus yetkililer arasında ateşkes imzalanmıştır. 6 Mart 2020'nin ilk dakikalarında başlayan ateşkes 27 Kasım 2024'e kadar devam etmiş, 27 Kasım 2024'te İdlib'teki muhaliflerin başlattığı taarruz ile birlikte 8 Aralık 2024'te Beşşar Esad devrilmiş, Suriye ordusu lağvedilmiş, İran tamamen, Rusya ise kısmen Suriye'den çekilmiştir.

Arka plan

Özetle
Bakış açısı

Türkiye'nin 2016 yılında Suriye İç Savaşı'na direkt müdahalesi sonrası iç savaşın taraflarından olan, Beşşar Esad'ın destekçisi durumundaki, Rusya ve İran olası bir sıcak çatışmadan kaçınmak amacıyla Türkiye'yle Suriye konulu görüşmeler gerçekleştirdi. İç savaştaki tarafların destekçisi olan bu ülkeler Suriye'de çatışmanın bitmesi için Astana Platformu'nun etkin şekilde kullanılması, Beşşar Esad ile Suriye muhalefeti arasında diyalog sürecinin gelişmesi ve Suriye'de İdlib, Batı Halep, Lazkiye'nin belirli bölgeleri, Hama'nın kuzeyi, Humus'un belirli bölgeleri, Doğu Guta, Dera ve Kuneytra'da çatışmasızlık bölgeleri ilan edilmesi konusunda uzlaştı.[14] 13 Ekim 2017 itibarıyla Türk ordusu çatışmasızlık bölgelerinden olan İdlib'e girdi.[15]

Suriye'nin belirli bölgeleri çatışmasızlık bölgeleri ilân edilmesine karşın Rusya, İran ve Suriye ordusu çatışmasızlık bölgelerine operasyonlar düzenlediler. Hama, Doğu Guta, Humus, Kuneytra ele geçirildi. 18 Haziran 2018'de Dera'ya taarruz başlatılan taaruz sonucu 31 Temmuz 2018'de Dera da ele geçirildi.[16] Rusya, İran ve Beşşar Esad, bu bölgeleri ele geçirdikten sonra bölgede bulunan muhalifleri İdlib'e göç etmeye zorladılar.[17] İdlib'in Suriye İç Savaşı'ndan önce 2 milyon olan nüfusu kısa sürede 4 milyona ulaştı.[18] Çatışmasızlık ilân edilmiş muhalif bölgelerine operasyon düzenleyerek muhalifleri İdlib'e süren Rusya, İran ve Beşşar Esad'a bağlı Suriye ordusu, son olarak 4 milyon insanı barındıran, Türk ordusunun bulunduğu, İdlib'e harekât başlatmak istedi. Türkiye'nin operasyona karşı çıkmasının ardından 7 Eylül 2018'de İran'ın başkenti Tahran'da Türkiye, Rusya ve İran liderleri bir zirve gerçekleştirdi. Medyaya açık gerçekleştirilen zirvede Vladimir Putin İdlib'in "terörden temizlenmesi" gerektiğini vurgularken, Recep Tayyip Erdoğan bir ateşkes gerçekleştirmesi gerektiğini söyledi.[19] Tahran Zirvesi'nden 10 gün sonra, 17 Eylül 2018'de Putin ile Erdoğan Soçi'de bir araya geldi ve Soçi Mutabakatı imzalandı.[20]

Soçi Mutabakatı'nın imzalanmasına karşın 2019'un Nisan ayında Rusya, İran ve Suriye'nin İdlib'e taarruzu başladı. Bu taarruz sırasında Suriye ordusu tarafından İdlib'te bulunan Türk ordusu gözlem noktalarına çeşitli saldırılar gerçekleştirildi.[21][22] 23 Ağustos 2019'da Türk ordusunun Morek'te bulunan gözlem noktası Suriye ordusunun ilerlemesi sonrası kuşatma altında kaldı ve İdlib'in güneyinde başlayan çatışmalar Türk ordusunun İdlib'te konuşlandığı bölgelere ulaşmış oldu.[23] Türk ordusunun Morek'te bulunan gözlem noktasının kuşatılmasından bir hafta sonra Suriye ordusu tek taraflı ateşkes ilân ettiğini duyurdu ve İdlib'e başlattığı operasyonu durdurdu.[24]

