Loading AI tools
Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Lina Solomonovna Stern veya Shtern (Rusca; Лина Соломоновна Штерн); (d. 26 Ağustos 1878 - ö. 7 Mart 1968) Tıbbi keşifleriyle II. Dünya Savaşı cephelerinde binlerce hayat kurtaran Sovyet biyokimyacı, fizyolog ve hümanistti. En çok, 1921'de hemato-ensefalik bariyer olarak tanımladığı kan-beyin bariyeri üzerindeki öncü çalışmasıyla tanınır.[1]
Lina Stern | |
---|---|
Doğum | 26 Ağustos 1878 Liepāja, Rus İmparatorluğu |
Ölüm | 7 Mart 1968 (89 yaşında) Moskova, Sovyetler Birliği |
Eğitim | Cenevre Üniversitesi |
Ödüller | Stalin ödülü (1943) |
Kariyeri | |
Dalı | kan-beyin bariyeri, biyokimya, nörobilim |
İmza | |
Lina Stern 26 Ağustos 1878'de Letonya'nın batısında yer alan Courland Bölgesi'nin en büyük şehri olan Liepāja'da (bugünkü Liepāja, Letonya) doğdu (Bazı kaynaklar onun 1875'te Kaunas'ın Vilijampole bölgesinde doğduğunu ve Liepāja lise eğitimi gördüğünü belirtir).[2] Zengin, geniş bir Yahudi aileden geliyordu.[2] 1898'de Stern, İsviçre'nin Cenevre Üniversitesi'nde okudu. Ancak İsviçre'ye gitmeden önce Moskova Üniversitesi'ne kabul edilmeye çalıştı. Yahudi geçmişi nedeniyle Rus Üniversitelerine kabul edilmesi çok zordu, bu yüzden yurtdışında okumak zorunda kaldı. Stern, İsviçre'de Georgi Plekhanov ve Aleksei Bach'ın eşleriyle arkadaş oldu.[2]
1903 yılında üretranın motor fonksiyonu üzerine doktora tezini yazdı ve Tıp Doktoru unvanını aldı. İsviçre'nin diğer Avrupa ülkelerine göre daha liberal olmasına rağmen Stern'ün orada hâlâ mesleki tanımlaması yoktu. Liepāja'ya geri döndü. Orada Rusya'da Tıp Doktoru unvanını almak için sınavları geçti.[1] Bunu yapmasının nedeni, o zamanki politikaların yabancı bir üniversiteden alınan sertifikayı kabul edilebilir olarak görmemesiydi. Rusya'da tıbbi bir iş aramaya hazırlanıyordu ancak Jean-Louis Prévost (Cenevre Üniversitesi Fizyoloji Bölümü başkanı) onu bölümde asistanı olarak çalışmaya davet etti. Davetini kabul etti.[1]
1904'ten 1922'ye kadar Stern, kimya - fizyoloji alanında orijinal araştırmalar yürütmek için Frédéric Battelli ile çalıştı. Bu süre zarfında hücresel metabolizma sorunu üzerine 54 makale yayınladılar. 1912'de Battelli ve Stern, Torsten Thunberg ile birlikte "kıyılmış hayvan dokularının, hidrojen atomlarını belirli hücre içi organik asitlerden metilen mavisi boyasına aktarabilen ve onu renksiz bir forma indirgeyebilen maddeler içerdiğini keşfettiler." Araştırmaları daha sonra Hans Krebs'e (biyokimyacı) ve onun hücresel solunum üzerine çığır açan çalışmasına yardımcı oldu.[1]
Çığır açan araştırması ve sıkı çalışması nedeniyle Cenevre Üniversitesi, "Fizyolojik Kimyayı" tıp fakültesi müfredatından bağımsız bir çalışma alanı olarak eklenmesine izin verdi. 1918'de yeni bir Fizyolojik Kimya bölümü kuruldu ve Lina Stern bu bölümün başına geçti. Bu onu Cenevre Üniversitesi'nde profesyonel ünvana layık görülen ilk kadın yaptı.[1]
Kısmen Constantin von Monakow'la olan dostluğunun da etkisiyle, merkezi sinir sisteminin fizyolojisine ilişkin araştırmaları buradan başladı. Başlangıçta Palermo Üniversitesi Tıp Fakültesi Kimyasal Fizyoloji Profesörü Giuseppe Pagano'nun motor hareket tepkisi ve beyincik hakkındaki teorisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için hayvanlar üzerinde deneyler yapmaya başladı. Stern ve çalışma arkadaşı E. Rothlin, Pagano'nun deneyini daha doğru yöntemler kullanarak tekrarladılar.[3] Bu, Stern'ün beyin omurilik sıvısı üzerine ömür boyu sürecek araştırmasının başlangıcıydı. Araştırması onu kan-beyin bariyeri hakkında çarpıcı sonuçlara götürdü.
