Sıfat
isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları tanımlayan, tarif eden kelime türü / From Wikipedia, the free encyclopedia
Sıfat ya da ön ad;[1] isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.
Örnekler |
---|
|
Ayrıca cümlenin ögeleri bulunurken tamlamaların bütünlüğüne dikkat edilmelidir. Tamlamalar birbirinden ayrılamaz.
Yaşlı adam içeriye girdi. (Burada özne "Yaşlı adam" dır. Özne sadece "adam" olamaz. Çünkü burada bir Sıfat Tamlaması söz konusudur.)
Sıfatlar genellikle diğer sıfatlardan veya isimlerden önce gelir. Varlıkları tarif eder, anlatıma zenginlik kazandırır ve çıkarılması durumunda cümle anlamsız hâle gelmez. Örneğin aşağıdaki cümlede altı çizili yazılmış olan sıfatların çıkartılması durumunda cümle hâlâ anlaşılır durumdadır:
- Büyük balkon kapılarından içeriye ıhlamur kokulu hoş bir bahar havası geliyordu. -Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi
Aşağıdaki örnekteki gibi bazı kullanımlarda sıfatın çıkartılması hangi varlıktan bahsedildiğinin anlaşılmasını imkânsız hale getirdiğinden, anlatım zenginliğinden ziyade anlam kaybına neden olur.
- Okul futbol takımındaki sarışın çocuk benim küçük kardeşim.
Türkçede sıfat olarak kullanılan kelimelerin hemen hemen hepsi, farklı görevlerde de kullanılabilirler. Bu nedenle, örneğin "Kırmızı kelimesi bir sıfattır," gibi bir genelleme yapılamaz; kelimenin cümledeki görevi incelenir:
- Güzel havalarda gezintiye çıkarım. (sıfat)
- Kırmızı ceketimi giydim. (sıfat)
- Kırmızıyı giydim. (isim, bkz. adlaşma)
- Şu çocuk Özge'nin kardeşi. (sıfat)
- Şu, Özge'nin kardeşi. (zamir)
- Yeni sıra arkadaşım çok güzel piyano çalıyor. (zarf)
Sıfatlar niteleme ve belirtme olmak üzere başlıca iki ana gruba ayrılırlar.