İdlib'te geçici ateşkesin sağlanması sonrası Türk ordusu 9 Ekim 2019'da Fırat'ın doğusunda bulunan Suriye Demokratik Güçleri'ne yönelik Barış Pınarı Harekâtı'nı gerçekleştirdi. Operasyonun askeri safhasında Türk ordusu 8 gün içerisinde Tel Abyad ve Rasulayn dahil olmak üzere 4820 kilometrekare alanda hakimiyet sağladı.[25] 17 Ekim 2019'da Amerika Birleşik Devletleri bürokratlarından oluşan bir heyet Ankara'ya geldi ve operasyonun durdurulması için Türk bürokratlar ile görüşmeler gerçekleştirdi. Amerikan heyeti 120 saatlik bir ateşkes önerisinde bulundu. Bu 120 saat içerisinde Türkiye sınırlarında bulunan SDG militanlarının 30 kilometre çekilmesi planlandı ve Ankara Mutabakatı imzalandı ancak SDG geri çekilmeyi reddedip Rusya ile iletişim kurdu. Bunun üstüne Suriye ordusu SDG'nin çağrısıyla Fırat'ın doğusuna geçti ve Türk ordusunun operasyon bölgelerinin karşısına konuşlandı.[26] Beşşar Esad, Türkiye'nin SDG'ye yönelik operasyonunu "açık bir ihlal ve işgal" olarak nitelendirirken, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu, SDG'nin lideri Mazlum Kobani ile bir görüşme gerçekleştirdi.[27][28]

Türkiye'nin Amerikalılara verdiği 120 saatin bitmesinin ardından Vladimir Putin ile Recep Tayyip Erdoğan, Soçi'de yeni bir görüşme gerçekleştirdi ve bu sefer de Fırat'ın doğusu boyunca Türk sınırlarını kapsayan bir Soçi Mutabakatı imzalandı. Böylece Türkiye'nin harekâtı durdurulmuş oldu.[29]

Barış Pınarı Harekâtı'nın durdulmasından iki ay sonra 19 Aralık 2019'da Rusya, İran ve Suriye, İdlib'e taarruz başlattı. Bu taarruz neticesinde bölgedeki Türk gözlem noktaları hedef oldu, Rusya Savunma Bakanlığı bölgede bulunan Türk ordusunun hareketlerini insansız hava araçlarıyla kayıt altına alıp dünyaya duyurdu. Taraflar arasında düşük yoğunluklu çatışma başladı.[30]

Çatışmalar İdlib'in güneyinde ve Halep'in batısında yoğunlaştı. Özellikle M4 ve M5 karayollarının kesiştiği Serakib'te şubat boyunca çatışmalar sürdü. 27 Şubat günü Türkiye destekli muhalifler Serakib'i geri aldı.[31] Aynı gün Rusya Savunma Bakanlığı Türkiye'nin İdlib'de Soçi Mutabakatı'nı ihlal ettiğini, bölgedeki muhalif grupları desteklediğini ve bu grupların Suriye Silahlı Kuvvetleri'ne bağlı birimlere insansız uçaklarla saldırdığını duyurdu.[32] Rusya basını 27 Şubat günü TSK ve desteklediği grupların Suriye Hava Kuvvetleri'ne bağlı iki Suhoy Su-17 ve Rusya Hava Kuvvetleri'ne bağlı bir Suhoy Su-34 uçağını düşürmek için Türkiye'nin gözlem noktalarının bulunduğu bölgeden toplam üç saldırı girişiminin bulunduğunu, uçakların flare kullanarak kaçmayı başardığını iddia etti.[33]

