Loading AI tools
Amerika'da iki büyük siyasi partiden biri Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Cumhuriyetçi Parti (İngilizce: Republican Party), kısaltması ile GOP (İngilizce: Grand Old Party), Amerika Birleşik Devletleri'ndeki iki büyük çağdaş siyasi partiden biridir. Demokrat Parti'nin ana siyasi rakibi olarak 1850'lerin ortalarında ortaya çıktı.
Cumhuriyetçi Parti | |
---|---|
Kısaltma | GOP (Grand Old Party) |
Genel başkan | Michael Whatley |
Kurucu | Alvan E. Bovay Horace Greeley Edwin D. Morgan Henry Jarvis Raymond Amos Tuck |
Senato Lideri | Mitch McConnell (Azınlık Lideri) (KY) John Thune (Azınlık Lideri Yardımcısı) (SD) |
Meclis Lideri | Steve Scalise (Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri) (LA) |
Kuruluş tarihi | 20 Mart 1854; 167 yıl önce |
Önceli | Whig Partisi Serbest Toprak Partisi Özgürlük Partisi Anti-Nebraska Partisi Kuzey Amerikan Partisi |
Merkez | 310 First Street NE Washington 20003 |
Öğrenci kolu | Öğrenci Cumhuriyetçiler |
Gençlik kolu | Genç Cumhuriyetçiler |
Kadın kolu | Ulusal Cumhuriyetçi Kadınlar Federasyonu |
Üyelik (2023) | 35,739,952[1] |
İdeoloji | Çoğunluk:
|
Uluslararası üyelik | Uluslararası Demokrat Birliği[7] |
Avrupa üyeliği | Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular Partisi (bölgesel ortak) |
Resmî renkler | Kırmızı |
Senato | 49 / 100
|
Temsilciler Meclisi | 220 / 435
|
Valilikler | 27 / 50
|
İnternet sitesi | |
Amerika Birleşik Devletleri |
Parti, 1854 yılında köleliğin Kansas ve Nebraska'nın batı bölgelerine yayılmasına izin veren Kansas-Nebraska Yasası'na karşı çıkan kölelik karşıtı aktivistler tarafından kuruldu.[8] Parti, köleliğin özgür bölgelere yayılmasına karşı çıkarken klasik liberalizmi ve ekonomik reformu destekledi.[9] Parti başlangıçta Güney'de çok sınırlı bir varlık gösterdi, ancak Kuzey'de başarılı oldu. Parti, 1858'e gelindiğinde eski Whig'lerin ve eski Free Soilers'ın çoğunu bünyesine katarak neredeyse her kuzey eyaletinde çoğunluğu oluşturdu. Beyaz Güneyliler köleliğe yönelik tehdit karşısında alarma geçti. İlk Cumhuriyetçi başkan olan Abraham Lincoln'ün 1860'ta seçilmesiyle birlikte, Güney'in derin eyaletleri Birleşik Devletler'den ayrıldı.
Lincoln ve Cumhuriyetçi Kongre'nin liderliğinde Cumhuriyetçi Parti, Amerikan İç Savaşı'nda Konfedere Devletleri yenmek, Birliği korumak ve köleliği kaldırmak için mücadeleye öncülük etti. Daha sonra parti, kongredeki çoğunluğunu kaybettiği ve Demokratların Yeni Düzen programlarının popüler olduğu 1930'lardaki Büyük Buhran'a kadar ulusal siyaset sahnesine büyük ölçüde hâkim oldu. Dwight D. Eisenhower'ın seçilmesi Demokrat başkanlar arasında nadir görülen bir mola oldu ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra artan ekonomik refah dönemine başkanlık etti. Eski başkan yardımcısı Richard Nixon, 1972'de sessiz çoğunluk olarak lanse ettiği 49 eyaleti kazandı. Ronald Reagan'ın 1980'de seçilmesi, serbest piyasa ekonomisi savunucularını, sosyal muhafazakârları ve Soğuk Savaş'ın dış politika şahinlerini Cumhuriyetçi bayrağı altında bir araya getirerek ulusal siyaseti yeniden şekillendirdi.[10] Cumhuriyetçiler, 2008'den bu yana parti içinde artan bir hizipçilikle karşı karşıya kaldı.[11][12] 2024 itibarıyla Trumpçılar, GOP içindeki baskın gruptur.
