Mehmed Niyazi Özdemir (d. 8. Nisan 1942, Akyazı - ö. 11 Mayıs 2018, İstanbul), Türk tarihçi, yazar ve mütefekkir.
- Devletimizin gövdesi Orta Asya bozkırlarında vukuatın yumruğu ile yoğrularak, çağlar içinde boy atarak oluşmuştur. Müslüman olunca da bu gövdenin rûhu Mekke ve Medîne'den gelmiştir. İslâmiyet devlete şekil getirmemiştir. Bâzı kamu hukukçuları bunu eksiklik olarak değerlendirmişlerdir. Fakat kamu hukûku geliştikçe buradaki suskunluğun hikmeti anlaşılmıştır.[1]
- Dünyada iki devlet olur, iki süper güç birbirini dengeler ufak devletler bunların gölgesinde hayatta kalırlar. Tarih boyunca baktığınızda bunu görürsünüz. Ufak devletlerin medeniyetleri olmaz. Onlar büyük devletlerin gölgesinde olduğu için, büyük devletlerin kopyası, onların takipçisi olurlar.[2]
- Bana göre aydın; mesuliyetini idrak eden adamdır. İlla okur yazar olması, doktora yapması gerekli değil. Aydın ailesine, cemiyetine, milletine, faydalı olan insandır.[3]
- Tarihte ne kadar göz kamaştırıcı bir mevkiye sahip isek de, onu araştırmada, kültür hazinesi olarak hayatımıza katmada aklın alamayacağı kadar geri kaldık.[4]
- 25 Eylül 2016 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan "Tarihimizi biz yazmalıyız" başlıklı yazısından
- Unutmamak gerekir ki bir ferdi veya bir toplumu tanımak, onun dinini bilmekle başlar. Bütün sosyal bilimlerin anahtarı teolojidir. Çünkü ferdin tavır ve davranışlarında, sosyal oluşumlarda din asli unsurdur.[5]
- 2 Ekim 2016 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan "Tarih ve diğer sosyal bilimler" başlıklı yazısından
- Geçmişte gazetecilik, edebiyat yazarlarının atlama taşıydı. Çünkü hayatın şartları sanatkârı maddi bakımdan zorluyordu. Peyami Safa için gazetecilik ise doğuştan bir meslekti; öyle dört dörtlük fıkralar yazardı ki, gazete alanların pek çoğu bunları okurdu. Sadece onun için gazete alanlar bile vardı. Peyami Safa bir gazeteden diğer bir gazeteye geçince, binlerce okuyucusu da onu takip ederdi.[6]
- 30 Temmuz 2017 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayınlanan "Doğu-Batı sentezi" başlıklı yazısından