Saldırı

Özetle
Bakış açısı

27 Şubat günü saat 17.00 civarında, yaklaşık 400 askerden Türk Silahlı Kuvvetlerine ait mekanize piyade taburu, Güney İdlib'deki Kafr Nabl'ın yaklaşık 5 kilometre kuzeyindeki Bara ve Balyun yolu üzerindeki hava saldırısının hedefi oldu.[34] Rus Hava Kuvvetlerine ait iki Suhoy Su-34 ve Suriye Hava Kuvvetlerine ait Su-22 savaş uçağı, Türkiye destekli Suriye Millî Ordusu birliklerini 27 Şubat sabahında yoğun bir şekilde bombaladı. Aynı savaş uçakları daha sonradan Balyun'daki Türk taburunu vurdu. İlk saldırının ardından taburdaki askerler çevrede bulunan evlere saklandı ve Türk makamları Rus makamları ile iletişime geçerek vurulan taburun Türk taburu olduğunu bildirdi ancak Rus ve Suriye Hava Kuvvetleri bölgeye ikinci hava saldırını da gerçekleştirdi.[35] Türkiye 19 Aralık 2019'dan itibaren İdlib'te yaşanan çatışmalarda yaralanan askerlerini bölgeye helikopter göndererek tahliye ediyordu ancak 2015'te Rus uçağının Türk ordusu tarafından düşürülmesi sonrası Rusya Lazkiye'ye S-400 hava savunma sistemlerini göndermişti ve hava sahasını kontrol ediyordu, bu helikopterlerin hava sahasına girebilmesi için Rusya ile iletişim kuruluyordu.[36] Saldırı sonrası bölgeye helikopter gönderilmesi için Rusya ile iletişim kuruldu, Rus makamlarından herhangi bir dönüş gelmeyince yaralı askerlerin tahliyesi için İdlib'e Hatay'dan ambulanslar sevk edildi. Bu ambulanslar Suriye Hava Kuvvetleri tarafından vuruldu.[37]

Saldırı sonucu 34 Türk askeri hayatını kaybetti.[38]

Rus yetkililer saldırıdan sonra Rus Hava Kuvvetlerinin Türk askerlerinin vurulduğu alanda operasyon düzenlemediğini, İdlib'de Suriye Hava Kuvvetlerine bağlı jetlerin düzenlediği hava saldırısında Suriyeli militanların arasındaki Türk askerlerin vurulduğunu söyledi. Ancak Türk yetkililer bölgede hareket hâlinde olan her birliğin bilgisinin Rusya ile paylaşıldığını, buna rağmen saldırının gerçekleştiğini, saldırı gerçekleştikten sonra yapılan ikinci uyarıdan sonra da saldırıların devam ettiğini açıkladılar.[39]

Sonrası

Özetle
Bakış açısı

Saldırının ardından ilk tepki olarak Türk yetkililer Suriye askerî birliklerinin "meşru hedef" olduğunu açıkladı ve Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 200'den fazla hedef topçu atışıyla vurularak 329 Suriye askerinin "etkisiz hâle getirildiği" açıklandı.[40][41]

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve CHP, TBMM'yi kapalı oturuma çağırdı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Balıkesir ziyaretini sonlandırdı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüşüp saldırı hakkında bilgi aldı. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükûmet tarafından alınacak her kararın arkasında olduklarını söyledi ve İdlib'e kara ve hava harekâtları yapılması çağrısında bulundu.[42]

Recep Tayyip Erdoğan, Türk ordu yetkilileri ile 6 saat süren bir toplantı gerçekleştirdi. Nihayetinde Bahar Kalkanı Harekâtı başlatıldı.[43] Türkiye'nin talebi üzerine NATO 28 Şubat Cuma günü olağanüstü toplanacağını açıkladı ve 5. maddenin işletilmesi konusu tartışıldı.[44] NATO toplantısının ardından NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg yaptığı açıklamada "Türkiye çok değerli bir NATO müttefikidir ve Türkiye aynı zamanda Suriye'deki çatışmadan en derin şekilde etkilenen NATO müttefikidir. Çok sayıda terör saldırısına maruz kalmış ve milyonlarca mülteciye kapılarını açmıştır. NATO hava savunması dâhil Türkiye'ye destek veriyor. Müttefikler, Türkiye için daha fazla ne yapılabileceğine bakıyor." ifadelerini kullandı.[45]

