Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
1444-1449 Osmanlı-Macar Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile Macaristan Krallığı arasında 1444 yılında Macarların Edirne-Segedin Antlaşması'nı bozmalarıyla başlayan ve 1449 yılında yapılan mütareke ile sona eren büyük çaplı askerî mücadele.
Osmanlı-Macar Savaşı (1444-1449) | |||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Osmanlı-Macaristan Savaşları | |||||||||
Varna Muharebesi (1444) | |||||||||
| |||||||||
Taraflar | |||||||||
Osmanlı İmparatorluğu | Macaristan Krallığı | ||||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||||
II. Murad | Hunyadi Yanoş (esir)-2 kez | ||||||||
Güçler | |||||||||
40-60.000 | 40-60.000 |
1437 yılında başlayan Osmanlı-Macar Savaşı kıyasıya mücadeleler ve büyük çaplı askerî harekâtlara karşın 1444 yılına gelindiğinde pat durumuna gelmiş; Osmanlılar savaşın ilk aşamasındaki (1437-1441) kazanımlarını yitirdikleri gibi, Macarlar da İzladi Derbendi Muharebesi'nde aldıkları yenilgiyle karşı taarruzlarının limitlerini görmüşlerdi. 6 Mart 1444'te başlayan müzakereler 12 Haziran'da mutabakatla sonuçlandı ve Edirne-Segedin Antlaşması olarak anılan 10 yıl süreli Sözleşmeyle taraflar savaş haline son verirken, Sırp Despotluğu Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı bir devlet olarak yeniden kurulurken (1439'da tamamen ortadan kalkmıştı), Eflak Prensliği'nin Osmanlılara tâbiyet yükümlülükleri haraç vermekle sınırlandırıldı. Osmanlı elçi heyetinin Segedin'e varışının ardından 15 Ağustos 1444'ta Hunyadi Yanoş; Macaristan-Lehistan Kralı Ladislas ve Sırp Prensi Brankoviç adına da yemin ederek Antlaşmayı onayladı.
Antlaşma'nın onaylanmasının ardından, 22 Ağustos 1444'ta Brankoviç Sırp Despotluğunun başına geçti. Batı sınırlarında barış ve istikrarı sağlayan Osmanlı Devleti Karamanlılar üzerine sefer açtılar ve İbrahim Bey'le imzalanan Yenişehir Sevgendnamesi ile Anadolu'daki tehlikeyi de bertaraf ettiler. Her iki cephede de (önceden fethettiği toprakları eski sahiplerine iade etme pahasına da olsa) sükuneti sağladığına kâni olan II. Murad 1444 Ağustos'unda oğlu II. Mehmed lehine tahttan feragat etti.
Buna karşılık Macaristan Krallığı, Papalık temsilcisi Cesarini'nin kışkırtmalarıyla Antlaşmayı feshetme fikrine yöneldi. Macaristan-Lehistan Kralı Ladislas Edirne-Segedin Antlaşması'nı tanımadığını ilan ederek yeminini bozdu.
II. Murad tahttan beklenmedik feragatı Osmanlı İmparatorluğu'nda ağır bir devlet bunalımına yolaçtı. Sadrazam Çandarlı Halil Paşa ile diğer vezirler Hadım Şehabettin Paşa, Zağanos Paşa ve Lala İbrahim arasında rekabet su yüzüne çıkarken, Doğu Roma İmparatorluğu'nda sığınmacı olan Şehzade Orhan Çelebi de İstanbul'dan çıkarak Edirne'ye yürümek istediyse de, Hadım Şehabettin Paşa'nın takibi neticesinde yeniden İstanbul'a sığındı.
