Loading AI tools
Amerikalı yazar (1900 – 1948) Vikipedi'den, özgür ansiklopediden
Zelda Fitzgerald (evlilik öncesi soyadı: Sayre; 24 Haziran 1900 - 10 Mart 1948) Amerikalı yazar, oyuncu, dansçı, ressam.
Montgomery, Alabama'da Alabama Yüksek Mahkemesi yargıcı Anthony D. Sayre'nin en küçük kızı olarak doğdu. Güzelliği ile tanındı ve Montgomery sosyetesinin gözde ismi haline geldi. 1920 yılında ünlü yazar F. Scott Fitzgerald ile evlendi. New York'a taşındı ve Fitzgerald tarafından "Amerikanın ilk flapper'i" olarak adlandırıldı. Zelda ve Scott Caz Çağının sembolü olarak anıldılar.
Zelda'nın ailesi Sayres önde gelen bir Güney ailesiydi. Büyük amcası John Tyler Morgan, Amerika Birleşik Devletleri Senatosu'nda altı dönem görev yapmıştı. Babasının büyükbabası Montgomery'de bir gazete yayınlamıştı ve annesinin büyükbabası, Kentucky'den ABD Senatörü olan Willis Benson Machen'di.
Zelda Sayre çocukluğunda ve gençliğinin ilk yıllarıdna son derece aktifti. Bale dersleri aldı, dans etti. Açık havada zaman geçirmekten keyif alıyordu. 1914'te Sidney Lanier Lisesi'ne devam etmeye başladı. Parlak bir öğrenciydi ama dersleriyle ilgilenmiyordu. Lise yıllarından aktif bir sosyal hayatı oldu. Alkol ve sigara kullandı, zamanının çoğunu erkeklerle geçirdi ve yerel gençlik sosyetesinde bilinen bir isim olarak ön plana çıktı.[1]
1918'de F. Scott Fitzgerald, savaşa katılmak için Princeton Üniversitesi'nden ayrıldı ve Teğmen rütbesi ile Montgomery, Alabama yakınlarındaki Sheridan Kampında görevlendirildi. 45.ve 67. Piyade Alaylarında hizmet eden Fitzgerald, yerel bir şehir klübünde Zelda Sayre ile karşılaştı. Montgomery sosyetesinin "altın kız"ı ile tanıştı ve aşık oldu. Zelda ile iletişimini kesmeyen Scott, daha sonra "cinsel pervasızlık" olarak adlandırdığı şekilde sürekli birlikteydi.[2]
Ekim ayında Fitzgerald ve bağlı olduğu askerî birlikler kuzeye gönderildiğinde ilişkileri kesintiye uğradı. Fitzgerald'ın Fransa'ya gönderilmesini bekleniyordu, ancak bunun yerine Long Island'da Kamp Mills'e atandı ve oradayken, savaş sona erdi. Ancak Scott ve Zelda'nın ilişkisi mekandan bağımsız olarak devam etti. Fitzgerald, ilk romanının taslağını, basılması için yeniden yazarken, edebi ilham almak için, Zelda'nın mektuplarından, konuşmalarından hatta günlüğününden bile yararlandı.[1]
Bir yandan yaşamını idame ettirmek için gazete ve reklam ajanslarında çalışan, diğer yandan da ilk romanını yeni baştan yazan Fitzgerald, New York'ta olduğu bu dönemde sık sık Zelda'ya yazdı ve Mart 1920'de Zelda'ya annesinin yüzüğünü gönderdi. İkili böylece nişanlandı. Zelda'nın arkadaşlarının ve ailesinin üyelerinin çoğu, aşırı alkol kullanımını onaylamadıkları için ilişkilere karşı ihtiyatlıydı ve Scott Fitzgerald'ın Katolik olması yüzünden bu ilişkiyi kabul etmiyorlardı.[2]
Scott Fitzgerald'ın ilk romanı Cennetin Bu Yakası (1920) yayınlanınca elde ettiği başarı ve zenginlik hızla sosyeteye girmesini sağladı. 1920 yılında yayımlanan kitabın ardından kazandığı ticari başarı ile Zelda ve Sayre ailesi fikir değiştridi ve 3 Nisan 1920'de St. Patrick Katedrali'nde küçük bir düğün partisinden önce evlendiler.[2]
1921’de çiftin ilk ve tek çocukları dünyaya geldi.