21. yüzyılda parti en güçlü desteğini kırsal kesimdeki seçmenlerden, Evanjelik Hristiyanlardan, erkeklerden, yaşlılardan, gazilerden, beyaz seçmenlerden ve üniversiteye gitmemiş olanlardan almaktadır. Sosyal konularda, kürtajın yasallığının kısıtlanmasını, eğlence amaçlı uyuşturucu kullanımının yasaklanmasını, silah kısıtlamalarının gevşetilmesini, eşcinsel evliliğin yasallığının kaldırılmasını ve transseksüel hakları hareketine karşı çıkılmasını savunmaktadır. Ekonomik konularda parti vergi indirimlerini ve deregülasyonu desteklerken, işçi sendikalarına ve evrensel sağlık hizmetlerine karşı çıkmaktadır. Dış politikada ise parti hem Çin, Rusya, İran ve Kuzey Kore'ye karşı sert tutumları destekleyenleri hem de müdahalesizlik ve izolasyonizmi destekleyenleri kapsamaktadır.
Cumhuriyetçi Parti, 19. yüzyılın ortalarında ABD'de köleliğin büyük tartışma konusu olduğu bir ortamda doğdu. Kölelik, tarımın egemen olduğu güney eyaletlerinde yaygın bir uygulamayken, sanayinin egemen olduğu kuzey eyaletlerinde yasaklanmıştı.
1828 yılında kurulmuş olan Demokrat Parti, bu tartışma sırasında, köleliği savunan güneyli üyeler ile köleliğe karşı çıkan kuzeyli üyeler arasında ikiye ayrılmıştı. Cumhuriyetçi Parti böyle bir ortamda, güney eyaletlerinin köleliği sürdürme çabalarını önlemek amacıyla, 1854 yılında kuruldu. 1860 yılında yapılan seçimlerde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı olan Abraham Lincoln'ın başkan seçilmesi üzerine, kuzey ve güney eyaletleri arasında Amerikan İç Savaşı patlak verdi. 1865'te İç Savaş'ı Abraham Lincoln önderliğindeki kuzeylilerin kazanmasıyla kölelik sona erdi ve 19. yüzyılın geri kalan bölümünde Cumhuriyetçi Parti, siyah Amerikalıların oylarını kolayca kazanmaya devam etti.[13]
Fakat 20. yüzyıl başlarında Amerikan siyasetinde yaşanan değişiklikler çerçevesinde, Demokrat Parti'den seçilen başkan Franklin D. Roosevelt'in işçilere ve orta gelirli kesime verdiği haklar, Demokrat Parti'yi sosyal liberal bir çizgiye oturttu.
Partinin kurucu üyeleri, Thomas Jefferson'ın Demokratik-Cumhuriyetçi Partisi tarafından desteklenen cumhuriyetçiliğin değerlerine saygı göstermek için "Cumhuriyetçi Parti" adını seçtiler. İsim fikri, partinin önde gelen yayıncısı Horace Greeley'in "Cumhuriyetçi" gibi basit bir isim çağrısında bulunan başyazısıdan geldi. Bu ad, 1776 cumhuriyetçi sivil erdem değerlerini ve aristokrasiye ve yolsuzluğa karşı muhalefeti yansıtır.
"Büyük Eski Parti" terimi, Cumhuriyetçi Parti için geleneksel bir takma addır ve "GOP" kısaltması yaygın olarak kullanılan bir isimdir. Terim 1875'te Kongre Kayıtlarında ortaya çıktı ve Birliğin başarılı askeri savunmasıyla ilişkili partiye "bu cesur eski parti" olarak atıfta bulundu. Ertesi yıl Cincinnati Commercial'daki bir makalede, terim "büyük eski parti" olarak değiştirildi. Kısaltmanın ilk kullanımı 1884 tarihlidir.
Partinin geleneksel maskotu fildir. 7 Kasım 1874'te Harper's Weekly'de yayınlanan Thomas Nast'ın siyasi karikatürü, sembolün ilk önemli kullanımı olarak kabul edilir. Partinin Indiana, New York ve Ohio gibi eyaletlerde kullanılan sembolü kel kartal, Kentucky'de ise kütük kulübesidir.