Osmanlı İmparatorluğu bu çalkantıların üstesinden gelmeye çalışırken, karşısında ise Papalığın teşvik ettiği bir Haçlı ordusu buldu. Zira, 1440 yılında Jagiellon Hanedanına mensup Polonya Kralı Ladislas'ın 1440 yılında Macar Kralı olarak da seçilmesiyle Polonya ve Macaristan krallıkları tek çatı altında birleşmiş, bu büyük kuvvet Osmanlılara karşı kapsamlı bir ordu çıkarabilme kudretine erişmişti. Bu sayede; Papa IV. Öjen'in temsilcisi Giuliano Cesarini'nin de gayretli mesaisiyle, bu iki Krallığın yanı sıra, (Polonya Krallığı'yla birlik halindeki) Litvanya Büyük Dükalığı, (Macaristan Krallığı tacına bağlı) Hırvatistan Krallığı ve Bohemya Krallığı, (aynı Krallığın nüfuzundaki) Bosna Krallığı ve Eflak Prensliği, Papalığın ittifaka kattığı Papalık ve Töton Şövalyeleri ile Papalık, Bizans, Venedik, Burgundiya ve Ragusa donanmaları bir araya gelmişti.
Macar askerlerinin çoğunluğu oluşturduğu bu Haçlı ordusu 18-22 Eylül 1444 tarihlerinde Tuna'yı aşarak Bulgaristan'ın kuzeyi üzerinden Varna civarına sokuldu. Eşzamanlı olarak Papalık, Venedik, Burgundiya gemileri Çanakkale Boğazı'nı, Bizans, Burgundiya ve Ragusa gemileri İstanbul Boğazı'nı kapattı. Edirne'deki Türk halkı panik halinde kenti tahliye ederken Osmanlılar buradaki savunma önlemlerini sıkılaştırdılar. Osmanlı ordusunun komutasını devralmayı kabul eden II. Murad Ceneviz gemilerinin yardımıyla[1] İstanbul Boğazı'ndan geçmeyi başardı ve süratle Edirne'ye yetiştirilerek (Çandarlı Halil Paşa'nın ağırlığını koymasıyla) başkomutan olarak ordunun başına geçirildi.
10 Kasım 1444 tarihli Varna Muharebesi'nde Osmanlı ordusu büyük bir zafer kazanırken, Macaristan-Lehistan Kralı Ladislas kafası kesilerek öldürüldü. Bu sayede, tek çatı altında birleşmiş Polonya ve Macaristan Krallıkları tekrar ayrıldı ve Osmanlı İmparatorluğu'nun kuzeyindeki bu büyük güç odağı dağılmış oldu. Zira, Macar tahtı Habsburg Hanedanından dört yaşındaki V. Ladislas'a kalmış, Polonya tacı ise üç yıllık bir karışıklığın ardından 1447'de IV. Kazimierz Jagiellon'a geçmişti.
Osmanlıların kuzeyindeki bu büyük güç odağının ikiye ayrılıp iç karışıklıklara girmesi, diğer küçük müttefiklerin taarruzlarını engellemedi.
Kuzeyde; Karadeniz'de bulunan Burgundiya filosu 1445 ilkbaharında Osmanlı filosuna saldırdıktan sonra daha kuzeye geçti ve filonun komutanı Walerand Hunyadi Yanoş'a elçi gönderdi. Yanoş'un yönlendirmesiyle Eflak Prensi Vlad Drakul ile Burgundiya filosu komutanı Walerand arasında 1445 Temmuz'unda İsakçı'da bir ittifak kuruldu. Vlad, oğlu Mircea komutasındaki 6.000 kişilik bir orduyu Osmanlı topraklarına gönderdi. 1445 Eylül'ünde Eflak-Burgundiya ordusu Silistre'yi kuşattıysa da alamadı. Bununla birlikte müttefik ordular Turtukaya (Tutrakan) hisarını ele geçirip yaktı, ardından ise Rusçuk ve karşısındaki Yergöğü Kalesini ise zaptedip tüm garnizonu öldürdü. Buradan Niğbolu'ya yürüyen müttefikler 14 Eylül'de ise Hunyadi Yanoş komutasındaki Macar ordusuyla buluştularsa da donun erken başlaması ve buz tutan Tuna'nın erken çözülmesi endişesi nedeniyle Ekim ayında seferi sonlandırdılar.