Ancak ikilinin evlilikleri aşırı alkol, aldatma ve sert suçlamalarla dalgalı bir şekilde sürüyordu. İkilinin yakınında yer alan ve Scott'un arkadaşlarının en önemlilerinden biri, Amerikan edebiyatının önde gelen yazarlarından Ernest Hemingway, Zelda’yla hiç iyi anlaşamıyordu. Ona göre Zelda, kocasının çok içmesine ve yazamamasına sebep oluyordu.[3] Fitzgerald'ın 26 Mart 1920'de yayınlanan ilk romanı, bir yıl içinde 41.075 kopya satarak müthiş bir başarı göstermişti. Fakat, takip eden romanları bu başarıyı sürdüremedi. Ancak lüks ve savruk yaşam tarzları yüzünden kendilerini borç içinde buldular. Scott, faturaları ödemek için öfkeyle kısa hikâyeler yazdı, ancak kısa süre içinde depresyona girdi ve çift Nisan 1924'te Paris'e gitti.[1]
Buna rağmen Scott Fitzgerald, yazdığı romanların pek çoğunda Zelda ile evliliğini konu edindi ve Zelda'nın günlüklerini, romanlarının kurgusu için bazen intihal sayılabilecek kadar çok alıntıladı.
Bu dönemde sosyetede kendine yer edinen Zelda, çeşitli dergilere makaleler yazmaya başladı.Haziran 1922'de, Metropolitan dergisinde Zelda Fitzgerald'ın "Flapper olmaya övgü" adlı bir yazısı yayınlandı. Görünüşte Flapper yaşam tarzının düşüşüyle ilgili bir metin olmasına rağmen, ileride makale "Zelda'nın kendi varoluş kodunun bir savunması" olarak yorumlanacaktı. Zelda yazmaya devam etti, birkaç kısa öykü ve makale sattı. Scott'ın bir tiyatro oyununu yazmasına yardım etti.
Ancak asıl çıkışını 1932'de, Baltimore'daki Johns Hopkins Hastanesi'ndeki Phipps Kliniğinde tedavi edilirken yaptı. Zelda tedavisi sırasında bir yaratıcılık patlaması yaşadı. Klinikteki ilk altı hafta boyunca aralıksız olarak bir roman yazdı ve Scott'ın yayıncısı Maxwell Perkins'e gönderdi. Son Valsi Bana Sakla isimli bu romana ilk tepki ise kocası Fitzgerald'dan geldi.
Son Valsi Bana Sakla'da, tıpkı kendisi gibi bale tutkunu bir genç kadını ele alan Zelda, Fitzgerald ile evliliğinde yaşadığı çalkantıları neredeyse birebir takip eden bir kurgu yaratmış ve romanın başkişisi Güneyli bir yargıcın kızı olan Alabama Beggs’i bir nevi alter egosu haline getirmişti. Romanda çalışmaları bir anda ünlenen hevesli bir ressam David Knight ile evlenen Alabama'nın evliliğinde sorunlar vardır. Bir süre sonra Fransa’ya taşınan çiftin yaşadıkları, Alabama’nın geçkince yaşına rağmen baleye olan merakı, sebat edip çalışarak üç yıl içinde ünlü bir opera grubunda kendine yer bulmas ve yakışıklı bir pilotla yaşadığı yasak aşk, romanla gerçek hayat arasındaki paralelliklerin sadece bir kısmıydı.[4]
Scott, Perkins'e gönderdikten bir hafta sonra Zelda'nın kitabını okuduğunda korkunç bir öfke nöbeti geçirdi. Kitap, Fitzgerald çiftinin evliliğinin otobiyografik bir hikâyesiydi. Yazdığı mektuplarda Scott, Zelda'yı azarladı ve romanın, yıllardır üzerinde çalıştığı ve sonunda 1934'te yayınlanacak olan Buruktur Gece isimli kendi romanında kullanmayı planladığı materyali kullandığını ileri sürdü. Scott, Zelda'yı romanı yeniden yazmaya zorladı ve kendi romanında kullanmak istediği bölümleri kitaptan çıkardı. Büyük Buhran Amerika'yı vurmuş olsa da, Scribner, Zelda'nın kitabını yayınlamayı kabul etti ve 7 Ekim 1932'de ilk baskısı 3.010 kopya olarak yayınlandı.[1]
Roman, tıpkı Scott Fitzgerald'ın romanlarındaki gibi otobiyografik özellikler taşımasına rağmen Zelda'nın yazı stili eşinden oldukça farklıydı. Son Valsi Bana Sakla'da kullanılan dil karmaşık metaforlarla doluydu.