Geleneksel olarak partinin tutarlı bir renk kimliği yoktu. 2000 seçimlerinden sonra kırmızı renk Cumhuriyetçilerle ilişkilendirildi. Seçim sırasında ve sonrasında, büyük yayın ağları seçim haritası için aynı renk şemasını kullandı: Cumhuriyetçi aday George W. Bush'un kazandığı eyaletler kırmızıyla, Demokrat aday Al Gore'un kazandığı eyaletler ise maviyle boyandı. Seçim sonuçlarıyla ilgili haftalarca süren anlaşmazlık nedeniyle, bu renk çağrışımları, sonraki yıllarda da devam ederek sağlam bir şekilde kök saldı. Siyasi partilerin renklerle ilişkilendirilmesi gayri resmi olsa da, medya bu renkleri kullanarak ilgili siyasi partileri temsil etmeye başladı. Parti ve adayları da kırmızı rengi benimsedi. İstisna olarak, 2014 yılında Cumhuriyetçi Parti'nin Kaliforniya eyaletindeki şubesi "California Republican Party" resmî olarak kırmızıyı reddetti ve mavi rengi benimsedi. Bunun sebeplerinden biri ise; Birleşik Devletler dışındaki dünya siyasetinde genellikle mavi rengin muhafazakârlık, kırmızının ise sosyalizm ile ilişkilendirilmesidir.
2003 yılında başlayan Irak İşgali ve bu işgalin başarısızlığı, Amerikan halkının Cumhuriyetçi Parti'ye verdiği desteği sekteye uğratmıştır. 2004 yılında George W. Bush ikinci defa başkanlığa seçilmiş olmasına karşın, kamuoyu yoklamalarında kendisine verilen desteğin büyük oranda düştüğü gözlemlenmiştir. Öte yandan, Kongre'de Cumhuriyetçi Parti üyelerin karışmış olduğu yolsuzluk skandalları da partiye büyük zarar verdi ve 7 Kasım 2006 tarihinde yapılan ara seçimlerde Cumhuriyetçi Parti yenilgiye uğrayarak Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu kaybetti. 2008 seçimlerinde Başkanlık makamı da, Barack Obama ile Demokratlara geçti. 2016 yılında başkan seçilen Donald Trump, yeniden aday olduğu 2020 seçimlerini kaybetmiştir. 2022 yılı ortası itibarıyla Cumhuriyetçi Parti hem yürütme hem de yasama kanatlarında muhalefet durumundadır. 2022 yılında yapılan ara seçimlerde ise Senatoda çoğunluğu sağlayamamasına karşın Temsilciler Meclisinde çoğunluğu elde etmiştir.
Cumhuriyetçi Parti vergi yükünün azaltılması ve firmalara yasalarla getirilen kısıtlamaların azaltılması yanlısıdır. Sosyal konularda muhafazakâr bir tutum izler. Özellikle dindar Protestan grupların (Evanjelikler) desteğine sahiptir. Kürtajın kısıtlanması gerektiğini savunur. Protestan ağırlıklı güney eyaletlerinde büyük bir desteğe sahiptir. Ayrıca Silah Serbestliği Kanunu'nu destekler.
Cumhuriyetçiler, ekonomik refahın arkasındaki temel faktörlerin serbest piyasalar ve bireysel başarı olduğuna inanmaktadır. Cumhuriyetçiler, yönetimde Demokratlar varken sıklıkla mali muhafazakarlığı savunurlar; ancak, hükûmetten sorumlu olduklarında federal borcu artırmaya istekli olduklarını göstermişlerdir (Bush döneminde vergi indirimlerinin uygulanması, Medicare Kısım D ve 2017 Vergi Kesintileri ve İşler Yasası bu tutumun örnekleridir). Hükûmet harcamalarını azaltma vaatlerine rağmen, Cumhuriyet yönetimleri 1960'ların sonlarından beri önceki hükûmet harcama düzeylerini sürdürdü veya artırdı.