Türkiye, Bahar Kalkanı Harekâtı boyunca Suriye ordusunun İdlib'e saldırmak için ikmal yapmak amacıyla kullandığı yollar dahil olmak üzere İdlib'in genelinde insansız hava araçları ile yoğun hava saldırıları gerçekleşti. Bölgede bulunan bir Rus gazeteci bölgedeki bombardımanlardan geriye kalan imha edilmiş askeri araçları gösterirken kullandığı "Türkler hareket eden her şeyi vuruyor, bu bir motosiklet olsa bile" cümleleriyle Türkiye'nin harekâtta kullandığı ateş gücünü betimledi.[46] Harekât boyunca TSK'nın paylaştığı verilere göre 5 Mart 2020'ye kadar 3473 Suriye ordusuna bağlı asker veya İranlı milis öldürüldü; Suriye Hava Kuvvetleri'ne ait 3 uçak 8 helikopter 1 insansız hava aracı düşürüldü; 93 tank, 36 zırhlı araç, 67 obüs, 10 hava savunma sistemi imha edildi.[47]

5 Mart 2020'de, Bahar Kalkanı Harekâtı sürerken Türk heyeti Moskova'ya giderek İdlib'e yıllardır devam eden taarruzun ve Türk taburuna Balyun'da yapılan saldırının taraflarından Rusya heyetiyle görüşme gerçekleştirdi. Görüşme neticesinde ateşkes kararı alındı.[48] Rusya, İran ve Suriye İdlib'e başlattıkları taarruzu, bölgede bulunan muhaliflerin imhası ve M4 Karayolu'nun ele geçirilmesi amaçlarıyla başlatmış olmalarına rağmen ortak devriye yapılması ve güvenli koridor oluşturulması şartıyla ateşkese razı geldiler. Böylelikle 6 Mart 2020 tarihinde ateşkes ilân edildi. Bu ateşkes 27 Kasım 2024'e kadar bozulmadı.[49]

6 Mart 2020'de yapılan ateşkes sonrası Türk ordusu İdlib'te daha fazla gözlem noktası oluşturmaya, bölgede gücünü artırmaya başladı.[50] 2 Ekim 2024'te Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Türkiye'nin İdlib'e büyük bir sevkiyat daha yaptığını açıkladı.[51]

Doğrudan bir askeri çatışma çok riskli olduğundan, Ankara, Rusya'ya karşı olan rakiplerini, özellikle Ukrayna ve Libya'da destekledi. Nisan - Haziran 2020 arasında Türkiye, Suriye'deki olayların ardından Moskova'ya baskı yapmak ve Wagner paralı askerlerini zayıflatmak amacıyla Libya'yı Rusya'ya karşı bir cephe olarak kullandı. [52] Türk SİHA saldırıları ve hava operasyonları, Rusya'ya önemli kayıplar verdirdi, bu da İdlib için dolaylı bir misilleme olarak görülebilir. [53] Türkiye, Suriye'deki Rusya ile yaşanan gerilimlere ek bir yanıt olarak, özellikle Balyun'da (Şubat 2020) Türk askerlerine yapılan hava saldırısının ardından, Ukrayna ile askeri iş birliğini yoğunlaştırdı. Türkiye'nin Ukrayna'ya SİHA teslimatları, Balyun'daki saldırıya doğrudan bir misilleme değildi, ancak Suriye, Libya ve Ukrayna dahil olmak üzere birden fazla bölgede Rusya'ya baskı yapma stratejisinin bir parçasıydı. [54]