Roman, eleştirmenler tarafından iyi karşılanmadı. Sadece 1,392 kopya sattı ve Zelda kitaptan sadece 120.73 dolar kazandı. Romanın başarısızlığı ve Scott'ın kendi romanından intihal suçlaması ve bir mektubunda Zelda'nın "üçüncü sınıf bir yazar" olduğunu yazması, Zelda'nın yazarlık kariyerini tamamen sonlandırmasına yol açtı. 1940’da başladığı ama bitiremediği Ceaser’s Things’e kadar bir daha roman yazmaya yeltenmedi.[4]
1930'ların ortalarından itibaren Zelda, hayatının geri kalanını zihinsel sıkıntıların çeşitli aşamalarında geçirdi. Sanatoryumlarda ve daha önceki yıllarda çizdiği bazı resimler 1934'te sergilendi. Romanında olduğu gibi, Zelda ressamlık kariyeriyle de hayal kırıklığına uğradı. The New Yorker dergisi bir makalede resimleri için "Neredeyse efsanevi Zelda Fitzgerald'ın tabloları; sözde Caz Çağı'ndan kalan duygusal tonlar veya çağrışımlar yansıtıyor." diye yazacaktı.[1]
1936'da Scott, Zelda'yı Asheville, Kuzey Carolina'daki Highland Hastanesine yerleştirdi ve Haziran 1937'de MGM ile haftada 1.000 dolarlık bir iş için Hollywood'a döndü. Scott, bu dönemde sinema yazarı Sheilah Graham ile ciddi bir ilişkiye girdi. 1938'den sonra bir daha yüz yüze görüşmeyen Zelda ve Scott, iletişimlerini ilişkilerinin ilk yıllarındaki gibi mektuplarla sürdürdü.
Mart 1940'ta, kabulden dört yıl sonra Zelda hastaneden taburcu edildi. Şimdi kırk yaşındaydı, arkadaşları çoktan gitmişti ve yine çok paraları yoktu. Scott Fitzgerald, kendi başarısızlıkları ve eski arkadaşı Hemingway'in artarak devam eden başarıları nedeniyle hayata karşı giderek daha fazla öfkeleniyordu.
Scott'ın Aralık 1940'taki geçirdiği kalp krizi sonrasında ölümünden sonra Zelda, Rockville, Maryland'deki cenazesine bile katılamadı. Ancak Fitzgerald'ın tamamlanmadan öldüğü son romanı Son Düş'ün ilk kopyalarını okudu ve Caesar's Things adlı yeni bir romanı üzerinde çalışmaya başladı.
Scott'ın cenazesini katılamadığı gibi kızları Scottie'nin düğününü de kaçırdı. Ağustos 1943'te Asheville, Kuzey Carolina'daki Highland Hastanesine döndü. Hastaneye girip çıkarken romanı üzerinde çalıştı. İyileşmedi, romanı da bitirmedi. 10 Mart 1948 gecesi hastane mutfağında yangın çıktı. Zelda elektroşok tedavisini beklemesi için bir odaya kilitlenmişti. Yangın, servis bacasından geçerek tüm binaya yayıldı. Yangın tahliye merdivenleri de binanın tamamı gibi ahşaptı ve onlar da tutuştu. Zelda da dahil olmak üzere hastanedeki dokuz kadın öldü. Yangından sonra Zelda ancak terliklerinden biri sayesinde teşhis edildi.[1]
Scott ve Zelda, başdilıçta Maryland'de Rockville Union Mezarlığı'nda, ailesinin arsasından uzakta gömüldüler. Ancak 1975'te kızları Scottie, diğer Fitzgeraldlar ile birlikte Saint Mary's Katolik Mezarlığı'na gömülmeleri için başarılı bir kampanya yürüttü. Muhteşem Gatsby'nin son cümlesi mezar taşlarına yazılmıştır: "Böylece asılıyoruz küreklere, geçmişe doğru savrulup dursak da, teknelerimizle akıntıya karşı ilerlemeyi sürdürüyoruz."[1]
Seamless Wikipedia browsing. On steroids.
Every time you click a link to Wikipedia, Wiktionary or Wikiquote in your browser's search results, it will show the modern Wikiwand interface.
Wikiwand extension is a five stars, simple, with minimum permission required to keep your browsing private, safe and transparent.