Güneyde; Doğu Roma İmparatorluğu'nun uzantısı Mora Despotluğu'nun Prensi Konstantinos Paleologos [1449'da Bizans'ın son İmparatoru oldu] 1444 yılında Atina, Teb ve Boeotia'yı ele geçirerek (Osmanlı İmparatorluğu'na tâbi) Atina Dükalığı'nı kendine bağladı. Ardından ise, Pindus Dağları civarındaki Ulahlar'ı da nüfuzu altına alıp bunlara bir de komutan vererek Teselya'daki Türk yerleşimlerine saldırma yönünde kışkırttı.
Batıda; İskender Bey önderliğinde Arnavut Leş Birliği, Torvioll (29 Haziran 1444), Mokra (10 Ekim 1445) ve Otonete (27 Eylül 1446) üzerine gönderilen Osmanlı birliklerini yenilgiye uğratmayı başardı.
Buçuktepe Vakası'ndan (1446) sonra yeniden tahta geçen II. Murad ise bu tehditlerin üzerine teker teker gitmeyi amaçladı. Önce, 1446 sonbaharında düzenlediği Mora Seferi sonucunda Mora Despotluğu'nu yenilgiye uğratarak yeniden Osmanlı İmparatorluğu'na tâbi bir haraçgüzar devlet haline getirdi. Ayrıca Atina Dükalığı'nı de yeniden Osmanlı Devleti'ne bağladı.
II. Murad güneyinde asayişi sağladıktan sonra, Varna Muharebesi sırasında Hristiyan donanmasına iki gemiyle katkıda bulunmuş Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı devletlerden Ragusa Cumhuriyeti'ni yıllık vergisini 1447 yılında 500 düka altından 1.000'e çıkararak cezalandırdı (bazı kaynaklara göre 1445).
Eflak'ın ise Macaristan Krallığı'yla arası açıldı ve 1447 yazında Voyvoda Vlad Drakul Osmanlı İmparatorluğu'yla barış yaptı[2] ve Rusçuk'u işgal ederken aldığı Bulgar esirleri de iade etti.
II. Murad 1447 yılından itibaren ise İskender Bey'in önderliğindeki Arnavut Leş Birliği'ne yöneldi. Arnavutların 1446'da işgal ettikleri Kocacık kalesini 14 Mayıs 1448'de kuşatan II. Murad 31 Temmuz'da kaleyi zaptetti.[3]
1444'ten itibaren ise Macaristan Krallığı'nı fiilen Hunyadi Yanoş yönetiyordu. 1445 yılında Osmanlılar üzerine yeni bir Haçlı seferi düzenlemek amacıyla, Papalık ve Batılı krallara mektuplar gönderse de,[4] sadece 1445 yılında Eflak Prensliği ve Burgundiya donanması'yla ittifak kurabildi, ancak kış koşullarının yaklaşması nedeniyle taarruza geçemedi.
1446-1447 yıllarında kuzeyinde Çekler ve Kutsal Roma Cermen İmparatoru III. Frederik'le mücadele eden Yanoş, buradaki rakipleriyle barış imzaladıktan sonra, Macaristan Krallığı'yla ittifakını sonlandırarak Osmanlılarla barış imzalamış Eflak Voyvodası Vlad Drakul'un üzerine yürüdü. Adıgeçeni 1447 Kasım'ında mağlup ederek öldürdükten sonra Macar yanlısı II. Vladislav'ı Eflak tahtına çıkardı. 1448 Şubat'ında ise Boğdan Prensliği'ne müdahale ederek III. Petru'yu tahta çıkardı ve bu Prensliği de Macar tâbiyetine aldığı gibi Kili kalesini de ilhak etti.