27 Kasım 2024'te İdlib'te bulunan muhalif güçler, Halep'in batısında bulunan Suriye ordusuna karşı taarruz başlattı. Kısa süre içerisinde Suriye ordusunun tahkimatlarını geçen muhalifler, Halep'e girdiler.[55] Halep'in ele geçirilmesini Hama'nın ve Humus'un ele geçirilmesi takip etti. Humus'un ele geçirilmesiyle Lazkiye ve Tartus ile Şam arasındaki kara bağlantısı koparıldı.[56][57] Suriye'nin güneyinde Dera ve Kuneytra bölgelerinde muhalifler tekrar mobilize oldu ve Suriye ordusu buralarda da kontrolü kaybetti.[58] 8 Aralık 2024'ün ilk saatlerinde muhalifler Şam'a girdiler ve Beşşar Esad, Şam'ı terk etti. Suriye rejimi devrilmiş oldu ve Suriye ordusu lağvedildi.[59]

İran sahada kendisine bağlı olan milisleri Suriye'den İran'a ve Irak'a tahliye etti. Suriye'den çekildi.[60] Rusya ise uydu görüntülerine göre savaş gemilerinin bazılarını Suriye'den çekti. Lazkiye'de bulunan S-400 hava savunma sistemleri dahil olmak üzere pek çok sistemin Suriye'den tahliyesi için plan hazırlandı ve Rus askeri yetkililer Rus ordusunun güvenli şekilde Suriye'den tahliyesi için Türk Silahlı Kuvvetleri'nden yardım talep etti.[61][62]

Etkileri

Özetle
Bakış açısı

Ekonomi

Borsa İstanbul, güne %10 değer kaybıyla 99 bin puan seviyesinden başladı. Bunun üzerine SPK, açığa satış işlemlerini yasakladı. Öte yandan Türk lirası, yabancı para birimleri karşısında değer kaybetti. Türkiye'nin 5 yıllık CDS primi ise 375 baz puana yükseldi.[63]

Göç

27 Şubat gecesi televizyona açıklama yapan Ak Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Türkiye'nin artık mültecileri tutamayacağını söyleyerek Avrupa'ya olan sınır kapılarını açtıklarını ve mültecilerin durdurulmayacağını duyurdu.[64][65] Suriyeli, Iraklı ve Afgan mülteciler başta olmak üzere Türkiye'deki göçmenler, Yunanistan ve Bulgaristan'a geçmek için sınır kapılarına ve kıyılardaki kaçak geçiş yollarına gece saatlerinden itibaren göç etmeye başladı.[66] Bulgaristan Savunma Bakanlığı, göçmen akınına karşı Türkiye sınırında 1.000 asker göndermeye hazır oldukları açıklamasını yaptı.[67] Yunanistan hükûmeti ise ilk açıklamasında 4 bin göçmenin geldiğini ve sınırdan geri çevrildiğini söyledi.[68] Yunanistan tarafından sınırlardan mültecilerin geçişine izin verilmedi ve göçmenler gaz bombalarıyla dağıtılmaya çalışıldı.[68] Uluslararası Af Örgütü Araştırma Direktör Yardımcısı Massimo Moratti yaptığı yazılı açıklamada; Yunanistan ve Bulgaristan'a, topraklarına girmeye çalışan sığınmacılara kapılarını açmalarını ve sınır muhafızlarının da sınırda toplanan insanlara karşı aşırı güç kullanmaktan geri durması çağrısı yaptı. Moratti ayrıca sığınmacıların pazarlık unsuru olarak kullanılmasına sebep olduğunu öne sürerek AB-Türkiye Geri Kabul Antlaşması'nı eleştirdi ve Avrupa Birliği üyesi ülkeler'in Türkiye'de bulunan sığınmacıların yükünü paylaşmak için daha fazla şey yapması gerektiğini söyledi.[69] Yunanistan hükûmetinin talebi üzerine Avrupa Sınır ve Sahil Güvenlik Ajansı Yunanistan'a sınır korumu gücü ve teknik ekipman yollama kararı aldı. AB ajansı sözcüsü Türkiye ile tüm sınırlarda alarm seviyesini de ‘yüksek’ seviyesine çıkarıldığını duyurdu.[70]