Din, her iki taraf için de her zaman önemli bir rol oynamış olsa da, bir yüzyıl boyunca partilerin dini kompozisyonları değişti. Din, 1960'tan önce partiler arasında önemli bir ayrım çizgisiydi; Katolikler, Yahudiler ve güneyli Protestanlar ağırlıklı olarak Demokrat, kuzeydoğu Protestanları ise ağırlıklı olarak Cumhuriyetçiydi. Eski farklılıkların çoğu, 1970'lerin ve 1980'lerin New Deal koalisyonunun altını oyan düzenlemeden sonra ortadan kayboldu. Her hafta kiliseye giden seçmenler 2004'te oylarının yüzde 61'ini Bush'a verdi; ara sıra gidenlerin ise yüzde 47'si ve kiliseye hiç gitmeyenlerin yüzde 36'sı Bush'u destekledi. Katoliklerin yüzde 52'si (John Kerry Katolik olmasına rağmen) ve Protestanların yüzde 59'u da Bush'a oy verdi. 1980'den beri, Evanjeliklerin büyük çoğunluğu Cumhuriyetçilere oy verdi; 2000 ve 2004'te yüzde oranında 70-80 Bush'a ve 2006'da Cumhuriyetçi Meclis adayları için yüzde 70 oranında destek verdiler.
Yahudiler ise yüzde 70-80 oranında Demokratlara oy vermeyi sürdürmektedir. Demokratlar, Afro-Amerikan kiliseleriyle, özellikle Ulusal Baptistler ile yakın bağlara sahipken, Katolik seçmenler arasındaki tarihi hakimiyetleri 2010 ara seçimlerinde yüzde 54-46 oranına düştü. Ana akım geleneksel Protestanlar (Metodistler, Lutherciler, Presbiteryenler, Episkopalcılar ve Öğrenciler) arasındaki Cumhuriyetçi Parti desteği ise yaklaşık yüzde 55'e geriledi.
Utah ve komşu eyaletlerdeki İsa Mesih'in Son Zaman Azizleri Kilisesi üyelerinin en az yüzde 75'i, 2000 yılında George W. Bush için oy kullandı. 2018 yılında Mormonların yüzde 76'ısnın Cumhuriyetçi adayları etmesi, Trump'ın adaylığının Mormonların fikrini etkilemediğini ortaya koymuştur.
Katolik Cumhuriyetçi liderler; kürtaj, ötanazi, embriyonik kök hücre araştırmaları gibi konularda Katolik Kilisesi'nin öğretileriyle aynı çizgide kalmaya çalışırken, ölüm cezası ve doğum kontrolü konusunda da görüş ayrılığına düştüler. Papa Francis'in 2015 ansiklopedisi Laudato si' tartışmaya yol açtı. Çünkü bu eserde, geleneksel Cumhuriyetçi fikirlerin aksine, iklim değişikliğinin fosil yakıtların yakılmasın neticesinde insan kaynaklı bir sorun olduğu resmen kabul etmiş ve küresel ısınmanın gelişmiş ülkelerin kısa vadeli ekonomik kazançlar peşinde koşarken gezegenin yok edilmesine kayıtsız kalmalarına dayandığını belirtmişti. The New York Times'a göre, Laudato si', 2016 seçimlerinde Jeb Bush, Bobby Jindal, Marco Rubio ve Rick Santorum gibi Katolik adayları zor durumda bıraktı. Boston Koleji'nde ahlaki teoloji profesörü olan James Bretzke, önde gelen Demokratlar ansiklopediyi övse de, genel olarak her iki tarafın samimiyetsiz olduğunu söyledi. Katolikler, Katolik Cumhuriyetçilerin yüzde 51'i küresel ısınmaya (genel nüfustan daha az) inanıyor ve Katolik Cumhuriyetçilerin yalnızca yüzde 24'ü küresel ısınmanın insan faaliyetlerinden kaynaklandığına inanıyor.
2016'da Ortodoks Yahudilerin küçük çoğunluğu, sosyal muhafazakarlığı ve giderek artan İsrail yanlısı dış politika duruşu nedeniyle partiye yıllardır artan Ortodoks Yahudi desteğinin ardından Cumhuriyetçi Parti'ye oy verdi. Ortodoks Yahudilerin yüzde 70'inden fazlası kendini Cumhuriyetçi olarak tanımlamaktadır. Associated Press tarafından 2020 yılında yapılan bir anket, Müslümanların yüzde 35'inin Donald Trump'a oy verdiğini ortaya koydu.
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.