Pronunciation
- IPA(key): /maːnaːˈsɯz/
- Hyphenation: ma‧na‧sız
Adjective
manasız
- meaningless, senseless
- (figuratively) pointless, purposeless, useless
Declension
More information present tense, positive, declarative ...
present tense |
|
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative |
ben (I am) |
manasızım |
manasız mıyım? |
manasız değilim |
manasız değil miyim? |
sen (you are) |
manasızsın |
manasız mısın? |
manasız değilsin |
manasız değil misin? |
o (he/she/it is) |
manasız / manasızdır |
manasız mı? |
manasız değil |
manasız değil mi? |
biz (we are) |
manasızız |
manasız mıyız? |
manasız değiliz |
manasız değil miyiz? |
siz (you are) |
manasızsınız |
manasız mısınız? |
manasız değilsiniz |
manasız değil misiniz? |
onlar (they are) |
manasız(lar) |
manasız(lar) mı? |
manasız değil(ler) |
manasız değiller mi? |
past tense |
|
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative |
ben (I was) |
manasızdım |
manasız mıydım? |
manasız değildim |
manasız değil miydim? |
sen (you were) |
manasızdın |
manasız mıydın? |
manasız değildin |
manasız değil miydin? |
o (he/she/it was) |
manasızdı |
manasız mıydı? |
manasız değildi |
manasız değil miydi? |
biz (we were) |
manasızdık |
manasız mıydık? |
manasız değildik |
manasız değil miydik? |
siz (you were) |
manasızdınız |
manasız mıydınız? |
manasız değildiniz |
manasız değil miydiniz? |
onlar (they were) |
manasızdılar |
manasız mıydılar? |
manasız değildi(ler) / değillerdi |
manasız değil miydiler? |
indirect past |
|
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative |
ben (I was) |
manasızmışım |
manasız mıymışım? |
manasız değilmişim |
manasız değil miymişim? |
sen (you were) |
manasızmışsın |
manasız mıymışsın? |
manasız değilmişsin |
manasız değil miymişsin? |
o (he/she/it was) |
manasızmış |
manasız mıymış? |
manasız değilmiş |
manasız değil miymiş? |
biz (we were) |
manasızmışız |
manasız mıymışız? |
manasız değilmişiz |
manasız değil miymişiz? |
siz (you were) |
manasızmışsınız |
manasız mıymışsınız? |
manasız değilmişsiniz |
manasız değil miymişsiniz? |
onlar (they were) |
manasızmışlar |
manasız mıymışlar? |
manasız değilmiş(ler) / değillermiş |
manasız değil miymişler? |
conditional |
|
positive, declarative |
positive, interrogative |
negative, declarative |
negative, interrogative |
ben (if I) |
manasızsam |
manasız mıysam? |
manasız değilsem |
manasız değil miysem? |
sen (if you) |
manasızsan |
manasız mıysan? |
manasız değilsen |
manasız değil miysen? |
o (if he/she/it) |
manasızsa |
manasız mıysa? |
manasız değilse |
manasız değil miyse? |
biz (if we) |
manasızsak |
manasız mıysak? |
manasız değilsek |
manasız değil miysek? |
siz (if you) |
manasızsanız |
manasız mıysanız? |
manasız değilseniz |
manasız değil miyseniz? |
onlar (if they) |
manasızsalar |
manasız mıysalar? |
manasız değilseler / değillerse |
manasız değil miyseler? |
Close
predicative forms of manasız
References
Şemseddin Sâmi (1899–1901) “معناسز”, in قاموس تركی [kamus-ı türki] (in Ottoman Turkish), Constantinople: İkdam Matbaası, page 1377