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 1 Mart saat 19.42 itibarıyla Edirne'den ayrılan göçmen sayısının 100 bin 577'ye ulaştığını söyledi.[71]

Tepkiler

Özetle
Bakış açısı

Ulusal

Saldırının ardından Beyoğlu, İstanbul'da İstiklal Caddesi üzerinde yer alan Rusya Konsolosluğu önünde protesto eylemi yapıldı.[72] 28 Şubat günü Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tüm camilerde okutulan cuma hutbesinde saldırı konu edildi.[73][74]

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM)’de grubu bulunan dört parti ortak bildiri yayınlayarak İdlib saldırısını kınadı. Ak Parti, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve İYİ Parti’nin imza attığı bildiride “Bu alçak ve menfur saldırıyı millet iradesinin tecelligahı olan TBMM’deki parti grupları olarak, şiddet ve nefretle kınıyoruz” denildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) ise bildiriye imza atmadı.[75]

Siyasi partiler

  • Adalet ve Kalkınma Partisi Sözcüsü Ömer Çelik, açıklamasında "Katil rejim ve onu cesaretlendirenler bu kalleşliğin hesabını en ağır şekilde vereceklerdir" dedi. Çelik, ayrıca "Mülteci politikamız aynıdır ama ortada bir durum var, artık mültecileri tutabilecek durumda değiliz" ifadelerini kullandı.[76]
  • Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Hatay Valimizden gelen acı haberle yüreğimiz dağlandı. Şehit olan askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve milletimize başsağlığı ve sabır diliyorum. Allah Mehmetçiğimizi korusun” ifadelerini kullandı.[76][77]
  • Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar imzalı açıklamada "Ortadoğu'da içinden çıkılmaz bir hal alan savaş durumunun sona ermesi ve bölgesel barışın gerçekleşmesi için en gerçekçi yolun diyalog ve müzakere olduğunu bir kez daha dile getiriyoruz. Savaş karşısında barışı savunan bütün güçleri sorumluluk almaya çağırıyoruz." denildi.[78]
  • İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İdlib'de meydana gelen gelişmelerle ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüştüğü bildirildi. Parti'den yapılan yazılı açıklamada, "İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener, İdlip'de meydana gelen gelişmelerle ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanı ile telefonda görüştü. Sayın Genel Başkan, Balıkesir programını iptal ederek, gelişmeleri takip ve değerlendirmek üzere Ankara'ya dönüyor" denildi.[79]
  • Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükûmetin her kararın bedeli ne olursa olsun destekçisi olacağını belirterek, "Düşman görüldüğü yerde ezilmelidir. İdlib'e kara ve hava operasyonu süratle icra edilmelidir." ifadelerini kullandı.[80][81]
  • Türkiye Komünist Partisi, Suriye'nin İdlib bölgesinde olan gelişmelerle ilgili açıklamada bulundu. "Bu Savaş Durdurulmalıdır" başlıklı açıklamada, hükûmetin dış politikası eleştirildi "Halkımızın büyük çoğunluğunun onaylamadığı Suriye politikası derhal terk edilmeli, Türk birlikleri Suriye’den geri çağrılmalıdır" denildi.[82]