21 Nisan 1921'de Stern, Cenevre Tıp Derneği'nde "kan-beyin bariyeri" terimini tanıttı. O zamanlar akademik bilim dünyasında zaten iyi tanınıyordu. Bununla birlikte birçok ilaç firmasında danışman olarak da çalıştı.
Stern, 1924'te İkinci Moskova Devlet Üniversitesi'nin fizyoloji kürsüsüne başkanlık etme davetini aldıktan sonra kabul etti ve 31 Mart 1925'te Moskova'ya geldi. 1925 yılında 48 yaşındaydı. Tüm hayatını bilime adamıştı ve bölüm başkanlığı yaptığı ilk üç yılda pek çok başarıya imza attı. 1 Nisan 1929'da Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi'nde yeni bir fizyoloji Enstitüsü açıldı ve Stern müdür oldu. Bilim camiasında çok aktifti ve meslektaşları arasında iyi tanınıyordu. 1939'da Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi'nin ilk kadın asil üyesi, akademisyeni oldu.[4] 1943'te Stalin Ödülü'nü kazandı.[5]
1948'de Sovyet hükûmeti tarafından kozmopolitlik ve Batı hayranlığıyla suçlandı. Moskova'daki Enstitüsü kapatıldı. Stern, 1949'da Devlet Güvenlik Bakanlığı (MGB) tarafından tutuklandı ve MGB başkanı Viktor Abakumov tarafından sorguya çekildi.
Sovyet hükûmeti, 1940'ların sonlarında Sovyet karşıtı bir örgüt olan Yahudi Anti-Faşist Komitesi'ni (JAC) ortadan kaldırmaya karar verdi. İkinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesinden bu yana Sovyet Kadınları Antifaşist Komitesi ve JAC'ın bir üyesi olan Stern, Ocak 1949'da JAC ortadan kaldırıldığında tutuklanan ve ölüm cezasına mahkûm edilen 15 kişiden hayatta kalan tek kişiydi. Ölüm cezası Joseph Stalin tarafından hapis cezasına çevrildi ve ardından beş yıl sürgün cezası uygulandı. Sürgün, Kazakistan'ın Dzhambul'unda (şimdiki Taraz) gerçekleşti.[2][6][7]
1953'te Stalin'in ölümünden sonra hayatı kolaylaştı.[1] Sürgünden Moskova'ya döndü. Stern kan-beyin bariyerini araştırmaya devam etti. Sonunda 1958'de Başkanlık Divanı tarafından temize çıkarıldı.[2] 1954-1968 Biyofizik Enstitüsü Fizyoloji Anabilim Dalı başkanlığını yaptı.
Lina Stern 7 Mart 1968'de öldü.
Kan-beyin bariyeri, beyindeki kan damarlarının ve kılcal damarların endotel duvarları tarafından oluşturulan bir difüzyon bariyerini ifade eder.[8] Bu bariyer, kandaki çoğu maddenin beyne girmesini engellerken, oksijen ve karbondioksit gibi küçük moleküllerin serbestçe dolaşıma girmesini sağlar. Stern, Cenevre Üniversitesi'nde çalışırken meslektaşı Raymond Gautier ile birlikte kan-beyin bariyerinin varlığını gösteren bir dizi çalışma yayınladı.[9][10] 1918'den başlayarak ikili, çeşitli maddelerin kandan sinir sistemine hareketi üzerine sistematik deneyler yaptı ve bu maddelerin beyne ne ölçüde nüfuz edebildiğini tahmin etti. Bu çalışmalardan, kan ile beyin arasında, Fransızca'da "barriere hématoencéphalique" olarak adlandırdıkları bir bariyerin olduğu sonucuna varabildiler.[11] 1934 tarihli bir makalesinde Stern ayrıca bağımsız olarak bariyer seçiciliği ve bariyer direnci kavramlarını ortaya attı. Bu sonuçlarla kan-beyin bariyerinin hem seçici olarak belirli maddelerin beyne girmesine izin verdiğini hem de beynin iç ortamını kanınkinden koruduğunu fark etti.[12] Bugün bunların kan-beyin bariyerinin iki ana işlevi olduğu kabul edilmektedir.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.