1448 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu üzerine yeni bir Haçlı seferine hazırdı, ancak bu defa yeni Papa V. Nicolaus böyle bir sefer için istekli değildi. Hunyadi Yanoş Papa'ya yazdığı 8 Eylül 1448 tarihli mektupta "hücumun her zaman savunmadan daha iyi sonuç getirdiğini ve düşmanı Avrupa'dan kovmaya kararlı olduğunu" belirtti.[5] Eylül ayında yaklaşık 20.000 Macar askeri toplayan Hunyadi Yanoş'a Eflak Voyvodası II. Vladislav da yaklaşık 10.000 askeriyle katıldı. Ardından ise 6.000 Eflak askeri daha Macar-Eflak ordusuna dahil oldu. 1444 tarihinde imzalanan Edirne-Segedin Antlaşması'nda belirlenen statüsüne bağlı kalarak Osmanlı İmparatorluğu'na karşı hasmane bir harekete girişmeyen Sırp Despotu Vılkoğlu Brankoviç'i cezalandırmak için Sırbistan topraklarından geçerek ülkenin kırsalını yağmalayan Hunyadi Yanoş Kosova sahrasına doğru ilerledi.
Kocacık'ı aldıktan sonra Arnavutluk'taki harekâtını sürdüren II. Murad ise Macar-Eflak ordusunun ilerlemesi üzerine kuzeye yürüdü. 17-20 Ekim 1448 tarihindeki II. Kosova Muharebesi'nde Osmanlı ordusu büyük bir zafer kazandı. Zorlukla savaş meydanını terkeden Hunyadi Yanoş dönüş yolunda Sırp Despotu Brankoviç tarafından yakalanarak Semendire'de hapsedildi. Macaristan Krallığı ile Sırp Despotluğu arasında varılan anlaşma uyarınca Macar tarafının verdiği muhtelif tavizler ve ödediği fidye karşılığında Hunyadi 1448 Aralık ayında serbest kaldı ve ülkesine döndü.[6]
Kosova Muharebesi, Macaristan Krallığı'nın Osmanlı topraklarına taarruz ederek bir meydan muharebesinde mağlup etme girişimlerinin sonuncusu oldu. Zira, geleneksel Macar taktiği olan zırhlı süvari hücumunun Yeniçerilerin savunması karşısında etkili olamayacağı da ortaya çıktı.[7]
Macaristan Krallığı ardından Sırp Despotu Vılkoğlu Brankoviç aracılığıyla Osmanlı İmparatorluğu'yla savaşı sona erdirmek için girişimde bulundu ve 1449 yılında imzalanan mütarekeyle hukuken 1444'ten, fiilen ise 1437'den beri süren savaş hali sona erdi.
II. Murad'ın ölmesinden ve II. Mehmed'in (ikinci kez) tahta çıkmasının ardından Çandarlı Halil Paşa'nın da gayretleriyle Osmanlı İmparatorluğu ile Macaristan Krallığı arasındaki mütareke 20 Kasım 1451'de yenilendiyse de[8] uzun ömürlü olmadı. II. Mehmed'in İstanbul'u fethettikten 1454'ten itibaren Sırbistan Despotluğu'na karşı düzenlediği seferde Omol (Omolridon) ve Sivricehisar'ı (Ostrovica) ele geçirip geri dönmesinin ardından, Sırp Despotluğu'nu himaye iddiasındaki Macaristan Krallığı Vidin-Niş bölgesinde karşı taarruza geçti ve bu şekilde beş yıllık kırılgan ateşkes hali bozulmuş oldu.
Buna mukabil, Osmanlıların 1444-1449 yıllarında Macarlarla savaşlarında en çok uğraştıran Eflak Prensliği ile ilişkileri daha çabuk düzeldi. Osmanlı yanlısı Eflak Voyvodası Vlad Tepeş 1448'de II. Vladislav'ın II. Kosova Muharebesi'ne katılmasından istifade ederek (1445'te işgal edilen Yergöğü'nün iadesi karşılığında) bir Osmanlı birliğiyle birlikte Ekim başında Eflak'a girdiyse de savaştan dönen rakibi karşısında yeniden Osmanlı topraklarına sığındı.[9] 1451 yılında Eflak Prensliği Osmanlı İmparatorluğu'na bir kez daha bağlılığını sunarken, Macaristan Krallığı da 20 Kasım 1451 tarihli mütarekede, II. Vladislav öldüğünde Eflaklı boyarların kendi voyvodalarını seçme hakkını kabul etti.[10]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.