Uluslararası

Ülkeler

  •  Almanya - Başbakan Merkel, Türk askerlerine yapılan saldırıları kınayarak, rejim ve destekçilerine saldırılara son verme çağrısında bulundu. Almanya Hükûmet Sözcüsü Steffen Seibert de Berlin'deki Basın Merkezi'nde yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeybatısında özellikle İdlib'de yaşanan son askeri gerilimi büyük endişeyle izlediklerini belirterek, ''30'un üzerinde askerin ölümüne ve çok sayıda askerin de yaralanmasına yol açan Türk mevzilere yönelik saldırıyı kınıyoruz." dedi. Toplantıya katılan İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Steve Alter de düzensiz göçmenlerle ilgili gelişmelere yönelik şimdiye kadar medyadan bilgi aldıklarını, Türkiye’nin kurumlarından kendilerine bilgi verilmediğini kaydetti. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, yaptığı yazılı açıklamada, saldırının, askeri gerilimin daha da artması tehlikesini gösterdiğine işaret ederek, ''Suriye rejiminin ve Rus müttefikinin saldırılarını kınıyoruz.'' ifadesini kullandı. Türk ortaklarına taziyelerini ilettiklerini aktaran Maas, İdlib'de insani bir ateşkese ihtiyacın bulunduğunu vurguladı. Zaman kaybetmeden siyasi süreç için görüşmelere başlanması gerektiğini belirten Maas, tüm taraflarla temas halinde olduklarının altını çizdi.[83]
  •  ABD - Dışişleri Bakanlığı, İdlib'de Türk askerlerine yönelik hava saldırısını kınayarak "Bu gelişmeleri teyit etmek ve mevcut durum hakkında daha fazla netlik sağlamak için Türk makamlarıyla temas halindeyiz. NATO müttefiki Türkiye'nin yanındayız ve Esad rejimi, Rusya ve İran destekli güçlerini bu alçak saldırılara derhal son vermeye çağırıyoruz. Başkan Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun söylediği gibi, bu krizde Türkiye'ye en iyi nasıl destek verebileceğimize dair seçenekler arıyoruz." mesajını paylaştı.[84] Cumhuriyetçi Parti’den Güney Karolina Senatörü Lindsey Graham, Pentagon’dan İdlib’de uçuşa yasak bölge ilan edilmesini talep etti. Graham, “katliamın durdurulması için ve bir insanî krizin önlenmesi için bu kararın alınması gerektiğini” söyledi.[85]
  •  Azerbaycan - Cumhurbaşkanı İlham Aliyev Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a taziye mesajı gönderdi. Aliyev, “aziz kardeşim” diye başladığı mesajında şu ifadelere yer verdi; "Türk askerlerinin şehit olması haberini derin üzüntüyle karşıladım. Size, hayatını kaybedenlerin aile ve yakınlarına, kardeş Türk halkına, kendim ve Azerbaycan halkı adına taziye dileklerimi iletiyorum. Allah rahmet eylesin.[86]
  •  Birleşik Krallık - Dışişleri Bakanı Dominic Raab yaptığı yazılı açıklamada Türk askerlerine gerçekleştirilen saldırıyı kınayarak, Türk hükûmetine ve halkına başsağlığı dileklerini iletti. Raab açıklamasında "..Dünkü olaylar, sadece Suriye rejiminin ve Rusya'nın İdlib'de yürüttüğü saldırının pervasız ve acımasız doğasını teyit etti." ifadesini kullanan Dominic Raab, bunun savaşta şimdiye kadarki en büyük insani krize yol açtığını belirtti. Ayrıca BM Güvenlik Konseyini (BMGK) bugün acil toplantıya çağıracaklarını da ifade etti.[87]
  •  Estonya - Birleşmiş Milletler (BM) Estonya Daimi Temsilcisi Sven Jurgenson, BM Güvenlik Konseyi geçici üyesi bazı Avrupa ülkeleri adına Türk askerlerine yönelik saldırıyı kınadıklarını belirtti. Jurgenson, İdlib'de artan gerginliği görüşmek üzere acil toplananan BM Güvenlik Konseyi öncesi Estonya, Belçika, Fransa, Almanya ile eski BMGK üyesi Polonya adına ortak bir basın açıklaması yaptı. Jurgenson, açıklamasında şunları kaydetti: “İdlib’te faaliyet gösteren Türk askeri güçlerine yönelik saldırıları şiddetle kınıyor ve Türkiye ile olan dayanışmamızı tekrarlıyoruz. Hayatını kaybeden Türk askerleri için taziyelerimizi iletiyoruz. Bu saldırılar, Rusya tarafından desteklenen ve siyasi olarak arka çıkılan Suriye rejiminin, sivillere karşı sonuçlarını göz ardı ederek askeri stratejisini her ne pahasına olursa olsun sürdürdüğünü gösteriyor.” [83]
  •  Fransa - Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile telefonda görüştüğünü belirtti. "Suriye'nin kuzeybatısında Türk güçlerine yönelik yapılan saldırının ardından Çavuşoğlu'na başsağlığı dileklerimi ilettim ve Fransa'nın Türkiye ile dayanışma içinde olduğunu söyledim." ifadesini kullanan Le Drian, İdlib'de gerginliği azaltma ve insani hukuka saygı gösterme konusunda verdiği taahhütleri birkaç kez yerine getirmemesi nedeniyle Suriye rejimini ve Rusya'yı kınadı.[83]
  •  Gürcistan - Gürcistan Dışişleri Bakanı Yardımcısı Aleksandre Khvtisiaşvili, dün İdlib'de rejim unsurlarının Türk askerlerine yönelik saldırısından endişe duyduklarını belirterek, "Stratejik ortağımız Türkiye'yi destekliyor, hayatını kaybedenlerin ailelerine ve tüm Türk halkına başsağlığı diliyoruz. Esad rejimi ile müttefikleri tarafından düzenlenen saldırılar durdurulmalı." dedi.[83]
  •  Kuzey Kıbrıs - Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı açıklamada “Türkiye’nin bu büyük acısını şahsım ve Kıbrıs Türk halkı adına paylaşıyorum, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ve sevdiklerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum." ifadelerini kullandı.[88]
  •  Pakistan - Pakistan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Suriye'nin İdlib bölgesindeki son gelişmelerden duyulan derin endişeye işaret edilerek, dün İdlib'de rejim güçlerinin saldırıları sonucu Türk askerinin öldürülmesi nedeniyle başsağlığı dilendi.[83]
  •  Rusya - Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, “Türk Hükümetinin bölgede Türk askerinin varlığı hususunda kendilerine bir bilgilendirme yapmadığını, saldırıda Rus uçaklarının görev almadığını ve Rusya’nın bölgede ateşkesin sürdürülmesi için elinden gelen her şeyi yaptığını” belirten bir açıklama yayınladı.[89]
  •  Ukrayna - Dışişleri Bakanlığı yaptığı yazılı açıklamada ölen askerler için Türkiye'ye taziyelerini sundu. Bakanlık, “gerginliğin tırmanmasından derin endişe duymakla beraber Beşşar Esad rejimi ve ona her türlü destek veren ve yardım eden Rusya Federasyonu’nun hem asker hem sivillerin ölümüyle sonuçlanan hareketlerini kınıyoruz” ifadelerine yer verdi.[90]

Uluslararası kuruluşlar

  •  Birleşmiş Milletler - Genel Sekreter António Guterres, Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada Kuzeybatı Suriye'de artan gerginlik ve onlarca Türk askerinin hayatını kaybetmesinden derin endişe duyduğunu belirtti ve önceki gün yaptığı İdlib'de ateşkes çağrısını yineleyerek; Suriye'de askeri çözüm bulunamayacağını, sürdürülebilir tek yolun siyasi çözüm olduğunu belirtti.[91]
  •  NATO - Genel Sekreter Jens Stoltenberg, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'yla yaptığı telefon görüşmesinde Suriye rejimi ve Beşar Esad ile Rusya'nın İdlib'deki saldırılarını kınadı ve saldırılara son vermeleri çağrısında bulundu. Stoltenberg ayrıca, "Tüm taraflar, gerginliği azaltarak bu çok tehlikeli durumun ve bölgedeki korkunç insancıl koşulların daha da kötüleşmesini engellemeli" açıklamasında bulundu.[92][93][94]
  •  Türk Konseyi - Genel Sektreter Bağdad Amreyev, "Şehit askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine ve tüm Türk milletine başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz." açıklamalarında bulunarak taziye mesajı yayınladı.[95]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Loading related searches...

Wikiwand - on

Seamless Wikipedia browsing. On steroids.